• 9181
    bu güne limon çiğnemiş gibi uyanan taraftar. anladığım kadarıyla son bir kaç yılın haksızlıkları, masa başı oyunları filan hep bastırılmış. şimdi ilk tökezlemede dünya başlarına yıkılmış gibi hissediyorlar. demek ki enerji yok olmuyormuş, bir kez daha görüyoruz. öncelikle şu şarkıyı bir dinleyelim, ağzımızın tadı düzelsin.

    https://youtu.be/78-njIqhx1w

    kısaca şarkıda diyor ki her şey ters gider dert etme, bu kadar şeyi teker teker üst üste koyup başarmadın mı?

    takımın puan kaybedebileceğini taraftarın kabul etmesi lazım. mükemmellik kimseye mahsus değil. korkunç bir kumpasın içinde tek şansımız kusursuz olmakmış gibi hissetmemesi lazım. oyun bu, tadını çıkaramıyorsak tadı kalmaz.

    ayrıca içiniz rahat olsun, ilahi adalet var. rakibini bozmak için bu kadar negatif enerjiyi harekete geçirenler bizim dünkü maçtan çok daha büyük tersliklerle karşılaşıyorlar. yani bunu en iyi galatasaray taraftarının bilmesi lazım.
  • 8487
    2021-2022 sezonunda tuhaf şeylerle sınanan insan topluluğu. bu kadar saçma sapan hatalar yapılırken bunu söylemek de yapmak da zor ama kendilerinin hiçbir şartta sahadaki herhangi bir oyuncuyu protesto etmemesi gerekiyor. oyuncu grubumuz psikolojik baskıyı kaldıramıyor, yapılan hatalara ıslıklı küfürlü tepki gösterince aynı oyuncunun hata yapma ihtimalini arttırıyoruz sadece. tüm bu hataların kasıtlı yapıldığını düşünmüyorsanız durumun özgüven kaybından kaynaklandığı bariz şekilde ortada.

    bu durumun tam tersini bu sene marsilya maçında yaşadık. çok cesaret kırıcı bir derbi mağlubiyetinden sonra taraftarın takıma sahip çıkması bize marsilya maçını getirdi. o günkü atmosfer takım açısından çok sağlıklıydı, statta takıma inanan taraftar ve derbi kaybetmesine rağmen destek gören bir takım vardı.

    ligdeyse beceriksizlik, şanssızlık ve hakem kıyımlarından kaynaklanan puan kayıpları takımı işin içinden çıkılmaz bir kaosa soktu. fatih hoca’nın gönderilmesi, yerine gelen ismin koca bir soru işareti olması, transfer döneminin kaotik biçimde bitmesi doğal olarak taraftarın sabrını, yönetime güvenini bitirdi. kaotik ortam da en çok psikolojik olarak zayıf olan oyuncu kadrosunu etkiledi.

    tabi ki takımımızın buralarda olmaması gerekiyor, galatasaray futbolcusu olmak psikolojik bir olgunluk gerektiriyor. ama bunlar bu senenin konusu değil, psikolojik olarak yetersiz oyuncuların biletinin sezon sonunda kesilmesi, bizim de köprüyü geçene kadar ayıya dayı dememiz gerekiyor. kadronun pohpohlanmaya ihtiyacı var, pohpohlama konusu taraftar için zor ama en azından ıslıklayarak işleri daha kötüye götürmememiz gerekiyor. çünkü protesto edilmesi gereken oyuncuların protesto edilmemeleri, galatasaray takımının bu sene küme düşmesinden daha küçük bir sorun.

    kalp hastası bir kadromuz var, bu yüzden kendilerinin sene sonuna kadar tansiyonu yükseltecek hiçbir şey yapmaması gerekiyor.
  • 7600
    fenerbahçe taraftarına göre en büyük artısı yangıncı olması ve başarısızlığa tahammül edemiyor olmasıdır. suyun karşı tarafında 2.5 senede yapılan 50 transfer, 5 teknik direktöre rağmen ilk 5'e giremeyen ve tüm kadıköy serilerini bozduran başkana en ufak bir tepki olmuyor. hala parası var diye ona koşulsuz biat etmeye devam ediyorlar. galatasaray'da ise bu başkanın fakir versiyonu (ismi lazım değil) 2.5 sene boyunca taraftar tarafından her allah'ın günü istifaya davet edildi. fenerbahçe ile özellikle son 10 senede aramızda rekabet kalmamasındaki en önemli faktörün bu taraftar yapısı olduğunu düşünüyorum.
  • 9924
    kimine göre 25 milyon, kimine göreyse 30, bu belki tartışılır ancak eskiden inkar edilen ve onlarca anket sonucuna rağmen malum kesimce bir türlü kabullenilmeyen şu durum artık tartışılmaz; galatasaray taraftarının ülkedeki taraftar sayısında rakibi fenerbahçe'den hatırı sayılır farkla önde olduğu gerçeği, ki artık itiraz eden de pek yok zaten, yani onlar da farkında bu durumun.
    hal böyle iken, en son beinsport ve passolig aboneliklerinde galatasaray taraftarının sayıca üstünlüğü barizken nasıl olur da bu camia bu büyük potansiyeli ve gücü siyasi partileri, iktidarı, kurumları dize getirmede, hakkını yedirmemede efektif şekilde kullanamaz, anlamış değilim.
    arkadaş! galatasaray taraftarı elini eteğini çektiğinde ortada ne beinsport, ne passolig, ne siyasi erk... etkilenmeyen bir yapı kalmamalı.
    galatasaray yönetimlerinin en önemli görevi bence bu olmalı.
    bu güç ilgililerine ve meraklılarına iliklerine kadar hissettirilmeli.
    galatasaray'ın hakkını-hukukunu çiğnemek bu kadar kolay olamamalı.
    elin mütevazı anadolu kulübünün sesi çapına bakmaksızın çoğu zaman bizden fazla çıkıyor.
    ben bunu kabullenemiyorum...
  • 4069
    taraftar sayısı anketlerinde ilk sırada çıkmasındansa, eski dönemler için kullanılan klişe söylemle sayısı "inönü'nün iki direği arasına sığacak kadar az" ama ne zaman nasıl davranması gerektiğini bilen insanlardan oluşmasını tercih edeceğim topluluk. "maç sırasında kendi futbolcusunu ıslıklama" gibi tuhaflıklarla ilgili yukarıda yazılanlar aslında aramızda son derece sağduyulu ve bilinçli renktaşların olduğunu açık olarak gösteriyor, ama sorun galatasaray taraftarlığını bir başarıya tapınma bencilliği şeklinde yaşayan, tüketim toplumu mentalitesinin türlü hasarına uğramış ve şikeci medyanın rahatlıkla yönlendirdiği çok fazla tatlı su taraftarının bulunması.
  • 4285
    eğer bir daha dünyaya gelseydim ve seçme şansım olsaydı, değil galatasaray taraftarı olmak, futbolla, hatta sporla hiçbir şekilde ilgilenmezdim. en fazla deve güreşi falan izlerdim, o da maksat çay bardağıyla rakı muhabbeti olsun diye. herkes galatasaray taraftarlığını kendince yaşar, bunun kuralı-kitabı yok. bazı genel geçer öğretiler dışında hepimizin taraftarlık tarzı kendine has, lakin şunu görüyorum ki, uzunca bir süreden beri başarıda da başarısızlıkta da bundan psikolojik olarak zarar görüyorum. kafam gereksiz detaylarla ve galatasaray merkezli birçok stresle çevrelenmiş durumda, konunun fazla içindeyim, bu kadarı fazla, belki azaltsam iyi olur ama şu dakikadan sonra yapılacak şeyler değil bunlar, o yüzden en baştaki radikal ifadeyi kullandım. belki evlenip çoluk çocuğa karışınca kendiliğinden olur, bilemiyorum... çocuğumu kesinlikle böyle yetiştirmeyeceğim, aynen babamın bana yaptığı gibi ama dayım beni gerçek anlamda galatasaray taraftarı yapmıştı. sağ olsun iyi ki de yapmış ama yok, şu an geriye dönüp baktığımda kesinlikle futbola bulaşmazdım, konu a takımı veya b takımı değil, çünkü başlayınca gerisi geliyor. mesela şu an volkan demirel'i ve emre belözoğlu'nu biliyorsam bu da galatasaray taraftarı olmanın bir sonucu. şampiyonluk yarışında, 4. yıldız yolunda kafayı yiyorsam bu da taraftarlığın bir getirisi.

    bazen kafayı yiyecek gibi oluyorum. delirirsem korkmayın, benden zarar gelmez.

    16 şubat 2015 galatasaray balıkesirspor maçında bile çok yıprandım. kadıköy deplasmanında iyisi mi çarşıya falan çıkayım. nasıl olsa maç sonucu sms olarak geliyor.
  • 10537
    şampiyonluktan başka yani maç maç konsantrasyondan başka hiçbir meşgalesi olmaması gereken taraftar. yahu bırakın, deliyle deli mi olacağız. rüzgar kayadan ancak toz alır. algıcı ahlaksızların becerdiği bir şey olsa şimdiye kadar şampiyon olurlardı. galatasaray taraftarı daha da fazla inanacak artık şampiyonluğa. hatta inanmayan bizden değildir. biz sinecek, korkacak, vazgeçecek bir takımı tutmuyoruz.

    ali koç denilen futbol teröristi bir gün etkisiz hale getirilecek. kaos yaratan kaosta yükselmelidir. kaosta yükselemiyorsanız o kaos sizi yutar. futbolun gerçekleri de o rütbeyi sana parayla aldırmaz. sen rezil bir herifsin ali koç. rezil olmaya da devam edeceksin. galatasaray yönetimi üzerine düşeni yapmıyor evet ama nabalım bu yönetimde o çap yok. bu adamları futbolda yeneceğiz, her zamanki gibi, başka çare de yok. alacağımız beşinci yıldız, direkt şampiyonlar ligi bileti falan karşı tarafa koymaya yeter de artar. galatasaray taraftarına yine büyük iş düşüyor. transfer döneminde biraz dağıldık ama işimiz futbolla bizim. hepsini çatır çatır yenip o kupayı bir yerlerine sokacağız merak etmeyin. konsantrasyon zamanı!
  • 5678
    ali sami yen spor kompleksi türk telekom stadını 50 bin kişiyle doldursa bile takıma maximum 30 bin tesir edebiliyoruz. sebebi de yan mesleği kameramanlık olan güzide taraftarımız. maçın 90 dakikasını kendi oturduğu açıdan videoya alıp evde izliyorlar herhalde tekrardan. tamam parasını veriyorsun, o saatte o koltuk sana ait istediğini yap ama takım kendi sahasında senden kameramanlık değil destek bekliyor...
  • 2568
    gittikçe fenerbahçe taraftarına dönenlerdir.*

    maç başladıktan sonra hep beraber "üçlü" çekilir ve sonrasında top rakipteyken ıslıklanır.

    bu size bir şey hatırlattı mı?
    evet. kadıköy'de oynadığımız maçların bir benzeri.*

    2 ekim 2012 galatasaray sc braga maçı itibariyle görüntü bu. takımın ateşleyici gücü olacak olan 12. adam sahada yok.
    sonra futbolcusuna küfür eden mi istersin, erkenden giden mi istersin.
    siz bu maçı hakketiniz mi? bu maçı almak için elinizden geleni yaptınız mı?
    emin olun o küfür ettiğiniz futbolcular sizden daha fazla çalıştı.

    umarım bundan sonra herkes aklını başına toplar ve gerçek galatasaray taraftarının nasıl bir taraftar topluluğu olduğunu herkese gösterir.
  • 1106
    aga ultraslan boktan galatasaray taraftarı boktan. ulan kim iyi bu takımı destekleyenler arasında? ya da durmadan o stada gidip kıçını yırtanlara sıcak soğuk hastalık sağlık final dönemi vize dönemi dinlemeden giden askere gitmeden ailesiyle evinde olmak yerine o koyduğumun soğuğunda stada kepazelik göreceğini bile bile giden adamlara mal muamelesi yapanlar nerede veriyorlar bu desteği? futbolcu karşılayana bok attınız. kombinesi olana bok attınız. maçlık bilet alana bok attınız deplasmana giden zaten çapulcudur. numaralıya giden taraftar değil seyircidir. eski açığa giden kapalı üste giden ultraslan yalakasıdır e aga siz nerde konuşlandınız gelelim yanınızda takımımıza destek verelim lan.

    not: ultraslanla en ufak bir alakam yok herhangi bir gruptan bağımsız yıllardır kombinemle maçlara giderim. öğrenciyim.
  • 5753
    son yıllarda sadece bizim değil, bütün takımların taraftar profili bu hale geldi. geçen seneki beşiktaş deplasmanını hatırlayın, beşiktaş'ın golüne kadar neredeyse bizim deplasman tribünümüzü dinlemiştik. zaten onlara sorsan onlar da taraftarından şikayetçi. fener taraftarı da böyle, onlar nispeten derbilerde daha iyi ama genelde onlar da böyle.

    şöyle bir şey çıkardılar: ''insanlar maçlara sosyalleşmek için gidiyor'' ben buna sonuna kadar karşıyım. ne sosyalleşmesi ya? orası gezmeye gideceğin bir yer değil arkadaşım. oraya gideceksen bağıracaksın, o takımı ateşleyeceksin. rakibi ıslıklayacak, hatta küfür edeceksin. hakemi baskı altına alacaksın. keyifli vakit geçirmek istiyorsan sinemaya, tiyatroya git. zaten iyi bir taraftarsan o bulunduğun ortamdan ses tellerin patlasa bile keyif alırsın, hatta senin desteğinle o takım iyi oynadığında daha da keyif alırsın. özellikle derbilerde herkes şova geliyor resmen. bir kere şu stadyumda akıllı telefon olayına uyuz oluyorum ben, hay sikeyim selfie denilen şeyinizi de, sosyal medyanızı da ya. lan bir sahaya bakın be, tamam anladık amınakoyim stadyumdasınız tamam.

    ben geçen sene ilk kez gittim arena'ya, hatta heyecanımı da burada paylaştım. toplam çektirdiğim fotoğraf sayısı 4 veya 5. o da maçtan önce ve maçtan sonra. maçtan yarım saat önce telefonu kapattım, bittikten yarım saat sonra açtım. ben size akıllı telefonuyla oynayan adamın ne yapacağını söyleyeyim: maç başındaki tezahürata katılır, bizim pozisyonumlarımızda reaksiyon verir, top rakipteyken genelde telefonu eline alır, gol olursa biraz sevinir ve sonra muhtemelen taraftarı falan çekip bir yerlerde paylaşır.
  • 5537
    başkanı dursun aydın özbek, hocası igor tudor, kaptanı selçuk inan olan taraftardır.

    bundan daha kötüsünü ne zaman yaşamıştık?

    mevzu sportif başarı da değil. benim değerlerimi ayaklar altına alan, kulübün ağırlığının altında ezilen yalancı bir başkan. kompleksli, korkak ve kötü bir teknik adam. sahada hiçbir fark yaratamayan ve pazubandın ağırlığını kaldıramayan sinsi bir kaptan.

    suçumuz neydi ki?
  • 7588
    hepimizin dahil olduğu ve belli bir kesimi hakkında naçizane bir özeleştiri yapmak istediğim taraftar gurubu. galatasaray taraftarının en sevdiğim yönü, içinde futbolu bilen kesimin diğer taraftar guruplarına göre çok daha yaygın olması. rakip başarıları dahil olmak üzere, bunları değerlendirirken saçma sapan argümanlar kullanmak yerine, olayın teknik ve taktik bilgisiyle açıklamaya çalışma çabası gerçekten bir galatasaraylı olarak gurur verici. zaten kaliteli spor yorumcularının bir çoğu da bu yüzden galatasaraylı.

    fakat gel gör ki, bizim taraftar gurubumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan bir yabancı futbolcu takıntısı var maalesef. özellikle bu yabancı futbolcu isim sahibi veya yüksek bonservis ödenmiş biriyse, son ana kadar hatta daha da ileri giderek yıllarca patlayacak diye tahammül edilebiliyor. bunun en net örneğini falcao ve diagne ikilisiyle yaşadık. falcao sırf geçmiş kariyeri, diagne'de 17-18'de ki gol krallığı ve juventus macerası sebepleriyle tahammül sınırlarını çoktan aşmış olmaları ve camiaya artık kambur olmalarına rağmen saçma sapan sebeplerle uzun süre savunuldu. 24 yaşındaki okan kocuk ise 3 maça çıkmadan yerin dibine sokuldu ne yazık ki. benzer şeyleri ozan kabak'ın çıkış yaptığı dönemde yaşamıştık. açıp eski yorumlara bakarsanız "çok penaltı yapıyor", "ayakları yere sağlam basmıyor" gibi argümanlarla zerre tahammül edilmeden eleştirildi bir kesim tarafından.

    velhasılı kelam umarım son 2 sezondur yaşadıklarımızdan ders çıkarır ve futbolcuların isim yada kariyer durumuna takılmadan, objektif bir biçimde değerlendirmesini öğrenebiliriz.
  • 8239
    gittikçe fb ve bjk taraftarına benzeyen topluluk. kötü sonuçların hepsini hakeme bağlayıp iyi sonuçlarda canım hocam, canım hocam. artık cidden baydı bu durum öyle ki takımın avrupa performansını fatih terim’e yazıp lig performansında hocanın suçu yok diyen adam gördüm.

    nelsson’un açıklamalarında takke düştü kel göründü. aslında mesele bu da değil ben ligdeki bu rezilliği tamamen fatih terim’in takıntılarına bağlıyorum. fatih terim bu kafada giderse ki 3 senedir gidiyor taraftarımız da puan farkı 24’e falan çıktığında anlayabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın