resim
José Mário dos Santos Félix Mourinho
Görev:Teknik Direktör
Takım:Benfica
Yaş:62
Uyruk:Portekiz
  • 1754
    bana mehmet ziya ayaslan ismini hatırlatan teknik direktördür. mehmet ziya ayaslan, "tekniği hatalı" diye naim süleymanoğlu'nu halter dersinden sınıfta bırakan kişidir. mourinho da chelsea'nin başındayken kevin de bruyne, mohamed salah ghaly, romelu lukaku gibi şu an dünyanın top class seviyesindeki futbolcuları verimsiz ve yetersiz bulup göndermişti. hatta sadece 3 maç süre verdiği kevin de bruyne ile yaptığı toplantıda: "diğer orta saha oyuncularının asistleri ve attıkları goller senden daha fazla" gibi saçma bir şey de sunmuş. hayat garip, vapurlar falan...
  • 1755
    2017-2018 sezonunda ligde başarılı sonuçlar alan teknik direktör. tabi genel olarak iyi, kaza kurşununu city hariç zaten herkes yaşıyor. şanssızlığı denildiği gibi city'nin rekorlar kıracak kadar iyi olması. ama bu kendi takımıyla city ile arasında büyük bir kalite farkı olduğu anlamına gelmiyor. arada sadece form farkı, mantalite farkı var.

    transfermarkt verilerine bakarsak, dünyanın en değerli kulüpleri arasında chelsea 4., city 5., united 7. sırada. uzaylı takımı denilen city'de sonuçta sterling, sane, jesus falan da oynuyor. tamam agüero, silva, de bruyne de var ama bu takım psg kadar, bayern kadar, real madrid kadar isimli yıldızlarla dolu değil. sterling bile şu takımda 12 gol 6 asistle oynuyorsa artık olayın teknik direktörde olduğunu idrak etmek lazım. city'nin 19'da 18'ini sadece iyi kadroları var canımla açıklamak mümkün değil.

    mourinho başarısız falan değil, ama şu gerçek ki tarihte ikincileri kimse hatırlamaz. city bu kadar iyiyken eleştirilmen de normal. mesela mkhitaryan bu kadar yabana atılacak bir oyuncu mu? united senelerdir neden city kadar verimli transfer yapamıyor? neden göze hoş gelen bir futbol oynamıyor? bunlar eleştirilecektir tabi. çözümünü de mourinho bulacak.
  • 1756
    (bkz: ne dediler/#2317438)

    genel olarak doğru konuşmuş teknik direktör. artık top class takımlar için şu oyuncu şu kadar eder mi sorusundan çok, şu oyuncu o büyük takımda oynayabilir mi sorusunu sormak lazım. kendisine katılmadığım ve klasik mourinho ağlaması olarak nitelediğim itirazlarım ise şunlar:
    1- guardiola joe hart'ı ve claudio bravo'yu beğenmedi diyor. sen de david de gea varken tabi beğenmez. ayrıca adam sweeper kaleci istiyor. ya ter stegen'i alacaktı, ya neuer'i. ikisi de imkansızdı. adam herkesten önce uyanıklık yaptı, gitti ederson'u aldı. ederson 40 milyon euro eder mi sorusunu bence mourinho cevaplasın.

    2- zabaleta ve kolarov'u gönderdi diyor. pardon ama ikisinin de yaşları kaç? guardiola yine gitti olabilecek en iyi alternatifleri oraya da düşündü. o değişim gerekliydi. zabaleta west ham'a, kolarov roma'ya gitti. gönderdiği adamları havada kapmadılar. artık city seviyesinde değillerdi.

    3- united city gibi para harcayamaz demiş. en büyük zırvası da bu. united son 10 senede city'nin 3/4'ü para harcadı. eğer son 20 seneyi sayarsan united açık ara öndedir. city sıfır tarih, sıfır kadro birikimiyle buralara geldi. united ise zaten 90'lardan beri iyi kadro sahibiydi. tabi ki city sana yetişmek için daha fazla para harcayacaktı.

    4- city 6-7 transfere 600 milyon euro veriyor demiş, yalan. net 250 milyon euro verdi. united'in de 250 milyon eurolar harcadığı seneler çok oldu. 2016-2017 sezonunu hatırla mourinho.

    5- city'nin kadrosu da senden çok önde değil. transfermarkt değerlerine bakın. kadronun maliyetlerine bakın. hemen hemen aynı değerlerde olduklarını görüyorsun. fark şu: city daha doğru transfer yaptı, kadro planlaması adamların mükemmel, nerdeyse boş transferleri yok. her oyuncusundan verim alan teknik direktörleri var. guardiola sterling gibi beyin özürlü futbolcuyu istatistik adamı yaptı. sane gibi çömezi seviye atlattı. stones, jesus gibi acaba dedirten oyuncular yıldız oldu. transferi pogba kadar sansasyon yaratmayan kevin de bruyne altın top alır mı seviyesine geldi. bunları görmeden city sadece parasıyla bu seviyelere geldi demek haksızlık.

    bunlar gerekli manipülasyonlar anlıyorum ama bence az laf çok iş mourinho.
  • 1757
    (bkz: ne dediler/#2317438)

    ağlamadan ziyade kasıtlı olarak dikkatleri dağıtıp city üzerine yönlendirme olarak değerlendirilebilir. şimdi herkes mourinho'nun takımından çok parayı vs konuşuyor. zaten mourinho dahil aklı başında hiç bir kimse bu söylediklerine inanmıyordur. sene sonunda 1 tane fa cup alıp mükemmel bir başarıymış gibi bahseder ondan.

    yoksa mourinho zaten tarihin en çok para harcayanlarından. zamanında şöyle chelsea'si vardı. https://i.hizliresim.com/rJWJoP.png
    zaten bu sezonda city'den 20m falan daha az harcadı altı üstü.

    30m civarlarında para verip sane+jesus+ilkay'ı aldı city.* toplasan 1 lukaku ediyorlar. pogba'yı, mkhi'yi saymıyorum bile daha. premier lig'in, bundesliga'nın, serie a'nın en iyi oyuncusu seçilen adamları aldı mou 1 senede. geçen sene premier lig tarihinin en pahalı kadrosuyla, dövülüp öldürülen arsene wenger'in falan gerisinde 6. bitirdi ligi. 6.

    gerçek şu ki mourinho kadrosundan verim almakta sıkıntı çekiyor. yahu elinde daha yetenekli bir ikili olan martial ve rashford var. sterling'le hadi belki kıyaslarsın bu adamları da sane ile kıyaslarken utanmıyor musun. rashord ve martial kendi yarı alanını geçmiyor ama; lukaku'nun ayağına top 10 defa falan değiyor bazı maçlarda.

    united'da stoper olarak bailly, lindelof, jones, smalling ve rojo var. karşılığında son 2 sezondur ingiltere'de hakkında en çok caps yapılan, dalga geçilen oyuncu olan stones; otamendi, 10 dk anca oynayan kompany ve mangala var. mangala...

    zabaleta, kolarov, clicy, sagna. bunlar city'nin geçen sezon bekleriydi. hepsi 30'unu almış, 5-6 sezondur transfer yok o bölgeye. biri şimdi başakşehirde, biri premier lig sonuncularında, sagna'nın şu an takımı bile yok. 5-6 sene daha götürsünler diye aldıkları oyuncular walker ve mendy, ki walker gayet mükemmel bir fırsat transferiydi.(poch ile sıkıntı yaşamıştı) ha mendy'de sene başında bağlarını kopardı; sezonu kapattı sayılır. nisana anca döner diyorlar.

    şimdi şu city oyuncularından alınan verimle, mourinho'nun hapsettiği pahalı ama etkisiz oyuncular arasında tutup para konuşunca anlamsız oluyor.

    e: united dünyanın en zengin kulüplerinden birisi, fakir ama gururlu falan diye bakmak doğru değil. alex ferguson bıraktıktan sonra tüm avrupa'da en fazla bonservis harcaması yapan kulüptü bu transfer dönemine kadar. (psg ve city'ye geçildiler sanıyorum bu dönemde(17/18 yaz dönemi) ayrıca geçen sene premier lig tarihinin en pahalı kadrosuna sahiptiler. evet city'nin sahipleri daha rahat para harcamak konusunda, ama onlarda parayı verip köşke uzanıp maç izleyen tipler değil artık. city ve psg'de yapısal olarak da iyileştirmeler yapıyorlar. yeni sahalar, genç kategorisi için yatırımlar, txiki gibi işini bilen kişiler vs.
    ama transfer olayında durum united(yada mou) lukaku'ya 90m bayılıp gol yağdırmasını beklerken city jesus, sane, ilkay'ı alıyor aynı paraya. pogba'ya 120 vermek yerine 3 tane stones, mendy, bernardo silva alıyorlar. daha mkhi(45), baily(30), lindelof(30) falan eklemedim. şirket-maddiyat yerine sportif olarak bakınca çok verimsiz harcalamalar.
  • 1758
    mkhitaryan,lindelöf gibi b sınıfı oyuncuları almasa veya pogba balonuna 120 milyon euro ödemese daha verimli ve bir geniş kadro kurabilirdi. hayır yıl oldu 2018, united maçlara shaw-rojo-jones-young dörtlüsüyle çıkabiliyor.

    ayrıca şu dortmund'tan ofansif orta saha almayı bıraksın. kagawa kazığından sonra mkhitaryan'da tövbe etmiştir umarım.

    edit: kagawa'nın mou'dan çok önce alındığını biliyorum. yanlış bir hamleyi devam ettirdi anlamında söyledim.
  • 1759
    "united, city kadar para harcayamaz" derken kastettiği şuysa haklı: city, birazcık parlayan birçok gencin bonservisini kapıyor rahatlıkla. en az 3-4 sene oynatamayacağını bile bile. enes ünal ve jason denayer bu politikanın bizim yakın tanıdığımız örneklerinden. united'ın bunu yapma lüksü yok, direkt on bir oynayacak oyuncular alması lazım.

    bunun dışında united'ın sahiplik yapısıyla city'ninki farklı. sahiplerinin servetlerini bir yana koyuyorum, pratikte birleşik arap emirlikleri'nin sahip olduğu bir takım city. united'ın sahipleri, united'ı almak için çektikleri borçları united'ın gelirleriyle ödeyen adamlar. amerikan spor kulüpleri gibi, kar amaçlı bir şirket olarak bakıyorlar united'a. daha fergie varken bile uzun yıllar protesto etti taraftar bunu, newton heath renkleriyle yapılan protestolar hafızalardadır. moyes ve van gaal dönemlerinde dibe vuran kadro kalitesini de sportif değil, ekonomik başarı için toparladılar. 7. olunca gelirleri birazcık düşüyor zira.

    daha detaylı anlatmak isterim ama telefonda olduğum için özetliyorum. pep "şu oyuncuyu istiyorum, alın" derse ikiletmeden alır city'nin sahipleri. mourinho aynısını söyleyince, o oyuncuya ödenen paranın çıkıp çıkmayacağına, kar ettirip ettirmeyeceğine bakıyor united'ın sahipleri. fark bu. yoksa neymar'ın tek başına kulübün kasasına 222 milyon euro + 1 cent sokacağını bilseler onu da alırlar tarlayı satıp.
  • 1764
    şu istatistik kendisi hakkında başlı başına iyi bir eleştiri niteliğindedir:

    premier league'de en çok kurtarış yapan kaleciler

    1. lukasz fabianski: 83 (swansea city)
    2. david de gea: 73 (manchester united)

    12. petr cech: 45 (arsenal)
    13. hugo lloris: 44 (tottenham)
    16. thibaut courtois: 40 (chelsea)
    18. simon mignolet: 33 (liverpool)
    21. ederson: 21 (manchester city)
  • 1768
    false 9'da hakkında güzel bir yazdı yazılmış. dilimiz döndüğünce çevirelim.

    http://www.thefalse9.com/...e-jose-mourinho.html

    yalnız sadece yazar arkadaşın değil benimde eklediğim şeyler var. ona göre

    inter ile son yılların en etkileyici zaferlerinden birine imza atalı neredeyse 8 yıl geçti. maçtan sonra o meşhur kutlamayı yaptığı zafer.
    https://m.youtube.com/watch?v=rgX0StRq6zk
    bugün ise futbol dünyası hala barcajax düşünce okuluna veya düşüncesine bir cevap arıyor.
    ve tüm dünya barcelona tanrılarının önünde diz çökmüş ve dünyayı fethini izlemekte.
    tum olumsuzluklar ve özgüven sorununa rağmen, mourinho hala bunun üstesinden gelebilir. her şeye rağmen geçen yıl united ile uefa kupasını kazandı.
    bu sezon yaptığı açıklamalardan sonra bir futbol sever olarak asla onu savunmam. bana göre zaten aralarında ki savaşı pep çoktan kazandı bile. ve gelecekte ona ait.
    mourinho takımlarınin olayı çoğu zaman reaksiyondur. ama pep'in futbol fikrine anti tez olarak otobüs park etmeyi suremezsiniz. önceden böyle değildi mourinho.
    mesela 2004'de chelsea'nin başına geçtiğinde. epl 4-4-2 ile domine edilmiş, wenger son güzel yıllarını yaşıyor, chelsea 50 yıldır ligi kazanamıyor. peki mourinho ne yaptı ? 4-4-2'nin zaafiyetini gördü, ortaya 3 savaşçı orta saha koydu kenarlara ise etkili uzayan kanat oyuncuları ve blow! tıpkı porto'da yaptığı gibi. o zamanlar şahsen ben chelsea'nin asla yenileyecegini düşünüyordum maç izlerken. en yetenekli takım onlar değildi. ama kesinlikle en akıllı futbolu onlar oynuyordu. inanılmaz hızlılardı, alan daraltma hücum pres olayında muthislerdi.
    zola ve desailly'nin oynadığı, sempatik takım chelsea birden müthiş bir takıma dönüştü. hem de üst düzey yıldız transfer ederek değil. duff, kezman gibi adamlarla. lampard'ı en iyi orta saha oyuncularından birine dönüştürerek. drogba gibi bir efsane çıkararak.
    mourinho 4-3-3 ona verdiği avantajı şöyle anlatıyor;
    '' eğer orta saha üçgen bir ortasaham varsa (makalele'nin başı olduğu) klasik 4-4-2'ye karşı her zaman avantaj elde ederim. çünkü orta fazladan bir adamım var. hat arasında ki makelele eğer kimse baskıya gelmezse (nasıl gelsin 2v3 durumu var bölgede kanattan gelirse biri kanat boş kalacak ) bütün sahayı görebilir. saf 4-4-2 ile bunu durduramazsıniz.''
    2005-2006 sezonunda manchester united'ı 3-0 dağıttıkları maç bunun en güzel örnegi.
    gene aynı şekilde 2005'de ronaldinho lu, cruyff ekolünün en büyük temsilcisi barcelona'yi 4-2 yendikleri maçta aynı şekilde.

    bu iki maç tiki taka zaferi ile sonuçlanmadı. ve kimse bu maçlar için chelsea’nin defansif oynadığını söyleyemez. aksine oldukça cesurlardı.

    ama son iki yıla bakacak olursak bazı maçlar haricinde (o da 2. chelsea dönemi zaten) mou hiçbir büyük maça atak düşüncesi ile çıkmadı. şimdi ise bu maçlara genelde korkakça yaklaşıyor. atak yaptırmıyor, takımının kendi oyununa güvenmiyor, karşı tarafın güçlü yönlerinden korkuyor. buna en güzel örnek 2017-2018 sezonunda kaybettikleri city maçı. tamam city cidden üstün bir takım. ama her büyük maçta aynı şeyi yapıyor. hata yapmaktan korkuyor, oyuncularına, onların oyun tarzına yeteneklerine güvenmiyor.

    oyuncularına güvenmeden nasıl kazanabilirsin ?

    sezonun ortasındayız ve dönüp baktığımızda şl’de bir guardiola dominasyonu göreceğiz gibi. rakipler bile bunu bilip saygı duyuyor. ofansif anlamda epl tarihinin en iyi takımlarından biri ve böyle devam ederse en iyi bile olabilirler. yola başladığında çoğu insan onun methodundan şüpheliydi ama sonuca baktığımızda her şey apaçık ortada.

    city takımı guardiola’nın düşüncesini çok iyi sahaya yansıttı. evet defansta hala bir karmaşıklık var. ama büyün oyuncular 2 sene öncelinden çok daha iyi yerde. şuradan anlayın d. silva ve de bruyne öylesine mükemmel ki fernandinho ve sterling’in gelişiminden çoğu kişi bahsetmiyor bile. doğru teknik direktör oyuncusundan nasıl yararlanacağını, onu nereye koyacağını, ne görev vereceğini bilir. ve iyisini alır.

    tıpkı mou’nun zamanında drogba, maicon, sneijder, lampard, makelele, lucio, cambiasso’da yaptığı gibi. liste baya kabarık.

    lampard bir keresinde şunu söylemişti:
    tam anlamıyla çömezdik. ve o ilk geldiğinde hepimiz 24-25 civarındaydık ve hiçbir şey kazanmamıştık o bize yapabileceğimizi söyledi ve peşinden gittik.

    bugün united’da kimin gelişim gösterdiğini söyleyebiliriz ? lingard ve herrera belki. birde manchester’ın mavi tarafına bakın. neredeyse hepsi!

    geçen yıl uefa’da ajax’ı yendikten sonra pep’e şu şekilde gönderme yaptı;

    ‘’bu zafer mütevazi insanlar ve pragmatik futbol için rakibinin dez avantajlarını bulup, oradan vuranlar için. şiir futbolda kazanamaz. ‘’

    bahsettiği mütevazi insanlar arasında kendisi yok. porto’dan ayrılılalı uzun zaman oldu çünkü. pragmatizm konusunda ise itirazım yok ama bu pragmatizmin gelişmesi, çağa ayak uydurması gerekiyor.

    2011’de acaba bu barcelona nasıl durdurulacak diye pek çok kişi düşünüyordu. 2005’de rijkaard, ronaldinho’nun barcelonasına yapılan yeniden yapılabilir mi ? üstelik bu sefer messi’de var. bunun ilk işaretlerini real döneminde verdi. (ilk 20 dk rakip sahada baskı ve kontra atak üzerine olan düzel ama kimse 2013’de bayern’in yaptığını yapamadı. (panzer değil tank!!)

    aslında heynckes’in yaptığı bir nevi mou’nun planını mükemmel işlemesiydi. özellikle chelsea’deyken yaptığı; fiziksel anlamda güçlü orta saha, rakip saha presi ve etkili kontra atak. bu şekilde resmen barcelonayı sahadan sildiler. ve bunu cruyff’un futbol düşüncesi ile yapmadılar. topun olduğu yere kaosu muhteşem bir şekilde yaydılar.

    belki de mou tekrardan bunu yapmalı. kalenin önüne dizilip top kapıp çıkmaya çalışmak yerine.

    edit:kaynak eklendi.
  • 1769
    sky sports'a göre manu ile olan sözleşmesi yıllığı 15 milyon pound'dan olmak üzere 2021'e kadar uzatılan teknik direktör.

    manu adına bu kararı son derece yanlış buluyorum. geçti mou'nun devri.

    edit: uefa'yı aldırdı diye savunulduğu sene fener'in grubunda fener'in ardından 2. olmuş manu. final dahil elediği takımlar;
    st etienne
    rostov
    anderlecht
    celta vigo
    ajax.

    manu şu takımları da eleyemiyorsa zaten bitmiş demektir. bizim 2000 zaferimizin yanından geçmez lan şu kura süreci.
  • 1770
    kendisi hakkında uzun uzun yazacaktım ama gerek duymuyorum. sadece harcadığı oyuncuları ekleyeceğim.

    (bkz: kevin de bruyne)
    (bkz: romelu lukaku)
    (bkz: mohamed salah ghaly)
    (bkz: juan guillermo cuadrado bello)
    (bkz: juan mata)
    ve son olarak (bkz: henrikh mkhitaryan)

    pep günden güne futbol da devrimlere imza atarken, futbolun seyrini değiştirirken ve gittiği her lige ambargo koyarken bu arkadaş hala teze-antitez üretmekle meşgul. ciddi bir mourinho hayranıyım ama senin dönemin bitiyor en azından tarzının sonu geldi. old trafford'da m.city'e karşı oynattığın rezil futboldan sonra gözümde pek değerin kalmadı. ikinci yarıya pep stoper çıkarıp forvet aldı maçı kazanmak için hem de derbi de ve deplasmanda. bu arkadaşın takımı ise türkiye'de bile oynanmayan kalu beladan kalma 3. sınıf taktik olan top şişirme futbolunu oynayarak gol atmaya çalıştı. dea gea degajladı ibrahimoviç, lukaku vs. indirirde bir karambol olur belki gol atarız mantalitesiyle maçı bitirdi. o maçta united pozisyona dahi giremedi. martial, rasford ve lingard hızlı adamlar bari onlar kontrayla gol atar diye de düşündü ama öyle olmuyor o işler. çıktı city çok sevindi diye okları başka yöne çevirdi ama yemez be. takımın oyun oynayacak önce. yakın gelecekte çin'de görüşmek üzere mourinho sevgilerle...
  • 1771
    her sene döneminin bittiği iddia edilen henüz 6 ay önce uefa kupasını kazanmış teknik direktör.

    bu mantıkla önümüzdeki sene premier ligi kazanırsa bu sefer de guardiola'nın dönemi bitmiş olacak. maşallah engin futbol bilgimizle her sene dünyaca ünlü teknik direktörlerin dönemini bir bir bitiyoruz. ama bilmem kaçıncı kez takımın başına geçen terim'in dönemi hiç bitmiyor.

    başarı , belirli süreçlerin beraberinde gelir . mourinho ile 2021 yılına kadar sözleşme uzatılması da manchester yönetiminin aldığı en doğru karardır.

    yakın gelecekte manchester united ile şampiyonlar ligi kupası ellerinde yükseldiğinde görüşmek üzere. sevgilerle...
  • 1772
    bence kendisinin devri geçmedi, bazı konularda da haksızlık yapılıyor. sadece united'ın kendisine göre bir kulüp olmadığını düşünüyorum. eğer takip ediyorsanız premier lig'i, maç önü; maç sonu röportajlarında, demeçlerinde; saha içi hareketlerinde hep dünya bize karşı imajı takıyor. aynı şeyi hep yaptı kariyeri boyunca. hatta kurduğum cümleyi real madrid döneminde ispanyol gazetelerinde dönerken hatırlıyorum. bir madrid oyuncusu söylemişti yanlış hatırlamıyorsam. (raul?, guti belki. tam hatırlamıyorum.)

    kariyerinde 2 şl kupası var. birisi porto ile birisi de inter ile. ki o inter takımının fedakarlığını, özverisini hepimiz halen hatırlıyoruz. şöyle bir chelsea ile; https://i.hizliresim.com/rJWJoP.png , real madrid ile, manchester united ile ise şampiyonlar liginde başarıdan uzaktı.

    mourinho'da; şampiyonlar ligi finalinde penaltılarda bilerek real madrid tarafını seçen simeone gibi bir "underdog" hikayesi yazarı. rakiplerinin gününün içine etmek hoşlarına gidiyor ve tarzları bu.

    form durumu olarak sadece manchester united'a bakarsak ise kötü bir grafiği var. premier lig tarihinin en pahalı kadrosuyla geçen sene 6. oldu. bu sene ise yine formda olduklarını düşünmüyorum ama altlarındaki takımlar liverpool, arsenal, chelsea vs istikrarsız gidiyor. city ile karşılaştırıldıklarında ise ne yazık ki bilerek görmek istemeyenlerin "city'nin kadro öyle mükemmel ki, inanılmaz müthiş, efsane, dünya üzeri" vs yorumlarını görüyoruz. halbuki sadece guardiola'nın önceki takımlarında da yaptığı gibi oyunculardan aşırı verim alması durumu var. sane, sterling tüm yeteneklerini rahatça gösterebiliyorken; rashford, martial ise rakip kanatları savunuyor. united'a oranla dar rotasyonları var.
  • 1773
    maç esnasında rakip teknik adamın söylediklerine umursamaz bir tavır ile gülüp geçiyor maç sonunda da mağlup olunca ağlıyor ya. cidden iticiliğin zirvesini zorluyor.

    böyle bir karakter olmanın zor yanı da her zaman kazanamıyor olmak. kazanırken "euehe abi morinyo yaa nasıl siklemedi ama keltoşu" şeklinde savunulurken kaybedince elle tutulur bir yanı kalmıyor.
  • 1774
    diego simeone için de aynı şeyi düşünürüm. mourinho gibi adamlar büyük imkanlar verilince istenen seviyede başarılı olacak teknik direktörlerden değil. yani top class takımlar yerine onun bir altı seviye takımlarda daha ideal teknik direktörlük yaparlar. ayrıca bu tip teknik direktörlerde başarı için, teknik direktörün karizmasının kulübün karizmasından büyük olması lazım ki itirazlar kolay kolay gelmesin. çünkü bu adamlar tipik büyük takım oyununu seven adamlardan değiller. neden bu kadar defansif oynatıyorsun, united-real vesaire böyle oynamaz, bu adam neden oynamıyor, bu adama bu kadar para verilir mi itirazları mourinho'yu yıpratıyor. mourinho bunun üstesinden gelemiyor. çünkü kulübün gelenekleri kendisinin prensiplerine ağır basıyor. mourinho'ya yüzde yüz hakimiyet asla bırakılmıyor. bu da güven problemini zamanla doğuruyor.

    inter ve porto'da toplam 4 sezon, 2 şampiyonlar ligi kupası.
    chelsea, real madrid, bir daha chelsea'de toplam 10 sezon, ama şampiyonlar ligi finali bile yok.
    istatistik çok açık. mourinho atletico, dortmund, inter, valencia, roma gibi top class seviyenin bir altı takımlarda ideal ortamını bulabilir gibi geliyor.

    united'deki şimdiki durumuna gelirsek başarılı ama yeterli değil. mourinho takımlarında daha önce maksimum 4 sezon durmuş. çalıştırdığı kulüplere adaptasyonu mükemmel, başarı için bekleme yok, ama birkaç sene içinde daha iyiye gidiş de yok. çalıştırdığı takımlarda en geç 2 sezon içinde lig şampiyonluklarına ulaşmış. ama başarılar uzun soluklu da olmamış. iki defa chelsea'den aldığı kötü sonuçlar sebebiyle aralık ayında ayrılmak zorunda kalmış. özet olarak mourinho'nun sözleşmesinin 2021'e kadar uzatılmasının pratik bir sonucu yok. 18-19 sezonunun sonuna kadar lig ya da cl şampiyonluğu gelmezse bileti kesilir. united artık alex ferguson'ın göreve başladığı zamanki şartlara sahip değil. sabretmezler... city-tottenham-liverpool gittikçe iyiye gidecek gibi de görünüyor. united bu hantal kadro yapısıyla daha da geri düşebilir. mourinho'nun gerçekten işi çok zor.
  • 1775
    manu'dan kolay kolay kovulmayacak td. bazı arkadaşlar manu'yu eski manu zannediyor. şu an manu için cl de üst tur bile iyi bir başarı. şu anlık manu gayet iyi gidiyor. lig durumu zaten malum city var ve inanılmaz bir kadro var. cl de gidebilecekleri kadar gideceklerdir. kaldı ki ferguson sonrası kupa dahi düzgün göremeyen manu sayesinde kupa gördü. kendisi gitse yine rezil bir duruma düşebilirler.

    biraz kadro takviyesi ile ligi alır. ama cl için baya katkı lazım. ama mou'nun kovulması için gereken durum şampiyonluk vs alması veya alamaması değil. ligde ilk 4 altında bitirmek ve cl'ye katılamamak ancak olur. kendisinden ilk beklenti zaten düzenli cl katılımı ve gruptan çıkıp kültürü geri kazanması. kadro yapılanmasıyla şampiyon zaten olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın