• 163
    kendince birkaç sınıfa ayrılan taraftar cinsi.

    -dünyayı ve hayatı olduğu gibi futbolu da yarım kilo fondoten, allık, ruj ve benzeri kozmetik ürünlerinin arkasından takip etmeye çalışanlar. bunların bir
    kısmı popüler bir olaydan uzak kalmamak, bir kısmı da "futbol hastası" sevgililerine hayatı zindan etmek adına futbol ortamlarını fuzuli yere işgal eden canlılardır. aralarında hayatın her alanına olduğu gibi futbola da kayıtsız olup beyin hücrelerini boy-kütle endeksini dengelemek için kullananlar kadar sanılanın aksine ofsayt ve benzeri futbol terimlerine erkeklerden daha çok hakim olan; ancak yanlarındaki zavallıya eziyet edip 2 saatlik maçı burnundan getirmek adına salağa yatan önemli bir yüzdeliğe sahip oldukları da isviçreli bilim adamlarınca yapılmış bir araştırma sonuçlarına yansımıştır.

    -ekseriyetle kız meslek lisesi çıkışlı olup "meslek liseli" karakteristiğini köküne kadar yansıtan vandallar. "erkek gibi" giyim tarzları, elinde içkisi, ağzında sigarası, cebinde maket bıçağı bu grubun tamamlayıcı unsurlarıdır. tespih çekenlerine bile rastlandığına dair rivayetler vardır. "seyircisiz maçları kadın ve çocuklara açalım" diyen üstün zekaların bir gün aralarında kalmasını dilediğim bir kitledir bunlar. "çiçek çocukgillerden" nice erkeği anında ortamdan uzaklaştırabilecek derece vahimdir bazıları.

    -sosyal ortamlarda ve aşk-meşk olaylarında yaşadığı sayısız yıkımın ardından kendini futbola ve takımına adayanlar(ki bu grubun erkek taraftarlar kümesi içinde de aynı miktarda kalabalık bir simetriği mevcuttur). "sevinmek için sevmedik" ve benzeri slogan/ürün/trend topic/ facebook grubu ve envai çeşit laf kalabalığının yayılmasının asıl sebebi işte bu arkadaşlar ve erkek olan simetrik türdeşleridir. hayattan bezmiş bir şekilde saç baş dağınık, hatta saç sakal birbirine karışmış şekilde gezerler. envai çeşit store ürünü mevcuttur bu arkadaşlarda. eline geçen bütün parayı periyodik olarak store'a aktarır bu arkadaşlar. zira ne bir sevgilileri, ne de çıkıp dolaşacağı boyutta bir arkadaş grubu vardır. bilet kuyruğu dersin herkesten önce bunlar gider, pazar sabahı daha kargalar açma-germe hareketleriyle güne başlamaya çalışırken oynanan ve "görev başındaki memur" hissiyatıyla gidilen maçlarda bile "nereden buluyor bu insanlar bu enerjiyi" dedirtecek kadar coşkulu olurlar. bütün tezahüratları bilir bunlar. "rerere rarara"dan tut da maçtan 1 gece önce bilmemne forumunda yazılan "yeni beste"ye kadar. bu örnekler uzar gider.... ilk bakışta negatif bir tanımlama gibi görülebilir ama bu ablalar/abiler/kardeşler candır. sevgili adaylarının kabul etmediği kocaman yürekleri galatasaray için atmaktadır. bazen aşırıya kaçıp usandırsalar da baş tacı edilmelidirler.

    -yakışıklı, zengin ya da hem yakışıklı hem zengin olan erkek taraftarların ayartıp tribünlere/maç izlenen mekanlara soktuğu; ortalama ya da ortalamanın üzerindeki güzelliğiyle ayda yılda bir girdikleri futbol ortamında dişi sineğe bile hasret olan erkek milletinin aklını başından alan ablalar/kardeşler. bunların üzerinde yeni sezon formalarının en bi cırtlak olanı vardır genelde. misal turuncu, mor ya da beyaz; artık allah ne verdiyse, store o sene ne yumurtladıysa... o formayı da erkek vücudunun üzerinde görmeye alışmış, maç izlerken dişi sinek bile göremeyen yurdum erkeklerinin türlü türlü sohbetlerine/fantazilerine meze olurlar malesef. önemli bir yüzdesi gol sevinci sırasında yaşanabilecek olası kucaklaşma/öpüşme/vs. için o ortama sokulmuştur ki bunu yapanlar lise çağlarında sırf "ortalık karanlık" diye sevgilisini sinemaya götürmüş adamlardır. bu ablaların ağzında da -ortama ayak uydurayım diyerekten- bilimum internet ortamından hafızaya alınmış acayip acayip sloganlar vardır. ortamdaki arıza adam sayısına göre kavga sebebi olurlar genelde. zaten kritik bir derbide neredeyse sahadaki futbolcular kadar terleyen adamımız 2 sıra önünde oynaşan çifti görünce arıza çıkarmaya bahane arar hale gelir. ablanın ağzından çıkan yersiz bir slogan direk kavga sebebi olur...

    -futbolla ilgilenen, takımını ve izlediği oyunu gerçekten sevenler. senin benim kadar futboldan anlayan, belli bir maç hafızasına ve tezahürat bilgisine sahip güzel insanlar. zaten "senin benim kadar" olmaları gayet normal, olması gereken bir durumdur. "maç hastası erkek" için "evlenilecek kadın" tabirinin vücut bulmuş halidir bu insanlar. nerede ne kadar sevineceğini, üzüleceğini bilir. kadının hep negatif ayrımcılığa kaldığı, bunun neredeyse bilinçaltına "işlendiği" bir ülkede erkek egemen toplulukların arasına karışmayı başarmıştır. "çağdaş türk kadını" filan diyeceğim ama, ne bu ülke ne de bizim sözlük bu kadarcık bile demokrasiye hazır değil sanırım...

    -bir sınıf altında toplanması bile imkansız olan, ne idüğü belirsiz oksijen israfları. mütemadiyen saçmalayan, tuttuğu takım farketmeksizin herkesi tiksindiren ve bıktıran canlılar. ne yazık ki erkek taraftar kümesinde de fazla fazla simetrileri bulunmaktadır bunların da. genel özellikleri akıl ve mantık çerçevesi içinde düşünüp olayları değerlendirme yetilerinin kaybolmuş olmasıdır. kendi içinde onlarca alt gruba ayrılabilirler, ama uzun uzun yazıp okuyanın da sinirlerini bozmanın alemi yoktur.
  • 152
    "taraftarın kadını erkeği mi olur la oturup maç izliyoruz işte" ile savunduğum lakin benim de bir 'gadın' taraftar olarak illallah etmeme vesile olmuş, filhakika öyle pek de komik olmayan, bir hadiseyi siz değerli gönül dostlarımla paylaşmak istedim efenim.

    bu anlatacağım hikayedeki kadın taraftar değil de sanırım bir futbol izleyicisi oluyor veya bilemedim ben de onun ne olduğunu.
    2010 dünya kupası'nın başlamış olduğu zamanlar. önemli bir maç var ama hangi maç olduğunu unuttum nerden baksan iki yıl geçmiş üzerinden. ama biliyorum izlemem gerek o maçı uzun zamandır da bekliyorum.
    tabiki o sırada da üniversteyi bitirmekle meşgul bir insanım. mezuniyet törenidir balodur keptir cübbedir diplomadır koşturuyoruz sürekli. derslerden sınavlardan çok onlarla vakit harcıyoruz.

    neyse kep töreninin yapılmasına bir kaç hafta var biz de törenin yapılacağı mekanda prova yapıyoruz. zannedersem kadınlar ayrı erkekler ayrı duruyormuş böyle şeylerde ben de daha yeni öğreniyorum tabiki. bi düşünün halimi ne kadar hatun varsa sağımda solumda sotelenmiş viyak viyak. böyle bildiğin kadın tribünü gibi olmuş. pek çoğunu da tanımıyorum güdük olduğumdan sanırım bir de ön sıralardayım. bir türlü boy sırasına dizemiyor hocalar bizi yaklaşık bir 4 saat boyunca dikildik ayağa ama ne yürüyüş provası yapabildik ne de duruş. 23 nisan törenine katılmış 3/b sınıfı öğrencileri gibi bir dağınlıklık bir şamata...
    artık benim de o kadar saat ayakta durmaktan dayanacak gücüm kalmamış. bir de maç başlamış izleyemiyorum. kadın tribününde olmanın da verdiği asabiye var. kendi kendime söylenmeye başladım:
    "yav yeter artık maç başladı bi bok beceremiyosunuz bırakın da normal hayatımıza geri dönelim."
    hani avrupa yakasında binnur kaya'nın canlandırdığı şahika koçarslanlı tiplemesi var ya işte onun sarışını bi tip önümde duruyor. beni mi dinlemiş ne yapmışsa artık birden dönüverdi bana:
    "oyyyy evet maçlar var. bir sürü yakışıklı ispanyol alman ingiliz erkek izleyeciyiz. ama danimarka elendi ordaki erkekler daha yakışıklıydı gözümüz gönlümüz açılıyordu ikikkkiki"
    gibi bir cümle sarfetti.
    yemin ederim cevap veremedim kıza.
    zira ben futbol müsabakalarına o gözle bakmadım hiç.

    kıssadan hisse:
    ahanda bunun gibi hemcinslerim yüzünden dalga geçiyorlar bizimle. ofsaytı bilmeyen kadın diye aşağılıyorlar. yemin ederim çok ağrıma gidiyor. *

    (bkz: böyle anlatınca komik olmadı tabi)
  • 181
    belli bir konuda acı bir tecrübe, bir travma yaşayan insanlar zaman zaman küçük olaylarda büyük tepkiler verip önyargılı olabiliyorlar. hoş mu görmeliyiz? bazen, belki.
    erkek küfredebildiği, yanlış yapabildiği ama aynı davranışlar bir hanım kızımızda iğreti duracağı için bir anda taraftar statüsünden çıkar ve kadın taraftar oluverirmiş.
    kadın taraftardan beklenti nedir onu da anlamış değilim. futbol bilsin ama çok bilmesin. erkek küfretsin o etmesin. tezahüratlara katılsın ama çok da bağırmasın. *
    takımı gol yediği an tükrükler saçarak küfreden erkeklerin sadece taraftar olan bir çok kadından daha çok saygı gördüğünü bir kez daha anlamış olduk.
  • 27
    6 mart 2009 galatasaray bursaspor maçı öncesi kendilerini gördükçe yanımdakine* sürekli " çok güzel ya, hep böyle bayanlar olsun" diye sevincimi gösterdim. o maçta nedense çok fazla bayan vardı. bursaspor'lu bayan taraftarlara helal olsun dedim mesela, anadolu takımının da olmalı kadın destekçisi. elbette erkeği bayanı olmaz taraftarın ama dengelere baktığımızda o kadar azlar ki, insan tribünlerde sayıca artışını görünce ister istemez mutlu oluyor. bir gün tribünlerin sadece sağduyunun, renk sevgisinin güzelliği ile donanacağına; kendini taraftar sananların küfretmek, rahatlamak için geldiği bir deşarj yeri olmasından kurtulacağına inancı artıyor insanın. o gün gelene kadar da zorluklarla mücadele edip, maçlara gelmeyi sürdüren bayan taraftara çok iş düşecek.

    not: entry özellikle 8 mart'ta yazılmıştır.
  • 114
    20 eylül 2011 fenerbahçe manisaspor maçı'nda dalga geçilmesini anlayamadığım taraftar grubu. türkiye'de metroda, otobüste bile kadınların erkeklere oranı saat 6'dan sonra onda bire düşerken tribünde nasıl var olmaları beklenir? maç izlemeyi bilmiyorlarmış. doğru, bilmiyor olabilirler de, bunda erkeklikleriyle çok övünen türk erkeklerinin payı hiç mi yok?
  • 186
    erkek taraftardan zerre farkı olmayan taraftardır. kimsenin kalbini deşip içindeki kulüp sevdasını ölçemezsiniz ki bunu basit, ucuz, popülist yaklaşımlarla, dar ve geri kafalarla yapmaya kalkmak, kelimenin en hafif anlamıyla aptallık olacaktır. erkek olunca, 3 tane mi forma alıyorsun store'dan, 5 tane mi kombine alıyorsun, 7 tane mi gs mobile üyeliğin var, 10 tane mi galatasaray dergisi aboneliğin oluyor? nedir yani farkın, kulübüne katkın?

    her neyse, bu konu ile ilgili esas söylemek istediğim bu değil, bunları konuşmaya bile utanırım. fakat bu konu minvalinde galatasaray sözlük içerisinde kadın-erkek ayrımcılığı, ya da karşı cinsi aşağılayıcı nitelikte entry girmenin sözlük anayasası kapsamında uçurulmaya yol açacak tarzda ayrımcı ve yanlış bir hareket olacağını bir kez daha hatırlatmak isterim. bu anlamda, kelimelerimizi, niteleme sıfatlarımızı seçerken ırk, dil, din ayrımı yanında cinsiyet ayrımının da aynı paralelde suç niteliği teşkil ettiğini unutmayalım. genelleme yapmayalım mümkün olduğunca. bu sadece kadın taraftarlara özel bir durum değil. eğer kadın taraftarlar da erkek taraftarları genelleyip ''içip içip yolda, caddede öküz gibi böğürüyorsunuz, metroda kanguru hayvanı gibi zıplayıp hayatımızı tehlikeye atıyorsunuz, kendinizi kaybedip ağzınızdan salyalar akıtarak küfür ediyorsunuz, takım maçı kaybedince dana gibi tepinip koltukları kırıyorsunuz'' tarzı söylemlerde bulunurlarsa onlar da hatalı duruma düşeceklerdir. böyle şeyler diyebilirler çünkü, şaşırmamak lazım.
  • 71
    çesit çesit zorluklar yasayabilen taraftar grubu. ortamda birçok erkek varsa ve çogunluk kahvedeki salih abi mantalitesindeyse isleri gerçekten zor olabilir.* mesela bir tartisma açilir, bayan taraftar "total futbol, 4-3-3, fizik kondisyon" falan diye baslar, gorusleri herhangi bir erkegin gorusuyle farkli olunca aninda "yav kiz iste ne anlar futboldan"i yer.
    o an bayan taraftarin içine çubuklu tosun kaçar ve ana avrat duz gitmek ister ama gitmez, çunku o bayan taratfardir. yakismaz. bsg der ve oturur.

    velhasil kelam, bu canlilar galatasaray'i diger taraftarlar kadar çok severler, hatta bazen daha fazla severler.
  • 221
    bir erkek taraftarla benzer derecede futbol tutkusunu yaşayanını hiç görmedim. bunun çeşitli sebepleri var tabi ama hiç bir örnek görmedim bugüne kadar.

    kendini fanatik x takımlı diye tanımlayan kadın arkadaşlarım oldu tabi ama hiçbirisi kaybedilen maçtan sonra o gece hayata küsmüyor. zorlu maçtan önce kafasında saatlerce maçı oynamıyor. ha gerek de yok belki bu da ayrı bir konu :)
  • 60
    hemcinsleri tarafından eleştiriye, karşı cins tarafından ağır ithamlara ve ezme çabalarına maruz kalmaktadırlar zaman zaman. ilgi çekmeye çalışıyorsun, gösteriş yapıyorsun, senin kafan yetmez, sen ne anlarsın, şu ne demek biliyor musun bu ne demek haberin var mı diye diye kafa ütülerler çevresinde. sanki ofsaytın anlamı y kromozomunda gizli peeh! he umursanır mı bayan taraftarlar tarafından tüm bunlar? yok. zira taraftarlık gönül işidir, e bu gibi konularda da ikinci, üçüncü, dördüncü kişilerin söyledikleri de laf u güzaftır.
    kendilerini, taraftarı oldukları takımın kazandığı maçlardan sonra yaşadığı ses kısıklığının tarif edilemez mutluluğuyla başbaşa bırakın yeter.
  • 31
    maç günlerinde üstümde formamla sami yen civarlarında dolaştığımda, renkdaşlarım tarafından gülümsemeyle selamlanıp aynı şekilde karşılık veriyorum. bunun kollektif bilincin sonucu olduğunu düşünüyorum. bayan taraftara ciddi anlamda saygı gösteren büyük bir kesim mevcut. erkek taraftar diye bakmamak lazım, zira üstümde o forma olsa da olmasa da aynı saygıyı ya da saygısızlığı bayan olduğum için görmem her zaman muhtemel. kaldı ki bugüne kadar, ne eski açıkta ne de kapalı alt-üstte herhangi kötü bir olayla karşılaşmadım.

    geçen sene bir fenerbahçe derbisinde, fenerbahçeli bir bayan taraftar üstünde fenerbahçe formasıyla, yüzlerce galatasaraylı taraftarın bulunduğu çadırın önünden geçme cesareti göstermişti de hayretler içerisinde kalmıştım. korkunç hakaretlere ve küfürlere maruz kaldı tabii ki ama benzer bir şey kadıköy'de galatasaraylı bir bayan taraftarın da başına gelebilirdi. empati yapmak lazım. sonuç olarak; yerine göre davranmasını bilmek lazım, olay bundan ibaret sadece.
  • 39
    #106863 no'lu entriyde ki "bizi küçük görüyorlar" diyen kadın taraftar küçüktür. buradaki kadın taraftarların hiç böyle komplekslerinin olduğuna inanmıyorum. benim diyen yazarlardan çok yerinde tespitleri ve yakaladıkları ayrıntılar vardır. yani uzun sözün kısası o edebiyat burada yoktur. hiç olmamıştır. o biraz bir takım erkek taraftarların hüsnü kuruntusudur. ya da olması isteğidir.
  • 32
    "family" "girls" gibi örgütlenmeler ile sorun olmaktan çıkarılıp bir ileri aşamaya sıçratılabileceğine inandığım olşum. şimdilik tribünde zaten zor yer bulabiliyoruz. aslantepe'nin açılışı ile birlikte işlerimden vakit bulabilirsem eşim ve kızım ile birlikte daha rahat maç setredebilmek için "family" gibi bir oluşuma önderlik etmeyi düşünüyorum. böylelikle hem aslantepenin her maçta dolmasına faydam olur, hemde taraftarı olduğum klübümün kültürüne bir katkı sağlarım. ayrıca dünyada bir ilki gerçekleştirerek klübüm adına iyi bir örnek teşkil ederiz. allah utandırmasın.

    (bkz: düşünüyorum o halde varım)
  • 207
    en azından gergin değiller, homurdanmıyorlar. çirkin hareketleri de maçlarda erkeklerden gördüklerinin taklidi. bunu yapmak zorunda hissetmeseler kendilerini çok güzel bir ortam oluşturabilirler. ama tribüncülük küfretmek, hareket çekmek, takım iyi gidince pınarbaşı söylemek kötü gidince yuhalamak olduğu için bu ülkede kendileri de yapıyor çirkinlikleri malesef. keşke daha çok gelseler spor müsabaklarına.

    edit: şu futboldan anlamama muhabbeti de o kadar bayat bir muhabbet ki her konuşulduğunda suratımı ekşitiyorum. sanki bana atom parçalanıyor futbolda. sanki erkekler futbol hakkında acaip gözlemlere sahip. peh.
App Store'dan indirin Google Play'den alın