muhakkak yanlışları, eksik yaptıkları vardır.
ve var.
bunları kabul ediyorum.
ancak ellerinden geleni yaptıklarından hiç bir şüphem yok.
fakat ne desem boş.
çıkıp galatasaray taraftarı olan birisi,
(bkz:
kazandığı savaş yok) diyebiliyorsa, yorum yapamıyorum...
yazık.
ali koç gibi loser bir başkan ve onun dönemi için kullanılan tabiri, sen gel kendi döneminde hep şampiyon olmuş yönetime söyle.
bir de; takım puan kaybedince, fatih terim hoca mı;
transfer gecikince, yönetim loser.
şampiyonluk gelince bir anda sessizlik...
sonra yeni sezon başlarken, her şey unutulur;
terimi ve yönetimi sevmeyen tayfa hemen kösteğe başlar.
bakın hiç şaşmaz bu.
niyetim kimseyle kavga etmek veya tartışmak değil.
ama üzülerek söylüyorum ki, bizim taraftardan bir yol olmaz...
bakın görün, galatasarayın içindeki düşmanları;
-liseciler
* -fatih terimi sevmeyenler
-yönetime destek olmayıp; cengiz ne anlar; abdurrahim bize yakışmıyorcu tayfa
bu düzenimizi bozacak.
özbek gibi kötü bir dönemi başlatacak.
biz severiz çünkü rakiplerimizle arayı açmaya en uygun olan ortamın içine kaka yapmayı. hem ishal ishal, pis pis sıçmayı.
o dönemde birlik olmamayı. kendimize zarar vermeyi...
teknik heyet, yönetim ve kulübün her mensubuna sahip çıkmamayı.
hoca ve yönetime çok güvensem de, galatasarayda hiç bir başarının cezasız kalmadığını bildiğim için, her şeyin berbat olacağını günün yaklaştığını düşünüyorum.
zaman zaman öleceğimizi de bilir, ama aklımıza hiç getirmeyiz ya; bazen öyle halimize seviniyorum, sanki güzel günler bitmeyecek gibi geliyor.
toz pembe bakıyorum.
ama sonra sözlüğü bir açıyorum, "ulan jadore, bizden bir yol olmaz; baksana millet neler düşünüyor, nasıl negatif bakıyor" diye yüzüme çarpıyor.
acı ama gerçek.
hakkımızda hayırlısı
