• 403
    insan canını, sevdiğini, gözünün nurunu bırakır mı hiç. hani adanmis hayatlarin umuduydu.

    iyi tanıdığım arkadaşlarım var. kızarlar, küfür ederler, bir daha izlemicem derler.

    ne zamana kadar ?

    bir sonraki maça kadar.

    sözlerini tutmanın asaleti ile seve seve maça giderler.

    yenileriz yine gelmicektim bak yine derler. geleni.... derler.

    bir sonraki maç için daha o gün program yaparlar.

    kaçımız daha az galatasarayliyiz ?

    daha önce de kızmadık mi ?

    zorlu sezonda yapmamız gereken şey destek.

    takıma,hocaya,başkana ve en önemlisi birbirimize
  • 404
    sadece ve sadece lisecilerin artık kulüp bizim dedikleri ve kulübe darbe yaptıkları durumda yapacağım eylem. kaldı ki bu durumda da askıya almaz sonlandırırım. buradaki yazarlığımı da sonlandırırım. galatasaray taraftarlığımı da bırakırım.
    çünkü sadece o durumda bu takımın benim olmadığını anlarım. şimdi gelip geçici teknik adam onu yapmış falan umurumda değil. sadece üzülürüm o kadar.
  • 405
    aslında galatasaraylılık kadar gerçek ve hayatın içinde ola(bile)n eylem. galatasaraylılık ne kadar gerçekse askıya almak fiili de o derece gerçek olabilir.

    yaklaşık bin sporcu, beş bin civarı profesyonel, on bin civarı üye ve tüm branşlarda en iyi ihtimalle yirmi beş bin civarı kemik bir kitle...

    hakikaten bir galatasaray'dan, galatasaraylılıktan bahsediyorsak kitle aslında bununla sınırlı. geriye kalan otuz milyonluk camia sempatizan sınıfına giriyor. kendimizi büyük galatasaraylı olarak görüyoruz, sanıyoruz, iddia ama aslında empoze edilen birşeylere kapılan insanlarız. belki hayatı bir yerinden yakalamak için, belki hayatın bir alanında da olsa kazanan tarafta olmak için, belki sadece ortamlarda konuşacak bir konu ya da meşgale olması için, belki sadece dahil olman istendiği için...

    sadece televizyondan izlediğin, twitterdan okuduğun, instagram'dan baktığın, gazeteden gördüğün bir şeye ne kadar ait olabilirsin? bütün bu empoze ve alışkanlığa rağmen arana ne kadar, nereye kadar soğukluk girebilir? askıya alma eylemi ne derece gerçek olabilir?

    tüm bunların gerçekliği ne kadarsa o kadar olabilir...

    tüm taraftarlık hallerimiz normal ve kusursuzmuş da bir tek bu tepki olağan dışıymış gibi yapmanın alemi yok.
  • 410
    hayatım boyunca aklımın ucundan dahi geçmeyen şey. sadece ve sadece geçen sene yaşanan ibrasızlık olayından sonra kısa bir sürede olsa beni bu takıma ait hissettirmediler o kadar. o anlarda neler yaşadığımı anlatmam mümkün değil. sanki kalbimi söküp aldılar benden. çocukluğum, anılarım ve güzel olan her şey bir boşluğa düşmüş gibiydi. ulan ne yapacam ben galatasaraysız dediğim anda yeniden hayat bulmuştum. bu sözü bırakın gerçekleştirmek, söylemek bile galatasaray'ı hiç hissetmemişsin demektir.
  • 412
    galatasaraylılık karşılıksız sevgidir. nasıl annenizi, babanızı veya kardeşinizi karşılık beklemeden hatalarıyla ve kusurlarıyla seviyorsanız bu da öyledir. nasıl bir hata yaptı diye kardeşinizi terk etmiyorsanız, evladınıza sırtınızı dönmüyorsanız buraya da aynı sevgiyi ve hoşgörüyü vermelisiniz. yoksa galatasaray hiçbirimizin cebine bir şey koymuyor, belki evladınız da ömür boyu cebinize bir şey koymayacak ama yaşattığı gururlar bize kalacak.

    bize yaşattığı gurur ve dahası yaşatacağı gurur dolu günler için armaya sevdalıyız biz, gerisi lafügüzaf...
  • 414
    ben galatasaraylıyım diyen kimse yapamaz normal şartlarda.
    eğer lise çıkıp açık açık, klüp bizim tamamen bize ait - pilav günlerinde kendi içlerinde söylüyorlar zaten de - liseli olmayanlar taraftardır ama klübün sahibi değiller, olamazlar da bunu kabul etsinler denirse ancak o zaman düşünülebilir ki o da klübü bitireceği için yapılamaz.
    terimmiş, ardaymış, ahmetmiş, mehmetmiş... bunlar büyük faktörler değil. şahısların ne olduğu, önceliklerinin ne olduğu ve nasıl davrandıkları ortada zaten, bunları onaylamayan renktaşlarımız gayet haklılar ama bu, galatasaraylılığı askıya almak için gerek ve yeter şartların oluştuğu anlamına gelmez.
  • 415
    gördüğüm, duyduğum en saçma eylem... başarıya odaklı tüketim toplumunun oluşturduğu taraftarlar * tarafından desteklenen ve ilgi gören eylem. inanmak, adanmışlık her zaman kazanmak gerektirmez. bazen başarısılıkta yada alınacak yanlış kararlarda takımına sahip çıkmaktır. eski başkan dursun özbek yine başkan olsa ne yapacak bu kitle yine askıyamı alınacak. alt ligede düşse, en üstede çıksa, en kötüsüde çalıştırsa , en basiretsizide gelse seni sevmeyen ölsün deyip aşkı yaşamak gerekir. aşk her zaman tatlı değildir, bazen acı veya ekşidir.. ne olursa olsun aşkın tarifi olmaz (bkz: galatasaray)
  • 416
    dile getiriliyorsa kişinin kendisini sorgulaması gereken bir durum. hayatta olmaz diye bir şey yok, eyvallah; ama böyle bir durumun gerçekleşmesi için baya baya büyük şeyler gerçekleşmeli diye düşünüyorum. ne bileyim saçma gelecek ama babanın annenin son vasiyeti gibi büyük bir şey.

    ama mevzu bahis arda konusu ise pire için yorgan yakmak deyiminin karşılığı bir durum olur. umarım tez vakitte kendimize geliriz. ben, sen, hoca, biz, arda; hiçbirimiz galatasaray'dan büyük değiliz. fikrimiz hür, irfanı hür, vicdanı hür mottosuna sahip çıkalım. lütfen...
  • 418
    taraftar olmamak demektir.

    ben öylesine 3-4 haftada bi canlıskorlardan galatasarayın aldığı sonuclara bakarım, takımda önemli bişey olursa televizyondan zaten görürürüm bu ara da gider bayan voleybol maçlarını izlerim diyenlerin yapabileceği eylemdir.

    kritik 17 hafta varken böyle bişey yapmak, takımı yalnız bırakmak taraftarlık değildir zaten. sezon biter tepki varsa konulur.

    herzaman denildiği gibi; kişiler, şahıslar, yüzler, isimler gelip geçicidir. aslolan galatasaray'dir.
  • 419
    oy ne ponçik, ne tontiş bir şey bu yahu. ne bu şimdi? cidden nasıl bir tanımı var? muazzam bir sevdayla, tutkuyla bağlanılan bir şey, bir kimlik nasıl askıya alınabilir ki?

    sevda baba bu. kara sevda. hatta daha ötesi bence. insan sevsen, aşık olsan bi şekilde bırakırsın edersin. ama sana garezi olmayan, tribi atarı gideri olmayan, ekseriyetle yüzünü güldürmüş, sıkıntını almış, muhabbet ortamlarında bam bam konuşabilmeni sağlamış bu olguyu nasıl asıyoruz, nereye asıyoruz.

    liseli bura benim dese ne, arda marda gelse ne. fatih terim kalsa ne gitse ne, bu kulübü yönetim ya da x bir görünmez el bölgesel amatöre düşürse ne? kişilerden müteşekkil midir galatasaray? tatava yapmanın lüzumu yok.

    bu eylemi becerebilen insan galatasaray sempatizanı falan olabilir en fazla. aklım almıyor gerisini. dene anam babam. buyur dene allah aşkına. galatasaray'ın bir maçını izlerken deneyiver. eski samiyenin önünden geçerken, eski maçları, golleri falan izlerken bi dene. evladını zoraki terketmek zorunda olan, "istemiyorum seni git" derken içi kan ağlayan yeşilçam oyuncusu olduğunla kalırsın.

    uzun yolda, kaynaşlı tesislerinde elinde sigara ile yıkanan yolcu otobüsüne baktığın gece 2 molası değil bu. boş boş bakma, boş boş düşünme. nefes verecek değil nefes alacak vakit bu vakit. her ne olursa olsun galatasaray sevdası askılık değildir.

    not: arda turan'ı galatasarayımda 1 salise dahi istemeyen bir taraftar.
  • 421
    boş bir beyan.

    canı gönülden söyleyen varsa, bak şuracıkta uzasın gitsin. kenardan kenardan. uzasın diyorum ancak o kadar kibarlaştırabiliyorum.

    galatasaray sevgisini ve galatasaraylı duruşunu; kişiye, kişilere, başarıya, transfere, yönetime, malzemeciye ve artık ne varsa ona göre şekillendiren bir canlıyı bu konuları konuşmak için muhattab almam. ki biliyoruz ki kitlemizin büyük bir çoğu lu bunlardan oluşuyor.

    o yüzden, her kimsen, uza git.

    edit:imla
  • 422
    bu tarz bir karar alan kişinin yıllarca yanlış bir sevdanın peşinden koştuğunu düşünüyorum. o gelirse tutmam, bu giderse tutarım, o varsa yokum, bu sezonluk benden bu kadar gibi tabirler birer bahane gibi geliyor bana. işin romantiklik tarafında değilim daha çok içgüdüsel bir şey olduğunu düşünüyorum. bana kalırsa ananı babanı sevmekten hiç bir farkı yoktur galatasaraylılığın. asla övünmezsin anneni babanı sevmekle ama içinden hep iyi ki bu ailenin içindeyim dersiniz. bu da çok benzer bir durum.
  • 424
    düşünenlere şiddetle tavsiye ettiğim eylemdir.

    neticede taraftarlık hiç mantıklı değil baktığınız zaman. gerçek bir kişi bile olmayan kulübe bağlanmak, zamanını ve paranı harcamak hangi akılla açıklanır ki? kaldı ki bununla da ibaret değil, o kötü olduğu vakit günün kötü geçer. bazı zamanlar olur ki uyuyamazsın hatta.

    ikna etmeye yetmediyse bir de o kadar dert etmene rağmen gidişatında söz sahibi olamadğını düşün. hele bir de şampiyonluk, başarı gelmezse övünülecek bir şey de kalmaz. yaptığın para ve zaman yatırımı çöpe gider. hele bir de istemediğin oyuncu falan gelir, aman neme lazım?

    baktın işler iyi gitmeye başladı hemen askıdan alır geçirirsin üstüne.

    taraftarlıkta sebep arayan için dar zamanlarda askıya almak çok makul, bunu yapabilenlere tavsiyemi yinelerim.

    askıya alamayanlar olarak biz kalsak sadece, herkes için en faydalısı olacaktır.
    siz olmadan biz "mantıksızlar", biz bize çok daha iyiyiz.
  • 425
    yine taraftarımızın aşırı atıp tuttuğu bir olgu. soruyorum o zaman yarın kulübü ali koç satın aldı hatta renklerini de sarı lacivert yaptı ama adını galatasaray bıraktı. soruyorum naparsınız? öyle imkansız falan değildir.

    gelelim realiteye. yapmak cidden çok çok zor. isteyerek falan yapamazsın, gönlünden bir şeylerin artık kopması gerekir. bak terim 4.kez geldiğinde ben dedim ki askıya alıyorum. yok arkadaş sadece 1 maç izlemedim sanırım. ama şu da bir gerçek ki sözleşme sallar terim olduğundan beri bağlılığım bir tık azalmış durumda. maçları pür dikkat izleyemiyorum en basitinden. o yüzden imkansız değildir ama söylendiği kadar da kolay değildir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın