hamza hoca zaten türk futbolunun bir yerlere geleceğine inancı olan, yerli isimlerle başarı yakalanabileceğini düşünen biri. konu dağılmasın diye bunun doğruluğunu yanlışlığını tartışmadan geçiyorum. geliş nedeni ve geldiğinde yaptığı da bu idi zaten. ne dedi ? takıma ilk geldiğimde oyuncuları bir araya getirdik, yok olan birliktelik ortamını oluşturduk. yani teknik-taktik anlamda çok bir değişiklik olmadı. zaten bir değişim olduğuna inan varsa kendini kandırıyordur. zaten bu kadar kısa sürede hiç bir teknik direktörden bunu bekleyemezsiniz.kaldı ki takımının o anki ihtiyacı teknik-taktik bilgisi değil, birliktelikti, moraldi ve istekti. hamza hoca'da bunu sağladı ve oyun olarak ilerleme kaydedilmese de istek olarak oyuncularda bir kıpırdanma oldu, başarı da zaten böyle geldi. kısaca o an için klopp da gelse muhtemelen işe yaramayacaktı, hamza hoca bu anlamda belki doğru tercih oldu. o dönemde, o durumda bir takım için, o şartlar altında.
hamza hoca iki kupa kazanarak kendi kredisini yaratmış oldu. şampiyonluğa giden süreçte ise oyun okuma, değişiklikler vb. pek çok yanlışı oldu hoca'nın. bunlar uzun uzun tartışıldı. hatta hatırlanacaktır o dönem takımın, hocanın morali bozulmasın diye eleştirilerimizi sezon sonuna bırakalım çağrıları dahi yapıldı. bununla beraber çoğumuz hamza hoca'nın bu eksikliklerini kapatacağı, takımın yetersizliğini gördüğü ve yeni sezon yapılanmasında aklındaki esas takım kurgusunu ortaya koyacağını umuyordu. peki ne umduk ne bulduk ? buradan sonrası benim yorumum. ben hamza hoca'nın oyunculara kendisini şampiyon yaptıkları için minnet duyduğunu düşünüyorum. tahmin ediyorum ki bunları sizle başardım daha iyisini yine beraber başaracağız düşüncesine sahiptir. bu yüzden yeni kontratlarla oyunculara kendince geçen yılki başarıları için ödüllendirdiğini düşünüyorum. yani geleceğe değil daha çok geçmişe baktığını.
daha önce de söyledim. defalarca da söylendi. maddi sıkıntın varsa bunu açık açık söylersin. ya da kaynak yaratmamız lazım dersin. kaynak yaratmanın yollarından biri sözleşmeleri düşürmek, oyuncu elden çıkarmaktır. sen bu yolu neden düşünmüyorsun ? bunun az önce bahsettiğim minnet duygusuna bağlıyorum. ya da başka türlü açıklayamıyorum. tüm oyunculara şans vermek, hepsini görmek isteyebilirsin. hakkın vardır. ama aydın'ın, dany'nin nesini göreceksin ? oldu olacak engin baytarı da çağıralım onu da gör.
*yabancı sayısının serbest olduğu bir sezonda yabancılara neden yönelmiyorsun ? ben yazının girişinde bahsettiğim gibi hoca'nın yerli oyunculardan yana olduğunu düşünüyorum. hatta başkanın, cüneyt tanman'ın da bu görüşte olduğunu, başarının yerli oyuncularla geleceğini düşündüklerini tahmin ediyorum. yanlış olmasın ya hamza hoca ya yönetimden biri "biz yerli oyuncularımızla başarıya ulaşabiliriz, yabancı takımlarla farkı yüreğimizle kapatabiliyoruz", minvalinde demeçler veriyordu. ağzım açık kaldı. futbola bakış açım karardı. yani biz hala hadi koçum, yürü yavrumla iş yapmaya çalışıyoruz ve bunu alenen dile getirmekte abes görülmüyor.
kimse burada tek bir olayı eleştirmiyor. sabri, ya da bilal değil mesele. başkanından, scout'una galatasaray'ın her anlamda yönetiliş şekli. yalnızca benim senin değil, genel futbol aklına tamamı ile aykırı davranışların -affedersiniz ama pişkinlikle- göz göre gerçekleştirilmesi. buna da kimsenin ses çıkarmaması. hamza hoca dahil. ve taraftarın -yine özür dileyerek-aptal yerine konması. kimse aptal değil, herkes artık futbolu -bazılarının! aksine- yerel düzeyde değil global düzeyde çok iyi takip ediyor. umarız hamza hoca da en kısa zamanda duyguları ile değil aklıyla, başkasının değil kendi "vizyonuyla", yerel futbolla değil global futbolun gerekleriyle hareket eder.
