• 9802
    bu sene özelinde aralarında bulunan büyük bir kısmın çok fazla değiştiğini düşündüğüm topluluktur.
    bazı konularda eleştiriye hiç tahammül kalmamış.
    eskiden bizim taraftarımızın %95'i falan kendi takımına odaklı hareket ederdi, şimdi ise fenerbahçe ne yaptı ne etti onla uğraşıyor.
    lig devam ediyor, avrupa'da son 32 turundayız ve 4 pozisyonda oyuncu eksiğimiz var.
    bilmem farkında mısınız ama lig maçlarına çıktığımız ilk 11'in 4-5 oyuncusu kendi pozisyonunda oynamayan, ittire kaktıra oraya monte edilmiş oyuncular.
    yahu bunları dile getirince bile mesaj yağmuruna tutuluyorum.
    şubat ayına geldik takımda 1 tane 10 numaramız var o da 36 yaşında, 1 tane işini yapan bekimiz vardı onu sattık (satılmasına asla karşı değilim), sol bekte unutulan kazım var, 8 numara bölgesinde sahaya atabildiğimiz tek oyuncumuz kerem demirbay o da 2 maç iyi performans veriyorsa 3-4 maç kayıplara karışıyor, sağ kanadımız zaten allahlık...
    şu kadroya bakınca; anadolu takımlarının efor sarf etmediği, hakemlerin penaltı vermek için parmak kaldırıp sıraya girdiği fb ile puan puanayız ya gerçekten okan hoca büyük iş başarıyor.
    adam bir de bunu cl'de oynadığı sezonda yapabiliyor ama en çok eleştiriyi gören o ve kerem aktürkoğlu, bunu da çok anlamış değilim.
    negatif basıyor dersiniz şimdi ama tablo ortada beyler.
    biz hala niye beksiz maçlara çıkıyoruz, neden hala ndombele oynayacak mı diye bekliyoruz?
    bunları konuşmakta neden bir beis görüyoruz?
    kenetlenelim tabi başka galatasaray yok ama galatasaray'ın da 2 tane pozisyonunda oyuncusu yok, 2 pozisyonda da alternatifi yok ve biz bu şekilde şubat ayına giriyoruz.
    ben bunların kenetlenmekle çok alakalı şeyler olduğunu düşünmüyorum kusura bakmayın.
    sol bekim nerde? sağ bekim nerde? mertens'in alternatifi ya da yerine gelecek oyuncu nerde?
    avrupa'da kuramız mis gibi, şu turu geçsek biraz şans ile yarı final, final hayal değil.
    kaldı ki senin takımın cl'nin en iyi takımlarından birine kök söktürdü, şansla elinden kaçırdı.
    uefa'da gelecek takımlara da aynısını yapabilecek kültüre sahip.
    hayal kurdurtan galatasaray'dan, bu eksiklerle ne yapabiliriz galatasaray'ına dönmek bu kadar kolay olmamalı...
  • 9803
    artık kendine çeki düzen vermesi gerekir. özellikle 29 ocak galatasaray gaziantep fk maçı'nda tribün adına hiç birşey yok. üstüne bide gereksiz tepkiler verip takıma zarar vermektedir. takıma destek vermeye gidiyorsanız gidin maça. maçı seyretmek isterseniz evinizde oturun ve maçı öyle izleyin. destek vermek isteyenlerin yerini boşa işgal etmeyin. kuzey alt hariç millet maçı seyrediyor sadece. ki kuzey altında sadece orta bölümü destek veriyor takima.
  • 9805
    nerede duracağını bilmeyen, sosyal medya gücüyle birlikte iyiden iyiye ipin ucunu kaçıran taraftar.

    her şeyi bilemezsiniz arkadaşlar. her şey de sizin istediğiniz gibi olamaz. ne sahadaki futbolcuyu o gün kötü diye ıslıklamanız ne de transferi konuşulan bir oyuncuya karşı önyargıyla yaklaşıp baştan yangın yapmanız akla mantığa sığar bir iş değil.

    biraz olsun durmayı, destek vermeye odaklanmayı bilmeli.
  • 9809
    tamamını kapsamamak kaydıyla, alt iki kuşak ve üst iki kuşak olarak ikiye bölünmüştür. bir grup selvi boylum al yazmalım filmindeki cemşit. diğer grup aile şerefi filmindeki oktay olmuş.

    ben cemşit. sevgi emekti...

    edit: selvi boylum al yazmalım filminde kız çocuğunu bize samet diye neden yutturdunuz oğlum yıllarca? elif inci adında bir kız çocuğuymuş samet.
  • 9810
    sözlüktekinin benzeri bir güruh yavaş yavaş tribüne de hakim oluyor. klasik ezberleri var: mertens yaşlı, okan hoca geç oyuncu değiştiriyor gibi. fm ve benzeri oyunlarda yaptığı üç beş aksiyonun verdiği öz güvenle kendini futbol uleması sanıyor. z kuşağının tüketici kimliğini taşıyor. 2023-2024 sezonunda şampiyonluk olmuş kadroya 12 oyuncu alınmış, halen alınsın, onu da alalım, bunu da alalım, 3-5 de genç alalım, öbürünü paket yaptıralım…sırf haklı çıkmak için, kendi egosunu tatmin için takım yenilsin istiyor. sözlüktekileri görüyorum ama zaten onların galatasaraylılığından şüpheliyim. fakat bizzat yanımdaki genç arkadaş diyordu beşiktaş maçında “inşallah yenilirsiniz” diye. derby maçı kazandık ama o sevinmeden çıkıp gitti bu yüzden. işte 29 ocak galatasaray gaziantep maçında 2,5 yıldır takıma inanılmaz katkı veren, en potansiyelli oyuncusunu, ikinci kaptanını da ıslıkladı bu grup. yangıncılar. pesimistler. egoistler. ben demiştimciler. obur, obez ve şımarıklar. tüketiciler.

    uzatmak mümkün. allahtan çoğunluk değiller. allahtan üzüntünle sevincinle seninle birlikte diye ortalığı yıkan gerçek taraftarlar halen hakim camiamıza.
  • 9811
    neden bir anda küçük emrah moduna bağladığını anlayamadığım topluluk. bizim takımda muslera, abdülkerim, nelsson, sanchez, torreira, kerem aktürkoğlu, zaha, mertens, barış alper, kaan ayhan, icardi gibi futbolcular buhar olup uçtu mu da karalar bağlamaya başladık. sadece nicelik olarak eksiğiz diye ne bu telaş amk? transferler yapılır gelir oynarlar. takım muhteşem top oynuyor her maç 5-6 golün kıyısından dönüyoruz. sanki biz 10 yıldır şampiyon olmamışız gibi değişik değişik tripler. yeter artık silkelenip kendimize gelelim. bana antu yazarları gibi entry girdiriyorsunuz ya.
  • 9813
    hepimizin gözü önünde galatasaray’a zarar veren bir topluluk var. tribünde var. sosyal medyada var. sözlükte var. sadece galatasaray’ı da geçtim. neredeyse ülkenin her yerinde varlar. sadece galatasaray’a değil aşağı yukarı ülkenin her kurumuna zarar veriyorlar. radikal kapitalist sistem için herkes bir kişi sonuçta.

    her konuyla ilgili bir fikirleri var. yorumlarının hepsi bıçak gibi keskin. anlamak gibi bir dertleri yok. keyif almak gibi bir gayeleri yok. bağırıyorlar, çağırıyorlar, ıslıklıyorlar, sosyal medyada her yere yorum yazıyorlar. kolaylıkla manipüle ediliyorlar. hızlıca organize oluyorlar. sürekli ofansifler. durmadan bıkmadan usanmadan konuşuyorlar. ülkeyi kocaman bir toksikistan’a çevirdiler.

    aklı selim insanlar bu toksikistan dünyadan kaçtıkça onların sesi daha da gür çıkıyor. üzücü olan ise bu durumdan kaçış yok. bugün, yarın mevzusu değil. çağ onların çağı. biz bu düzene söylene söylene çekip gideceğiz bu dünyadan.

    ne diyebilirim. allah büyük.
  • 9814
    "galatasaray'da performans düşüklüğü affedilmez" anlayışı, bazılarında yanlış bir şekilde nankörlük duygusu yarattı. maalesef bu durum da kaos ortamından beslenen bir nesli ortaya çıkardı. kerem aktürkoğlu'na 29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçında yapılan haksızlığı gördükten sonra futboldan biraz daha soğudum desem yeridir.
  • 9816
    zaha'yı sahada duruşundan, aksiyonlarına kadar eleştirip, çöp ilan etti, o zaha son 9 puanının 6'sına doğrudan katkı yaptı; barış alper'e olmaz bundan dedi barış gitti son maçı aldı; halil'e futbolcu değil dedi, bugünkü puanda katkısı var. son olarak kerem'e yapılanlar, maç formu kötü olsa da, kabul edilir değil. n'dombele, tete, berkan gibi oyunculara değinemedim artık.

    (bkz: 29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçı)

    bir ara da kerem demirbay, kaan ve nelsson için benzer şeyler söyleniyordu. herhalde hışmından nasibini almayan oyuncu kalmadı takımda. tüm bunlar da teknik direktörü "kenetlenin, tüm oyuncularımız çok kaliteli ve ellerinden geleni yapıyorlar" diye çağrı yapmasına rağmen oluyor.

    son dönemde bir kesimin ne yapmak istediğini, takıma destek mi köstek mi olma amacında olduğunu anlamak cidden zor.

    biraz sabır, biraz güven, biraz sağ duyu, biraz dozunda eleştiri.
  • 9818
    yılın 10 ayını mutsuz olarak geçirir. sürekli oyuncularını kötüler, hiçbir şeye güvenmez. özellikle yerli oyunculara ve batı avrupalı olmayan oyunculara döşer geçer. sürekli negatif bir şeyi bir şekilde yakalar. mümkün olmadığını bildiği halde her şeyin en mükemmelini ister. takım kötüyse nefretinin karşılığını ben demiştim olarak alır. takım iyiyse de galatasaray beni göt etti der, işte çok büyüksün galatasaray falan filan. ama totalde 10 ay mutlu, 2 ay mutsuz fener taraftarı kadar travmaları vardır. özellikle transfer dönemlerinde hiç çekilmez hale gelir.
  • 9819
    galatasaray yönetimleri daha önceleri futbolcu satışlarını doğru düzgün yapamadığı için “ ama malum takımın başkanı öyle böyle satıyor, biz beceremiyoruz yeaa “ diye ortalıkta dolaşanlar, bugünlerde sinekten yağ çıkarırcasına gayet mantıklı satışlar yaparak kulübe inanılmaz bir nakit akışı sağlamış yönetime bu kez de “ herkesi satıyor bunlar yav, futbolcu kalmadı” diye saldırıyorlar. bu nasıl bir ironi ben anlamadım.
  • 9822
    transfer üzerinden yönetime saldırmak yerine verilmeyen goller ve penaltılar için futbol ortamına saldırmalıdır. icardi'nin kaç haftadır golleri güme gidiyor, penaltıları güme gidiyor ama icardi suçlu. iyi de adam gol atıyor yine de verilmiyor. icardi'ye açık bir mobbing var çünkü takımın en değerlisi bu adam.

    lütfen boş işlerle uğraşmak yerine asıl yapmamız gereken şeyi yapalım. biz taraftarız galatasaray'dan taraf olalım. ben bu söylemi yaptığım için daha galatasaraylı değilim. hepimiz canımızdan çok seviyoruz bu kulübü. allah aşkına sahip çıkalım ite köpeğe yedirmeyelim kimseyi.
  • 9825
    büyük bir bölümünde çok farklı değişimler olan renktaşlarımız.
    çok değil 2 yıl önce hemen hemen berbat bir kadroyla ''ulan barcelona'yı eler miyiz?'', ''morutan-cicaldau ile uefa avrupa liginde final görür müyüz?'' diye düşünüp hayaller kurarken, bu sene son 32 maçına sol beksiz, sağ beksiz çıkmayı umursamayan bir hale gelmişiz.
    bir de elindeki kadro o yıldaki kadronun fersah fersah önünde.
    fazladan sadece 2 maç yapacağız, eşleştiğimiz takım da öyle kesin galatasaray'ı eler diyebilecek kalibrede değil, %60'a 40 favori olduğun eşleşme varken bile takımın beksiz bu elemeye çıkmasına aldırış etmeyen bir taraftara ne ara döndük, ne ara oldu bu iş anlamıyorum.
    senin takımın ve hocan bu sene avrupa'nın en güçlü 5 takımından biri olan bayern'i sahadan sildi.
    şimdi atalanta var, milan var diye zaten avrupa'da ilerleyemeyiz düşüncesini nasıl kabul ederiz?
    heyecan bile kalmamış, bunu dillendiren yorumculara hain damgası yapıştırır olmuşuz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın