• 1
    2019-2020 sezonunda tüm galatasaray taraftarına, iyi futbol ile oyuncuların bonservisine ödenmiş meblağlar arasındaki korelasyonun oldukça zayıf olduğunu göstermiş değerdir. fatih hoca'nın şampiyonlar ligi gruplarında eşleşilen takımlara atfen söylediği; "makasın açılması" tezine katılmakla birlikte, futbolda her şeyin para olmadığının canlı şahidi olduk bu sezon. sene başında, ben de dahil olmak üzere, görece büyük oranda taraftarımız, seri, nzonzi, lemina, emre mor, andone ve falcao'nun piyasa değerlerini toplayarak, ligi nasıl domine edeceğimizin hayallerini kuruyordu. gel gör ki sezonda çok net göründüğü üzere, transfermarkt verileri değil opta verileri daha iyi olan takım kazanıyor. bir takımın diğer takımdan daha yüksek gelir düzeyine sahip olması, o ekonomik güçle alınan futbolculardan yüksek verim alınabildiğinde önemli hale geliyor. eğer bu sene bizim yaşadığımız gibi, formsuzluk, taktiğe uyum sağlayamamak, mücadele etmemek vb sorunlarla karşı karşıya ise, bir takım oyunu ortaya konulamamışsa sonuç net hüsran. şampiyonlar liginin gediklisi sekiz on takımla makas sonuna kadar açık. bizim beş katımız on katımız ölçüsünde bütçeye sahip bu takımlar, kadrolarını en çok verim alacakları futbolcularla ikame ederken ekonomik olarak rekabet edilebilir değiller. ama bu takımlarla dahi altyapıda, scout transferinde ve saha içinde gerek taktik gerek mücadele yönüyle rekabet edebiliriz. yeter ki biz üzerimize düşeni doğru yapalım.

    arsenal'de mesut özil, top rakip takımda iken sıfır katkı veriyor. arsenal'in ekonomik gücü, onun etrafına gediği kapatacak, iki katı mücadele edecek oyuncuları bulup takıma monte etmeye yetiyorsa bu bir yere kadar sorun olmaz elbette. ligdeki benzer güçte ya da zayıf takımlara karşı mesut size başarıyı getirebilecek hücum gücünü katar. kazanırsınız ya da kaybedersiniz, gününe göre değişir ama kesinlikle başarı şansı olur. liverpool, city ya da chelsea gibi takımlarla karşılaştığınızda bu oyun planı işlemez. zira onlarda mesut ile aynı mevkide, hem ofansif yetenekleri olan hem de defans için mücadele eden, kolektif futbola uygun oyuncular vardır. oyunu her iki yönde takım halinde oynarlar. bizim takımın bu sezon yaşadığı sendromu arsenal'in durumuna benzetiyorum ben. feghouli kendisini mesut kadar belki de daha fazla yetenekli görüyor. o kadar önemli bir adam ki savunmaya katkı vermesine gerek yok. bizde arsenal'den farklı olan yalnızca fegholi ile mesut'un hücum güçleri değil elbette. takımın geri kalanını, savunmadaki geldiği kapatacak oyuncularla donatma açısından da gerideyiz. elimizde "en az fegholi kadar değerli" futbolcular var. bu yüzden takım oyununun sekteye uğraması kaçınılmaz hale geliyor.

    bizim futbol endüstrisinin bugün geldiği noktada, yapmamız gereken en önemli şey mücadele etmek. psg'ye karşı da tuzla'ya karşı da mücadele etmek. bırak şampiyonlar ligini, süper ligde, hatta ztk'da dahi koşuda, sprintte, presste, ikili mücadelede vs geride kaldığın maçı feghouli ile kazanamazsın. ozan kabak 11 milyon euro kazandırdı bu takıma. o paranın 1 milyon eurosunu altyapıya aktaramıyorsan ozan kabak senin için piyangodur. gözünün önündeki cengiz ünder, merih demiral, çağlar söyüncü, mert çetin, zeki çelik, umut meraş vb'den en az ikisinin yolu sana uğramadan avrupa'ya çıkıyorsa onyekuru'ların bonservisini alamazsın. (18/12/2019-8:41)
  • 2
    bir futbol takımının yıllık bütçesini ve mali gücünü tarif etmekte kullanıldığında oldukça yanıltıcı bir veridir. özellikle türk takımlarının avrupa'da eşleştiği rakipleri ile kadro değeri karşılaştırması yapılarak makasın açılması vurgulaması yapılması bizi yanlış yerelere götürür.

    öncelikle kadro değeri denilen şey tamamen transfermarkt'ın subjektif değerlemesinden ibaret olan bir ölçüdür. hadi bunu kendi içinde tarafsızlığı vardır diye es geçebiliriz. ama esas şu var ki; bu site bir futbolcuya piyasa değeri biçerken oynadığı ligi ve ülkeyi de hesaba katarak bunu yapıyor. yani sen marsilya'nın kadrosundaki oyuncuları marsilya'dan önce davranıp türkiye'ye getirmiş olsan adının yanında 20milyon yerine 9milyon yazıyor olurdu. oyuncu aynı oyuncu, transferi için verilen para aynı para belki ama bulunduğu ligin oyuncunun piyasa değerine katkısı yüzünden kulüp senden çok daha değerli görülüyor. e bu da normal aslında bi anlamda, yani aynı oyunculardan oluşan galatasaray mı yoksa marsilya mı daha değerli bir kulüptür bir yatırımcı için? elbette fransa'da bulunması sebebiyle marsilya'nın daha cazip olması beklenebilir. bu da kulüp değeri denilen şeye bu şekilde yansıyor.

    peki gerçekten seviye kıyaslamasını nasıl yapacağız? burada en doğru ölçüt kulüplerin maaş yüklerini kıyaslamaktır. onun da vergi öncesi, brüt, net, bonus vs. gibi net bilgi edinmeyi zorlaştırıcı unsurları var tabi ama en azından yapılacaksa buradan gitmek daha doğru.
    mesela marsilya'nın kadro değerine bakarsanız 2021 itibariyle galatasaray'ın 2.5katı (105e260); ama maaş bütçeleri ikisinin de 40milyon euro civarı. bakılması gereken de budur.
  • 3
    tahmini veye verilen bonservislere göre yazılan değer. maaş skalası üstünden değerlendirme yapmak türkiye'yi işin içine katarsak çok doğru bir yaklaşım olmaz. top ligler için bile sıkıntı çıkaracak bir yaklaşım maaş olayı. sonuçta türkiye tercih edilen bir lig değil. oyuncuların buraya gelmesinin yegane sebebi para. gelişim ligi değil, avrupa'da başarılı bir lig değil. zeminler, stadlar ya da antreman sahaları iyi değil. izlenen bir lig değil. o zaman fransa da 1 milyon alacak olan bir oyuncuyu biz 3 milyon maaşla oynattigimizda, maaş dengesi üstünden kadro değerimiz aynı diyemeyiz. sonuçta bonserviste maasta oynadığı lige göre değişir. paris seneye serbest kalacak oyuncusu için 180 milyon euro parayı reddebilirken, biz 15 nakit veren herkese seç beğen al deriz. bizden 15'e giden futbolcu, aynı özelliklerle fransa ya da portekiz'den 30 milyona gider. birinci sınıf takımlar dışında kalan takımların kadro değerleri gerçeği yansıtmaz.
  • 5
    oyuncu maaşları üzerinden yorum yapmak kadar saçma bir şey yoktur bu konuda. mesela bana şu an çalıştığım sektörle ilgili londra’dan nispeten lokal bir şirketten aylık 4000 pound teklif gelse kabul ederim. ama katar’a gitmem için vermeleri gereken para minimum 10000 pound falan olur. bu yüzden hollanda’da, fransa’da 500000 euro kazanan futbolcunun bizden 1 milyon istemesi garip değil.

    fakat burada galatasaray adı devreye girmeli. soso gibi adamı buraya getirmek için öyle sözleşme istiyorsa hayır demeyi bilmiyoruz. daha başarıya aç oyuncuları galatasaray ismi ile çok daha düşük ücretlere getirebiliriz ki bu transfer dönemimde de gördük.
  • 7
    transfermarkt değeri de diyebiliriz.

    acun ılıcalı'nın üstüne basa basa söylediği değerdir. yani burada söylendiği gibi önemsiz bir durum değil transfermarkt değeri. transfermarkt uzun süredir bu konuda manipülasyon ve dezenformasyon yapıyor.

    kadro değerleri 250 milyon euroyu geçmiş söylemine göre. bu da bir şekilde reklam ve marka değerlendirme işidir.

    transfermarkt işine yönetimin eğilmesi lazım. hiç önemsiz bir mevzu değil.
  • 10
    bugün young boys takımından kimseyi takıma almam, young boys da bizim takımdan bir kişi bile bırakmaz. çok bir şey ifade etmiyor oynanan oyun ama 1 milyar değere sahip real madrid ile 70 milyon değere sahip young boys 100 kere maç yapsa 100 kere de real madrid kazanır belki kaza kurşunu 1 kere kaybedersini, 250 milyonluk değere sahip galatasaray ile de young boys mücadele etse en az 95 kere galatasaray kazanmalı çünkü ciddi kalite farkı var.

    bu kalite farkını biz hissettiremiyoruz, hatayspor'a da hissettiremiyoruz 2. lig takımına karşı da ligden düşmüş karagümrük'e de kupa maçında. saçma sapan bir oyun planı, rakibi küçümseyerek 8 hücumcu sahaya çıkarak bunu yapıyoruz çoğunlukla. adamların 6 eksiği var, 11'den 5 kişi yok ama oyunları bozulmuyor çünkü işleyen sistemler ve çalışan teknik direktörleri var. galatasaray ise 1 oyuncuyu sistemden çıkartınca dağılıyor bunu ben değil hoca söylüyor davinson için. biz madem 1 oyuncuya bağlıyız bu kadar neden teknik direktöre ihtiyaç duyalım?

    young boys kendi liginde hiç galibiyet alamadı, trabzonspor'un rakibinden 4 yedi aynı trabzonspor ilk yarı 5 tane atıyordu st. gallen'e. kalite farkını trabzonspor bile gösterdi, aradaki maliyet farkını hissettirdi ama biz hissettiremedik üstüne ezildik çünkü rezalet bir sistemimiz ve rakibi hiç çalışmayan bir hocamız var.
  • 12
    galatasaray'ın kadro değeri 300 milyon euro, uff, çok pahalı takımız, çok, çok...

    sevmediğimiz o sitenin verileri çıkıyor karşımıza. evet, en pahalı futbolcularımız kim?

    osimhen 70 milyon euro,
    sane 32 milyon euro,
    barış alper 21 milyon euro,
    yunus 12 milyon euro,
    sara 22 milyon euro,
    davinson 20 milyon euro,
    ve singo 25 milyon euro...

    son oynadığımız 18 eylül 2025 eintracht frankfurt galatasaray maçında şu yukarıdaki 7 futbolcunun toplam değeri 202 milyon euro civarı ama osimhen 70 milyon euroluk değerli ama sakat. sane zaten formsuz, sara desen gol yedirdi. davinson ise ciddiyetsiz oynadı. baktığın zaman bizim kadro değeri 300 milyon euro lafı şu an tamamen afaki. osimhen tek başına bu takımın neredeyse %25'i. diğer yüksek değerli oyuncuların ise ya formsuz ya da ciddiyetsiz. aynı kapıya çıkıyor.

    senin yaşı artık 30'a dayanmış, on milyon euro civarında değeri olan lucas harici net bir orta sahan yok. sara, lemina, berkan, kaan birer yama gibiler. ilkay'ı ayrı bir pozisyonda değerlendirmek gerekiyor.

    böyle bir düzlemde bizim görsel veya yazılı olarak çok gibi gelen kadro değerimiz bir illüzyon değil de ne?

    frankfurt ekibinin kadro değerine bir bakalım. elye wahi 22 yaşında ve 22 milyon euro değeri var. jean-mattéo bahoya 20 yaşında ve 17 milyon euro değerinde. jonathan burkardt 25 yaşında ve 35 milyon euro civarında değeri var. daha sayılabilecek bir sürü veri var ama şunu demek istiyorum ki; frankfurt çok süper bir takım mıydı ki bizi 5-1 yendi? abuk subuk oynadık, ciddiyetsiz idik ve sahip olunan o yüksek bonservis sahibi oyuncularımız çok basit hatalar yaptılar. karşı tarafa bakınca, yüksek ihtimalle daha bonservis ücretleri katlanacak genç oyuncular ciddi oynayıp, futbolun doğrularını yaptıkları için rahatça gol buldular. bizde son kontrat oyuncuları varmış gibi rehavete girmiş bir izlenim aldık ama gerçek bu değil, ciddi değildik ve bir plana sadık kalamadık.

    bizde osimhen vardı ama sakattı. sane vardı ama formu yok, sara var ama sakarlık peşinde. güvendiğimiz davinson'a top çarpıyor, gol oluyor. böyle bir düzlemde neyi geveleyip duruyorum değil mi? bizim kadro değeri yüksek diyerek kendimizi en tepede görüp, şu an değerlendirme yapmamız tamamen gerçek dışıdır. tam anlamıyla iyi futbol oynayan bir takım olamadık. bunun için eleştiri getirebiliriz. barış'a ayrı, yunus' un top kaybına ayrı, sara, sane, icardi vs. ayrı ayrı kızabiliriz ama şu kadro değeri üzerinden biz galatasaray taraftarına baskı yapan galatasaraylı ya da başka takım tutanların yorumlarını ciddiye almamak gerekiyor.

    yemek yapmamız gerekiyor. eti en pahalı yerden almışız ama et don. açılmasını beklemek gerekiyor ki, yemeği pişirirken hacamat yapmayalım diğer malzemeleri. biraz ciddiyet ve sabır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın