• 17827
    yoğunluktan ve hayatın getirdiklerinden bir türlü yazamadım ama yazmazsam takıma ve teknik ekibe haksızlık etmiş olacağım. helal olsun, taş gibisiniz. böyle devam aslanlarım. 6 hafta yetmez, 34 hafta böyle olun. korku salın herkesin içine. nasıl sallayacaklarını şaşırsınlar bize. yok gomis hastalanırsa, onun adelesi atarsa falan filan fiş mekan. bırakın desinler galatasaray'ın oynadığı oyun balon diye. hepsi korkuyor. hepsinin içine kurt düştü, hepsi diyor ki sessiz sessiz içlerinden 'galatasaray geri mi döndü? döndüyse ne yaparız? yine mi eski sarı kırmızı günler?'. bunları o kadar içlerinde o kadar derinlerde söylüyorlar ki kimse duymasın istiyorlar.

    böyle devam edin aslanlarım. bozmayın kendinizi, vazgeçmeyin hiç bir zaman. isyanınızı, hırsınızı koruyun sezon sonuna kadar. bu taraftar o kadar hırslandı, o kadar içinde biriktirdi ki son 2 seneyi, hepsinin acısını çıkarırcasına oynayın topunuzu.
  • 17828
    2011-2012 galatasaray'ındaki arkadaşlık ve florya'daki aile ortamı geri döndü. yine yeni kurulan bir takım ve benzer oyun anlayışı.

    bizim artık bunu 5-6 yılda bir kısır döngüye çevirmeden, sürekli elimizdeki kadronun yaşlanmasını beklemeden, her oyuncunun yerini daha genciyle dolduracak yapıyı oluşturmamız lazım. gelecek yıllarda yabancı oyuncu sayısının alacağı hal ne olacak bilmiyorum ama özellikle 2000 jenerasyonunun üzerine titremeli, almanya ve diğer avrupa alt yapılarında bulunan türk oyuncuları da takımımıza kazandırmalıyız.

    bunun için tabii vizyoner bir başkan ve doğru kulüp yapısı olmalı. iş profesyonellere teslim edilmeli. alt yapılara yurt dışından ve turt içinden iyi hocalar getirip, belli bir oyun sisteminin takımımızda alt yapılardan itibaren oynayan oyunculara aşılanması lazım. 10 milyon tl'ye kurulan altınordu örneği önümüzdeyken selçuk inan'ın 1 yıllık maliyetini alt yapıya yatırmaktan korkmayalım.

    tabii bunlar orta ve uzun vade hedefler olmalı.

    günümüze dönersek 2017-2018 sezonu şu anda gayet iyi gidiyor, nazar değmesin. 7.haftada da puan kaybı yaşamazsak milli maç arasında keyfimiz yerinde olacak şekilde, bu sefer motivasyonu düşürmeden iyi hazırlanmalıyız.

    takımdaki arkadaşlıktan hemen herkes bahsetmiş, gerçekten de oyuncularımızı sosyal medyadan takip eden birisi olarak, onları birlikte gördüğüm her an mutlu oluyorum.

    iyi çalışıyoruz ve iyi oynuyoruz, eminim ki oyuncular da bu durumdan mutludur, bunlarla birlikte yeni gelen oyuncuların da enerjisiyle oluşan ortam bizi
    şampiyon yapacak buna inanıyorum.

    http://ia.takvim.com.tr/...i-1502747526123.jpeg

    şu takımdaşlık bizi başarıya götürecek.
  • 17829
    takımımızın iyi oyunun detayları ile ilgili güzel bilgiler.

    http://www.futbolarena.com/...n-ve-serdar-329070h/

    buradan anlayacağınız bir kaç şey var. boş boş eleştirilen maicon'un uzun topları, oyunun yönünü değiştirmek anlamında önemli ve isabet sayısı olaraklig birincisi. hani deniyor ya 'sürekli isabetsiz uzun top deniyor. acilen bunu bırakmalı.' matematik tam tersini söylüyor. ikinci nokta ise serdar aziz ile ilgili. ligin en az isabetsiz kısa pas atan oyuncusu. hani pas yapamıyor, güven vermiyor zırvalarına yine matematik ile güzel bir cevap. diğer konu ise hepimizin fikir birliği yaptığı fernando. ligin açık ara kısa pas isabetinde lideri.

    şimdi bu üçlüyü vurgulamamın ve tahminimce haberi yapan arkadaşın da konu etmesinin sebebi hepimizin bildiği gibi atakların bu üçlü ile başlıyor ve bu üçlünün bizim için en tehlikeli bölgede pas yapıyor oluşu. bu üçlünün kısa ve uzun paslardaki isabeti ve diğer oyuncuların nerede topla buluşturulduğu hücum kalitemizi belirliyor. örneğin; maicon doğru zamanlama ile sol kanattan bindiren lato'yu uzun bir pasla topla buluşturması, rakibin sahaya yayılımını bozarken lato'nun da sol kanatta birebir kalmasını ya da önünün açık olmasını sağlıyor. fernando ise atağımızın ilk paslarını yapıyor genellikle. ondan çıkan pasın ardından hücum şekilleniyor. isabetsiz olması demek atak başlatmamıza ket vuracaktır. diğer bir örnek serdar; dönen topları çok iyi süpürüyor. ancak süpürmek yetmez, bu topları doğru şekilde tekrar hücuma da aktarmak lazım. kaç defa tekte kestiği topu kontrol dahi etmeden bizim oyuncularımıza pas olarak aktardığını hatırlıyorum. isabet oranının yüksek olması hücumda sürekliliğimizi sağlıyor yani sadece top kesmesi değil.

    maicon, serdar ve fernando üçgeni savunma anlamında güven verirken pas anlamında rakiplere korku salıyor. tabi bu korku bu üçlüye baskı olarak geri dönüyor. bu nedenle zaten son maçlarda ndiaye geriye daha yakın oynuyor. diğer yandan mariano, lato ve belhanda da baskı anlarında topu çıkarmak için destek vermeli ki zaten bu desteği vermeye çalışıyorlar. yani genel anlamda pas ile oyun kurmada iyi yoladayız. inşallah çok daha iyi de olacağız.
  • 17830
    bu ligin bug'ı olan takım.

    kaybettiği topları 20 saniye içerisinde geri kazanmak gibi bir özelliği olan takımdır aynı zamanda. ndiaye, belhanda, tolga üçlüsünden oluşan bir orta sahanın da mükemmel alan kapatamasıyla gerçekleşiyor bu. bildiğiniz gibi nagelsmann sahayı minimum 16 parçaya bölerek yerleştiriyor oyuncularını, tudor antrenmanlarda nasıl bir dizilim çalıştırdı bilmiyorum ama 6 orta sahalı düzenimizde alan parselleme işini öyle doğru yapan oyuncularımız var ki, şok presle top kazanmak işten bile olmuyor.

    tudor gerçekten akıllı bir adam. oturmuş düşünmüş, demiş ki : '' ulan ben ne yapsam da bu ligde anti taktiği bulunmasın '' diye. sonra da böyle bir taktikle çıkmış ortaya. aynıobradovicgibi. adam euroleague'in bug'ı. obradovic'i alıyorsun, final four'a kalıyorsun. sistem çaresiz. fernando, mariano, belhanda gibi 110+ iq adamların yanına ndiaye, tolga, rodrigues gibi işçi arı'ları yerleştirebiliyorsan, türkiye süper ligindeki 17 takım da çaresiz kalıyor işte.

    bu çaresizliğin en büyük sebebi ise hala ne ile karşı karşıya olduklarını bilmemeleri. paçalarından ortadoğu kültürü akan anadolu kulübü teknik direktörleri ne anlar gegenpressing'den ? veya bunun anti tezlerinden ? abdullah avcı, şenol güneş, mustafa reşit akçay gibileri bir yana bırakarak söylüyorum.

    yanlışı doğrusu bir kenara itilirse; 9. cumhurbaşkanı süleyman demirel’in eşi nazmiye hanım alzheimer hastasıydı. uzun süre hastanede yattı. süleyman bey de sık sık ziyaret ediyordu. doktorlar süleyman bey’e “efendim sizi tanımıyor, gelmenize gerek yok” demişler. demirel “olsun ben onu tanıyorum” demiş. bunu anlatıyorum çünkü biz ne oynadığımızı biliyoruz. çare bulamayınca terim'in oyununa kaos futbolu itibarlasızlaştırması yapıldı yıllarca. o zaman da belliydi ne oynadığımız, şimdi de belli. bu takımın asıl düşmanları, galatasaray'ı rakip sahada harala gürele saldırıyor gibi göstermeye çalışanlardır.
  • 17831
    --- alıntı ---

    şu an itirabariyle 14. konyaspor, 6. fenerbahçe, 10. trabzonspor, 17.gençlerbirliği, 7. başakşehir ve 15. alanyaspor sırasıyla oynayacağı için fikstürü kolay takım. hiç mi ilk 5'teki takımlarla maç yapamaz bu takım anlamıyorum.

    --- alıntı ---

    evet ilk 7 haftada düşmemeye oynayan , ligin zayıf ekiplerini yendik. şimdi sıradaki altı maçımız ilk beşte bile olmayan ligin diğer zayıf takımlarına karşı olucak. amma kolay fikstür çekmişiz ha.

    lig bitti develer ; hala zayıf takım goygoyu yapmaya devam ede dursun. hakemlere bir , federasyona iki, size üç.

    ooooooooo kel adamlar!!!!
  • 17832
    hücumdaki plansızlığına bir çare bulması lazım. 7 maç oldu lan. tamamen doğaçlama oynuyoruz. belhanda, feghouli, fernando, mariano ve gomis gibi zeki adamlar varken nasıl bu kadar şaşkınca hücum ediyoruz anlamıyorum.

    aslına bakarsanız savunmamız da öyle. o kadar ham ki oynadığımız oyun. olgunlaşırsa samimiyetle söylüyorum cl'de son 8'e kalan takım seviyesindeyiz. ama bu şekilde karabük'ü bile zor bela yeniyoruz işte.

    izleyin oynadığınız oyunu. ne kadar saçma işler yaptığınızı görün beyler. antalya maçı bile hala içimi sızlatıyor. etmeyin eylemeyin arkadaşlar. yarın fenerbahçe, başakşehir ve beşiktaş maçları bu plansızlığı kaldırmaz. laubaliliği kaldırmaz. kendinize gelin.

    bu sene şampiyon olmaktan başka bir yolunuz şansınız yok. aklınızı başınıza alın ne olur...
  • 17835
    30 eylül 2017 galatasaray kardemir karabükspor maçını tribünde arkadaşımla izledik. maç 2-0 olduktan sonra arkadaşa dönüp, bugün en az 2 gol yeriz dedim. o kadar belliydi ki gol yiyeceğimiz. çok daha ciddi oynamamız gerekiyor. bu akşam çok gol kaçırdık evet ama özellikle ilk yarıda takımı hiç beğenmedim. ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim, penaltı kararı verildikten ve 2-2 olduktan sonra takımın hırsını çok beğendim. eskiden olsa herkes salak salak birbirine bakardı.
  • 17836
    taraftar olarak bizlere de sirayet eden bir rehavet içinde olan takımımız. eksikleri var: halen pas kalitemiz çok yukarıda değil, pas oyunumuz yani denge oyunumuz yok ya da yok denecek kadar az, gomis çoğu zaman ceza sahası içinde çok yalnız kalıyor vs. lakin en büyük düşmanımız bunlar değil rehavet ile gelen ciddiyetsizlik. takımın motivasyonu ve kazanma hırsı yüksek olduğunda teknik defoları çoğu maçta saklayabiliyor ancak ciddiyetsiz oynarsak hemen defolarımız ortaya çıkıyor.

    ama evet zamanla daha iyi olacak.
  • 17837
    17/18 sezonunun 2.milli arasına 7 maçta 6 galibiyet, 1 beraberlik ve 19 puanla lider giren takım. bu 7 maçta 18 gol atıp, 6 gol yedik. son 2 maçı ise(bursa-karabük) çok çok güzel şekilde kazandık. bu tarz geriden gelmeler ve son dakika galibiyetleri de çok önemli malum. bunlar dönüm noktalarıdır, takımı birbirine bağlar, taraftarla takımın bağını güçlendirir.

    (bkz: bu takım bu sene sike sike şampiyon)
  • 17839
    (bkz: 30 eylül 2017 galatasaray kardemir karabükspor maçı)'nda oynadığı oyunu hiç beğenmediğim takımım. bana göre bu sezon iç sahadaki en kötü futbolumuzu sergiledik. bunda erken gelen 2 golün, yağmurla birlikte saha zemininin bozulmasının ve tribündeki taraftarın etkili olduğunu düşünüyorum. öncelikle karabükspor kendi 1. bölgelerinde o kadar kötüydü ki bunun akabinde kısa sürede 2-0 öne geçtik zaten. sonrasında ise bazı renkdaşlarımın da belirttiği gibi rehavetle gelen bir ciddiyetsizlik çöktü takımın üzerine ki bu 84. dakikaya kadar mahvetti bizi. bunda gomis'in bugün özelinde çok kötü olmasının ve taraftarın da aynı ciddiyetsizlikle takımla birlikte uyumasının da payı büyük. dakika 60'a kadar beni hayal kırıklığına uğratan bir futbol oynandı dün akşam sahada. iki takım da çok ciddiyetsiz ve gazozuna mahalle maçı oynarmış gibi oynadı resmen. sonrasında 84.dakikada her ne kadar o haksız penaltıyı verdiğinde izlerken kendisine çok sövsem de alper ulusoy silkelemiş oldu bir bakıma takımı ve taraftarı. benim izlemek istediğim galatasaray dün akşam dakika 84'den sonra top oynayan takımdı arkadaşlar. takdir edersiniz ki bunda da en büyük etken takımın taraftarla bütünleşmesi. size sesleniyorum maçlara giden arkadaşlar takım öne geçtiğinde siz de futbolcular gibi rehavete kapılıyorsunuz. bu takım başarılı olacaksa, yeniden ayağa kalkacaksa taraftarla birlikte kalkacak. bu tarz maçlarda statdaki taraftarın takımın uyumasına izin vermemesi gerektiğini düşünüyorum. sonuç olarak bugün bir şekilde kazandık ve bir eşiği daha geçtik. (bkz: uzatma dakikasında atılan golle gelen iç saha galibiyeti) (bkz: şampiyonluk alemetleri)
  • 17841
    2017 2018 sezonunda 7. hafta oldu ama hala ciddi bir rakiple oynamadığı söyleniyor. ciddi rakip fb bjk ts başakşehirse lig 5 takımdan oluşsun o zaman bu nasıl mantık amk?

    şeytan rıdvan diyor ki galatasaray baskı yapan takımlara zorlanıyor, rakipler bunu yapmalı diyerek güya temenni ve öneride bulunuyor. valla kahkül reis umarım rakipler böyle oynar da pozisyonlarda pozisyon beğenip oyunu karşı sahaya yıkarız. medyada ilginç bir tutuşma söz konusu. fatih terim'li 3. dönemde bile böyle değildi bu.
  • 17842
    30 eylül 2017 galatasaray kardemir karabükspor maçında oynanan oyunu begendigim ama takim savunmasi anlaminda genele gore kotu buldugum takim.

    topu geri kazanma suremizin cok uzadigi karabuk ataklari oldu ve diğer maclara nazaran fazla pozisyon verdik. yer yer orta sahada dut tarlaları vardi.

    karabuk'un haksiz penalti golunun 81'de gelmesine ve az vakit kalmasina ragmen, 3'u atacagimizi biliyordum. yine de laubalilik, tembellik ya da konsantrasyon eksikliginden kacan bir kamyon pozisyona dikkat etmek lazim. kendi evinde lig 16.sina karsi skorun 2-0'dan 2-2'ye gelmesi dusundurucu.

    umarim bu mactan dersler cikarilir.
  • 17849
    oyun merkezi fernando üzerinde olan takımımız. daha önce de söylendiği gibi bu merkezi biraz daha öne kaydırmalı ve geriden oyun kurulurken riera-eboue'li dönemdeki gibi bekleri de kullanmalı. fernando üzerinde çok fazla kalındığı zaman karabük gibi ligimizde topu geri kazanma süresinde 8.4 saniye ile bu alanda lider olan takımla karşılaşınca ve tolga gibi yerleşim ve mücadele anlamında ön planda olan oyuncusundan yoksun olduğunda oyun içinde zaman zaman sıkıntı yaşaması normal oluyor. biz ise reha kapsal'ın verdiği istatistiğe göre 9 saniye ile bu alanda 4. sıradayız. böyle durumlarda bu baskıyı kıracak 2 oyuncumuz var:

    1- belhanda
    2- ndiaye

    belhanda topla oynayarak bire birde rakibi ekarte edecek, ndiaye ise patlayıcılığı ve hızı ile topla çıkarak rakiplerin yanından rüzgar gibi geçecek. tudor'un bu iki oyuncuyu tekrar tekrar uyarması gerekir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın