• 7351
    geçmişten ders almayan insanların olduğu topluluk. ders almayı bırak hatırlamıyorlar bile... mesela şu terim istifa mevzusu. insanlar ''terim kalsın'' derken sizin dediğiniz gibi terim'in galatasaray'dan büyük olduğunu filan söylemiyor. bunu değil galatasaray taraftarı fulya terim bile söylemez zaten. sadece tarih orada öyle duruyor ama bunu siz görmüyorsunuz.

    tarih derken kastım terim'in başarıları değil. sezon ortasında mancini geldiğinde, tudor geldiğinde neler olduğunu gördük. şimdi bu dağınık kadronun başına başka biri gelirse en fazla idare edecek, biz diyeceğiz ertesi sezonu bekleyelim ama ertesi sezonu tüm kredisi tükenmiş olacak ve 6. hafta filan kovulacak.
  • 7355
    futbol aklı diğer tüm taraftar gruplarından daha üst düzey , daha gerçekçi olan taraftar topluluğudur. ne fenerbahçe taraftarı gibi galatasaray düşmanlığıyla gözleri kör olmuş, ne de beşiktaş gibi yenilsen yensen de diyip yeri geldiğinde eleştiriden uzak durmuştur. galatasaray’ın faydası doğrultusunda herkesi, her şeyi eleştirebilir galatasaray taraftarı. ve en önemlisi de doğru olduğuna inandığı, galatasaray’ın faydasına olduğuna inandığı şey uğruna herkesten daha iyi savaşır. o yüzdendir ki galatasaray taraftarına sırtını dönen ne hoca, ne de yönetim başarılı ve uzun soluklu olamaz. galatasaray her zaman taraftarıyla var olmustur ve var olacaktır.
    (bkz: eski açık sarı desene)
  • 7356
    türkiye’nin en kalabalık ve en çok zafer görmüş taraftarıdır. resmi olmayan bilgilere göre 30 milyon civarı olduğu düşünülmektedir. aralarından atatürk ve galatasaray değerlerini taşımayan bir kesim ve galatasaray taraftarına göz ucuyla bakan, yolunacak kaz gibi gören liseci grup hariç hepsi tek tek tebrik edilesidir. o kadar sevinci, hüznü, şampiyonlukları, hezimetleri beraber gördük geçirdik.2000 yılında dünyanın tepesine beraber çıktık.* daha da iyisi olabiliriz. önce gerçekçi olmak lazım. durumumuzu iyi analiz edip ona göre davranmamız lazım. ya çok tepeden bakıyoruz ya çok yerin dibinden. ülkece bipolar olduk o başka mesele. yaşı büyükler uefa zamanında yaşanılan adrenalini, coşkuyu aramaktan dolayı yokluk sendromu yaşamaktan, yaşı küçükler her şeyi hazır bulmaktan dolayı sanki biraz şımardık, doğru teşhisi bir türlü koyamaz olduk. arkadaş ortamlarında 30 milyonuz diye sağa sola böbür atıyoruz ama internet nesli çok yıkıcı onlardan utanıyoruz, takım kötü gidince “derhal burayı terk et kardeşim”ciler ve “ağustos böceği bu takıma gelecekse ben bu takımı tutmam", "düzgün bir karınca yıllardır bulamadık ben bıktım”cılar, vb. şekilde gruplara bölünüp diğer tarafa aslında kimin daha iyi taraftar, kimin birilerinin paralı askeri olduğunu beyhude kanıtlama çabaları… yahu hanımlar beyler sevgili renktaşlarım bu takım, bizim takımımız. kime bu takımı tutmadan önce şartlarımız bunlar diye taraftarlık sözleşmesi yapıldı? kimseye yapılmadı. ben hatırladığım kadarıyla bu renklere 93 yazında abim sayesinde bodoslama daldım, sadece ismini ve renklerini biliyordum. biraz arabesk olacak ama sevginin sevdanın aması fakatı olmaz. fakatlar amalar başladıysa gerçekten sessizce “kenarıya” çekilme zamanınızın geldiğini anlayabilirsiniz. sizi rahatsız eden şey kulubün kronik sorunu mu yoksa bir kaç taraftarın kişisel görüşleri mi onun ayrımına varmakta fayda var. ha mutlu değilseniz, biraz dinlenin başka uğraşlar bulun sonrasını siz bilirsiniz. önceden de bu tartışmalar olurdu ama sonra kol kola gider maçı izlerdik. şimdi bazı arkadaşlarla aynı maçı mı izliyoruz ondan bile emin olamıyorum. taraftar sayısı arttıkça bunun getirdiği olumsuz yanlar da olacak elbet bu kaçınılmaz. son zamanlardaki yeni taraftar türlerini buna bağlıyorum. her şeye rağmen kendilerinden rahatsız değilim çünkü bu bir süreç ve süreç sonunda umarım kendileri aramızda kalmaya, sayıları ve galatasaray aşkları da katlanarak artmaya devam eder.*
  • 7357
    bir takım her sene şampiyon olamaz. 2 sene üst üste şampiyon olmuş hocaya da takıma da 1 sezonluğuna sabır gösterilir. sanki 10 senedir şampiyon olamıyoruz, bunun da müsebbibi hocaymış gibi davranmanın alemi yok.

    bir de şu "rakipler bu durumdayken" saçmalığı var. sen ne durumdasın peki? senin durumun çok mu iyi? 2 senedir ffp cezasıyla boğuşuyorsun. 2 senen daha var. oyuncu satmadan oyuncu alamıyorsun. elindeki oyuncuları da satamıyorsun. bu yüzden kadroyu da yenileyemiyorsun. ancak oradan buradan kiralık ya da çıkma adam bulup kadroya koyabiliyorsun.

    ha hoca bu sezon* çok kötü. elindeki kadroyu maalesef hiç kullanamadı. hep hatalı tercihler yaptı ve özellikle taraftarla inatlaşmasından dolayı çok kredi kaybetti. bu sezonu kendi elleriyle berbat etti. doğrudur. ama artık siz de sadece 1 sezonluk başarısızlık nedeniyle hoca değiştirmekten bıkmadınız mı?

    yeni hoca gelecek ne olacak? sabredebilecek misiniz? diyelim o ağzınızın salyaları aka aka istediğiniz okan buruk geldi. 3 maç kaybetse burada ilk siz linç edeceksiniz yine.

    nereden mi biliyorum? yahu defalarca yaşamadık mı bunu? bu taraftar değil miydi geçen sezonun ilk yarısında onyekuru'yu ıslıklayan? şimdi "onyekuru gelecek, dertler bitecek" diyorlar. aslında çok komik. kahkahalarla gülmek lazım bu saçmalığa. ama işte takımın durumu o kadar dramatik ki insan gülemiyor.

    yönetimin uğraştığı mali problemleri ve bunlara ek olarak camia içinden yapılan aymaz baskıyı görmüyor musunuz? dursun özbek denen kişi, transfer sezonuna 2 hafta kala icra memuru yolluyor kulübe. yönetim kendisiyle defalarca görüşmesine rağmen inatla anlaşmaktan uzak duruyor. anlaşmak için şart olarak 37 milyon tl'lik kendine tahsisli borcun silinmesini ya da kulübün hisselerini istiyor. diğer taraftan 2 tane kişi çıkıp "galatasaray'a kayyum atansın" diye dava açıyor. yahu divan kurulu başkanı, galatasaray başkanına omuz atıyor. siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?

    elbette bunlar sahadaki kötü futbola ve takımın doğru düzgün çalıştırılmıyor olmasına bahane değil. ancak bu gerçekleri bir kenara atarak takımı, hocayı ve yönetimi eleştirmek de, kusura bakmayın ama, insafsızca. günümüz insanı değişime ve yeniliğe o kadar odaklı ki artık "değişim (ya da yenilik) = iyileşme" olarak yorumluyor. sanki hoca değişince, yönetim değişince, futbolcu değişince her şey bir anda iyiye gidecek. gitmeyecek güzel kardeşim. bu takımın değişime değil, dönüşüme ihtiyacı var. mevcut yönetim ve hoca da bunu yapabilecek kabiliyette.

    yarım sezon daha sabredelim. sezon sonuna kadar bu inatlaşma devam eder, hoca yine aynı hataları ısrarla yaparsa zaten sesler yükselecek ve hoca da bırakıp gidecektir. ama şu sezon sonunu bir görelim.
  • 7360
    -sen kalk, galatasaray ekonomik olarak birazcık bile rahatlasın diye #yellowfriday yap.

    -yetmedi bidegrey weekend yap.

    -takıma moral olsun diye antrenmanlara 30 bin kişi git.

    -kar kış kıyamet demeden takımı desteklemek için maça git.
    .
    .
    .

    sana reva görülen ise "arda çok büyük bir galatasaraylıdır, jübilesini burada yapmayı hak etmiştir" olsun.

    durum tam olarak nedir biliyor musunuz?

    galatasaray taraftarı herkese karşı vefalı olacak ama kimse galatasaray taraftarına vefalı olmayacak.
  • 7361
    28 aralık 2019 galatasaray antalyaspor maçında tribünde güldürmüştür. tarık çamdal denilen şahıs saçı sakalı değiştirmiş fakat 17 numaralı formasıyla rakipte sol bek oynuyordu. tribünde bir arkadaşla acaba neden hiç tepki görmüyor diye konuşmuştuk. ikinci yarı bir pozisyonda sarı kart gördü ve anonsu yapıldı. o esnada tribünler ıslıklamaya başladı ve ondan sonra top ne zaman buna gelse tribünler ıslıkladı. büyük ihtimalle sarı kart anonsu öncesi tarık’ın maçta olduğunu çoğu kişi bilmiyordu. *
  • 7362
    28 aralık 2019 galatasaray antalyaspor maçı sonrası fatih terim'in arda turan hakkındaki açıklamalarını medyanın da etkisiyle yanlış yorumlamış gözüküyor. şu an için bir transfer söz konusu değil bence.

    arda turan başlığındaki entry sayısını artırmamak için buraya yazdım. sözlüğümüzde en çok entry girilen başlıklardan birisi olmasını kabullenemiyorum.
  • 7363
    dişinden tırnağından artırdığı parayla takımına katkı sağlayan gerçek cefakar olan insanlardır.

    evde onlarca galatasaray store ürünüm var, yeğenlerime doğum günü hediyesi olarak hep galatasaray temalı lisanslı ürün alırım.

    hatta bazılarının aşırı derecede kalitesiz ve pahalı olduğunu bilmeme rağmen gidip para verdim, sırf takıma katkım olsun diye.

    amaaaaaaa, arda turan bahsi açıldı ya, orada dur bakalım yönetim ve fatih hocam.

    (bkz: lisanslı ürün al takımına sahip çık/#2830251)

    daha önce yazdım, tekrar yazıyorum.
    bizim 2 kuruş paramızla yellow friday, grey weekend kampanyalarından az miktarda gelir elde et, sonra bununla eyt futbolcu arda turan'a rızık vermeye çalış.

    bu zihniyetler olduğu sürece cebimden kuruş çıkmaz artık galatasaray için.

    hani haram olduğunu düşünmesem beinsport'a da para vermem kaçak izlerim ki buradan takıma para katkım olmasın.

    o kadar öfkeliyim bu zihniyete.
  • 7364
    galatasaray’ın aceleci ve maymun iştahlı bir taraftar profili var/ya da oluşuyor. bu da aynı zamanda bu yeni taraftar profilini aşırı abartılı ruh halleri içine sokuyor. sevmesi ile nefret etmesi çabuklaşıyor. karar vermekten ziyade coşkulu ya da melankolik olmayı seviyor. karar veremediği için yani anlık ve aceleci sevip nefret ettiği içinse doğal olarak küçük hedefleri oluyor. halbuki bu prototip ezeli rakibinin onulmaz başarısızlıklarının da sebebiydi. onulmaz diyorum zira yüz küsur seneden fazladır bir türlü olmuyor, çünkü yukarıda bahsettiğim aceleci, maymun iştahlı, abartılı duygu değişimleri, küçük hedefler (yalnızca ezeli rakibi yenmekle övünmek, öyle melankolik bir patolojik vaka ki bu şampiyonluktan daha mühim ve önemli görüyordu) onları onulmaz başarısızlıkların takımı yapmıştı.

    peki, biz ne zaman ve nasıl buraya doğru gidiyoruz, gitmekte miyiz, belki gitmiyoruz ama bir şeyler fena halde değişiyor ve bu soruyu sormamın ve bir düşünmenin zamanı geldi. o yüzden soruya soruyla karşılık vererek başlıyorum. biz buraya doğru gidiyoruz, sahadaki kötü oyunun sebebi tribündeki taraftarın ruh halinin de değişmesi/hayata ve dünyaya bakış açısının değişmesinin etkeni var mı?

    birazcık açayım.

    bir ortaya dünyanın en iyi sol ya da sağ beki bir ara pasına dünyanın en iyi 10 numarası iki koşturup pres yapana da dünyanın en iyi orta sahası payesi biçiliyor. halbuki galatasaray formasının onu giyeni dünyanın en büyüğü yapabilme büyüsü vardı... yok muydu?

    hasan şaş’ı bülent korkmaz’ı ümit davala’yı ümit karan’ı hatta fleurquin’i hatta fatih terim’i dahi büyük yapan hep gs arması/forması değil miydi? içine giydiği formayla dünyayı yenebileceğine inandıran o büyülü şey olmasaydı o büyük ve imkansız zaferler gerçek olur muydu? şimdi haziran/ocak arasına sıkışmış çoğu pohpohlanmış ve bir sürü gibi önümüzden geçen isimler.. bunlar mı kurtarıcı? kurtarıcımız kim bizim? otuz beş metreden kaleye bir füzeyi otuz beş numara ayakkabısı ile atan adama sorun, o da galatasaray formasıdır diyecektir hiç şüpheniz olmasın..

    galatasaray’ı biliyorum. en kötü haliyle bile bu ligde iki senede bir şampiyon olur. üç sene olamazsa çifteler. fakat galatasaray formasına bu hiçbir zaman yetmezdi. lig şampiyonluğu araçtı, avrupa’da başarı ise daimi amaçtı. tamam, takım kötü. hoca eskisi gibi değil. başkan ve yönetim de anlık,küçük, zaman ve başarı dilimlerinin peşinde. doğru, bütçemiz de yok ama zaten bu takımın hiçbir zaman bütçesi yoktu. ama barselona’ya ispanya’da juventus’a italya’da sahayı dar ederdi. çünkü taraftarı bunu isterdi. o formanın büyüklüğünü bilirdi. kadroya bakardık. eksik gedik bilmezdik. o forma dünyanın her yerinde o sahaya çıkar, o formanın büyüklüğünün hakkını verirdi, bilirdik.

    kişilere değil, formaya verirdik büyüklüğü.. bir kişi gelip de büyütemezdi adımızı. ki bilen bilir, kimler geldi kimler geçti, adımız büyüdü hep, adımız büyüttü çoğunu..

    biliyorum. şimdi pek çok şey değişti. elbette bir şeyler de değişecek ama seni var eden ve güçlü kılan şeyler değişirse senden geriye diğerlerinden farklı hiçbir şey kalmaz. demem şu, transfer edilen futbolcusunun uçağını takip eden taraftardan sabırlı ve uzun ümitler bekleyemeyiz. aynı şekilde uçaktan iner inmez beş dakika önce peygamberliğini ilan etmiş gibi bir yere inen futbolcudan da farklı olanı bekleyemeyiz. şunu bilirim. iyi futbolcu kötü futbolcu dünya yıldızı futbolcu ortalama topçu hepsi bu kulübün içinden girdi çıktı. hiçbiri top oynamadan, bir sezon o formanın hakkını vermeden, onurluca o formayı terletmeden bu taraftardan paye almadı. hiçkimseye de oynamadan isim vermedik, lakap takmadık.

    galatasaray taraftarı değiştiği için mi galatasaray futbol takımı değişiyor yoksa galatasaray futbol takımı değişti de taraftar da bu yüzden mi böyle oldu bilmiyorum. ama bir yerde işler yanlış gidiyorsa sen ses çıkarmadığın içindir, buna çanak tuttuğun içindir. ya da senin çıkardığın ses de kötü kardeşim, daha güzel bir ses çıkarmalısın ki, güzelleşsin yeşil zemin.

    bu işi çözmediğimiz müddet döngü her ocak ve haziran ayında adları değişen takım oyuncuları ile uçak takibi değişmeyen taraftar arasında topun bir ona bir de ona pas vermesi gibi sıkıcı bir oyun olacaktır.

    yani biraz sahadaki galatasaray gibi...
  • 7365
    --- alıntı ---

    "sadece arda'nın özelinde değil. arda olmaz bir başkası olur. başkanımız öyle takdir etmiş ama ben bu cümleyi kurmam. galatasaray'a hizmet etmiş, açıkladığım vasıfları olan oyuncular için kurmam. antalya maçından sonra açık yüreklilikle duygularımı ifade ettim. orada da çok özenle seçtim düşüncelerimi. aramızda bu kadar şey geçmesine rağmen ben ile arda'nın, fatih terim-arda turan kişiliklerinin ayrı, futbolcu ile teknik direktör durumunun ayrı olduğunu ifade ettim. aramızda bu kadar şey geçmesine rağmen ben galatasaray'a hizmet etmiş hiçbir kişiye bu cümleyi kurmam. bir tespit yapmam gerekiyor, arda, allah yukarıda bir defa 'ben galatasaray'a geleyim', mukavele için veya başka imza için herhangi bir dilekte bulunmadı. böyle bir isteği hiç olmadı. ben de kimseye ne alın ne almayın dedim. zaman her şeyin ilacıdır. bu tespiti de yapmak lazım."

    --- alıntı ---

    bakın entryception yapmak istemiyorum. fatih terim'in bu sözlerinde bir sıkıntı yok. yine üstü kapalı konuşmuş. ama yanlış anlaşılıyor. diyor ki arda için gündem dışı demek yakışık almaz. ama almak gibi bir gündemimiz yok. arda gibi bir değer her zaman galatasaray'ın gündemindedir. bize ters gelebilir ama şahsi düşüncesidir. büyütmeye gerek yok. mustafa cengiz'in taraftar tarafı fatih terim'den daha ağır basıyor. fatih terim arda turan'a kendi konumundan bakıyor. mustafa cengiz bu kulübün profesyoneli olmadı hiç bir zaman. biz de olmadık. empati yapmamız zor. fatih terim sadece açık kapı bırakıyor. ama içeri de buyur etmiyor anlayın artık.

    basın tarafından suni kaosa sürüklenmek istenen topluluk.
  • 7366
    son zamanlarda gözlemlediğim bi olay naçizane, öncelikle her şeyi hemen tüketme modasına giriyoruz yavaştan. misal altyapıdan oyuncular olsun hemen göklere çıkarıyoruz yeterli sabrımız yok mesela. tabi sevmek, hele kendinden olanı daha çok sevmek benimsemek gayet normal fakat biraz daha sabırlı, gerektiği zaman destekleyen gerektiğinde oyuncuya veyahut herhangi birine nerde durması gerektiğini öğretmemiz gerekiyor. demek istediğim fazla yoğun yaşadığımız sevgi bize ters tepebiliyor bazen. ama gel gör ki sevgimiz amatör işte :). orda profesyonelliğe çok yer vermiyoruz.
  • 7367
    demek ki taraftar gücü sadece bir maçın 90 dakikasında lazım olmuyormuş.
    hiç haberimiz yokken arda turan dönüş meşalesini yakmış, işin sonunu beklemeye başlamış.
    denklemde fatih terim, mustafa cengiz ve arda turan var. bu isimler bu futbol oyununda tecrübe sahibiler. ve eteklerindeki taşları döktüler. tabi arda turan' dan taktik gereği çıt çıkmıyor.
    kimse sormaz mı arda turan için taraftar ne düşünüyor diye?
    gündemimizde yok, ben böyle bir ifade kullanmazdım gibi kibar ve naif cümleler ile mi bu mevzu
    geçiştirilir. bu ateş böyle mi söner?
    ben açıkçası hem hocadan hem de yönetimden, sayın basın mensupları bizim kadar bu hassas konuda taraftar psikolojisi ve isteği de çok mühimdir. şu aşamada sanmıyoruz arda turan' ın dönüşünü taraftarımız da düşünsün. o yüzden biz ikici yarıya odaklanıyoruz, demelerini beklerdim.
    ama nerde. sakız gibi çekiştirip duruyorlar.
    tarihte hangi galatasaray forması giymiş bir futbolcu barda kavga edip, saldırmış devamında hastane basıp silah kullanmış. arkasından da tekrar o formayı giymiş. var mı böyle bir örnek?
    neyi uzatıp tartışıyoruz?
    2 şampiyonluk eksik kalsın, taraftar istemiyor, demek çok mu zor?
    daha ötesini söyleyip, bitiriyorum.
    arda turan 2 senelik imza atıp her yıl için 2 milyon euro versin bu zor zamanda kulübe,
    yine istemiyor bu taraftar. bunu görmemek için kör olmak lazım.
    tamam kulübün sahibi değiliz, o kadar çok para da veremiyoruz kasanıza ama biz olmasak da
    kasımpaşa ve başakşehir olurdu bu kulübün adı.
    14 yıl bekledim şampiyon olmak için sesim çıkmadı, diğer takımların bayraklarını seyrettim 14 yıl sokaklarda, balkonlarda.
    konu benim için bu kadar basit.
    tamam futbolcunun geleceğine yatırım yapalım da,
    geçmişleri gözümüzün önünde olanlara da değil herhalde.
    ne fatih terim, ne mustafa cengiz ne de arda turan için galatasaray taraftarıyım,
    kosecki' yi, tanju çolak' ı bu formaya layık görmeyip gönderikleri için galatasaraylıyım.
  • 7368
    tam da şu an ayık olması gerek. operasyon başladı çünkü, çok net. duygun yarsuvat veya onun ağzından yazılan, ünal aysal veya yine onun ağzından yazılan beyanatları görüyorsunuz.

    çok net oynuyorlar, arda üzerinden taraftara fatih terim'le mustafa cengiz arasında taraf seçtirmeye çalışıyorlar. zira emin olun, biri giderse öteki de gider. uyanık olmak gerek.
  • 7370
    19 ocak 2020 galatasaray denizlispor maçı için görüyoruz ki, sahibi olduğu takımı yalnız bırakan taraftar topluluğu. burada elbette ironi yapıyorum, ancak, malesef galatasaray sözlükte sürekli, taraftar bu takımın her şeyi, taraftarın istemediği oyuncu oynamaz, taraftarın istediği oyuncu transfer edilir gibi şımarıklıklar yapılıyor. taraftar, ülkemizde budur arkadaşlar, tıpkı günümüz şartlarında futbolcular gibi, yönetim gibi, taraftar da kusursuz değil. dokunulmaz değil. galatasaray her zaman bir bütün olduğu zamanlarda başarılı olmuştur,

    yönetim, futbolcu, taraftaaar...

    diye bağırmamız, bu yüzdendir!
  • 7372
    "takımımızın bizi desteklemesini istiyorum" dediğinde anında gelip desteklesinler...

    "takımımızın ekonomik anlamda düze çıkması için taraftarımıza da büyük bir iş düşüyor" dediğinde gelsin maddi anlamda her şeyini versinler...

    "bize inanmaları lazım" dediğinde, sonuna kadar inansınlar...

    .
    .
    .

    daha bir sürü örnek verilebilir.

    şimdi benim bu hususta anlayamadığım bir şey var; ulan madem biz herkes için her şeyi yapıyoruz, niye kimse bizim için bir kez bile bir şey yapmıyor?

    belhanda taraftara küfrediyor, bize kimse küfredemez deyip kadro dışı kalmasını beklerken, hooopp bir sonraki hafta ilk 11'de yer alıyor ve teknik edip sonuna kadar sahipleniyor. oyuncusu ya taraftar kim ki?

    selçuk inan yıllardır futbolu bırakmış, artık oynamasın diyoruz ama sonra bir bakıyoruz bir sonraki maçta bizlerle alay edermişcesine sahaya sürülüyor. evlat ya, taraftar kim ki?

    genç oyuncular oynasın, kanatlarımız hızlı oyunculardan kurulu olsun diyoruz, sonra bir bakıyoruz 32 ve 33'lük adamlar alınıyor. e tabi biz bir şey bilmiyoruz.

    bu takımın sorunu taktik ve sistem yetersizliği diyoruz ama ocak'tan tutun ffp'ye kadar türlü türlü bahaneler sıralanıyor ve taraftar yine haksız oluyor.

    yav tamam bizde her şeyi bildiğimizi iddia etmiyoruz ama bir kerede bizi dinleyin be arkadaş.

    arda turan bu takıma kapağı atmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. gelmesin diyoruz, takım içi huzursuzluk yaşanacak diyoruz, floryadaki yazıyı hatırlatıyoruz, siyasetle içli dışlı olduğunu söylüyoruz, ulan her şeyi geç kaç yıldır doğru düzgün forma giymediğini anlatmaya çalışıyoruz ama bizi dinleyen yok. bizi dinlemeyen kişilerin en başında fatih terim geliyor. e be fatih terim, en zor zamanlarında biz sana sahip çıkmadık mı? 1-2-3-4... her zaman sahip çıktık. son gidişinde galatasaray düşmanlarıyla kol kola girmeni bile sineye çektik. şimdi bazıları çıkacak ve "ama siizzz nankörsünüz, fatih terim ne derse o" diyecek ve bizi fatih terim düşmanı ilan edecek. 9 yılda 8 şampiyonluk kazandırdı, uefa kupasını aldı, daha nice kupalar kazandırdı bunları bizde biliyoruz ve boşuna imparator demiyoruz ama yaptığı bütün yanlışlara da eyvallah çekmek galatasaraylılık değildir. bir el öpme, iki sarılmayla galatasaray değerlerini yok edemeyiz arkadaşlar.

    bide şu taraftar grupları var ya beni benden alıyor..

    30 milyon galatasaray taraftarının sesi, nasıl oluyor da biatçı sucuk ekmekçiler oluyor? yahu siz kimsiniz? stada beleş gir, birilerini savunmak için para al, bir sözle herkesi sat... sonra galatasaray değerleri öyle mi? yazıklar olsun.

    en çok da neye üzülüyorum biliyor musunuz?

    sahada hiç hak etmeği halde milyonlar kazanan bazı futbolcular, kenarda milyoncukları cebe indiren teknik ekip, zorda kaldığında takıma gelip milyoncukları koparan evlatlar, çıkarı olmadan desteklemeyen saçma sapan taraftar grubu... her şey galatasaray için deyip bir güzel kazıklarlar herkesi. gerçek galatasaraylılar ise "galatasaray sevgisi" üzerinden bir güzel kazıklanıyor. sen kalk bazı yerlerden kıs, hatta borç harçla gidip galatasaray forması al kimin için? galatasaray'ın evladı 33'lük arda'nın dakikalık şarabı için.

    işin kötü yanı da şu; arda, gerçek galatasaraylı oluyor, gerçek galatasaraylılar ise seyirci.
  • 7373
    seyirci değil, taraftar'dır. kulübü sadece istanbul'dan ibaret sananlar bunu tabi anlayamaz. iş, güç el verse her yerde kovalayalım sevdamızı kabul fakat galatasaray istanbul takımı değildir! sözüm ona enişte, dayı şirketi hiç değildir! iki, üç tane adam'ın oyuncağı yapılamaz bu yüce kulüp.

    bir galatasaray taraftarı olarak vurgulamayı görev bilirim!
App Store'dan indirin Google Play'den alın