• 4827
    ölüsü bile şampiyonluğa oynuyor. bu hem sevindirici hem üzücü. sevindirici çünkü ülkenin en büyük kulübüyüz, üzücü çünkü makası açamıyoruz, tam uçuşa geçecekken tepetaklak oluyoruz. arkasında 30 milyon taraftarı olan kaç takım sayabilirsiniz avrupa'da? bildiklerimiz zaten her sene şl şampiyonluğuna oynuyorlar, ya biz? galatasaray bir maden, işleyebilecek bir yönetim ve değişecek bir üyelik sistemi ile bu camia uçar, kule* izin vermese bile!
  • 4828
    yaşamın kendisidir ve yaşama dair her şeyin örneğini barındırır bünyesinde.
    bazen hayallerin ötesinde mutluluklar barındırır, bazen hayal kırıklıkları...
    pes edeceğiniz anlarda dönüp galatasaray tarihine bakmanız yeterlidir. ligi 8. bitirdiğiniz bir sezondan hemen sonra 9 puan farkla şampiyonluk en güzel ilhamdır zor durumda umutsuz kalanlara.
    kısacası galatasaray umudun, inancın, hayallerin ve hayata dair herşeyin temsilcisidir.
  • 4832
    --- alıntı ---
    ulan galatasaray...
    söyleyecek o kadar çok şeyim var ki sana...
    --- alıntı ---

    ekşisözlükte yazılan entry'de ( https://eksisozluk.com/entry/65751596 ) dediği gibi. affet bizi. seni dursun aydın özbek denilen illetten kurtarmaya gücümüz yetmiyor. elimizden geldiğince çabalıyoruz ama nafile...
    hain oluyoruz, düşman oluyoruz, yandaşlar tarafından darp ediliyoruz, yalan dolan oluyoruz, boş beleş oluyoruz biz seni kurtarmaya çalıştıkça...
    içim acıyor o yatağımın baş ucuna bağlı duran atkıdaki galatasaray armasına baktıkça, göğsüm sıkışıyor elimi kalbime götürüp o kutsal armana dokundukça...

    bitiriyorlar seni galatasaray... biz uzaktan senin bu halini görüp ağladıkça onlar umursamadan her gün biraz daha bitiriyorlar seni... yazık ki ne yazık...
    senin adının üzerinden prim yapıyorlar, senin adının üzerinden para yiyorlar, senin adının üzerinden her geçen gün biraz daha zenginleşiyorlar ama senin adını yüceltmek için hiç bir şey yapmıyorlar...

    ali sami bey'in kurarken "türk olmayan takımları yenmek" hedefini koyduğu türkiye'nin avrupaya açılan penceresini kapattılar. yetmedi o pencerenin önüne duvar örecekler. bizim elimizden bir şey gelmiyor ki, gelse armandaki kırmızıyı daha belirgin kılmak için kanımın son damlasına kadar vermez miyim? sarını daha güçlü kılmak için güneşi yer yüzüne indirmez miyim?

    sana söyleyecek çok şeyimiz var galatasaray... ama söyleyemeyecek kadar uzaktayız. söylesek, duyamayacak kadar bizden uzaktasın...
  • 4837
    ne zaman kurtaracağız seni esaretten?

    ne zaman kurtaracağız seni 3-5 dededen?

    ne zaman kurtaracağız seni badem bıyıklıların pençesinden?

    ne zaman kurtaracağız seni 3-5 bebeden?

    ne zaman kurtaracağız seni bebelerin burger'da sıralarını tuttukları 3-5 biletçi şerefsizden?

    ne zaman kurtaracağız seni, kanını emen reislerden, onların menejerlerinden ve bunak medya maymunlarından?

    ne zaman kurtaracağız seni saf taraftarı seninle kandırıp para kaldıran yamyamlardan?

    ne zaman?

    artık veda vakti yaklaşıyor be cimbomum. göz görmeyince sarı kırmızı yürek katlanır mı göreceğiz.
  • 4838
    halkın gerisinde kalmış bir elitist zümre tarafından değişmeli olarak yönetilen kulüp. elitistler ama kendileri elit değiller, bildiğin vasatlar. o kadar üstün bir zümredir ki bu, avam beşiktaş üyeleri istanbul'un en değerli bölgelerinden birinde olan stadyumlarını yine aynı bölgede yaptırmayı başarırken bunlar hem arazilerini kaybedip hem hakaret yemeyi aynı anda başarmışlardır.
  • 4839
    sokakta oynarken nedensiz bir şekilde komşunun oğlu tarafında dövülen ve dövüldüğü için kendi ailesi tarafında azarlanan çocuktur.

    terkedilmiş, yalnız bırakılmış, horlanmış, azarlanmıştır.

    "başkaları" kendi oğlu ne yaparsa yapsın kendi çocuğunun arkasında yer alırken, kendisi haklı olmasına rağmen suçlu çıkarılması, koruyup kollanmamasını anlayamaz. hatta kendi ailesinin komşulara, "bu zaten dersini de iyi çalışmaz, sabahları okula geç kalır, karnesi de zayıf" diyerek şikayet etmesi acılarını ikiye katlar.

    .......

    ne kadar berbat bir aile.

    .......

    yazık bu çocuğa.
  • 4841
    artık itin köpeğin maskarası durumuna düşürülmüştür. hayatımda en çok önem verdiğim değerin bütün önemli meselelerini dakika başına "yarın bırakırım" diyen bir yönetici tarafından saçma sapan "şov" çerçevesinde dönen bir programda açık seçik anlatılıyor. göz göre göre galatasaray'ın büyüklüğünü ayak altına alınmaktadır.* allah hepimize sabır versin ancak bu taraftar sustukça ultrasucuklar bizi temsil ettikçe ülkenin en büyük kulübü dibin de dibini görecektir. seni o kadar çok seviyoruz ki galatasaray benim ve çoğu galatasaraylının, kanımızdan canımızdan birisi ölüme gidiyorcasına acı çekiyoruz. özür dilerim galatasaray, özür dilerim ali sami yen, özür dilerim metin oktay kemikleriniz sızlatıyorsak..
  • 4842
    ne hallere gelmiş, durumu içler acısı olan sevdamız.
    öncelikle beyaz tv'de yaptığı açıklamalar sebebiyle levent nazifoğlu'nun görevi bir şekilde son bulmalı. istifa kovulma farketmeksizin.
    sonra nazifoğlu yanına 1-2 kişi daha alarak tv programlarını gezmeli kulübün içinde dönen bütün pislikleri ve yapılanmayı daha çok anlatmalıdır. bu çağdışı lise zihniyetinden kurtulmak adına olumlu bir adım olur düşüncesindeyim.
  • 4843
    yönetimlerinin sportif başarıyı yakalaması şart olan kulübümüz.

    herhangi bir yönetimi, ekonomik açıdan kulübü isterse borsa istanbul'un, wall street'in veya türevi finans mecralarının tepesine çıkarsın, yapılanları sportif başarıyla taçlandıramadığı sürece asla kalıcı olamaz. galatasaray'ın kendine has dinamikleri vardır. insanlara sportif açıdan bir şey sun(a)mayan yönetim er ya da geç biter.
  • 4847
    kendisini sevmeyenler tarafından yönetilip, kendisini sevenlerin canını yakan kulüp. ulan kendisine galatasaraylı diyen adam nasıl o görevlere geldiği zaman canını dişine takmaz. nasıl bu kadar karaktersiz olabilir. şu sözlükteki adamların yüzde 90'ı galatasaray'da görev alsa gecesini gündüzüne takar çalışır. gerçek sevgi, gerçek arma aşkı budur. nazifoğlu, özbek, cengiz özyalçın gibi adamlar kişisel çıkarlarını galatasaray'ın önüne koymuş bir avuç kan emicidir.

    galatasaray illa ki tekrar yükselecek. bu sefer umarım düşmemek üzere yükselecek. o kan emiciler de durduramayacak. beşiktaş sefasını sürsün biraz daha bu ortamın. galatasaray yükselince nasıl şamar oğlanına döndüklerini en iyi onlar bilir.
  • 4848
    son 5 senedir sevdiğimiz kim varsa teker teker gidişini izlerken, bize her sevdadan geriye kalan takımımız.

    https://www.youtube.com/watch?v=uI7T0k5brKo

    2011-2012 sezonunda yaşadığımız rüyadan sonra 2012-2013 sezonunda başladı lanet. gelirken pek içimize sinmeyen ama sahaya çıktığı andan itibaren canımız ciğerimiz olan tomas ujfalusi, kaptanımız hiç olmadık bir yerde, antrenmanda sakatlandı. sonrası malum. dany, cris, chedjou, burdisso, serdar aziz.. hiç biri ne yerini tuttu, ne bize o güven hissini verdi. tarihinin en az golü yiyerek geçirdiği sezonundan sonra galatasaray defansif anlamda bir türlü toparlayamadı.

    önümüzü kesmek için uydurulan o saçma sapan 5+3+fener atana kadar formüllü yabancı kuralı yüzünden kaybettiğimiz, göndermek zorunda kaldığımız johan elmander. bu gözlerin gördüğü iş ahlakı en yüksek adamı saçma sapan kurallar yüzünden yok paraya vermek zorunda kaldık. aynı ujfa gibi onun da ne saha içindeki, ne kalbimizdeki yeri doldu. sigthorsson geldiğinde herkes elmander heyecanına kapılmıştı ama maalesef o da sakatlıktan oynayamadı.

    imparator.. fatih terim. ünal aysal ile yaşadığı güç savaşı ve aylar önce savaşma kararı aldığı demirören ile yaptığı kader ortaklığı nedeniyle taraftarın büyük bir bölümü kırgın olsa da gittiği dönem herkesin boğazını düğümleyerek gitmişti. yaşattığı rüya gibi 2 sezon, kazandığı başarılar ile tekrar efsane mertebesine çıkıyordu ki hepimizin tahmin ettiği gibi yukardan bir el yine durdurdu galatasaray'ı. fatih terim gittikten sonra hiç bir şey eskisi gibi olamadı.

    elmander'den biraz daha uzun süre kalmayı başarsa da albert riera da saçma yabancı sınırına ve yüksek maaşına kurban oldu ve gönderildi. arda turan'ın bütün planları bozup, verdiği sözlerden cayıp galatasaray'ı satışının ardından apar topar transfer edilen riera, sol açık olarak geldiği galatasaray'a sol bek olarak veda etti. sol bekten kurduğu oyunları, orta sahayı rahatlatışını, o kadife bileklerini unutmak çok da mümkün değil.

    sabri lanetini yenip doya doya izleyebildiğimiz tek sağ bek. emmanuel eboue. son sezon performansını kenara alırsak türkiye ligi'nin gördüğü en üst düzey sağ bek performansını izletti 2 sezon. iyi oynadığı zaman hücuma ve savunmaya yaptığı katkısı, verdiği seyir zevki unutulmaz. yobo'yu gönderdiği pazar, 3-2 biten maçta real'e çaktığı çivi. kendini kolay yere atma huyu olmasa bir kaç sezon daha rahat oynardı ama olmadı. yine de şu an sağ bekimizdeki kötü huylu hücreyi gördükçe özlüyoruz.

    dider drogba. izlediğimiz son forvet. zaman zaman fazla egoist davranışları olsa da taraftarın büyük kısmı iyi anacaktır. özellikle ilk geldiği sezon yaptığı müthiş katkı, real madrid'e attığı topuk golü, sahadaki topun sahibi edaları ile tam anlamıyla bir liderdi. o gittiğinden beri forvet olarak burak,umut, pandev ve eren derdiyok ile sınanıyoruz.

    ünal aysal başkanımız. vizyonu, karizması, dik duruşu ile galatasaray'a yakışan başkanımızı liseli bunakların galatasaray'ı küçük tutma sevdası yüzünden kaybettik. emanetçi olan duygun ve başımıza gelen en kötü şeylerden olan dursun'u gördükçe kendisinin değerini daha da iyi anlıyoruz.

    askerleri olduğumuz felipe melo. basının yoğun çabaları ve hamza'nın evlat sevgisi sayesinde gitmemesi gerektiği bir dönemde gitmek zorunda kaldı. bu takımın ruhuydu ve ruhumuzu bizden çaldılar. o gittiğinden beri sahada içi geçmiş futbolcular topluluğu olarak dolaşıyor takım. onu yiyenler şimdi her şey düzelmiş gibi kimseye toz kondurmuyorlar. gittiğinden beri kupa finalleri hariç derbi kazanamadık ki finalleri de bir diğer canımız muslera alıyor genelde.

    takımda sevdiğimiz 3-5 tane adam kaldı. gerisi öyle bir noktada ki gitseler taraftarı mutlu edecekler. şimdi bu hain, kan emici yönetim lukas podolski'yi almaya çalışıyor. sahada takım için kavga eden, mücadele eden adamlardan birini daha koparmak istiyorlar bizden. ondan da kurtulurlarsa wesley sneijder ve fernando muslera hariç tutunacak kimsemiz kalmayacak. selçuk, sabri, yasin, semih gibi yeteneksiz ve karaktersiz kişilerle dolduracaklar galatasaray'ı. başımıza yine dursun gibi bir başkan, hamza gibi riekerink gibi yetersiz teknik adamlar atayacaklar. biz ise yine gidenlerin arkasından üzüleceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın