401
sözlüğümüzde son günlerde özellikle kuzey afrikalı futbolcu grubu ya da başlığı üzerinden epey dillendirilen olgu. en son ırkçılara laf anlatılmaz cümlesi kurularak sözlüğümüzdeki yazarlara bu sıfat yakıştırması da sanki ucundan yapılmış gibi oldu ama neyse.
öncelikle bizlerin kuzey afrikalı futbolcu üzerinden söylediğimiz sözlerin ırkçılık olduğunu düşünmeyen taraftayım. hakim ziyech ile alakalı yazdıklarımdan bakılabilir, kendisini hiç sevmem. bu sebeple de takımımıza gelmiş ve de tutmamış oyuncuların menşeine baktığımızda afrika'nın kuzeylerinden aldıklarımızda tutmama ihtimalinin ya da bonservis bedelleri üzerinden bir memnuniyetsizlik ihtimalinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. tutmamayı bir kenara geçtim, takıma aidiyet duygusunun azlığı, gamsızca sahada dolaşma duygusunun hakim oluşu, seninle sevinen & seninle üzülen bir yapıya sahip olmayışları sebebiyle zaten akdeniz insanı olan türklerin gönlüne girmeleri fazlasıyla zordur.
belki pencereden bakmak zor olacak ama zamanında yüksek bedellere çıkmış, oynadığı takımlara çok şey kazandırmış ama geçirdiği belli sakatlıklardan sonra gözden düşmüş ya da form kaybetmiş oyuncuların fırsat transferi adı altında takıma katılmasına da sözlüğün büyük çoğunluğu artık karşı çıkıyor. biz buna yoğurdu üfleyerek yemek diyoruz. güney afrika'dan kaleci alınması planlansa o bölgeden kaç tane iyi kaleci olduğuna bakarız. çoğunluğunun ziyadesiyle atletik ama doğru yer tutma becerisi zayıf, teknik kabiliyetleri sorgulanır yapıda olduğunu hisseder, ligimizde oynamış eski güney afrikalı kalecilerin de buna benzer bir yapı oluşturduğunu görürsek "aman hocam alınmasın" diyebiliriz.
ırkçılığın ne olduğuna dair sözlükte örnek verilirken aynı donanımlara sahip oldukları halde sırf bir ırka mensup diye bir kişinin işe tercih edilmemesi örnek gösterilmiş. yurt dışında çalışmak için başvuruda bulunsan ve başvurduğun firma kendi bünyesinde daha önce 5-6 tane türk personel barındırmış olsa, barındırdıklarına çok yüksek maaş verse de verim alamamış olsa, hatta departmanındaki güzel havayı bozduğunu hissetse, sürekli rapor alıp hastayım diyerek işe gelmese en sonunda o şirketin yöneticisi "bir daha bu şirkete türk personel alırken iki defa hatta üç defa düşün" diye pek tabii diyebilir, buna kızamazsın.
çok ince bir çizgiye sahip bu konu. ama kuzey afrikalı futbolcu istemeyenlerin de, istemeyenlere karşı olup onlara ırkçı yaftası yapıştıranların da özellikle sözlük bünyesinde yazı yazarken bir kaç defa düşünüp, kelimelerini süzgeçten geçirmesi gerekiyor.
öncelikle bizlerin kuzey afrikalı futbolcu üzerinden söylediğimiz sözlerin ırkçılık olduğunu düşünmeyen taraftayım. hakim ziyech ile alakalı yazdıklarımdan bakılabilir, kendisini hiç sevmem. bu sebeple de takımımıza gelmiş ve de tutmamış oyuncuların menşeine baktığımızda afrika'nın kuzeylerinden aldıklarımızda tutmama ihtimalinin ya da bonservis bedelleri üzerinden bir memnuniyetsizlik ihtimalinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. tutmamayı bir kenara geçtim, takıma aidiyet duygusunun azlığı, gamsızca sahada dolaşma duygusunun hakim oluşu, seninle sevinen & seninle üzülen bir yapıya sahip olmayışları sebebiyle zaten akdeniz insanı olan türklerin gönlüne girmeleri fazlasıyla zordur.
belki pencereden bakmak zor olacak ama zamanında yüksek bedellere çıkmış, oynadığı takımlara çok şey kazandırmış ama geçirdiği belli sakatlıklardan sonra gözden düşmüş ya da form kaybetmiş oyuncuların fırsat transferi adı altında takıma katılmasına da sözlüğün büyük çoğunluğu artık karşı çıkıyor. biz buna yoğurdu üfleyerek yemek diyoruz. güney afrika'dan kaleci alınması planlansa o bölgeden kaç tane iyi kaleci olduğuna bakarız. çoğunluğunun ziyadesiyle atletik ama doğru yer tutma becerisi zayıf, teknik kabiliyetleri sorgulanır yapıda olduğunu hisseder, ligimizde oynamış eski güney afrikalı kalecilerin de buna benzer bir yapı oluşturduğunu görürsek "aman hocam alınmasın" diyebiliriz.
ırkçılığın ne olduğuna dair sözlükte örnek verilirken aynı donanımlara sahip oldukları halde sırf bir ırka mensup diye bir kişinin işe tercih edilmemesi örnek gösterilmiş. yurt dışında çalışmak için başvuruda bulunsan ve başvurduğun firma kendi bünyesinde daha önce 5-6 tane türk personel barındırmış olsa, barındırdıklarına çok yüksek maaş verse de verim alamamış olsa, hatta departmanındaki güzel havayı bozduğunu hissetse, sürekli rapor alıp hastayım diyerek işe gelmese en sonunda o şirketin yöneticisi "bir daha bu şirkete türk personel alırken iki defa hatta üç defa düşün" diye pek tabii diyebilir, buna kızamazsın.
çok ince bir çizgiye sahip bu konu. ama kuzey afrikalı futbolcu istemeyenlerin de, istemeyenlere karşı olup onlara ırkçı yaftası yapıştıranların da özellikle sözlük bünyesinde yazı yazarken bir kaç defa düşünüp, kelimelerini süzgeçten geçirmesi gerekiyor.
