resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 8076
    8 mayıs 2016 galatasaray beşiktaş maçı'ndayız. hamza reyiz'in sezon başında düşündükleri meyvesini vermeye başlamış olacak ki ilk beş için mücadele ediyoruz. beşiktaş ile oynarken sneijder'in oyundan çıkması gerekiyor. yedekte bilal kısa, ryan donk, koray günter, olcan adın ve umut bulut var. çünkü hamza bey kontrol edemeyeceği oyuncuyu, vasat olmayanı takımda tutmamak üzerine bir yaz dönemi transfer dönemi geçirmiş. kendisine önerilen potansiyelli gençleri yeterince evlat bulmayarak kadroya katmamış.

    şimdi ben bu maçta oyuna ryan donk'un mu bilal'in mi alınması gerektiğini ciddi ciddi tartışmamızı kime bağlayayım? hakkımda içip içip eski sevgilisini arayan sevgili benzetmesi yapılmaması için kime sarayım? söyleyin öyle yapacağım.
  • 8078
    kendisi 6 aydır bursaspor'un başında ve takdir edersiniz ki bu hakkında değerlendirme yapmak için gayet makul bir süre.

    bursaspor hh ile çıktığı 18'i lig, 6'sı kupa olmak üzere 24 resmi karşılaşmanın 19'unda gol yemiş. ayrıca ligde bursaspor 9 maçtır kalesinde gol görüyor. bu yenilen gollerin tümü de takım öne geçtikten sonra skoru tutamamanın etkisiyle yenen goller. yani skora etki eden ve puan kaybına yol açan goller. hh galatasaray'ın başındayken ise 11 lig, 4 cl ve bir de süper kupa karşılaşmasında yani toplam 16 resmi maçta 12 gol yemişiz. bu gollerin de çoğu puan kaybettiren goller. öyle takım 4-0 öndeyken laubalilikten yenen goller değil. hamza hamzaoğlu'nun takımları ayrıca bu sezon 3 gol ve üzeri skor bulduğu 3 maçta puan kaybetmiş. yani 3 gol attığın bir mücadelede rakibini yenemeyip travmatik biçimde puan kaybediyorsun. bir sezon için de bu sayı oldukça fazla.

    normalde istatistik kasarak eleştiri getirmem ama hh taraftarları o kadar saçma ve gerçek hayatta anlamlı karşılığı bulunmayan istatistikler uydurdular ki ben de onların yolundan gideyim dedim. sinan yılmaz gibi taner karaman gibi twitter'ın zorlama istatistikçilerinin kastırmalarını dün gibi hatırlıyorum. hücumda girilen pozisyonun şu kadarı gol oluyormuş da, maç başına son bilmem kaç yılın en çok pozisyona giren galatasaray'ı varmış da. galatasaray bilmem kaç yüz isabetli pasla ortalamasını yükseltiyormuş da. bunlar iyi güzel istatistikler ama karşıtlarını ortaya koymadan bu veriler bir anlam ifade etmez. etse bile eksik bakıldığı için insanları yanıltır.

    gelin bu konuyu açalım biraz. mesela gol pozisyonuna girme sayısında rekor kıran galatasaray rakibe ne kadar pozisyon veriyordu? osmanlıspor'a sezon başı kaybettiğimiz maçta 5 tane isabetli şut şansı vermişiz. sen 2. golü atıp maçı eşitlesen adamlar 3.'yü atıp yine yenecek çünkü takım savunman nanay. keza hepimizi çıldırtan astana deplasmanında %79 pas isabet oranı sağlamışız ama adamlara tam 8 tane isabetli şut şansı vermişiz. demek ki pas isabet oranımızın yükselmesinin de gerçek hayatta bir karşılığı yok. ben daha bunun gibi bir sürü istatistik bulurum size.

    dediğim gibi istatistikler sayısal olduğu için kesindir ama bu iş öyle excel tablosuyla hesap yapıp ben haklıyım demekle olmaz. bir bütün içinde inceleyeceksin ki bir anlam ifade etsin. ha bana savunmanın performansı düşük, kişisel hatalardan gol yedik, orta saha yok diyenler çıkacaktır. "melo'nun yerine transfere gerek yok, bilal selçuk orta sahasıyla top bizde kalır, hakan balta'yı hatta sneijder'i bile melo'nun yerine oynatırım, hamit, selçuk, bilal rotasyonu bizi götürür" diyen ben değildim. bize deliler gibi defansif orta saha lazımken gidip ne idüğü belirsiz rodriguez'i hatır transferiyle kulübe getiren ben değildim. devre arasına aylar varken donk listemizde olan bir isim diyerek kazmayı ilk gündeme getiren yine ben değildim.

    http://www.trtspor.com/...stiyoruz-108532.html
  • 8085
    taktik olarak yeterli olup olmadığı tartışılır, 3 kupa aldı niye gidiyor diye tartışılır, niye transfer yapmadı, kadroyu yeterli gördü diye tartışılır, herhangi bir nedenden birbirinizle hamzaoğlu'nu tartışabilirsiniz. her teknik direktör başarılı olamaz herhangi bir takımın başında bilirsiniz. ama sezon öncesi kampı hakkında bu adam tartışılamaz. çünkü rezalet bir sezon öncesi geçirtmiş bana göre takıma. aşağıda bu sezon galatasaraylı oyuncuların yaşadığı benzer sakatlıkların listesini yazdım. bu sakatlıklar sezon içinde farklı zamanlarda olup, 1-8 hafta arası değişiyor.

    geçen sezon nasıl 3 kupa aldı derseniz cesare prandelli'nin tek doğru yaptığı ama onu da abarttığı sezon öncesi kondisyon, güç yüklemesi. takım fiziksel olarak daha dirençliydi farkındaysanız geçen sezon, bu sezon dakika 65'den sonra takım dökülüyordu. bu sakatlıklar sezon boyu devam etti ilk 11'de bile istikrar sağlayamadık. sezon öncesi kampı iyi geçirilseydi belki yine şampiyon olamazdık ama şu an topladığımız puandan +20 puan daha fazla toplardık bundan eminim.

    bu sezon oyuncuların yaşadığı benzer sakatlıklar;

    aurelien chedjou; bu sezon 3 farklı sakatlık yaşadı, uyluk gerginlik, kasık gerginlik ve tendonit. tendonit dışındaki iki sakatlığı da güç, kondisyonun önemi büyük diyebiliriz. yani sezon öncesi hazırlık kampı.

    semih kaya; iç bağ gerginlik(diz), baldır çekmesi, kasık. semih'in de yaşadığı sakatlıklarda sezon öncesi hazırlık kampını işaret ediyor.

    jason denayer; uyluk gerginlik, baldır çekmesi, kalça problemleri. kalça problemi dışındaki iki sakatlık yine antrenman kalitesiyle müzminliği yoksa azaltılabilecek sakatlıklar. geçen sezon uyluk veya baldır çekmesi gibi bir sakatlık yaşamamış.

    lionel carole; uyluk gerginlik, baldır çekmesi. geçen sezon bunlara benzer bir sakatlık yaşamamış.

    sabri sarıoğlu; uyluk gerginlik.

    selçuk inan;uyluk gerginlik, uyluk yaralanma. selçuk'u bilirsiniz galatasaray'a geldiğinden beri doğru düzgün sakatlık yaşamamıştır. ama bu sezon yine diğer oyuncularla benzer bir sakatlık.

    wesley sneijder; diz problemleri, baldır kas yırtığı.

    sinan gümüş; uyluk yırtık.

    burak yılmaz; galatasaray'dan gitmeden önce uyluk gerginlik, uyluk yırtık.

    şimdi siz de söyleyin, sizce bu kadar futbolcunun benzer sakatlıkları yaşaması tesadüf mü? bence değil.

    not: sakatlıkları transfermarkt'tan aldım, bulabildiğim benzer sakatlıkları yazdım buraya, geçirdikleri bütün sakatlıkları değil.
  • 8088
    bu sene başında bizde uyguladığı "lig ilerledikçe yüklenecek kondisyon" taktiğini uygulayarak gelecek sene bursaspor'u küme düşürmesini beklediğim, en azından bu yola soktuktan sonra kovulacak yeteneksiz teknik direktör.

    öte yandan %90 geri dönecek olan alex telles'i sol açıkta podolski'nin yedeği olarak düşündüğümden, bilal, yasin, olcan, umut gibi evlatlarını göndererek emre taşdemir ile takasa girmemiz gereken adamdır. emre türk olduğundan vermeye razı olmasa bile dzudsadkaskdahksjdhaks ile kesin kalkarız masadan, o senaryoda da telles beke geri döner.
  • 8092
    kendisinin özel hayatını teknik direktörlüğü ile bağdaştırarak vurmanın mantığını anlayamadığım eski teknik direktörümüz.

    1) biz ne ara insanların özel hayatlarını bu kadar irdeleyen, inceleyen bir toplum olduk?
    2) hamza hamzaoğlu'na, galatasarayı iyi yönetememesi (ki bu da subjektiftir) nedeniyle duyulan öfkenin verdiği hislerle özel hayatı üzerinden yakalanan bir ayıbını kullanmak galatasaray taraftarına yakışır mı?
    3) 2 kişi arasında yaşanmış, detaylarını değil sadece tek bir ağızdan duyduğumuz iddialarını dinlediğimiz bir hususta ne kadar çabuk yargıya, sonuçlara ulaşmaya başladık böyle?
    4) hamza hamzaoğlu daha önce evlilik dışı ilişkiyi eleştiren büyük laflar mı etti? kendisi aslında katolik mezhebi papazı mı veya bu tarz ilişkilerle gündeme gelmesi mesleki açıdan da sakıncalı olabilecek bir din görevlisi mi ki yaşadığı olayı mesleki kariyeri ile ilişkilendirmeye çalışıyoruz?
    5) dünyada bahsi geçen günahı / suçu (bu olayın günah ve suç görülmesi bile subjektif bu arada) / aksiyonu yapan ilk kişi hamza hamzaoğlu mu?

    not: bu entry hamza hocayı savunmak için yazılmamıştır. aynı entry arda turan, caner erkin, vb. galatasaraylı olsun olmasın herkes için geçerlidir. insanlar ne kadar meşhur olursa olsunlar özel hayatları üzerinden vurulmamalıdırlar (eğer ki kendileri yaşamlarını ifşa edip reklam yapma peşinde değillerse ve özel hayatlarındaki durumlarının mesleki kariyerleri ile doğrudan bir alakası yok ise). burası galatasaray sözlük; gelin başlığı altında hocalığını itin götüne sokun; ama bu konuyu buraya taşımayın; taşıyacaksanız da hocalığı ile bağdaştırmayın.
  • 8093
    kendisine nefret kusulmasını anlamadığım gibi, neden bu olay sonrasında nefret kusuluyor onu hiç anlamıyorum. kimi ne ilgilendirir? bu sözlüğün amacına uygun mudur? bunlar tartışılır.

    tanım yapmam gerekirse, kısıtlı kadro kalitesi ile galatasaray'a 1 senede 3 kupa kazandırmış, yakışıklı ve karizmatik olmadığı için yabancı hayranı taraftarlar tarafından hoş görülmeyen eski teknik direktörümüz.
  • 8095
    kendisi ünlü bir kişi olduğundan özel hayatındaki bazı şeyler gazetecileri, dolayısıyla bizleri ilgilendirir. bunlar haber de yapılır, bizler de konuşabiliriz.

    adamın gayrimeşru çocuğu olmuş, tabi ki toplum bunu konuşur. caner'in eşi aldatırsa o da konuşulur. tabi bunun adabı, üslubu olur, olmalı. bizzat kanun, yargıtay kararları ile sabit bir durumdur bu, yani hamza'nın bu meselesi de elbette konuşulur, ezbere yorum yapmayın.
  • 8096
    hakkında yapılan yorumlar git gide daha da mide bulandırıcı hale geliyor. sözlük yönetminin müdahele etmesi sağlıklı olur diye düşünüyorum. hele bir cümle okudum ki, sözlükte insanlığını kaybetmiş adamların yazdığına eminim artık. ne iğrenç adamlarsınız yahu. dileyen üstüne alınabilir. alınmayan zaten bilin ki ahlaklı olanı yapmıştır.
  • 8097
    başlığında yazılanlar hakkında ünlü yaa tabi konuşulacak denilen adam. sorun bu olayın konuşulması değil. sorun "yine içten halletmiş hühehehüe" diye espri mi artık ne boksa o yaklaşım. birazcık vicdanlı olun be. birazcık saygılı olun artık. sosyal medyanın da, sizi böyle rahat rahat konuşturan sistemin de, iğrenç görüşlerinizin de yanaklarından öpeyim ben. hani diyorsunuz ya beğenmediğiniz insanlara "nefretimsin bimem ne" diye. işte bu tiynetteki insanlara da ben bağıra bağıra söylüyorum. nefretimsiniz. ürememeniz dileğiyle. çünkü çocuklarınız hiç çekilmez.
  • 8100
    sanki caner erkin, yılmaz vural, ersun yanal ve daha nicesinin başlığı altında özel hayatlarıyla ilgili hiç entry girilmemiş de, bütün sezondur "adam gibi adam", "temiz adam", "karakterli adam" diye kafa sikilen hamza hamzaoğlu'na bütün sözlük girişmiş gibi duyar kasın.

    ulan yine ortaya çıkmış hamza'dan çok hamzacılar. açıkcası umrumda bile değil gayrimeşru çocuğu. ama kalkıp "adam gibi adam", "seni sevmeyen ölsün", "adamın hammaddesi" yorumlarını yapanlar için ibret olsun ki; tanımadığınız, bilmediğiniz birini bu kadar fütursuzca her koldan savunmanın ve yüceltmenin sonrasında yüceltileni değil, yücelteni kötü duruma düşürdüğünü anlayın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın