resim
Mário de Jardel Almeida Ribeiro
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:51
Boy:1.88
Uyruk:Brezilya
  • 601
    galatasaray'dan ayrılıp sporting lisbon'a transfer olduğunda orada çiçeği henüz yeşermeye başlamış cristiano ronaldo'ya kafayla gol atmak başta olmak üzere skorerlik konusunda mentorluk yapmış olan eski süperstarımız. bugün mauro icardi'nin 18 içinde topla buluştuğu andaki özgüveni 2000-2001'de veriyor oluşu şaka değildir. kendisi porto'da 4 sezonda * oynadığı maç sayısından daha fazla gol attıktan sonra o dönem için küçük takımın büyük golcüsü olmaktan sıkılıp inter ile flörtleşmeye başlamışsa da inter'in hakan şükür tercihi sonrası çiçeği burnunda avrupa şampiyonu takımın kadrosunda açılan boşluğu değerlendirmesini bilmiş ve bizlerde ve erzurumspor'da ** yalnızca 1 (bir) sezonluğuna da olsa unutulmaz bir iz bırakmıştır.

    ayrıca kendisine ait ilk entrideki son cümleye bir düzeltmevari ekleme yapmakta fayda var. jardel'in bizden ayrıldıktan sonra kariyerinin tepetaklak olduğu doğru ancak eksik bir ifadedir çünkü başta da belirttiğim üzere ilk durağı olan sporting'de 2 sezonda yine oynadığı maç sayısından daha fazla gole ulaşarak barcelona dahil avrupa devlerinin kıskacına girmiş ancak kendisi yerine luiz felipe scolari tarafından çok daha sönük durumdaki edilson ve luizao'nun 2002 dünya kupası kadrosuna çağrılmasından sonra zaten labil olan mentalini yitirip avrupa'ya gelişiyle başlayan uyuşturucu bağımlılığında kontrolü kaybetmiş, aynı dönemde eşinden boşanmış ve ancak tüm bunların üzerine adeta bir futbol gezgini olarak ingiltere, italya, arjantin, kıbrıs, avusturalya ve bulgaristan'ı gezdiği çöküş dönemiyle futbol hayatına noktayı koymuştur.

    ve aktif bir sıkı galatasaraylıdır.
  • 602
    zamanında bize gelişi, icardi’nin gelişinden bile büyük bir olaydı. icardi bize gelmeden önceki son 2 sezonunda yedeğe çekilmiş, sansasyonel hayatı sebebiyle artık o kadar da önemsenmeyen bir adam haline gelmiş, milli takımdan da veto yemişti. jardel ise bize gelmeden önceki sezon çok sevdiği real madrid’e gol olup yağıyordu. sadece real’e değil, bayern ve barca maçlarında da skor yapmıştı.

    sosyal medyanın olmadığı o zamanlar bile büyük bir havadisti jardel’in gelişi. öyle ya, altın ayakkabıyı alan, şampiyonlar liginde gol olup yağan, brezilya milli takımının gerçek brezilya milli takımı gibi olduğu dönemler o hayvani rotasyonuna rağmen forma bulabilen bir adamı 27 yaşında türkiye’ye getirmek büyük işti.

    herkes jardel’i cevval, atılgan bir forvet zannederken, jardel türk halkına büyük bir sürpriz yaşatacaktı. porto’nun maçlarını özetlerden takip edebilen türk halkı, jardel’i baba ronaldo gibi her maç 3 4 oyuncuyu yatırıp yatırıp kaldıran bir adam gibi zannediyordu çünkü. muazzam da golleri vardı ama jardel’in stili hakkında kimsenin bilgisi yoktu.

    zaten geldikten sonra millet önce bir şaşırdı, biz yanlış adamı mı aldık diye düşündü ama adam gelir gelmez takır takır gol atmaya başladığı için bu soru işaretleri bir süreliğine rafa kalktı. hakan şükür’ü yıllarca izlediği için aynı fizikteki jardel’den de aynı şeyleri bekledi galatasaray taraftarı ama jardel hiç o minvalde bir oyuncu değildi. 5 metre depara kalksa, yorulan bir stamina’ya sahipti. bir de top kontrolü, çevre kontrolü falan uğraşmaz, top nereden geldiyse bir şekilde, iyi kötü vurur, golünü atardı. bu özelliğiyle kazma forvet olduğu kanısına bile varıldı. asy’de 3-2 yendiğimiz monaco maçında attığı gol bunun güzel bir örneğidir.

    gel zaman git zaman, jardel bi kamyon gol atmasına rağmen ne çok sevilebildi, ne de çok benimsendi. adam golün hee türlüsünü atıyordu ama kimseye yaranamıyordu. koşmuyor diye her hafta tefe konuluyordu. sanki veliefendi’de gazi koşusuna çıkacak aq. futbolun meyvesi golse en büyük manav kendisiydi halbuki. çok para alıyor diye yerli oyuncular tavır takınıyor dendi. jardel’in çalkantılı özel hayatı var dendi. coco kullanıyor dendi. dendi de dendi. o dönemler florya’nın suyu icat edilmediği için taraftar ve florya sakinleri de kendisine sahip çıkmadı. zaten kişilik olarak pasif agresif bir yapıya sahip olan jardel de kendisini bıraktı. o dönem yine eleştirilerin odağında olan lucescu da kendisini yedek bırakmaya başladı. sonuç olarak son birkaç hafta top oynamadan gitti ama maç başına attığı 1 golle namı kaldı buralarda.

    ben jardel’in bu kadar kolay gönderilmesini biraz da taraftarda ve kulüpteki doygunluğa bağlıyorum. 4 sene şampiyon olunmuş, uefa kazanılmış, süper kupa alınmış, bir sonraki sezon da cl’de çeyrek finale çıkılmış, camia olarak hedefsiz kalmıştık. jardel mesela 2010’lu yıllarda bize gelseydi hikayemiz çok farklı olurdu eminim. netice olarak jardel bizden gittikten sonra lisbon’da da gollerini sıraladı ama hiçbir zaman eskisi gibi olamadı. zaten bir iki sene sonra özel hayatındaki sorunların ayyuka çıkması sonucu ve eşiyle ilgili sorunlardan dolayı ordan oraya savruldu gitti. sessiz sedasız futbolu bıraktı.

    golcü oyunculara karşı özel bir zaafım vardır, maç boyu sadece sevdiğim golcüleri takip ettiğim, diğer oynayan 21 oyuncuyu ignore ettiğim maçlar vardı. baba ronaldo gibi, prime drogba gibi, ne bilim crespo gibi ve şunu diyorum, türkiye’ye kendisinden daha özel bir adam gelmemiştir golcülük bakımından.

    kendisinin yeri çok ayrıdır bende. real maçında kafayla attığı gol sonrası köşe gönderinde samba yaparken taraftarın sevinçten kendisine attığı su şişesini, milan maçında topu yaklaşık 30-40 metre sürüp plaseyle attığı gol sonrası yorulup kendisini çuval gibi bırakmasını, rangers maçında davala’nın öylesine gönderdiği ortaya gelişine vurduğu garip şutla topu tam köşeye tıngır mıngır göndermesiyle hatırlıyorum kendisini. zaten kendisi için rakip real madrid’miş erzurumspor’muş ya da mardinspor’muş hiçbir önemi yoktu, maçlarda hiçbir şekilde konsantrasyon kaybı yaşamazdı. kendisi için önemli olan gol atmaktı ve gol olsun da nasıl olursa olsun derdi.

    hep iyi anılarla hatırlayacağım kendisini.
  • 605
    https://twitter.com/...667960148009045?s=20

    galatasaray'ımızın tek sezonluk sevdasıdır kendileri.
    futbolculuğu döneminde de, galatasaray'da hakkının yendiğini de düşünüyorum.
    resmen kazan kaldırmıştı yerli oyuncular o dönem, icardi kadar sevildiği hissettirilmemişti.
    ancak futbol sonrası, jardel'in dahil olduğu herhangi bir projenin içinde galatasaray olmamalı olamaz.

    --- alıntı ---
    mario jardel 2014 yılında memleketi rio grande do sul eyaletinden 41.000 oyla brezilya sosyal demokrat partisi'nden ilk sırada milletvekili seçildi. ülkesinde uyuşturucu trafiğine para sağlama, hortumculuk, evrakta sahtecilik ve organize suç örgütü kurma iddialarından yargılandı. brezilya basınındaki haberlere göre mahkemenin, 2 aylık soruşturma sonunda jardel’i suçlu bulacak kanıtlara ulaştığı ve jardel’i suçlu bulduğu ifade edildi. 8 haziran 2016'da parlamento etik komisyonu, jardel'in görev süresinin sona erdirilmesi talebini onayladı. dava, aralık 2016'da davayı onaylayan anayasa ve adalet komisyonuna devredildi. aralık 2016'da parlamentoda, jardel'in görev süresinin feshedilmesine karar verildi. aralık 2016 tarihinde mario jardel'in milletvekilliği oybirliği ile düşürüldü.

    --- alıntı ---

    https://www.youtube.com/watch?v=WXd2Np5rhdA
  • 610
    jardel'in bizdeki etkisi, o dönem futbol takip edenler hatirlayacaklardir, şimdiki icardi'ye cok benzer bir şekilde gerçekleşmişti. sahaya çiktigi ilk gün 4 ya da 5 gol atmisti rakibe. sonrasinda da tutulamaz bir golcü olduğunu ispatlamisti zaten. madrid'e süper kupa'da altın gol atmıştı falan. o dönem bizde kalmaliydi ama bir fetö üyesi oyuncunun avrupa'da başarisiz olup şimarikça galatasaray'a geri dönmek istemesi sebebiyle jardel dış güçler baskisiyla apar topar uzaklastirildi takimimizdan. bizden ayrildiktan sonra da müthiş kariyerine devam etti. yarım kalan hikayesi yüzunden biz ona o da bize doyamamistir, hakli. onun yerine bize geri gelen ise şimdi galatasaray tarihinden silinmeye calisiliyor. teror suçundan memlekete giremiyor.
    hayatimda canlı izlediğim en net vuruşlara sahip sporculardandi. koşu hızı falan standartti ama doğru noktada top ayagina geldiginde kaçirmazdı. prime icardi'yi bile şaşırtacak bir seviyedeydi belki.
  • 612
    geçen gün enflasyondan arındırılmamış haliyle baliç'in en pahalı yurtdışına transfer olan isim olduğuna dair paylaşımlar vardı. 2000 yazında 16 milyon euro ödeyerek almıştık jardel'i. bugünkü değeri ise nerdeyse 27 milyon euro yapmakta. o dönem sürekli yokluk içinde boğuşan, oyuncu maaşlarını ödemede aksaklık yaşayan süren yönetiminin yaptığı beklenmedik bir hamleydi.

    https://www.in2013dollars.com/...2000?amount=16000000

    bence bu hamle yapılırken cem uzan'ın bonservisi ödeyeceğine dair verdiği vaat, telsim ile yapılan sponsorluk anlaşması, hakan şükür'ün inter'e bedelsiz transfer olma hamlesine karşılık olarak mahkeme sonucunda bonservis elde edeceğimize dair inanç etken oldu. hatta gelecek yıl bütçesi oluşturulurken hakan şükür'ün bonservisinden gelecek 20 milyon dolar'ı da ekledik diyordu süren. tabi sonrasında ne telsim anlaşması beklendiği gibi oldu, ne uzan vaadini yerine getirdi, ne de hakan şükür'den beklenen rakamlar elde edildi. üzerine bir de sonraki sezon emre ile okan'ı da bedelsiz olarak kaybettik.

    ancak hakan şükür'ün gidişiyle beraber oyun yapısında büyük bir handikap yaşanacağını bilsek de ntv'de jardel'in gollerini izlemek çok keyifliydi. şampiyonlar ligi maçlarında attığı goller, drulovic ile olan ikili uyumları (porto'da sol açık olarak oynayıp jardel'e çok sayıda asisti olan bir isim), real madrid'i boş geçmeyişi gibi fantastik yanları vardı.

    geldiği sezondan itibaren savunma yönünde hiç olmayan hagi ve jardel ile beraber takım nerdeyse 9 kişi savunma yapmak zorunda kaldı. okan, emre, suat, ümit davala, ergün, hatta ahmet yıldırım gibi isimler varken luce'nin bülent akın takıntısına maruz kaldık. yavaş yavaş o agresif, saldırgan, topu aldığında hızlı hücum eden, top kaybına tahammülü olmayan takım hüviyetini kaybettik.

    daha dengeli, durağan, 1-0'ı koruma odaklı bir takıma dönüşmeye başladık. bu da taraftarın asla hoşlanmadığı bir şeydi. çünkü agresif, pres yoğun bir oyun anlayışı bu kulübün kimliği. ancak o günkü kadro yapılanmasında luce'nin bunu en ileri uçtan itibaren yapma olasılığı pek yoktu. ki luce de bu oyun anlayışını seven biri değildi zaten.

    gelişinin artıları da, eksileri de oldu. ancak oyun anlayışımızı yitirmek, dermansız bir hastalık gibi geliyor bana. 99-2000, 2011-12 oyun anlayışlarının devam etmesi çok önemliydi; maalesef olmadı. kadrodaki revizyonlar, farklı nitelikteki oyuncular, farklı dizilimler derken farklı bir yöne evrildi. aynısını 2022-23 sezonu için de düşünüyorum. umarım o anlayışı kaybetmeden önümüzdeki yıl tekrar dönüş yapabiliriz.
  • 616
    https://twitter.com/...OW59AfG7kdQ&s=19

    tüm seçimlerine katıldığım eski forvetimiz. icardi mi jardel mi konusunda da haklı olduğunu düşünüyorum. icardi büyük bir futbolcu ama jardel büyük golcüydü. son vuruşlarda onun üzerine topçu gelmemiştir.

    --- alıntı ---
    - burak yılmaz mı falcao mu?
    jardel: "burak yılmaz."

    - burak yılmaz mı drogba mı?
    jardel: "drogba."

    - drogba mı ıcardi mi?
    jardel: "ıcardi."

    - ıcardi mi dzeko mu?
    jardel: "ıcardi."

    - ıcardi mi mario jardel mi?
    jardel: "jardel."

    - okan buruk mu fatih terim mi?
    jardel: "fatih terim."

    --- alıntı ---
  • 617
    311 maçta 266 gol atan, gol ortalaması ile elit seviye olan safkan poacher. bu anlamda maç başına gol ortalaması icardi’den çok daha üstündür. icardi ile benzer özellikleri bitiricilik anlamında olsa da icardi 10 numara özellikleri de sunan bir adam.

    ancak icardi bize süper kupa getirdiği zaman bence bu kıyas daha detaylı yapılabilir düşüncesindeyim *.
  • 619
    "jardel: "hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri galatasaray'dan ayrılmak oldu. belki de kariyerimi burada bitirebilirdim."

    23. şampiyonlukta olduğu gibi 24. şampiyonluğun da alameti olarak bir anda yeniden ortaya çıkan eski golcümüz.

    bence de keşke ayrılmak zorunda kalmasaydı. yok koşmuyor, yok sisteme uymuyor vs. hikaye. adam leblebi gibi gol atıyordu. kafası mermi gibiydi. hatta poposu ile bile gol atmıştı. her zaman en doğru yerde oluyordu. kimse süper mario'nun real madrid'e attığı golleri unutamaz.

    ayrılığı muhtemelen zorlama ile oldu. onun yerine transfer edilen 4 futbolcuyu(!) hatırlamak dahi istemiyorum.
  • 621
    kalsaydı da torino'dan gelecek zat döndüğünde dönemin iktidarının tek başına iktidar olması vsr gibi sebeplerle hakkımı yediniz diye ağlar dururdu. şu an bizden bahsediyorsa gitmesi bizim açımızdan hayırlı olmuştur ama keşke doğru bir bonservis kazansaydık. torino'dan dönen kişi milletvekili iken trt'de ücret karşılığı maç yorumculuğu yapıyordu seni çok kolayca harcardı yiğidim.
    hakan şükür çocukluk kahramanlarımızdandır her ne kadar teröristlerle iş tutsa da üyelikten atılmasını doğru bulmadım geçiştirilebilirdi. ben şahsen kendisinin şabanlığına veriyorum. türk halkının gönlünde müebbet yedi. yaptığı hataların bedelini bir ömür boyunca ödeyecek.
  • 622
    icardi gelene kadar ceza sahasında topla buluştuğunda kesin gol hissi veren forvetler arasında en üst sıradaydı. bitiricilik 20/19 desek abartmış olmayız. ancak bir sorunu vardı tank gibiydi. muhtemelen o sebeple porto’dan sonra avrupadaki ilk 5-6 takımdan biri transfer etmedi.

    gidişi travma yaratmıştı. dönemin başkanı mehmet cansun 1 yıl önce 17 milyon dolara alınan adamı 6 milyon dolar ve saçma sapan 3 futbolcuya karşılık sporting lisbona vermişti. dünya kupası kadrosuna seçilebilmek için o sezon şov yapmış ve attığı 42 golle takımını şampiyonluğa taşımıştı. tabi yine de seçilemedi. brezilya 2002 kadrosu tarihinin en güçlü kadrolarından birisiydi.
  • 623
    jardel'i yiyen tayfa tam liste:
    arif, emre, okan, suat, ümit, hasan.

    emre ve okan başta geliyordu. yerliler çetesinin hakan şükür'den boşalan liderlik koltuğuna bu ikisi gelmişti. topçular arasında cemaat etkisi oldukça azalmıştı. emre ve okan jardel'i yiyip öyle gitti, bu ikisi gittikten sonra lucescu takımı daha rahat kontrol etmeye başladı. yani jardel gitmese yiyici tayfa hoca kontrolü dışında bir şey yapamadığı için jardel daha başarılı olurdu diye düşünüyorum.
  • 624
    2000-2001 sezonunda ligde ve şampiyonlar ligi'nde fırtına gibi esmiş, brezilyalı eski golcümüz...

    süper kupa finali'nde penaltıyı kullanacağı esnada maçımızın spikeri levent özçelik dikkatlerinizden kaçmaz ise eğer; '' şampiyonlar ligi'nde sürekli olarak real madrid'in kalesini koruyan 2 porto maçında jardel'den 3 gol yiyen casillas... '' şeklinde devam eden güzel bir bilgi verir bize...

    o dönem böyle bir adamı aldık işte biz, o gün mario jardel iki tane de süper kupa'da gol attı casillas'a; devamında aynı sezon şampiyonlar ligi'nde çeyrek finalde 2-0'dan geldiğimiz maçta 3. golü de kendisi atmıştı. jardel bildiğiniz gibi de ıker casillas'da da değişen bir şey yok; bu kez de galatasaray forması ile jardel'den 2 maçta 3 gol yemiş oldu. :)
  • 625
    süper ligde galatasaray formasını 1 sezon giymiş forvet.
    20 golü geçmiştir.
    25 gol + asist skor katkısı var.
    1823 dakika süre almış.
    73 dakikada 1 skor katkısı var.

    icardi'den dakika başına daha verimli tek forvetimiz o da tek sezonluk performans, yeterince süre alamadan yaptı ama benzerini geçen sene icardi de yaptı işte, jardel kalsa 2. senesi ne olacağını bilemiyoruz. galatasaray forveti olmak çok zor, bir çok örnekle 20+ skor katkısı verenin başarılı olduğu net olarak görülüyor. 31 skor katkısı veren adam deli gibi eleştiriliyorsa orada sıkıntı vardır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın