resim
Milan Baroš
Takım:Vigantice
Mevki:Santrfor
Yaş:44
Boy:1.83
Uyruk:Çek Cumhuriyeti
  • 5502
    milan baros, dünya futbolunda çok sevdiğim, değer verdiğim, benim için en özel ve en büyük golcülerden biri kendisi... çok seviyorum milan baros'u...

    çek golcü, 2008 yılında galatasaray'ımıza transfer olan baros, tam 4 yıl galatasaray'ımızda forma giydi, 15 numaralı formayı giyen milan baros, geldiği yıl 2008-09 sezonu'nda 20 golle gol kralı oldu, 4 yıl boyunca galatasaray'ımızda 115 maçta 66 gol attı...

    kendisini ilk kez 2004 avrupa futbol şampiyonası'nda izlemiştim, o gün hayran kaldım baros'a, 2008 yılında ise kulübümüze transferini ilk kez trt'nin teletexinden öğrenmiştim. galatasaray'ımıza transfer olunca çok sevinmiştim. 2004 avrupa futbol şampiyonası'nda harika goller atıp 5 golle gol kralı oldu milan baros...

    en başında da belirttiğim gibi milan baros, çok özel bir golcü, striker. oyun içinde hızlı, sağ ayağı çok iyi, ara pasları kovalayan, stoperleri zor durumda bırakan müthiş bir golcüydü. bir golcü olmasına rağmen ceza sahası önünden şutları çok iyiydi, konyaspor'a attığı gol hala gözlerimin önünde, ibb'ye yere düşerken sol ayağıyla attığı gol de aynı şekilde, çok güzeldi. samsun deplasmanında 2-0 dan geldiğimiz maçta öne geçtiğimiz 3. golü attığı kafa golü de aynı şekilde çok güzeldi... hamburg'a attığı gol, benfica'ya attığı gol, trabzonspor'a attığı gol, beşiktaş'a attığı goller, hepsi birbirinden güzeldi. çok hızlı olduğu için, kaleciyi rahatlıkla geçebiliyordu milan baros, altay'a attığı gol, panathinaikos'a attığı gol, belediye'ye attığı gol, bu özelliğini net olarak gösteren en güzel örneklerdir diyebilirim sanırım...

    bir de şöyle bir anekdot var, onu da söyleyerek bitirelim, zamanında sadece 4 veya 5 oyuncu içindi sanırım, nike pembe krampon üretmişti, bu oyunculardan biri de milan baros'tu. bir diğeri wayne rooney'di sanırım da hatta ferguson karşı çıkmıştı giymesine, renginden dolayı :) neyse, o kramponu bayağı bir süre giydi milan baros'umuz bence çok yakışıyordu, çok da güzel goller attı. bu anekdotumuz da burada dursun.

    bu şekilde bu entryimi de burada bitireyim, yazar olunca yeni şeyler eklemek, yazmak isterim milan baros'umuz için... bence dünyanın en özel, en iyi golcülerinden biridir, anlı şanlı formamıza 4 yıl en güzel şekilde hizmet etmiştir. benim için kendisi çok önemlidir. galatasaray'ımızın formasını giyen en büyük golcülerimizden bir tanesidir...
  • 5505
    oynadığı süre boyunca fenerbahçe'ye tek bir gol dahi atamamıştır. santrafor mevkisinde oynayıp derbide gol atamamanın benim gözümde bir izahati yok. benim için iyi golcü kıstaslarından biri derbi golcüsü olmaktır. elmander'i geçtim, hepitopu 1.5 sene oynayan colin kazım bile fener'e yaslamışken kendisi gol yollarında sessiz kalmıştır. sözlük yazarlarının ve galatasaray taraftarının abarttığı futbolcuların en başında gelir kendisi harry kewell ile birlikte. onun dışında iyi bir golcüydü sakatlanana kadar. mücadele eder, deplase olur vs ama büyük maçların büyük oyuncusu olamamıştır kendisi maalesef.
  • 5509
    kendisi dünya futbolunda en tarz sahibi futbolculardan biriydi. aynı mevkide oynayan futbolculara göre süratli, oyunu okuması çok iyi gol vuruşları harikaya yakın. fakat tek bir eksiği vardı ki yazdığım çoğu şeyi gölgede bırakıyordu, sinmesi.. hayatımda bu kadar çabuk sindirilen ve bu kadar elle oynayan bir futbolcu daha görmedim. takım berabereyken veya gerideyken yaptığı saçma sapan fauller ve elle oynamalar yüzünden oyun çoğu zaman dururdu, özellikle bizim gibi büyük takımların hiç istemeyeceği topçu tarzıdır bu. baros bir maçta eliyle net 3 5 defa oynardı forvet oynamasından mütevellit kart görmezdi yaptığı faullerle birlikte rakip nereden baksanız bir 10 dakika kazanırdı. bu futbolcunun bir diğer örneği öteki yakada da vardı vaktinde onun adıda mateja kezman. ikisi de takımlarına dakika gol olarak iyi işler yaptı fakat takımdan götürdükleride yadsınamaz bir gerçek.
  • 5510
    adam yattığı yerden gol atıyordu da sözlükte beğenilmemiş ya. şaka gibi..

    fatih terim çok iyi hoca bayılıyorum ona diye demeçler verilseydi acaba böyle sallanır mıydı? herkes herkesi sevmek zorunda mı kardeşim bu nasıl mantık. barosun çalıştığı teknik adamlar belli adam yılmaz vural’la çalışıp sonra gelipte f.t’ye sallamıyor ki. siz seviyorsunuz diye herkes sevip, övmeli mi yani. at gözlüğü ile bakmayın şu olaylara.
  • 5517
    fatih terim hakkındaki açıklamalarının sebebi kendisinin 2012-2013 sezonunda yabancı sınırı dolayısıyla kadro dışı kalmasıdır. o sene başı umut burak elmander necati sercan barostan oluşan forvet hattında necati ve sercan gönderilip, baros gitmeyi kabul etmeyince kadro dışı bırakılmıştı. devre arası da drogba gelince hiç şansı kalmadı. o sezon da forma giyseydi fatih hoca çok büyük vs derdi.

    edit: 4staredgala uyardı. sercan o sene takımdaymış. *
  • 5519
    galatasaray spor kulubunun gelmis gecmis en fazla gol atan yabanci forveti.

    2011-12 sezonunda gonderilmesi gundemdeyken fatih hocanin kendisini kazanmaya calisacagiz diye bir demeci vardi ve gercekten de 1 sezon boyunca ahi gitmis vahi kalmis baros'u kazanmaya calisti hoca ki sezon basindaki avrupa turnuvasinda tek bir tane bile ikili mucadele kazanamayip rekor kirmis bitik bir baros'tan bahsediyoruz. ona ragmen iyi kotu az bucuk verim alabildi kendisinden fatih hoca ama kendisi de durumun farkinda olacak ki devre arasinda necati'yi geri getirmek zorunda kaldik. baros'un hoca hakkindaki sozlerini tamamen 2013 sezonu basinda hoca'nin "artik bundan olmaz" diyerek kendisini kadroda istememesine baglayarak vefasizlik yaptigini dusunuyorum.

    bunlarin disinda baros galatasaray'a gelmis en iyi yabanci santrforlardan biridir. en kotu zamanlarimizda sapkadan tavsan cikarabilen, skora ve oyuna isyan edip bu yuzden surekli sari kart goren, ruhunu sahaya yansitan futbolcularimizdan biridir. kalitesine laf eden carpilir. bitiricilik konusunda jardel ve gomis ile kiyaslanabilecek ender futbolcularimizdandir. istatistiksel olarak da zaten hagi'den sonra en fazla gol atan yabanci futbolcumuzdur, ki surekli sakatliklarla bogusan bir oyuncu oldu bizdeki doneminde. kendisi bir drogba veya falcao sinifinda olamadi hicbir zaman, ancak turkiye liginin cok cok uzerinde bir santrfordu. keske kendisinin genc halini bulup getirebilsek bir yerlerden. kewell gibi sampiyonluk yasayamayan efsanelerimiz varken kendisinin son sezonunda sampiyonlukla bize veda etmesi cok guzel bir detay.
  • 5521
    o efsane 4-4-2’ye gecis doneminde* elmander ile iyi bir ikili olmustur. ayni zamanda 2008-09 sezonunda lincoln-kewell-arda’ya cok iyi bir dorduncu olusturmustur. biraz sansli olsaydik o sene 2. uefa kupamizi alacaktik.

    bir de turlu turlu huyu olan bir oyuncu(!) tarafindan ayagi kirilmasa 61 degil 81 gol atardi muhtemelen. ruzgardan dusuyor diyenler bu gercegi goz ardi etmesin. onun yanisira hem poacher (firsatci) hem de top tutabilen/surebilen bir oyuncu olmasi nedeniyle “ostrava’nin maradonasi” lakabini almistir.

    ayrica fatih terim ile ilgili soyledigi iddia edilen (konusurken herhangi bir goruntu olmadigi surece her tirnak isareti yazana hele ki bu sosyal medya zamani inanmamak lazim) sozlerle yadirgamamak lazim.
  • 5523
    kendisinin oynadığı oyunu ve özverisini hatırlamayanlar da sözlükte yazmaya başlamasıyla sözlük için yaşlı sayılmaya başladık demektir.

    bu adamın nasıl top oynadığını hatırlamak için en az 12-13 yaşında olmak lazım. aslında sahada ne olduğunu spikerin anlattıklarının dışında dönen mücadeleyi anlamak için ülkemizde genellikle 20'li yaşları beklemek gerekiyor. ancak işi bu kadar dramatize etmek istemiyorum. 2008-09 sezonu hem ilk hem en iyi sezonu olduğu için 2008'te 12 yaşında olan birisi 1996 doğumludur. 2002'lerin 18 yaşında olduğu bugünlerde baros'un oynadığı dönemin nostalji seviylerine gelmiş olması benim gibiler için acı da olsa bir gerçek. hayat su gibi akıp gidiyor.

    gol kralı olduğu sezonu falan unutsam da 10-11 sezonu arena'da kupa eşleşmesinde gaziantep'e elenmek üzereydik. tribünde gözü yaşlı, çaresiz bir şekilde sahadaki futbolcuların filmlerde görülecek mucizevi bir değişim yaşamasını dilemekten başka bir şey yapmazken elinde korner bayrağı ile koşusunu unutamıyorum.

    fatih terim hakkımda söyledikleri ne kadar doğru bilmiyorum. doğruysa da futbolu değil, karakteri hakkında ipucu verir. fatih terim'in efsanevi 4-4-2'ye geçiş yaptığı maçta sahadaki 2'den 1'iydi. taktik görmedim demesi doğru değil.
  • 5524
    tukaka yapılacak bir oyuncu değildi ama öyle çok büyük bir topçu da değildi. tam bir avrupa'lı burak yılmazdı. bazen sürekli ofsayta düşmesi, hücum fauller yapması elle kontrolü falan saç baş yolduruyordu, üzerine de gereksiz sarıları. ama sonra çıkıyordu olmadık bir gol atıyordu. diagne gibi çok özel pozisyonlar hazırlamanıza gerek yoktu. o yırtıcılığı, çabukluğu ve düzgün ayak içi ile bir şekilde golü bulurdu. ama emre'nin o faulünden sonra ayağına vida takılınca bir daha eski topunu oynayamadı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın