• 21176
    bıraktım şampiyon olmayı, bu oyunla, bu sistemle, bu futbolcu kalitesiyle 2. olabilmesini bile başarılı bulduğum takımım.

    uzun süredir ne oynadıklarını, ne yapmaya çalştıklarını anlamak güç. göze hoş gelen kaliteli futbolu çook uzun zamandır izletmiyorlar.

    başakşehiri onu bunu tartışmayı bırakalım da kabul edelim ki bu takım şampiyon olabilecek bir oyun oynamıyor.
  • 21178
    fatih terim nedeniyle berbat oynayan takımdır. bu kadar net. hiçbir şekilde hücum planı yoktur. tamamen doğaçlama oynamaktadırlar. tek plan önde saçma sapan bir baskı yapmaya çalışmak ve haliyle tek pasla rakibe orta sahayı geçirtmektir.

    kral çıplak arkadaşlar. en azından bu sezon* için çıplak. istediği transferler yapılmadı filan. geçelim. devre arası 2 stoper, 2 forvet alındı bu takıma. 1 tane stoper de kendisi ittirdi* sağolsun. sonuç? takımda hiçbir değişiklik yok. hala tamamen aynı şeyleri deniyor takım. aynı şeyleri yapıyor, aynı şeyleri yapamıyor.

    "ben hep hücum ederim" diyerek hücum edilmiyor. planla, programla, çalışarak hücum ediliyor. "önde basın, topu kapın, sonrasını da artık ben size öğretemem" deyince elinde yıllık 5 milyon € alan adamlar da olsa sahadaki şey futboldan başka her şeye benziyor.

    bir de "efendim taktik maktik yok bam bam bam demedi ki, uyduruyorsunuz" deniyor. tamam demedi öyle bir şey. ama sahadaki durum bu. 1,5 senedir bu. hiçbir plan yok. takım ne oynamaya çalışıyor da futbolcular yapamıyor? herkes tek tek futbolcu başlıklarına saldırıyor. neden? fatih terim diyemiyorlar çünkü. deyin arkadaşlar. deyin, korkmayın. fikri hür, vicdanı hür olun.

    kimse "terim istifa" demiyor. ama ilk mağlubiyette "yönetim istifa" diyenlerin terim'e toz kondurmamak için futbolcu başlıklarını aşındırması da artık mide bulandırıyor. terim'in teknik, taktik bilmemesi mümkün mü? değil. zaten sorun da burada. adam istemiyor arkadaş. öyle futbolcular istiyor ki kendisi sadece ana modeli anlatsın. gerisini futbolcu sahada kendisi çözsün.

    bizim takım böyle değil. olması da mümkün değildi sezon başından beri. ama inat var işte. oldurulacak. terim ya çünkü. olduracak. bu kadarı da artık şımarıklığa giriyor, kusura bakmayın. futbolcuyu filan gömmeyin. erzurum maçında* puan kaybedebilirsin. normaldir. olur bunlar. ama sen rakibinden saçma sapan yerlerde 8 puan fark yiyerek devre arasına girersen bu tip maçlarda puan kaybı sana havlu attırır işte böyle.

    sorun bu maç* değil yani. sezonun ilk yarısındaki saçma puan kayıpları ve bunlara rağmen inatla aynı şeylerin denenerek farklı sonuçlar alınmak istenmesi. siz istediğiniz kadar futbolcu başlıklarına gidip kininizi kusun. seneye komple takım değişse de bu inat değişmedikçe hiçbir şey düzelmez. biz yine boks maçı gibi oynarız maçları. kim sağlam vurursa o indirir.
  • 21179
    son 8 lig maçında 6 galibiyet 2 beraberlik almış takım. bu gayet kabul edilebilir. puan kaybettiğimiz maçların erzurum ve alanya deplasmanları olduğunu düşününce dahada kabul edilebilir oluyor.

    ancak süper lig 2018-2019 sezonunun ilk yarısında ekim ayının ortasından, aralık ayının ortasına bir dönem geçirmiştirki, kredisini fazlasıyla kaybetmiştir.

    mevcut formu iyidir. deplasmanda verdiği psikolojik reaksiyon da geçen seneden* iyidir. hatta puan kaybettiği 2 maçıda oyuncuların bireysel hatasından yedirdikleri gollerle kaybetmiştir. eskisi gibi pozisyona dahi girmeden istanbul'a dönen bir takım yok sahada.

    ancak dediğim gibi puan kaybetme lüksü çok az. fark 8. kalan maç 10. 8 galibiyet, 2 beraberlik dahi yetmeyebilir. bu sebeple fenerbahçe deplasmanını ayrı tutarak ; tüm maçları kazanmak zorundadır. kazanacak gücü de fazlasıyla vardır. ya da şöyle diyelim : şampiyon olmak istiyorsa kazanacaktır.

    şahsi fikrim, şampiyonluk şansımız bu sabah uyandığımızda %45'di.

    an itibariyle %30.

    ancak hala çok şey değişebilir. değişmeyecek dahi de olsa galatasaray çıkıp 10 maçın 9'unu vura vura kazanmak zorundadır. ondan sonrasını hep beraber görürüz.
  • 21184
    mehmet özdilek de teşhisi koymuş; “galatasaray koşu kalitesi yüksek bir takım değil”

    bu takımın en bariz problemi buydu sezon boyunca; şampiyonlar liginde koşu mesafesinde 32takımdan 32. olduk. bu tesadüf değil; enerjik bir takım olamadık; durarak oynayan topu ayağına bekleyen çok fazla oyuncumuz var, topu da çok yavaş çeviriyoruz.

    tudor’un o adam yiyen takımından kondüsyon olarak çok gerideyiz. he o takımın da psikolojisi büyük maç kaldırmaya müsait değildi o da ayrı konu. kulübenin takıma kattığı psikolojiyi yükselttik ama kondüsyon olarak geri gittik.
  • 21187
    haziran ayında adam akıllı iki tane 8 numara alması gereken takım. koskoca galatasaray’ın 35 yaşındaki selçuk inan’a muhtaç durumda olması beni gerçekten üzüyor. ne yazık ki donk, fernando, ndiaye istenilen katkıyı verecek durumda değiller artık. fernando ve donk çok statik kalırken, ndiaye de bildiğin pas özürlüsü. gözüken o ki artık geçiş oyununu adam akıllı oynayamıyoruz. bu durumda pas kalitesi bu kadar düşük olan ndiaye bizim ilacımız değil kesinlikle.
  • 21188
    bahane bulmayı bırakması gereken takımım. 2 yıldır bu takımın deplasmanda oturmuş bir oyunu yok. evinde ise taraftar ittirmesiyle oynanan harra hurra oyunu harici her şey kopuk kopuk.

    tek tek hedef göstermenin de bir manasını görmüyorum. kesinlikle kolektif olarak bir sıçış mevcut. hem teknik heyet hem oyuncular bir araya gelip kendini eleştirmeli. taraftarlar da kendi takımına bakmadan, körü körüne etrafa saldırmayı bırakmalı.

    belki bu sene için geç kalınmış olabilir. ama bahaneler üretip, mevcut sorunlar görmezden gelinmeye devam edilirse, gelecek sezon da çöpe gider.
  • 21190
    2018 - 2019 sezonunda 9. ve 16. haftalar arasındaki berbat performansı olmasa 3 mart 2019 erzurumspor galatasaray maçındaki puan kaybı o kadar da önemli olmayacaktı. bu 8 haftalık süreçte sadece 1 galibiyet alan takım, 4 maç üst üste kendi sahasında berabere kaldı. bu haftalardan sonra zaten şampiyonluk şansımız çok azalmıştı ve artık umutların iyice azaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. kendi evimizde öne geçip maçı kapatamadığımız 3 maç var. 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı, 23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçı ve 8 aralık 2018 galatasaray çaykur rizespor maçını kazanabilseydik şuan puan farkı sadece 2 idi. bunların dışında ilk 8 maçındaki tek 3 puanı bizden alan akhisarspor'u saymıyorum ki 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında maç 0-0 iken bir de penaltı kaçırdık. hakemlerin hatası, oyuncuların hatası, teknik ekibin hatası, yönetimin hatası derken 24. haftayı yedik ve artık şampiyonluğa çok uzağız ki zaten bu kadar hatanın olduğu yerde hele de rakibin alenen saha dışından ve içinden kollanırken şampiyon olabilmek imkansız gibi birşey. umarım bir mucize gerçekleşir ve imkansız yaşanır, ben daha 10 hafta bunu bekleyeceğim ama umudum değil ancak umut kırıntım var.
  • 21191
    2011-2012 sezonundaki planına dönmesi gereken takımdır. o anlayıştan nasıl vazgeçtik hiç anlamamıştım zaten. eldeki malzemeyi olabildiğince o dönemdeki yapıya benzetip yolumuza devam etmeliyiz.
    https://galatasaray11.com/i/47321.jpg

    bekler mariano-nagatomo olabilir, ileri ikili de sinan-diagne olabilir. ama böyle devam etmemiz lazım.
    yoksa mevcut yapıyla haftaya içeride antalya'ya 3 atar yine havaya gireriz sonra lig 15.si bursa'ya deplasmanda ezim ezim eziliriz.
  • 21192
    şampiyonluk şansı matematiksel olarak bitse bile başında fatih terim varken bir şekilde şampiyon oluruz diye düşündüren futbol takımıdır, bu sene de inanılmaz azalsa bile umudum bitmemiştir ancak ortasaha üçlüsünün artık kendine gelmesi gerekmektedir. son şampiyonluklarımıza bakıldığında ortasahamızın fark yarattığı görülmektedir.
  • 21193
    orta saha probleminin iyi avrupa takımları ve gününde olup ( hakem toleransıyla) sert pres yapan türk takımları karşısında gözüktüğü takım.

    kupa maçlarında , özellikle de alt yapıdan birçok oyuncunun oynadığı aslantepede ki boluspor maçında " ortasaha da alt yapı oyuncularının sahaya koydukları taktiksel beceri diğer türk/yabancı oyunculardan daha iyi" ve " celil oyun akışkanlığını sağlıyor" diye not almışım.
    yeni tandemle ileri çıkmak durumunda kalan orta sahada fernando çok sırıtmaya ve yorulmaya başladı. donk gibi o da artık geri de tandeme gömülüp ense yapamıyor, hele terimin coşkulu oyununda bu iş hiç olmayacak.. üstelik zaten takım koşu mesafeleri yıl genelinde yerde sürünüyor. son lig maçlarında , eğer oynamış olsaydı, celilin mesela fernando, selçuk, ndyae ve feghouliden daha kötü oynayacağını düşünmüyorum.

    galatasaray'ın eksiklerinden biri sahada saygı duyulan oyun aklının ve referans oyuncu olmayışı. hagi, popescu, thomas, sneijder, melo vs oyun aklıydı veya sahaya yerleşimlerde referans oyunculardı. fernando yeni tandemle ileri çıkan takımla birlikte altından kalkamadı bu işin.

    herşeyin ,iyi bir referans olsa da , rakamsal dizilişle açıklanmasını çok kolaycılık olarak düşünüyorum. işin içinde insan olan ve sonsuz deplase olma alternatiflerinde herşeyi sadece sayısal dizilişle açıklamak zor. üstelik
    savunma da ayrı, hücumda ayrı, rakibe, sakatlara ve eldeki malzemeye göre ayrı, saha ve iklimden etkilenen , maç başına ve süresince değişken, asimetrik diziliş varyasyonları içeren bir oyun futbol. tudor, kocamanın vs ..felsefesi ile terimin, derwallin ve geretsin felsefesi ayrıdır. bence temel felsefe belirlenip , ona göre diziliş ve varyasyonlar alt yapıdan benimsetilip üstüne eklenecek transferler ona göre yapılmalı. yoksa yap boz ile yerinde sayıyorsun.

    toparlamak gerekirse:

    1-)taktiksel bilgileri ve oyun alışkanlığına katkıları daha fazla olan celil gibi altyapıdan gelen oyuncular şans bulmalı.

    2-) bu yıl olamasa bile oyun aklı ve pozisyon referansı sağlayacak oyuncular kazandırılmalı. kalan maçlarda ise olanlardan kör topal bu rollere bazı oyuncular devşirilmeli.

    3-) sayılı dizilişlerden daha ziyade altyapıdan itibaren klübe , genel felsefe benimsetilmeli. juventus, porto, benfica, barcelona, vs .. gibi. galatasatayın dnasına ileride basan ve oynayan takım var. o yüzden ne kadar iyi olsalarda tudor, lucescu, saftig vs.. gibi sistemi alt üst edecek kontra futbol felsefeli antrenörler tercih edilmemeli.

    4-) her eleştiriye "terim düşmanı" yaftası yapıştırmamak lazım. futbolun kendisini , taktiğini konuşamazsak eğer, deve güreşi seyredenlerden bir farkımız kalmaz.
  • 21194
    şu takımın avrupa'daki halini 2018-2019 sezonu'nda oynadığımız 8 maçta görüp de şu takımın 3 öneleme turunu geçip de şampiyonlar ligi'ne katılabileceğini düşünen arkadaşların iyimserliğine de şaşırmıyor değilim açıkçası. avrupa seviyesinden ne kadar uzakta olduğumuz, taktik disiplin ve mentalite açısından ne kadar geride olduğumuz açıkça görüldü. lokomotiv moskova gibi bize benzeyen, ahı gitmiş vahı kalmış bir takım olmasa grupta sonuncu olacaktık muhtemelen. yazın da sezonu erken açacağız, muhtemelen transferler tamamlanmamış olacak aşağı yukarı bu kadro oynayacak, transferler olsa uyum problemleri konuşulacak. o iş çok zor yani. buraya umut bağlamak pek gerçekçi değil. inanın 8 puan farkı kapatıp şampiyon olmak, 2. olup şampiyonlar ligi önelemesiyle uğraşmaktan daha kolay şu an.

    ek olarak, zaten en kötü 2. oluruz bu saatten sonra. 2. liğin neyine odaklanalım ben onu da anlamıyorum? arkada mental olarak dağılmış bir beşiktaş var. bir de bunlarla içerde maçımız var. bizi alttan bir takım geçemez bu saatten sonra, o iş bitti. futbol bu, belli olmaz vb. diyecek olan varsa iddiaya girebiliriz. *

    şampiyonluğun tek anlamı da şampiyonlar ligi değil ayrıca. şampiyonluk anında aklına ilk şampiyonlar ligi gelenler olabilir, muhakkak vardır ama şahsi konuşacak olursam benim ilk aklıma gelen şampiyonlar ligi değil. en büyük ispatının da 2013-2014 sezonu olduğunu düşünüyorum. 2. olup direk şampiyonlar ligi'ne katılmış olmamıza rağmen mancini ile yollar ayrıldı. şampiyon olsaydık ben eminim devam edilirdi. lokal rekabeti küçümsemenin de bir anlamı olmadığı kanaatindeyim. lokal dominasyon olmadan avrupa'da başarı asla gelmez, bunu unutmayın.
  • 21195
    son 10 hafta şampiyon performansı sergilemesi gereken takımdır.

    beş iç saha maçımız bulunuyor. final maçı niteliğindeki başakşehir maçının kazanılması olmazsa olmaz. bir önceki iç saha maçımızı kuvvetle muhtemel dağılmış beşiktaş'la oynayacağız. diğer iç saha karşılaşmaları antalya, malatya ve kayseri. şampiyonluk için bu maçlardan kesinlikle 15 puan çıkarmamız gerekiyor.

    dış saha maçlarımız sırasıyla bursa, fenerbahçe, konyaspor, rizespor ve sivasspor. sondan başlarsak, haftalardır orta sıralarda salınan sivas'ın şampiyonluk maçında sorun çıkarabileceğini sanmıyorum. yine karşılaşmaların oynanacağı dönemde hedefsiz kalması muhtemel konya ve rize'nin de temposunun düşmesi beklenebilir. bu sebeple görece kolay karşılaşmalar olabilir. kanaatimce en zor geçecek ve kaderimizi belirleyecek maçlar bursa ve fenerbahçe deplasmanı olacak. bu iki maçtan dört puan çıkarırsak, son haftaya kadar yarışta kalabiliriz.

    başakşehir ilk yarının son on haftasında 21 puan toplamış. 16. hafta bizden aldığı bir puanı saymazsak* benzer performansla 20 puan toplayacaktır. süper ligde ikinci yarıların daha kırıcı olduğu ve şampiyonluk stresi hesaba katılırsa birkaç puan daha azıyla da yetinebilir. bu doğrultuda 26 puanın sınır olduğunu, 28 puanın ise bizi büyük ihtimalle şampiyon yapacağını düşünüyorum.

    yol bir iki engebe dışında şampiyonluk yürüyüşüne uygun, artık takımın tökezlemeden hedefe ilerlemesini bekleyeceğiz.
  • 21198
    önümüzdeki 11 mart 2019 galatasaray antalyaspor maçı‘ndan itibaren kadıköy’e gidene kadar 3 maçlık galibiyet serisi yapması gereken takım.

    şampiyonluk yolunda en önemli haftanın bu hafta olacağını ve olası bir başakşehir puan kaybında (yüksek bir olasılık olarak görüyorum) yavaş yavaş havaya gireceğimizi düşünüyorum.

    asıl önemli soru şu:önümüzdeki maçlardaki kadro yapısı ne şekilde olmalıdır?

    fatih terim’in kafasındaki oyun şablonunu ikinci yarının başlamasıyla aşağı yukarı gördük fakat orta ikili ve sol kanadımız hatta ve hatta forvetlerimiz bu şablonu oynamak için uygun isimler malesef ki değiller.

    nacizane tavsiyelerime gelecek olursak; geçen seneyi 6 haftalık bir galibiyet serisi ile kapamıştık ve aynı kadro yapısını bu haftadan itibaren sahaya sürmemiz gerek.bu kadro yapısı oyunu çok ileride kurmadan kontrollü bir şekilde defans-forvet mesafesini kısa tutup sonuç almaya odaklı bir kurguya dayanıyordu. son birkaç hafta yaptığımız gibi (özellikle içerideki maçlarda)
    hurra defansı orta sahada kuran bir yapı değildi.

    kale ve defans için konuşursak geçen seneden farkımız orta ikilimiz ve kabul edelim ki oyun şablonunu geçtiğimiz yıldaki gibi kontrollü geçişlerle sağladığımız bir oyunda artıda olacağımız bir ikili. kaleci ve beklerimiz aşağı yukarı aynı katkıyı verecek seviyede.

    orta sahaya gelirsek burada kadro içi bir revizyonun şart olduğunu düşünüyorum. geçen sezon orta ikilide oynayan fernando-donk ikilisine yine aynı görev verilmeli ve bu iki futbolcudan hücum katkısı beklememeliyiz. bu ikili bu işi geçen senenin son haftaları çok iyi yapmıştı ve tabir-i caizse çakılı oynamaları önlerindeki üçlü ve forvetin hücumdaki özgürlüğünü arttırmıştı. yani asli görevleri rakibin orta saha ve defansı ortadan delmesini engellemek ve önlerinde oynayan oyunculara hücum özgürlüğü sağlamak olmalı.

    önlerindeki üçlüyü ise solda belhanda ortada badou ve sag kanatta feghouli olacak şekilde kurmalıyız. bu bölgede badou’nun yapacağı şok preslerden hiç beklenmedik gol pozisyonları çıkabileceğini düşünüyorum. ilerideki pres eksikliğini tek başına iki tık yukarı çekebilecek bir isim badou. ayrıca o bölgede beklenmedik bir şekilde skor katkısı da verebilir osmanlıspor zamanlarından aşina olduğu bir bölge çünkü.

    forvette ise kim formdaysa o oynasın iki forvetimiz de pres yapmayı sevmeyen ve ayağına top gelmesini isteyen, birbirinin az biraz değişiği olan aynı tarz forvetler bu yüzden bu bölgede kimin oynadığının herhangi bir önemi yok.

    muslera
    mariano luyindama marcao nagatomo
    fernando donk
    feghouli ndiaye belhanda
    diagne

    üzülerek söylüyorum ki malesef o baskın karakterli,rakibi ısıran, defansı orta sahada kuracağımız futbolu orta sahamız değişene kadar layıkıyle oynama şansımız yok. sezon sonuna kadar geçici olarak skor odaklı bir oyun için böyle bir dizilişle oynamanın elimizden gelenin en iyisi olduğunu ve bu kurgunun ve kadronun maçları öyle veya böyle bir şekilde galibiyetle kapatacağını düşünüyorum.

    sen şampiyon olacaksın!
  • 21200
    bu sezon* ligin bitimine 9 hafta kala maç eksiğiyle lider başakşehir'in 11 puan gerisinde 2. sırada yer almaktadır.

    ligin ilk yarısında bu kadar çok puan kaybetmemizde kuşkusuz hakemlerin payı yüksek ama birazda çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. aksi takdirde bir arpa boyu yol alamayız.

    bir kere çok kötü futbol oynuyoruz. şu ana kadar çok keyif aldığınız bir maç oldu mu? ben söyleyeyim olmadı. ligde kendi evimizde bile skora gidemiyoruz ve çok zor kazanıyoruz. zaten deplasman desen allah'a emanet. sırf ligde değil; tarihin en kolay şampiyonlar ligi grubundan kıl payı 3. ayrıldık ve avrupa ligi'ne kaldık. 2 maç sonunda da çok kötü bir oyunla elendik.

    kötü oynuyoruz abi, gerçekten çok kötü oynuyoruz. fatih terim formsuz, futbolcular desen zaten formsuzluk için bahane arıyor, hasan şaş ve ümit davala ayrı kafada. bazı süreçleri kötü yöneten yönetimi hiç saymıyorum. kulübün doktoru bile formsuz ya.

    hakem, tff, pfdk zaten her zaman düşman ama biraz da saha içindeki problemleri çözmek lazım. yoksa böyle başkalarının ipiyle kuyuya inmeye çalışırsın...
App Store'dan indirin Google Play'den alın