• 5028
    soğudum yemin ediyorum. galatasaraylılığımı askıya aldım kafası değil söylemeye çalıştığım. klubün mücadele gücü kalmamış, önümüzdeki seneleri görür gibiyim. 2020'ye kadar iki beşiktaş, bir fenerbahçe şampiyonluğu görürüz. önümüzdeki 3-4 yıl yine her branşta fenere kaybederiz. yine 6 ay'da bir hoca gelir, gider. hiç taraftarlığımı askıya aldım kafasına sahip değilim ama ilk defa digitürk'ü kapatmayı düşündüm bugün. maç günleri program yapmam ve evde olurum, şimdi maç varmış yokmuş umurumda olmaz sanırım.

    takım kötü gidiyor ve kızıyorum durumu da değil bu, galatasaray'ın çok kötü olduğu zamanlarda bile maç saatini iple çekerdim. telegol'deki galatasaray'da çöküş belgeseli tarzı videoları geyiğe alarak izlerdim, şimdi içimden sanki bir duygu'yu söküp aldılar. son dk'da yediğimiz gol sebep olmadı buna, buna maç devam ederken bu adamlar öle ya da böle bir gol atar, kazanır duygusunun ya da kadıköy'de yine kaybederiz duygusunun, klüp ve taraftar tarafından içselleştirilmesi sebep oldu.

    klubün genetiğine yazdılar bunu, yazılmasına müsade ettiler ve bunu değiştirmek için isyan etmiyorlar. öğrenilmiş çaresizliğe doğru gidiyor bu. gerçekten üzülmüyorlar, aziz fener yenilse, sinirden oturup ağlıyodur eminim. adam kadın basketbol koçunu, galatasaraya yenildi diye direk kovdu. bu sene fenere karşı aldığımız tek galibiyetti bu. doğru yaptı, yanlış yaptı değil mevzu, adam hazmedemiyor. bizimkiler ise sürekli yeniliyoruz ve isyan etmiyorlar. dursun emin olun üzülmüyodur, sadece nerden çıktı şimdi bu, bir sürü tepki çekecez diye hayıflanıyodur. emin olun böledir.

    bu kabullenmişlik bir şeyleri aldı götürdü benden, bunu ilk defa bugün hissettim.
  • 5029
    winner ruhla övünürken trabzonspor'a dönmüş kulübümüz. malesef kaybettik bizi biz yapan değerleri, bunun baş sebepleri kişiler olduğu kadar malesef kibir biraz da. bu kibiri gösteren er ya da geç burnunu boka saplıyor, biz bunu yaşıyoruz, rakiplerimiz de yarın yaşayacaklar, bu da kesin. o gün tekrar bineceğiz tepelerine. lakin bazı şeyleri oturtmamız şart artık, her branşta iyiysek iyiyiz ve şampiyon oluyoruz, kötüysek de öyle bir kötü oluyoruz ki rezalet yenilgiler, erken havlu atmalar. büyük kulüplerin belli standartları olmalı, çıtası olmalı. cidden yakışmıyor, büyük manevi ve maddi kayıplara yol açıyor bu durum.
  • 5031
    yakında maçlarını 2800 kişiye oynar artık. malum;

    https://pbs.twimg.com/media/C7N60oeXgAAFnng.jpg

    galatasaray'ın 36. başkanını seçip, destek olup, ibra eden bu 2800 kişiyi tarih asla unutmayacak! gün gelip galatasaray'ımız çıkarlarınıza hizmet etmediğinde, en dibi gördüğünde *, karga sürüsü gibi dağıldığınızıda göreceğiz sizlerin. o zaman biz yeniden milyonlar olup arş'a kadar taşıyacağız şanlı galatasarayımızı *. o gün gelene kadar biz sizlerin galatasaray'ı yok edişinizi değil, aslında kendinizi yok edişinizi izleyeceğiz...
  • 5032
    hayata tutunmada çimento görevi gören birkaç olgudan biriymiş. geçmiş zaman kullanıyorum çünkü bunu kısa bir süre önce anladım. daha önce de çok kötü sezonlar geçirdik tamam ama umutsuzluğun, inançsızlığın tüm uzuvlarımıza bu kadar hızlı sirayet ettiği bir dönem hatırlamıyorum.

    tüm bunlarla beraber sadece benim değil eminim tüm gerçek galatasaraylıların hayattan aldığı zevk katsayısı düşmüştür. gecenin en karanlık zamanı sabaha en yakın olan zamanıdır. umuyorum gecenin en karanlık anını yaşıyoruzdur..
  • 5033
    --- alıntı ---

    takımım.

    sene 1996-1997, yer: kireçburnu-evde babannem, amcamlar ve halam var.

    babamlar 4 kardeş,

    babam ve halam: beşiktaş'ı
    büyük amcam: fenerbahçe'yi
    küçük amcam:galatasaray'ı

    tutuyorlar.

    büyük amcam soruyor "hangi takımlısın?" diye, "en büyük fener" diyorum, para veriyor.

    halam soruyor, "hangi takımlısın?" diyor, "en büyük amokaçi" diyorum, aferim diyor. amokaçi o zamanlarda benim için her şey, beşiktaş'ta bir tek amokaçi var sanıyorum, diğer 21 topçu diğer takımda. beşiktaş yenince adam tek başına kazandı diye düşünüyorum...

    küçük amcam en sevdiğim amcamdı, o soruyor "hangi takımlısın lan eşek sıpası?" diyor, "rerere rarara gassay gassay cimbombom" diyorum. sanırım soru sorarkenki samimiyetinden olsa gerek galatasaraylı kalıyorum...

    o yüzden belki de, fenerbahçe parayı, beşiktaş özveriyi, galatasaray ise samimiyeti temsil ediyor aklımda.

    o gün bugündür galatasaraylıyım, küçük amcam şu anda şizofren, herkesin ona komplo kurduğunu sanıyor, farkında olmadan gerçekte olmayan kişilerle konuşuyor. üç yıl boyunca kayıptı geçen gün babanneme gitmiş bir hafta sonra yine yok olmuş... üç yıl önce kaybolmadan önce beni görmüştü, maça gidiyordum galatasaray formam vardı, sarıldı, "sen birtanesin" dedi. iyi ki galatasaraylıyım dedim, iyi ki.

    --- alıntı ---

    https://eksisozluk.com/entry/35011984
  • 5035
    amatör bir aşkla, organik bir bağım olmadan sevdiğim takımımı, yüzyıllık kulübümü bu hale getirme ihtimalim olsa, şimdiye utancımdan seppuku yapmıştım.

    edit: çok sevgili okurlardan özür diliyorum. biz aşağı kesim taraftarlar seppuku yapamaz, harakiri yapar. aynı şeyler olsalar da, seppuku'yu ancak aristokrat kesimi liseliler yapabilir. canını yediklerim.
  • 5036
    son 10 sene.

    gerets, kalli, skibbe, bulent, rijkaard, hagi, terim, mancini, prandelli, hamzaoglu, denizli, riekerink, tudor. gecici gelen under, taffarel, orhan atik'i filan saymiyorum.

    13 teknik direktor.

    08/09'da skibbe'yle bol gol atsa da savunma problemlerini cozemeyen, disiplinsizligiyle elestirilen galatasaray, yaris devam ederken bulent korkmaz'i alelacele getirir. skibbe'yle tamamen zit anlayistaki korkmaz takimi mucadele odakli, pres isteyen bir duzene gecirmeye calisinca takim dibe vurur. lincoln kadro disi kalir, performans dususuyle galatasaray ligi 5. sirada bitirir.

    10/11'de rijkaard'a ikinci sezonunda serdar ozkan'li, ali turan'li felaket bir kadro sunulur, ve takim haliyle cok basarisiz olur. rijkaard'i gonderen yonetim takimin basina disiplin getirsin diye hagi'yi getirir, o da takimin yildizi misimovic'le takisir ve oyuncu kadro disi birakilir. galatasaray sezonun geri kalaninda belini dogrultamaz. lig 8. sirada bitirilir.

    15/16'da onceki sezonun sampiyonu hamzaoglu'yla topallamaya baslayan galatasaray'a yine futbol olarak zit kafada denizli getirilir. savunmayi toparlamaya calisirken hucumu unutan takim gol atamaz hale gelir, ve performans olarak dibe vurur. denizli sezon sonunu dahi goremez, sezon riekerink'le kapatilir ve 6. sirada bitirilir.

    ve 16/17'de riekerink'le liderin 4 puan gerisindeyken yollar ayrilir, tamamen zitti tudor getirilir, kosu mesafesi 3lu savunma derken galatasaray dibe vurur, bir cok oyuncu kadro disi kalir, geri gelir, tudor sezon sonunu goremeyecek gibi gorunuyor. galatasaray su an 4. sirada, yukari cikma sansi yok denecek kadar az, fakat daha da dusme sansi cok yuksek.

    bu 4 sezon galatasaray'in son 10 senesinin en kotu 4 sezonu, senaryo hep ayni.

    ders alan var mi sizce?
  • 5037
    içine düştüğü çıkmazdan kurtulması için;

    1- mevcut yönetimin acilen seçim kararı alıp en geç haziran ortası gibi def olup gitmesi,
    2- yerlerine vizyon sahibi bir başkan ve yönetimin gelmesi,
    3- yeni başkan ve yönetiminin futbolun başına matthias sammer'i getirmesi,
    4- onun da teknik direktör olarak roger schmidt'i getirmesi,
    5- schmidt'in de yerli çetenin alayının kıçına tekmeyi basması

    gerekiyor. diğer branşlarla ilgili de yapılacak çok şey var ama önce lokomotif olan futbol takımı kurtulmalı. sonrasına bakarız.
  • 5038
    tum sorumluluk galatasaray taraftarindadir. bu kadro yapisi ve hoca secimleriyle taa duygun yarsuvat zamanindan bugunlerin gelecegi belliydi. maxi perrera sabri karsilastirmalari, taraftari susturmak icin podolski almalar, patlayan grosskreutz transferleri, 4. yildizi alirken oynanan rezil futbol, melo'nun super kupa finalinde tribunlere anlatmaya calistigi ve cete ile hamza tarafindan kovulmasi, onlibero hakan balta ile atletico macina cikilmasi ve tarihin benim hatirladigim en kotu performansi ki ilk senesinde son macinda gol atan galatasaray taraftara daha fazla umut vermisti, hamza'nin kovulmasiyla yeseren umutlarin mustafa denizli ile suya dusmesi nitekim mustafa denizli'nin sezon sonunu bile gorememesi, koskoca lulubun baska caresi yokmus gibi hep bir iktidardan izin alamayan ft'nin agzinin icine bakmalar, hem cete hem de berbat futbolcularla devamli sozlesme yenilenmesi, taraftarin anlamsizca sampiyonluk icin vizyon bozdurmasi, ultraslan'in aysal'a gostermedigi sabri anlayisi ve krediyi ne hikmetse dursun'a gostermeleri, dahasi ergin ataman uzerinden taraftara saldirmalari ve adnan polat'a siyasi sebeplerden oturu ibra darbesini yaptiklarini iddia edenlerin ne hikmetse riva'yi florya'yi peskes cekenlere ayni darbeyi yapmamalari. adnan polat bu kulubun gercekten zencisiymis ve dursun'un ibrasina bakarak soyluyorum gercekten buyuk haksizliga ugramis.

    tum sorumluluk galatasaray taraftarindadir. sevgilisini rehin almis, yillardir devamli para isteyen ancak o parayi da sabri'ye yediren, galatasaray buyuk degil kendi tapularinda kalsin isteyen uc bes agzini yaya yaya konusan sozum ona elite biat etmis bunce sene o koltuklari isgal edip uzerlerinde tepinmemisler sadece forma alip mac seyredip dertlenmeyi tercih etmistir.
  • 5039
    göz göre göre bitirilen klübümüz ve biz bunda hiç bir şey yapamadık. aslında ülkemizin en büyük sorunu olan " birlik olamama " problemi de bizim bugünlere gelmemizdeki en büyük etkenlerden. bu klüp, dursun gibi çapsızlara bugün kalmadı ki uzun vadeli bir planın sonucunda gelindi bugüne. dünyanın en çok malvarlığı olan klüplerinden biriyken sistematik olarak batırılıp elimizdekiler " bazı " insanlar tarafından " bazı " insanlara peşkeş çekildi. romalıların bir lafı vardır : roma, bir günde kurulmadı, şeklinde. işte biz de bir günde bu hallere getirilmedik. şu dakikadan sonra ne yapabiliriz diye düşünsek de, içimizdeki ultraslan gibi oluşumların satın alınarak diğer taraftarlara baskı ve sindirme için kullanılması olsun, duygusal oluşumuz nedeni ile suistimale açık oluşumuz olsun, bir çok neden bizim orta vadeye uzanacak bir tepki koymamızın önüne geçecektir. oldukça kısır bi futbol takımı ideolojisine sokularak, terim-hagi-lucesucu-diğer teknik adamlar kabullendirildi zihnimize bu da ufuğumuzu kısıtladı. bir olup, tek olup tepkimizi göstermeliyiz. bu klüp lisenin malı ve onların peşkeş malzemesi değildir, eğer öyle ise bunu çıkıp açıkça ilan etmeleri gerekir. o güne kadar, mantıklı ve kararlı tepki koymalıyız, sinir harbini taraftar kazanmalı yoksa sadece birilerinin cebini dolduran piyonlar oluruz.
  • 5042
    çok sevdiğim bir söz vardır,

    ''ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz'' diye.

    galatasaray da aynı hesap işte, ne aradığını bilmiyor ki, planladığı/programladığı bir şey yok ki karşısına çıkan malzemelerin ne olduğunu anlayabilsin.
    igor tudor doğru teknik direktör mü değil mi? bilmiyoruz ki çünkü neyi aradığımız belli değil.
    hücum futbolu mu arıyoruz,
    doğru transferler mi önceliğimiz?

    alman sistemine mi geçmek istiyoruz, hollanda ekolü mü hedef, altyapıya mı önem vereceğiz? bilmiyoruz ki! onun için de hangi isim doğruydu hangi isim yanlıştı değerlendirmek saçma oluyor.

    basketbolda veya diğer branşlarda da bu durum geçerli. erkek basketbolunda bütçe daralmasına mı gideceğiz, yoksa bütçe artacak mı?
    ergin ataman gibi yarıştırcı bir koç mu lazım yoksa yetiştirici bir isim getirip uzun vadede başarı mı planlanıyor?
    kulübün planını neye göre yaptığı belli dahi değilken hangi koçun doğru isim olduğunu tartışabilir misiniz?

    onun için her şeyin başı plan-proje.

    canım derwall de mi bir şey öğretemedi size!
  • 5044
    en son gerçekleşen başkanlık seçiminde dursun özbek 2800, turgay kıran 534, ahmet özdoğan ise 442 oy almıştır. bu sonuçlar bile galatasaray genel kuruluna hakim olan zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır. bu zihniyet devam ettikçe ne yazık ki kulübümüzün ayağa kalkması pek mümkün olamayacak ileride. bu sonuçlar gösteriyor ki galatasaray spor kulübü kongre üyelerinin teveccüh etmediği adamlara ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
  • 5045
    2010-2011 sezonundaki kötü performansı nedeniyle bir ara düşme hattına bile yaklaşan takımımız. o dönem bize "cimbom kümeye" diye tezahüratta bulunan eskişehir, sivas, antep gibi takımlar bir bir düştü. sivas geri çıktı ama olsun. düştü mü düştü.

    bu da herkese ibret olsun. sırada bunların en büyükleri var. bakarsınız bir karar gelir uzaklardan bir yerden onlar da gider.
  • 5049
    dursun özbek tarafından yönetildikçe marka değeri azalacak olan takımdır. bildiğin akhisar'a döneceğiz bir kaç yıla. çok samimi söylüyorum, gittiğimiz yol yol değil.

    bakın, mesele kupaydı, şampiyonluktu falan meselesini de geçti artık. ufuk meselesi olay. monaco prensiyle yemek yiyen başkandan reis lakaplı kişilere sucuk ısmarlayan başkana dönmenin bir karşılığı var. 2 yılda elde edilen sonuçlara bak. bir 6.lık, muhtemelen bir 4.lük. aynı kafayla seneye de ilk 5'e razı oluruz. sonraki sene yine ilk 4 ilk 5 derken bir bakmışsın 3.lüğe sevinir olmuşsun.

    bu iş böyledir. ancak iyice düştüğümüzde anlayacağız olayı. sadece futbolda değil diğer branşlarda da masraftan kısacağız ayağına orta sıra takımlarına döndük iyice. daha ilerisi bu branşların kapatılmasıdır. bu herif* atıyorum 1 dönem daha yönetsirse kulübü ki bu aşağı yukarı 4 yıl yapıyor, dağ gibi takım kuşa döner. araziler gitti bu arada. bunlar adayı da verirler, dımdızlak kalırız ortada. liseden çıktık diye kulübü sattırmıyorlar da, parma'dan beter oluruz benden söylemesi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın