resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:47
Uyruk:Hırvatistan
  • 1326
    kilo fazlası olan sneijder'i oynatmadığı için eleştirilen hocadır. adamın size saygısı olsa öylesine fazla kiloyla çıkmaz. wes'in bize verdiklerini inkar eden hain ve vefasizdir ama burası katar ligi değil galatasaray'da bir katar takımı değil. bunu bilmesi gerekiyor. o da oynasa gene 4-0 kaybederdik. bu orta saha ile herhangi bir takıma direnmek imkansız.

    4-0 utanç verici bir skor nereden baksaniz. hiç bir td böyle bir maç yaşamak istemez ve buna reaksiyon gösterir. ama sahada kilerden herhangi bir reaksiyon gördunuz mu ?

    son olarak yıllardır birilerini gönderip duruyoruz. bir sezonda 3 td değiştiği oldu ve değişen hiç bir şey olmadı. sadece izlediğimiz maçtan fazla profesyonel maça çıkmış adamları bu hoca değil diye eleştiriyoruz ve komik oluyor.
  • 1328
    biz bu hikayeyi önceden çok gördük. yok şunu oynatmış yok bunu oynatmamış. mesele o kadar basitmiş gibi anlatılıyor. bu takımın futbolcuları federasyon sistemini getirmişler takıma. herkesin kendi özerkliği var. hepsinin götü arşa değmiş. çünkü birinin arkasında 20 milyon taraftar var, birinin arkasında siyasiler var, birinin arkasında medya var vs. vs. kim takar tudor'u modundalar. biz bu hatayı çok yaptık ama hala ders almamışız anlaşılan. mesele o topçu bu topçu değil mesele iyi bir takım olmaktır. bunun hangi futbolcuyla olacağına takımın futbol aklı karar vermelidir. bu kadar large bir takımı disipline etmek kolay değil. böyle sancılar yaşayacağız. çok yaşadık zaten. ben bireysel olarak tudor'a desteğimi sürdüreceğim.
  • 1329
    20. haftadan sonra geldiği takımda tüm oyun felsefesini değiştirmeye çalışan, değiştiremeyince afallayan, riekerink'in yedek futbolcularıyla birşeyler yapmaya çalışan teknik direktör.

    arkadaş, pas yapan, rakip koşturan, bol yıldızlı, kadro ve taktik stabilitesi olan bir takımı, sezonun ortası geçtikten sonra rakipten çok koşmaya çalışan, yıldızsız, her hafta başka kadro ve taktik ile oynayan takıma evirebileceğini nasıl düşündün anlayamıyorum.

    sezon başı olur, bunları dener, anlar ve saygı duyarım, destek veririm, ama şu anda bunları denemesinin akıl alır tarafı yok. resmen rezil etti bizi.
  • 1330
    buraya bin yıldır falan yazmıyorum. ama genellikle takip ediyorum.

    her maç sonu galip veya mağlup olmak önemli değil, buraya her geldiğimde midem bulanıyordu. dün bilerek girmedim. sabah işe geldim. kahvemi yaptım, bakayım lan dedim en kötü ne olabilir. gördüklerim mancini'ye, prandelli'ye, hamza'ya, riekerink'e yapılanların aynısıydı. yani teknik olarak burada x y adında bir teknik direktörümüz olsa yine aynı şeyleri yazacaktınız, yazarsınız da zaten.

    galatasaray'ın son şampiyonluğu, kadronun son nefesiydi. o kadronun o gün dağıtılması, en az 15-16 futbolcuyla ki buna iskelet dahil vedalaşılması gerekiyordu. şampiyonluktu, finansal durumdu vs derken elde tutalıma kaldı. elde tutulan kadro şampiyonlar ligi'nde de, ligde de çok iyi işler yaparken savunmasıyla iş yapan bir takım değildi üstelik. bir de bunun üstüne zaman faktörü devreye girdi. bir de üstüne futbolculardaki doygunluk devreye girdi. 3 şampiyonluk, cl'de çeyrek final, türkiye kupası, süper kupa vs derken bir türk takımının günümüz şartlarıyla başarabileceği hem yurtiçi, hem yurtdışındaki tüm hedeflere ulaşıldı. bu kadro 4. yıldızı taktığı gün tüm hedeflerini bitirmiş bir kadroydu. şimdi diyeceksiniz ki yaa kardeşim ne alaka herkes değişti kadrodan vs. zırvalayacaksınız biliyorum. ama kaldı. takım şu an yeni oyuncular ve yeni oyunculara lafı geçen eski kaşarlardan oluşuyor. eski kaşarların etrafında toplanıyor yeni gelenler de. basit bir hastalık gibi düşünmeniz gerekiyor bunu. siz buradan istediğiniz kadar hakaret edin, kadro içerisinde sabri'nin lafı, poldi'den, ne bileyim muslera'dan falan daha çok geçiyor. neyse çok derine girmeden günümüze geliyorum;

    şimdi son 3 senede galatasaray 5 adet teknik direktörle çalıştı. ben bundan hem utanıyorum, hem de sırf bu yüzden eldeki futbolcu çöplüğüne de çok kızamıyorum. çünkü her gelen teknik direktör bir öncekinin benzeri bir felsefeye sahip değildi. mancini'den tudor'a kadar olan süreçte her gelen teknik direktör yepyeni bir şey koymaya çalıştı. çünkü eski yöntemin işe yaramadığı düşünüldüğü için yenilerine şans veriliyordu. burada saçmasapan bir tudor eleştirisi var mesela. neymiş; neden sezon ortasında gelmesine rağmen kendi sistemini uyguluyormuş. e ne yapsın? madem eski sistem bu kadar iyiydi neden her maç jor'a küfrediyordunuz? eski sistemi, aynı oyuncularla, farklı sonuç alacak şekilde nasıl oynatabilirsiniz? yani ben cidden anlayamıyorum sizleri. siz neyi eleştirdiğinizi, kimi eleştirdiğinizi bile bilmiyorsunuz. neyse. her yeni gelen hoca, "kendi oyun felsefesini direkt uygulamak zorunda olduğu" için bu oyuncuların hepsi şu an travma yaşıyor. senelerdir travma yaşıyorlar. prandelli yasin'i sağbek oynatıyorken, şu an yasin sol ve sağ açık oynuyor. savunma yaparken, şu an gol yükünü çekiyor. yasin en ekstremlerinden biri olduğu için yasin diyorum. siz gerçi yasin'i de itin götüne sokuyorsunuz. çok beğendikleriniz yasin kadar oynuyormuş gibi. neyse yine konuya dönüyorum;

    bu travmalar, bu doymuşluk, bu işbilmez taraftar ve onun aptal yönlendirmeleri derken işin esas kaynağı yönetim. ben 30 yaşındayım. 30 yılda 14 şampiyonluk gördüm. beşiktaş'ın tarihi boyunca yaşadıklarıyla neredeyse kafa kafaya yani. 30 senedir adnan polat ve dursun özbek dışında hiçbir yönetimden nefret etmedim. özhan canaydın'dan da etmedim. iş bilmezdi, kulübü yerin dibine soktu ama sadece sportif anlamda. dönemin cüneyt çakır'ı ali aydın'a hakemliği bıraktırtacak kadar da güç sahibiydi. son 2 senedir galatasaray'ın çok rahat bir 30-35 puanı hakemler tarafından göz göre göre gaspedildi. ses çıkmıyor. neymiş federasyon zaten vereceği parayı, önceden vermiş. bana ne lan? bana ne kardeşim? ben kötü olabilirim de mhk denen güruha nasıl oluyor da kaybedilebiliyorum. türk futbolu varsa galatasaray yüzünden var yahu. ali sami yen topa vurmak istemese bugün futbol mu olurdu? daha nasıl bir kurumun başkanlığını yaptığının bile farkında olmayan iki tane zibidi galatasaray tarihinin içine etmiştir. he bir tanesinin hesabı kesildi. nasıl oluyorsa bunu bile tarihi ayıp diye yamadılar. neden? adnan polat bir yere yamandı, o yerin sahibi medya bu leke temizlemeyi tarihi ayıp olarak yansıttı vs.

    buradan da çıkıyorum. görüyorsunuz başlık tudor, yazdıklarım arasında 3 kelime tudor var ama hepsi tudor ile alakalı aslında. hatta riekerink ile, hamza ile, prandelli ve mancini ile de alakalı. bir tek denizli ile alakalı değil o kadar. hiç sevmiyorum onu. fasulyeden sayın. dün 4-0 yenildik ya. kızdım, üzüldüm ama skora değil. tapındığımız terim bursa'dan falan 5 yediydi. çok problem değil. seneye galatasaray 10 puan farkla bile şampiyon olabilecek potansiyelde bir kulüp olduğu için kayıp seneler bile problem değil. sorun bizim sürekli parmağa bakmamız. tudor sene sonu da gidebilir. hatta bugün, saat 10.45 itibariyle istifa da edebilir. fakat sorun düzelmeyen. galatasaray'ın son 4 senedir sorunu teknik direktör değil. yanlış yönetilmek. tudor, hamza, riekerink vs. bunların hepsi dikiş atılması, hatta direkt kesilip atılması gereken bir organın üzerine yapıştırılan yarabantları.

    önce yönetim gidecek, sonra yeni bir yönetim gelip futbol takımını tamamen dağıtacak. sonra galatasaray ne oynar sorusunu soracak kendisine. pas ile mi oynayalım, kontra mı oynayalım, tempo ile mi oynayalım vs. vs. buna karar verip işin ehli bir sportif direktörle anlaşacak. ona ne istediğini anlatıp hocadan kadroya kadar hepsini kendisinin belirlemesini isteyecek. sonrası zaten geliyor. şimdi diyeceksiniz gibi bu çok ütopik. hayır değil? vaktiyle bağıra bağıra ben ligi domine etmeye geliyorum diyen beşiktaş'la ahaha loser'lar diye dalga geçmek yerine attığı adımlara baksaydınız bunun gayet olabilecek bir operasyon olduğunu zaten görürdünüz. beşiktaş 2-3 sene daha bu yaptığını yapabilir mi? yapabilir tabii ki. en kolay iş onların şu an. ortada hazır bir sistem, ne oynarsa başarılı olacağını çok iyi bilen bir yönetim var. şenol gider, doğru 1-2 hamle oyuncusuyla, bu oyunu oynatan iyi bir hoca getirirler yine ilk 2'de kalır. çok basit artık.

    galatasaray ise önce feleğin çemberinden geçecek. potansiyeline güvenmekten vazgeçecek. geçmişine saygıda kusur etmeyecek ama artık önüne bakacak. bunların olması için de önce tüketmeye alışmış, şımarık, leş taraftarının kaprislerine aldırış etmeyecek.

    dediğim gibi ütopik geliyor olabilir. ama değil. he sen hala tüm sene küfrettiğin kadron arasından seçim yapmak zorunda kalan x birine kabahati bulduğun için sana ütopik gelmeye devam edecek. o tamamen ayrı. yok sneijder niye oynamamış, yok semih niye oynamış, yok sabri niye oynamış da linnes şans bulmuyormuş vs. vs.

    teknik direktöre kabahat bulduğunuz sürece yaranız kapanmayacak. bunu unutmayın. he ben de üzülmeye devam edeceğim tabi. orası ayrı. ama en azından cepte 14 şampiyonluk var. bu kadarını 100 yılda görmüş olan kulüpleri düşününce bundan sonra şampiyonluk göremesem de bana koymaz ama buradaki ergen irisi arkadaşlar adına üzüleceğim.

    he tudor için tabi tanım da lazım ki entry patlamasın;

    galatasaray yönetimi ve taraftarının güncel kullanımdaki son peçetesi.

    yeterince pisletilince gidecektir.
  • 1331
    10 nisan 2017 başakşehir galatasaray maçı sonu konuşmalarını merakla bekliyordum ve maalesef bir parça hayal kırıklığına uğradım. hoca çok üzgün ve umutsuz görünüyordu. ben tam tersi bir reaksiyon göstermesini bekliyordum. "çalışmamız gerek" derken bile o tutkulu halinden eser yoktu. demeçte "sorun ne bilmiyorum, anlayamıyorum. oysa konsept aynıydı." dedi. bu da diğer bir talihsiz demeç. öncelikle anlayamıyorum, bilmiyorum gibi ifadeleri bir gs teknik direktörüne yakıştıramıyorum. sorunu tespit etmek senin işin hocam. konsept aynıydı da oynadığın takım adana değil başakşehir. sen adana maçında da çok iyi oynamadın zaten kaldı ki ne oynayacağı ezbere bilinen başakşehir'e karşı farklı bir strateji geliştirmen gerekliydi belki de. sonra biraz daha açıkladı ne demek istediğini. two things dedi...iki şey var, ilki: "oyuncularım sanki camp nou'da barcelona ile oynamaya gelmiş gibiydi. bana bunu hissettirdiler, sanki böyle bir hava vardı" dedi. bunu derken kendi yüz ifadesi ve konuşmalarında da aynı çekingenlik vardı. demek ki hocam sen de bu ruh halinden etkilenmişsin oysa tam tersi bu havayı dağıtman, oyuncuları ayağa kaldırman gerekirdi. motivasyon senin işin. ikincisi de "çok pas hatası yaptık, dönen topları kaybettik, başa baş mücadele edemedik, bizden iyi takım başakşehir, sezon genelinde de bu maçta da bizden iyiydi" dedi. belki gerçekleri söyledi ama yine daha yüreklendirici ve kendinden emin bir cevap verebilirdi. sonuç olarak hocayı çok demoralize gördüm ki beni etkileyen özelliklerinden biri işine tutkuyla bağlı olması idi. çok kısa sürede çok yıpranmış görünüyordu. umarım sadece bir maçlık üzüntüden kaynaklıdır.
  • 1332
    bir oyuncunun (bkz: wesley sneijder) etrafına saçma sapan bir kadro mühendisliği ile kurulmuş ve pas oyunu oynayalım ama topsuz oyunumuz olmasın gibi bir mantaliteyle ilerlemeye çalışan bir kadronun başına gelmiştir. takım olgusu ve kimyası anlayışına hiç uymayan bir kadroyla çalıştığı için belirli sancılar çekmektedir dün akşam da görüldüğü üzere. şu aşamada yapması gereken tek şey; papazlaşmış ve kaşarlaşmış yönetim, futbolcu, taraftar üçgenine rağmen geldiği dönem sarf ettiği ve ciddi mesaj içeren cümlelerinin peşini bırakmaması bu yolda da ilerlemesidir. günün birinde kaliteli bir hoca olacağı açık. umarım bu takımla beraber yükselir.
  • 1334
    18 mart 2017 trabzonspor galatasaray maçından hiç bir ders çıkarmadığını 10 nisan 2017 başakşehir galatasaray maçında bize göstermiş hoca. 23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçında da yine ders almadığını gösterecektir.

    niye inatla görmek istemiyorsunuz bilmiyorum. "inadım inat", "benim yaptığım doğru" kafasındaki, hatalarından ders almayı bırak, hatasının olduğunu dahi düşünmeyen o teknik direktörlerden biridir kendisi. bunu siz görene kadar tekrar tekrar kanıtlayacak bizlere.
  • 1336
    karabukspor capinda bir takimin oyle cok da super olmayan istatistiklerine ragmen cat kapi alinan hocasi. asla bu seviyenin hocasi degil. ilk geldigi gun bogrume oturan yumru kalkti; ama genel kuruldan sonra umudu kesmemle kalkti.

    yahu karabuk'un basinda juventus'un eski bel kemigi igor tudor degil de 30'larinin sonundaki yerli bir hoca olsa yine alinir miydi? yerli sevici falan degilim; ama hic sanmiyorum. ayni oranlarla, puan sirasiyla vs mumkun degil.

    tudor'u su seviyede dusunduren nedir ya? hala cevap bulamiyorum.
  • 1338
    tamam en büyük suçlu açık ara yağlı surat ve aveneleri ama hoca da az mal değil hani.
    3'lüde ısrar etti, garip hallere devşirdi falan kabul de sneijder'i kesmek ve hatta 3 uçurtmayı sahaya sürüp onlara akacak pası atacak adamı kenarda tutmak nedir?
    ahmet ve semih hangi pas özelliğiyle top çıkaracak. başakşehir'in hocasının ilk lafı stoperlere basın olmuştur kesin. çok basit kural ve sonuç almayan rakip yok gibi.
    stoperlerin zaten topa bakan adamlar, yani oraya orta sahadan adam koysan savunma anlamında hiç ama hiç zaaf yaşamazsın. rakip stoper yalçın ayhana biz baskı yaptık mı hayır?
    çizgiye kadar bekleyip e.b itinin rahat rahat oyun kurmasına izin verdik.
    ya uzatmaya gerek yok, hoca sadece uzun boylu ve bağırıyor. başka bir vasfı aklıma gelmiyor.
  • 1340
    hala sneijder'i oynatmadığı için eleştirdiğimizi zannedenler var.

    yani şu takımda muslera'dan sonra kadroya kimleri yazarsınız ? sneijder, podolski, bruma. bu adam başakşehir gibi bir deplasmanda şu ikisini yedek bırakıp bruma'yı forvet arkası oynattı.

    hele maç sonu "ne oldu anlamadım aynı konsepte oynadık" dedi orda belli oldu mayası. adana nere başakşehir nere be arkadaş bu nasıl açıklama.

    biz riekerink'e yönetimin kuklası olarak davrandığı için kızıyorduk tudor da aynını yapıyor. oyuncular tarafından satıldı falan deniyor komedi. bu oyuncuların ne mal olduğu 4 senedir ortada zaten.

    gelen hoca "lan bu kadro 5 tane hoca yemiş." diye durup bir düşünür en azından.
  • 1341
    gerçekten geldiğinden beri yaptıklarıyla yapamadıklarıyla eleştirilmeyi hak eden bir teknik direktördür. ancak ben önümüzdeki sezon da değişiklikten yana değilim. zaten mali durumumuz ortada, bize gelecek adam bundan daha iyi olmayacak. kim gelecek? fatih terim'i aklıma bile getirmiyorum artık o defter kapanmalı. her şeyden önce bu yönetim değişmelidir. ondan sonrasında tudor'un kendi kuracağı kadroyla, sezon öncesi çalışmalarıyla önümüzdeki yıl başarılı olacağını düşünüyorum ben. şu şans verilmeli kendisine.
  • 1343
    galatasarayın ruhunu anlamayan hocası. 3'lü stoper veya 3 tane stoper oynattığı sürece asla takım topla çıkamıyor. hoca nedense takımın topla çıkamadığını, çıkmak için orta saha yaklaştıkça ilerde çoğalınmayacağını anlayamıyor. topun arkasına geçmek demek kendi sahana kapanıp kapılan hızlı topla çıkmaksa eğer bunu yapabilecek hızı yok galatasarayın ayrıca ruhuna da ters. galatasaray topun arkasına geçer ama oyunu önde kurmak zorundadır. elinde eren gibi topsuz oyunda olmayan bi forvetlede bu çok zor. zaten 2 kanat oyuncunda pır pır. erene orta yapacak bi tek linnes var düşünün gerisini. orada sırtı dönük verkaç yapacak oyuncu oynar. igor tudorun futbolcuları da tam olarak tanıdığını düşünmüyorum. bol bol eski maçları izlemeli, kim ne yapıyor nasıl oynayabilir görmeli. galatasarayın tudora 5-6 oyuncu alacak gücü yok, mutlaka şapkadan tavşan çıkarmalı, bir kaç oyuncunun verimlerini artırmalı. takımın orta sahası herşey o yüzden illa oyuncu alacaksa bıraksın stoperi falan 2-3 tane orta saha alsın. birde sürekli çalışıyoruz diyor. takıma defansçıları dolduruyor. juventusu kriter alıyolar juve barça kaşısına 6 hücumcuyla 3 forvetle (higuain, mandzukic, dybala) çıkıyor.
  • 1345
    valla ben henuz elestirmek istemiyorum zira 11 nisan 2017 galatasaray basaksehir macinda takimimizin yedigi gollerin hepsi tamamen sacmalik, tamamen yeteneksizlik. fakat sikinti takimin isabetli sut bile cekememesi. bunu sadece iki adamin yokluguna baglamak ise bir o kadar kucuk dusurucu. koskoca galatasaray sadece sneijder ve podolski'nin ayagina bakiyorsa sictik. bu kadar diyorum sictik, bu kesinlikle normal bir sey degil. ha onlar olsa sonucun degisecegini de sanmiyorum.

    fakat ortada gercek bir problem var. tudor takima geldiginde kayseri macini kazandigi takdirde liderle farki 2'ye indirip haftaya kendi sahasinda besiktasi yenerek liderlik koltuguna oturma sansi vardi. takim ara sira duzelme sinyalleri verse de basaksehir macindaki rezil oyun gelecege dair umutlarimi sondurmedi desem yalan olur. fakat cok kararsizim su an. buyuk handikaplarla geldi, tamamen farkli bir oyun anlayisi enjekte etmeye calisti sezon ortasinda. bilmiyorum kendisiyle ilgili bir fikrim yok gercekten. kalmali mi gitmeli mi onu bilmiyorum fakat yonetim degisirse kendisinin takimda kalma ihtimali oldugunu dusunmuyorum.

    edit: kayseri macinda takimin basinda riekerink varmis, her neyse rize macini kazandigi takdirde evimizde bir besiktas maci oynayacaktik ve farkin 2'ye kadar dusme ihtimali vardi. fakat biz butun sezon boyunca her virajda arabayi sarampole yuvarladik.
  • 1346
    geleceğimizi üzerine inşa etmemiz gereken genç teknik direktörümüz.
    efendim işte futbolcular isyan ediyormuş da taktik bilmiyormuş da be namına koduklarım 2 senedir babanızın ahırı gibi yatıyorsunuz, antrenörün biri size gelip koş dedi diye kazan kaldırıyormuşsunuz o kazanın kepçesini ağzınıza sokmak lazım. sırf kendi köylün diye beden eğitimi hocası adamı getirdiniz.yeter lan.kimse galatasaray'dan büyük değil. ha galatasaray'dan sonra büyüklük sıralaması yapacaksak futbolcu antrenörden sonra gelir. muslera dışında hiç biriniz bu kulüpte olmayı hak etmiyorsunuz. antrenör harcamaktan da vazgeçin artık. tudor bizimle kalacak. dileyen çekip gitsin.
  • 1347
    (bkz: #2147604)

    arena'daki adanaspor ve deplasmandaki başakşehir maçlarına aynı konseptle çıktığını söyleyen teknik direktör. neymiş efendim takımı koşturuyormuş. yahu başakşehir karşısında koşmadık mı? koştuk. sonuç? 4-0 mağlup olduk. 1 tane tehlikeli pozisyonumuz yok. volkan babacan yere yatmadı bile neredeyse.

    hala daha sneijder üzerinden kendisine komplo kurulduğu gibi komik iddialar var. açın bakın tudor yerli çetesinin oyuncağı olmuş geyiği başlığında bu arkadaşlar neler demiş? insan en azından söylediklerini hatırlar. adet oldu bu memlekette dün "siyah" dediğine bugün "beyaz" deyip üstüne bir de "ben hiç siyah demedim zaten" demek.
  • 1348
    kendisini destekleyenlerin ne hikmetse maç günü veya ertesi günü değil, 2 gün sonra sözlüğe yazmaya başladığı stajyer hoca. renktaşlarım, bir savınız var ve bunun için iki gün düşünüp futbolcular kötü/isyancı o yüzden geleceği üzerine inşa etmemiz lazım diyorsanız, yani savlarınız bu kadar ise gerçekten zorlanacak bir şeyin olmadığı, bu adamın kötü bir hoca (ben demeye utanıyorum, bence stajyer) olduğu gün gibi aşikardır.

    "konsept tutmadı hayret ya vallahi de hayret!" seviyesi açıklamaları üzerine galatasaray'ın geleceğini inşa etmek istemenin elle tutulur bir yanı olduğunu düşünmüyorum. başka bir entrymde var biz futbolcular veya hoca veya yönetim birinden birini illa desteklemek, suç muhakkak birinde deyip diğerlerini aklamak zorunda değiliz. mesela benim fikrim, bu oyuncuların yüzde sekseni bu takımın oyuncusu değil, bu hoca bu takımın hocası değil, bu yönetim ise bizi bitirmek için atanmış bir kayyum. bunlardan birinin bile üstüne değil kulübün geleceğini, kulübe inşa etmemeyi tercih ediyorum.

    kendisi hakkında görülen veya beklenen ışık, nur, ışıma vs. ne ise dilerim bize de ulaşır. şanssız goller (bence hiçbiri şanssızlık değil, hepsi basiretsizlik) yemek beni ikilemde bırakmıyor. ben oynanan futbola bakıyorum. aklım ve kalbim su gibi berrak, çünkü ben bu satırları böyle oynayıp kazansak da yazardım, yazdım da.

    bir konuya daha değinmek istiyorum. futbolcuların hocayı satması konusu. karışık bir şekilde karalama yapacağım, bu futbolcuların hoca satması ilk defa mı oluyor, bu futbolcu ekibinin hoca satması şaşırtıcı mı, üç kağıtçı, rantçı, yeteneksiz olsa da, haklarında "alayınızı yollayacağım ulan!"(arkasındayım bu yollama işinin) denilen adamlardan ne performansı bekliyorsun, eğer hedef bu adamları yollamaksa (dedim ya arkasındayım) bunu niye beyan edip bu sezondan feragat ettiğini beyan etmiyorsun, hadi beyan etmedin o zaman niye konseptte uzay zaman bükülmesi oldu türü açıklamalara giriyorsun?

    yok bunları sana birileri söylettiriyorsa, sen bir enstrumansan, biz niye geleceği senin üzerine inşa etmeliyiz? sonuç odaklı karne türü yaklaşım olmadan, geldi geleli oynattığı futbolda ne artı var? kötü daha kötü oldu. galatasaray şut çekmiyor ya, tekrar ve tekrar yazıyorum 50 gol atan takım şut çekmiyor, onu da geçtim rakip ceza sahasına 3 kere girebiliyor. neyin arafındayız ya? hadi şimdi takım çöp dolu da yap boz gibi oynaması bir nebze kabul edilebilir olsun, bu tip vasıfsızlığını yalancı otorite ile kapamaya eğilimli bir hoca (?), olmaz ya, pozisyonunun erbabı oyuncular takıma katıldığında onlara da aynı muameleyi yapacaktır.

    galatasaray'da neşterin ilk vurulacağı yer kendisi değildir, kök sebep de kendisi değildir. fakat böyle olması benim şahsımda kendisini aklamaz. bu aralar bir renktaşımızın istenilen hoca tipi ile ilgili bir anketi var, lütfen katılın. sabah ben oy kullandığımda %6o küsur ile oyunculara göre sistemi oturtan ve rakip takıma göre kendi küçük dokunuşlarını yapan hoca tipi isteniyor, gel gelelim söz konusu bu stajyer olduğunda bu unutuluyor.

    bizim daha iyisini isteme hakkımız var. türkiye'nin siyasal çöplüğüne benzetmeyelim karar verme mekanizmalarımızı. siyah veya beyaz deme zorunluluğumuz yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın