resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 926
    "ben küçükken fenerbahçeli'ydim" demesi beni rahatsız etmiyor ama çıktığı her programda karşısındakine "abi" diye hitap etmesi beni rahatsız ediyor. evet kendisinden büyük olanlara abi diye hitap etmesi büyüklerine olan saygısından ama senin de bir ağırlığın var, sürekli de herkese abi denmez. karşısındaki kişiye ismiyle hitap etmesi taraftarıyım.

    (bkz: şansal abi)

    kim ya bu şansal büyüka? "abi" diye hitap edilmesini hak eden birisi mi?

    edit: şansal büyüka'yı örnek olarak verdim. abdurrahim abi x kişiye abi. bunlar olmamalı.
  • 927
    hem türkiye'nin ve galatasaray'ın genel futbol konjonktürüne son derece hakim olup aynı zamanda fatih terim olmayan ender teknik direktörlerden. bu yüzden varlığı beni mutlu ediyor. geldiği günden beri yaptığı hamleler, oynatmaya çalıştığı futbol, saha içine müdahaleleri oldukça net. bu da gelmeden önce galatasaray'ı epeyce çalıştığını ve bu göreve hazır olduğunu gösteriyor. iyi bir teknik direktör, genç, başarıya aç ve öğrenmeye, yeniliklere çok açık. bu da demek oluyor ki bizimle birlikte büyüyecek, maçlar oynadıkça, yıllar geçtikçe daha da iyi bir teknik adama dönüşecek umuyorum ki.

    galatasaray'a geldiğinden beri yaptığı hamleler;
    - kadro iskeletini netleştirdi. özellikle savunma ve forvete hiç dokunmayıp, orta sahayı 4 as ve birkaç hamle oyuncusuyla sınırlandırdı.
    - burak'ı geriye çekerek hem burak'ın bireysel performansını hem de takımın üretkenliğini artırdı. burak'ın ön tarafta tek başına çırpınırken ofsayt, faul, top ezme gibi olaylarla takımın futbolunu baltalamasını minimize etti.
    - melo ve selçuk'u derinde oynatarak optimal performans almaya başladı. artık yaşları dolayısıyla fizik kaliteleri düşse de ilk dönemlerindeki performansına yaklaştı bu tandem tekrardan.
    - emre çolak, telles gibi oyuncuları yeniden kazanarak takımın genç, enerjik oyuncu ihtiyacını giderip dinamizm kattı.
    - çöplerin tespitini hemen yaptı ve takımı temizlemeye başladı. hala mecburiyetten kullandığımız birkaç lüzumsuz oyuncu daha var ancak onları da sene sonu göndereceğini veya minimal düzeyde kullanacağını düşünüyorum.

    hamle konusunda en zayıf kaldığı maç gençlerbirliği maçı ligde puan kaybettiği tek maç. fakat ne kadar hızlı öğrenen bir teknik adam olduğunu da hemen bir sonraki hafta benzer bir senaryoyla devam eden maçta yaptığı hamlelerle gösterdi. artık oyunu tutmamız gereken kritik maçlarda ve anlarda iki kazma forvetin birinin fazla olduğunu, hamit'in 60 veya 30 dakikalık bir hamle oyuncusu olduğunu, yasin'in kritik anlarda oyuna asla alınmaması gerektiğini vs kavradı tek bir maçla. dediğim gibi böyle çabuk öğrenen, gelişime açık ve genel futbol mentalitesi gayet pozitif olan bir teknik direktörle yolumuz çok açık. yürüyedur hamza hoca.
  • 943
    niccolo machiavelli "il principe" adlı eserinde aşağı yukarı şunu yazmış: "kötülük beklediğiniz bir güç size iyilik ettiğinde, o iyiliği olduğundan daha değerli görürsünüz." (kitabın neresinde olduğunu unuttuğum için şimdi bakmak zul geldi, affola.) bunun zıddı da mümkün. iyilik beklediğiniz insan size kötülük ettiğinde kendisine olan kızgınlığınız ortalamanın üzerinde olur. çünkü beklentiniz menfi yönde boşa çıkmıştır ve hayal kırıklığının yarattığı stres sinirlerinizi bozmuştur.

    hamza hamzaoğlunun sneijder ile ilgili yorumuna çok kızmamızın altında yatan dinamğin bu olduğu kanaatindeyim.

    biz hamza hamzaoğlu dendiğinde sarı formalı eski bir galatasaray oyuncusu hatırlarız önce. sonra efendilik aklımıza gelir. bunlardan sonra ise akhisar belediyespor gibi nispeten küçük bir kulübü nasıl büyüttüğünü biliriz. oynattığı futbolu, mucize fiyatlarla getirip tsl için ortalama üstüne evirdiği yabancıları, futbolunun son demlerinde parlattığı türk&yabancı oyuncuları biliriz. bir galatasaraylı eski oyuncu bunları yaptığı için de hamza hamzaoğluna bakış her zaman pozitif olmuştur ve ben dahil büyük çoğunluk, kendisinin ilerde galatasaray teknik direktörü olacağını düşünmüştür.

    sneijder ile ilgili biraz haddini aşan açıklamalar bizi en çok bu yüzden kızdırdı zaten. hele ki bu açıklamaları sayın terimin yardımcı antrenörüyken yapınca ister istemez çoğumuzda daha büyük bir hayal kırıklığı peydah oldu çünkü medyada çıkan "terim sneijderı sevmiyor" tarzı haberler hepimizi doldurdu. tüm bunların toplamında hamza hamzaoğlu da bir anda tsldeki dandik teknik adamlar kalibresinde görülmeye başladı. tüm o vaat ettiği gelecek, yaptıkları, efendiliği ve fair playi yaşatan yanı unutuldu. "hain" damgası yemeye kadar vardı iş.

    tüm bunlar bir yana, galatasarayda yaşanan yönetim değişikliği, abdürrahim albayrak gibi sayın terimi gereğinden fazla seven bir yöneticiyi tekrar yönetim kuruluna soktu. ünal aysal ve onun temsil ettiği değerlere taban tabana zıt bir insan olan albayrak, taraftarın hatırı sayılır bölümünde bir burukluk yarattı zira devletin tepesiyle gereksiz içli dışlı olduğu biliniyordu ve galatasaraya bir şekilde zarar vermiş olan sayın terimin de çok yakınındaydı.

    hamza hamzaoğlu da, abdürrahim albayrakın içinde bulunduğu bu yönetim kurulu tarafından teknik direktör yapılınca, az önceki tüm durumdan alabildiğine rahatsız olan kesim iyice tiksindi. çünkü akla gelen şeyler aşağı yukarı şunlar oldu: "terim, albayrak, tayyip erdoğan, akp, yandaşlık, hocanın sneijderla ilgili yorumu, sabrinin affı, yerlilerin yüksek maaşı, yerlilerin yeniçerilik sevdası" vb vb. tüm bunlar başlı başına hamza hocanın karşısına dikilecek bilinçaltı tezahürlerdi.

    gel gör ki yazının girişinde alıntıladığım machiavelli düşüncesi burada tam da bu duruma oturdu. çünkü hamza artık tamamen kötü çağrışımları haiz beklentilerin içinde karşılanmıştı ve terimin gölgesinde kalacağı, yerlileri çok şımartacağı, sneijderı küstüreceği, takıma çağdışı bir futbol oynatacağı vb gibi evhama sürüklenen taraftarca kendisine hiç hoş bakılmamıştı. ilk antrenmanında sneijderla verdiği o malum görüntü, gayet normal olmasına rağmen bu beklentiler sebebiyle çok olumlu karşılandı. ardından gelen iyi, iştahlı futbol tüm bu kötü önyargıları ufak ufak eritmeye başladı. hamza hoca çıktığı tüm maçlarda sadece bir kez yenilerek aslında galatasaray için normal bir seri yakaladı ama hem takımın malum durumu hem kendisiyle ilgili olumsuz önyargılar sebebiyle bu çok büyük bir başarı olarak addedildi.

    şu an da, tüm olumsuz beklentilere mugayir, her türlü zorluğa hazır ve gayet yeterli top oynatan bir teknik adam görüyoruz. beklentilerimiz genelde olumsuz olduğu için, hamza hoca maddi manevi beklentilerimizi tamamen boşa çıkardığı için de içten içe suçluluk duyarak kendisine büyük bir sevgi besliyoruz.

    demem o ki hamza hamzaoğlu - taraftar ilişkisi çok ilginç seyretti. hep sıradışı noktalarda kaldık. en ümitlendiğim şey, adnan öztürk gibi elit bir insanın da, abdürrahim albayrak gibi halktan bir insanın da duygun yarsuvat gibi bir duayenin de desteğini almış olması. umarım ilişkimiz artık normalleşir, ne menfi ne müspet uçlarda seyretmez, duygusal gel gitler yaşamayız.

    zira hamza hoca çok kaliteli bir insan. bu her halinden belli oluyor. yarın öbür gün üst üste birçok maç da kaybedebilir, bu durumda taraftarın takınacağı tavırdan hiç emin değilim. bizim taraftarımız pek düşünerek hareket etmiyor zira. daha çok kelle isteme amaçlı, stres topu gibi görüyor camiayı. haliyle başarı birinci kural. o krediyi yiyecek -hele ki gereksiz bir 4. yıldız baskısıyla- maçlar kaybettiğinde taraftar arkasında durur mu emin değilim. ben duracağım. nasıl ki rijkaardda, mancinide, prandellide bu tutumu sürdürdüysem kendisinde de sürdüreceğim çünkü bu isimlerin hepsi çok kaliteli insanlar. belki rijkaard biraz daha yırtık, neyse. hamza hoca hepsinin ötesinde bizim camiamızdan ekmek yemiş. kim olursa olsun, bir galatasaraylıyı en çok mutlu edecek şeydir, kendi camiasından yetişmiş birinin bu camiayı başarıya götürmesi.
  • 945
    17 ocak 2015 galatasaray river plate maçında 2 tane bariz hatası var.

    1) oyuncu değişiklik hakkını gereksiz yere tüketti. zira burak yılmaz sakatlandı, yerine oynatacak kimse yok. sakatlık faktörünü her zaman göz önünde bulundurmalı.

    2) penaltı atacak oyuncuları seçerken ilk 4'ü eminim ki hepimiz bildik. son penaltı için benim aklıma bruma geldi, telles de olabilirdi. ama sırf kaptan diye sabri'ye penaltı attırdı.

    hamza hocanın takıma pozitif bir hava kattığı kesin. ama eski meseleleri de unutmadım ve ben şahsım adına hala onu tam olarak kabullenemedim.
    şu türk tipi duygusallığı, amatörlüğü bırakın artık. bir yerli futbolcu iyi ise iyidir, kötü ise kötü. uzatmanın anlamı yok.
    şimdi hamza hoca, aydın yılmaz iyileştiğinde onu da oynatır kesin.

    hadi diyelim ki köprüyü geçene kadar bazı ayılara dayı diyor, kabul ederim.
    ama bu sene biter, yabancı sınırı kalkar, hamza hoca da bu parazit tiplerden kurtulursa o zaman ona tam olarak inanırım.
  • 946
    17 ocak 2015 galatasaray river plate maçında penaltı kullanacak oyuncuları kendisi seçmiştir. selçuk, sneijder, olcan ve melo gayet güzel ama son penaltıya sırf duygusal sebeplerden ötürü sabri'yi koyarsan birincisi futbol hatayı affetmez, ikincisi de bir yanlış dört doğruyu alır götürür.

    laubaliliği kendisi yapmış, sabri de beklendiği şekilde değerlendirmiştir.

    1- rakip sarımsakspor bile olsa lütfen küçümseme hocam.

    2- son ana kadar da ciddiyeti elden bırakma. evet hazırlık maçı da olsa öyle veya böyle river plate'nin rezerv takımına saçma salak bir şekilde elendik ve çok keyifli geçmesi muhtemel bir beşiktaş sınavını teptik. hadi otur oyna şimdi brezilya'nın serie c takımıyla üçüncülük dördüncülük maçını...

    lütfen hocam. bak lütfen diyorum rica ediyorum. hazırlık maçları oyuncular için var ama senin için de gerçek anlamda bir hazırlık maçı oldu bu. lütfen teknik ve taktik bilgiden vazgeçme, onursal kaptanına başlatma, iyi penaltıcı kimse o atar bunu sana ben mi öğreteceğim yani üzme bizleri, duygusal sebeplerden, kişisel zaaflardan bükme boynumuzu. akıl ve mantıktan vazgeçme, özel hayatında git öp, sev, kokla sabri'yi beni bağlamaz ama seri penaltı atışlarında galatasaray vs mahalle takımı bile olsa beşinci ve en önemli penaltıyı attırırsan "canın sağ olsun hocam :))))" demem.

    yakışmadı. nazar boncuğu olsun.
  • 950
    forvet ve defanstaki eksikliklerden ve transfer yapılmayacağının açıklanmasından sonra gözlerin çevrildiği hoca. büyük iş düşüyor kendisine, eksik bölgeleri hangi oyuncularla dolduracak, pandev'i eski günlerine döndürebilecek mi, sinan gümüş ve emre can gibi oyuncuları parlatabilecek mi, sorunları eldeki kadroya göre formasyon değişikliği yaparak mı yoksa diğer oyuncuları mevcut şablona oturtarak mı çözmeye çalışacak merakla bekliyoruz. zor bir dönemde girdi bu işe, yeni aksiliklerin de çıkmasıyla beraber müthiş bir tecrübe oluyor kendisi için. güveniyoruz sana hocam, kendisi de umuyorum bu sorunların altından kalkmasını bilecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın