resim
Martin Linnes
Takım:Molde
Mevki:Sağ Bek
Yaş:34
Boy:1.77
Uyruk:Norveç
  • 3226
    haksızlığın abartilmasi falan olmaz. yarın is yerinizde size de, esinize, cocugunuza buna benzer bir saçmalik yapildigında ayni sekilde "abartmadan" oturabilecek misiniz? elbet ses cikartilacaktir.
    olani özetleyeyim. linnes'in sözleşmesi yenileniyor. linnes ailemle beraber bir kac yıl daha istanbul'da kalmak isterim diyor. bu kadar formsuz ve dökulen bekler varken israrla kadroya alinmayan linnes, transferin son günü kadro dışı birakildigini öğreniyor. bir suçu var mi? yok. birine bir yanlis mi yapti? hayir. görevini düzgün yapiyor mu? evet. is ahlaki ve caliskanligi yerinde mi? evet.
    o zaman yapilan haksizliktir ve buna sessiz kalmamak insanlarin hakkidir.
    ne yapilabilirdi? baştan "kadroda yabanci oyuncu sayısı siserse kadro disi kalabilirsin" diye kendisine bildirilebilirdi. bu kadar basit.
    taylan yerine selcuk'un cl kadrosunda yer almasi ve linnes'in yeterli bilgi verilmeden kadro dişi bırakılması maalesef amatörluklerimizin, dunya standartlarindaki kadromuza ragmen, kaldigi yerden devam etmesi anlamina geliyor.
  • 3228
    kiralık gitme durumu varken ailem istanbul'u çok seviyor buradan ayrılmak istemiyoruz, gerekirse a2 takımla antremanlara çıkarım demiş olan futbolcu. oysa sözleşme yenilerken ailemi düşünmek zorundayım çocuklarımın istanbul'da okumasını istemiyorum diyerek 3 yıllık sözleşmeyi kabul etmemişti.

    adamın gerekirse a2 takımla antremana çıkarım sözü bile bir fedakarlık gibi gösteriliyor twitterda. oysa bunun türkçesinin o olmadığını, zamanında benzer duruşu sergilediği için bir çok futbolcudan nefret edildiğini de hepimiz çok iyi biliyoruz. tamam kuzeyli, çalışkan diye pozitif ayrımcılık hep vardı kendisine de bu kadarı fazla.

    benim eğer son gün kendisine kiralık gideceği bir takım bul dendiyse linnes'in gitmek istememesine bir lafım yok. adama son gün ya biz bi topçu daha aldık sen kendine takım bul dendiyse adam daha yeni sözleşme uzattım diye pislik yapabilir. hakkıdır yani. ama bu pozitif ayrımcılık baydı artık. tamam biz de üzüldük, biz de üzgünüz. sonuç olarak bu adamın hala kiralık gitme şansı var ve isterse kiralık gidebilir.
  • 3232
    "eğer fazla olumlu, sessiz sedasız olursan ilk gözden çıkarılan sen olursun" bir büyüğümün söylediği bir sözdü bu. hakan balta'nın yabancı versiyonu martin linnes. yedekse yedek, kadro dışı ise kadro dışı ve son olarak da lisans iptali ise lisans iptali. nagatomo yerine keşke kendisi yazılsaydı. kaybettiğimiz puanda bile en azından nagatomoda da aynısını yaşayacaktık değişen bir şey olmazdı diyebilirdik.
  • 3235
    geçtiğimiz sene kendisi ile uzun vadeli bir sözleşme yapmak istedik. bunu çocuğunun eğitimine norveç'te başlamasını istemesi sebebiyle reddedip daha kısa bir sözleşme yaptı. yani istese 5 yıllık sözleşme yapmaya hazırdık. o günden bugüne değişen bir şey yok. bugün eşinin paylaştığı fotoğraftan sonra vallahi telefonları olsa arardım yenge hanım ayıp bizim ayıbımız üzülmeyin diye.

    hoca yapma etme belli ki mariano'yu selçuk gibi evlat kontenjanına çekmişsin, bari japonu sal. ligde bari linnes oynasın diyeceğim ama kime...
  • 3236
    ayıp edilen oyuncumuz.

    aynı ayıp zamanında hakan balta'ya da yapılmıştı. bu tip adamlar ülke şartlarına göre nispeten düşük / normal maaşla oynayan, her zaman ne alacağınızı az çok bildiğiniz, yedek olmakta sıkıntı çıkarmayan oyuncu tipleridir. ilk 11'e yazmazsınız ama her zaman da güvendiğiniz biri olur kenarda. takımı baltalamaz, işini yapar vs. bu tip adamlar kaybedilmemeli bence. adama son 10 gün içinde 'hadi git' diyorsunuz. bunu football manager'da yaparken bile utanır insan, gerçek hayatta yapmayı geçtim artık. üstelik daha önce 5 yıllık sözleşme önerip ret cevabı almışsınız. adamın tek istediği çocukları okul çağına gelene kadar yer değiştirmemek, sonrasında da ülkesine yerleşmek. kötü oynasa, çalışmasa falan anlarım; bir bahanen olur. şimdiki bahane kelepir futbolcu bulmak, o da iyi oynarsa. bu yeterli bir bahane olmamalı kalp kırmak için.

    yanlış karar. gerekirse mario lemina gelmemeliydi. diğer bekler de gayet önemli; o gitsin, bu gitsin olayı saçma yani. madem yerin yok almayacaksın, bu kadar basit.
  • 3237
    sol frame de ismini gördüğümüzde gözleri dolduran aslan parçası. umarım lig maçlarında özellikle evimizdeki maçlarda ilk on birde fazlasıyla yer bulur ve taraftar tarafından onore edilir. şu an kendisi için yapılacak tek şey bu. ard arda gelen güzel günlere yakışmadı isminin uefa' ya bildirilmemesi.

    düzeltme: arkadaşlar uyardı, büyük ihtimal yabancı sınırlamasından ligde de oynayamayacak. haksızlığın dibine vuruldu linnes konusunda. ah be hocam nasıl kıydın bu adam...
  • 3240
    yabancı sınırlaması ve son dakika transferleri yüzünden kadro dışı
    kalması galatasaray taraftarlarının çoğunun vicdanını yaralayan norveç’li
    bek oyuncumuz..
    bu hiç olmadı..
    gündüz kılıç’ın dediği gibi “ galatasaray bir his takımıdır”,
    metin oktay’ın dediği gibi “ bizi sevenler yüzüstü bırakılmaz”.
    14 sene şampiyon olamadığı zamanlarda bile insanlar stadı doldurdu ise, konu
    salt kupa büyüklüğü değildir..

    bu adam daha çok gençti bize geldiğinde. kendi dilini konuşanın olmadığı topraklarda
    yaşamaya başladı, geliştirdi, evlendi, çocuk sahibi oldu.
    yüreğiyle oynadı, birkaç mevkide oynadı, derbilerde ekstra oynayıp skor yaptı ,
    oyun zora girdiğinde
    parçaladı kendini, yedekliği sorun etmedi, bir terbiyesizlik yapmadı, sözüm ona evlatların takmadığı mağlubiyetlerde gerçekten üzüldü dert etti.

    nasıl takımın ruhu elmanderi yolladığımızda yanlış yaptıysak
    martin’i kadro dışında bırakarak aynı yanlışı yapıyoruz.
    yanlış hocam yanlış! galatasaray olarak biz bu değiliz.

    japonu askıya alacaktın. japon milli takımıyla panayır turnuvasına ve
    binbir türlü aktiviteye giderek ciğerini söndürecek kadar kendini harap edip bizi genç emre taşdemire bıraktı. 33 yaşındasın, bir bırak artık milli takımı.

    bu yıl şampiyon olamazsak , aldığımız bu ah yüzünden olacak.
  • 3241
    her on numara top oynadığı hafta sonrasında yedeğe çekilen adama gelmiş burada yok kendinde arasın gibisinden yorumlar yapılıyor. yerine tercih edilen adamların sahada ki performanslarına canlı canlı tanıklık ediyoruz, isterlerse antrenmanda amuda kalkarak orta yapsınlar umurumda değil. bu adamın yerine tercih edilen adam son oynanan kayseri maçında bir tane isabetli orta açamadı, lig başladığından beri dökülüyor, ama gel gelelim linnes suçu kendisinde arayacak.

    yolun açık olsun güzel insan, gel denilen de geldin, git denilen de gidiyorsun. bizim yaptığımız duygusallık değil adam olana adam gibi hakkını teslim etmektir.
  • 3242
    kendisiyle ilgili yapılacak tasarrufun, benim adıma oldukça güzel geçmiş bir transfer sezonunu gölgeleyecegi futbolcumuz.

    evet arkadaşlar biz bir his takımıyız. ligin rekortmen gol kralını takımımız adına yarim sezonda 10 gol atmasına rağmen gönderdik ve dönüp arkamıza bakmadık bile. hak ettiğini aldı. bunun altında yatan şey profesyonellik değil tamamen duygusallık. aynı şeyler linnes olayı için de geçerli. bu adam bunları hak etmedi. satılmasını veya kiralanmasını da anlarım. ama kadro dışı bırakmak vs. hiç içime sinmiyor.
  • 3243
    yahu ne kadar duygusal milletiz arkadaş?

    baştan söyleyim linnes benim nazarımda da nagatomo ve mariano’nun önündeydi..

    ama bu nedir yahu; senede 1.5milyon euro para kazanan, güzel bir karısı ve harika çocukları olan bir adamı yolda görseniz utanmasanız cebine para sıkıştırılacak berduşa çevirdiniz..

    linnes dünya üzerinde haline üzülünecek ilk 7.5milyar insan içine girmez, abartmayın bi zahmet.
  • 3244
    bir nagatamo dururken linnes’in dışlanması, bir de taylan dururken selçuk paşanın listeye yazılması hiç içime sinmedi. ya adam gerçek hayattaki saf, duygusal, kimseyi kırmamak için kendisi kırılan mahallenin dışlanmış karakteri. adam sanki hep itilip kakılmış gibi bir duygu oluştu bende. umarım devre arası hem kendisinin hem de yengenin yüzünü güldürecek haraketler olur.
  • 3246
    profesyonel yaşam da mis gibi de duygusallığa yer vardır arkadaşlar. karşınızdakiler insan. robot değil. kapitalizmin insanları tek tipleştirme ve makineleştirme çabalarına alet olmayın. yaşayan her canlı gibi insanın da duyguları vardır. en düşük seviyeden en yüksek seviyeye, her çalışanın duyguları vardır. insanlar mutlu oldukları yerde performanslarını yükseltirler. bir örgütün içindeki bir bireye davranış, o örgütün diğer bireylerini de etkiler. birlikte hareket, özellikle futbol gibi takım sporlarında, çok önemlidir. en umarsız insanın bile aklında "bugün ona, yarın bana" düşüncesini belirir. bugün birine haksızlık yapıldığında bundan, az ya da çok, diğerleri de etkilenir. bir grupta* bir bireyin haksızlığa uğraması nedeniyle yaşadığı mutsuzluk, diğerlerine de sirayet eder.

    bu yüzden "prifisyinil yişimdi diygisilliği yir yik" gibi klişe cümlelerden kaçının. ben bir sosyal bilimciyim. örgüt kültürü ve liderlik alanlarında çalışıyorum. alanımın en iyisi değilim elbette ama en iyilerini okuyorum. ve size net şekilde söyleyebilirim ki profesyonel yaşamda duygusallığa en az normal yaşam kadar yer vardır. çünkü profesyonel yaşam, aile yaşamı, sokak yaşamı vb... gibi parça parça yaşamlar yoktur. insanın tek bir yaşamı vardır. bunu segmentlere ayırdıkça duygularını kaybeder. duygularını kaybettikçe canlılığın kaybeder. bir robottan farksız olur.
  • 3247
    adam milyonlar kazanıyor diye kendisine üzülemeyecek miyiz aq ne alaka?
    sahada elinden gelenin en iyisini yapan, yedek kalınca küsmeyen, rakibe pislik yapmayan, çalışma ahlakı üst düzey bir futbolcunun son dakikada kendi isteği dışında kadro dışı kalmasına üzüleceğiz tabi ki. isterse 10 milyon euro kazansın bunun kazandığı parayla alakası yok. çok sevdiğin, arkadaş çevresi edindiğin, kariyer planını ve hayallerini onun üzerine kurduğun işi yaparken bir anda patronun çıkıp sen bundan sonra işe gelme biz yerine başkasını aldık ama sana başka bir şehirde iş bulana kadar paranı ödemeye devam edicez dese ne hissederdiniz mesela? biraz empati.
  • 3249
    profesyonel hayatta duygusallığa yer yoktur.

    profesyonel hayatta; bir iş yeri sahibi işçiyi işe alır, işçi emredilen işi yapar, emeğinin karşılığı -olduğu iddia edilen- parayı ay sonunda cebine koyar ve bu döngü sürer.

    kapitalizm insanları tek tipleştirir mi? evet.
    bu döngü insanı robotlaştırır mı? evet.
    robotlaşmanın olduğu yerde duygusallığa yer var mıdır? hayır.

    şimdi bunlardan rahatsızsanız; ya kapitalizmi ortadan kaldırıp, insanı insan yapan değerlerle buluşturacaksınız ya da sesinizi kesip robot olacaksınız. "hem kapitalizm sürsün hem insan duygusal olsun" gibi bir dünya yok. ulan bir de bize ütopyacı diyorsunuz ya neyse.

    not: "kapitalizmin içinde duygusallık vardır" diyenler kapitalizmi tanımayanlar veya ondan nemalananlardır. "mutlu olduğun işi yap çalıştıkça mutlu ol" diyen cins de bunlarla aynı familyadan.

    buraya kadar açıklayabildiysem ne mutlu bana.

    linnes'e gelirsek... ben bu adamın hiçbir zaman fiziksel olarak güçsüz olduğunu görmedim. oynadığı maçlarda da döküldüğünü hiç hatırlamıyorum. teknik becerisi kısıtlı olsa da temposu hiç düşmüyor. ne görev verilirse %100'ünü ortaya koyarak yapıyor. bu yüzden lig maçlarında oynamayacak olmasını kendi adıma olumlu karşılamam mümkün değil.
  • 3250
    transfer sezonu iyi hos, fakat kendisine takimimiz tarafindan yapilan cok amatorce bir ayip. umarim uzun vadede ucu bize dokunmaz. 27 yasinda, kariyerinin zirvesinde ilk 11 oynamak icin it gibi calisan bir adamdan en az yarim yillik futbolu transfer isini son dakikaya biraktik diye caldik. duygusalliga yer yok iyi tamam, fakat bunun sonuclari bize tersten de dokunacak. futbolcularimiz hayrina oynamiyor.

    galatasaray'da ilk 11'de oynamak icin kendisinden cok calisan bir oyuncu yoktu. kendisinin sonunu goren yedek oyuncu bosa calistigini gorup gotune koyacak. her sekilde selcuk inan'in ya da mariano'nun yedegisin zaten, al keriz parasini ye. transfer isteyen oyuncu bunu cok daha yuksek sesle yapacak, medyaya gidecek, soyunma odasini karistiracak. kontrat imzalarken mac basi para koymaya calistigimiz topcu "linnes'e ne yaptiginizi gordum, ben salak miyim" diyecek.

    yani iyi guzel transferleri kapattik, ve yedekte sener'i daha yeni kadroya dahil etmisken yabanci iki ortalama sag bek'e ihtiyacimiz yok, fakat bu tarz hareketlerin sonuclari cok tehlikeli olur. bu yapilacaksa en azindan ocak'a kadar kasimpasa'ya kiralanabilirdi, taraftardan sosyal medyada laf yememek icin bu yolu sectik. gecmis olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın