• 6477
    taraftarı gibi maç seçmektedir. şampiyonlar ligi maçlarında canını dişine takıp, orduspor, gençlerbirliği, mersin idman yurdu, elazığspor maçlarında kerhen oynamaktadır.

    ne yazık ki geçen seneki açlığından ve mücadelesinden eser yoktur. devre arasında acilen hagi gibi ismiyle takıma sınıf atlatacak bir futbolcu alınmazsa sanırım 2012-2013 sezonunda şampiyon olamayacaktır.
  • 6481
    30 kasım 2012 galatasaray gaziantepspor maçında ilk 18 dışında kalan oyuncular eray, furkan, cris, aydın, sercan, ceyhun, sabri ve çağlar olan takımdır. kuvvetli hatta çok kuvvetli bir takımdır. ligde şampiyonlar ligi öncesi ve sonrasında bu geniş kadrodan mutlaka yararlanması gerekir. kulubeye giremeyen bu oyunculardan rotasyon maçlarında sabri, aydın, sercan ve hatta ceyhun rutin olarak rahatlıkla kullanılır. devre arasında yapılacak çok sağlam bir stoper, alper potuk gibi bir orta saha ve yaratıcı bir forvet arkası ile açık ara şampiyon oluruz.
  • 6482
    olasi sampiyonlar ligi ikinci tur maclarini iple ceksemde eger lige konsantre olamazsa seneye sampiyonlar ligine falan gidemeyecek takim. takimin genelinde cok ama cok amator bir mentalite var. arkadas sen sampiyon olamadan nasil sampiyonlar ligine gideceksin??? sampiyonlar ligine surekli gidemezsen basari nasil gelecek??? sen ilk once kendi liginde sampiyon ol, gaziantep denen takima puan kaptirma, sonra sampiyonlar ligine bakarsin. eger her sampiyonlar ligi maci oncesi boyle olacaksa bu takim sampiyonlar ligindende avrupa ligindende elensin. ne yazikki bir borussia dortmund veya juventus seviyesinde olmadigimiz bu gibi zamanlarda ortaya cikiyor. once mentalitenin degismesi lazim. bu anlayis degismez ise cift kulvarda basariyi unutun.
  • 6483
    futbol tehlikeli oyundur renkdaşlar. bir anda işin kralıyken bir anda işin soytarısına dönebilirsiniz.

    takım iyi oynamıyor kabulüm. fakat bu takım geçen yıl da bu dönemlerde iyi futbol oynamamıştı. bahane değildir doğru. fakat basının " rüya takım, yıldızlar" üzerinden yaptıkları baskıyı ve primi görmüyor musunuz ? peki şu takımın ölü haliyle lig lideri olmasına ne demeli ? bu takım geçen yıl aralık'ta form tuttu. bizim ihtiyacımız olan hırs renkdaşlarım. taraftarın ve takımın ligdeki hırssız tavırları bizi bu duruma düşürüyor. şampiyonlar ligi'nde o kadar oynayan takım neden ligde oynayamıyor ? hırs. bizim de takıma yaptığımız baskının haddi hesabı yok. yok efendim fatih terim şöyle egoist, emre çolak zihinsiz, burak kalas, muslera'nın elleri küçük, hamit yavaş. e kim kaldı bu takımda ? 2010-2011 sezonunu görmüş olan bir taraftarın bu sert ve hadsiz eleştirilere hakkı yoktur. eleştirilmesi gereken de eleştirilir. fakat abartmaya gerek yok. eleştirinin dozu hakarete kaçıyor. galatasaray taraftarı da " rüya takım " tabirinden etkilendi. farkında mısınız taraftar her pozisyonda bir sabırsız bir sinirli. biraz sakin renkdaşlar. kadıköy'de o 13 kişilik rotasyonumuzla kupa kaldırdıysak bu sezonda kupalara koşarız ve 3 dalda da yarışıyoruz.

    gerçi kupa kazanmasak ne olur ? seninle mutsuzluğa da varım ulan.

    http://2.bp.blogspot.com/...TDI/s640/seninle.jpg
  • 6484
    sorunu futbolcular olmayan takimdir. evet ne melodur ne hamittir ne de amrabattir. galatasaray futbol takimi gecen sene oyle bir 4-4-2 oynuyordu ki kanat oyuncularimiz yoktu ve elmanderle birlikte gobekte savasan 5 oyuncumuz vardi. simdiki 4-4-2'nin sorunu ise kanat oyuncularimizin olmasi, bu oyuncularin gobekteki melo ve selcugu yalniz birakmalari. maclari izlerseniz orta sahamizin bombos oldugunu ve rakibin elini kolunu sallayarak geldigini görürsünüz. eger hamiti aldiysak amrabati aldiysak kanada dayali oynayacaksak gobegi mutlaka 3lememiz gerekiyor. ben teknik kadronun bunu gordugunu ve emre engin degisikliklerinin de bundan kaynaklandigina inaniyorum. ortasahada eksik oynadikca takim olarak cok yoruluyoruz ve hata yapıyoruz. elazig macindaki ikinci yari ve bulunan gol pozisyonlarini da teknik ekibin es gecmeyecegine inanıyorum. hatirlarsaniz golden sonra 451 oynayarak tek forvetle daha fazla gol pozisyonu bulmustuk.

    saygilarimla.
  • 6485
    ne yazık ki orta yapmayı ve nerede ne zaman şut çekileceğini bilmeyen futbol takımı. sadece bir oyuncu için söylemiyorum bunları tepeden tırnağa riera dan seçluk inan' a amrabat dan eboue ye hamit altıntop ' a tepeden tırnağa bariz bir orta problemimiz var. karşısında baskı yok rakip yok ceza sahasında üç beş tane arkadaşı var topun gittiği yer aut. tamam destekliyoruz, sorgusuz sualsiz seviyoruz ama göz var nizam var. takım bu haldeyken bunları söylemezsek iş iyice çığırından çıkacaktır.
  • 6487
    inanılmaz derecede yavaş oynuyoruz bu sene. selçuk ara pası atmayı denemiyor bile, teşebbüs etse ve savunmaya takılsa yine anlayacağım ama aklının ucundan dahi geçmiyor sanırım. amrabat ayrı bir alem, ona başka bir top versinler kenarda takılsın, bu kadar takım oyunundan uzak bir futbolcunun bu takımda yeri olmamalı. daha önce bahsettiğim gibi bu takımın, selçuk'tan daha iyi, yaratıcılığını ispatlamış ofansif bir orta saha oyuncusuna ihtiyacı var. çünkü anamızın liginde geriye çekilip savunma yapabilen takımlar bize bir şekilde gol atmayı başarıp, puan koparıyorlar. ilk yarının sonuna geldik ve takım hala toparlanamadı. avrupa maçlarında da, hem arenada hem de dışarıda(yenildik ama çok iyi oynadık) manchester ve deplasmandaki cluj maçlarında, takımımızın iyi görünmesinin sebebi, rakip takımların bizimle başa baş oynamaya çalışmasıydı. ama her zaman o tip rakipler çıkmıyor karşımıza ne yazık ki. ligimizde fenerbahçe dahil tüm takımlar bize karşı bu şekilde oynayıp, açığımızı bulduğu anda bizi nakavt edebilir. acilen bir şeyler yapılmalı ve daha seri bir oyun anlayışına geçilmeli, yoksa bizim puan kaybettiğimiz her hafta, rakiplerimiz puan kaybetmeyebilir ve bu liderlik de elden gider.
  • 6489
    vasat oyunculardan kurulu iğrenç(!) takım. tecrübeli bi tane oyuncusu yok, cvsinde avrupa yazan bi tane oyuncusu yok, milli takım yüzü görmemiş kalitesiz top tepiciler hepsi. anca ceplerini doldursunlar top oynayayım dedikleri yok.

    benim anlamadığım başlarında bu kadar sistemperest bu kadar stratejist bir teknik direktör varken bile karabük, antepspor, mersin idman yurdu gibi takımlara puan veriyorlar. hücumda üretkenlik gösteremiyorlar, hemen her maç gol yiyorlar. yahu insan birazcık utanır. kenarda koskoca imparator var. grande var.

    not: sezon başında biraz daha yatırım yapacaktık bu takıma. az para harcadık. boşuna dememişler ucuz etin yahnisi yavan olur.
  • 6490
    2012-2013 transfer sezonundaki hamleler biraz olmadı gibi. savunmaya özellikle hakan balta yerine net sol bek alınmaması, sakatlanan tomas ujfalusi yerine cris'in gelmesi, felipe melo'nun transferinin uzaması ve melo'nun sene başı yüklemelerini kaçırması, amrabat yerine daha üst düzey bir sol kanat gelmemesi, hamit altıntop'un geç ritm bulması, umut ve burak için olumsuz konuşmayacağım. şu ana dek takımı sırtladılar hücumda. bir diğer noktada necati ateş ve juan culio ile yollarımızı ayırmak oldu. derinlik sağlayan bu iki ismi bence kadroda tutmalıydık. henüz değerlendirme için erken ama devre geliyor ve galatasaray henüz beklentileri karşılayamadı. ilk izlenimler kötü.
  • 6491
    bugün * elemanlarının çoğundaki gamsız futbolu izlerken sinirlenip o anlık benimle oynamak isteyen 3 yaşındaki oğlumu , sırf o salak saçma futbolunu izleyebilmek adına, kırmama sebebiyet veren gönül verdiğim takımım. şimdi oğlum uyuyor içerde ve ben delicesine pişmanım.
    gittim sessizce öptüm o güzel yanaklarından oğlumun , kendimce özürler diledim içimden ama pişmanlığım geçmedi tabii.
    değmez. gerçekten değmez.
  • 6492
    artık maç seçmeyi bırakması gereken açıkça söylemek gerekirse liderliği bu sezonki oyunuyla haketmeyen takımdır. fenerbahçe'nin sezon başındaki istikrarsız oyunu bizim bir nebze kredimiz oldu. illa liderliği birilerine kaptırmayı bekliyorlar sanırım. manchester united cluj gibi takımlara karşı delicesine saldırıp galibiyeti kovalayıp karabük'e antep'e karşı lakayt oynamanın maç seçmeden başka bir açıklaması olamaz sanırım.
  • 6495
    bu sezonki sorunu bir tane yaratıcı futbolcuyla çözülecek gibi değil. yani takımda genel bir problem var, o da bir oyuncu topu aldığında diğerlerinin hareketsiz kalması. yani boşa kaçan, hareketlenen, kendini gösteren hemen hemen yok. sadece burak uğraşıyor. böyle olunca gol pozisyonuna girmekte oldukça sıkıntı yaşıyoruz. saman alevi gibi, bir anda parlayıp sönen, bireysel çabayla yaratılmış gol pozisyonlarına giriyoruz sadece. o da 15 20 dakikada bir oluyor. onları da golle bitiremeyince, sıkıntı oluyor. hatırlayın geçen sene eboue nasıl kendini gösteriyordu sağ taraftan, aynı şekilde melo, engin, elmander.

    şu futbolla 3 puan alsak yine aynı şeyleri söyleyecektim. galatasaray böyle oynamamalı. izlerken zevk vermeli. rakip sahaya yerleşiyoruz iyi güzel ama sadece yan top yapıyoruz, gelişigüzel bir de orta; tamamdır. bu sezon şampiyonlar ligi hariç her maçta aynı şekilde oynuyoruz.

    evet en büyük sıkıntımız ve herkesin bahsettiği yavaş oyunumuzun sebebi topsuz alanda oyuncularımızın çok hareketsiz kalması. zaten durduğumuz için rakip takım boşta adam bırakmıyor. pas seçeneğimiz azalıyor, geri dönmek zorunda kalıyoruz veya yay çevresinde dolanıp duruyoruz.

    kaka da gelse, bu böyle devam ettiği sürece aynı sıkıntıları yaşarız. kapanan takımlara karşı kilidi açabilecek adamlar lazım elbet ama her maç tek bir adamın ayağına bakılmaz. takım olarak hareketli olmamız lazım; oyuncularımızın boşa çıkmak için çaba göstermesi lazım. işte o zaman ne kaka'ya ne de başka bir oyuncuya ihtiyaç duyarız.

    takım halinde tekrar istekli, hareketli oynamaya başladığımızda kaka gibi bir futbolcu tam anlamıyla pastanın üstündeki çilek olur.
  • 6496
    öncelikle nereden başlayacağım bilmiyorum ama yazalım bakalım.

    her kötü sonuç geldiğinde kimimiz eleştiriyor. kimimiz savunuyoruz. eleştiri hepimizin hakkı ve mantıklı bilgiler sunduğumuz sürece sorun yok ama her eleştiri karşısına 2011-2012 sezonu ve tarihimizin en berbat sezonu konulduğundan bir şeyleri değiştiremiyoruz.

    21 maç geride kaldı ve top oynadığımız maç sayısı 3 var mıdır? açın bakın fikstüre. fenerbahçe ile olan süper kupa maçından başka aklıma gelmiyor. manu deplasmanı dediğinizi duyar gibiyim. tamam şanssızdık. direkleri geçemedik ama maç boyu üretkenlik kısıtlı ve en iyi oyuncumuz muslera değil miydi? takımda çok ciddi sorunlar var. koskoca 21 maç ve bu takım balıkesir'i 4-1 ile geçerken bile güven vermedi. caner karşı karşıya atsa mağlup durumdan o maçı çevirip turlayabilir miydik? emin değilim.

    bu kadar eleştiri gelmesinin sebebi zaten 11-12 sezonunda ortaya koyduklarımızdı. 11-12 sezonunun kadrosuna bakalım.
    muslera-eboue-semih-ujfalusi-hakan balta-melo-selçuk-emre-engin-necati-elmander. takımdan ayrılan kazım, iyi bir ilk yarı geçiren baros, yoklukta oynayan riera ve sonlara doğru açılan aydın. ilk 11e bakalım. müthiş bir takım uyumumuz vardı. her topçu 30 maç üstü oynadı. 9 oyuncudan maksimum verim aldık. hakan balta idare etti. emre çolak sahte okeydi. diğer adamları da toplasan 12-13 kişilik oyuncu topluluğu ve çok kısıtlı bir rotasyonla şampiyon olduk. içi dolu bir kanatsız 4-4-2 sistemi bize şampiyonluk kazandırdı. ek olarak inanılmaz inanan bir taraftar profili vardı. sezon sonu neye inandık? biz bu takımla bunları yaptıysak bundan sonra ligde arkamıza bakmayız uzunca bir süre. oldu mu? bence olmadı.

    kimse çıkıp ligde lideriz avrupada 2.yiz demesin be abi. grup çıkabileceğimiz bir grup lig potansiyelimize baktığımızda şu an en az 5-6 puan farkla lider olmamız gereken lig. peki sorunlar ne? ilk olarak takımın kadro mühendisliği berbat. 2.haftadan beri ne düşünüyorsam 14.haftaya geldik aynı şeyleri düşünüyorum. geçen sene bizim doğrularımız vardı. yanlışlarımız yok muydu? tabi ki vardı ama o doğrular bize kupayı kazandırdı. bu seneye bakarsak o doğruların hiçbiri hatırlanmıyor. en büyük sorunumuz sistemsizlik. takımda sistem denen şeyin s'si yok ama taraftar ve teknik heyetin %90ı takımda sistem olduğuna inanıyor. geçen sene takım kanatsız 4-4-2 oynarken bu sezon tek kanatlı*, kanatsız*,çift kanatlı**** 4-4-2 oynadık. içi bomboş 4-4-2 oynuyoruz. takımda tek bir doğru yok. koskoca 21 maçı gözünüzün önüne getirin. takımın en iyi ismi kim? bence muslera. geçen sene yarım yamalak oynayan balta'nın yerine piyangodan çıkan bir riera var. tamam şu an her maç takımın en iyisi ancak yabancı kontenjanında sıkıntı yaşıyoruz sayesinde. ujfanın sakatlığı göbeği mahvetti. yeri geldi semih'i bile göremedik orada. her maç dany-semih-cris 3lüsünün 2li kombinasyonlarıyla oynadık. gol yemediğimiz maç yok. sağda eboue? geçen sezon ilk haftalarda oynadığı gibi. berbat ötesi bir sezon geçiriyor. selçuk? takımda sistem yok. katkı alamıyoruz. melo? yerini yekta'ya kaybettiği oldu. ilk yarı bitti iyi oynadığı maç sayısı 3ü 4ü geçmez. hamit? takımın en iyilerinden. düşündükleriyle arkadaşlarının yaptıkları zıt. bu takıma gerçekten fazla. sol taraf emre-amrabat. amrabat'ı her türlü tercih ederim ama sistem yok işte ara ara parlıyor ve rüya takım saçmalığının altında 45 dakikadan fazla sabredilmiyor. forvette ise umut-elmander-burak 3lüsünün 2li kombinasyonlarıyla gitti hep. umut? geldiğinde çok sevindim. 15-20 arası atar demiştim yakaladı sayılır ancak pas futbolunun katili. burak? atıyor falan ama dünyanın en kötü top kontrolüne sahip forveti olabilir. zaten inanılmaz yavaş ve gelişigüzel oynuyoruz. yapmak istediklerimize de engel oluyor. elmander? geçen seneki sistem sahaya 5-10 dakika uğruyorsa kendisi sayesinde. her maç 11 başlamalı. engin? cüneyt çakır saolsun. ujfa? şansımızı sikiyim. o kadar topçu saydık. katkı veren bir muslera. artık bi düşünmemiz lazım sanırım. yanlış giden bir şeyler olduğu çok açık. şu aralar amrabat ve aydın dışında heyecan verecek bir oyuncumuz yok. onlarda kanat olduğu için bir hareketlilik getirdiklerinden. sistem mistem yok abi yok. takımın kadro mühendisliği sıfır sıfır sıfır sıfır. tabi şanssızlıkların da payı var ancak ligde son 9 maç 3 galibiyet alıyorsak hep şans denmemeli. yanlış giden çok şey var ve taraftar hala oluruz abi şampiyon modunda. o taşşak geçilen aykut'un takımıyla bu haftasonunda muhtemelen aynı puanda olacağız. o ölümüne taşşak geçilen beşiktaş ile bu haftasonu sadece bir maçlık puan farkı kalacak. neden? adamların inandıkları yapmaya çalıştıkları uyguladıkları bir sistem var. beşiktaş ölümüne pozitif futbol diyor. yesek fazlasını atarız diyor. kodumun takımı sırf o sistemle bir bok olmayacak diye beğen beğenme farketmez efsanesi alex'i yolluyor. neden? çünkü alex varken takımın toparlanma olasılığı < gittikten sonraki toparlanma olasılığı. herkes olasılıklarını artıracak şekilde devam ediyor. biz napıyoruz? olmayan sistemle devam etmeye çalışıyoruz. hangi maç yedikten sonra fazlasını atarız diyebiliyoruz?

    ama hak ediyoruz. artık puan kaybı bağımlılık yarattı. artık çıldırmıyorum. arkadaşlarımla muhabbet edebiliyorum. 5 bomonti içeceğime 2 tane içip bırakabiliyorum bırakmasına da neye kızıyorum ve içiyorum biliyor musun sözlük? topçusunu yuhalayan taraftara, üzülerek söylüyorum fatih terim'e en ufak laf söylendiğinde sövenlere( hangimiz bu takımın kötülüğünü istiyoruz? kimsenin sikinde olmasa da çözüm arıyoruz salak gibi napalım amk), sezon başından beri 3 atarız 5 atarız havada karada sikeriz diyen taraftara. biz bu değiliz abi? biz carrusca, heinz, saidou, orhan ak, cihan, barış özbek, serkan çalıklarla şampiyon olduk. ama hep inandık be abi. biz kendini beğenmişleri kibirlileri sevmeyiz. onu yapan karşı yaka. ne ara onlara bu kadar benzedik? neyse amkoyım konu sapıyor çözüm önerilerim şunlar;

    *inançtan yoksun taraftar takıma kazanacağı maçı kaybettirir. takıma inanamıyorum. bir kaç fatih terim sözü atın da gazlanıyım kendime geliyim. şu durumda benim payım da var.
    *hocam sana laf söylemek ne haddimize ama 21 maç oldu gözünü seviyim yanlışlarından dön. ne sen üzül ne biz üzülelim. tek tesellim biz üzüldüğümüzde en az hatta bizden daha çok üzülen biri var. buna emin olmak güzel.
    *taraftar medyanın gazladığı rüya takım yavşaklığından uyansın. oyuncular maç seçiyor tamam senin yaptığın ne?
    *berbat kadro mühendisliğinin sonucu olarak her defasında hoca istesin şunu alırız bunu alırız diyen başkan kesenin ağzını açsın artık. bir stoper ve dikine giden yaratıcı oyuncu alalım devre arası.

    yine olalım tek yumruk tek yürek, sana söz yine baharlar gelecek.
  • 6497
    30 kasım 2012 galatasaray gaziantepspor maçında alınan beraberliği hakeme bağlamak yanlış olur, hakemler hata yapar, önemli olan bunların kasıtlı ve/veya sürekli olmamasıdır. galatasaray haftalardır kötü oynuyor. elazığ maçında melo'nun penaltı kurtarmasıyla arka planda kalan sorunlar bugün iyice açığa çıktı. kağıt üzerinde çok iyi görünen kadronun 14 maçta 26 puan toplaması transfer yanlışları, form düşüklükleri ve oyuncuların ligdeki düşük konsantrasyonları ile birleşince açıklanabilir.

    muslera çok iyi bir kaleci olduğuna kimsenin bir itirazı olmaz sanırım. ancak ne kadar profesyonel olursa olsun istanbul'da tek başına yalnız yaşayan bir uruguay'lının tüm lig maçlarına (ki bazen bu adam günlerce uçak yolculuğu yapıp maçlardan bir gün önce istanbul'a geliyor) mental olarak hazır olmasını bekleyemezsiniz. bunun için ekstra motivasyon sağlayacak psikolojik destek ekipleriniz olmalı.( 1996-2000 arasında bu işin en iyilerinden prof. dr. acar baltaş'ın galatasaray spor kulübünde çalışması aklıma gelen ilk örneklerden). aynı konsantrasyon sorunları eboue için de geçerli. üstüne eboue'nin ikamesinin, bırak eboue'yi zorlamayı , türkiye'de herhangi bir takımda oynayacak kalitede olup olmadığı tartışmalı. sol bek desen kanayan yaran. (liverpool'un liverpool olduğu zamanlar sol kanat oynayabilmiş, yetenekli bir adamı manchester karşısında iki bindirme yapabildi diye modern sol bek ilan etmeye gerek yok.) stoperde de muadil tercihini yanlış yapmış, oraya çekidüzen veren ve yaşı 34 olan ujfalusi yerine, semih'e muadil olabilecek dany'yi almış, ujfalusi sakatlanınca ise oynadığın cris kumarını kaybetmişsin. melo konusunda ekonomik sebepler seni bekletmiş olabilir, ancak sen üst düzey bir alternatifinin olmadığı bir mevkide 3 ay tatil yapacak kadar amatör bir oyuncuyu alarak ikinci büyük kumarını kaybetmiş oluyorsun. selçuk ve hamit konusunda da psikolojik destek eksikliğin var. amrabat'ın ise transfer edilmeden önce ne kadar izlendiğini merak ediyorum. herhangi bir defans oyuncusunun bir iki maçını izleyerek durdurabileceği bütün hareketleri ezbere olan ve oyun zekası bu kadar düşük bir adama, her ne olursa olsun, bir inat uğruna 8 milyon euro bonservis vermenin mantığı nasıl açıklanabilir bilmiyorum. forvetlerin ise şimdilik seni taşıyor, ancak kaçırmaya başladıkça bitmiş, uzatmaları oynayan taraftar grubun bugün hamit'e yaptığını o gün onlara yapacak.

    galatasaray'ın sorunlarından bahsettik. aslında bu sorunlar kapatılamayacak ya da kısa vade için çözülemeyecek sorunlar değil. ujfalusi iyileşir, bir sol bek alırsın, bir kıvılcım takımı lige döndürür, melo devre arası toparlar, amrabat kendini geliştirir. kimsenin mükemmel olmadığı yerde hatalarını azaltan sen şampiyon olur, sonrası için yola farklı bakarsın. ama senin daha büyük bir sorunun var: galatasaray taraftarı seyirciye dönüşmüş durumda. bunda yeni stadın etkisi büyük elbette. ancak futbolcuların maç seçmesi gibi taraftarında maç seçmesi gibi saçma bir durum ortaya çıkmış durumda. hepimiz biliyoruz ki o kendisiyle çok övünen taraftar grubu şimdiden 16 aralık 2012 tarihindeki fenerbahçe maçı için hazırlıklara başladı ve bu süreçte geçen maçlar onların çok umrunda değil. bu bilmeden kendini öne çıkarma çabası mı yoksa bir rüzgara kapılıp gitme mi bilemiyorum. ancak galatasaray'a zarar verdiği ortada. bazılarının şapkayı öne koyup düşünme zamanı geldi..

    http://ustunidman.blogspot.com/...p-dusunme-zaman.html
  • 6499
    sistem, oyuncu seçimi, oyuncuların yetersizliği... bunların hepsi boş şeyler. esas mesele inanç yok. geçen sene olduğu gibi sahada savaşan adamlar yok, takıma itici güç olan taraftar yok,* grip'in grubunun çıkardığı şarkı yok, taraftarın yeni çıkardığı besteleri yok... bu sene takımda olan sorunlar kadar bizde de sorunlar var.

    eleştirirken birilerini kırıp suçlu aramaya gerek yok. eleştiri olacak tabi. eleştiri olmazsa hatalarımızı göremeyiz. önemli olan yapıcı eleştiriler. küllerimizden doğar mıyız bilmiyorum ama bu şekilde gidersek avrupa ve ligde başarı hayal.
App Store'dan indirin Google Play'den alın