• 22051
    türkiye kupası'nda alt lig takımlarıyla oynanacak maçlar hariç, herhangi bir maça nzonzi ya da donk olmadan çıkma lüksü bulunmayan takımımız.

    bu takım 2 stoper önünde bir çapa olmadan oynama ihtimali yok. en başta stoperler buna alışık değil ve bek oyuncuları geriden top çıkarmada yetersiz.

    eğer 3 tane 8 ile oynayacağım inadına devam edersek çok üzülürüz.

    umarım 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı güzel bir ders olmuştur.
  • 22055
    mesele 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçımeselesi değildir. bu takımın iyi oynadığı (bakın kazandığı demiyorum) iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını maalesef ki geçmemektedir. şampiyon olduk, kupalar kazandık ancak neredeyse hiçbir zaman sahada görmek istediğimiz galatasaray gibi oynayamadık. daha bir hafta önce süper kupa kazanılınca * oynanan oyunun pek de önemsenmediği gibi. bu konular uzun süredir hep hasır altı edildi. yine neticeye, kötünün iyisi olarak kazanılmış kupalara kanmak; hele de son yılların en iyi kadrosu kurulmuş, bu kadar yatırım yapılmışken, esas meseleyi, sahada oynanan futbolun kendisini göz ardı etmek takıma, galatasaray'a ihanet etmektir. bu takımın analizinin yapılması, belirli olan sorunlarının çözülmesi, iyi ve doğru oyuna yöneltilmesi, belirli bir sistem ve plan dahilinde hareket etmesi, hesap verebilir bir hale getirilmesi gereklidir. sorunu başka yerlerde aramak, bahaneler üretmek, meseleyi kişilere indirgemek, büyük resmi görmezden gelmek, bizi ancak daha geriye götürecektir.
  • 22056
    ligde yine bir şekilde şampiyon olacak takımdır, sorun şampiyon olmak değil. zaten bu sene kurulan kadronun 28-29. haftalarda şampiyonluğu ilan etmesi lazım çünkü diğer takımlarla arada kalite anlamında ciddi şekilde uçurum var, özellikle anadolu takımlarıyla. sorun şu ki biz 33. haftaya kadar uzatıyoruz işi. bunun ana sebebi kötü deplasman performansı. takım 2-3 senedir iyi futbol oynamıyor. 18/19 sezonunda 69 puan gibi lig tarihinin en düşük puanıyla şampiyonluk kazanıldı. bunu doğru okursak takımın iyi olduğunu değil rakiplerin kötü olduğunu düşünmek pek yanlış olmaz. kötünün iyisiydik yani. bu takım nedendir bilinmez istisnasız her deplasmanda aşırı zorlanıyor. sneijder de gelse drogba da gelse gomis de gelse zorlanıyor. zamanında ligden düşen, herkesin bay geçtiği karabükspor'a 7 gol attığımız maçtan beri deplasmanda rahat galibiyet aldığımızı hatırlamıyorum. avrupa'da ise durum çok daha felaket, son 17 avrupa deplasmanında galibiyeti yok bu takımın. buna nasıl bir çözüm bulunur bilmiyorum, bilsem zaten burada yazar olmazdım. bilenler tarafından acil olarak çözülmesi gerekiyor. haftaya 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçında konya'ya 4 atılınca herşey güllük gülistanlik sanılacak, sonraki ilk deplasman maçında yine günlerden kanser. aşırı sıkıldım bu döngüden.
  • 22057
    şampiyonlar ligi seviyesindeki her takımın belli bir oyun planı(plan a) vardır. buna ek olarak mutlaka ikinci bir oyun planı(plan b) da vardır. buna ek olarak da galipken ve mağlupken nasıl oynanılacağına dair bir oyun planı da vardır. bizim takımımıza dönüp baktığımızda elle tutulur bir tane bile plan göremiyoruz. belki planımız var ama biz göremiyoruz. hoca kafasında deniyor bir şeyler. anchordan vazgeçip ayağı top yapan iki 8 ile oynamak istiyor gibi(seri için ofansif merkez orta saha nzonzi için de defansif merkez orta saha diyebiliriz). ama taraftar olarak bizim de beklentilerimiz var. süper lig kalitesinin üzerinde olan bir kadro kalitemiz var. 4. haftadan itibaren tabii ki toparlayacağız ama neden bizimle aynı tarihte ligleri başlayan fiorentina gibi hazırlık maçlarından itibaren hazır olamıyoruz? bu beni çok üzüyor.
  • 22059
    ————- muslera ————
    mariano--luyi—donk—naga
    —————nzonzi—————
    ———belhanda—seri———
    feghouli —————- babel
    —————falcao—————

    marcao 1 hafta ceza sonrası 1 hafta da hoca keser. şu onbirle konya olmazsa bir sonraki hafta sahaya cıkarız. lig için karamsarlıga gerek yok. trabzon dışında rakip yok. ama defansif kurgu avrupa için soru işareti. herkes kendi mevkisinde 2-3 maç oynarsa toparlanacak takım.
  • 22060
    süpernova olmasını beklemediğimiz ama karadelik olup bizleri çileden çıkarmasını istemediğimiz canım takımım. 90 dakika ne oynadığımız belli değil. tek tek baksak futbolcularımız bu ligi perişan eder. gel görki oynanan oyun formaya yakışmıyor. futbol güzel oyun, zevkli oyun. elbette tüm maçlar kazanılmaz fakat kaybedilen maçlarda sahaya karakter koymanız taraftarı memnun eder. ben hiçbir taraftarımızın yenilgiden dolayı üzgün olduğunu düşünmüyorum. üzüntünün sebebi ruhsuzluk. giyilen forma ve taşınan arma ruhsuzluğu reddeder. ben ne kadar umutsuz ve biçare durumda olsam çekmeceyi açıp formayı kokluyorum. inanın kardeşlerim formayı kokladıktan sonra 300 spartalı'yı kovalarım. sanırım hepimiz böyle bir his istiyoruz.
  • 22061
    (bkz: 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı)

    galatasaray futbol takımının defansif meziyetleri yüksek seviyelerde olan orta saha futbolcusundan yoksun çıktığı bir mücade oldu. nzonzi hamlesiyle orta sahadaki defansif futbolcu açığını kapatma hamlesi takımı bu yönde iyileştirecektir kuşkusuz. ancak gördük ki nzonzi'nin sakat veya cezalı olduğu bir senaryoda orta sahamız çok yumuşak ve stoperleri rahatlatacak yetkinlikten uzak bir görüntüye sahip. dolayısıyla nzonzi'nin yedeği olarak üst seviye bir defansif orta saha hamlesiyle defansif defoların örtülmesini emniyete alabiliriz. öte yandan genel bir görüntüye bakacak olursak; profesyonel futbol dünyasında bugün, isim yapmamış ama seri oynayan küçük bir takım bile bu statik oyunu cezalandırmakta hiç zorlanmaz. galatasaray futbol takımının bu yavaşlığa bir çözüm üretmesi gerekiyor.
  • 22063
    özellikle ahmet çalık, selçuk inan ve ryan donk 3'lüsü bir araya gelince kimseyi yenemeyen takım. yanılmıyorsam ostersunds maçlarında, 2018'de elendiğimiz akhisar ile oynanan kupa maçında ve geçen sene 4 yediğimiz hatay maçında bu 3'lü aynen sahadaydı.

    ne acıdır ki 10 kişi kalsak da 0-0 devam eden 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçında ahmet'in oyuna girmesiyle bu 3'lü yeniden bir araya gelmiş maalesef maç 2-0 kaybedilmiştir.
  • 22064
    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı sonrası bende tedirginlik yaratmıştır.

    ligi şampiyon bitireceğimize dair umutlarımda en ufak bir düşüş yok.

    ama avrupa’da başarılı olmamız zor gözüküyor.

    umarım grupları 3.bitirip, görece dişimize göre rakiplerin olduğu uefa avrupa ligi’nde yolumuza devam ederiz.

    benim de gönlüm şampiyonlar ligi’nde ilerlemek istiyor ama mevcut yapıyla bu durum biraz hayal gibi duruyor.

    kadromuz gittikçe yaşlanıyor ve takımımızda başarıya aç çok az oyuncu barındırıyoruz.

    beni endişelendiren durumlardan bir diğeri de bu.
  • 22066
    muhakkak ki steven nzonzi ve radamel falcao garcia'nın gelişi bu takıma çok büyük seviyeler atlatacak. bu takım düzelecek arkadaşlar o konuyu merak etmeyin. klasiktir fatih terim'in takımları ilk haftalara böyle başlar.

    benim canımı sıkan; stoper ikilimizin rezaletliği. sanki geçen seneki adamlar gitmiş de dublörleri gelmiş gibi.

    bek konusuna hiç girmek istemiyorum. hem sağ hem sol beklerimizi önümüzdeki sene kesinlikle değiştirmeli ve daha dinamik isimlerden oluşturmalıyız. bunu bu sene maalesef yapamadık çünkü hem rotasyonu genişletmek, hem orta sahayı baştan kurmak, hem forvetle uğraşmak derken zamanımız kalmadı.
  • 22067
    yaşlı takımdır. yaşlı olduğu için de form tutması, tempolu oynaması zordur. şöyle bir bakalım takıma

    mariano: 33 yaşında. ben kanat/hücümcu beklerin en fazla 29 yaşında olması gerektiğini düşünenlerdenim.

    babel: 33 yaşında. kanatta yardırması, patlayıcı koşu yapması, bekin yardımına koşması, onun boşalttığı alanı doldurması, rakibi kovalaması zor. bütün bunları maçın süresi boyunca istikrarlı biçimde yapması imkansızdır.

    selçuk: 35 yaşında. üç senedir bitik. geçirdiği evrim ise inanılmaz. daha doğrusu tersine evrim. freekick atardı atamıyor, penaltı kaçırması vaki değildi artık kaleci alıştırır gibi kullanıyor. takımın enerjisini düşürüyor. takım kaptanı yapılmasında ısrar edilmesi de ayrı bir saçmalık. bu adam her maça ilk onbirde çıkamıyor. kaptanlığın her maçta ilk onbirde oynama potansiyeli olan birine verilmesi lazım.

    nagatomo: 33 yaşında. mariano için söylediklerim bu arkadaş için de geçerli. kanat/hücumcu bek en fazla 29 yaşında olmalıdır. modern futbolda en fazla efor sarfedilen ve en atletik oyuncuların oynadığı bölge sahanın kenarlarıdır. sahayı boylamasına bir baştan bir başa kat edecek, atağa kalkacak, verkaç yapacak, çizgiye inip orta yapacak oyuncu nispeten genç olmalıdır.

    donk: 34 yaşında.

    j.durmaz: 30 yaşında. eh işte. sakalı kesse performansı az da olsa artabilir ama kayda değer bir etki olmaz.

    diagne: 28 yaşında ama daha genç de olsa para etmez. hantal bir kere. driplingi yok. bariz bir kafa topu üstünlüğü yok. presi yetersiz. top dağıtamıyor, topu ayağında tutamıyor. çabuk reaksiyon gösteremiyor. topu aldığında hassiktir yine topu ezecek, bir atağı başlamadan piç edecek hissiyatı uyandırıyor izleyende.

    belhanda: 30 yaşında.

    feghouli: 30 yaşında.

    şener: 30 yaşında. ne vereceği şüpheli

    linnes: 28 yaşında.

    kısacası takıma 25 yaş altı oyuncu takviyesi yapılmadığı sürece bu takım hızlı oynayamaz. boğucu pres yapamaz, şok ataklar gerçekleştiremez, sahayı tam parselleyemez. bunları az da olsa gerçekleştirdiğinde de pili tüketir. beklentiyi yükseltmeyin derim arkadaşlar. maalesef eldeki malzeme bu.
  • 22068
    sorunu topu kaptırdıktan sonra geri dönememesi olmayan takımdır. buradaki sorun topun kaptırılması. elbette top kaptırılır. ama kritik bölgelerde, üst üste top kaptırırsanız sıkıntı yaşarsınız. hele önde oynayan bir takımsanız stoperleriniz pek çok kez zor durumda kalırlar.

    atağı sonlandıracaksın kardeşim. ister taç olsun, ister aut olsun. top bir dursun. sen tam yüklenmişsin, sahada pozisyon almışsın. stoperler öne çıkmış. rakibe baskı yapacaksın. hooop bir top kaptırıyorsun, top senin kalende. 1,2,3,4 derken artık takımın da morali bozuluyor.

    burada pas hatalarının temel nedeni ise oyuncuların hareketli olmaması. nasıl olsunlar? sen en çok hareketli olacak adamını, seri'yi, stoperlerin önüne atıyorsun. selçuk gibi yan pas ve geri pas dışında hiçbir şey yapamayan*ve belhanda gibi pas konusunda tam bir saatli bomba ile oynuyorsun. eh kaptırdığın her top kalene geliyor. zira yine stoperlerin önünde defansif meziyetleri düşük seri var.

    bir de şu önde saçma presten vazgeçelim artık. topu kapmak için hurra deli gibi rakibin üstüne koşuyoruz, tek pasla kalemizde pozisyon görüyoruz. alan daraltalım kardeşim. alanları kapatarak top kapalım. ortada sıçan oynar gibi oynatıyorlar sonra bizi.
  • 22069
    oyun planını uzun yıllardır çözemediğim takım. biz ne oynuyoruz allah aşkına?

    bir maç belhanda, bir maç feghouli, öbür maç onyekuru.. her maç birisi kahraman oluyor, maçı çözüyor, alıp geliyor. hep birisinin çıkıp bir şeyler yapmasını mı bekleyeceğiz böyle? sürekli birileri kahraman mı olmak zorunda? yıldız oyuncular maç kazandırır doğru ama her maç tek bir pozisyon için bile birilerinin ayağına bakmaktan vazgeçmeliyiz. takım oyunu, sistem, oyun planı gibi kavramlar bu yüzden var. ama ne yazık ki uzun zamandır böyle bir futbol göremiyoruz.

    fatih hocam gözünü seveyim oyun çalıştır bu takıma. tamam transferler şu bu.. yeni oyuncular gelecek, form tutulacak, kondisyon artacak. ama benim gördüğüm problem bunlar değil. ben sahada bir oyun göremiyorum. ligde kadro kalitesi farkıyla şampiyonluğa belki yine ulaşırız ama avrupa’da uzun süredir nal toplamamız tesadüf değil. futbol falan oynamıyoruz. ne olursun bu sene futbol oynat şu takıma.
  • 22071
    birkaç hafta daha kısmen sıkıntılı maçlar çıkaracak takımdır. inanılmaz bir yangın ortamı mevcut şu an sosyal medyada ve sözlükte. sabah akşam falcao konuşan kitlenin biraz ayakları yere bastı sanırım bu sonuçla.

    takım yenileniyor. hem oyuncu bazında hem taktiksel anlayış olarak bir değişim içerisindeyiz. hocanın kafasında bir plan var ve o oyunu oynamak için bir takım denemeler yapıyor. müthiş bir kondisyon yüklemesi yapıldığından bahsediliyor. üst seviye performansı muhtemelen lig ortasına doğru göreceğiz. haliyle ilk haftalarda bocalamamız çok normal ki bunun işaretlerini akhisar’la oynanan kupa maçında görmüştük.

    seriyi regista olarak kullanmaktı belki hocanın ilk isteği ama gördük ki bu yapıda çok zor. en azından şimdilik. çünkü çok statik oynuyoruz. regista bir rol için etrafında fır dönen duvarlar, sonsuz kere bindirme yapan bek oyuncuları elzem. yoksa hiç bir anlamı yok bu rolün. selçuk’un altı senedir yaptığından fazlasını yapamazsın. üstüne sürekli savunma zaafiyeti verirsin.

    eminim ki hoca da neyin olup neyin olmayacağını görüyordur ve kafasındaki oyunu ona göre modifiye edecektir zamanla. 2 senedir net bir oyun planımız olmadığı argümanına hak veriyorum ama ilk haftadan bu kadar feryat figanın da aşırı olduğunu düşünüyorum.
  • 22072
    hücum planı ağır paslarla oyunu rakip sahaya yıkmak. iki takımın da neredeyse tüm futbolcuları rakip yarı sahaya yerleşene kadar yan paslara devam etmek. herkes yerleştikten sonra füleli bir iki futbolcunun bireysel hareketleriyle gol aramak.

    bu bir eleştiri yazısı değil, iki yıllık şampiyonluğumuzda dahi oynadığımız oyunun tanımıdır.

    temennim daha hızlı futbol oynayabilen bir galatasaray izlemek. çünkü bu oyun kadro kalitemize yakışmıyor ve şampiyonlar liginde bir geçerliliği yok.
  • 22075
    laubali ve lakayıt bir şekilde top oynamaya çalışan futbol takımı*. kalecimiz muslera hakkında, kendisine dönülen pozisyonlarda gelişi güzel uzaklaştırmayı düşünmesi bu tecrübede bir kaleciye yakışmıyor. günümüz futbolunda kaleciler ön libero olarak kullanılıyor. daha sakin ve düzgün paslarla geriden oyun kurmamıza yardımcı olması gerekiyor. defans hattı, marcao ve luyindama ikilisi pozisyon almada ve geri dönüşlerde çok ağır kalıyorlar. arkalarına atılan toplarda özellikle marcao problem yaşıyor. geçen sezon* da kendileri hakkında aynı düşüncedeydim. marcao fırsat transferi olarak görünebilir fakat şampiyonlar ligi oynayan bir takımda kendisi ile zor yol alınır. kendisini gömmüyorum lakin orta sınıf bir stoper olarak görüyorum. defans hattına tecrübeli bir stoper şart diyorum. ayrıca yedeklenmesi gereken bölgedir. ahmet ve donk* ile olmayacağını düşünüyorum.

    defansın sağı ve solu dönüşümlü olarak mariano-nagatomo, linnes-nagatomo(özellikle hızlı oyunculara karşı) ve bazen mariano-linnes olarak düşünülebilir. ömer ve umut'ı bu üçlü içerisine ''kısmen'' düşünülebilir. orta saha nzonzi-seri-belhanda(mecburen) üçlüsünün en zayıf halkası kesinlikle belhanda' dır. futbol olarak yetenek ve kabiliyet var lakin disiplin ve özveri yok. mental olarak dengesiz bir yapıya sahip kendisi bu durumu malesef içime hiç sinmiyor. nzonzi ve seri orta saha kalitesini arttırmakla kalmayacak, defans ve hücum hattına da güç katacaklardır. donk bu bölge için yeterli sayılabilecek rotasyon oyuncusudur.

    gelelim hücum hattına falcao transferiyle kesinlikle en güçlü bölgemiz olacaktır. babel-falcao-feghouli üçlüsü benim içimi rahatlatıyor. ayrıca emre, jimmy, adem ve hatta ömer kullanılarak maç içerisinde değişikliğe gidilebilir. ben belhanda' yı bu bölgeye yazmadım. kendisi* forma numarasının* hakkını verememesinden kaynaklıdır.

    bu sezonda* geçen sezon ki* gibi iç saha maçlarında skor ve sonuç olarak sıkıntı çekmeyeceğimizi düşünüyorum. malesef ama malesef tahminim deplasman maçlarında defans hattı sıkıntılarına çözüm bulamazsak problemler yaşanacaktır. takım birbiri ile oynamaya başladıkça daha da oturacaktır. henüz ligin başı olması sebebiyle biraz daha beklemek ve görmek lazım diye düşünüyorum. galatasaray kulübünün hedefi daima ve mütemadiyen başarı olmuştur ve olacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın