1476
ülkeyi emperyalist düsman işgalinden kurtarmak için elindeki sınırlı cephane, silah, asker ve silah arkadaşlarıyla kan, ter gözyaşı döktügü anadolu topraklarıni gezdim dolaştım. 2019'da bu seyahati yapmistim. günümüz şartlarında bile savaşmayı bırak barınması, seyahat etmesi, ulaşılması problemli bir çok alanda sonu gelmez zaferler kazanması mucizevi.
kendisi tüm bu dehasını sadece savunma yapmak amaçlı kullanan tarihteki sayılı komutan arasindadir.
ismi her geçtiğinde tüyleri diken eden gazi mustafa kemal'e sonsuz teşekkürlerimi, saygı, sevgi ve minnetimi bu güzel sosyal medya platformundan bir kere daha sunmaktan gurur duyarim.
1477
lider, önder denildiğinde akla gelen tüm özelliklerin vücut bulmuş hali bilge atamız kahramanımız başkomutanımız. bizler ve geleceğimiz ona çok şey borçlu ona sahip bir halk olmamız bile başlı başına bir ayrıcalık. izindeyiz...
1478
hala ve hala içinde bulunduğumuz türkiyenin anlayış olarak en az bir asır ilerisinde olan büyük deha ve lider..
günümüzde olan bazı şeyleri bile yazılı olarak öngörebildiğini hayretle görüyoruz.
1-2 yıl öncesinde ipek çalışlar’ın atatürk kitabını okudum ki atatürkle ilgili bir hayli kaynak okumuştum o zamana kadar. ama bu kitap çok acayip,
resmi tarihin es geçtiği birçok bilgiyi gördüm gerçek insan atatürkü tanıdıkça hayranlığım misliyle arttı. bazı şeyler kafamda oturdu.
bir kere hayatı boyunca birçok kronik hastalıkla boğuşmuş, hep ağrılarla sızılarla yaşamış, çok zorlu coğrafyalarda çok zorlu koşullarda kalmış. hapis yatmış, gözaltına alınmış.
bizler yaşasak bunları şimdi muhtemelen pert oluruz. acı eşiği çok yüksek , aynı şekilde zekası ve cesareti de.
kronik uykusuz , 2-5 saat uyku ile ayakta ve hep okumuş. hem de birkaç dilde, yanına açıklamalar yazıp altı çizilerek. binlerce kitaplık kütüphanesinden belli.
fransızca, almanca, bulgarca, iyi biliyor.
osmanlıcadan ve görev yerlerinden ötürü arapça ve farsça bilgisi var.
yunanca ve armavutça pratik bilgisi mecburen var.
akademiden ötürü temel rusça ve japonca’sı da var.
halkın sadece %5-10 civarının okuma yazma bildiği osmanlıdan kazanmış bu dilleri.
babası önce yunan haydutlarını defalarca dize getiren gümrük subayı, sonra kereste tüccarı olmuş , arnavut asıllı bir koyu osmanlı milliyetçisi. ölmeden evvel çok küçük yaşta oğluna silah kullanmayı öğretmiş. atatürk askeri hayatında bunu geliştirmiş, çok iyi bir atıcı. hep yanında silah taşımış, suikast planlayanlar o yüzden hep çekinmişler.
döneminde gerçekleşen , somut verilerle sabit ekonomik büyüme ve gelişmeye daha yaklaşılamadı bile, üstüne o kadar osmanlıdan kalan borç ödendikten sonra.
hayatı da fırsat buldukça yaşamış. şarkı türkü söyleyen, vals yapabilen, zeybek/halay oynayan, güreşen/kürek çeken/yüzen , evinde hep piyanosu olan ( savaşta bile hatta) gerçek bir insan.
benim ömrü hayatımda gördüğüm hep kasıntı/sıkıcı siyasi liderler oldu. onlardan da bir şey olmuyor zaten. hayatı tam yaşamayan , değerini bilmiyor, ona bir şey katamıyor.
hem çok gerçek, hem çok sürreel (gerçeküstü) ..
1480
dünyanın en büyük adamı, son nefesimize kadar senin yolundayız.
1482
gerçek milliyetçi ve vatanseverdir. ülkesi için sadece askeri deha değil aynı zamanda gelmiş geçmiş en büyük siyasi ve karizmatik liderdir.
bugün bile yarısından fazlası eğitimsiz olan bir milleti o dönem cumhuriyet etrafında toplamayı başaracak bir insan evladı tanımıyorum.
bugün yaptıklarını okuyunca gerçekten hayatta imkansız diye bir şey yok diyorum.
1483
bir ulusu en zor zamanında özüne döndürerek, emperyalist güçlere karşı neredeyse imkansız başarılara ulaştırmış ulu önder. kıyamete kadar çok şey borçlu olacağız. kıymetini bilmeli ve hem kendini hem fikirlerini gelecek nesillere aktarmalıyız. gerçek vatansever...
1484
yaptıkları yaklaşık 1 asır geçmesine rağmen halen unutulmayan ve bize yol gösteren, eşsiz bakış açısı ve öngörüsü ile gelecek tüm nesillere isik tutacak baskomutanimiz .
1485
bugün hala düşünürüm, bir 25 sene daha yaşamış olsaydı türkiye ne kadar farklı bir yol alırdı diye.
1486
bu memleketin ebedi yol göstericisi, tek çıkış yolu.
1487
ülkeyi bugün olduğundan çok daha beter bir durumdayken kurtarmış atamız. biz izinden yürüyelim ülke er ya da geç düzelecektir.
1488
16 mayıs 1919 da bindiği gemi ile umudu olmayan halkı ayaklandıran tarihimizi değiştiren ve bugün 29 ekimde cumhuriyetimizi kuran ulu önderimiz.
1489
kurduğu cumhuriyetin geldiği, getirildiği hali görünce gerçek hayatta karşılaşsam yüzüne bakmaya utanırdım. milyonlarca insan tek adam rejiminde yaşayıp 30 ağustos'ta, 29 ekim'de birkaç paylaşım yaparak rahatlıyor. ancak en ufak bir görüşünü dile getirmeye kalksa silivri soğuktur ya diyip vazgeçmesi birkaç saniyesini alıyor.
bu ülke için, bu toplum için çok fazlaydı. etrak-ı bi idrak denen milletine olan saf sevgisinden dolayı dünyada hak ettiği yeri alabilmesi için elinden geleni yapmıştır. dilini, kültürünü, millet bilincini, tarihini geri kazandırabilmek için çabalamıştır. ancak bu millet bunu hak etti mi? kimisi at gözlüğüyle batılılaşmayı, kimisi araplaşmayı tercih etti.
neticede bi avuç azınlık dışında izinde olan insan da görmüyorum bu topraklarda. aman ağzımızın tadı kaçmasın, aman başımıza bi iş gelmesin, aman maaşımdan olmayayım, silivri soğuktur eki eki diyen bizler; kan dökmüş, bedel ödemiş, trablusgarp'tan dumlupınar'a kadar mücadele etmiş, harici olduğu kadar dahili düşmanların da üstesinden gelmiş, vahdettin'in yaveri olmak varken ne işim var samsun'da dememiş, zorluklara göğüs germiş, bir hayalin peşinden koşmuş ve elinden geldiğince kısa ömründe bunları gerçekleştirebilmiş bir adamın izinde miyiz sahiden?
bugünleri okuduklarında, hatırladıklarında gelecek nesiller tarafından lanetle anılacağız.
1490
büyüklüğü kendisi gibi bir asker ve siyasetçinin bugün için sadece turkiye'de değil dünyada olmamasından anlaşılmaktadır. geçtim 1900'lerin başını bugün için bile oldukça ileri bir vizyonu ve bakış acısına sahip olduğu açıkça görülmektedir. eskilerin liderlerinin liyakat veya olağanüstü koşullar ile oralara gelirken, şimdiki dünya liderleri denen güruha bakıyorsun, memurdan öte değiller pek. kendisinin yarışı kadar biri bugün iktidar olsa başka bir yere gideriz. özledik be atam, matrix'te güneşi nasıl bulutla gölgelerdilerse, senden sonra bu ülkeyi de aynı şekilde karartıyorlar...
1491
tek hedefi canından çok sevdiği ülkesinin her bir insanının ömür boyu kaliteli, özgür ve güvenli bir yaşam geçirebilmesi için gerekli olan yaşam tarzının topluma benimsetilebilmesi olan ölümsüz kahraman.
bu doğrultuda kendisinin bize vasiyet ettiği tek şey, ömür boyu medeni ülkeler seviyesinde bulunabilmek ve bunun için bilimin ve sanatın yolundan asla ayrılmamaktır.
1492
türk dünyasına artık bitti denilen noktada güneş gibi doğmuş insandır.
önemli olan onun gösterdiği yolda ilerleyebilmek. dün, bugün ve daima!
ruhu şad mekanı cennet olsun. saygı ve rahmetle....
1493
tarihler 30 ekim 1918'i göstermektedir. mondros müterekesi ile esaret başlamış, zor günler tescillenmiştir. ülke sevgisi ve inanmışlıkla yola çıkan mustafa kemal ve arkadaşları buna boyun eğmeyeceklerdir. filmi ileriye sardığımızda 29 ekim 1923'te cumhuriyet ilan edilmiş ve bağımsız, özgür, kendi ayakları üzerinde durabilen bir devlet olarak dünyaya buradayız mesajı verilmiştir. mondros'tan tam 4 yıl 364 gün sonra 30 ekim değil 29 ekim tarihinde. 5 yıl dolmadan hedeflenen amaç gerçekleşmiştir. esaretten bir gün evvele döndürmek, bu detayı dahi düşünmek ne güzelsin atatürk. 10 kasım hüzündür ama seni düşündüğümüz her an zaten bir parça hüzün içimizde canlanır. iyi ki varsın.
1494
hiç görmediğim, yeryüzünde bir an bile aynı anda bulunmadığım bir sarışın’ı deliler gibi özlüyorum. aklıma her geldiğinde gözlerim doluyor, burnumun direği sızlıyor. resimlerini her gördüğümde azametiyle eziliyor, gıpta ediyor, öykünüyorum.
hiç görmediğim, yeryüzünde bir an bile aynı anda bulunmadığım bir sarışın’ı deliler gibi özlüyorum....
1495
hakkı ödenemeyecek, ışığı hiç sönmeyecek, en kötü günümüzde bize umut verecek, tarihin akışını değiştiren adamdır.
1499
bu ülkenin başına gelen en güzel şey.