aston villa ve lyon maceralarında yaşadığı hayal kırıklıklarının ardından,galatasarayımızda kendini bulmuştur.
507
nonda' nın her girdiğinde iyi oynamasına karşın yine de ısrarla kendisine şans verilmesine golleriyle teşekkür eden aslan. büyük bir ihtimalle avrupa'nın büyük kulüplerinde yaşadığı hayal kırıklıklarından sonra ilaç gibi gelmiştir galatasaray kendisine de. zaten kendisi de mutlu olduğunu hissettiriyor izleyene. dilini bilen biri varsa orda "sen de bizim ilacımızsın" deyiversin bi zahmet...
508
12 eylül 2009 galatasaray beşiktaş maçı bittikten sonra, sahaya girmeyi başarabilmiş kenardaki bir taraftara, formasını koşarak gidip vermiştir ve milan baros tezahüratını yine haketmiştir. soyunma odasına giderken, bir hakan şükür edasıyla geri gelip formasını vermesi takdir edilesi.
509
galatasaray'ımın tek taş pırlanta yüzüğüdür. öyle kıymetli... öyle 'tek'... öyle parlak... öyle şık...
510
12 eylül 2009 galatasaray beşiktaş maçında attığı 3.golü yalnızca golcüler atabilirdi. daha top elano'dayken kewell'ı görüşü, top havadayken ileri doğru hızlanışı ve müthiş bitiriciliği.. kewell ve arda olmasa idi taraftarın sevgilisi olurdu şüphesiz. *
yıllar geçse de benim için 3-4 rakip oyuncunun "üstüne" doğru top sürmesiyle aklımda kalacak olan büyük futbolcudur, kendisi gülünce gol atacağını belli ediyor buna dikkat etmesi lazım.
517
yeni baba olmanın verdiği hırs ile oynayan ve bunu sahaya yansıtan golcümüz.
son haftalar itibariyle linç kültürünün yeni kurbanı. kendisini linç edenlerin yeni kahramanının da 3 ay önce “gönderin gitsin yeaaa” naralarıyla linç ettikleri shabani nonda olması türkiye futbol kamuoyundaki zeka probleminin en açık ifadesidir*.
523
oynadığı mükemmel futboluyla,takım arkadaslarıyla olan yakınlıgıyla(bkz: arda turan)(bkz: harry kewell),ayagına aldıgı topla bu pozisyon gole gider arkadas dedirten,giydigi formayı hakeden,galatasaray ismine yakısan ve malesef panathinaikos maçında kaçırdığı pozisyonlarla beni benden alan aslan parçası.
524
çok koşan, çabalayan, fakat kolay golleri atamayanımız.
525
kaleye koşmak yerine arda'ya pasını verseydi, yavaş yavaş oyundan kopan sturm graz karşısında rahat bir galibiyet alacaktık. ama olmadı.