• 8851
    son 1 aralık 2013 kasımpaşa galatasaray maçı'nda gördük ki, takımın şampiyonluk inancı kalmamış. bu seneyi kafalarından bariz bir şekilde sildikleri belli. yaşanan malum süreç * futbolcuları mental ve zihinsel açıdan yıpratmış. o son dakikaya kadar saldıran takım gitmiş, yerine ''bir an önce maç bitsin'' modunda oynayan takım gelmiş.
    terim-davala-şaş üçlüsü hırslı adamlardı, futbolcular onları kulübede zıplayıp hoplarken gördüklerinde içlerine savaşma isteği, maçı kazanma azmi doğuyordu. mancini ve tugay ikilisi o üçlünün tam zıt karakterinde bir yapıya sahipler. gayet sakin, takım gol kaçırdığında anormal tepki vermeyen, hakemle hararetli diyaloglar yaşamayan bir ikili bunlar.

    e arkadaş senin futbolcuların bu sakin yapıda adamları kulübede görmeye alışık değilki. bu futbolcular melo kart gördüğünde dördüncü hakemin yanına jet hızıyla damlayan şaş'ı görmüşler, bu adamlar haksız yere ofsayt gerekçesiyle iptal edilen gol yüzünden yardımcı hakeme sözlü tacizde bulunan davala'yı görmüşler, bu adamlar orta hakemin yanlı kararları sonrası saha içerisinde hakeme fiziksel temaslarda bulunan terim'i görmüşler.

    haliyle bu kadar adrenalin yüklü bir üçlüyü gören futbolcular canını dişine takıp oynuyorlardı. birden tam tersi özelliklerdeki iki adamı kulübede görünce ister istemez maçlara kendilerini veremiyorlar, canlarını dişlerine takmıyorlar. ha bu durum değişir mi? değişir tabi, zamanla gözleri alışır, kabullenirler. ama bu kabullenme süresi bize pahalıya mâl olur mu? hem de nasıl! oluyor da zaten...
  • 8854
    sampiyon oldugu 2011-2012 - 2012-2013 sezonlari 13ncu haftasi ile yerden yere vuruldugu 2013-2014 sezonu 13ncu haftasi arasinda 2 puan fark olan takimdir. gecen sezon da cok farki degilmisiz hani sezonun bu aylarinda. onu da bu sezonun cok daha zor olan fiksturune bagliyorum.

    ya rakiplerimiz cok kotuymus -ki bu kolay sampiyonluk argumanini dogruluyor- ya da kadro harbiden kötuymus ama biz göremiyormusuz. -ki bu da terim'in kötu kadro kurdugu anlamina geliyor-

    sec. begen. al...

    ben hala umutluyum takimimdan. puan farki daha acilmadan devre arasina girersek, takviyeler ve fikstur avantajimizla bu isi göturebiliriz.

    takima sonuna kadar destek ve sabir...
  • 8855
    kadrosu fatih terim'e özel bir yapıda olduğu için diğer teknik direktörlerin başarılı olması pek mümkün değildir. çünkü normal teknik adamlar riera'yı asla sol bekte oynatmak istemezler. koşamayan, dönemeyen, ileri çıkamayan hakan balta'yı sol bekte asla düşünmezler. stopere koymayı ise mecbur kalmadıkça yapmazlar.

    ve en önemlisi elmander gibi savaşçı ve takıma herşeyini veren adamı göndermez.
  • 8856
    son yılların en kötü kadro planlamasına sahip futbol takımı.

    sanki parasızlıktan, sanki oyuncuların takıma gelmek istemeyişinden kadro kurulamamış gibi. böyle saçma bir planlamayı daha doğrusu plansızlığı nasıl başarmışız aklım almıyor.

    yıllardır her transfer döneminde taraftar sol bek der, sağ bek der. bunu bakın taraftar diyor. taraftar tribünden izlediğinden daha net görüyor bazı şeyleri sanırım.

    muslera'nın yedeği yok. muslera robot değil ki sakatlanmasın, ceza almasın.

    takımda;
    sol bek yok, dolayısıyla yedeği hiç yok.
    sağ bek de yok gibi; eboue'yi düşünsek sürekli yerlerde. maç içinde 2 olumlu hareket yapsa 12 olumsuz hareketi var.
    sabri'yi düşünsek yetersiz kalıyor, eskiden gençliğinin de verdiği enerjiyle daha hızlı ve atikti ama artık o özelliği yok.

    stoper konusuna gelirsek, bu sene o hat belki 10 defa değişti. semih eski gücünde değil, üzerinde bir sakatlık var atlamadı. chedjou ise ilginç bir şekilde kafası tamamen başka yerdeymiş gibi oynuyor maçlarda, stabilite hiç yok kendisinde. dany desen 10 saniye sonra sonra ne yapacağını kestiremiyorsun, gökhan desek hep ikinci planda düşünülüyor.
    defans hattının bu isimlerle bir raya oturması bence zor. isimleri tek tek değerlendirsek kaliteli olabilirler lakin beraber oyun içinde uyumsuzlukları var. dany ile chedjou birbirinin çok benzeri isimler. semih ile de gökhan. bu 4 isimden hiç biri geriden oyun kuramıyor, birbirlerinin eksiklerini kapatacak yeterlilikte değiller, o yüzden defanstaki 1 birim hata bir anda 2 birim hata oluyor. notralizasyon olamıyor.

    orta saha konusunda her şey melo ve selçuk üzerine yıkılmış. bu adamların günahı ne ise bilemiyorum. varsa selçuk, yoksa melo. sakatlansalar, ceza alsalar klaslarının 3 gömlek altı bile yedekleri yok yedek kulübesinde.

    kanatlar hakkında yorum yapılacak bir veri malesef yok. takımda kanat var mı?

    forvet hattı ise biraz kompleks. burak, umut, drogba.
    bu hat çok su götürür.
    tek forvette ilk tercihim burak, ikili forvette ise ilk tercihim burak-umut ikilisi olur,
    drogba çok büyük isim, özellikle şampiyonlar ligi maçlarında takıma faydası çok.
    lakin defansı oturmamış bir takımda bu yaş ve form durumuyla drogba takımı zorluyor. varlığı en kötü 1-2 net gol pozisyonu yaratması/içinde olması demek ama maçta dakikalar ilerledikçe çok top kaybı yapıyor, takımda defans olmayınca da her top kayıbı kalemizde bir gol tehlikesi anlamına geliyor. (aslında ironiye bakarsak bu adam ayağında en iyi top saklayan isim takımdaki. konsantre eksikliği var son zamanlarda sanırım.) drogba öyle büyük bir isim ki, yorum kitleniyor işte burada.
    yedek kulubesinde oturması da yabancı sınırı nedeniyle sıkıntı yaratıyor. bir seçim yapmak gerekince de ismiyle ilk 11'de buluyor kendisini.

    yukarıdaki ayrıntılara pek takılmadan asıl demek istediğim şu; bu plansızlıkla başarılar haftalık olur. mesela 1 maç kazanırız, 2 maçta puan kaybederiz. 2 maç kazanırız 1 maçta berabere kalırız.
    şu mevcut haliyle 2013/2014 sezonunda galatasaray futbol takımından kimse 5-6 maçlık galibiyet serisi beklemesin.

    edit: sneijder'den hiç bahsetmediğimin farkındayım. hayırlısı.
  • 8857
    dün gece oynanan 1 aralık 2013 kasımpaşaspor galatasaray maçını öğretmen bir abimle izledik. 1'er bira açtık*, geçtik malum yayıncı kuruluş karşısına.

    kasımpaşa dişli takım bu sene, o ve ya bu sebeplerden sürekli destek görüyor, sakın aklınıza spora siyaset karışması falan gelmesin.
    aynı rizespor gibi, kayseri takımları gibi bilek hakkı ile bu günlerindeler, babel'i falan oynatabiliyorlar.

    neyse, golü yiyene kadar zaten 3 pas yapamıyorduk, yiyince rahatladık, bari biraz futbol izleriz dedik.
    takımımızın başlıca motivasyon kaynağı gol yemek çünkü, önce bir girecek bize.

    yok babacım, malesef ki ne içtiğimden, ne yediğimden, ne izlediğimden hiçbir tat alamadım.

    genelin aksine, oturup da manciniymiş, terimmiş, aysalmış tartışmadık hiç.
    şöyle bir takıma bakalım dedik;

    kalecimiz malesef tecrübesiz, kumaşı iyi denebilse de çok umut vaad etmiyor gibi.

    defans hattımızuganda 5. amatör lig seviyesindeki takımların ayarında. şirketten çıkartacağım halı saha kadrosu, bizim defansa en az 5 atar, 60 dakika sonunda da hesabı onlara ödetiriz.
    o derece iddialıyım.

    orta sahaya dikkat ettiyseniz, adı üzerinde; orta saha.
    yani oyuncularımızdan bahsedemiyorum, çünkü o kadar boş, o kadar top yapmaya müsait bırakılmış ki, kasımpaşalılar 20 - 30 metrelik alanları yürüyerek geçerken bir allahın kulu oyuncumuz gelip de müdahale edeyim demiyor.
    müdahale eden oyuncularımızı da ipe dizer gibi çalımlıyorlar, daha fena rezil oluyoruz.

    forvet hattımız, hani drogbalı olan, bu kadar mı aciz olur... bu kadar mı ümitsiz...
    sadece atılan golde vardılar, gerisini resmen harcadılar.

    "yedeklere bir bakalım abi" dedim, takımın bu sene belki de tek formda olan oyuncusu umut'u gördüm.
    yedeklerde...

    futbolcular oynamıyor, sene başından bu yana yaşanan tüm olumsuz hava katlanarak üzerlerinde birikti.
    devre arasında, kendini her pozisyonda yere bırakan, koşmayan, yan pastan başka bir sikime dert olmayan uganda ayarı topçular yollanacak.
    bize "we have ruh, they don't" dedirtecek adamlar alınacak.

    koduğumun 4. yıldızına 1 şampiyonluk kaldı, bu bile hırslandırmıyorsa sizleri, yazıklar olsun hepinize.
    stadta kalp krizinden ölen taraftarların hayaletleri rahat bırakmasın, puan kaybedilen maç sonrası eğlenmeye gittiğiniz mekanlarda!
  • 8859
    20. şampiyonluğa en yakın ve buralardan bayaa bi entry sildirecek takım.

    arkadaş ne karamsar adamlarsınız. yani şuraya yazan adamlar az buçuk teknolojiden anlar, kaynaklara bakar bu leş medyaya inanmaz falan diyordum başlarda ama hikaye.twitter olsa eyvallah, anlık sinirlerle yazılır lakin bildiğin tespit üzerine tespit, saatler-günler sonra.

    bak vatandaş senin en kafa rakiplerinin ikisi de tescilli şikeci. başkanı suçlu, yöneticisi, avukatı, futbolcusu vs. hepsi lekeli. taraftarı napıyor? sonuna kadar yanında ve savunuyor. bu taraftarın desteği sana saçma gelebilir ancak bu kadar büyük kitleler birşeyi savunuyorsa, erk'te herhangi bir yaptırım öncesi 100000 kere düşünüyor ve sonunda dokunamayacağına karar veriyor. ilk fırsatta, başkanına, kaptanına sallamıyor. tribündeki adama laf anlatmaya çalışıyorsun ancak kafa basmıyor pek tabii o adrenalini salgılarken. bari şurada azıcık kendinize gelin, el-insaf yahu. ya takıma destek olun ya da gölge etmeyin başka birşey istemez!

    https://twitter.com/...s/407448414821961728
    geçen sene ve bu senenin puan durumu, cl de ise tek maçta yine gruptan çıkma şansı var. geçen sene de manu maçıyla çıktık, hatırlayın! formsuzluğu her takım yaşar dönem dönem, sabredin. sabredemiyorsanız da kendi kendinize ayarlanın.
  • 8860
    geçen sene ile bu sene aldığı puan arasında sadece 2 puan fark olan takım.

    tespit doğru aslında geçen senede iyi başlamadık sonra açıldık bir şeyler yaptık filan ama bu seneyi geçen seneden ayıran en büyük fark rakip.

    rakip son dakikalarda attığı gollerle normal seyrinde devam eden ligi farklı bir boyuta taşımış bizim de işimizi zorlaştırmıştır

    fenerbahçe'nin bu sezon son dakikada attığı goller olmasaydı veya 13 haftada 4 defa olmasaydı şu an puan farkı bizi yendikleri halde 3 veya 5 olurdu.

    hatta antalya'nın siyahi oyuncusu 88. dakikada boş kaleye gol atabilseydi işler çok daha farklı olabilirdi.

    takım kötü oynuyor ama şansızlıkların da arkası kesilmiyor.
  • 8861
    top oynamayan takımımızdır. sanki ek iş olarak futbolculuk yapıyorlarmış gibi vurdumduymaz top oynuyorlar. sezon boyunca adam gibi oynadıkları maç sayısı beşi geçmez ki bu adam gibi oynadıkları maçların bir kısmında da puan kaybettiler. işin ilginci bunu sezon başında yapıyorlar. yani ligin ikinci yarısı düşüşe geçseler ilk yarıda çok iyi oynadılar yoruldular diyeceğiz. ligin ilk gününden bugüne kadar bu takım oynamak istemiyor. önde de olsalar geride de olsalar, 0-0 başlarken bile bu takım mücadele etmiyor. son düdüğü bekliyor. herkes fener puan kaybedecek diye bekliyor ikinci devrede. hadi 17 maçta 10 galibiyet alsınlar. bizim takım onları geçebilecek oyunu oynamıyor. önceki iki sezondan farklı olarak arada bariz mücadele ve beceri farkı var. puanları eşit olabilir ama o önceki iki takım şampiyon olur, maç kazanır diyorduk. o takımlar mücadele ediyordu ve gol atma, gol yememe konusunda kat kat becerikliydi. kasımpaşa'yı bile kesin yeneriz diyemiyorsak sebebi bu mücadeledir. takım bugün mücadeleye başlasın hala üç kulvarda şampiyonluk adayı. lig için geç kalınmış değil. türkiye kupası başlamadı bile. avrupa'da uefa'ya gideceğiz gibi görünüyor. seviyesi çok düştü uefa'nın. yeterki bir toparlansınlar. yeterki koşun, basın, ısırın, vurun, kırın, parçalayın.
  • 8862
    içerisinde birtakım zıtlıklar barındıran takım. mesela sabri-chedjou-semih-riera dörtlüsünden oluşan bir defans hattın varsa çift santrafor oynamak veya 3'lü forvet ile sahaya çıkmak bence bunlardan biri. böyle bir dizilişle orta ayar takımlardan puan alabilirsin ama önemli maçlarda, pas yüzdesi yüksek takımlara karşı aciz kalırsın. ancak kadronda drogba, burak, umut gibi santraforlar varken bunlardan ikisini kulübede oturtmak da bu zıtlıklardan biridir. aynı şekilde tek santraforlu sisteme geçtiğinde 5'li orta saha hattına selçuk ve melo dışında banko yazacağın adam bulamıyorsan o takımda sorun var demektir. şu an ortasahada bu adamlar dışında çift yönlü oynayacak adam yok, onu geçtim sadece ileride veya sadece geride kendi işini layıkıyla yapacak adam da yok.

    takım kadar önemli bir de kaptanlık meselesi var tabi. daha eskisi hakkında yorum yapamam ama cüneyt tanman'ı, tugay kerimoğlu'nu, bülent korkmaz'ı, hakan şükür'ü kaptan olarak izlemiş bu gözler şu an hiç bir ağırlığı olmayan, sözünü dinletemeyen, cıvık bir adamı, sabri'yi kaptan olarak izlemekte malesef.
  • 8863
    kadro planlaması sezon başında gerektiği gibi yapılmayan, ligin ortasında hocası değişen bir takımın yaşayacağı sıkıntıları çeken takımımızdır. devre arasına kadar ligi olabildiğince az hasarla götürmek, yine devre arasında gönderilecek ve gelecek oyunlar, iyi bir kamp dönemi ile birlikte düzlüğe çıkacağız. ayrıca, fikstür avantajımız olduğunu da unutmamak gerek. beşiktaş ve fenerbahçe derbilerini içeride, ligin kalbur üstü takımları olan eskişehir, bursa, kayseri, kasımpaşa ile de içeride oynayacağız. fenerbahçe ise, ikinci yarı tüm derbilerini deplasmanda oynayacak. eskişehir, sivas, kayseri gibi takımlarla da deplasmanda oynayacak. karamsarlığa ve ümitsizliğe kapılmadan, artık baygınlık getirecek hale gelen kendi ayağımıza sıkma huyundan vazgeçerek, birlik olarak, kenetlenerek 4. yıldızı alacağız. yeter ki; tüpçünün, aziz'in, rıdvan'ın ve onun gibilerin ekmeklerine yağ sürmeyelim. oyunlarına gelmeyelim.
  • 8864
    takım harbiden savunma yapamıyor, bu ister lig maçları olsun ister şampiyonlar ligi maçları olsun belli oluyor; şampiyonlar liginde,şu ana kadar yapılan maçlar baz alındığında* anderlechtile beraber en fazla gol yiyen takım sıralamasında 3.lüğü paylaşıyor, fakat ligde şu an birinci basamakta bulunan rakibinden 1 gol daha az yemiş durumda ve dördüncü sırada rakibinden 9 puan geride...

    hem geçen sene hem de bu sene atılan ve yenilen gol sayılarına bakınca bu takımın başına savunma anlayışı olan bir hoca değil de atak futbolu oynatan bir hocanın getirilmesi gerektiğini gösteriyor. geçen sene 17 gol yemiş ama 28 gol atıp liderlik koltuğunda otururken, bu sene sadece 14 gol yemiş durumdayken galatasaray defansını konuşuyoruz *hep beraber ama sadece 20 gol atmış olması da ofansif düşüncenin takımda yavaş yavaş yok olduğunu gösteriyor, karşı kaleyi kaç kez denedik, rakip takımlar kaç kez denedi şu haftaya kadar çok merak ediyorum.

    mancini belki savunmadaki zaafları tamamen ortadan kaldırabilir, sıkıntıları çözebilir ve galatasaray'a savunma yaptırmayı başarabilir. fakat galatasaray'da mircea lucescu dışında savunma yapıp kontraatak futboluyla şampiyonluk kazandıran başka bir teknik direktör hatırlamıyorum ki o da sene sonu şampiyonluğa rağmen gönderilmişti. daha önce başka bir entry'mde de yazmıştım, roberto mancini'ye ara transfer dönemine kadar zaman verilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. fakat mancini, savunmada kötü olduğumuz için komple savunma çalıştırmaya devam ederse bu takımı, bir süre sonra golsüz beraberlikler veya sadece yenildiğimiz maçlar göreceğiz.

    bu takım baskı yediğinde kalecisine dönmeden*, düzgün pas yaparak atağa çıkan*,sadece merkezinde selçuk inan olup aralara kaçanlara paslar dağıtacağı veya didier drogba'ya şişirme paslar atıp onun yeteneklerine bağlı olarak gerektiğinde asist gerektiğinde gol atmasını beklediğimiz ataklar değil de farklı atak organizasyonları kullanabilen, yeri geldiğinde çeşitli duran top organizasyonlarıyla hem rakibini şaşırtan hem de taraftarını heyecanlandıran işler yapması gerekiyor.

    ara transfer dönemine kadar istediği kadar savunma çalıştırsın roberto mancini ama ara transfer dönemindeki kampta artık savunma değil, istediği kondisyon yüklemelerinin yanında tüm takımı atak organizasyonlarına çalıştırması gerekiyor yoksa sene sonunu görebileceğinden kuşkuluyum...

    tv'den duyduklarımla sonradan gelen edit: 1 aralık 2013 kasımpaşa galatasaray maçında ilk yarı 2 şut atmışız, 60.dakikaya kadar da isabetli bir şutumuz yokmuş, o şutu çeken de takımın sağ beki sabri sarıoğlu.ligtv'nin yalancısıyım.
  • 8865
    2012/13 sezonu 13. hafta itibariyle;

    attığı 28 gole karşılık yediği 17 golle; 7 galibiyeti, 4 beraberliği ve 2 mağlubiyeti bulunuyor. (1. sırada)

    2013/14 sezonunun aynı haftasında ise;

    attığı 24 gole karşılık yediği 14 golle; 6 galibiyeti, 5 beraberliği ve 2 mağlubiyeti bulunuyor. (4. sırada)

    yabancı sınırını temel alarak kadrolarını güçlendiren rakipleri dolayısıyla hemen hemen aynı performansta geçen sene liderken bu sene 4. olan takımdır, 13. hafta itibariyle.
  • 8867
    geçen senenin 13. haftasında 25 puanla lider olan takım. bir önceki sene de yine 25 puanla 2. sırada bulunuyordu.
    hani son iki senenin uçanı kaçanı avlayan takımı bu sene niye böyle diyorsunuz ya. ona buna sallıyorsunuz. şu an takım geçen senekilerden çok da kötü diil.

    üstelik yerli oyuncularımıza son 2 senede doğru düzgün hiçbir takviye yapılmamıştır. elimizdeki yerlilerde bu iki senede 2 yıl yaşlandılar. ve de yıpratıcı bir şampiyonlar ligi gurubuna düştük. cluj'la braga'yla maç yapmıyoruz. juventus, real madrid'le maç yapıyoruz. üstelik senin bütün takımı toplayan teknik direktörün'de gitmiş. bakın gönderilmiş demiyorum, gitmiş. elinde bir buçuk senedir oynamamış bir engin var, hamit devreyi kapatmış. semih iğnelerle sahaya çıkıyor. yabancı sınırı gelmiş birde üstüne. drogba desen doksan dakikayı artık kaldıramıyor. zaten bu adama dilediğin gibi faul yapmakta serbest. takımının en önemli adamı muslera sakat kaç maçtır, şınayder gibi hucumda ki oyun kurucun, liderin de türk doktorlarından ümidini kesip italyalara gitmiş.

    e bu takım bu kadar arkadaşlar. ne yapalım? dün akşam izlediğim kadarıyla canla başla mücadele ettiler adamlar. ama bu kadar yapabiliyorlar. ne yapalım yani? kendimizi mi ısıralım?

    bence biraz sakin olalım arkadaşlar. bırakın onlar oynasın bizde izleyelim. hep sevinmek istemek bencilliktir. biraz da üzülelim be noolacak? hayır yani noolacak?
  • 8868
    bu takım bu sene fenerbahçe, kasımpaşa ,eskişehir, beşiktaş ve bursaspor deplasmanını 13. hafta itibariyle tamamladı.
    fenerbahçe maçında rakibine sezonun en kötü futbolunu oynattı, beşiktaş maçında hem kazandı hem beşiktaşı mahvetti, bursaspor'a tek pozisyonla berabere kaldı, eskişehir maçında üç tane %100'lük pozisyon kaçırdığı için berabere kaldı, etkili hücum hattı olan kasımpaşa'yı ise tek golle sınırladı. peki bakınca ne görüyoruz; tamam biz kötüyüz ama bu takımların hiçbirisi bizden daha iyi değillerdi bu maçlarda. sonuç olarak akıllı iki- üç transferle fikstür avantajını da kullanarak yine zirveye oyanayabiliriz.hem de çok rahat.
  • 8869
    yeniden yapılanmaya acilen ihtiyaç duyan takımdır. maalesef acı da olsa gerçek bu. takımdan gitmesi gereken isimler var. takım olgusunu galatasaray ruhunu bünyesinde sindiremeyen oyuncular da var. ama asıl yapılanma yönetim ve teknik kadroda yapılmalı.

    1. önce yeni bir yönetim lazım. yeni bir başkan da hatta. fakat olağanüstü seçim ihtimali uzak olduğu için yönetim ve başkan kalacaktır.
    2. daha sonra yeni teknik ekip lazım. ama mancini ve ekibini yollamak çok maliyetli olacağı için mancini her türlü kalacaktır.
    3. bu durumda hem yönetim, hem başkan hem de teknik kadro yola devam edecektir.

    dolayısıyla; bu sene başarı imkansız. geçmiş olsun.

    fakat gelecek sezon için yapılmasını umduğum kadro değişiklikleri şunlar:

    1.drogba: kendini takımdan üstün görüyor. duran top mevzusu olsun, 50 metreden kaleye vurmalar olsun vs. kendisi süper bir yarar sağlamaktan ziyade takım arkadaşlarını içten içe rahatsız etmektedir. sezon sonu yolcu olmalı.

    2. eboue: artık türkiye liginde miladını doldurdu. gereksiz hareketleri herkesi bezdirdi.

    3. sneijder: sakatlık sorunları olsun, taktik kuruluşa uymaması olsun, mücadele gücü eksikliği olsun, star muamalesi beklemesi olsun her açıdan nazlı bir oyuncu. bize uzun vadede yarar sağlamaz. gitmeli.

    4. dany: geçen sene iyiydi ama artık kabak tadı verdi.

    5. riera: bitmiş okeye dönüyor.

    6. amrabat: gelmesi hataydı.

    7. ceyhun: kadroda olup 11de oynaması yektaya hakaret.

    8. sabri: anadolunun kutsal topraklarına yeteneğini götürmesi lazım. biraz da onlar faydalansın.

    9. burak yılmaz: aklı karışık. seneye kalsa bile fayda vermez. belkide bu sezon başı gitmeliydi.

    10. engin baytar: artık fayda vermez.

    mutlaka kalması gerekenleri saymak gerekirse: muslera, chedjou, semih, gökhan zan, hakan, melo, selçuk, bruma, emre çolak, umut, hamit. gerisi ortada.

    evet tablo budur. takıma köklü bir değşiklik lazım. çünkü takımda doymuşluk, bıkkınlık ve tükenmişlik sendromu var. gitsin dediğim herkes için mantıklı bi sebep var. hepsinin ayrı ayrı sorunları var. kalması gerekenler de belli.

    yepyeni bir kadro lazım bize. yeni bir heyecan lazım.
  • 8870
    yapılması gereken basit şeyleri yapmayan, futbolun gereklerini yerine getirmeyen, sahaya doğruları koymayan ve dolayısıyla başarılı olamayan takımdır. takımımızdır.

    son iki senenin açık ara en iyi futbolunu oynayan ve ilk sezonda 9, ikinci sezonda 10 puan fark atmış şampiyon takım bana göre şuan 3 şeyi, aslında yapabildiği şeyi yapmıyor, yapamıyor.

    1. ikili mücadelelerin kıymetini bilmiyoruz. bunu ilk olarak mental ikinci olarak fiziksel eksikliğe bağlıyorum ki başka açıklaması olamaz. o her topun kıymetli olduğunu, topa dokunmanın bile bir atağı başlamadan bitirdiğinin bilincinde olan takım gitmiş, yerine çıtkırıldım oynayan, bir türlü dengeyi sağlayamayan bir takım gelmiş.

    2. fatih terim'in sarı kırmızı formaya yerleştirdiği bir gelenek midir bilinmez, galatasaray pres gücüyle özdeşleşmiş bir takım. aslında bana göre futbolun en önemli üç etmeninden biri ve biz bunu layıkıyla yapamıyoruz. etkili ve isabetli bölgesel pres, oyunu sıkıştırdığımız anlarda da adamlara bireysel olarak pres yapmak rakibi bunaltmak, hataya zorlamak, direncini kırmak için müthiş bir silah. ancak biz bu sezonun başından beri topu ve rakibi bekliyoruz. bu sebeple de durdurulamaz bir hızla gol + pozisyon yiyoruz.

    3. ciddiyetimizi ve hırsımızı kaybetmiş, mutsuz, bezgin, keyifsiz, moralsiziz. geçen iki senede her maça şampiyonluk parolasıyla çıkan ve her maçın kendi içinde öneminin bilincinde olan takım bu sene maçların %90'ına rehavet içinde çıkıyor. futbolcuların saha içinde yaptıkları ve vücut dilleri kendilerini resmen ele veriyor. bunun üzerine birde oyuncuların ciddiyetsiz tavırları eklenince anadolu takımından farkımız kalmıyor.

    bunları bir şekilde çözmeliyiz. futbolcu bazında değerlendirdiğimizde uefa avrupa liginde finale, ligde de açık ara şampiyonluğa oynayacak bir takımımız var. doğru şekilde motive edilip doğru şekilde kullanmak ve futbolcuların artık bu saydığım üç olumsuz etmeni ortadan kaldırması gerekiyor.

    kötü bir takım değiliz. gayet yetenekli ve türkiye ligi için fersah fersah yeterli bir takımız. ancak sebebini bilemiyorum ama her hafta daha fazla dibe batıyor, her hafta kendi ayağımıza sıkıyoruz.
  • 8872
    tv de yayınlanan futbol programlarının %80inde konuşulmasına anlam veremiyorum.
    gs tv de bile bu kadar galatasaraya futbol takımı konuşulmuyor. dün kasımpaşa maçında ilk yarı berbat ötesi,ikinci yarı berbat bir futbol oynamış 1 puan ile sahadan ayrılmış olmasına rağmen kendi kanalında 'baklava' tarifi konuşuluyordu.

    konuşmakta da haklı yönleri çoktur. kendine kendine yönetimi,hocası, futbolcusu gündemi belirlemede çok etkililier. maşallahımız var.

    en istikrarsız, bir maçı bir maçını tutmayan, sansasyonelleri bitmeyen, bizans oyunlarının ardı arkası kesilmeyen sevgili kulubüm bizi yaşlandırmaya devam ediyor .
    teşekkürler sevdamız, teşekkürler futbol takımımız..
  • 8874
    öncelikle 9 puanı kapatamayacak bir futbol takımı değildir. biraz kıpırdanabilse ligi hallaç pamuğu gibi atacaktır. ancak her şeyin başında en azından ocak sonuna kadar sabır gelmektedir ve bu sabrı gösterecek olan taraftarlardır. avrupa için de umutluyum, eğer bir maçlık sağlam bir motivasyon, sonsuz destekle juventus geçilebilir, geçilemezse de real madrid'in alacağı bir galibiyet sonrası uefa'da krallar gibi yola devam edilebilir. ayrıca allah korusun avrupa'ya veda etmek de dünyanın sonu değildir.

    artık şunu en azından kabullenelim, fatih terim artık yok. gönderilmesi doğrudur, yanlıştır artık tartışmanın da bir alemi yok, çünkü fatih terim artık yok ve uzun bir süre olmayacak. son 10 senede türkiye o kadar elit teknik direktörü yedi ki, olası 2 3 haftalık bir tökezleme döneminde mancini'yi de tepe taklak etmeye çalışacaklar. lütfen galeyana gelmeyelim, takıma da kendisine de biraz sabır gösterelim, güvenelim.

    daha önce de yazdım, yine yazıyorum. premier lig'i kazanmış 5 hoca sayın desem, sayacağınız 5 isimden biri şu an bizim hocamız. ama milyon dolarları vardı diyeceklere de cevabım, zaten o dönem m. united ve chelsea çakıl taşı ile alış veriş yapıyorlardı. adam öyle ya da böyle dünyanın en büyük en prestijli liginde şampiyon olarak geldi buraya ve tek başarısı da bu değil.

    elindeki kadro ne yazık ki kötü yapılanma, şansızlık ve sakatlıklar nedeniyle şu an oldukça kısıtlı:

    - sol bekte sağ bek
    - sol bekte sol açık
    - sol bekte stoper
    - sağ bekte stoper
    - sağ açıkta forvet
    - kalede ne yazık ki muslera'sız

    oynadı bu takım geçtiğimiz 1 ayda hem de defalarca.

    en azından 2 ay gıkımızı çıkarmayalım, elimizden gelen desteği verelim ve sabırlı olalım çok bir şey istemiyorum.

    kötü skorlar sonrası, yöneticiye, oyuncuya, eski - yeni teknik direktöre ve hatta kondisyonere sallamayı en azından bir süre bir kenara bırakalım.

    defalarca söylendi, ben de yine söylüyorum şimdi kayıtsız şartsız takıma destek olalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın