11880
açılın, kerem'i en iyi zamanında eleştirdiğim için linçlenen bir yazarım. alttaki entry siyasi ve dünya görüşü bağlamından tamamen alakasız, yalnızca futbolu ve fb'ye transferi söylemleri hakkındadır.
kerem fener'e gider veya gitmez. ben takımımda olmamasından aşırı derecede mutluyum. kerem'in fener'e gitmesi zerre canımı yakmaz, hatta biraz da hoşuma gider. bunun sebeplerini entry'nin devamında yazacağım.
şunu açık yüreklilikle ve gelecek muhtemel lince rağmen belirtmek isterim ki, emre belözoğlu'nun fener'e gitmesi canımı yakmıştı. halen de hayıflanırım nasıl almadı adnan polat diye. emre türk futbolunda yetişmiş en yetenekli futbolcuydu, halen de bana göre öyledir. arda turan emre'ye yaklaştı ama bana göre geçemedi. arda güler önümüzdeki yıllar ne yapacağına göre rakip olabilir. emre belözoğlu has yetenekti, futbolcunun tillahıydı. gittiği hiç bir kulüpte ezilmedi, tarz olarak da hagi'ye en yakın düzeyde oyuncuydu bana göre. bitik fener'i yıllarca ayarda tuttu. kişiliğini bir yana koyalım, ki bence avrupa'dan galatasaray'a dönmüş olsaydı bu karakterdir çirkefliktir tarzı konuların hiç birini bu platformdakiler konuşmazdı, futbolu ve profesyonelliği her zaman üst düzeydi. bunu 30 küsur yaşında athletico madrid'e transfer yapmasını baz alarak değerlendirmek lazım. o yaşta arda turan hastane basıp sahada yürüyen bir topçuydu mesela. arda sergenleşti, emre sergenleşmedi.
ha bir de emre kesinlikle galatasaraylıdır, bunu belirtmek isterim. o çocukken fenerliydim ayaklarını fener taraftarı bile yemiyordu.
kerem'e gelelim, kerem bir kere iyi futbolcu değil. isterse iki maç üst üste hat-trick yapsın, bitik ve iflah olmaz bir psikolojisi var. yıkık bir çocuk. bu iki maçtan sonra 12 maç rezalet ötesi oynuyor. ki benfica'da da ilk başta goller attı, sonradan foyası çıktı. ayağı tahta gibi, pas şiddetini ve top kontrolünü halen çözememiş biri. 14 maçın 2'sinde hat trick yapan bir oyuncu 14 maçta 6 gol istatistiği yapıyor. kalan maçlarda da rezalet ötesi oynayıp hem kendisini, hem takımındaki oyuncuları, hem de takımının taraftarını çökertiyor.
bir de aurası var ki berbat. 90 dk'da yüzü 10-15 kere ekrana geliyor kamera çekince. ben taraftar olarak gıcık oluyorum, geriliyorum. sahada 90 dk. kendisini gören takım arkadaşları da eminim rahatsız oluyordur. bi hareketler el kol yapmalar, bunlar da cabası. marcao ile kavgasında haklı değildi bence. beni eziklediler kadroya almadılar, dışladılar tarzındaki tutumu da aynıydı. hepimiz çocukken gençlikte futbol oynadık. bizim yaş grubundan 7-8 yaş gençlerle halısahada oynamışızdır. düşünün her hafta oynadığınız ekipten bir arkadaşınız halısahaya kuzenini getirmiş, sizin takıma, sizden 8 yaş genç. çocuk lanlı kunlu konuşuyor, size el kol yapıyor. pas vermeyince kuduruyor, top ayağına gelince de arada bir akıp gidiyor, ama genelde kaptırıyor, siz olgunlukla davranıyorsunuz ama o bir pas atmadığınızda hoplayıp zıplayıp küfrediyor, size yüksek sesle bağırıyor falan. bir de defansa gelmiyor, kaptırdığı topu siz kovalarken o ilerde sayıp sıyırmakla ve eli belinde gergin gergin bakmakla meşgul, tüh müh tarzı ellerini bir birine vurmakla meşgul. kerem işte bu anlattığım oyuncunun aynısı. valla başakşehirde dışlandım falan, geçecek o işleri, bu tripleri bana yapsa ben de dışlarım istediği kadar yetenkli olsun.
kerem bu sebeplerle takımımdayken de sevmediğim bir oyuncuydu, fener'e de gidebilir, başka yere de gidebilir, ama aman bizden uzakta olsun. rams park'a fener formasıyla gelse ıslıklamam bile, ka'ale almam. ıslıklamaya değecek bir adam değil. hayıflanılacak bir topçu da değil.
bizim için iyi şeyler yaptı. ilk sırada göçük sezonumuzda küme düşmeme hattından kurtulmaya çırpındığımız zamanda, kapanıp skor tutmaya kastığımız zaman ilerde kontra golleri oldu. kerem tam bu tarz oyuncu. top alıp rakip kaleye gidecek. atarsa atar, orası belli olmaz. o sezon iyi atmıştı. şampiyonlar liginde bir iki sezon fena performans göstermedi, ama onlar da 6 maçın 2'si falandı. bunlar için teşekkür ederiz. şimdi gelelim neden fener'e gitmesine biraz olsun sevinirim;
1. set oynayan takımlarda kerem takımı bitiriyor, takım oyununu baltalıyor. paslaşırken kerem'e geldiğinde en iyi ihtimalle oyun tıkanıyor, genelde kaptırıyor. hatırlayın bir devrede yalnızca 46-47 dk.da (bunun da 25 dk.sında op oyunda kalıyır) 30-35 top kaybı yaptığı maçlar oldu. bu durum sebebiyle takım yoruluyor, herkes geri koşuyor. hele hele ligde kapanan ve tüm yaşam amacı kontra yapmak olan takımlar bu sebeple bizi zorluyordu.
2. oyun görüşü sıfır gibi bi şey. gomis'i olimpiyat stadında delirttiği bir maç vardı, sezon başıydı, çıldırmıştı gomis. bu yalnızca bir örnek, içerde boş bekleyen adama pas atmıyor. çünkü atamayacağını biliyor. attığında neler olduğunu da görüyorduk, top 2-3 metre uzağına gidiyordu hedefin.
3. açık alanda kontra en iyi yaptığı iş. ama onda bile top sürmeyi bilmediği ve daha da önemlisi tahta ayaklı olduğu için topu nasıl ve nereye dürteceğini bilemiyor. top ya sağa ya sola doğru pozisyon açılacak şekilde gidiyor. genelde en sonda zayıf ayağında kalıyordu. burak yılmaz'ın schalke'ye deplasmanda attığı dribblingli golü hatırlayın, o pozisyonu kerem yaşasa taç çizgisine doğru sürmeyeceğini garanti edecek kimse yoktur, buna beni kimse de ikna edemez.
4. istikrarı olmadığı gibi, dengesi de yok. bu düzeyde oynayan ve bazı yetenekleri gerçekten iyi olan bir oyuncunun bazı yeteneklerininse bu kadar feci durumda olmasını kast ediyorum. fm oynayanlar bilir, bir oyuncu düşünün. hız 18, hızlanma 20, pozisyon alma 16, topsuz oyun 13, ön seziler 19, pas 3, takım oyunu 6, mental özellikleri 5-6 civarı ortalamada. tam da çok pozisyona girecek ama yarısından çoğunu katledecek oyuncu di mi? bizim taraftarın da argümanı buydu, kerem olmasa pozisyona giren yok abi... bu oyuncuyu ben takıma almam mesela. vardı böyle oyuncular, genelde anadolu takımlarında olur ve ben galatasaray'ın hocasıyken beni zorlarlardı. yıldızlaşırlar, ulan neymiş bu dersin, profil dengesiz. kerem tam olarak bu. tam da anadolu takımlarının paha biçilmez ve taraftarın sevgilisi olacak oyuncusu.
5. mentali bitik, ilk başta anlattım, en kötüsü de bu. hiç mutlu olmuyor. 2 gol atsa oyundan çıkarken mutsuz, maç sonu mutsuz, maçta mutsuz. el kol ve trip hiç bitmiyor. iflah olmuyor. 3 maç üst üste gol atsa 4. maç gergin ve 30.dkda sahanın en kötüsü olabiliyor. böyle maçlar sabrediliyor, ulan adam geçen hafta attı, üç haftadır atıyor diyorsun. kerem'in kötü oynadığı maç dk 85 takım gole muhtaç. sanırsın kerem kötü diye. hayır hayır, kerem'in rezalet oyunu tüm takıma sirayet etmiş. kaptırdığı topa koşan diğer oyuncular erken yorulmuş, moralleri kaptırılan toplar ve atılamayan kısa paslar sebebiyle bitmiş, inançlarını yitirmişler. işte bu filmi kerem bizdeyken her sezon 10 maçtan fazla sayıda maçta izledik. bu mental hiç düzelmiyor, 3 maç gol atmış olsun, 4. maç bu oluyor, ve kerem 6 maç gol atamasın 6 maç bu yaşanabiliyor. sonrasında ıslıklamalar, vs. kısır döngü. bunu kıran da kerem'in bir maçta gol atması oluyor, ama atılan gol biraz karamboleyse o gidişat yine değişmiyor. adamın özgüveni 100 de olsa 0'a inmesi 20 dk.da oluyor. 0'dan 20'ye gelmesi 1 ayda.
6. takım içi hizip, huzursuzluk, say say bitmez. barış ve yunus geçen sene çok rahattı. en çok da bunlara bağırıyordu kerem, bunların da ister istemez moralini düşürüyordu. yabancılar kuruluyordu. marcao meselesi böyleydi mesela. fener'e giderse bu marcao olayı tekrar eder. sahada olur, antrenmanda olur, biri gelir cevabını verir.
7. attığı gollerin yarısından fazlasının yüksek şansla ilgili olduğu fikrindeyim. yetenekle attığı çok golü vardı, eyvallah. ama adam aynı pozisyona 5 kere girip birinde atıp, 3'ünü dağa dikip, birinde ayakları dolanıyorsa buna talihsizlik demem. attığına şans derim. manchester'a içerde attığı gol, bence şanstı. bu gol gibi epey örnek sayarım. kale önünde diktiği toplar... bazı pozisyonlar vardır, özellikle cl.de bu pozisyonlar bir maçta bir kere gelir. ben orada kerem'in olmasını istemeyen bir taraftarım.
tüm bu değerlendirme ışığında, fenerbahçe'nin kırılgan yapısı, en ufak olumsuzlukta hemen dağılıvermeleri, mental olarak onların da yitik bir camia olması, maç içinde oyuncu ıslıklama olaylarının daha fazla olması, kerem'in bu hali ile üst üste gelince, kerem'in oraya gitmesi hem orayı karıştırır hem de bizde hâlâ "öyle deme kerem iyi oyuncu" diyenlerin alacakları cevaplar açısından isteyeceğim bir durum olur. üstüne morinho gibi psikopat ruhlu dengesiz bir hocanın kendisini arada bir yedek bıraktığında kulübede battaniye kemirirken izlemesi falan da zevkli olur. takım birliğini de bozar.
bence kurcalamayın bizim derdimiz değil. alan veren razı, keyfimize bakalım.
düzeltme: girizgaha ekleme yapıldı.