resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 879
    hocamız olduğundan beri bariz bir futbol hatası yapmamış olan hocamız 4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçından sonra ustalığını da kanıtlamıştır. içime öyle sindi ki, sanırım basketbolun 3 branşı dışında futbolda da uzun süre severek çalışacağımız hocamızı artık bulduk. beşiktaş maçında oyuncu değişikliklerinin dakikakaları bile çok doğruydu. takımı hem maça çok iyi hazırlamış hem de kenardan çok iyi yönetti. teşekkürler hocam. keyifli bir hafta geçireceğiz.
  • 883
    4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçının gizli kahramanı.

    beşiktaş gibi takım oyununu galatasaray'dan daha iyi oynayan bir takımı, tek pasa dayalı ve üzerine çekip arka tarafta boş yakalama planı, gollük pozisyonlar açısından çok verimli olmasa da, gökhan töre gibi bir silahın etkisizleşmesine ve demba ba'nın defans içerisinde kaybolmasına yetti. emre çolak'a onca top kaybına rağmen tahammül etmesi belki tek eleştirilecek yönüydü fakat, artıları, bu maç genelinde çok fazla olduğu için onu görmezden geliyorum. yalnız, hamit'in son dakikalarda yaptığı "aptalca" tercihler yüzünden kaçan gollerin acısı beşiktaş'ın olası bir beraberlik golüyle çıksaydı-neyse ki gerçekleşmedi-, sabaha kadar uyumazdı sanırım. her şeye rağmen, tebrikler hocam! harikasın!

    not.gelişine isyan edenlerden biri olarak, şahsımı höt ettiğin içinde küs değilim hocam.
    (mutlu smiley).
  • 887
    yaptığı hamit hamlesi en doğru hamleydi. ancak hamit o hamle için artık bitmiş. yerine transfer lazım. hamit bitmiş beyler. tolgay arslan veya yabancı sınırlamasına göre güzel bir box to box alınırsa çok daha güzel hamle şansı olabilecek.

    emre çolak'ı ikinci yarı orta sahaya göndermesi de hatasından dönmesi oldu. emre sürekli içeri oynuyor kanatta olunca, bu oyun karakterinden dolayı kaynaklanıyor. adam resmen ben orta sahayım diyor. ya da illa çizgide görevlendirilecekse kanat olarak değil, 11-12'deki gibi 4 orta saha oyuncusu tarzında oynamalı.

    wesley sneijder'i mecburiyetten çıkarttı. felipe gibi tıpkı. sakatlanmasaydı çıkartmayacaktı ve böylece ikinci golü daha erken bulacaktık, buna inanıyorum. wesley'nin sakatlığı kötü oldu. ancak olcan da hareket getirdi nispeten yorgun sneijder'e nazaran. bence emre-olcan değişikliği geliyordu onun yerine. bu da benim düşündüğüm bir hamleydi.

    aurelien chedjou'yu daha öne, semih'i biraz daha arkaya emniyet sibobu gibi atması doğru karar. bu maç için gayet güzel göründüler en azından. chedjou hep iki adım öndeydi semih'ten. böylece hem tekniğini, hem de çabukluğunu konuşturdu. bu da güzel bir taktik hamle.

    onun dışında söylenecek bir şey yok. bilic'i kafasında yenmiş bir kere. ayrıca takımını da sinir harbinde çok güzel hazırlamış. ellerine sağlık.

    son olarak senden sneijder'in takımda kalması için bizim kadar ısrarlı olmanı istiyoruz hocam. bu adam sana daha ne galibiyetler aldıracak, inan bizlere.
  • 891
    4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçı hepimizin kendisi adina belirleyici oldugunu soyleyegeldigimiz macti. hic uzatmayacagim analizlerle falan. kendisi bu macin kazanilmasinda direk etkili olmustur ve muhtesem basladigi galatasaray hocalik kariyerine ilk yarinin son maci olan derbiyle muhtesem devam etmistir. devre arasini da cok iyi degerlendireceginden de suphem yok. allah utandirmasin.
  • 897
    daha takımın başına gelmeden kafasında ilk onbiri hazırmış. sanki aylar öncesinden takımın başına geleceğini bilir gibi takıma hakim bir şekilde geldi. demek ki milli takımda görevliyken boş durmamış ve ligi de sıkı takip etmiş. zaten milli takım hocası iken yapması gereken buydu ama biz ne hocalar gördük...

    tarihi bir başlangıçla başladı galatasaray kariyerine, 14-15 sezonu'nda şampiyon olursa yolu çok açık. inşallah fatih terim gibi bir marka olur ama sonu ve kendisi ona benzemeden...
  • 900
    --- alıntı ---

    galatasaray’da 90’lı yıllarda futbol oynadınız. sekiz numaralı, önünde show tv yazan düz sarı formayla gözümüzün önüne getiriyoruz sizi. akılda kalan bir onbirin parçasıydınız. nasıl bir ortam vardı futbolculuk adına?

    arif benim ilk oda arkadaşımdı zaten. biz florya’nın kapısından içeri birlikte girdik ve ilk kaldığımız oda da burasıydı. yine buraya nasip oldu. (şu anda hamza hamzaoğlu’nun jupp derwall sahası’nı gören çalışma odası) arif’le bir yıl boyunca biz burada oda arkadaşlığı yaptık. hepimiz bir gençleştirme operasyonunun parçalarıydık. zeytinburnu’ndan arif, inegölspor’dan metin, tugay, taner, tayfun... hepimiz tesislerde kalıyorduk ki bu isimlerin çoğu zaten altyapımızda yeni gençleri galatasaray’a kazandırmaya çalışıyor. güzel bir sezondu bizim için. ilk geldiğim sene mustafa denizli ile beraberdik ama çok başarılı olamadık o sezon. yeni gelmiş gençler ve uzun yıllar galatasaray’a hizmet vermiş oyuncuların bir karışımıydı o takım, bir geçiş dönemiydi. ama bir sene sonra hem hakan şükür’ün transferi hem kalli’nin gelmesiyle daha iddialı bir takım olduk. oturmuş, genç bir kadro oluşmuştu, hakan şükür de destek verince kalli’yle beraber şampiyon olduk. tabii kalli inanılmaz bir adamdı, onun kuralları, kanunları vardı.

    "aslinda sağ ayağim daha iyidir"

    hamza hamzaoğlu’nun sağ ayaklı mı yoksa sol ayaklı mı olduğu tartışılırdı. doksanlı yılların türk futbolunda çok rastlanan bir şey değildi ters ayakla kanatta oynayan futbolcular…
    aslında benim sol ayağım çok iyiydi. sağ ayağımdan daha iyiydi diyebilirim galatasaray’a geldiğim zamanlarda. burada bir sakatlık yaşadım ben, salon turnuvasında sol iç yan bağlarım zedelendi. uzun top yaptığımda ağrım nüksettiği için ondan sonraki maçlarımda hep sağıma çekip sağ ayağımla orta yapmaya başladım.

    "galatasaray'dan zam beklerken rakami düşürdüler"

    şampiyonluklar geldi, siz de takımın önemli oyuncularından biriydiniz ama dediğiniz gibi daha sonra bir anda ayrıldınız… neden?

    o çok uzun anlatılması gereken bir süreç ama ben çok detaya girmek istemiyorum. anlaşamadık. ben galatasaray’da ikinci kaptan pozisyonundaydım, bana farklı bir şekilde teklif gelmesini isterdim ama üç arkadaşımla beraber aşağıya çağrıldık, “size bu rakam veriliyor kabul ediyorsanız imzalayın” dendi. bunu da benim kabul etmem söz konusu değildi. o zaman bonservisten kalma olayı da vardı, galatasaray’dan ayrılmayı zaten asla düşünmüyordum. son güne kadar galatasaray’dan adım bekledim, söyledikleri rakamdan bir kuruş çıksalar yine kabul edeceğimi söyledim ama onlar teklifi daha da düşürdüler.

    "ali şen bana galatasaray'dan aldiğimin 2 katini teklif etti"

    fenerbahçe’nin bir teklifi oldu değil mi o dönem?

    evet, sayın ali şen anlaşamadığımız günün gecesinde aradı beni, “hamza gel hemen ben sana iki katını vereyim” dedi ama ben galatasaray’da hamza olduğumu, şartlarımı son ana kadar burada zorlamak istediğimi söyledim ve teşekkür ettim. o da anlaşamazsam aramamı istedi. bu süreç transferin son gününe kadar sürdü. o arada istanbulspor çok istiyordu, onlar haber gönderdi. leo beenhakker gelmişti istanbul’a. sol bek ihtiyacı oluşmuş, bütün türkiye’deki sol kanat oyuncularını izlemiş kasetlerden, beni istemiş. onun gibi bir hocayla çalışmak da benim için önemliydi. ama yine de ben son gün, son dakikaya kadar bekledim, hiç kimse bana “hamza gel, anlaşalım, şuraya bir imza atalım sen bu durumda kalma” demedi. son gün de gittim ben.

    "aslinda ben fenerbahçeliydim"

    fenerbahçe’nin teklifini neden reddettiniz?

    bir yere bağlandığım zaman kolay kolay bırakabilen birisi değilim.
    tabii smokinini sarı kırmızı seçen adamdan farklı bir davranış beklemek garip olurdu.
    aslında ben çocukluğumda fenerbahçeliydim. ama profesyonel yaşantı başlayınca o duygu azalıyor, kendi takımınızla oynadığınız maçlara odaklanıyorsunuz. nerede oynuyorsanız, kalbiniz orası için atıyor. buraya transfer olacağım zaman da yunanistan’daki akdeniz oyunları’ndan dönüşte yurdeşen (karahasan) abi marinada bir yata götürdü bizi, kaleci altay’la beraber. orada hangi takımlı olduğumuzu sordu, “ben fenerbahçeliyim” dedim. kaleci altay da galatasaraylı olduğunu söyledi. uçakla dönüyoruz, altay’a “sen gidersin ama benim işim olmaz, ben gelemem” dedim. ben buraya geldim, kaleci altay da fenerbahçe’ye gitti bir sene sonra.

    "futbolu galatasaray'da birakacağima söz vermiştim"

    galatasaray’ın sembol oyuncusu metin oktay da izmirspor’dan gelmişti. gelirken siz uzak geleceğe dair neler düşündünüz?

    benim geldiğim yıl metin oktay vefat etti, allah rahmet eylesin, onun cenaze törenine gittik. defnettiğimizde “ben de futbol hayatımı burada kaptan olarak noktalayacağım” diye kendi kendime söz vermiştim ama olmadı işte. şükürler olsun ki bugün geri döndüm.

    "sneijder'e ilk antrenmanda öyle bir şey söyledim ki..!"

    sneijder ile ilk antrenmanda çekilen ve çok konuşulan fotoğrafın hikâyesini soralım. sneijder ile hamzaoğlu ne konuştu?

    espriyle yaklaştım. “ben yönetimle konuştum, birazdan aşağıya iniyorsun, bavulunu toplayıp gidiyorsun” dedim. şöyle bir baktı, sonra güldük... şakalaştık yani. aramızda bir sorun yoktu zaten. o an için onun da yaptığı açıklama yanlıştı, ben de biraz ileri gittim. benim amacım bir milli takım hocası olarak onun söylediğine karşılık bizim oyuncularımızı korumaktı ama ben zaten onu tasdik ettim, “evet bizim oyuncularımız üç kere topu dürtmeden vermiyor ama biz de onun için yabancı oyuncu getiriyoruz” diye. ama bu sadece sneijder ile alakalı değil. biz niye büyük paralar vererek transfer yapıyoruz yurt dışından? iyi oldukları için. bizim oyuncularımız o seviyeye gelemedikleri için. yoksa aynı seviyede olsak niye alalım dışarıdan? o anda sneijder’ın dünya kupası’na giderken bu şekilde bir demeç vermesine kızmıştım aslında ama orada ben de biraz ileriye gittim tabii, bunu da daha önce söyledim. çünkü benim düşüncem buraya gelen yabancı oyuncularla ilgili genel bir söylemdi, bunu sadece sneijder özelinde söylemek istemedim. bizim hiçbir oyuncuyla bir sorunumuz olamaz. biz burada kurumların iyi olması için çalışıyoruz. ben aşağıda oyuncularıma kızdığım zaman da onların şahsına hiçbir kastım olmaz. takım içindeki oyununa karşı bir tepkim olabilir ancak. kızarım, düzeltmeye çalışırım, yapmadığı zaman söylerim ama asla kişisel olarak hiçbir oyuncumla sorunum olamaz.

    "selçuk'un kaptanliğindan çok memnunum"

    sahada sizin gölgeniz olacak bir lidere ihtiyaç var mıdır?

    öyle olmasına gerek yok. eskiden cüneyt (tanman) abi vardı sahada, yıldız değildi ama yeterdi. bizim sahada öyle insanlara ihtiyacımız var. şu anda selçuk bunu gayet iyi yürütüyor, çok memnunum selçuk’un kaptanlığından.

    --- alıntı ---

    http://www.milliyet.com.tr/...1994470-skorerhaber/
App Store'dan indirin Google Play'den alın