resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 9876
    (bkz: #3011788)

    kariyerinin bizden sonraki kısmını hiç iyi yönetememiştir, kısmen iyi kısmen kötü performans gösterse de tff birinci lig seviyesine kadar düşmüş, sıradanlaşmıştır.

    ancak;

    kendisi galatasaray'da aslanlar gibi görevini yapmış, harika iş çıkarmış ve 3 kupayı kulübümüze kazandırmıştır. süper lig 2014-2015 sezonu'ndaki inanılmaz teknik direktörlük performansı olmasa değil 77 puan, 65 puanı bile yakalayamazdık. süper lig 2015-2016 sezonu'nda ve şampiyonlar ligi 2015-2016 sezonu c grubu'nda da elindeki son derece yetersiz kadrodan maksimum verimi almıştır.

    2015-2016 sezonu kadromuzun o kadar güçsüz olmasında elbet kendisinin de payı vardır ancak o kadroyu kurarken dursun özbek yönetimi ile çalışmak zorunda kaldığı, o kadronun kurulmasında en büyük sorumluların yönetimdekiler olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

    hamza hoca'nın en büyük hatası o yönetime siper olmaya çalışırcasına yaptığı açıklamaları, en büyük eksiği ise vizyonunun dar olmasıdır. neticede galatasaray tarihinin burak elmas yönetimi haricindeki en kötü yönetimi olan dursun özbek yönetimi tarafından ipi çekilmiştir.

    galatasaray taraftarı'nın o günlerden bugünlere kadar hocaya sürekli sallaması da son derece büyük bir ayıp olduğu kadar tuhaftır da. bunun temel sebepleri;

    1- hoca cesare prandelli'den aldığı kaldırılması çok zor enkazı yönetimdeki bazı tecrübeli isimlerin de yardımıyla kaldırmış, takımın hem moralini hem de oyun kalitesini en az 5 gömlek yukarıya taşımıştır.

    2- hamza hoca döneminde galatasaray gücü yettiğince hücum futbolu oynamış, diş geçirebildiği takımlara karşı oynadığı maçlarda izleyenlere hep zevk vermiştir. hatırlayan hatırlar, süper lig 2014-2015 sezonu'nun sonunda 1-0 ve 2-0 kazandığımız maçların çoğunda dahi bolca pozisyona girdiğimiz zevkli maçlar izlemiştik. o dönem haricinde de neredeyse her maçta bol pozisyona giriyorduk, zaten golcü bir takımdık.

    3- hoca ligde 2 sezonda çıktığı 34 maçta 76 puan toplamış ve 2.24 gibi oldukça yüksek bir puan ortalaması yakalamıştır. bu puan ortalaması ligde en son 5 sezon önce beşiktaş tarafından yakalandı (bkz: süper lig 2016-2017 sezonu). bu sene uçup kaçan trabzonspor'un anlık puan ortalaması 2.21.

    4- hamza hoca'nın döneminde 2 transfer dönemi geçirdik ve transfer bilançomuz +10.76 milyon euro. hocanın döneminde seleflerinin ve haleflerinin dönemlerinin aksine transferde kara geçtik (ffp etkisi olmadan). ayrıca hoca yaptırdığı transferlerin azımsanamayacak bir kısmını scout ekibinin önerdiği genç oyuncular arasından seçti, giden oyuncularımızı da düşünürsek maaş konusunda da elimizin bir nebze olsun rahatlamasında emeği geçti.

    tabii en çok eleştirildiği konulardan biri transfer konusuydu, bence de burada önemli hataları oldu (mesela armindo bruma ve alex telles'in kiralık gönderilmesi vs) ancak felipe melo'nun vedası gibi suçu olmayan konular da ona yüklendi (melo gitmek istiyordu zaten), ayrıca takıma çok ciddi ölçüde fayda sağlayabilecek profilde ve yetenekte olan kevin grosskreutz'tan yönetimin eşi benzerine zor rastlanır rezilliği yüzünden faydalanamadı. transfer konusunda bu denli eleştirilmesindeki trajikomik olan nokta kendisinden önce ve sonra takımda yüksek profilde oyuncular görmek isteyen ve kendisi gibi aza kanaat etmeyen hocaların transfer obezi ilan edilmesiydi.

    zaten bir hocayı sevmeyegör; sağlam transferler isterse anında transfer obezi, istemezse anında vizyonsuz köylü ilan edebiliyorsun. yönetimlerin de canına minnet, anında kendilerini aklayıp hocalarını ateşin içine atacak algı manipülasyonlarını basın aracılığıyla gerçekleştiriyorlar.

    5- süper lig 2014-2015 sezonu'ndaki harika performansını zaten en yukarıda bkz verdiğim entry'de anlattım, ancak süper lig 2015-2016 sezonu'nda da bazı maçlarda kadro kalitesi kaynaklı oyun kalitesi problemi yaşasak da sonuçlar anlamında hiç fena bir grafik çizmemiştir. hoca gittiğinde konyaspor (1-4 yendik ve ligi 3. bitirdi), istanbul başakşehir (0-2 yendik ve ligi 4. bitirdi), trabzonspor (0-1 yendik ve ligi 12. bitirdi), fenerbahçe (1-1 berabere kaldık ve ligi 2. bitirdi) ve belalımız rizespor (4-3 yenildik ve ligi 13. bitirdi) gibi bizim için ligin en zor deplasmanlarının neredeyse tamamını oldukça iyi bir karneyle tamamlamış bir şekilde 11. hafta sonunda lider beşiktaş'ın 5 puan gerisinde ve ikinci fenerbahçe'nin 3 puan gerisinde 3. sıradaydık. fikstür avantajını da düşünürsek şampiyonluk yarışının tam ortasındaydık. hem de kadro kalitesi bizden çok daha güçlü olan rakiplere karşı.

    kendisinin vedasından sonraki 23 haftada beşiktaş'tan 23, fenerbahçe'den de 20 puan fark yediğimizi, hoca varken zorlu fikstürde ve avrupa maçlarının yoğun olduğu dönemde 1.91 puan ortalaması yakalayan takımın hoca yokken nispeten daha kolay fikstürde 1.30 puan ortalaması yakaladığını göz önünde bulundurursak bizi yarışta tutan en temel faktörün hamza hoca faktörü olduğunu görür ve hamza hoca'nın o sezonki performansını da rahatlıkla takdir edebiliriz.

    şimdi özetler ve genel tabloya bakarsak elimizde;

    1- ligdeki puan ortalaması son derece yüksek,

    2- elindeki kadrodan maksimuma yakın verim almasını bilen,

    3- transfer konusunda yönetimine problem çıkarmayan,

    4- genç oyuncuları transfer ettiren ve scouting'e önem veren,

    5- hücum futbolundan arsenal, atletico madrid, benfica gibi rakiplere karşı bile taviz vermeyen ve bu rakiplere karşı oynadığımız iç saha maçlarında sırasıyla 32, 22 ve 15 şut çektiğimiz, gayet iyi hücum performansları gösterdiğimiz maçlar oynatmış (ki bu maçların arasındaki benfica galibiyeti 7 senelik dönemde çıktığımız 40'a yakın avrupa maçındaki 2 galibiyetimizden biriydi),

    6- türkiye kupası ve türkiye süper kupası'na 1 kere katılmış ve o kupaları kazandırmış,

    7- oyuncularının performansını kısa sürede ciddi ölçüde arttıran (2014-15 sezonunda kendisinin gelişi sonrası kadroda yerli/yabancı/genç/tecrübeli en az 10 kilit oyuncunun performansı ciddi ölçüde artmıştı)

    bir teknik adam profili var.

    bu adamın vizyonu eleştirilebilir, pek iyi bir savunma hocası olmaması eleştirilebilir, bazı can sıkıcı açıklamaları eleştirilebilir ama 100 galatasaraylı'nın 99'unun bu adama düşman muamelesi yapması yeminle kanıma dokunuyor artık. bu ne bitmez kinmiş arkadaş! adamın bizde yaptıkları ortada, kazandırdığı başarılar ortada, bizden sonraki dönemde bize karşı bir saygısızlığı da olmamış. hal böyleyken bu adama düşman muamelesi yapanların tamamı gözümde art niyetlidir.

    igor tudor, jan olde riekerink, domenec torrent, frank rijkaard vs gibi bu takıma kendisinin çeyreği kadar şey katmamış, hatta eksileri artılarından fazla gelmiş olan (jor hocam hariç) hocaların bile olumlu yönlerini görmeye, onları ön plana çıkarmaya çalışan bazı adamlar kendisine çeşitli sebeplerden dolayı her fırsatta düşmanlık ediyor, onun başarılarını ve bilgi birikimini küçümsüyor, emeğini yabana atıyor, onunla dalga geçiyor, hatta utanmadan ona hakaret ediyor.

    bu saçmalığın sebebi nedir; hoca yerli diye mi bu muameleye maruz kalıyor, bu insanlar hocanın tipini mi beğenmiyorlar, konuşmasını mı beğenmiyorlar, kişisel husumetleri mi var bilemiyorum. ancak diğer eski teknik direktörlerimize karşı bakış göz önünde bulundurulacak olursa hamza hoca'nın aşağılanması ve hakaretlere uğraması değil, taraftarın başının üstünde yerinin olması gerekir.

    bundan sonrası için hocanın kariyerinden pek umutlu değilim, iyi senaryoda dahi her sezona başka anadolu kulübünde başlayan hocalar kervanına katılacaktır. ileride bir gün tekrar galatasaray teknik direktörü olsa bile kanımca başarısız olacaktır. ancak galatasaray'a yaşattığı, bana yaşattığı güzel günleri de unutacak değilim. rahmetli alpaslan dikmen'in "galatasaray'ın yararına olacak bir taşı yerinden kaldırıp, iki metre öteye koyanlara bile müthiş bir saygı duyarım" sözü aklıma geldikçe galatasaray'ın yakın tarihinin en büyük emekçilerinden biri olan hamza hoca'ya saygıların en büyüğünü duymamak şahsen elimde değil. yolun açık olsun hocam.

    kişisel not: çok uzun zamandır içimde ukteydi hamza hocam'a naçizane iade-i itibar yapmak, bugüne kısmetmiş. umarım hocanın bize yaşattıklarının değeri bir gün herkesçe anlaşılır.
  • 9877
    birilerini korumak için kendinden taviz veren herkes uzun vadede bir şekilde kötü anılıyor. hamza hamzaoğlu da kendini yönetime siper etti. o saçma sapan açıklamaların çoğu gereksiz fedakârlıktan ibaretti. o fedakârlıklar kendisini korumadığı gibi bilakis antipati toplamasına sebep oldu.

    mesela ünal karaman gibi dik dursaydı bugün onu sneijder'dan en büyük verimi alan, yasin öztekin gibi vasat bir topçuyu şampiyonluk getiren adama dönüştüren, sezon başında dalga malzemesi olmuş bir takımı alıp kanırta kanırta şampiyon yapan üç kupalı büyük galatasaraylı olarak anacaktı insanlar. oysa o kendince garanti yolu seçip zaman içinde söndü gitti.
  • 9878
    melo, sneijder, telles, ve bruma gibi oyuncuların bulunduğu kadro nasıl enkaz oluyor anlamadım. bu oyuncular o yaşlardaki halleriyle bugün bizde olsalar barcelona'yı rahat elerdik. ligin içinden geçmiştik.

    çok eleştirilseler de hamit, selçuk, burak ve sabri de dönemin milli takımının as oyuncuları. chedjou, olcan, yasin, semih ve emre çolak gibi yine lig için son derece yeterli bir oyuncu grubu vardı.

    prandelli melo'yu 3'lü savunmanın ortasında, sneijder'i ön liberoda falan kullanıyordu. hamza hamzaoğlu'nun yaptığı tek dokunuş herkesi yerinde kullanmak oldu. klasik 4-2-3-1 ile takım zaten kendi kendine aldı götürdü ligi.

    bursaspor ile oynanan kupa finalini bugün tekrar bir açıp izleyin. bursa içimizden geçmişti adeta, 32-14'tü şut sayıları bursa lehine. yedek kalecimiz milli takım oyuncusu sinan bolat kurtardı bizi. düşün yedek kaleci bile milli takım havuzunda. öyle bir kadro.

    galatasaray adının şampiyon apoleti taktığı sıradan ve vasat teknik direktör.
  • 9879
    galatasaray'da transfer ve iletişim süreçlerini yönetmede çok kötüydü. normalde şampiyon olan bir hocanın elinden son gün telles ve melo'yu alıp, yerine sadece grosskreutz'u koyup onu da oynatamasan; bu hocaya yüksek anlayış gösterilirdi. ama hamzaoğlu bu süreci o kadar kötü yönetti ki bugün dahi bu kadro sıkıntısının müsebbibi olarak görülüyor. kendisini 10 haftada harcayacak yönetimi savundu, başka hocaların isyan edeceği durumlarda "olsun, buna da şükür" moduna girmenin kendisine ve takıma zarar vereceğini göremedi. sonrasında da o kadar kötü kariyer yönetti ki açıkçası kendisinden beklentisi olan beni de mahcup etti.

    fakat, hala ve ısrarla galatasaray'da 2014-2015 arası yaptıkları küçümseniyor, kim olursa olsun o başarıyı yakalarmış gibi gösteriliyor. işte bu hafızasızlık ve bu haksızlık benim her zaman canımı sıkıyor. bir insanın karakterini beğenmeyebiliriz, hocalığını beğenmeyebiliriz. ama bu, galatasaray'a yaptığı katkıya ve kazandırdığı kupalara haksızlık etmemize bahane olamaz. bu yapılanın galatasaray'ın kazandığı kupalara tesadüf demekten farkı yok.

    şimdi hamzaoğlu'nun galatasaray'daki sürecini küçümsemek için ortaya sunulan 2 argümanı incelemek isterim:

    1- melo'lu, sneijder'li, muslera'lı çok iyi bir kadrosu vardı. onu bu kadro şampiyon yaptı.

    bu kısmen doğru, ama aynı kadro 2014-2015 sezonunun ilk 10 haftasında 3 yenilgi almıştı. hamzaoğlu ise son 23 maçta sadece 2 yenilgi aldı. (üstelik başakşehir harici tüm zor deplasmanlar bu 23 haftanın içindeydi)

    hemen hemen aynı, belki de daha iyi bir kadro bir önceki sene mancini ile 65 puan toplamıştı. hamzaoğlu ise bu kadroyla 77 puan topladı. kadro oyuncu bazında iyiydi belki ama bu kadrodan diğer hocalara göre çok daha fazla puan ortalaması yakalamak başarı değil midir? madem kadro şampiyon yapıyordu, diğer hocaları niye yapmadı?

    2- prandelli melo'yu stoper, sneijder'i ön libero oynatıyordu. hamzaoğlu sadece takımı normal dizdi.

    yok artık. prandelli, bunu sadece şampiyonlar ligi'nde arsenal deplasmanında yaptı. diğer maçlarda ise melo yerinde, sneijder ise mancini ve terim dönemindeki çoğu maçta olduğu gibi sol açıktaydı.

    hadi kimsenin aklına gelmeyen 4-2-3-1 hamzaoğlu'nun aklına geldi ve takımdan verim alındı. hamzaoğlu öncesi son 6 maç kadroya bile alınmayan yasin öztekin'in bu 4-2-3-1'e ligin ikinci yarısı çok büyük katkı vermesi bir hoca başarısı değil mi?

    ek bilgi: melo bugün olsa bugün de şampiyon yapardı muhtemelen evet ama hamzaoğlu başladıktan sonra melo'nun sakatlık geçirdiğini, ameliyat olduğunu ve cezalarla birlikte yaklaşık 10 maç kaçırdığını unutmamak lazım.

    15-16 sezonu başında kadronun zayıflamasından kendisi de sorumlu tutulabilir dediğim gibi ama, yönetimin sonrasındaki diğer icraatlerine de bakarsak baş sorumlu olduğunu düşünmek insafsızlık olur. o sezon kötü başladı, sonrasında oyun hala toparlanmasa da iyi sonuçlar gelmeye başlamıştı. kovulduğu rize maçına kadarki, fenerbahçe, trabzon ve başakşehir deplasmanlarını da içeren 8 maçlık seriden 6 galibiyet ve 20 puanla çıkmıştı. o gittikten sonra ise ligde son maça kadar sadece 6 galibiyet alınabildi. 11. hafta sonucu liderin 5 puan gerisine düştüğü için hamzaoğlu kovuldu, takım sezonu liderin 28 puan gerisinde bitirdi.

    yani formanın kerameti hamzaoğlu gibi vasat hocayı şampiyon yapabiliyorsa, denizli gibi efsane bir ismin de hamzaoğlu'dan aldığı kadroyla en azından yakın performans vermesi beklenir.

    hamzaoğlu bugün kariyeri kötüye gitmiş bir hoca. büyük bir ihtimalle bir daha asla galatasaray'daki gibi başarılı olamayacak ve bir mucize gerçekleşmezse yolu tekrar florya'ya düşmeyecek. ama bu adam özellikle 2014-2015 sezonunda çok kritik bir şampiyonluk aldı ve rakibimizin şampiyonluk sayısında önüne geçerek 4. yıldızı ilk takan takım olmamızı sağladı. bu başarının küçümsenmesine, alaya alınmasına ve alelade görülmesine razı gelmek istemiyorum.
  • 9880
    vasatın altında, kötü bir teknik direktördür. adım kadar eminim ki eline verilen kadro bende olsa üst üste şampiyon olabilirim. hem de üstüne galatasaray'ın geleceğini garantiye alan yıldızlar çıkararak. azalarak bitmesi gereken tiplemelerdendir ki, kendisi bu açıdan çok güzel bir iş çıkarıyor. bunu görmek için bizden sonraki kariyerine göz ucu ile bakmak yeterli, aynı söylemler aynı mentalite. bizden uzak olsun da kime yakın olursa olsun mümkünse. vasatlığa tahammülü olan arkadaşlar illa ki kendisini beğenebilir veyahut iyi bir teknik direktör olduğu önermesinde bulunabilir. fikirler bu yüzden vardır herkesin fikri aynı olmak zorunda değildir.
  • 9882
    takımı eyüpspor ile, 1 mayıs 2022 eyüpspor istanbulspor maçını da kaybetti.

    üstelik 88.dakikaya 1-0 önde girmişlerdi. önce beraberlik golünü yediler. ardından rakipleri 10 kişi kaldı ve buna rağmen 90+8'de de 2.golü yiyerek puansız ayrıldılar.

    eyüpspor'u 3.sırada alan, direkt olarak süper lig'e çıkma hedefiyle takımın başına getirilen hamzaoğlu ise play off'u bile tehlikeye attı. an itibariyle 6.sıraya kadar indiler.*
  • 9883
    şampiyonluk yarışında devraldığı eyüpspor'da playoffları bile tehlikeye sokmuş teknik direktör. bugün de 7. sıradaki tuzlaspor'a 3-2 yenildiler ve ligin bitmesine 2 maç kala aralarındaki fark 2 puana düştü. hala playoff şansları tuzlaspor'a göre daha yüksek ama kendisi takımın başına geçtiğinde daha fazlası bekleniyordu. üstelik devre arasında sekidika ve oğulcan da takıma katıldı ancak istenen sonuçlar gelmedi.

    kendisini seven ve eyüpsor macerasında daha fazlasını bekleyen beni şaşırttı ve hayal kırıklığına uğrattı. umarım playofflara kalır ve oradan da süper lige yükselirler. zira eyüpspor aramızın iyi olduğu nadir kulüplerden. futbolcu kiralamak için de güzel olur aramızın iyi olduğu bir istanbul takımı.
  • 9885
    bu gözlerin gördüğü en kötü teknik direktör diyordum kendisi için.
    ancak birden torrent adlı bir ispanyol adamcağız çıkıp geldi ve galatasaray'ın teknik direktörü budur dendi.
    ve kendisi torrent'in bu performanslarından sonra galatasaray'da gördüğüm en kötü ikinci teknik direktörlüğe yükseldi.
    geçen gün arkadaş ortamında andım kendisini.
    hamza gelse bu kadar kötü olmazdık. bir tık daha kötünün iyisi olurduk. bu kadar da para vermez,koparılmazdık dedim.
    başarısızlıklarının devamı beni ilgilendirmiyor.
    bir daha yollarımızın kesişmemesi dileğiyle.
  • 9887
    tarihin gördüğü en vasat en vizyonsuz teknik direktörler sıralamasında rahatlıkla ilk beşe , türkiye'de ise zirvede olacak teknik direktör.

    galatasaray'a en zor zamanda gelip muhteşem bir sezon geçirerek dört yıldızı takmış, üç kupayla sezonu bitirmişti. herkes için muhteşem bir başarı idi bu. böylesi bir başarıdan sonra yılmaz vural bile olsan galatasaray'dan ayrıldıktan sonra ne bileyim bir avrupa veyahut para için de olsa bir iran, arapadası yapardı bir hoca.

    yok abi adam beş senede tüm ülkeyi batısından doğusuna gezdi, hiçbir yerde dikiş tutturamayıp eyüpspor'a kadar düştü. abicim mazine baktığın zaman hiç mi için cız etmiyor, insanın en azından trabzonspor bir kapısını çalar yahu.

    fenerbahçe etiketli olmandan dolayı galatasaray camiası da seni bir sahiplenemedi, yerli seviciliğinden ötürü hala nefret ile anılıyorsun sabah sabah yine aklıma geldi bak yaptığın onca saçmalık.
  • 9888
    yönetimini korumak uğruna bütün kredisini tüketen ve sonrasında da görevinden alınan eski hocamız. kendisini görevden alan dursun özbek'ti. 4. yıldız sonrası yönetiminin iş bilmezliklerine umut yeter, burak gibi starımız kimde var, kemik jem diye diye taraftarı şişirdi ve yeni yılı göremeden işine son verildi.

    okan hocanın hamza hocanın yaşadıklarını iyi analiz etmesi lazım, talepkar olmalı, bu takım istediği takım ya da eksiklerimiz var demeli cesurca. türkiye'de ilk hoca gider, bu işin raconu bu çünkü.
  • 9891
    uzun süre tarihin en kötü teknik direktör unvanını elinde tutmuş üstüne futbolun dahi çocuğunun yardımcısı gelip bu unvanı elinden almıştır.
    yapılan transferlerden ziyade çok net bir taktik teknik sorunu vardı hamza hocanın.
    sürekli yanlış tercihler, çok geç maça müdahale etmeler, oyunu okuyamamalar ve ne yazık ki kondisyon sorunları.
    maçlar ve şampiyonluklar vardır dersin ki bu maç buna şu şampiyonluk şuna yazar diye.
    işte ben öyle bir maçını ya da şampiyonluğunu hatırlamıyorum.
    ilk sene elindeki kadro çok fonksiyonel ve yetenekli bir takımdı.
    avrupa rezaletlerini saymıyorum daha.
    ancak elinde muslera, hamit, melo, wesley, burak omurgası olan adam bir zahmet şampiyon olsun.
    prindelli diye sesler duyuyorum hafif hafif ancak o da ülkesinden çıkmış gelmiş üçlü beşli karar veremeden yollanmış bir adam.
    kalsaydı o sene şampiyon olamazdık büyük ihtimalle ancak hala hamza ve torrent'in üstündedir bende.
    çünkü o sene canavar gibi koşan bir takım çıkarmıştı ortaya.

    https://www.transfermarkt.com.tr/.../profil/trainer/8536

    şu cv'ye bakıyorum da bizim sayemizde kupa ekledi kariyerine.
    bizi al oradan sıradan bir teknik direktör olarak hayatına devam etmiş olacaktı.
  • 9892
    renktaslarimizda hh ile ilgili 3 kupalı sezondan sonra çok başarılı olacaktı da yönetimi koruduğu için kredisini tüketti algısı var. çok ilginç. halbuki ilk senesinde hazır, kaliteli ve prandellinin -ki kendisi de başarısız olmuştur- iyi kondisyon yüklediği bir takımı devralmıştır. 3 kupayı galatasaray arması ve oyuncuların gayreti getirmiştir müzemize. sonraki sene kurulan kadro ve gönderilene kadar yaşanan rezalet ortadadır. kendisi yerli oyuncu sevdalısı, yetersiz taktik ve teknik bilgisi, vasat bile olmayan vizyonuyla şuan bulunduğu konumdadır. insani olarak iyidir kötüdür bilemem ama teknik adamlık olarak galatasaray'ı geçtim bir ptt ekibini bile çalıştıracak yeterliliğe sahip değildir.
  • 9895
    her sezonunun ayrı bir hikayesi vardır. her dönemin de kendisine has şartları ve doğruları vardır. hamza hamzaoğlu ile ilgili haziran 2015'ten başlayarak galatasaray'dan ayrıldığı kasım 2015'e kadar yapılan bütün eleştirilere ben de katılıyorum. zaten geçen 7 yıllık sürede bursaspor'dan başlayarak kariyerinde kademe kademe yaşadığı düşüş, kendisine yönelik yapılan bütün eleştirlerin doğru ve haklı olduğunu gösteriyor ancak bütün bunlar kasım 2014'te hamza hamzaoğlu'nun galatasaray'a getirilme hamlesini yanlış kılmamakta.

    bazı sezonlar vardır, anlık ve pragmatik çözümler gerektirir. o çözümlerin kısa vadeli olduğu bellidir, orta ve uzun vadede kazandıracağı pek bir şey yoktur ama o anı da mutlaka kurtarmak gerekir. galatasaray her sezon şampiyon olamaz, her sezon şampiyonluğa da oynayamaz ama 2014-2015 sezonu mutlaka şampiyon olmamız gereken bir sezondu. o döneme hızlıca bir bakalım: eylül 2013'te fatih terim gönderilmiş yerine roberto mancini göreve gelmiş; 2013-2014 sezonu fenerbahçe'nin 9 puan gerisinde 2. tamamlanmış ve haziran 2014'te mancini galatasaray'da güçlü bir gelecek görmediği için kendi isteğiyle ayrılmış ve yerine prandelli göreve getirilmiş; terim sonrası mancini ve prandelli hamlelerini yapan başkan ünal aysal eylül 2014'te istifa etmiş ve olağanüstü seçimli kongre kararı alınmış. seçimde başkan duygun yarsuvat'la beraber bir sene önce yapılan baskın seçimle tasfiye edilen ali dürüst ve abdurrahim albayrak florya'ya geri dönmüş. 13-14 ay içerisinde, normal şartlarda en az 5 senelik süre zarfında yaşanabilecek şeylerin hepsi bu kulüpte hayat bulmuş. bir yandan da ortada fiilen devam eden ve 4.yıldız mücadelesi verilen bir sezon var, psikolojik olarak sürekli 4 yemekten harap olmuş bir futbolcu topluluğu var. o sezon özelinde zaten başakşehir, trabzonspor ve anderlecht maçları, prandelli'yle şampiyon olunamayacağını ve bu mücadelenin verilemeyeceğini net olarak göstermişti. bu tarz sezonları kurtarmak, üstelik kupalar eşliğinde kurtarmak abdurrahim albayrak gibi adamların işi. kasım 2014'te sezonu kurtaracak; daha da önemlisi fenerbahçe'ye kaybedilmesi halinde sonraki sezonların da psikolojisini olumsuz etkileyecek şampiyonluğu kazandırabilecek iki teknik direktör vardı: birincisi o dönem bursaspor'u çalıştıran şenol güneş'ti, ikincisi milli takımda fatih terim'in yardımcılığını yapan hamza hamzaoğlu idi. ben yetkili olsaydım o dönem; selçuk, burak, umut, olcan ile trabzonspor geçmişlerinden dolayı öncelikle şenol güneş'e teklif yapar, güneş kabul etmediği/olmadığı takdirde hamzaoğlu'na yönelirdim. zaten albayrak 2016 yılında kendisi de ifade etti: "aklımda iki isim vardı. şenol güneş ve hamza hamzaoğlu. şenol hoca benim çok eski dostum ama bursaspor'la aramızı bozmak istemedim. o yüzden hamzaoğlu'nda karar kıldım ve bu fikrimi ali dürüst'le paylaştım" şeklinde açıklaması mevcut. o dönem rahmetli mesut yılmaz aracı kılınarak hikmet karaman da albayrak'a çok defa önerildi ama albayrak karaman ile bir başarı elde edilemeyeceğini bilecek tecrübede bir yönetici. sezonu kurtardık o dönem hamza hamzaoğlu tercihi ile ve sadece kurtarmakla kalmadık galatasaray müzesine biri şampiyonluk olmak üzere iki kupa ekledik.

    kasım 2014 - mayıs 2015 arası süreçte teknik direktör hamza hamzaoğlu ve florya'da ali dürüst-abdurrahim albayrak-hamza hamzaoğlu koalisyon yönetimi sezonu kurtarmak adına en doğru çözümdü özetle. hatta tek doğru çözümdü. bu hamle ile 7 ay sıkıntısız geçti. hamza hamzaoğlu, özellikle de dursun özbek'in o dönemki tercihiyle albayrak'ın ve dürüst'ün yönetim dışı kalması sebebiyle, 2015-2016 ve daha sonraki sezonlar için galatasaray'da çalışılabilecek bir teknik direktör değildi. duygun yarsuvat mayıs 2015'te başkanlığa aday olsa ve dursun özbek, ali dürüst ve abdurrahim albayrak da yönetim kurulunda yer alsa, belki o zaman hamza hamzaoğlu ile bir sezon daha idare edilebilirdi. belki. ancak cüneyt tanman ve hamza hamzaoğlu'nun beraber planlayacağı, kuracağı ve yöneteceği bir takımla başarılı olunamayacağı temmuz 2015'te belli olmuştu. ama bu temmuz 2015'te başlayan ve sonrasını etkileyen bir sorun. öncesine bir etkisi yok. hamzaoğlu'nun planlama ve bakış açısı vasatlığı bir gerçek ama bu vasatlık üzerinden kasım 2014 - mayıs 2015 arası dönem eleştirilemez. hamza hamzaoğlu dönemi; kasım 2014 - mayıs 2015 arasıyla da, mayıs 2015 - kasım 2015 arasıyla da galatasaray için yaşanılması gereken bir dönem. daha başka; daha farklı bir alternatif ve başarılı bir model yoktu çünkü o yıllarda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın