• 6100
    transfer yapmıyor, aldığı oyuncunun parasını ödemiyor, beraber görev yaptığı yönetici arkadaşının arkasından gönderme yapıyor, basına sürekli içerden bilgi servis ediyor, üç kuruşa genç oyuncularıni satıyor ancak eldeki çöpleri gönderemiyor. burası başkan kulübü diyen adamin başında bulunduğu yönetimdir. basında, federasyonda, mhk vb. kurumlarda bizi ezdirdiklerini de saymıyorum. olağanüstü genel kurul görünüyor. umarım bu sezonu kupayla bitiririz her şeye rağmen.
  • 5811
    mustafa cengiz’in son döneminde yaptığı hatayı yapan yönetim.
    cengiz döneminde de hoca konuşuyor yönetim susuyordu. bir golle şampiyonluk gitti. yine hoca konuşuyor, yönetimden tık yok.
    rakibimizin maçlarında açık hatalar yapılıyor, temsilci oyuncumuza küfür edilen tezahürata katılıyor, bizim bloklar beşer onar kapatılırken diğer takımların kibrit kutusu bloklarından bir tanesi ceza alıyor, maçlarda bizi doğruyorlar ve tek bir açıklama yok.
    devre arası hakemin karşısına dikilin demiyoruz. çıkıp hakemleri tehdit edin demiyoruz.
    hakkımızı arayın yeter.
    biz çirkef değiliz.
  • 5260
    an itibariyle taraftar çoğunluğu nezdinde yok hükmünde olan makam.

    yönetimi strese sokmayalım, panik transferine sebebiyet vermeyelim, eski yaraları deşmeyelim. yönetim mi var ki bunları yapalım? önce bir yönetim bulalım sonrasına bakarız... başlayalım...

    - geçen transfer dönemi 50 günümüz var deyip yeteneksiz etebo'yu getirip hocaya al ne yaparsan yap diyenler,

    - gomis yerine 2 forvet sözü verip dört işlem ve işletme bilmedikleri için takımı forvetsiz bırakanlar,

    - ozan kabak'ı hocaya rağmen zorla satanlar,

    - ozan'dan gelen parayla niyeti iyi olan veya akıl sağlığı yerinde olan birinin yemeyeceği şekilde kasımpaşa'dan 10 + 3 milyon euro'luk kazık yiyenler,

    - falcao'ya sırf şov uğruna galatasaray'ın parasıyla hava atanlar,

    - ndiaye'yi satıp orta sahasız bırakanlar,

    - hoca son günler kendi ilişkileriyle yuto'yu bulmasa sol bek bile alamayanlar,

    - hasan kartal adlı mafya bozuntusuna plaket verenler,

    - galatasaray yöneticisi olarak rize'de dayak yeyip olayın üstünün kapatılmasına sessiz kalanlar,

    - teknik direktörüne mahalle kabadayısı diyen yalı çocuğuyla birkaç hafta sonra samimi pozlar verenler,

    - milyon tane emsal karar olmasına rağmen pfdk ve tahkimin, hocasının üstünde ceza şovları uygulamasına ağzını açamayanlar,

    - hocanın bitirdiği vedat transferinden rıdvan'dan korkup vazgeçenler,

    - dünyada en son 10 sene önce uygulanmış 6 saniye kuralının galatasaray'a uygulanmasına gıkını çıkaramayanlar,

    - kendilerince tartışmalı pozisyonlarda doğru kararlar vermiş iki şerefli insanın düdükleri astırılırken masada bile olamayanlar,

    - mete kalkavan, ali palabıyık ve alper ulusoy gibi tetikçilerin düdüğünü astırmak yerine beyaz sayfalar açanlar,

    - sergiledikleri saçma sapan satış politikalarıyla kendi oyuncularını taraftarın önüne atanlar,

    - bir halta yaramayıp takımı türkiye kupası takımına çevirdikleri halde yüzsüzce kaybedersek oğulcan'la kerem'le kaybedelim diye bir gram olmayan futbol akıllarıyla hocaya akıl verme ayağına laf çarpanlar,

    - fatih terim'i çıkardığımızda bir hiç oldukları halde utanmadan sayın teknik direktör diye kendilerini o koltukta tutan kişiye vefasızca ayar vermeye çalışanlar,

    - gizli kalması gereken her şeyi medya maymunlarına servis ettirip, hoca tepki verince sanki s400 şifrelerini verdik gibisinden kahvehanedeki dayıların vermeyeceği cevaplarla hatalarını küçümseyenler,

    - transfer etmeye gittikleri futbolcuyu her zamanki gibi menajer oyunlarıyla bitirmeye çalıştıkları için ağız burun dövüp geri gelenler,

    - sene başı 900bin euro'ya bitirdikleri coulibaly transferini yine medyadaki adamlarına sızdırdıkları için bitiremeyenler,

    - beceremedikleri transferden sonra ffp'yi sebep gösterip, gidip o maliyetin iki katına üç ay ayağına top değmemiş etebo'yu kiralayanlar,

    - kazanılan her maç etrafta konuşacak mobese arayıp, kaybedilen maçlarda ihaleyi hocaya yıkmak için yerin dibine saklananlar...

    ...galatasaray'a yönetim mönetim olamaz.

    #tekhizmetistifa
  • 6231
    https://www.galatasaray.org/...svuru-hakkinda/57235

    en sonunda kaç aydır bağıra bağıra söylediğimiz şeyleri yapmış olan yönetim. çok mu zordu şunları videolu şekilde açıklamak. koy bir slayt, yapıştır altına koçtffmhk hastagini sal ortama. bunlar bundan anlıyor. kafalarına vura vura göster bunlara. yoksa öyle sadece suyun karşı tarafı demekle bu işten sıyrılamayız.
    dişe diş kana kan oynayacaksın. hırsıza hırsız olduğunu unutturursan yarın gelir sana hırsız der. bunlara bu şekilde cevap vermek en doğal hakkımız.
    gerekirse uluslar arası yargıya taşımalıyız bunu.
  • 5415
    futbol takımı nezdinde söylüyorum, şimdiye dek masada olağanüstü pasif kalan yönetimdir. neymiş, bi' tutturmuşlar galatasaray hakemi de yenecekmiş, galatasaray zaten iyi oynamıyormuş, niye hakem konuşsunmuş falan. hakemler galatasaray'ı sahada sindirsin, medya da algı operasyonuyla durumu normalleştirsin. bırakın bu işleri, türkiye'de hangi takım iyi oynuyor? fb'si, ts'si penaltılarla, verilmeyen kırmızı kartlarla puanları topluyor. türkiye'de masada güçlü olan sahada da güçlü görünür, iki kere ikinin dört ettiği kadar net bir gerçektir bu. hele şu dönemde son yılları şampiyon tamamlayan takımların hepsi lobiciliğin dibine vurdu ve bu sayade şampiyon yapıldılar. bu sezon da tüm mhk'yı ele geçirmiş bi' fb de masada. adamlar her maç hakemleri, var'ı, yayıncı kuruluşu lehlerine istediği gibi kullanıyor. ts, başakşehir, bjk de keza birbirleriyle oynamadıkları her maç kayrılmaya devam ediyor.

    galatasaray yönetimi hala transfer, teknik direktör peşinde koşuyorsa geçmiş olsun şimdiden. dünya yıldızlarını al getir, pep guardiola'yı al getir boş iş. pep gelse altı ay dayanamaz bu ortamda. çünkü her maç senin penaltını vermiyorlar, senin temiz golünü iptal ediyorlar, senin oyuncunu haksız yere atıyorlar. ben galatasaray futbolcusu olsam her maç hakemler acaba bu sefer nasıl hakkımızı yiyecek diye sahaya, futbola konsantre olamam ki!

    burası türkiye beyler, saflığın, romantikliğin, işgüzarlığın alemi yok! masada bu kadar pasif, bu kadar tepkisiz, bu kadar aciz kalırsan 13. yaparlar seni, ki yaptılar da. galatasaray bütün unsurlarıyla mevcut mhk'yı tard edemiyorsa hiç boşuna şampiyonluk hikayeleri anlatmasın yönetim. bu hakemlerle, bu var düzeniyle galatasaray'ı ilk dörde bile sokmayacaklar, çok net belli oldu. pep guardiola, carlo ancelotti vb. en üst düzey teknik direktör bile gelse sonuç değişmez. bu işin futbolcu kalitesiyle, teknik taktikle çözüleceği yok, anlayın artık!

    galatasaray yönetimi https://www.galatasaray.org/...utanc-vesikasi/51909 bu açıklamanın altını doldurmalı artık. galatasaray yönetimi taraftar gücünü arkasına alacak şekilde mhk'da ligi dizayn edenleri tek tek, isim isim ifşa etmeli. artık her pozisyonu, her yerde karşılaştırmalı olarak izletip bu rezilliği yüzlerine vurmalı!
  • 4741
    22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçı öncesinde başkan dahil tek bir yönetici dahi konuşmazken, oyuncularımızın neredeyse tamamı özel röportajlar verdi. çok çok doğru bir şekilde maçı gerecek herhangi bir açıklama yapılmadan, oyuncular gayet hırslı ama saygılı, oldukça güzel röportajlar vermişler. ne dediler başlığında bir iki gün geriye doğru giderseniz hepsini yazmaya çalıştım.

    yönetimin ise bunu bu kadar doğru yönetmesi beni şaşkına uğrattı. eskiden olsa mutlaka saçma sapan yorumlar dinlerdik. bu sezon (17-18) şampiyonluğa konsantre şekilde, fazla konuşmama kararı alınmış belli ki. polemiklerden uzak kalıp, işimize bakıyoruz. dilerim bu durum hakkımızın yenmesine mani olmaz, malum bu tavır ülkede pek prim yapan bir durum değil. bu sebeple biz taraftar olarak bu konuda yönetime ve takıma destek olmalıyız. sosyal medyanın gücüyle zaten oldukça önemli işler yapıyoruz, durmadan buna devam etmeliyiz.

    yönetimi de bu konuda tebrik ediyorum. akıl hocaları kimse, yanlarından ayırmasınlar.
  • 1888
    takım iyi, birbirini anlayan oyunculardan kurulu.
    maça çıkmadan takım kaptanına mikrofon uzatılıyor; ''ilk 15 dakikada bulacağımız gollerle maçı almayı düşünüyoruz.'' diyor kaptan.
    maç başlıyor, taraftar gol bekliyor. bir kaç gol girişimi oluyor ama ilk 15 dakikada takım aradığı golü bulamıyor.

    --- es ---
    ben tribündeki taraftarsam, ilk 15 dakikada golü bulacağımızı söyleyen takım kaptanıma inanırım. golü hemen bulalım da rahat rahat maçı izleyelim isterim.
    takım golü bulamadıysa da paniğe gerek yok, desteğe devam.
    takımıma inanırım. çünkü maç 90 dakika, ''elbet o gol gelecek.'' derim.
    maç biter de takım galip gelemezse işte ozaman üzülürüm, eleştiririm.
    --- es ---

    takımın galip ayrıldığı bir maçtan sonra hiç kimse ilk 15 dakikada golü bulamayan takımına yada o mikrofona konuşan kaptanına kızmaz. belki de çoğu hatırlamaz.

    bu sene takım da yeni, oyun şablonu da.
    burada önemli olan taraftarın neyi istediği..

    maça hazırlık paslarıyla başlayıp 80. dakikadan sonra gol atmak için şuursuzca rakip ceza sahasına giden bir takım mı,
    maça ilk 15 dakikada gol atma hedefiyle başlayan mı?

    karar sizin,
    bizim..
  • 4910
    tam tersi bu hafta hiç bir topa girmemelidir. amac bu hafta değil gelecek hafta için gündem oluşturmak zaten. kavgaya girmeyip tam konsantrasyon ile önce kupa finalini sonra lig finalini almalıyız. ligler bittikten sonra da lehimize ve aleyhimize yapılan kamuoyunun birleştiği pozisyonlarda gerçekleşen olaylarla ilgili puan tablosu çıkarıp o puan tablosuna göre kaç puan ekside olduğumuz gözlerine sokulmalidir.
  • 4990
    kulübümüz mali açıdan büyük yollar katettiğini duyuran, liseli yiyici takımına cevap niteliği taşıyan açıklamadır.

    --- alıntı ---

    galatasaray spor kulübü için mali açıdan son derece önemli olan yapılandırma sürecinin ön koşulları 30.12.2019 itibariyle tamamlanarak, florya metin oktay tesisleri arazisi yeniden kulübümüze kazandırılmıştır. ayrıca bu yapılandırma ile birlikte kulübümüzün gayrimenkulleri ve hesapları üzerindeki bütün hacizler de kaldırılmıştır.

    camiamıza saygıyla duyurulur.

    galatasaray spor kulübü

    https://www.galatasaray.org/...dirma-hakkinda/45850

    --- alıntı ---
  • 4799
    https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/691267

    şu sözleşmeyi hangi akla hizmet ederek imzaladılar vallahi anlamıyorum ya. donk gibi vasatın altında bir oyuncuya böyle bir sözleşme önermek çok saçma. umarım akıllarını başlarına devşirirler bir an önce. beşiktaş'tan örnek vermek istemiyorum ancak quaresma bu yıl sadece 2.1 milyon euro kazanacak. yazıklar olsun. beni büyük hayal kırıklığına uğrattılar.
  • 1482
    galatasaray'ın yönetimleri, derin galatasaray'ın köklerinin toprak üstüne çıkmış uzantısıdır sadece.
    kimse adnan polat'ı taraftar gönderdi diye havalara girmesin, alakası yok.

    dönemsel olarak bellidir kimin başkan seçileceği. ve başkanın kişisel hareket alanı da olsa olsa toplamın %20'sidir. ekonomik ölçeklerin olumlu seyrettiği dönemlerde, kulübün rotası hep batıya çevrilir ve başkan olarak da batı profiline uygun kişi getirilir. faruk süren ile ünal aysal'ı yan yana koyduğunuzda tipleri dışında çok büyük farklar bulamazsınız. ünal aysal seçildiğine göre avrupa'da başarılı günler geliyor diye sevinmiştim hatta.

    rahmetli özhan başkanın ise batı profiline uygunluğunun yanı sıra süren ve aysal'dan farkları var. tavır olarak daha kabul edici, dışarıya yansıtan değil içine atan bir profili vardı. kendisinin görev aldığı döneme bakınca başarısızlık görüyoruz belki ama diğer kulüpler gibi değildir bu iş bizde.

    canaydın'ın icraatleri bizi başarısız kılmamıştır. başarısız olmamıza yol açabilecek bir döneme geçildiği sırada canaydın gibi centilmen, herkesle iyi geçinen ve mutevazı ekonomik bütçeler dahilinde en iyisini kimseye kırılmadan, küsmeden yapabilecek birisi olarak canaydın getirilmiştir göreve.

    sonrasındaki adnan polat dönemi... ekonomik ibrelerin lehimize dönmeye başlayacağı, ama henüz kasamızın dolu olmadığı dönem. polat'ın agresif ve doğal tavırlarının galatasaray camiasını uykudan uyandıracak gerilim ve çekişmeler için ideal olduğu dönem. galatasaray kimliği ile ilgili propagandaların hat safhaya çıktığı dönem. arda turan'ın "10" numaralı forma ve kaptanlık rütbeleriyle ön plana sürüldüğü dönem. 20:45 söylemleri. galatasaray milliyetçiliği gibi bir kavramdan bahsedebileceksek, bu kavramın tüm olgu ve sembolleriyle resmen pompalandığı dönem. çünkü paranın ucu göründü, çünkü bir sonraki başkan ile yeniden avrupa seferine çıkılacak ve senelerdir sportif olarak rölantide olan, camia olarak suskun kalan bir kitlenin tam anlamıyla uyandırılması, ayıltılması lazımdı.

    tt arena açılışındaki protestolar tahmin ediliyordu. derin galatasaray, ne akp yandaşı ne akp karşıtı olmayı hiç bir zaman göze alamadı. aslında bunu bugün kimse yapamaz. herkes denge politikası ister. bakmayın cemaate karşı cumhuriyetin son kalesi yalanlarına, aziz yıldırım bile başbakanla aramı kimse açamaz diyordu. hesaba katılmayan şey erdoğan bayraktar'ın konuşmasıydı ve o konuşmanın tatsızlığı nedeniyle beklentilerin üzerine çıkan bir reaksiyon oluştu. inan kıraç'ın hemen olayın ertesinde gösterdiği reflekslere kimsenin değinmemesinden de bunu anlayın. derin galatasaray böylelikle çok iyi bir denge oluşturdu. ve bana sorarsanız, siyaset üstü bir varlık olan galatasaray'ın hiç bir hükümetle ne yandaşlık ne de karşıtlık ilişkisi olmamalı. mahalle bakkalı yönetmiyorsunuz beyler, ülkenin futboldaki lokomotifini yönetiyorsunuz. galatasaray uyuyunca herkesin öldüğünü gördük. bu yüzden elinde galatasaray aleyhine kullanılabilecek bir güç taşıyan her kişi ve kurum, denge politikası ile uzakta tutulmalıdır.

    adnan polat misyonunu tamamladı, sıkıntılı dönemi camiayı kıpırdatma görevini yerine getirerek atlattı. derin galatasaray bunu uygun buldu, hükümet ile aramızın açılacağı ya da yakınlaşacağı o kritik anda taraftarın karşıtlığı yönetim ile dengelendi. kamuoyu ya da galatasaray taraftarı bunu "taraftar polat'ı yolladı" diye kabul etmek isteyebilir ama kulüp içerisinde kimsenin bu durumu pek salladığını düşünmüyorum. son olarak, mesela taraftar başbakan'a yalakalık pankartı açsaydı, yönetim ters reaksiyon verecekti, buna emin olduğumu söyleyerek bu faslı kapatayım.

    gelelim ünal aysal yönetimine. avrupa seferi için kaynaklar hazır, taraftar motivasyonu yakalamış durumda, takım iyi ve daha iyi olabilmesi de mümkün. bu şartlar altında, taraftar ile karşı karşıya gelmeyi aysal da asla istemezdi. bahsi geçen kamuoyu açıklamasının daha sert olmayışından dolayı aysal yumruklarını sıkıyor bile olabilir. lakin derin galatasaray'ın her zaman göz ettiği denge politikalarını bir anda çöpe atamazsınız. benim hayal kırıklığım; aba altından sopa göstermeyişimiz üzerine sadece. dağ fare doğurdu demiştim bir yerde, bekliyordum ki en azından gelecek sezonun yayın hakları konusunda alternatiflerimizi gözden geçirme kararı aldık denseydi.

    şimdi biraz sakin kafayla düşününce, "derhal istifa edin" çağrısı, aslında küçümsenecek bir tepki değil. bursaspor haricinde kimsenin ses çıkarmadığı bir anda yapılmış olması da cabası. en azından naklen yayın tehdidi gösterilmeliydi ek olarak, ben sadece buna üzüldüm.

    ama genç arkadaşlar başta olmak üzere herkes bilmeli ki, bu kadar zirvede bulunan bir takım olan galatasaray'ın idaresi, anlık heyecanlara kurban edilemez. soğuk savaş icra etmesini bilmek gerekir. benim bu konuda derin galatasaray'a güvenim sonsuz. zaten galatasaray'ı diğerlerinden ayıran bir özellik de bu. derin galatasaray sayesinde bu takım asla iflas etme noktasına gelmeyecek, asla şike radarını zorlamayacak. asla bir yönetimin çılgınlıkları nedeniyle camia kaosa sürüklenmeyecek. bakın; demirören ve aziz yıldırım nedeniyle iki büyük camia belki de yerle bir olacak. demirören'in beşiktaş başkanıyken sergilediği kendi başına buyruk yönetimi nedeniyle büyük ihtimalle ekonomik anlamda gençlerbirliği seviyesine inecekleri bir dönem onları bekliyor.
    aziz yıldırım tam bir imparatorluk kurdu camiasında ve onu durduracak, dizginleyecek, dengeleyecek hiç bir güç yok. taraftar deseniz hali ortada. biat kültürüne bayılırız, iki demeç, iki marş, gördüğümüz gibi hepsi maske takar da gezer. bu şartlar yeni oluşmadı, 4-5 yıldır bu hegemonya vardı ve eğer adaletli bir biçimde mekanizmalar işletilse fenerbahçe bu çılgın hegemonyanın bedelini ödeyecekti. belki de uefa bu işe el atacak ve fenerbahçe taraftarı, aziz yıldırım'ı dengeleyecek bir derin fenerbahçe olmayışının acısını anlamaya başlayacak.

    sözün özü, şike sürecindeki galatasaray tutumları sadece yönetimin eseri değildir, hiç bir zaman da öyle olmamıştır. ben derin galatasaray'ın her hamlesine, her politikasına her zaman inandım, güvendim ve mutlu oldum. derin galatasaray dedim diye de aklınıza kötü, pis, gizli emelleri olan bir yer altı yapılanması gelmesin. akil adamlar heyeti, ihtiyarlar heyeti diyelim. soğuk savaş üstadı, psikolojik harbin erbabı adamlar heyeti diyelim.

    bir bildikleri var, eminim. keşke naklen yayın resti çekseydik diyorum sadece.
  • 1442
    efsane olma fırsatı ellerine geçmiş yönetim 3 ana madde söylemeleri lazım açıklamalarında artık söylenme tarzı onlara kalmış;
    -tazminatlardan dolayı havuzdan çekilemiyoruz fakat tüm taraftarlarımızı yayıncı kuruluşu boykot etmeye çağırıyoruz, isteyen deplasman maçlarını gelsinler stadımızı açalım dev ekranda izlesinler.
    -taraftar grubumuzla beraber haksızlıklara karşı yürüyoruz şu tarihte şu yerde yönetim olarak biz yürüyeceğiz taraftarlarımızı bu yürüyüşe davet ediyoruz.
    -uefa'ya gerekli başvuruları ivedilikle yapıyoruz tff ve yıldırım demirören artık muhattabımız değildir.

    aha bu 3 madde benzeri şey açıklasınlar heykelleri dikilir yıllar sonra.
    bekliyoruz efendim laf sokmadan öte artık icraat bekliyoruz.
  • 5665
    bugüne dek erden timur önderliğinde müthiş bir iş başarıyorlar bunu kabul etmek lazım. hatta bir önceki döneminde nefret ettiğim dursun özbek bile inanılmaz sempatik geliyor artık.

    fakat fb'nin bu hukuk tanımayan beş yıldız zırvalığına gerekli tepkiyi vermezlerse ne yapılan transferler, ne gelen başarılar kıymet görmeyecek. belki abartıyor diyor olabilirsiniz ama bizim sahada kazandıklarımızı masa başı ayak oyunlarıyla kaybedersek bunun elbet bir tepkisi olacaktır taraftar nezdinde.
  • 5657
    muhasebeci taraftarın bayrak taşıyanı olarak şunu söyleyebilirim ki bu inanılması zor kadroya verilen maaş toplamı yıllık sponsorluk ücretlerimiz kadar ediyor. bu inanılmaz bir başarıdır. ayrıca bu sponsorlukları getirmeyi başaran kulübümüzün sponsorlarımıza da ilk günden biz en iyisi için varız mesajını vermesi önemli. üretilen diğer iş modelleriyle de kulübümüz çok iyi yönetilmektedir. suudilerin pazarı değiştirmesiyle elimizdeki kariyerli futbolcuların yaşları kaç olursa olsun astronomik gelirler getirme şansı da var. zaniolo transferini 5*3 milyon olarak düşünmekle 15 milyon olarak düşünmek arasında çok fark var. kulüp anormal bir şey yapıyor gibi görünebilir ama bir şekilde eğrisini doğrusuna denk düşürüyor. geçen sene sadece mata işi fazladan yapıldı mesela. ama o mata bizim ona verdiğimizden çok daha fazlasını bize verecek gibi görünüyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın