bundan tam 13 sene önce toulouse'un 5 milyon euro bonservis ödediği ve 2 sene oynatıp 12.6 milyon euroya boltan'a sattığı oyuncu. 5 milyon euro toulouse gibi bir takım için bugün bile yüksek bir meblağ, fulham'ın 12.6 milyon euro vermesi bugünün piyasasında az bir rakam gibi gözükebilir. ancak bolton'ın o gün 12.6 milyon euro vermesi bugün crystal palace'ın 35-40 milyon euro vermesi ile eşdeğer gibi. o dönem bu günkü gibi 80-100 milyon euroların telafuz edilebildiği bir dönem değildi.
galatasaray sözlükte kendisini sadece galatasaray'dan bilen yazarlar tarafından ısrarla yeteneksiz ama çalışkan topçu, ucuz etin yahnisi muamelesi yapılıyor. elmander'i biz yaşlılık döneminde bedavaya aldık ancak elmander'in gençlik döneminde o günün şartlarında son derece iyi paraya transferler yapan gözde bir oyuncu olduğu gerçeği unutulmamalı.
bu arada önemli bir hatırlatma yapalım. adnan polat kendisine toulouse'da oynarken talip olmuştu toulouse 7-8 milyon euro bonservis çekince alamamıştı. sonraki yaz bolton talip olup çok daha fazlasına aldı. bolton ile olan sözleşmesinin bitmesine yakın polat kendisi ile masaya oturup sözleşme imzalasa da bu sefer kendisi başkanlık koltuğunda kalamadı. bu yönden bakınca adnan polat ile de çok garip bir hikayeleri var.
drogba bir süperyıldızın bile forma giydiği galatasaray forvetleri içerisinde benim en sevdiğim olan. şampiyonluk maçında sakatlanıp çıkmasa atar mıydı bilinmez ama maç sonu "we fucking played great the whole season" ile sezonu bitirmiştir. genç versiyonu olsa da şimdi koysak forvete.
3683
ismi bizim icin artik deyime donusmus “elmander tipi forvet“ sözündeki güzide futbolcumuz, kuzeyin galatasarayli guzel evladi.
senin mac ici yakin cekim goruntulerinde vucudundan cikan ter buhari, kazandigin parayi nasil hak ettiginin kanitidir benim gonlumde…
gelmedi senin gibisi be kardes, hala her transfer doneminde gozumuz seni ariyor.
3684
şu garip halimden* bilen savaşçı golcü gönlüm hep seni arıyor neredesin sen tatlı dillim* güler yüzlüm ey viking ruhlum gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen bütün dertlerimi anlayıp futbolu bilen sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor hiçbir forvet yarama merhem olmuyor boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
3685
yaptıklarıyla istemeden de olsa kötü bir algı yaratmış bir oyuncu ve başlığına girdiğim her entryde bu algıyı yıkmaya çalışıyorum artık. elmander sonrası herkesin diline pelesenk oldu ''yüreği ile oynasın yeter'' ''elmander kadar mücadele etsin yeter'' gibi cümleler. sanki elmander sadece mücadelesi ile var olan bir oyuncuymuş da galatasaray seviyesinde olmak için elmander kadar mücadele edilse yetermiş gibi bir algı oluştu bence.
elmander çok ama çok iyi bir forvet oyuncusuydu. bize gelen, elmander'in ölüsüydü. biz zaten sağlam bir elmander'i alamazdık, tıpkı sağlam bir baros'u ya da kewell'ı alamaycağımız gibi. zaten onların sağlam hallerini biz değil liverpool alıyordu. tekrar belirtiyorum; elmander çok iyi bir forvetti. yani elmander; elmander kadar değil, eren derdiyok kadar koşsa da yine bu ligin kalitesinin üzerinde bir forvetti. açın eski videolarını izleyin; o boya rağmen müthiş bir tekniği vardı elmander'in. top da sürerdi, adam da geçerdi, şut da atardı. bizde bunları eskisi kadar iyi yapamadı, bazen hiç yapamadı. zaten yapamadığı için biz elmander'i kadromuza katabildik. yani şu an brondby'da 24 yaşında bir elmander olsa fiyatı 25 milyon euro civarında olurdu en az. o yüzden ismi her duyulmamış forvetten elmander kadar koşsa yeter gibi bahsetmemek gerek, sonra çok büyük hayal kırıklığı olur. elmander üst düzeydi. çok koşmaktan ziyade doğru koşar, akıllı koşardı. yoksa umut bulut da muğdat da koşuyor neticede.
galatasaray bu adamı fatih terim’in yanında vitrin süsü niyetine kullanırsa büyük hata eder. ulu johan’ın özellikle alt yapılarda, karakter ve sporcu ahlakının yeni yeni oturduğu çağlarda olan çocuklarla ve gençlerle çalışması gerekiyor. terim ekibinin bir parçası olmasındansa kendi yolunu çizmesi tercihimdir. hırsı, örnek kişiliği, asla vazgeçmeyen mücadeleci yapısı ve taşıdığı viking genleri ile kadrodaki oyuncular için mükemmel bir rol model ve çalıştırıcı olacağına hiç şüphem yok.
şimdi hasan şaş'ı da severiz elbette ama öncelikli çabasının kadrodaki yatmayı seven türk topçularının performansını artırmak mı yoksa şımarıklığın dibine vurmak mı olacağını pek kestiremiyorum.
elmander reisten ise hiç şüphem yok. yatanın gözünün yaşına bakmaz. baktı artistlik yapan var hemen gider fatih hocaya ispikler, adamın hayatını kaydırır.
3687
2011-2012 yılı galatasaray futbol takımı’nı 12 kişi oynatan ve 8 yıldır yerini dolduramadığımız isveçli eski futbolcumuz. hali hazırda kuzey avrupa ve iskandinavya coğrafyasında galatasaray’ın scout’luğunu yapıyor.
2011 yılının yaz ayında free transfer olarak bülent tulun’un takıma kattığı elmander, playoff’lu sezonun başlarında fatih terim’in ilk 11 tercihlerinde pek de yer almıyordu. sonrasında kıymeti harbiyesinin büyük olduğu anlaşıldı ve o muhteşem omurganın en önemli nüvesi olarak galatasaray futbol takımı’nın 2011-2012 türkiye ligi şampiyonluğunda başrolü oynadı.
rakip takımlar kendi sahasında pas yaparken iki kolunu birden açarak arkadaki arkadaşlarına işareti veren elmander, kendi başlattığı ve arkadaşlarının o’na yardımcı olduğu hücum presle rakip takımların korkulu rüyası olmuş, attığı gollerin yanında yaptığı asistler ve geriden gelen arkadaşlarına yarattığı boş alanlarla melo ve selçuk’un kariyer sezonlarını oynamalarına vesile olmuştur.
12 mayis 2012 fenerbahçe galatasaray maçı’nın henüz başlarında ayak tarak kemiği kırıldıktan sonra yaklaşık 5-6 dakika daha oynamaya çalışması ve aynı maçın sonunda söylediği we fucking played great the whole season lafıyla gönüllerde taht kurmuş, asla unutulmayacak oyuncumuzdur. ulu elmander’dir.
3688
ismini her gördüğümde mutlu olmama sebep olan eski futbolcumuz. adamı nasıl sevdiysem artık...
not: erkeğim.
3689
kendisi öyle bir performans sergiledi ki elmander tipi forvet tanımını çıkardı ortaya. çok mu golcüydü? bizdeyken hayır. ama onun sayesinde 4-5-2 gibi oynayabiliyorduk. evet kendisi iki kişilik oynadığından hem ortasahaya destek verip hem de hücumda gol arıyordu. yedek forvet olarak bonservissiz ve düşük maliyetle kadroya yeniden dahil edebiliyor muyuz kendisini acaba?
2. bir elmander bulmadığımız sürece 4-4-2'ye geçişin oldukça zor olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok. bir şekilde 2. elmander'i bulmamız lazım ki istediğim o gegenpress futboluna geri dönebilelim...
3692
kendisi mücadeleci, teknik bir futbolcuydu ve saha içinde gezinmeyi seven tipte bir forvetti. ikili düzende kendisinden beklenen 20-25 tane atması değildi, kendisi kadar verimli bir adam seneyi sekiz, dokuz golle tamamlasa bile sırıtmazdı. ama o düzenli oynayabildiği tek sezonda çift haneli skor üretmişti.
böyle adamları bulmak inanın zor değil. yussuf poulsen, 1 milyon euro'ya transfer olmuştu. bizim ilgilendiğimiz erling haland 5 milyon euro'ya transfer oldu. vasatın biraz üzerinde, karakter olarak hırslı ancak makul, sahada gezinen, çalışkan bir futbolcuya zaten doğru setleriniz, planınız varsa boş kalesiydi, penaltısıydı, arka direkte tamamlamasıydı 9-10 tane attırırsınız sezon içinde. önemli olan önce bu adamı bulmak, sonra da doğru planın içine atabilmek.
3693
yine aynı hastalığı yaşıyoruz; hagi'den sonra yeni hagi aradık, erhan namlı'dan okan buruk olmasını bekledik, hakan şükür tipi santrafor aradık vs. vs.
futbol ya da herhangi bir spor böyle bir şey değil. birinin eksikliğini onun bir kopyasını bularak dolduramazsınız. elbette benzer özelliklerde birinin bulabilirsiniz sistemin devamı adına ve onun artılarını daha fazla kullanır, eksilerini önemsiz hale getirecek planlar düşünürsünüz. kaldı ki futbol değişiyor ve artık çok hızlı değişiyor. yani birebir aynısını bulsanız dahi bu kez işe yaramayabilir.
real madrid roberto carlos'un boşluğunu doldurmak için yeni bir roberto carlos arasaydı o boşluk asla dolmazdı. çünkü carlos dediğin adam sol bek tanımını değiştiren bir futbol fenomenidir. hatta bana göre bir anomalidir. carlos yerine biriri alalım da carlos kadar hızlı koşsun ve topa carlos kadar sert vursun diye uğraşırsan uğraştığınla kalırsın. nitekim carlos yerine real madrid marcelo'yu buldu. ikisi arasında benzer hiçbir nokta yok bence. her şeyden önce marceloa, carlos gibi çizgide giden değil içeri girmeyi seven bir oyuncu.
4 4 2 oynamak için illa ki elmander fiziğinde birini bulmak zorunda değilsin. elmander'in eksikliğinden kastınız savunma yardımıysa bugün eğer messi değilsen savunmaya yardım etmeme gibi bir şansın yok zaten.
bence geçmişe bu kadar takılı kalmamak gerek. sen öyle bir plan yaratırsın ki iki tane 1.70'lik forvetle de 4 4 2 oynarsın. örneğin shevchenko inzaghi ikilisinden hiçbiri elmander tarzı değildi.
elmander tarzından anladığım; uzun boylu, çok koşan forvet.
edit: eğer uzun boylu, çok koşan, teknik, top saklayan, gol de atan birini kastediyorsanız onu zaten hemen alalım alabiliyorsak. o zaten baya elit bir santrafor oluyor. herkes onu arıyor.
3694
gegenpressing için illa kendisi gibi oyuncuya ihtiyaç yoktur.
neden sadece mücadelesiyle anıldığını anlamadığım oyuncumuz. kendisinin zirve hali günümüz piyasasında en az 60 milyon eurodur. zaten eski piyasada 13 milyon euro'ya transfer yapmıştır. o dönem premier league gol kralı var persie 25 milyon euroya united'a gitmişti. bir forvette bulunması gereken her şeye sahipti. biraz daha üst düzey bir bitirici olsa zaten drogba seviyelerine çıkabilirdi. keşke kendini klübede görebilsek, zaten elmanderi görmek bile yeterli.