• 174
    yeni yabancı/yerli kuralı ile birlikte kimsenin girip yazmamasına şaşırdım.

    emre utkucan ve ekibi bu sezon sonu en ciddi sınavını verecek. daha önceki transfer krizleri bir şekilde mancini'ye ya da oyuncu karakterlerine yıkılmış olsa da kim hatalı veya kim daha hatalı anlayamadık.

    şimdi görelim o muhteşem oyuncu havuzunu. çıkartsın kaliteli bir forvet ikna olalım artık. 7-8 as 3-4 potansiyel yabancı oyuncu ideal gözüküyor şu an. birkaç ciddi takviye ve yatırımla çok ideal bir kadro yapısına sahip olabiliriz. (çöplerden kurtulduğumuzu varsayıyorum)

    artık scout ekipleri inanılmaz önem kazandı, eskisi gibi ligde sivrilen türkleri izleme devri kapandı. sağ beke mi ihtiyaç var, sunsun abi önüne en iyi 5 alternatifi. desin ki hocam bunun şu yönleri güçlü şu yönleri zayıf, bu daha komple bir topçu, bu daha ofansif bek. olması gereken de bu zaten. sportif direktör kavramı da aynı şekilde kilit rol oynayabilir. çok kritik bir yaz dönemi bizi bekliyor. iyi yapılanmayla rakiplerden birkaç adım öne sıçrarız. al sana kurumsallık aq yerinde :/

    güveni boşa çıkartmamaları dileğiyle.
  • 681
    hep deniliyordu ya "oyuncu buldular da alınmadı" ; şu an hoca da takım da uzun zaman sonra beklenen o avrupai yönetim de.
    şu noktada da artık milletin bulduğu ucuz/serbest futbolcuları takıma kazandiramazsak garipseyecegim.
    her transferimiz en az 2-3 milyon euro olmak zorunda değil yani. şu milletin bulduğu ucuz/serbest futbolcuları biz de bulup 2-3 milyon euroya satalım. ılla 8 milyon verip 20 milyona satma hayali kurmamıza gerek yok.
  • 300
    transfer yönetimine derhal el koymalıdır.

    yıldız transferi ya da çapsız yönetimlerin bizlere* yıldız diye kakalamaya çalıştıkları transferleri istemiyorum artık ben. bu adamların önerdikleri bonservisiyle, yıllık ücretiyle bizlere maliyeti çok bulmayan carolelar istiyorum. böyle takımımıza carolelardan doluşsun, ne gada da güzel olurdu değil mi :( bu arkadaşların önerip alacağımız adamların elbette hepsi carole gibi tutmayacak, kimileri istediğimizi de veremeyecek ama gönderirken de zarar etmeyeceğimiz hatta ufak da olsa kazanç elde edebileceğimiz adamlar olacak*

    8 numaraya koymazsan bir carole, 6 numaraya almazsan bir carole,
    nasıl çıkar bu takım karanlıklardan aydınlığa

    velhasıl kelam lionel carole.
  • 938
    artık emin olduğum 2 şey var.
    1- yönetim scout ekibine yeterli destek vermiyor. gerek maaş olsun, gerekse muhatap almak olsun.
    2- scout ekibimiz galatasaray seviyesi için yetersiz.

    ilk maddede hepimiz hemfikiriz ve şikayetçiyiz zaten.
    fakat ilk maddeden dolayı da ikinci vahim gerçeği yok sayamayız.
    erden timur son katıldığı programda; elias jelert için sadece ayhan akman'ın karşıt görüş sunduğunu söyledi.
    böyle bir şey nasıl olabilir? okan buruk da dahil, tüm scout ekibinde bir tane bile bu transfere karşı çıkan birisi olmamış.

    yeri gelmişken okan buruk'un zamanında kendisine karşı iyi oynayan futbolculara gereksiz bir zaafı var. angelino, zaniolo, batshuayi gibi...her neyse.

    ve işin ilginç yanı, bu ekip hakkında hiçbir şey bilinmiyor.
    kaç kişiden oluşuyor, nasıl değerlendirme yapılıyor, scout personelinin verimliliği nasıl ölçülüyor mesela?
    amacım asla çamur atmak değil, fakat aralarında köstebek olma ihtimali hiç yok mu?
    mustafa demirtaş zamanında bu ekipteydi. kendisi beşiktaşlı. mesela bu ekibin keşfettiği yeni bir ribery var diyelim. içlerinde beşiktaşlı, fenerbahçeli olan birinin, bu bilgiyi rakiplere iletmediği konusunda tek güvencemiz o kişinin vicdanı, etik anlayışı mı?
    (bkz: başka takımlara scoutluk yapmaktan yorulduk)

    georges mikautadze'yi 3 yıldır izlemek marifet değil. ben de messi'yi 20 yıldır izliyorum. esas olay, izlenilen isimler 15-20 milyona gelmeden bu isimler için kefil olmak.
    önder özen geçenlerde harika bir örnek verdi. öyle bir rapor yazılır ki, tutarsa "biz önerdik" olur, tutmazsa "biz uyarmıştık" olur.
    gerçekten de bu ekibin bahanelerden oluşan inanılmaz bir konfor alanı var.
    "a bizim birinci tercihimizdi ama b alındı"
    iyi de a planın olmadı diye b planın bu kadar kötü olmamalı.
    real madrid haricinde hiçbir kulüp listesinin birinci sırasındaki adamı garanti alıyor diyemeyiz.
    ve sürekli "biz zamanında erling haaland'ı keşfettik ama alamadılar" muhabbeti var.
    peki önerdiğiniz, alınmayan ve sonunda çöp olan oyunculardan da bahsetmek ister misiniz? yoksa hepsi dünya yıldızı mı oldu?
    kerem, barış, boey, marcao gibi isimler için tabii ki minnettarım.
    fakat morutan, cicaldau, jelert, mathias ross gibi daha nice isimleri de görmezden gelemeyiz.
    bir futbol takımı yıllarca 8 numara aramaz. yıllarca sağ bek, sol bek aramaz. ndombele, aurier, ziyech, zaha, sergio oliveira gibi isimlere onay vermez.

    türkiye'nin en iyi scout departmanı bizde olabilir. çünkü türkiye'de kimsenin bunu taktığı yok. bizim dünyanın en iyi sistemini kurmamız gerekiyor.
    galatasaray'ın kurtuluşu burada. riva projesi, florya projesi, bilmemne residansı, villaları değil. biz inşaat şirketi değiliz.
    120 yıllık futbol kulübüyüz ve bir zahmet oyuncudan biraz olsun anlamamız lazım.
    scout ekibi gerçekten kaliteli, işini bilen kişilerden oluşmalı. ve bu kişilerin maaş, ulaşım vs problemi olmamalı.
    en uygun maliyetlere en iyi oyuncuları alıp, daha sonra da satışa çevirebilmeliyiz.
    football manager fantezim yok. 1'e alıp 35'e satalım hayalim yok.
    en azından 5 verdiğimiz adam hem sahada fayda sağlamalı, en kötü de 6-7'ye satilabilmeli.
    ve gerekirse tüzükte bile "scout ekibinin onaylamadığı hiçbir oyuncu alınamaz" diye madde eklensin.
    fakat bu ekip, bu sistem düzelmedikçe; her sene transferde aynı krizleri yaşamaya devam ederiz.
  • 784
    her scout ekibi önerdiği veya önermediği oyuncularla ilgili o dönemde eleştirilmeli veya eleştirilmemeli. sonrasında yapılan her eleştiri, 'biz 1. dünya savaşında almanlar yenildiği için yenilmiş sayıldık tadında oluyor'.

    geneli bilmem ama, ben yapılan transferleri 3 sınıfta incelerim.
    1- prospect: genç yaşta potansiyel barındıran oyuncu.
    2- veteran: futbol kariyerinin sonlarına gelmiş, gözlemlenen özellikler dışında ekstra bir potansiyel barındırmayan ve fiziksel olarak geriye gidileceği öngörülen oyuncu
    3- ikisinin arasında bulunan, kontratı prime time'ına göre ayarlanması gereken, bir miktar daha ilerleyebilme şansı olan oyuncular.

    prospectler'le ilgili ayrı bir sayfa açmak gerekir. genelde bu transferlerde oyuncunun fiziksel özellikleri ve ölçülebilir değerleri ön planda tutulur.

    bununla ilgili, sözlük ahalisinin çoğunluğunun bildiğini düşündüğüm markelle fultz örneği üzerinden gidelim. 2017 nba draft seçmelerinde 'consensus first pick' olan oyuncudur. harika bir şut mekaniği, uzun kulaç genişliği, ilk adımı hızlı, şutu çıkarma süresi hızlı, oyun aklı ortalamanın üzerinde olan bir guard. tavanı james harden, tabanı d'angelo russell olarak gösterilen bir 'prospect'.

    ilk sıradan gideceğine o kadar emindi ki herkes, philadelphia kendisini alabilmek için, hem o yılın 3. sıra pick hakkını, hem de gelecek yıllardaki ilk tur hakkı/haklarını takaslayarak, ilk sıradan kendisini seçti.

    neyse uzatmayalım, ilk hazırlık maçında görüldü ki, çocuğun fiziksel bütün özellikleri yerinde, ancak şut mekaniğinde gözle görülür bir değişim var. serbest atışı bile jonglör gibi atıyor. bu durumla ilgili 50 tane komplo teorisi var, ancak kimse çocuğa ne olduğunu hala bilmiyor.

    öyle bir durumki, çocuk motosikletten düştü diyen de var, antrenörü nba'ya hazırlık sırasında şut mekaniğini değiştirdi diyen de. o zamanlar philadelphia, 50 tane taramadan geçirdi çocuğu bir şey bulamadı.

    peki, geri dönüp de philadelphia scout ekibini suçlayan var mı? bu ekibin yetersiz olduğunu düşünen var mı? cevap, tabii ki hayır.

    şimdi gelelim, genel eleştiriye hasıl olan transferler veya önerilere:
    1- andreas cornelius: durun bu yanlış oldu, hesaplama hatası diyelim.*
    'bütün hikayenin başlangıç noktası'.

    1- mbaye diagne: ffp var, ara transfere bir şey harcayamayacağız gözüyle girerken, bir anda ozan kabak'a talip çıkıyor. hoca bırakmak istemiyor, ancak yönetim göndermekte kararlı, çünkü ozan'ın çıkış maddesi var, üstelik takımın santraforu da yok. bir anda elinde, anında harcaman gereken 10 küsur milyon euro var. bu ekibin ise hazırlığı, garry rodrigues'ten gelecek olan paraya kadar olan forvetlere. bir anda 2.5 katına çıkan bütçeyle en baştan tarama yapman gerekecek. peki sadece tarama yapmak yeterli mi? oyuncu nasıl izlenecek? buradan 2. oyuncuya geçerek orada bağlantı yapacağım.

    2- benjamin tetteh: sparta prag'da oynayan 21 yaşında, uzun boylu, güçlü, hava toplarında fena gözükmeyen, fiziğine ve gücüne rağmen 'advanced forward' gibi oynayan (o dönemler için). tahminen fiziksel özellikleri ile hoca da kendisini beğeniyor ve onu geliştirebileceğini düşünüyor. galatasaray 5 diyor, kabul görmüyor, 8 diyor yine kabul görmüyor. sparta prag 12 milyon euro istiyor.

    iyi de bizim scout ekibimiz iş bilmez, sparta prag neden bu 'çöp' için 12 milyon euro'da diretiyor? onlar da iş bilmez olduğu için.
    en nihayetinde bütün ekip, 12 milyon euroya alınabilecek bir risk olmadığını düşünüp vazgeçiyorlar.
    ee para yanacak? elimizde veriler var, ama canlı izleme olmadan oyuncu almanın riski nedir?
    son gün 'canlı' izledikleri opsiyonlar tükenince, bir anda eldeki para da tahmin edilenin 2 katına çıkınca, 6 aydır izledikleri bir oyuncuya dönmek zorunda kalıyorlar. ve haberlere göre de, avrupa'dan da talipleri var. mbaye diagne galatasaray'da.

    neyse, şampiyonluk geliyor, bir anda diagne satış listesine konuyor. hedef verilen parayı kotararak, haziran'da 'prospect' transferini gerçekleştirmek. kendisini değersizleştirmek için her şey yapılıyor.
    diagne'ye bir anda hem 'club brugge', hem de 'anderlecht' talip oluyor. oyuncu gidiyor, 3 forvetin içerisinde ilk 11 oynamaya başlıyor. ancak, kafadan kontak bir adam olduğu için kadro dışı kalıyor.
    6 ay top oynamayan diagne geri dönüyor, bjk maçında anlamsız gördüğü kırmızı nedeniyle tekrar listede. bu sefer premier league ekibi west brom, ligde kalabilme ümidiyle kendisini kiralıyor. harika bir performans sonrası tekrar geri dönüyor.

    anderlecht, club brugge, veya west bromwich de bizim gibi 'iş bilmez' scout ekiplerine sahip olduğu için, kendisini as forvet olarak kiralıyorlar.

    bu arada yaşı ilerleyen, ancak patlamasını yapamayan tetteh için kontrat bitiş süresi yaklaşıyor. oyuncu spart prag'dan yıllık 80 bin euro alırken, 1 milyon eurolar bandına geliyor. prag ise istediği fiyatı 12 milyon euro'lardan 4 milyon euro seviyelerine indiriyor. sonuç olarak, yeni malatyaspora 650 bin euro kiralık, 3 milyon euro satılık opsiyonuyla gönderiyor.

    3- ally samatta: hiç uzun uzun anlatmaya gerek yok, kendisini bizim ilgimizden sonra, başka bir 'iş bilmez' aston villa kulübü 11.5 milyon euroya almıştır.

    4- mostafa mohammed: 'mısırdan', 'zamalek' kulübünden yapılan bir scouting transferidir. oyuncunun fiziksel üstünlüklerini herkes biliyordur. 'prospect' statüsünde değerlendirilmelidir. ancak, oyuncunun kendini geliştirmekten uzak olması veya kulübü 5 yıldızlı otel gibi kullanması scout ekibinin suçu değildir. bu duruma rağmen kendisine ısrarla fransa'dan talip çıkması ise, fransız kulüplerinin scoutlarının iş bilmezliğini gösterir.

    sonuç, kendilerini eleştirmeden önce konjonktüre ve zamanlamaya da bakmak gerekir. bu coğrafyada transferi bir tek biz yapmıyoruz. rakiplerimizin hali ortada.

    daha iyi olabilir mi? evet. mesela bol opsiyonlu bir transfer listesi istiyorsanız, canlı izleme ekibi sayısını artırmalısınız. onları tarayacakları bölgede ikamet ettirmelisiniz. ettiremiyorsanız bile, uçak giderlerini karşılarken kolaylık sağlamalısınız. yoksa ffp kıskacında, bütün planların değiştiği bir ortamda, 'canlı' izleme yapılan oyuncular tükendiğinde, gözünün önündekini aldı diye kimseyi suçlayamazsınız.
  • 445
    gözlemlediğim kadarıyla bu kuruma karşı galatasaray sözlük yazarlarınında ufak da olsa bir kıskançlık var. sonuçta hepimiz galatasaraylıyız ve galatasaray hayatımızda önemli bir yer tutuyor. futbol oynamaya veya teknik direktörlük yapmaya yetenek lazım. oysa hepimiz galatasaray’la ilgili spor yorumcusu veya scout olabiliriz gibimize geliyor. aynı şey yabancı dili çok iyi olan arkadaşlar içinde geçerli. onlarda ise mert’e karşı bir kıskançlık var. “x cümle o anlama mı geliyor şaşkoloz? onun doğrusu ahanda bu. ah ulan rıza ben olacaktım ki...”

    sonuçta scout veya tercüman olmak futbolcu olmaktan daha basit anlıyorum da o işi de sana vermezler be kardeşim.
  • 304
    kendilerini bu büyük marketlerin içinde sucuk falan pişirip millete denettirenlere benzetiyorum. uğraşıyon sucuğu pişiriyon, kürdanlara bir güzel batırıyon millete tattırıyon. millet karnını doyuruyo gidiyo kimse almıyor.
    bunlar da arıyor, izliyor, buluyor falan. her gelen teknik direktör de övüyor. oo süper sucuklar, harika bir sistem falan. ama bulduğu oyuncuları alan, bunları umursayan yok. başka reyonlara tadını bilmediğimiz şeylere yöneliyoruz.
  • 779
    +hocam/başkanım bir forvet var benfica takımında oynuyor. ellerindeki en potansiyelli forveti satmalarına rağmen, bu adamı takımda düşünmüyorlar öyle bir isim. mahalledeki eczane ve sponsor hastanemiz ihya olur öyle bir isim. adı seferovic

    +hocam/başkanım aradığımız 10 numarayı bulduk. schalke takımında oynuyor. kulüp eski başarılı günlerini aramasına rağmen kadroda düşünmüyorlar. kendisine gbt yapan polis terfi alır öyle bir sabıka kaydı var. asist istatistikleri taylan ve berkan'ın gerisinde değil, gol konusunda muslera ile kapışır. bir de kuzey afrikalı demiş miydim? profesyonelliğin ve bizim takımın dnasına uyumlu oyuncuların harman olduğu bölgeden. adı harit.

    gibi bir süreç yaşatıyorlar bize. keşfettikleri isimsiz potansiyelli futbolcular için, emekleri, müthiş gözlem ve analizleri için çok teşekkürler, çok şanslıyız böyle bir ekibe sahip olduğumuz için.
  • 593
    iyidir, kötüdür; kendileriyle yüz yüze bir ilişkim olmadan bunu bilemem. ancak söylemek istediğim, ki bu sadece galatasaray için değil tüm türk takımları için geçerli, çalışma metodlarını değiştirmeleri gerekiyor. belki yapılıyordur bilmiyorum ama misal yarı zamanlı çalışacak bir izleyici havuzu oluşturulsa, aralarında çeşitli meslek gruplarından ve kültürlerden insanlar da barınsa, hatta oyuncular araştırılırken sosyologlara, psikologlara da danışılsa; uzun lafın kısası bilimsel ve yarı profesyonel bir işbirliğiyle ilginç sonuçlar alınabilir.

    ayrıca bence de kendimize özgü bir yayılma alanı bulmalıyız. örneğin güney amerika'yı bize yar etmezler ama balkanlar, orta doğu, orta asya, hindistan gibi bölgelerde bir şekilde yayılabiliriz. benim bu konuya özel yaklaşımım futbolun çok tutulmadığı, futbol kültürünün çok oturmadığı bölgelerde de bir şansımız olabileceği yönünde. buna kanada, avustralya, yeni zelanda, finlandiya gibi sayıca çoğaltılabilecek örnekler verilebilir. ama bu durumda da, genç oyuncuyu değil de çocuk yaştaki oyuncuyu hedef almak gerekiyor. bu da ayrı bir kurumsallaşma gerektiriyor.

    fırsat transferleriyle zaten scout ekibinin değil de, transfer komitesinin ilgilenmesi gerekiyor. ancak bütün bu konularda organik bir yapılanmanın varlığına ihtiyaç var. doğru adımlar atılırsa ve porto gibi oyuncu ihraç edip kar etmeyi amaçlamak yerine bu yolla dev kulüp olmaya cüret edebilirsek, hiç görmediğimiz kadar güzel günler görebiliriz. tüm dayanağımsa şu basit cümle üzerine:
    "elin oğlu yapıyor..."
  • 792
    iyiler mi kötüler mi bilmiyorum. sadece şu ana kadar kulübe çok bir fayda sağlamadıklarını anlayabiliyorum. bunun sebebi yönetimler de olabilir, teknik direktörlerin önerilen oyuncular arasından seçimleri de olabilir. sadece stoper bulabiliyorlar denmiş, onu da çok bulmadılar. marcao konusu mustafa demirtaş'ın bizde geçirdiği kısa dönemde önerdiği bir oyuncu ki kendisi de bunu birçok kez dile getirdi (bize katılmadan önce de takip ediyormuş yanlış anlamadıysam). yani öyle scout ekibi izledi, takip etti değil. nellson ise genç yaşına rağmen profesyonel seviyede çok sayıda maç oynamış, 7 milyon eur yatırım yaptığın bir oyuncu. belirli seviyede takip edilen bir oyuncuydu yani. bruma transferi de öyle. ederinin çok üzerinde para harcadık, ancak parası çıktı. öyle belirli seviyede katkı sağlanacak bir oyuncu tespit etmiş değilller. ancak bunu sebebi kendileri mi, teknik ekip mi, yönetim mi oturduğumuz koltuktan bilme şansımız yok. biraz fazla garantici görüyorum, bir de potansiyel ve oyuncuların sosyal hayat, mental durum gibi konularda eksik olduklarını anlıyorum.
  • 426
    aşşağıya 2 twitter linki koydum. 2 tweet arasında 2 yıl var. ilki atıldığında oyuncunun bonservisi 150 bin euroydu. ikincisi atıldığındaysa çoktan 15 milyon euro'yu geçmişti. senin benim gibi futbol izleyen ve twitter kullanıcısı olan bir taraftarın gördüğü şeyi göremeyen scout ekibini ben ne yapayım? geçenlerde bir gazeteci arkadaş telles transferi üzerinden scout ekibini övmüştü ya... böyle bir futbolcuyu bulup kulübe kazandırsınlar, tek tek hepsinin elini öpeceğim. belhanda için ısrar edip bizi 20 milyon euro külfetin altına sokana kadar, böyle cevherleri bulsunlar bi zahmet!!!
    https://twitter.com/...549013678854144?s=21
    https://twitter.com/...576582652104704?s=21
  • 738
    bence olmayan ekiptir. copa90 diye bir kanal var youtube'ta. 5-6 yıl önce emre utkucan ve cenk ergün ile röportaj yapıyorlardı. galatasaray'ın tüm kıtalardan 50bin civarında oyuncuyu takip ettiklerini iddia ediyorlardı. emre utkucan sanırım hala kulüpte aktif. ama galatasaray scout ekibinin -eğer varsa- emre utkucan'dan ibaret olduğunu sanmıyorum. nerede bitik futbolcu varsa ismi bizimle anılıyor.

    her transfer döneminde fix bi şekilde onyekuru, gedson fernandes, denayer, melo gibi isimlerin takımımızla ismi anılıyor. onun dışında bize gelmeyen her transfer döneminde isimlerini duyduğumuz: wanyama, elneny, konoplyanka v.s. gibi isimleri duymaktan bıktım. eksik saydığım mutlaka vardır ama ben bu adamların isimlerini hep duyuyorum. transfer haberleri çok absürt olmadıkça belli bir fısıltının üzerine yazılır. tabi hepsi de gerçek demiyorum ama kulübümüzün balkan liglerinden doğu avrupa liglerinden ne bileyim benzer liglerden çok böyle gün yüzüne çıkmamış yüksek potansiyele sahip parlatılabilecek topçularla ismini hiç duymuyoruz.

    misal göztepe şuan ligi kasıp kavuran obinna'yı macar liginden 500bin euroya almış. yine geçtiğimiz senelerde transferi için çok uğraştığımız yeni malatya'dan başakşehir'e giden youssouf ndayishimiye var. yeni malatyaspor kendisini 50 bin euro'ya almış burundi liginden. biz neden bunu yapmıyoruz yapamıyoruz anlayamıyorum.
  • 982
    gül gibi 2 adet u23 kontenjanı varken oyuncu bildirimine saatler kala transfer yapmaz isek, kapatılmasında hiçbir mazur olmayan departman. yönetim bunları dinlemiyor yalanı sıkılıyordu, eksik bölgeler var. hiçbir hoca gerekli mevkiye hayır demez. demek ki bu yeteneksizlerin sunduğu oyuncular 25 milyon eurodan başlıyor, yönetim de haliyle o bedellere olmuş oyunculara gidiyor. yahu sol kanata, orta sahaya, stopere uygun fiyata nasıl oyuncu bulamıyorsunuz? göreviniz nedir birader sizin?
  • 732
    (bkz: #3313575)

    %100 katılmakla birlikte eklemeler yapmak istiyorum. bu ekibe bonuslar verilemli; yaptırdıkları transfer karından %5 scoutlara dağıtılmalı. bu ciddi bir motivasyon artışı sağlar.

    daha önce de denildiği gibi hiç risk almıyorlar ve geçmiş performansları oldukça kötü. onlara önerilen ve henüz galatasaray seviyesinde değil diye reddettikleri çok potansiyelli adamlar mevcut. ha yok biz öneriyoruz ama almıyorlar diyor iseler onurlu davranıp istifa etmelerini tavsiye ediyorum.
  • 688
    kendilerinin hiçbir suçu yoktur. kendileri atıyorum değeri 5 milyon € olan oyuncuları 50 bin € iken de izliyor oluyorlar genelde. ama oyuncu gelişimi izleniyor. 50 bin € olan oyuncu 15 yaşında ve potansiyellidir mesela 18 yaşına geldiğinde 1 milyon ve fiziği zayıftır, oyuncu galatasaray'da oynayabilecek seviyeye gelince fiyatı 5 milyon € oluyor. kusura bakmayın bu oyuncuları 1 milyon € olduğu zamanlarda alınca ne çöplükleri kalır ne "hocanın" menajerle para yedirmesi.

    yönetimlerin de bu oyuncular yerine isimli oyunculara ağırlık verdiği de bir gerçek. scout ekibi genç oyuncuyu izler sonra hocaya izletir. hoca onaylar ve yönetime iletir. yönetim gidip sorar oyuncuyu menajerlere, menajerler karşı kulüp ile iletişime geçer. karşı kulüp oyuncu için 5 milyon € ister. menajer kulübe iletir, sonra der ki bu paraya şu isimli ama bitik oyuncuyu getirebilirim. yönetim de şanımız yürüsün der, isimli ama bitik oyuncuya son kontratını veririz.

    bunun haricinde scout ekibi düşüşteki oyuncuları da izler. bu isimler, bir zamanlar yüksek potansiyelli olan ama beklenen sıçramayı yapamamış ve ya yapmış ama düşmüş oyunculardır. bu oyuncular yükselişe geçebilir mi diye de çalışma yapar.
  • 759
    maharet haaland’ı bulmak değil, yüzlerce takımın scout ekibi var, seninle birlikte onlar da buluyorlar haaland’ı. haaland’ı bulursun ama parası çoktur, oyuncu gelmek istemez ya da kulübü vermek istemez. haaland üzerinden bu ekibi övmek ya da yermek gereksiz. illa takdir edeceksem marcao üzerinden takdir ederim. porto ve benfica gibi bu işlerin piri iki ekibin elinden marcao’yu almak büyük başarıdır. üstelik kendi liglerinden bulup, sessiz sedasız gidip getirmek başarıdır. verilen 4 milyon euro bonservis bedeli futbolda çerez parası. kur farkından ötürü bize büyük gözüküyor bazı meblağlar ama bu yaz harcadığımız ve bolca tenkit edilen 25 milyon euro’yu çoğu avrupa kulübü tek bir oyuncuya verebiliyorlar. makasın açılması da burdan kaynaklanıyor. herkes kulüplerin seviyesi üzerinden tartışıyor ama ortalama bir fransız, alman, italyan ekibi tek bir oyuncuya 25 milyon euro verebilirken, sen terime 25 milyon euroluk takım kurdu hani nerde başarı diye hesap soruyorsan bu açılan makastır güzel kardeşim, değilse sheriff real’i de yener, dünya karmasını da yenebilir. futbol bu. herkes sadece saha içine odaklanıyor bu deyimde bence ama yanlış işte.

    benden geçer not alan ekiptir. şu ana kadar kendileri tarafından alındığı iddia edilen oyunculardan çok çok kötü performans veren bir oyuncu çıkmadı, bilen varsa uyarabilir beni. bu sezon için alınan futbolculardan da memnunum. barış alper ve berkan da dahil buna. ve göreceksiniz maliyetlerini karşılayacak bu arkadaşlar. avrupada oynadığımız her sezon bizim için artı değerindedir. o yüzden ligi gram umursamıyorum. umursuyorum da avrupaya katılsak yeter diyorum. değilse 22 kere şampiyon olmuşuz, 3 senedir şampiyon olmamamıza rağmen en yakın rakibimizle arada 3 kupa fark var. üstelik milyarlarca tl borcumuz var. bu borç bi şekilde erimeli. bu kadar kur yüksekken, bu borcu da anca oyuncu al sat yaparak eritebilirsin. üstelik şampiyonlar ligine gitmek artık çok zorsa, buna mecbursun. acı çekmemiz gerekiyor yani.

    değilse bir gün altyapıya sallarız, bir gün teknik adama, bir gün başkana, bir gün kondisyonere, bir gün de scout ekibine… gerçeklerden kaçmak o kadar kolay ki…
App Store'dan indirin Google Play'den alın