mutluluğumuzu bizden alabilirler ama umudumuzu asla

• 1

  yeni bir fatih terim afrorizması.
  
  yaşananları daha güzel özetleyecek bir cümle zor bulunur.
  
  https://mobile.twitter.com/.../1472576918235009030
• 2

  bir nevi "devranın dönmesini bekliyoruz." açıklaması. zaten ülkede mutsuz olan insanların en büyük umudu bu.
• 3

  hemen bugün adil futbol ortamı yaratılsa, şampiyon olacağımıza inanan bendenizi tanımlayan fatih terim sözü. :(
• 4

  taraftarın bir kısmı ağır eleştirirken hatta bir kısmı istifaya bile davet ederken çıkıyor bir cümle söylüyor ya da bir tweet atıyor herkes pamuk gibi oluyor. çok başka adamsın sayın hocam. :(
  
  https://twitter.com/...uSwGd5ugU0A&s=19
• 5

  bu cümlede hoca takımdan mı bahsediyor, ülkeden mi? her ikisi de aynı kapıya çıkıyor, aforizması. saygı duruşundayım.
• 6

  hocam yine durumu klasına yakışır şekilde özetlemiş.
  
  devran dönecek. eli kulağında. o zaman türk futbolunda da dahil adil bir ortam olacak ve galatasaray da kazansa da kaybetse de hak ettiği şekilde olacak.
• 7

  güne bu sözle başlayalım. çirkin kralın, yasar kemal'ın ve nicelerin beslendiği bu coğrafyanın o da hakkını veriyor.
• 8

  şöyle görüyoruz bunu,
  
  uefa avrupa ligi skor belirteci,
  
  "galatasaray win on aggregate 4-3" falan...
  
  hatta
  
  "galatasaray win by penalty shootout"
  
  finale kadar.
  
  olsun be.*
• 9

  bana oldukça popülist gelen söylem. acı ama gerçek.
  
  galatasaray türkiye'nin en büyük kulübüdür ve büyük kulüp olmak bana göre çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batırmayı gerektirir. özeleştiri yapılmayan her sistem bir gün çökmeye mahkumdur. düzen ne kadar bozuk olsa da düzeni suçlarken kendi eksikliklerimizi, kabahatlerimizi görmezden gelemeyiz. umutları yeşertebilmek için bir eylem, bir söylem, bir plan yok ortada. bir kıvılcım yok. sabah akşam dalga geçtiğimiz megafonlu açıklamalar bile bir yerde işe yaramış olacak ki rakip takım üst üste iki derbide hakem ittirmeleriyle 4 puanı cebine koyabiliyor. umutsuzluk benim tarzım değil ama umutlanacak hiçbir şey de yok elde. evet avrupa'da müthiş bir başarıya imza attık ama biz sevilla değiliz ki tüm odağımızı avrupa'ya dikip ligde yokları oynayalım, ki bu örnekteki sevilla liglerindeki diğer üç büyük kulübün müthiş dominasyonuna rağmen hiçbir zaman 1.5 puan ortalamasının altında kalmadı, hiçbir zaman 17 haftada 18 puan fark yemedi. bu sezon puan farkı çift hanelerde devam ederse zaten önümüzdeki sezon için avrupa ihtimali çok çok düşük, ya türkiye kupası kazanılmalı ya da avrupa ligi. şu anki galatasaray bana bırakın bir kupayı, hiçbir maçın favorisi olarak gözükmüyor. evet hakemler tarafından çok hırpalandık ama biz de birkaç maçın birkaç sekansı hariç iyi futbol oynamadık. her yıl en az üç sefer dinlediğimiz "tüm sorumluluk benim, hataları kabul ediyorum" açıklamalarının da benim nezdimde hükmü yok, zira kabul edilen hataların telafisi için bir şeyler yapılmadığını da yeterince deneyimledik. fatih terim'i ne kadar seversek sevelim dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi bu kulüpte de hiç kimse dokunulmaz değil. mutluluğumuzu sadece onlar almadı, umudumuz için de bir şeyler görmek istiyorum haliyle.
  
  galatasaray ile doğdum, galatasaray ile büyüdüm. fatih terim'i babam gibi sevdim, bizi bırakıp gittiğinde çok kızdım ama döndü yine sevdim. fatih hoca'nın galatasaraylılığından asla şüphe duymuyorum ama bir yerde dönüp kendi hatalarını tespit etmesi ve bunların çözümü için bir şeyler yapması lazım artık. her sezon bir iki imza cümle kurmak ile bir yere varamadığımızı hep beraber görmemiz gerek. "devrim evde başlar" diye bir söz var, çok severim. hoca'nın etrafında sürekli iş bilmez teknik ekipler olduğu gibi daha da tehlikelisi "mevlam ne eylerse güzel eyler" mantığıyla sürekli sırtını sıvazlayan, sen en büyüksün diyen bir güruh olduğunu düşünüyorum. öyle ki hocanın kızı bile, iyi kötü fikrini belirten her şeyden önce bir galatasaray taraftarı ve kendi çapında gazeteci olan birinin tweetine şu şekilde* cevap verme hakkını kendisinde görüyor. evi taşlayanlara tabii ki savaş açacağız ama bir devrim olacaksa önce bizim evimizde başlamalı. hiç kimse ve hiçbir kurum dokunulmaz veya eleştirilemez değil.
  
  bkz: https://gss.gs/Hnf.jpg
• 10

  efsanemiz fatih terim tarafından söylendikten çok kısa bir süre sonra beceriksiz ve kötü niyetli galatasaray üyesi burak elmas yüzünden geçerliliğini yitiren cümledir.
  
  bizden almadıkları hiçbir şey kalmadı malesef.
• 11

  https://youtu.be/A0yFu_AxmxA
• 12

  aldılar hoca aldılar. alamazlar dediğimiz ne varsa hepsini aldılar. mutluluğumuzu aldılar, umudumuzu aldılar, hakkımızı aldılar, seni aldılar şimdi gururumuzu ayaklar altına almaya çalışıyorlar.
  
  vallahi nasıl ve nereye kadar dayanacağımızı bilmiyoruz !
• 13

  bir fatih terim aforizması...
  
  ne zaman başı sıkışsa patlatırdı alengirli kelimeler... adaletin olduğu yerdeyim dedi 5 ay sonra hop tüpçü ile fotolar çektirdi 32 diş görünür vaziyette. 8'de kapanır 18'de dedi. bir allah'ın kulu sormadı bu takım niye 8 puan geriye düşüyor diye. şimdi bakıyoruz 2 maç kaybeden teknik direktörün kellesi kesiliyor. derin bir yalnızlık yaşıyorum dedi mustafa cengiz'in sonunu getirdi. mustafa cengiz'le bile nasıl kötü olursun be arkadaş. adam bir kere bile ben dememiş birisi. yalnızlık çekiyorum dediği sıralarda koca galatasaray başkanını karşısına alarak transfer ettirdiği arda'sı yanındaydı halbuki... cengiz yerine burak elmas'ı getirdik onunla da anlaşamadı sonra da bu güzel cümleyi kurdu. yani benlik bir şey yok, 10 maçta 1 galibiyet dış düşmanların suçu... hep dış mihraklar zaten hep onlar...
  
  ah be hocam ne olurdu da biraz kendini takıma verseydin de son 3 sezonu teneke bile alamadan geçirmeseydik. başın sıkışınca patlat bir racon ha! öyle olmuyor artık bak görüntü bu..
• 14

  bir fatih terim sözü. umudunuzu kaybetmeyin abi. vazgeçmek yok.
• 15

  fatih terim’in william wallace’a donustu anlarda soyledigi laflardan biri.
  
  “they may take our lives, but they’ll never take our freedom”.
• 16

  calle 13’nin latinoamérica şarkısında geçen şu sözleri hatırlatan fatih terim vecizesi.
  
  --- alıntı ---
  
  tú no puedes comprar al viento
  tú no puedes comprar al sol
  tú no puedes comprar la lluvia
  tú no puedes comprar el calor
  tú no puedes comprar las nubes
  tú no puedes comprar los colores
  tú no puedes comprar mi alegría
  tú no puedes comprar mis dolores
  
  --- alıntı ---
  
  --- çeviri ---
  
  rüzgarı satın alamazsın.
  güneşi satın alamazsın.
  yağmuru satın alamazsın.
  sıcaklığı satın alamazsın.
  bulutları satın alamazsın.
  renkleri satın alamazsın.
  mutluluğumu satın alamazsın.
  acılarımı satın alamazsın.
  
  --- çeviri ---
  
  ve şarkı şu söz ile bitiyor: “no puedes comprar mi vida!” (hayatımı satın alamazsın!)
• 17

  aşağıdaki fotoğraf şam’da yer alan dünyanın en canice işkencekerinin yapıldığı, insanlık dramının yaşandığı sednaya hapishanesi’nden bir duvardan.
  
  duvarda yazılanlar;
  
  “canım memleketim istanbul, gs, cimbom”
  
  https://gss.gs/1rx.jpg
  
  olm ben çok kötü oldum lan, empati yapamıyorum, hayal edemiyorum, biraz düşününce daralıyorum, içim sıkılıyor, ölecek gibi oluyorum.
  
  bu adam yaşıyor mu? öldü mü? bilmiyorum ama kardeşim senin için şampiyon olacağız!