• 13701
    muslera-eboue,ujfa,semih,h.balta-engin,melo,selçuk,riera-elmander,necati. 2011-2012 sezonun final maçında fenerbahçe'den kupayı söküp alan onbirde bu oyuncular yer almaktaydı. aşağı-yukarı sezonun ideal onbiriydi. zaman zaman necati yerine baros oynardı veya riera beke kaydılırıp sol kanatta emre çolak'a şans verilirdi. şimdi bu ufak değişiklikleri de göz önüne alarak birinci sorumu soruyorum:

    - bu takım hücumda yaratıcılık anlamında sorun yaşar mı?

    cevap: sanmıyorum. şu kadroda topu kimin ayağına versen hücuma taşır takımı. belki bitiricilikte sorun yaşanabilir ancak forvetler haricinde de skor katkısı alır bu takım. aldı da zaten. çünkü hem melo-selçuk ikilisi, hem de kanatlardaki riera(emre ç.)-engin ikilisi hücuma arkayı düşünmeden rahatça çıkabilir. o halde can alıcı olan ikinci sorumu soruyorum:

    - bu takım rakip yarıalanda topu kaybederse şu kadrodan kaç kişi anında topun arkasına geçer?

    cevap: 10 veya 11.

    işte bütün mesele burada saklı. artık ne türkiye'de, ne de avrupa'da savunma yapmadan maç kazanılmıyor. avrupa'da zaten kazanılmıyordu da türkiye'de bu işin oturması 2000lerin başını buldu. günümüz futbolunda hücum da savunma da kompakt halde yapılıyor. top rakipteyken ortasahanızı en az 3 oyuncuyla kapatmanız gerekiyor. yoksa en kolay görünen deplasmanda bile sıkıntı yaşayacaksınız. bu konuda birkaç örnekle devam edelim.

    2010-2011 fenerbahçe'ye bakalım mesela. öyle veya böyle 82 puan alarak şampiyon oldular. öncelikle sezon başına dönelim. cl ön elemelerinde rakipleri young boys'du. dia-stoch-alex-gökhan ünal dörtlüsüyle çıktılar maça. sonuç hüsran oldu. daha sonra aykut kocaman sağ kanada mehmet topuz'u koydu ve ligde 34 maç 90 dakika oynatarak şampiyonluğa ulaştı. o sezon mehmet topuz 34 maç 90 dakika oynarken diğer yetenekli üçlü sürekli değişti. stoch oldu, dia oldu... ama topuz'un yeri hep sabit kaldı.

    bir başka örnek olarak bu sene takdir edilen beşiktaş'ı örnek alalım. buradaki herkes çok beğeniyor şenol güneş'i, o yüzden ondan örnek vermek istedim. sizce şenol güneş neden aynı anda gökhan töre ve quaresma'yı oynatmıyor? halbuki ne güzel olurdu değil mi? sağdan q7 trivelalar soldan da gökhan yarım yarım yardırırdı. olmuyor öyle işte. savunmada ileride topun arkasına geçmeyen 4 oyuncu büyük sıkıntı teşkil ediyor. bu sebeptendir ki feda sezonundan beri beşiktaş'ta çalışan 3 teknik adamın da(samet aybaba, slaven biliç, şenol güneş) ön tarafta vazgeçemediği tek oyuncu top kaptırılınca prese başlayan olcay şahanoluyor. tek tek bakmadım ama birkaç istisna hariç bu sezon beşiktaş'ın oynadığı maçların hiçbirisinde q7-sosa-töre ve gomez aynı anda yoktur. q7 ve töre'nin aynı anda sahada olduğu durumlarda hemen sosa'nın yerine ön tarafa oğuzhan özyakup çekiliyor. ancak tolgay veya veli takıma dönüp oğuzhan ön tarafa kaydırılırsa töre-q7 aynı anda sahada olabilir ki bence şenol güneş de dört gözle o günü bekliyor.

    2010 trabzonspor, bu sezonki fenerbahçe hatta 2013 fenerbahçe,2013 galatasaray... örnekler çoğaltılabilir. bu başarılı takımların hepsinin ortak özelliği savunmada topun arkasına geçen oyuncu sayısının minimum 8 olmasıdır. şimdi hamza hamzaoğlu'nun galatasaray'ına dönelim. son 7 hafta. hoca artık atarak şampiyonluğun gelmeyeceğini anladı. takım savunmasının güçlendirilmesi gerekiyordu ve modern fubolun başlıca prensiplerini uyguladı. ön tarafta pres gücü düşük olan burak-sneijder ve yasin'in yanına hep savunmayı bir adam daha fazla tutacak bir oyuncu koydu. bu bazen umut bulut oldu, bazen hamit altıntop oldu, bazen de emre çolak. ama bruma olmadı örneğin. bu sezon da bunu uyguladı adam. sneijder-poldi sabit olmak üzere kalan iki kontenjan için burak-yasin-sinan'dan birisini yerleştirdi, kalan tek kişilik yere de topun arkasına geçebilecek bir oyuncu koydu. jose-umut-emre çolak hatta sabri sarıoğlu oynatıldı o bölgede. sakat olmasa her maç hamit altıntop'u izlerdik muhtemelen. normalde de grosskreutz oynayacaktı ama yönetimin beceriksizliği engel oldu. hocanın sezon öncesi kafasındaki isim de sigthorsson'du. bunun için kopardınız işte o kıyameti. bu sezon bu prensibin dışına çıkılan iki maç, ligde oynadığımız son iki maç oldu(rize(d) ve antalya). iki maçta 7 gol yendi. birisi hamza hocanın son maçı oldu. yani özetle hayır kardeşim, umut bulut yerine sinan gümüş falan oynayamaz, oy-na-ya-maz. sen football manager'da ileri dörtlüyü sinan-sneijder-yasin-poldi şeklinde kurup galatasaray ile cl kupasını kaldırabilirsin ama gerçek dünyada öyle olmuyor. ille de sinan gümüş oynası istiyorsanız podolski'yi kesmek zorundasınız. ya da burak yılmaz'ı kesip hücümda bitiricilikten feragat edeceksiniz.

    modern futbolun özeti budur. mümkün mertebe yaratıcı oyuncu kullanıp savunmada da minimum 8 kişi topun arkasına geçeceksiniz. presi ister barcelona gibi rakip yarı alanda yapıp topu hemen kazanın (ki bu eğer barcelona ya da 2000 model galatasaray değilseniz biraz riskli), ister kendi yarı alanınıza geçip öyle yapın, bu şekilde gol yemeniz çok zor. gol atmak için de yaratıcı oyuncularınızın yeteneklerini kullanacaksınız ki biz de ziyadesiyle mevcut (burada hücumda kullanılan umut bulut, sabri vs yaratıcılığı düşürmez mi diye sorabilirsiniz elbette. düşürür, düşürüyor da. ancak takımda yaratıcı isim sayısı o kadar fazla ki fark etmiyor. savunmadaki chedjou-hakan balta ikilisinden, selçuk, bilal; oynadığı zaman jose ve ilerideki poldi,sneijderi, yasin bu oyuncuların hepsi yaratıcı. zaten bu sezon hücumda sıkıntı yaşadığımızı düşünmüyorum. içerideki atletico maçı hariç her maçta gol atık. asıl sıkıntı savunmada idi). hamza hoca bunu uyguluyordu, yeni gelecek hoca da muhtemelen bunu uygulayacak. bunu uygulamayan hoca da başarılı olamaz zaten. bu kadronun doğrusu bu çünkü.

    edit: bir de bonus soru gelsin o zaman. düşünmeye teşvik etsin:)

    rijkaard'ın ön alanda keita-arda-kewell-baros'lu takımı, bu muhteşem yetenekli ayaklara rağmen neden ligi ikinci bile bitiremedi acaba?
  • 13703
    muslera
    denayer-chedjou-balta-carole
    grosskreutz-hamit-selçuk-sneijder
    podolski-burak

    yedekler: emre ç, yasin, rodriguez, bilal, sabri, sinan, semih, olcan...

    kağıt üstünde bu lig için iyi bir kadroya sahip takımdır. önemli nokta hamit'in nasıl döneceği, rızık muhabbetinden bağımsız olarak bakarsak hamit çok önemli bir futbolcu, iyi oynadığı zaman takımına çok büyük katkı verebiliyor, kilit nokta o. eğer istenen performansı ortaya koyarsa yeni teknik direktörümüz bizi şaşırtan bir ikinci yarı geçirebilir. avrupa liginde şaşırtacak yerlere vardırabilir takımı.

    benim hala umudum var.
  • 13706
    ne demek bu sezonu kaybetmişken, havlu atmışken vs. cümleler? galatasarayın taraftarı umutsuz olamaz, olmamalı. hoca gitmiş, takım kötü oynuyor tamam hepsi kabul de galatasaray ulan bu. 7 puan fark nedir kapanmaz mı sanıyorsunuz? beşiktaş'ı içeride dışarıda yenmek çok mu zor? beşiktaş'ın oynadığı futbol mu bize bu cümleleri kurduruyor?

    beyler biz galatasarayız. aklınız başınıza gelsin. kendinize gelin.
  • 13707
    muslera (cenk)

    kevin grosskreutz (tarik c) ---- transfer(h.balta) ---- transfer(chedjou) ----carole(olcan)

    selcuk (bilal) ---- melo'nun yarisi kadar bir adam (transfer)

    podolski (jose r) --- sneijder (emre c) ---- transfer (yasin, bruma)

    transfer (transfer + s.gumus)

    burak y, umut bulut, sabri sarioglu, semih k (uzulerek), koray g, hamit altintop, jpk = gule gule

    denayer'in de man city'e geri donecegini farz ediyorum.
  • 13708
    http://galatasaray11.com/...in-galatasaray-10392

    derinleştikçe boka saran bir kadroya sahip takım. kadro o kadar derin ki şöyle bir 11 çıkarıp ligin derinine doğru yol alabilir. gerçekten böyle bir kadroyu kurmak, kurmamaktan daha zor. ligdeki bütün takımların yedeklerinden rastgele birini seç yine böyle olmaz. ilmek ilmek işlenmiş sanki her bir transfer. hani diyorlar ya mourinho gelse kurtaramaz diye. vallahi doğru.
  • 13710
    maddi durum ve takım ile ilgili bugün yaptığım kısa bir hesaplamayı ve bazı fikirlerimi belirtmek isterim. takımdaki yılda 1.500.000 euro'dan fazla kazanan futbolcuların aldığı yıllık ücretleri yazdım. karşısına da "bana göre" olması gereken ücretleri yazıyorum. bu sayıları avrupa'da futbolculara verilen para, türkiye'de verginin düşük olması, yaş, performans gibi değişkenlere göre belirliyorum. mesela 32 yaşındaki melo inter'den yıllık 2.200.000 euro (ya da buna yakın bir rakam) kazanıyor. buyurunuz.

    [biçim]
    ücret bence olması gereken
    sneijder ==4.500.000 // 4.250.000
    muslera ==3.300.000 // 3.000.000
    podolski ==3.000.000 // 2.700.000
    selçuk ==2.800.000 // 2.250.000
    burak ==2.800.000 // 2.250.000
    hamit ==2.750.000 // 1.750.000
    chedjou ==2.200.000 // 2.000.000
    umut ==1.850.000 // 1.000.000
    gross ==1.850.000 // 1.750.000
    olcan ==1.700.000 // 1.250.000
    semih ==1.600.000 // 1.250.000
    sabri ==1.600.000 // 1.000.000
    [/biçim]

    bu 12 futbolcunun 1 yılda kazandığı toplam para 29.950.000 euro ediyor. benim belirlediğim ücretlerin toplamı ise 24.450.000 euro ediyor. alınan ücretlerin bu seviyede olması, birçok taraftarın futbolculara bakışındaki negatif yönleri de önemli ölçüde azaltmış olurdu. ben buradaki ücretleri, öğrenciler ders geçsin diye fazla not veren bir hoca gibi fazla fazla verdim. "mali durum zayıf beyler, bu yıl bu paraları kabul ederseniz kulübe çok yararlı bir iş yapmış olursunuz" diye bir açıklama ile bu 12 futbolcudan hiçbirisi bu paralara itiraz etmezdi. hepsi kulübün mali durumunu bizlerden daha iyi biliyor.

    bu 12 futbolcunun ücretleri bu şekilde olsaydı bir yılda tam 5.500.000 euro elimizde havadan bir para olacaktı. 5.500.000 euro demek galatasaray'da banko oynayabilecek 2 adet kaliteli yeni futbolcunun yıllık ücreti demek. bu 2 futbolcu da şampiyonlar ligi'nde şu gruptan çıkmak ve ligde de %90 şampiyonluk demekti.

    şimdi buradan futbolculara seslenmek istiyorum;
    kaptan selçuk "nasıl şampiyon olacağımızı biliyoruz" dedi. pekala ben de size güveniyorum. lakin söylemek istediğim bazı şeyler var. umarım hepiniz kazandığınız o paraların yüksek meblağlar olduğunun farkındasınız. bu farkındalık sizlerde bazı şeyler oluşturmalı. en başta kendinizi galatasaray'a borçlu hissetmelisiniz. ben hiçbirinizin iyi niyetinden şüphe etmiyorum ancak sizlerin de insanlara bazı şeyleri göstermeniz gerekiyor ki insanlar da sizin iyi niyetinizden şüphe etmesin. hani sizlerin o fazla fazla kazandığı paralar sebebiyle transfer edilemeyen 2 adet banko oynayabilecek futbolcu var ya, işte onların yerine de koşup mücadele etmelisiniz.

    adım gibi biliyorum ki hepinizin kafasında "elimden geleni yapıyorum" düşüncesi var. hepinizi tanıdığımı düşünüyorum. o kadar da elinizden geleni yapmıyorsunuz ya hadi yapıyorsunuz diyelim, ama yetmez. hepinizin kafasında "ben galatasaray'da oynuyorum. elimden gelenin fazlasını yapmalıyım. çünkü ben, bu mali tabloda bile benim ayarımdaki futbolculardan daha fazla kazanıyorum" düşüncesi olmalı. "yarın maçta en azından 1 km daha fazla koşmayalıyım" diye düşünmeniz gerekiyor. 1 km daha fazla koşamıyorsan bile 1 km daha fazla koşmak için çalışmalısın. 10 gol atıyorsan 15 atmak için çalışmalısın. 3 top kurtarıyorsan 5 top kurtarmak için çalışmalısın. bu taraftar sizlerden bunları göremiyor. 1 km daha fazla koşunca sana hiçbir şey olmaz. spor salonunda ya da idmandan sonra yarım saat daha çalışınca hiçbir şey kaybetmezsin. şu mali durumda yerlisinden yabancısına, kalecisinden forvetine hiçbirinizin yıllık ücreti 1 kuruş düşmedi. bu yapılan kıyaklar aklınızdan çıkmasın. en basitinden aldığınız paralara bakarsak bu takıma daha en az 2 şampiyonluk borçlusunuz. sizler bu ligde yine rahatça şampiyon olabilecek kalitede futbolculardan oluşan bir takımsınız.

    saygılar.
  • 13711
    2015-16 sezonunun geride kalan kısmı için olabildiğince puan toplayıp, en azından takımı şampiyonlar ligi potasında tutmayı amaçlamak asıl hedefimiz olmalıdır. sezon sonu vakit kaybetmeden takımın çehresi değişmeli, yaş ortalamsı düşürülmeli, üç gün sonra gidecek havada olan yönetimden kurtulmalı, kulübü borç batağından kurtaracak sponsorlar bulunmalı, riva ne olaksa olsun değerlendirilmeli,gs store başına doğru dürüst bir isim ve strateji getirlmeli, galatasaray adasını babasının çiftliği haline getiren dedelerden kurtulmalı :))
  • 13712
    bi santrafor bi de en kötü fabian ernst ayarı ucuz ama etkili bi ön libero (mesela şu arkadaş olabilir -> (bkz: sven bender)) transferi ile kendine gelebilecek takımdır. para yoksa santrafor parasını da slaven biliç'ten alsın yönetim amk. (bkz: allahım sen konuyu biliyorsun amin)

    ilk 11'de

    -----------muslera--------------
    denayer-chedjou-hakan-carole
    --------selçuk-transfer---------
    grosskreutz-sneijder-podolski
    ------transfer pls tşk bye------

    yedekler: yazmaya gerek yok. bolca mevcut. takımın %90'ı galatasaray'da anca yedek olabilecek oyunculardan kurulu zaten.
  • 13718
    son 4 senede 3 değil, 4 değil bir şekilde 5 şampiyonluk dahi kazanmış olsa idi de revizyona gidilmesi gerekecek takımdı. bu revizyonun yapılması birçok açıdan şart.

    1) takımın yaş ortalaması inanılmaz yüksek. sahaya çıkan takım ortalaması neredeyse 30; carole, jose ve bonservisi bizde olmayan denayer'i çıkartıp olcan, bilal, sabri'yi oynatırsan 30 üstünde dahi olabilir. takımda kademe kademe bir revizyona gidilerek dokunulmayacak taşlar gibi duran muslera, poldi ve şıno üçlüsünün yanında oynayan adamları gençleştirip bunların yaş ortalamasıni 24-25 bandına çekemezsek, dedeler dönemi sonrası milan gibi çökme ihtimalimiz var. bu da hem milan gibi kulübü satacak durumumuz olmadığından yapılanma sürecinin milan'a kıyasla daha sancılı (nasıl olacaksa) geçmesi, hem de bir anda geniş çaplı bir revizyon yapılması halinde inşallah kafamızdan kalkacak ffp baltasının tekrar kafamızın üstünde sallanacak şekilde geri dönmesi demek.

    2) taraftar olarak şampiyonluk ilüzyonu içerisinde hareket edersek iki adım öteye gidemeyiz. lig zaten çöplük, bir şekilde bir yere gelebiliriz ama şampiyonlar liginde özellikle son 2 senede oynadığımız maçlarda ısırma ve kondüsyon anlamında eski kadrolarımıza kıyasla rezalet durumdayız. ayrıca unutulmamalı ki 26'lı yaşlarında şampiyonluk kazanan omurga 30 yaşında ve bu saatten sonra fizik kondisyon olarak daha iyiye gitme ihtimalleri yok denecek kadar az.

    3) son 4 senede 3 şampiyonluk kazanmış olabiliriz ama;
    -şu anda takımın ideal sağ beki olan denayer'in ideal mevkii stoper.
    -yine yedek sol bek olcan'ın asıl mevkii sağ veya sol açık.
    -forvet poldi adam yokluğundan kanat oynuyor. -
    -orta sahada birlo, selçuk ve jose gibi 3 playmaker var ama defansif özellikli bir oyuncu yok.
    -yasin'in yedeği veya yasin'i kesebilecek bir kanat oyuncusu yok.
    -oyuna sonradan girip kader değiştirebilecek farklı meziyetlere sahip hamle adamı yok.
    -forvet hattı gekas sonrası eskişehir forvet hattı dışında türkiye'nin çöp liginin bile en kötü forvet hattı. yedek forvet olarak kabul edilen umut max. ptt seviyesinde.

    bu bariz hususlara rağmen halen çıkıp revizyon gerekmez diyorsanız, kusura bakmayın ama çok çok yanlış ve galatasaray için tehlikeli bir düşünce yapısı içerisindesiniz.
  • 13719
    yabancı sınırlaması nedeniyle, çok kısıtlı kadrolarla mücadele etmek zorunda olunan ligde şampiyon olmak ölçü olmamalı. yabancı sınırı kalktıktan sonra takımların gücü en az %20 seviyesinde arttı. gelecek sezon bir o kadar daha artacaktır. yani ligimizin kalitesi giderek artmakta ve artacaktır.

    bu süreci çok iyi değerlendirmek zorundayız. avrupa, afrika ve güney amerika'da müthiş futbolcu pazarı var. iyi bir scout ekibi takımlara çağ atlatabilir. bizim bir avantajımız da dünyadaki tanınırlığımızın çok yüksek olması. hagi, popescu, sneijder, drogba, hakan şükür ve daha birçok yıldız sayesinde (aldığımız uefa kupası da etkendir) bizi tanımayan futbolcu ya da menejer olduğunu zannetmiyorum dünyada.

    buradan hareketle, çok kaliteli, yıldız adayı, düşüşe geçmiş ve çıkış arayan yıldız futbolcular bizim için bulunmaz fırsatlar yaratmaktadır. isabetli ve akılcı seçimler yaparsak bu hem takımızı hem de ülke futbolunu uçurur.

    elimizdeki kalitelere sahip çıkarak, onları yenilerle besleyerek ve de gelecek vadeden genç yıldız adaylarına yatırım yaparak nirvana yapabiliriz. çünkü bizim taraftarımızdaki coşku başka ülkelerde yok.
  • 13721
    kendi çapımda 3 takım çalıştırmışlığım var. bunlardan birisi ilkokuldayken ilkokul takımını çalıştırmam. bir tanesi lisedeyken lise takımını çalıştırmam, üçüncüsü ise geçen sene lise takımını sadece çalıştırmam. diğerlerinde oyunda da oynuyordum. genelde defansif orta saha-orta saha-ofansif orta saha oynardım. göbek güzel, kanatlar kısıtlı alan.

    benim oynattığım oyun stili ile galatasaray'ın oynamasını istediğim stil hep aynıydı. sadece biz olayı daha basite indirgiyorduk. beklerden biri geride kalarak defans en hazırlıksız anlarda bile 3 kişiyle yakalanırdı. sol kanat topu aldıysa ofansif orta saha, defansif orta saha, diğer orta saha hemen yanına giderdi. kanat ve forvet uzun topu beklerdi, baktı savunma yerleşmiş yakınlaşırlardı. biz yeteneğimizi bildiğimizden 5-10 metre arasında kısa paslarla jogging temposunda rakip kaleye giderdik, öyle süratlenip ciğerlerimizi parçalamazdık. kilit nokta herkesin pas attıktan sonra alan değiştirmesiydi hep. bunu yapınca, rahat rahat oynuyorduk. ilkokulda orta sahadan attığım taç ile gol pozisyonu yaratarak takımı antalya'ya götürmüştüm. hatta haberimiz bile çıkmıştı biz kışın denize girince...

    lisede ise bölge çeyrek finaline çıkmıştık ben oynarken. takımı beden eğitimi hocamın hatırına çalıştırırken de bir sene şampiyon, sonraki sene de çeyrek final görmüştük. o gençlerbirliği'nde oynayan forvet burayı okuyorsa kendisini kollasın. seni gol kralı yaptırmayacağız!!!

    benim hayalimdeki galatasaray 4-2-3-1 ve 4-4-1-1 oynuyor.
    kalede kedi.
    stoperde biri pres yapan, biri geriyi tutan adam var.
    pres yapan adamın yanındaki bek, çakılı bek. kademe için. gerideki stoperin yanındaki bek ise hücumcu bek.
    orta sahalar öyle milimetrik pas atan tipler değil. boyu uzun, kondüsyonu yerinde, sürekli boşa kendini atıp 90 dakika mücadele eden iki tane adam.
    ofansif ortasahada 10.
    kanatlardan biri orta açmak için çizgiye inmek zorunda kalmayan, bu şekilde geriye de yardım eden kanat. bu kanat, hücumcu bekin olduğu kısımda. yeri gelince orta yapar, yeri gelince geride kalabildiği için savunmaya yardım eder, yeri gelince orta sahaya pas opsiyonu olur, yeri gelince hücumda yaratıcı pas yapar.
    diğer kanat, şu içeri girip verkaç yapan, şut atanlardan. geçen seneki yasin gibi. ama daha bir olmuşu tabii.
    forvette ise yeni bir elmander.

    şu galatasaray 30-35 metrede futbol oynar, dar alanda seri ve kısa pasları wesley veya kanat ile kilit paslarla süsler, yeri geldi mi wesley ile uzaktan vurur, tempolu oynar.
    wesley uzaktan şimdi koyar,
    şampiyonuz arkadaşlar, lay la lay lay lay lay.
  • 13723
    -------------------eray---------

    sabri---semih-----hakan----tarık

    -------selçuk-----jem-----------

    -------------bilal---------------------

    umut------burak-----------olcan

    11' iyle inşallah 50 maç üst üste oynarda bu adamları hangi gizli güç oynatıyorsa doyar şu adamlara amk. yeter kardeşim yeter be. defanstan top çıkartamıyoruz hala oyuna olcan giriyor.

    edit: hakan' a haksızlık etmeyelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın