resim
Johannes Hendrikus Olde Riekerink
Görev:Teknik Direktör
Takım:Dewa United
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 2501
    orhan atik'in yollanması bana göre hocaya yapılmış bir darbe değildi. zira orhan atik hocanın değil yönetimin yardımcı hoca tercihiydi. yerine kim gelecek merak ediyorum açıkcası. eğer jor hocanın önerisiyle birini getirirlerse bu futbolculara verilmiş açık bir mesaj olur.

    şahsen kendisiyle devam edilmesi taraftarıyım. 20 senedir hoca beğenemiyoruz. herkes kötü bi biz iyiyiz... yersen.
    artık oturup hiç bir hoca ile neden olmuyor diye kendimize sorma zamanı. bunu yönetim, genel kurul, taraftar, futbolcular, teknik ve idari kadro ve hatta türk insanı olarak yapmalıyız. ama yapar mıyız? bizim insanımız hatayı asla kendinde aramaz. hep başkasında arar. en kolayı riekerink'i suçlamak. mesela kendinden kabul ettiği birisi varsa başta, onu suçlamak biraz daha zor oluyor. daha kısık sesle ve dolaylı eleştiriler yapılıyor. kavga patladığında ise iç savaş tadında oluyor.

    bunu gerçekleştiremediğimiz sürece kısır döngünün içinde ufak başarılarla türkiye'nin en büyüğü olduğumuzu iddia etmeye devam ederiz. amk en büyük biziz. neye göre? hepi topu fazladan alınmış bir şampiyonluk ve 17 sene önce alınmış 2 avrupa kupasıyla. şampiyonlukları geç. anamızın, şikeli, politik açıdan kirletilmiş, kimsenin sikine takmadığı liginde... fener'i geçsen ne olur, beşiktaş'ı geçsen ne olur? avrupa'da yaptıklarımız da zaman aşımına uğradı. o sene doğanlar yakında reşit olacak amk...

    sabri'nin, selçuk'un elinde oyuncak olmuş koca kulüp; ultraslan denen kan emicilerin rant malzemesi haline gelmişiz, hala hocayı eleştiriyoruz. senin sistemin doğrulara izin vermiyorsa hoca ne yapsın?
  • 2504
    yeni yardımcı isteyip istemeyeceği sorusuna da önce resmi açıklama yapılsın dedi. yönetimin tembihi çok bariz. keşke azıcık daha ağırlığını koyabilse. gerçi bu durumda ipinin çekilmesi için koz verebilir, pasif görüntüsü aslında akılcı bir tutum olabilir, kestiremiyorum. ancak naparsa yapsınlar benim aklımdakini uygulamama engel olunmasın havası seziyorum, takımını yaratmak uğrunda tavizler verdiğini düşünüyorum.
  • 2506
    hoca'nın futbol ile ilgili konuşmaları kendini saatlerce dinletse de beğenmediğim bir tutumu var: öte öt demek

    örneğin kasımpaşa maçında * iyi mücadele ettiğimizden bahsetti. hocam sağ bekimiz aksadı de. şu bölge ya da oyuncular yeterli eforu göstermedi de. bir şey de. gökyüzündeki prandelli bile agresif olmalıyız filan geveliyordu bir şeyler oyunculara gözdağı vermek için. sabri'nin kanadı bayram yerine döndü o maçta. orta sahaya 3 şerit çekti kasımpaşa. kim 11 kişi kim 10 anlayamadık. hangi mücadale allasen?

    kötü oynadığımız pek çok maç ile ilgili de takımı savunan ifadeler kuruyor. takım görüşümü paylaşıyor, izimden geliyor, hedefe gidiyoruz vb. gibi. oyuncuları sürekli korumaya çalışan bir tavır içerisinde. bilmiyor ki aynı oyuncular işlerine gelmediği ilk an kendisini yollatacak. ya da biliyor fakat kendince bir çözüm arıyor. ya da doğru zamanı bekliyor ki inşallah öyledir. bizim takımda hatta ülkede oyuncu odaklı çalışan her antrenör gitti. bu hep böyle oldu. denizli gibi ülke dinamiklerini iyi bilen "kurt hoca" bile budayacağım, budayacağım diye diye bir şey budayamadan ilk kendi gitti.
  • 2507
    o kadar ciddiye alınıyor ki sözlükteki bir güruh yazar tarafından, sanki başımızdaki adam mourinho falan sanıyorum bazen. saçma sapan kadro tercihlerine "bir şeyler deniyor" savunmaları, "hocanın oynatmak istediği sistem modern avrupa futbolunun" tarzı afilli giriş cümleleri, "çok terbiyeli adam" gibi güzellemeleri vs gördükçe gülüyorum ofiste. hani bu gözler çok abartı gördü ama yönetimin gölgesi olduğu halde, bu kadar ciddiye alınan bir adamın bu kadar ciddye alınması yemin ederim şaka gibi. kenardaki isim alp yalman uyanın ey dostlar. kadroyu seçende o, çıkaran da o.

    ek olarak; terbiyesi hocaları kovulmuş ezik tayfa olarak, terbiye sahibi hocaya sahip ezik olamayan tayfaya sormak gerek suyun öteki tarafındakilere karşı neden o terbiyesiz hocanın bu camiaya karşı başarıları ile övünüyorsun o halde? terbiye sahibi hocanın başarılarıyla övünsenize sevgili dostlarım. mesela 85 dakika 3 oyuncu değiştirmemesiyle, geçen sene paf takımda oynayan adamların bile kendisine gider yapabilmesiyle falan.
  • 2508
    uefa kupasını kazanmış, şampiyonlar liginde çeyrek final görmüş, avrupa futbol şampiyonasında yarı final görmüş, türk pasaportu olmasına rağmen milan'ı çalıştırmaya layık görülmüş bir teknik direktör ile kıyaslanan beden eğitimi öğretmeni.

    ben terim'e ciddi ciddi uyuz olan bi insanım. bu adamı da gerçekten çok severdim. her gün saçma sapan argümanlarınızla beni bu adamdan biraz daha soğutmayı başarıyorsunuz ya gerçekten helal olsun.

    şu adamı insanlığına lafım yok ama teknik taktik yönden, teknik direktörlük olarak terim'le kıyaslayıp da övmek yabancı seviciliğin, pasaportçuluğun, kendi ırkına karşı nefretin everestidir.

    edit: ben de istatistik koymuştum oysa. zorunuza mı gitti? yoksa kendisi yerli olsa şimdi kendisine köylü, çomar falan yazacak olan sizler beden eğitimi öğretmeni gibi hiç bir hakaret unsuru barındırmayıp tamamen mesleki yetersizlik belirten bir kinayeye mi bozuldunuz? hangisi?
  • 2509
    oyuncu değişiklikleri konusunda eksik kalması cidden bizi çok sıkıntıya sokuyor. daha kötüsü takım bazen aynı taktiği oynamasına rağmen her maç aynı performansı gösteremiyorlar. bunun sebebi jor'un taktiksel değişiklikleri mi yoksa oyuncuların şahsi keyifleri mi bilemem ancak eğer jor'un taktiksel değişiklikleriyse cidden sıkıntı büyük. umarım oyuncuların keyiflerindendir eğer jor'sa sebep gelecek değişiklik kökten olacaktır ve işimiz şansa kalacaktır ha eğer sorun oyuncudaysa sorun çözülebilir ve şampiyonluğa adım adım yürünebilir. olacaklar galatasarayın menfaatine olacaksa isteyen gidip gidebilir buna ne kadar galatasaray ahlakına sahip de olsa da jor hocamız da dahildir.
  • 2510
    kendisi bir teknik direktör değildir. hiç bir zaman da olmamıştır. buna rağmen garabet bir kararla galatasaray gibi bir takımın başına teknik direktör olarak getirilmiş, bu şansı da iyi kullanamamıştır. bana kimse gelip de puan durumu falan demesin. şu takımın oynadığı futbolla ligi şu an bir puan altında yer alan fenerbahçe'nin üzerinde bitirebileceğini kaç kişi düşünüyor? takım haftalardır pamuk ipliğine bağlı ilerliyor. bu durum kazanılan geneçlerbirliği maçında da, adanaspor maçında da geçerliydi. 13 hafta maç yapıldı şu ligde ve galatsaray'ın iyi futbol oynadığı dakika sayısı 90 değildir. bu durumda fatura kime kesilir? teknik direktöre kesilir sevgili kardeşlerim. üzgünüm ama galatasaray'ın başında şu an bir teknik direktör yok. umarım en kısa sürede olur.
  • 2513
    mesela bu hocanın yerine kim gelsin!! sorusuna kimsenin mantıklı bir cevap veremediği hocadır. kendisini gönderip, yerine getireceğimiz hiçbir isim içimize sinmeyecektir. biz nasıl bir model aradığımızı belirlemeden, kimin geldiğinin pek bir önemi yoktur. fazlaca verdiğimiz tazminata ve eurolara yanmamak için kalmalıdır. bu takıma en azından mustafa denizli'nin katamadıklarını kattı. takımı izlerken kimse zevk almıyor ama bu sene de böyle geçecek. önerim ise eğer illa gidecekse, eric gerets tarzında birisi gelmelidir.
  • 2514
    9 aralık 2016'da yapmış olduğu basın toplantısında "bu işler böyledir. a oyuncusu oynasa 'b neden oynamıyor' diyecekler. komşunun çimenleri her zaman daha yeşil gelir." şeklinde açıklama yapmış teknik adam.

    kendisine cevaben; burası galatasaray. burada bizim çimlerimizin hep yeşil olması gerekmektedir. a da b de x de z de yeşil olmalı ki galatasaray armasını hak ettiği yerlere ulaştırabilesiniz.

    edit: imla
  • 2516
    sene sonuna kadar kalması gereken hocamız. eksiği vardır, eleştiririz eyvallah ama geçen seneden biraz ders alalım yalvarıyorum. hamzaoğlu dedik, atik dedik, denizli dedik, en sonunda kimsenin bilmediği bu adam geldi topladı bizi. bir de sözlükte kendisine beden eğitimi hocası diyerek, kendilerince aşağıladığını düşünen arkadaşlar var. şimdi biz passat medyası ve beyaz tv gibi sırtlan sürülerine karşı hocamızı savunuyoruz, biz böyle hitap edersek nerde kalır o mücadele? seversin, sevmezsin ama rica ediyorum aşağılayıcı hitaplar kullanmayın riekerink'e karşı. bunun derinlerinde başka şeyler olduğunu düşünsem de şimdilik söylemek istemiyorum.
  • 2517
    bugün kovulup yerine kimsenin getirilmemesi gereken hoca. maçtan önceki akşam sneijder ve kaptanın aldım verdim yaparak oluşturacakları kadro akabinde taş kağıt makasla belirlenecek taktik dizilişle oynayacak galatasaray en kötü kendisinin hocalık yapacağı kadro kadar oynar. hatta bu iki papazın sorumluluk üstlerine kalacak diye saha içi ve dışı disiplini çok daha iyi sağlayacağını ve daha otoriter olacaklarını düşünüyorum. zira güzel saçlı hocamızın ne taktik ne teknik bilgisi ne antrene etme yetenekleri ne otoritesi duruma uygun değil. bize iyi insan değil iyi hoca lazım.
  • 2518
    derbi* sonrası dengesinin bozulduğunu söylemiştim. (bkz: #2066481)
    kasımpaşa maçı* sonrası açıklamaları ve maçtaki tutumu karşılaştırmasını yapınca, hala dengeyi bulamadığını düşünmekteyim.
    diyor ki;
    oyundan memnun değilim.
    peki hocam, neden ilk değişiklik 89. dakikada? oyunu değiştirmek için illa ki oyuncu değiştirmek gerekmez dersen, katılırım.
    fakat;
    oyunu değiştirecek bir hamle oldu mu?
    takım 1-0 öndeyken oyunu tutmak istemeni anlarım.
    peki;
    oyunu tuttuğumuzu sandığımız anlarda eksik yakalanarak gol yemeyi nasıl açıklarız?

    sezon başından beri en takdir ettiğim yönü, saha içinde ne yapmak istediğini görüyor oluşumdu. bazı noktalar eksik evet ama onun da farkında olduğunu belli ediyordu. şimdilerde dengeyi kaybetti. toparlaması zor demiştim. hakikaten hala sallanıyor. sebepleri yok değil elbette. ama kimse sebeple ilgilenmez.

    bütün bunlara rağmen galatasaray futbol takımının sorununun teknik direktör sorunu olduğunu düşünmüyorum. birçok ayağı var. en temel bileşenler, yönetmek ve iletişim sorunu. buna bağlı olarak taraftar yönetimi de imkansız hale geliyor. belirli bir sistemi de senelerdir yok. bütün bunlar bir araya gelince bol bol antrenör yemek kaçınılmaz oluyor.

    bizler önce sorunu sabri sandık. sonra selçuk dedik. sneijder'e doğru yol aldık. sonra baktık futbolcular yetmiyor. hocaya sardık. doğru yapıyı kurmanın en genel yolu yönetmek ve iletişimdir. gerisi kendiliğinden gelir.

    riekerink bey'in de dediği gibi, yapının en alt basamağı futbolcular ve antrenörlerdir. yani kişiler. kişilere takılmadan direk yapıyı oluşturmaya yönelirsek, keyifle takımımızı izleriz diye düşünmekteyim...
  • 2519
    iki büyük hatası var bence:
    1. beşiktaşın napoli deplasmanında attığı golle ilgili yorum yapması büyük hataydı. çakallık yapacak, kamuoyu yönetebilecek biri değil, yok yere yanlış yaptı. bence kendi enerjisine büyük zarar evrdi o hareketiyle.
    2. takım 8 aydır yan pas yapıyor. başta bunu "zaten takım kazma bari top bizde kalsın gol yemeyelim arada bir tane sıkıştırırız" diye oynattığını zannediyordum. giderek anlıyorum ki adamın kafasındaki oyun şekli bu, bunu istiyor. yaptıkça da memnun oluyor. bir çeşit hamza hamzaoğlu

    zaten bundan büyük hata mı olur. peri masalı yaratsın dedik,ama olmadı gibi duruyor.
  • 2521
    sabri sarıoğlu ile bir ömür mutluluklar dilediğim hocamız. bu kadar kötü oynayan bir oyuncuyu oynatmanın açıklaması yok. linnes'i tek maçta sildi kendisi. sabri bey ise beyliğini kurdu, takılıyor işte. çifte standart yapınca haliyle kendinden önceki isimlerden pek bir farkı kalmıyor. 3 maç diye geri sayımdayım ben şahsen. 270 dakika sonra diliyorum ki yolları ayırıcaz kendisiyle.
  • 2522
    takımı gereksiz yere dizginleyen teknik direktör.

    ben son kasımpaşa maçında aydınlandım. takım skoru tutmaya çalışırken pat diye gol yedi. sonra deli gibi saldırmaya başladık, rakibi boğarak hemen gol bulduk. sonra dedim ki madem böyle yapabiliyoruz, neden kontrol delisi gibi oynamaya çalışıyoruz? bu takım kalitesiyle zaten birçok anadolu kulübünü ezer geçer.

    gerets, terim, hamza takımı bu kadar tutuyor muydu? ama ligde başarılı oldular. aksine prandelli, mancini şimdi de riekerink takımı gereksiz yere dizginleyerek başarısız oluyorlar. abi bırak bu takım saldırsın ligde, boğsun rakibi. zaten takımı tutarak da gol yiyorsun. atacaksın sabri'yi kulübeye, kontra olduğu zaman linnes, cavanda kazmaları olsun, serdar olsun, carole olsun, tolga ciğersiz olsun kontrayı keser zaten. devre arası yavaş hakan'ı da ondan hızlı ve daha hava topu hakimiyeti olan biriyle yenilersin. tamam işte. sanki avrupa kasıyoruz da kontrollü oynamayı öğreniyoruz. bırak hoca takımı, tutma.
  • 2525
    bize verdiği sözleri tutmamış teknik direktör.

    bir kere takımın boyunu kısaltmadı. tamam mustafa denizli'nin dönemindeki gibi 1500 metrede oynamıyoruz ancak daha kompakt ve önde basan bir takım olacaktık diye konuşuluyordu.

    ikinci konu ise takımın kondisyonu. yazın güya kadroya deli gibi yükleme yapılıyordu ancak birden kondisyoner gönderildi ve herkes riekerink yaptıysa vardır bir hikmeti dedi. peki ne oldu? son maçlarda 70'ten sonra biten bir takım var. neredeyse kasımpaşa'ya puan verecektik. aynı hamza hamzaoğlu dönemindeki gibiyiz.

    bu iki soruna çözüm bulamadığı sürece ne savunmamız düzelir ne de handikaplı galibiyet alabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın