beklentileri karşılayamadığı doğrudur fakat günden güne daha iyiye gittiğini düşünüyorum.
city ve münih gibi sistem takımlarında yıllarca forma giydikten sonra, türkiye gibi kaos futbolunun hakim olduğu bir yere gelmek oldukça zordur.
orada maç öncesi her senaryo çalışılmış, her oyuncunun görevi belirlenmiş ve takımdaki herkes arkadaşlarının ne yapacağını biliyordur ama bizde daha çok bireysellik ön plandadır. en basitinden adam takımımıza ilk geldiği zamanlarda verkaçlarla kaleye doğru yönelmek istiyordu ama kimse ayak uyduramıyordu. ilki ayak uydursa, ikincisi batırıyordu...
zaten artık bunu da yapmıyor çünkü dediğim gibi ayak uyduran yok.
diğer bir kısım ise, sane'yi birebirde bırakacak set oyununu oynamıyoruz.
top sane'ye geldiğinde etrafında en az 2-3 rakip oyuncu oluyor çünkü sallai-yunus veya sara gibi oyuncular alan açmak yerine topun olduğu yere gidip orayı kalabalıklaştırıyor. bu aslında sadece sane'ye değil, herkese yapılıyor.
ama artık sane yavaş yavaş türk futboluna adaptasyonunu sağlamaya başlıyor.
dünkü maçta
* gol dışında bulmuş olduğumuz her pozisyonun içinde sane vardı. berbat oynadığımız maçta bile az çok sivrildi. atakların içinde yer aldı, kaptırdığı top sonrası adamını kovalamaya devam etti, boşa kaçtı...
bunlar gayet olumlu şeyler.
olumsuz özellikleri de elbette var,
mesela son vuruşları gerçekten çok kötü seviyede. şu ana kadar 1 golü var ama gol olabilecek en az 3-4 net pozisyon kaçırdı. son vuruşları biraz daha iyi olsa gol+asist katkısı 6-7 olurdu.
bunun dışında olumsuz özelliklerinden öbürü de kritik yerlerde çalıma girip kaptırması. kendisine güveniyor ama böyle yapmaya devam ederse o güven yerle bir olur.
bu arada sane'yi akladığım falan düşünülmesin, sonuçta beklentileri karşılayamadığı apaçık ortada.
ben sadece bu durumun geçici olduğunu, yavaş yavaş türk futboluna ayak uydurduğunu ve günden güne daha iyiye gideceğini düşünüyorum.