• 5827
    ünal aysal'ın son açıklamalarına göre mevcut kadrosundaki colin kazım-richards ve milan baros'u bu ay içerisinde gönderecek olan takımdır. pek fazla beklentim yok ama bu iki isimden hatırı sayılır bir bonservis kazanma ihtimalimiz yok değil.

    fatih terim tarafından kadroda düşünülmeyen ama akıbetleri de bir o kadar belirsiz olan isimler ise anıl dilaver ve serkan kurtuluş. hadi anıl evladımız da sahi ne olacak bu serkan? aykut erçetin'in sözleşmesi bittikten sonra kayıplara karışması misali hakkında tek bir güncel haber bile yok.

    ceyhun gülselam veya juan emmanuel culio da duruma göre gönderilebilir sanki. ben şahsen istemiyorum ama az da olsa mevcut bir ihtimal olduğu görüşündeyim. şu an kadrodaki en zayıf isimler gibi duruyorlar ama culio'ya bir vefa borcu var sanki. sercan yıldırım da belki kiralık verilir ama sezon öncesinde bana göre çok başarılı bir performans ortaya koydu ve bence bu ihtimali zora soktu.

    sol bek transferi olacak deniyor ki imparator da istiyormuş belli ki, bir de başkan tarafından "pastanın üzerindeki çilek" olarak adlandırılan muhtemel ve mevkisi tam belli olmayan bir yıldız var, iddialar hücumcu olacağı yönünde...

    eray işcan paf takımdan a takıma çıkarıldı bu sezon ve claudio taffarel ile çalışıyor düzenli olarak, kupa maçlarında belki görev yapar. eray iyidir, evladımızdır, unutulmasın...

    https://fys.tff.org/...mleriTemp/892938.jpg

    http://a0.twimg.com/...uc40jqpuvqs4z5r.jpeg

    http://www.webaslan.com/.../eray_iscan_4545.jpg

    sözünü ettiğim eray bu, çok hafif orkun usak'ı andırıyor tip olarak değil mi? televizyonda veya haberlerdeki fotoğraflarda falan görünce umarım kim olduğunu artık hemen hatırlarsınız.

    takımdaki göz önünde isimler zaten bariz ama yedeklerin durumunu da göz ardı etmemek ve zaman zaman masaya yatırıp değerlendirmek gerek diye düşünüyorum.
  • 5830
    başka transfere ihtiyacı olmadığını düşündüğüm takım. belki bir sol bek alınabilir ama onun da genç olması ve iyi analiz edilmesi şart. ikinci bir riera vakasına gerek yok.

    bu takım geçen sezon şampiyon oldu. eksikleri de kabak gibi ortadaydı. kanatlara amrabat ve hamit transfer edildi. forvete burak ve umut ikilisi alındı. defansa da dany takviyesi yapıldı.

    şampiyon takımın ilk 11'ine minimum 4 oyuncu transfer edilmiş oldu. ama bu geçen sene iyi oluşturduğumuz takım uyumunu fazla etkilemez diye düşünüyorum. dany ve amrabat dışındaki oyuncuların hiçbiri şampiyon takımımızın oyuncularına yabancı değil. hamit milli takımdan burak ve umut trabzonspor'dan dolayı oyuncularımızı tanıyorlar.

    yine de orta sahaya yapılacak yeni bir yabancı transferi dengemizi bozabilir. normal şartlar altında orta sahamızda hamit, selçuk ve melo'nun yeri garanti. bu 3'lüden daha önemli bir oyuncu transfer edersek kulübede oturtmamız kolay olmayacak. denirse ki 20'li yaşların başında iştifan gibi bir delikanlı getireceğiz bir şey diyemem.

    takımımızla ilgili önemli bir kriter yabancıların durumu. lig maçları için 18 kişilik kadromuzda en fazla 8 yabancı bulundurabiliyoruz.

    sakatlık/ceza gibi haller dışında yeri garanti olan 6 isim var: muslera, ujfalusi, eboue, melo, amrabat, elmander

    kalan 2 koltuk için adaylar: dany, riera, baros, culio

    bana göre riera ve culio'nun ikisinin de kalması mümkün değil. bir yol bulunursa riera gönderilmeye çalışacak sözleşme şartlarının ağırlığı sebebiyle, gönderilemezse culio'ya yol gözükecek. hazırlık maçlarında süre bile almayan baros'un takımda kalması çok zor gözüküyor. dolayısıyla bu koltuklardan biri dany'ye diğeri de riera-culio ikilisinden birine ait olacak.

    yabancı bir orta saha* daha alırsak riera ve culio kadroya giremeyecekler. eğer bu yeni oyuncu sol kanat değilse sol açık için amrabat'ın adam gibi bir alternatifi olmayacak.

    sözün özü bu takıma bir yabancı daha eklenecekse en mantıklı mevki sol bek/sol açık pozisyonudur. ve bu oyuncu yedek kalmayı sorun edecek bir oyuncu olmamalıdır. zira yedek kaldığı maçlar olacaktır.
  • 5833
    yeni sezon öncesi özellikle spor kanallarında takımların son durumları değerlendirildiğinde yorumcuların nedense endişe duyduğu bi takım haline gelmiştir. "evet çok iyi takım kurdular ama bu sene avrupa var çarşamba pazar maç temposunu kaldırabilecek mi bakalım, bi de öyle görelim ondan sonra şampiyon olur deriz." şu cümleyi kurmayanına pek rastlamadım..

    2011-2012 sezonunda her takım gibi galatasaray da bu playoff denen illet yüzünden ocak-şubat ayına kadar çarşamba-pazar maç oynamadı mı? haftada 3 maç temposuna alışmadı mı acaba merak ediyorum gerçekten..

    (bkz: maksat kıllık olsun)
  • 5837
    12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'nda ligde kendisine rakip olabilecek tek takimi 10 kisi kaldigi 20 dakikalik bolum dahil rezil rusva edip, futbol olarak rencide edip, yine 10 kisiyken galibiyet golunu bulup super kupayi almis ve turkiye'de rakipsiz oldugunu gostermistir. bu sirada takim kadrosunda takimin bel kemigi denebilecek tomas ujfalusi ve felipe melo ikilisinden yoksun olmasi da cabasidir!
  • 5838
    siz ne güzel bir takım oldunuz bu kadar kısa sürede aklım almıyor. fatih terimin gelişi, müthiş yabancı takviyeleri, ardından türk rotasyonuna yıldız eklemeleri ve 2 senede taraftara büyük özgüven veren bir takım. daha öncesinde derbileri diken üstünde izlerken, şimdi 10 kişi kaldığımız 12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'nda gram tereddütümüz olmuyor. ha 90 dkda ha uzatmada bu takımın kazanacağına emin oluyorsun. allah sakatlık belası vermesin, gerisi mutlaka gelecek. tebrikler ve teşekkürler aslanlar. yeni sezon hayırlı olsun.
  • 5843
    2012-2013 sezonunda ilk on bir'ine felipe melo'nun yeniden dahil olmasıyla baştan aşağıya sikertici bir takım olma özelliğini kazanacaktır. yerli kalitesinin iyice artması kadro derinliğini inanılmaz artırdı, nerdeyse her bölgede yeterli alternatiflerimiz var. şişkinlik yapan bazı bölgelerdeki oyuncuları eksik yedekler ile değiştirebilirsek kusursuz bir kadro çıkacak ortaya.
  • 5844
    fenerbahçe gibi doğa üstü bal akışına sahip takımlar hariç çok zor gol yiyecek olan takım.

    semih kaya ve dany çok başarılı. ujfa henüz dahil bile olmadı. kalede muslera gibi bir kaleci var. ama az gol yiyecek olmasının sebebi bunlar değil. takım savunmasını geçen yıldan itibaren oturtmuş bir takım bu. forvet oyuncuları ofsayt bozuyor. rakip stoperleri orta sahaya kadar kovalıyorlar. kaleciye bile iki kişi basıyor. orta saha oyuncuları geriye kadar gelip rakibin hücum organizasyonlarını başlamadan bitiriyor.

    kısacası bu takım her maç 3 atar 5 atar diyemem ama bu takım kesinlikle kolay gol yemez, pozisyon vermez.
  • 5846
    durmadan "2000 ruhu" diye bir şeyler denirdi bir kaç zaman önce. beni aslında hiç etkilemezdi o "2000 ruhu" kelmesi.
    dün maçı* izlerken sanki eskilerden bir maç izliyormuşum gibi geldi bana.
    karşımızda fenerbahçe yoktu sanki. bir milan, bir real madrid, bir arsenal vardı sanki karşımızda. önde basan, birbirine yardım eden futbolcular görünce mutlu oldu bu gözler. takıma güvenmenin nasıl bir duygu olduğunu bir kez daha yaşadım ben. parçalı'nın hakkını veriyordu çünkü futbolcular.
    galatasaray bir kupa daha kazandı belki evet ama bence daha önemlisi bu toprakların en iyisi olduğunu bir kez daha gösterdi herkese.
  • 5849
    en sevindiğim yönü tam bir sistem takımı olmaya doğru geçirdiği evrimdir.

    arda oynayacak mı, lincoln'ün canı isteyecek mi, baros fizik açıdan yeterli mi düşüncelerinden uzak maç beklemek ne keyifli bir şeymiş arkadaş.

    ujfa yoksa dany var
    burak yoksa umut var
    amrabat yoksa çolak var
    melo yoksa engin var
    eboue yoksa hamit var

    vay anasını sayın seyirciler
  • 5850
    uğur meleke, 14.08.2012 tarihli yazısında detaylı olarak analiz etmiştir.

    --- alıntı ---

    17 yenili eski

    son 12 ay içinde tam 17 yeni transfer yapan galatasaray’ın görüntüsü, uzun süredir bir arada oynamaya alışmış yıllanmış bir takım gibi... bu hızda uyum yakalamış “eskitme” bir takıma yapılacak en büyük kötülükse, amrabat-burak gibi yenileri kadroya katmakta acele edip ritmi bozmak olur

    galatasaray’ın geçen ağustos’ta 10 (muslera, eboue, ujfalusi, ceyhun, melo, selçuk, engin, riera, sercan, elmander), ocak’ta 1 (necati), bu ağustos’ta da 6 (dany, hamit, culio, amrabat, umut, burak) takviyeyle, bir senede yüzde 80 oranında yenilenmiş bir kadro var elinde... başkanı, yönetim kurulu, teknik direktörü, teknik ekibi ve hatta sağlık ekibi bile değiştirilmiş bir yılda... ama 4 büyüğün bugünkü hallerine baktığınızda galatasaray, 3 sezonluk kocaman’ın takımından da, 4 sezonluk güneş’in takımından da eski duruyor! terim’in bu “eskitme” becerisini takdir etmemek elde değil tabii. ama “eskitme” ile “eski” arasındaki farkı da unutmamak; hızlı organize olan bu takımın ritminin aynı hızla bozulma riski taşıdığını da göz ardı etmemek gerek...

    dany, ujfalusi’nin alternatifi

    galatasaray transferde olgun 11’inin yaş ortalamasını düşürmeye yöneldi, geçen yıl yüzde yüz performansla oynayan oyuncularının yüzde 50’ye düşmeleri halinde oluşacak riski bertaraf edecek hamleler yaptı. 34’lük ujfalusi, sezon sonunda kontratını bitirmenin (ve hatta futbolu bırakmanın) eşiğinde. terim onu süratli stoper dany ile yedekledi, büyük bir ihtimalle bu yıl iki yabancı arasında paylaşılacak forma gelecek sezon kalıcı olarak kamerunlu’ya geçecek.

    geçen sezon galatasaray’ı sırtlayan bir başka tecrübeli yıldız necati olmuştu, 32’lik delikanlı ikinci devrede sıfır adaptasyon sorunuyla sarı-kırmızılılara kritik bir katkı yapmıştı. ama orta vadede necati’nin daha genç bir alternatife ihtiyacı olduğu açıktı, o alternatif de geçen sezonun gol kralı burak oldu.

    lâkin terim (doğal olarak) geçen sezonun başarılı kadrosuna saygı gösterdi, lazio ve fiorentina maçlarına 11’de 9 şampiyon ekiple çıktı. süper kupa provası fiorentina maçına necati ile başladı, (ikinci yarıda oyuna giren) umut’un şansı rakip kaleci viviano’nun büyük hatasından bulduğu goldü. eğer o gol olmasa, büyük bir ihtimalle fenerbahçe maçına da necati başlayacaktı.

    bir asistan-bir golcü

    galatasaray’ın kulübeye yaptığı bir diğer transfer umut’tu. zira geçen sezonun kahramanlarından elmander de 31 oldu, üstelik onun sakatlandığı play-off döneminde galatasaray pozisyon üretmekte oldukça zorlanmıştı. elmander “defansif santrfor” rolüyle oyunu tam anlamıyla iki yönlü oynuyor, hava toplarını indiriyor, gol attığı kadar asist de yapıyordu. terim transfer markette (takımı hücuma ve orta sahaya yaptığı eşit katkıyla adeta 4-5-2 oynatan) elmander’i ikâme edecek yerliyi aradı, bu tanıma en yakın türk de şüphesiz umut’tu.

    terim sezon içinde umut’u isveçli’nin alternatifi olarak veya (milli takımdaki gibi) sağ açıkta düşünebilecekken eski toulouselu’nun galatasaray macerasının şanslı fiorentina golüyle başlaması onu bir anda elmander’in partneri yaptı. ama uzun vadede terim’in santrfor ikilisini bir asistan-bir golcü (elmander/umut’tan birinin yanında burak/necati’nin biri) ile kuracağını düşünüyorum ben...

    sol bek culio olabilir!

    sezona 2, transfer döneminin bitişine 15 gün kala galatasaray’ın markette arayacağı son adam sol bek olacak gibi. çünkü hem hakan hem çağlar’ın sağlık problemleri, hem de riera’nın performans/maaş oranının diplerde dolaşması terim’in sol bek kartlarını azaltıyor.

    eğer galatasaray markette yeni bir sol bek bulamaz, hakan’ın da sağlık sorunu derinleşirse benim bu bölge için favorim eboue, sürpriz adayımsa culio! eboue (hocası ümit davala benzeri) versatil bir oyuncu olduğu için sol bekte ihtiyaç olduğunda kesinlikle akla gelecektir. culio da isteğiyle, kalitesiyle ve enerjisiyle 11’e bir delik bulup sızabilecek bir adam. onun için en müsait delik de şu anda sol bek gibi gözüküyor...

    amrabat’ın işi kolay değil

    galatasaray’ın transferdeki diğer hedefleri kanat oyuncuları oldu. geçen sezon elinde hemen hemen hiç kenar adamı olmadığı için orta sahayı 4 merkez oyuncuyla (engin-melo-selçuk-emre ile) kurmak zorunda kalan terim, temmuz’da florya’ya hamit, culio ve amrabat’ı getirdi. hamit (melo’nun yokluğunda engin ortaya kaydığı için) formayı hemen aldı, melo döndüğünde de engin cezalı olduğu için büyük ihtimalle oynamaya devam edecek. ama aynı cümleleri amrabat için kurmak zor.

    amrabat gerek psv’de, gerek kayseri’de, gerekse fas milli takımı’nda 4-3-3’ün (ve varyantlarının) kenar adamı olarak oynadığı için hücumda iyi işler yapması formayı kapmasına yetiyordu. galatasaray’ın 4-4-2’sinde ise kenar adamının defansif sorumlulukları daha fazla. ve emre, engin, hamit gibilerinin aldığı bu sorumluluğu amrabat, taşımaya pek alışık değil. üstelik benim londra 2012’de de izlediğim amrabat da yaz dönemini pek iyi geçirmiş gözükmüyordu.

    yani galatasaray’ın bu ağustos’ta florya’ya getirdiği 6 adamdan herhangi birine direkt 11’e yerleşir demek zor: dany ujfalusi’yle, umut elmander’le ve burak’la formayı paylaşabilir. emre-engin defansif özellikleriyle amrabat’ın önüne çıkabilirler. culio zaten fatih terim’in favorileri arasında değil. ilk 11’e en yakın duran hamit’in bile tam bir hazırlık dönemi geçirmediği için emre belözoğlu’nun fenerbahçe’deki ilk yılı gibi fizik kalitesinde eksiklik göze çarpıyor.

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın