resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:47
Uyruk:Hırvatistan
  • 6430
    galatasaray kariyeri hem puan ortalaması olarak hem de kenar yönetimi açısından jan olde riekerink'ten daha kötü olan teknik adam. tudor 1.79 puan ortalaması yakalamış, jor hocam 1.83 puan ortalaması yakalayıp 2 tane de kupa almıştı. üstelik riekerink'in elinde hiçbir zaman tudor'un elindeki imkanlar olmadı. kısacası galatasaray kariyerleri baz alınarak konuşulacaksa kendisi riekerink'ten de daha kötü teknik direktördür, fatih terim ile zaten kıyaslanamaz bile.
  • 6434
    ben, her puan kaybından sonra, ifor tudor’un gündeme getirilmesini manidar buluyorum. bu kesinlikle masum bir tutum değil. igor tudor iyi ya da kötü dört yıl geride kalmış. neden hep pişirilip önümüze getiriliyor anlamıyorum. eğer bir şeyler ima ediliyorsa açıkça yazılmalı.

    igor tudor hadi galatasaray’da başarılı olamadı. yunanistan’da, kendi ülkesinde hatta italya’da başarılı olsun da biz de adama haksızlık mı ettik diye düşünelim. igor’un tek bir başarısı yok ama biz o’nu ikide bir sözlüğe taşıyoruz. ilginç bir durum.:(
  • 6435
    lig başında oynattığı o futbol göze hoş gelen bir futboldu. her galatasaray taraftarı bu konuda hem fikirdir. rakibi hapsetmek şeklinde değil de tam tersine hızlı hücuma çıkışla yapıyordu bu işi. fiziğe dayalı, hızlı hücuma çıkışlı güzel bir futbol.

    tudor' un elindeki en iyi şans gomis' in olmasıydı. bitiriciliği inanılmaz derecede yüksek, sürekli koşu halinde olan bir oyuncu. hem tudor' un hem de gomis' in tam seveceği şekilde bir oyun stili.

    fakat bu oyun stili önce derbilerde kokmaya başladı sonra da anadolu takımlarında yavaş yavaş çözüldü. işte bu noktada tudor yeni bir taktik üretemedi. çünkü taktik aslında basitleştirirsek sürekli olarak koşu ve pres üzerine kuruluydu. bu sistemde gerçekten en güzel şey en kısa şekilde belki de kaleye gidip golü bulmamız.

    bana göre galatasaray seviyesinde bir teknik direktör değildi. yani galatasaray'ı çalıştırabilecek bilgi, birikim vs yoktu.

    her puan kaybından sonra başlığının açılması kimilerinin belki de o ilk haftalardaki oyunu görmek istemeleri. bende o futbolu görmek isterim. fakat o ilk haftalardan sonra malesef oyun planımızı bir türlü oturtamadık.
  • 6436
    (bkz: igor tudor/#3131653)

    daha önce kendisi hakkında bu entryi girmiştim. yıllar geçti hâlâ kendisi hakkında "büyük maçlar" masalı bitmedi gitti. farkında mısınız bilmiyorum ama dün * galatasaray futbol takımı 2-0 önde olduğu maçta bir gol yedi diye kırılganlık yaşadı ve az kalsın mağlup oluyordu. öyle büyük maç vs değil, rakip hoca cihat arslan'ın bile "2-0 bitse iyidir" diyeceği bir maçı veriyordu takım.
  • 6439
    https://www.transfermarkt.com.tr/.../datum_ab/2017-12-18

    galatasaray futbol takımını 8-9 maç çalıştırdığı zannedilen ve rakipleri analiz ettiği savunulan eski teknik direktörümüz.allaha şükür döneminde oynadığımız derbileri unutmadık, zaten bazılarını unutmak da mümkün değil.(4 farklı başakşehir hezimetleri, tt arenada fbjk malubiyetleri falan)

    2016-2017 sezonunun 2. yarısında; başakşehir'e 4-0 yenildik garry rodrigues maça forvet arkası başlamıştı arkasında ise selçuk ve josue vardı, trabzonspor'a 2-0 yenildik, trabzonspor'u o kadar iyi analiz etmişi ki cavanda sağ stoper carole sol stoper olacak şekilde 3 lü oynuyorduk. 35 dk 10 kişi olmalarına rağmen kalelerine gidemedik. fenerbahçe ve beşiktaş geldi türk telekom arenada mücadele futbolu falan filan oyalayıp 1 tane tıklatıp gittiler. 2 maçta da 1 tane bile gol pozisyonumuz yok neredeyse. birinde zaten ahmet çalık sol stoper yasin öztekin ise wing back oynuyordu.

    2017-2018 sezonunun1. yarısında; yazın 40 milyon euro harcandı ve yeni takım kuruldu. lige de fırtına gibi girildi dedik çok şey değişecek. bakalım neler değişmiş; başakşehir bizi 5-1 yendi. 38 lik adebayor rencide etti. aynı adebayor'u fatih hoca 2. maçta kısa olan denayer eşleştirerek kilitlemişti. küme düşmemeye oynayan fenerbahçe'ye akıllarda kalan pozisyon bulamadık neredeyse ve 0-0 bitti iç sahadaki maç. inönüye gittik, gitmez olaydık. 3-0 ama 3-0 aldatmasın. 10-0 bile bitebilecek bir maçtı. yarı sahayı geçememiştik. rakipleri çok iyi analiz ediyordu ya geçemedik işte. trabzonspor'a 2-1 yenilmiştik bu dönemde mesela ama onu saymıyorum. iş kazası olarak adlandırılabilecek bir maçtı. ndiaye ve feghouli kırmızı görmüştü, gereksiz germişlerdi bizi ve o gerginlikten sağ çıkamamıştık.

    şuraya kendisinin teknik direktörlüğünde çıktığımız 8 tane derbi yada derbicik diyebileceğimiz maç yazdım. şu 8 maçın hiç birinde iyi miyi oynamadığımız gibi 7 tanesine iyi hazırlandığımız bile söylenemez. attığımız gol sayısı 2. biri 5-0 dan sonra geldi diğeri 85 den, yenilgiyi kabullendikten sonra.

    bugün işler kötü gidiyor olabilir ancak işler her kötü gittiğinde kendisinin adının bir şekilde sözlükte gündeme gelmesi cidden komedi. burada teknik direktör olmadığını savunduğum jan olde riekerink bile kendisinden çok çok daha iyi planlar ile hazırlanmıştı derbilere.

    edit: işbu entry 1. sezonu kötü kadroyla olan performansını eleştirmek için değil, rakipleri çok iyi analiz ediyordu goygoyu sebebiyle girilmiştir. çünkü riekerink plansız bi şekilde inönüde 2 gol atarken kendisi çok iyi analiz ettiği ezeli rakiplerimize tt arenada yenilirken de aynı oyuncu grubu vardı.
  • 6440
    zamanında eleştirdiğim için en ofsayt entrylerim kendisiyle alakalı. yalnız bugün eleştirilme nedenlerine bakıyorum; farklı mağlubiyetler, kimliksiz bir oyun, deplasman sorunu diye gidiyor.

    bu saydıklarımın hepsi fatih terim döneminde olan şeyler aynı zamanda. anadolu takımlarından 3-4 yemeler, avrupa’da 5-6 yemeler, ne oynandığının belli olmaması vs vs.

    aynı nedenler üzerinden tudor çok güzel bir şekilde eleştirilirken fatih terim binbir çeşit bahane sunularak aklanabiliyor. efsanemiz olmasından ötürü olsa gerek.
  • 6443
    4+3 yıl kadarcık bir sabır kredisinden bahsedilen kulübümüzde, 10 ay kadar sabır gösterilen teknik adam. herhalde o 10 ay sürenin bir yarısı da fatih terim söylentileri ile geçmişti. bu aralar sabretmekten bahsediyoruz ya. acaba bu konuda ne kadar adiliz?

    edit: igor tudor: maç 34, mbp 1.79 kredi 10 ay; fatih terim: maç 161, mbp 1.89, kredi 4+3 yıl
  • 6446
    açıkçası acemi döneminde takımın başına geldi ve ilk haftalarda belki de son 5 yılın en iyi futbolunu oynuyorduk. daha sonra iletişim konusunda berbat olması sebebiyle aynı futbolcu grubu birden berbat oynamaya başladı. 4ler 5ler yemeye başlayınca da gönderildi ve aynı futbolcu grubu ne olduysa birden futbol oynamaya başladı. oynattığı vasat futbolun şu dönemki fatih terim’den çok farkı yoktu. ama bir daha yolumuzun kesişmemesini isterim. altını oyarlar. ilk haftalarda oynattığı o futbolu hala anıyorum.
  • 6447
    sapla samanı karıştırma konusunda ne kadar iyi olduğumuzu belirten en önemli konulardan bir tanesi daha.

    tudor'u ilk sezonu ile eleştirmek yapılacak en büyük haksızlık işin orasını zaten geçtim.

    2017-2018 sezonu transfer dönemi 11-12 transfer dönemi ile beraber her transferin nokta atışı olduğu ender sezonlardan.

    cenk ergün'de bu transferleri bizzat tudor ve scout ekibi ile beraber kurgulayıp yaptıklarını söylemişti, şimdi o sezon hatırlayanlar olacaktır. negredo ve jackson martinez'i veto edip gomis ısrarı bile benim için kendisine büyük artı yazmıştı o dönem.

    ayrıca son dönemde kilo problemleri yaşayan ve iyiden iyi takımın içinde söz hakkını ele geçirip takımın teknik direktöründen alınacak orta sahasına kadar fikir beyan eden sneijder gibi güçlü figürü, bir şekilde takımdan göndermesi bence çok büyük başarıydı.

    zira bununla kalmadı ve sabri, semih'in ipini çekip selçuk inan'ı ise ilk defa yedeğe oturtabilen bir dsiplin koymuştu ortaya.

    sezonu erken açıp açmaması benim için zerre önemi yok, bahanesi de yoktu, şimdilerde fatih hocamız da sezonu erken açtığından sürekli dem vuruyor.
    ama tudor'a gelen eleştirilerin çoğu tüm numarasının sezonu erken açması olduğu, diğer takımlarda kondisyon olarak kendisine yetişince esprisi kalmamış olmasıydı.

    şimdi bu durumda fatih hocanın takımı da sezonu erken açtı neden o büyük kondisyon farkını ortaya koyamadı veya puan bazında araya fark koyamadı bu birinci görüşüm.

    tudor'un sürekli derbi üzerinden eleştirilmesi olayı var, geçen sezona kadar yani fatih hoca galatasaray'da göreve başladığı sezondan bu yana iç sahada hala fenerbahçe galibiyeti yok, deplasmanda beşiktaş galibiyeti yok, geçen sezona kadar dışarda başakşehir galibiyeti yok.yine geçen sezona kadar trabzon deplasman galibiyeti yok hatta bir maçı 4-0 yenilmişliği de var. hakkını vereyim bütün kadıköy deplasmanlarında mükemmel oynayan ve galip çıkan galatasaray var.

    tudor'un galatasaray'da çalışırken belirli eksikleri vardı, oyuncular ile olan iletişimi, medya ile iletişimi bence çok eksikti.

    ama o kaybedilen derbi maçlarını izleyip hala hatırlayan varsa birkaç şey hatırlatmak istiyorum.

    içeri de fenerbahçe maçında maça iyi başlayıp, 1 penaltısının güme gittiği son yarım saati 10 kişi oynamış galatasaray.

    başakşehir maçında yine maça çok iyi başlayıp sağ kanatta latovlevici'nin dokunmadığı halde faul çalıp o serbest vuruştan gol yiyip, 2-0'dan 2-1'e gelip saçma sapan bir gol yiyip dağılan bir galatasaray.

    beşiktaş maçını çok iyi hatırlıyorum, yine maça çok iyi başlayıp rodrigues'le bomboş pozisyonu kaçırıp ikinci yarının başında yine hatadan boş kaleye gol atan beşiktaş. yine moral olarak dibe inen bir galatasaray.

    ama bu maçların hemen ertesinde evde oynadığı sırasıyla maçları 5-1 gençlerbirliği 2-0 alanya 4-2 akhisar maçı gibi göze hoş gelen direkt futbol oynayıp rakibini çaresiz bırakan bir galatasaray vardı.

    tudor'un takımının en büyük eksikliği maç içinde yediği golden sonra moral olarak dibe vuran bir takımdı.
    bunu aşamadı, aldığı her mağlubiyetten sonra arkasında sabır edelim ilk sezonu, kadro yeni denmedi, hep fatih terim tezahüratları vardı.

    sonra da tudor'un deyimiyle cadı avı bitti ve tudor dönemi sona erdi.

    acaba o sezon fatih terim hala milli takımda çalışmaya devam ediyor olsaydı tudor'a eleştiriler bu kadar katlanarak büyür müydü bilinmez.

    veya görevde kalsa ikinci yarı fikstür lehimize dönmüşken kendisi de şampiyonluğu alabilir miydi o da bilinmez.

    ama şu bir gerçek her zaman aklımda iç sahada uzun yıllar görmediğim dominant oynattığı futbol var.

    deplasman olarak da sezona çok iyi başlayıp fikstür'de sırasıyla trabzon-başakşehir-beşiktaş deplasmanları tüm kredisini bitirmesine neden oldu.

    devamında gelen fatih hoca da bu sorunu çözemeyip deplasmanda kayseriyi yendikten sonra sivasspor, kasımpaşa ve gençlerbirliğine mağlup olmaktan kaçamamıştır.

    o olsaydı bu olsaydı diye konuşmak mantıksız fatih hoca o sezon geldi ve takımı iki sene üst üste şampiyon yaptı ve tartışmaların önünü kapattı ama bir daha asla galatasaray o güçlü oyunu oynayamadı ve bu tartışmaların hep alevlenmesine neden oldu zira taraftarın gördüğü en iyi futbol hep tudor dönemine aitti.

    ligde gelen başarı avrupa'da devam etmedi ve son derece etkisiz oyunlar oynamaya devam etti.

    fatih hocaya son derece müteşekkirim ancak 2 sezon gelen şampiyonluğun ardından devamında ki 2 sezonun başarısız geçiş yine bir sezona başarısız başladıktan sonra savunuculak hep birşey bulunurken aynı töleransın hiçbir zaman tudor'a verilmemiş olmasıdır bana bu yazıyı yazdıran, amacım tudor'u savunup fatih hocayı yermek, fatih hocayı yüceltilip tudor'u gömmek değil sadece bir durum tespiti.
  • 6448
    igor tudor ile fatih terim'i aynı cümle içinde kullanmayı geçin, bu iki kişinin aynı krediye sahip olması isteniyor. hem de galatasaray sözlük'te. allah akıllarımıza mukayet olsun. galatasaray ile ilk 4 sezonunda 4 şampiyonluk yaşamış, uefa kupası kazanmış, sonra farklı tarihlerde 4 şampiyonluk daha yaşamış, sayısız farklı kupa kazanmış bir kişi ile tudor'a aynı kredi verilmesi isteniyor. gülüp geçmek lazım da geçemedim.

    ayrıca igor'un başlığı hortladığına göre sözlüğe ilk cemre düştü. sırada ünal aysal, yıldırım demirören gibi başlıklar var.
  • 6449
    hayatımda takımımız ile ilgili en utanç dolu anlardan birini yaşatmıştı bana. beşiktaş maçında o kadar rezalet oynamıştık ki, buldukları net fırsatların yarısı atsalar maç 7-0, 8-0 falan bitecekti. rakip takımın kalecisi maç boyu ekrana geldi mi, ondan bile emin değilim. hadi kadro 1.lig kalitesinde olsa anlarım, beklenti de ona göre çok düşük olur ama 40 milyon euro harcattığın, bir o kadar da maaş bağladığın takımın daha birkaç ay önce kuruldu.

    neyse maçın sonunu bekleyemeden mekandan ayrılırken yüzüm kıpkırmızı olmuştu. hiç bir zaman bu kadar kötü olmamıştım bir maç yüzünden. o yüzden kendisinden nefret ediyorum diyebilirim. yine de başarısız olmasını istemem tabi ki ama bizden uzak olsun.
  • 6450
    sürekli dillendirilmesi rahatsızlık verse de, iyisi ve kötüsüyle geçmişte takılı kalmanın faydası olmasa da bazı iyi noktalara değinmeden geçmezsem olmaz. aslında tudor'a özgü bişey değil mantıksal bakış açısıyla bakabilen herkes için olabilecek özellikler bunlar. ne mi bunlar;
    tudor geldiğinde yaptığı ilk iş takımda sevilen ve sembol haline gelmiş ancak sırtında kambur olmaya başlamış semih, sabri, chedjou ve sneijder gibi oyuncuları takımdan gönderip sonraki dönemde alınacak 2 şampiyonluğun kilit isimlerini getirdi
    takıma belirli bir sistem dahilinde oyun oynatmaya çalıştı. beğen ya da beğenme ama bir oyun tarzı vardı
    takıma çok iyi fizik kondüsyon kazandırdı
    bu gibi artılarına rağmen takımı özellikle hedef maçlara mental olarak hazırlayamadı. medya desteği yoktu. kredisi düşüktü. ilk fırsatta da gönderildi.
    sonrası malum. kazanılan 2 şampiyonluk ve kıl payı kaçan şampiyonluk var ama hiçbir zaman taraftarı tatmin etmeyen oyun, bitmek bilmeyen dramalar, rakipler tarafından sürekli üzerimize oynamalar...
    burda özlem duyulan tudor değil benim nazarımda tabiki.. o dönemde yapılan mantıksal hamleler, şuan ki gibi futbol aklının yokluğu, ben bilirimcilik, evlatçılık olmaması.!!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın