• 13776
    27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı'ndan itibaren ciddi yangınların döndüğü türkiye'nin en seviyeli sözlüğü.
    yazın başından itibaren yazmak istediklerim vardı ama özellikle yangının birkaç gün daha biraz dinmesini bekledim.
    yazacaklarım sadece gs sözlük'ten ziyade genel bir durum değerlendirmesi yapmak istiyorum izninizle.

    birden fazla konuyu içerecek, bunu bu başlık altında yazmamın sebebi sözlüğe genel bir seslenişte bulunmak. birazdan bahsedeceğim çeşitli konuların etkisi sözlükteki ve camiadaki yangını körüklüyor. sözlük yazarları olarak taraflar arasında nezih bir kitleyiz. buradaki haklı olan serzenişlerimizle istemsiz bir şekilde düşmanlarımızın elini güçlendirdiğimizi hissediyorum renkdaşlar. bu sebepten dolayı buradan yazıyorum ve sözlük yazarlarını birlik olmaya çağırıyorum. lafı çok uzatmadan konulara geçelim.

    fatih terim;

    sözlükte genel olarak seveni daha çok şahsen ben de sevenlerdenim. yanlışları da olsa hoca kafasını futbola verdiği zaman farkını koyduğunu düşünüyorum. fatih terim iyidir, kötüdür, dönemi geçmiştir kısmına hiç girmeyeceğim. gireceğim konu
    çeşitli mecralarda çok uzun zamandır fatih terim konusunda algı yönetimi yapıldığıdır. ekşisözlük'e, twitter'a vs. baktığımızda alttan alta gs taraftarının fatih terim'i sorgulaması için algılar dönüyor. mesela sporla alakasız tweet'lerin altında bile hazirandan beri pirlo geyiklerinin dönmesi sizce normal mi? sözlükte bile pirlo ve fatih terim başlıkları altında hazirandan beri defalarca entryler girildi. bir propogandayı ne kadar çok kullanırsanız, o kadar çok inananı olur. sistematik bir şekilde insanlar pirlo konusu üzerinden zaten bazı taraftarlarda olan çatlakları iyice gün yüzüne çıkartmaya başlandı. kusura bakmayın arkadaşlar da ben bu pirlo ve kaçacak akımının kesinlikle masum olduğunu düşünmüyorum.
    fatih terim'de elbette insanlara fırsat veren bazı hatalı kararlar alabiliyor ama size şunu sormam lazım.
    fatih terim bugün bıraksa sizce her şey düzelecek mi?
    fatih terim'in bırakması sizce hangi tarafın daha çok işine yarar?
    fatih terim olmadığı 20 sene içerisinde başarılarımız ne kadardır?
    fatih terim varken rakipler neden tedirgin oluyor?
    eğer sen rakibinin teknik direktörünün kötü olduğunu hissediyorsan neden bunu sürekli vurguluyorsun? bu seni mutlu etmesi gerekmez mi? şahsen rakibimin teknik direktörü kötüyse ses bile etmem :)

    yapılmaya çalışılan çok net arkadaşlar.
    fatih terim eleştirilmez değildir, hatasız hele hiç ama hiç değildir. ama konjonktörü anlamamız neden fatih terim'i desteklememiz gerektiği konusunda önem arz ediyor. olağandışı dönemler yaşıyoruz. fenerbahçe'nin kazanmak zorunda olduğu bir şampiyonluk var ve olay koç ailesinin onuruna dönüştü. lütfen bu açıdan biraz olayları değerlendirelim. bazen biraz pragmatik olmakta fayda vardır.

    gelelim 2. konuya

    yönetim;

    özellikle transfer dönemleri tam bir fecaat. bu konuda kesinlikle katılıyorum. kurumsal iletişim konusunda da kötüler. bunları daha önceki entrylerimde de görebilirsiniz.
    ancak anlamamız gereken bazı konular var. ilki dünya ekonomik anlamda çok sancılı bir dönem geçiriyor. piyasaya sürekli para sağlamalarına rağmen tam bir çözüm olmuyor. türkiye'nin ekonomisi dünyaya göre daha da kötü gidiyor.
    euro 9'un üstünde...
    ki galatasaray ağırlıklı gelirleri tl iken ağırlıklı giderleri ise euro olan bir kulüp arkadaşlar. özellikle covid döneminden ötürü gelirlerimizde de düşme yaşanıyor.

    ve bu da yetmezmiş gibi kafamızın üzerinde demokles'in kılıcı olan ffp var....

    transfer alma-satma konusunda herkese o kadar çok katılıyorum ki.

    ama sonraki seçime kadar bu yönetimin arkasında olmamız lazım arkadaşlar şahsen ben farklı çıkacak adayları inceleyip ona göre diğer adayları desteklemeyi düşünüyorum.

    mali istikrar şu an herşeyden öte. eğer sonraki seneler çocuklarımızın destekleyeceği bir galatasaray olmasını istiyorsak. transfer konusunda baskı yapmamalıyız. bu dönemde yapılan popülist hareketlerin dönüşü kayyum olacaktır.

    3. konu ise fenerbahçe;

    arkadaşlar fenerbahçe artık son kurşunu atıyor tabiri caizse gemileri yaktılar şampiyonluk için. poker tabiriyle all in yaptılar. bazı renktaşlarımızın bu konu yüzünden bir paniğe kapıldığını görüyorum. bazılarımızın da kendi yönetimimizi hedef aldığını. lütfen bunu yapmayalım. nasıl transfer yaptığı muamma bir olan bir kulüpten bahsediyoruz. bunun üzerinden bizim kulübü eleştirmeyelim.
    kurdukları kadroya gelecek olursak. elbette kaliteli isimler aldılar. buna kimse bir şey demiyor. ancak unutmayalım, sahaya 11 kişi çıkılıyor. as kadrolarını bulmaları sancılı olacaktır. fm'de bile belli seviye üstü oyuncular oynatılmadığı takdirde isyan çıkarıyor. gerçek hayatta sizce bu kadar kolay mı bu işler. aldığın oyuncuya kulübede otur sen diyip geçmek. kurdukları yapının ne kadar tehlike arz ettiğini görmüyorlar. fenerbahçe'de ilerleyen dönemde ego savaşları olacaktır. volkan ve emre'nin sıkıntı çıkaran oyuncuyu dövmesi veya tehdit etmesiyle de kimse daha moralli hissetmeyecektir.... ya da paralarını almakla ilgili sıkıntı yaşayan oyuncu ne kadar katkı verebilir?
    ki fenerbahçe'ye göre bizim son 30 yılda daha başarılı olmamızın sebebi galatasaray'da chemistry her zaman daha yüksek olmuştur. bizden daha iyi kadroları olmasına rağmen biz şampiyonluklar çok aldık fener'in elinden. bursaspor'da aldı, beşiktaş'ta aldı.
    havasından mı suyundan mı bilinmez fenerbahçeli oyuncular ciddi bir aidiyet hissetmiyor genel olarak. bence yine bu durum yaşanacak.
    medyanın gazlamasına bakmayın. medyanın kimin tarafında olduğu senelerdir belli olan bir konu.. son kurşunlarını attılar ve gelecek onlar için çok karanlık içimizi rahat tutalım.

    daha söyleyebileceklerim var ama genel olarak söylemek istediklerim bunlar arkadaşlar. herkesi birlik beraberliğe çağırıyorum. olağanüstü dönemler yaşıyoruz. olağanüstü kenetlenmeyle sadece bunları aşabiliriz.
  • 13777
    bazı arkadaşlarımız var, klavyeleri/telefon ekranları çok hızlı akıyor. bana lise/üniversite ilk yıllarımı hatırlatıyorlar. forum/ekşi sözlük tanışmışız, bir olay oldu mu allah allah. üst üste girdi giriyorum, aynı şeyleri 50 kere yazıyorum, hiçbir katkıda bulunmuyorum sadece orayı facebook/twitter haline getiriyorum. sonra sakinleşip okudukça "sil şunu ya bu nedir" diyip sildim çoğunu. şu an bile bir girdi yazıp "bunu niye yazmışım allah aşkına" dediğim ya da tam yazarken "bunu yazmamın sözlüğe ne katkısı var, sırf içimi dökmek icin" dediğim çok oluyor. misal şu son olaylardan sonra biraz fazla girdim gibi, silerim bir iki tane.

    neyse, sözü bağlarsam; içimizde kendimin gençliğine benzettiğim arkadaşlar var. bazen muhabbet ediyorum bazılarıyla, harbiden de yaşları düşündüğüm gibi genç çıkıyor (hepsi değil).
    sonuç olarak genç (amma genç dedim ha ben de gencim zaten ama evli ve kapitalist sistemin çarklarının hastası :'( bir gencim) klavyesi hızlı olan arkadaşlara bir önerim; bazen ben bunu niye yazdım/yazıyorum demek iyidir. özellikle üsttekine cevap verecekseniz (ki kural dışı) ya da birinin nick altına girecekseniz (geçen yaptım belkide ikinci defa, yazdığım gibi zaten neden yaptım dedim...) bir kaç saniye durup mantığını sorgulamak her zaman iyidir.

    ama silmezseniz de olur, bundan 5 sene sonra "allah belamı versin bu nasıl girdi allah aşkına ya" diyip benim gibi utanabilirsiniz :'(
  • 13778
    istisnasız her maç günü anlık olarak da olsa çöken sözlüğümüz.

    galatasaray'ımızı okuduğumuz, elimizden geldiğince de yazdığımız sözlüğün bu durumu bazen çok can sıkıyor.

    para ile çözülebilecek bir sorun ise eğer yapalım bir kampanya el birliğiyle aşalım bu sorunu. kendi adıma üstüme düşeni yapmaya hazırım. benim gibi düşünen birçok yazarın olduğunu da biliyorum.

    konuyla ilgili olarak aynı anda hagi, salyangoz ve tozser'in seri bombardimanina tutuldum canimi zor kurtardim :(
  • 13779
    gün içerisinden en fazla süre geçirdiğim platformlardan bir tanesi. ayrıca burada yazar olmaktan ve okumaktan çok büyük keyif alıyorum.

    acizane bir tavsiyem olacak. yazılara gelen on-off sayılarını görebilirsek, daha dikkatli ve özenli yazabiliriz. oylama işi daha sık olabilir ve geri bildirimler her zaman işe yarar. tabii belirli şekilde manipüle de edebilir fakat bence sözlük için daha iyi olur.

    böyle sakin günlerde böyle değişiklikler olursa bence çok daha güzel bir yer haline gelebilir.
  • 13781
    maalesef uzun bir süre giremeyeceğim sözlük. buradan herkese teşekkür etmek istiyorum tüm arkadaşlara
    bazı sağlık sorunlarım var buna rağmen burada zaman geçirmek bana iyi geliyordu bu yüzden de yazıyordum fakat bazı moderatör arkadaşlar maalesef isim vermek istemiyorum çünkü hepsini seviyorum, galatasaray ve sözlük için yaptıkları emekleri biliyorum fakat kötü niyetli bir şekilde entry silmeye başladılar buda maalesef her yerde olabilen normal bir durum ancak bu kötü niyet beni incitti bu yüzden belli bir süre ayrı kalmam daha iyi olur.
  • 13782
    yazarlarına önerim herhangi bir tweeti buraya taşımadan bir ön araştırma yapmaları. özellikle ismi cismi belirsiz taraftar tweeti ise daha da dikkatli olmaları (gs/fb/bjk hepsi aynı yalancilikta açıkçası)
    herhangi bir haber gördüğümde %90 yalan olup olmadığı belli oluyor. eğer yabancı kaynağa dayanan bir haber varsa ilk önce o ülkenin dili ya da ingilizce aratın (twitter'da aramak istediğiniz kelime+boşluk+lang:en/de/it/tr diye yazarsanız o dilde arama yapar). hiçbir bilgi çıkmıyorsa %99 yalandır.

    bu şekilde sözlüğümüzdeki yalan haber oranını ciddi azaltabiliriz.
    edit: yazım hatası.
  • 13784
    moderasyon "dur şimdi iş çıkarma." ya da "o kadar şeyin arasında bir de bununla mı uğraşacağız?" dese haklı ama yazarların entry'lerindeki ortalama karakter sayısını da (haftalık, aylık, tüm zamanlar) görebilsek, "ayın en uzun entry giren yazarları" şeklinde bir istatistik tutulsa çok güzel olurdu. neyse fikir benden çıksın da moderasyon işini bilir zaten*.
  • 13786
    ilk olarak süper lig 2010-2011 sezonu ikinci yarısında maçlara giderken tanıştığım ama bir türlü yazar olmaya cesaret edemediğim sözlük. ölümsüz yazar hako'dan da haberim var ilgi budalası airkaynana'dan da. mocuishle ile maçlara gün saymışlığım da var, t a a r a b t' ın harika kadro mühendisliğine gülmüşlüğümde. quakerboy entryleri aramışlığımda var her transfer sezonunda. umarım bu sürede öğrenmişimdir sözlüğe nasıl yazacağımı. hatalarımda hemen linç etmeyin. biraz durayım sonra linç edersiniz.*
  • 13787
    zamanında sayın admin hagi ve abisi gs tarafından hiçbir maddi getiri amacı gütmeden, sırf galatasaraylıları birarada tutmak ve nezih bir ortam yaratmak amacıyla kurulan güzel sözlüğümüz.

    hagi bir defasında galatasaray tv'ye katılmış ve sözlüğümüz hakkında açıklamalarda bulunmuş, aramıza yeni katılıp bilmeyenler ve önceden izlemeyenler için linki bırakıyorum.

    https://youtu.be/mgiCNQRxNYo

    istisnasız her gün girip bakmazsam eksik hissediyorum, o derece bağımlısıyız sözlüğün.
    gerçekten de burası hayatımdaki büyük bir boşluğu dolduruyor.

    bu vesileyle tekrar teşekkür etmek istiyorum tüm moderatörlere, yazarlara, emeği geçenlere.
  • 13788
    sanırım yazarlarının çoğunluğunun tuzunun kuru olduğu sözlük.

    normal hayatlarında her şey muazzam, her şey kusursuz ve galatasaray maç kaybetti diye dertten, üzüntüden gözlerine uykular girmiyor. 1 hafta boyunca onun etkisinde kalıyorlar.

    ya arkadaş ben de çocukluğumdan beri takımı zevkle takip ederim, arkadaşlarla futbol muhabbeti yapmak çok keyiflidir, beraber maç izlemek en büyük hobilerimizdendir, transfer haberlerini takip etmek çok zevklidir ancak kazansa veya kaybetse bizim hayatımıza hiçbir etkisi olmayacak takım için bu kadar strese girmek, kendini yıpratmak ne kadar doğru sizce?

    18 yaşının üstünde olup bu yazıma "sen galatasaray'lı değilsin" veya "az galatasaray'lı" gibi yorumlar yapacak olan arkadaşlara da kendi hayatlarını daha fazla önemsemelerini tavsiye ederim. gerçekten hayattan ve futboldan daha çok keyif alırsınız.
  • 13790
    galatasaray odakli gündem olmayinca zevk vermiyor. ne bileyim bir transfer haberi, bir $l müsabakasi. yani üzerinde konu$ulup fikir beyan edilebilecek, kayda deger malzeme yok maalesef! günlerdir sözlüge girip girip bir$ey yazamadan çikiyorum. hadi okuyayim diyorum ancak yazilanlari okudukça da ruhum sikiliyor. ya elalemin ba$arilarindan bahsediliyor ya da tamamen pesimist entryler giriliyor.

    ulan gassaray. oldu mu $imdi bu yaptigin..
  • 13793
    kıymetini iyi bilmemiz, başımızın üzerinde sarıp sarmalayarak taşımamız gereken platform.

    sözlüğü çok sevmemin sebeplerinden biri de, her ne kadar kimi zaman bıçakla bölünmüş gibi ikiye ayrılsa da, insanların öyle ya da böyle birbirlerine tahammül ve saygı göstererek hareket etmesi.

    tabi burada 1 - 2 , belki biraz daha fazla, istisna var. bu da çok normal...

    kendimden bir örnek vermek istiyorum;

    benim en ofsayt entrim (bkz: mustafa cengiz yönetimi/#2966049) ile şu an için en beğenilen entrim (bkz: mustafa cengiz yönetimi/#3002380) aynı konuda. ikisinin de ana fikri aynı, zamanlamaları farklı. fakat biri linç edilirken diğeri çok beğenilmiş.

    olaylara suhuletle yaklaşmak gerekliliğini bir kenara bırakarak, gündemin sözlüğün tutumunu nasıl etkilediğini de anlamak adına önemli bir veri bence.

    her ne olursa olsun, galatasaray'ın her birimize ihtiyacı var.

    iyi ki varsınız...

    edit: imla
  • 13794
    bir gecede hükümet devirip hükümet kuracak sözlük.

    toplantı bitesiye kadar mustafa cengiz'i idam sehpahasına çıkarıp kelle isteyen mi ararsın, tarihin en kötü yönetimi olarak adlandıran mı ararsın. hepsi on dakika içinde oldu bu olanların.

    böylelerine dursun özbek gibi bir başkan lazım. mustafa cengiz'den sonraki adayımız ozan korkut. evet ozan korkut. kulubu elli sene geriye götürecek bir adamın gelmesini istiyor sanırım birileri.

    baki olan her zaman galatasaray'dır. ne yönetim için terim'i ne de terim için yönetimi afaroz etmeye gerek yok. evet herşey yolunda. umarım bunu saha içinde de görürüz ve artık sözlüğe de bahar gelir.
  • 13796
    son dönemlerde yaşananlar, takımın kötü gidişatı ve sözlükteki troll ordusu sebebiyle yazma hevesimi kaybetmiştim. yaklaşık 15 gündür de yazmıyor hatta doğru dürüst kimseye mesajlaşmıyordum. bir ara hesabımı da kapatmayı düşünmüştüm. yapmak yine de zor geldi. kendimce bir kıvılcım arıyordum. mustafa cengiz yönetimi ve fatih terim arasında yapılan toplantı sonucunda sulh sağlandığına ve birlik beraberlik mesajları net bir şekilde verildiğine göre yazmaya tekrardan başlayabiliriz.

    #buyolşampiyonlukyolu
    #kenetlenbaşkagalatasarayyok

    up up up!

    (bkz: galatasaray sözlük sinerji ekibi)
  • 13797
    gss moderasyonu: the prisoner wishes to say a word.

    me: https://youtu.be/lLCEUpIg8rE

    15 günlük müebbetten hallice cezamı bitirip sonunda tekrar dönebildiğim sözlüğümüz. alkollü, mutsuz ve heyecanlı olduğum bir gece yarısı* girdiğim birkaç niteliksiz entry sebebiyle 15 gün ceza yemiştim. herhangi bir uyarı almadan birkaç saatlik uykudan sonra uyanıp işe giderken bir baktım mesaj kutusunda rerererarara bir sürü mesaj atmış. ya bot bana aşkını ilan etti, ya da ban yedik demiştim ki ban yemişim. her neyse, herhangi bir ikaz olmadan hiçbir galatasaray veya galatasaray sözlük mensubuna hakaret etmediğim halde bir anda 15 günlük ceza almak üzdü ve düşündürdü. bu süreç esnasında sözlükçe ve spor medyasınca bilinen, sevilen isimlerin niteliksiz entrylerinin ayakta alkışlandığına da şahit oldum; küfürlü, “sözlük adabına aykırı” entrylere de göz yumulduğunu gördüm.

    sadede gelirsek, entry silme ve ceza verme gibi işlerin artık kurallar çerçevesinden çıkıp ilgili moderatörün düşüncelerine hitap edip etmediğine göre değerlendirildiğini düşünüyorum. zira x bir yazar bir maç başlığına saçma sapan bkz’lar verip entry girebiliyor, ismi y olsun biraz ünlü bir başka yazar da “...... olacaktı aslında da olmadı” şeklinde imladan, sözlük kurallarından yoksun bir entry girebiliyor. ben şunu girdim sildiniz, o bunu girdi silmiyorsunuz muhabbetine girmek istemiyorum ancak bilmem kaç senelik okur, iki seneden fazladır da yazar olarak adalet konusunda daha hassas davranılması gerektiğini düşünüyorum.

    cezam süresince mesaj atan arkadaşlar var, dönüş yapamadığım için herkesten teker teker özür dilerim:(
  • 13798
    her ceza alan yazarın olayı kişisele döndürüp kan davasına çevirmesinden artık gına gelen sözlük. netice itibarı ile eğlencelik bir platformdur. yani iyi zaman geçirmek için gönüllülük esası ile kullanılmaktadır. bir format uygulanmaya çalışılır ama istisnasız herkese de bazı toleranslar gösterilir, insiyatifler alınır. bu da sözlüğün eğlencelik haline katkı koyan, aynı zamanda organik yapısının kendi kendine doğurduğu bir uygulamadır. bunun bir kısmı farkedilir, bir kısmı farkedilmez bile. ceza verilmesi olayı toleransın bitmesinden sonra yaşanır. kimse tek bir entry yüzünden ceza almaz.

    ancak genelde o şekilde algılanır. ceza dönüşü de bir şekilde bu konu gündeme getirilir. 3 milyon entrynin içinden hemen bir mahkeme savunması niteliğinde listeler çıkarılır falan. "kimseye/bazılarına bir şey demiyorsunuz bana ceza veriyorsunuz" psikolojisi ve savunması hasıl olur. bu da bir suçlama, hor görme ya da üstteki entrye cevap değil. bir tecrübe birikiminin çıkarımıdır.

    bir noktaya kadar anlaşılabilirdir de. pek çok şey fark edilmeden, fark ettirilmeden yapılıyor. ek olarak internette iyi kötü bir format, kural, mural uygulamaya çalışan bir elin parmağından daha az platform kaldı. bu ikisini birbirine ekleyince insanların cezalara, ceza verenlere, ceza almadığını düşündüklerine müthiş bir tepki geliştirmesi gayet anlaşılabilir.

    ancak tekrar tekrar söylemek lazım ki bir toleransa ya da görmezden gelmeye maruz kalmadan sözlük hayatını devam ettirebilecek bir kullanıcı zaten yok, ben de dahil. herkes burada zamanını geçirmek için yer alıyor. burası bir işyeri değil, devlet dairesi hiç değil. bu yüzden belli toleranslar, hoşgörüler olmak zorunda. ancak insanların toplu olduğu her yer gibi belli kurallar, kısıtlamalar ve filtreler de aynı şekilde uygulanmak zorunda.

    sözlük moderasyonu dediğimiz ekibinin yapmaya çalıştığı şey de aşağı yukarı budur. bir denge sağlanmaya çalışılır, bu da insanları sıkboğaz etmemek adına mümkün mertebe sezdirilmeden yapılmaya çalışılır. bu sezdirmemelerin dönüp dolaşıp moderasyonun kafasına katılması, 3 milyon küsur entrynin didik didik aranması, her cezanın ceza alan tarafından dönüp de kan davasına çevrilmeye çalışılması art niyetli oluyor.

    moderasyon her entryi didik didik eder silerse, burası galatasaray sözlük olmaktan çıkar bambaşka bir şey olur...
  • 13799
    benim galatasaray sözlük ile tanışmam 2017 yılında oldu. evet bu konuda nasıl bu kadar geç kaldığımı bende bilmiyorum. 2012-2016 arasını kendi hayatımda yaşanmamış saydığım bir dönem olarak kabul ediyorum ki o dönemler yaşayan bir ölüden hiçbir farkım yoktu esasen. hayatımın dönüm noktası olarak kabul ettiğim eşimle tanıştığım 2016 yılından itibaren nerdeyse yeniden doğdum. hani bir şarkı vardı ya dünyaya bir daha gelsem sevgilim arar bulurum yine seni severim. işte beni bu dünyaya bağlayan iki şey vardı o dönem biri çok sevdiğim eşim diğeri de galatasaray’ım. nisan 2017 ‘den beri sözlüğe girmediğim sadece 2 gün oldu bunlardan birinde oğlum diğerinde kızım dünyaya geldi. üyeliğim ise 2018. neden 1 sene bekledim üye olmak için çünkü oğlumun doğmasını bekledim ve onun adıyla üye oldum zaten çünkü bu üyeliği benden sonra oğlumun devam ettirmesini istedim, umarım türkiye cumhuriyeti ve galatasaray’ımız gibi bu sözlükte ilelebet payidar kalacaktır. hayalimdi oğlumun da benim gibi galatasaray aşığı olması ve çok şükür oğlum daha 3 yaşında olmasına rağmen tam bir galatasaray sevdalısı. şöyle ki oğlum çok zor bir bebeklik dönemi geçirdi ve o zor dönemlerde oğlumu susturan tek ninni şereftir seni sevmek marşımızdı. o marşı ilk duyduğu andan beri (1 aylıktı) her duyduğunda dünya sanki duruyor onun için ve yüzünde çok güzel bir tebessüm oluyor, 3 senedir hatta bazen belki günde 100 defa 2,46 dakikalık o meşhur klibi izliyor. şanlı armamızı nerede görse dili döndüğünce galasayayay ayma diyor ve sarı ile kırmızının bir araya geldiği ne görse hemen galasayayay diyor. ve ben tabiki oğlum her galasayayay dediğinde sanki şampiyonlar ligi maçında gol atmışız gibi seviniyorum.
  • 13800
    son zamanlarda bazı şeylerin çok dikkatimi çektiği sözlük. mesela türk ve genç bir oyuncu çıkış yapıyor direkt ''bize geleceğine avrupa'ya gitsin, bizde körelmesin'' deniyor. sanki bize gelen tüm oyuncular köreldi. teknik direktörsüz ve 55 dakika 10 kişi oynayan takımı penaltı golüyle yenen fenerbahçe'ye ve mert hakan yandaş'a para için bizi tercih etmemesinden dolayı övgüler diziliyor. çok tuhaf...
App Store'dan indirin Google Play'den alın