resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 1328
    avrupa liginde ve turkiye kupasinda, ilk senesinde basarisiz olmus hocamiz. *

    bu konuda kimsenin bir itirazi yoktur sanirim. cunku su an ne uefa liginde ne de turkiye kupasinda variz. her basarisizligin en az bir nedeni oldugu gibi. bu basarisizligin da nedenleri vardir pek tabi.
    kendisinin kariyerinden, efendiliginden, bilgisinden, taktiginden, tekniginden kimse dem vuramaz. ancak ortadaki gercek sudur ki, devre arasindaki operasyon basarisizlikla sonuclanmistir.

    kor olur badem gozlu olur misali nonda soyle topcuydu falan demeyecegim. ama nonda'nin gitmesi, ya da galatasaray'in forvetsiz kalmasi, baska bir sorunu ortaya cikardi: arda'nin gercek yerinde oynamamasi !

    dunku macta hepimizi gordu ki, arda, sadece 2 kez sol kanada yaklasti, biri gol oldu, digerinde de topu, keita'nin kafasiyla bulusturdu. yani forvette, gercek striker ozelliklerine sahip herhangi bir oyuncu olsaydi bile, arda kendi yerinde oynayacak, ve cok daha etkili olacakti. bu, arda'nin forvet oynadigi diger maclar icin de gecerli tabi ki.

    diger taraftan da,nonda 'nin gonderilmesine sebebiyet veren oyuncuya bir bakalim : gio dos santos ! kendisi kotu oyuncudur demiyorum, ama sormazlar mi adama, sezonun en onemli macinda, devre arasinda , takimin adina en cok gol atan oyuncusunu ugrunda feda ettigin yeni transferin nerde diye ? 90'da oyuna giren kim ? diye sorsalar, vallahi cevap veremezdim herhalde..

    son hatirlatma, galatasaray yonetimi ile ilgili. gecen yil stoper sikintisi cekerken meira'yi gonderdiler, harry stoper oldu. bu yil forvet sikintisi cekerken nondayi gonderdiler, arda forvet oldu. *
  • 1329
    artik ayni seyi yazmaktan parmaklarima kramp girdi ve fakat inatla arda'dan forvet yarattigi, bu yüzden mac kazanamadigi öne sürülen hocadir. kendisi arda'dan forvet yaratmamistir. arda zaten hep forvetti. takimin strikerlari sakat oldugu icin su anda 4-6-0 düzeninde oynatmaktadir ve arda burada ileride ortada oynamasina ragmen sanildigi gibi santrfor/striker rolünde oynamakta degildir. hele ki pivot hic degildir. kesin bosluk bulmadikca göbekten atak gelistirmek gibi bir görevi de yoktur. arda'ya verilen görev rakip 18'e yakin bölgede topu dagittiktan sonra sag ya da sol aciga yaklasip orada bir siklet merkezi yaratmak, bu sekilde defans oyuncularini üzerine cekerek göbekte bosluk acilmasini saglamak ve zamani geldiginde ceza sahasina servis yapmaktir. ki bu servisi alip bitirici vurusu yapmakla görevli merkez oyuncusu, göbekten ileri cikan elano ya da karsi kanatta oynayan elemandir (örnegin keita).

    hala dönüp dolasip arda'dan forvet yarattigi icin hatalidir deyip duruyorsunuz. gelgelelim yaptiginiz sey 1000 küsür sayfalik savas ve baris romanini okuyup, olay rusya'da geciyor demek gibi bir sey.

    ara transfer döneminde gereken oyuncular alinmadi, nonda gönderildi gio alindi, gio gereksizdi, bu adam transfer yapmayi bilmiyor derseniz, fikrinizi belirtme özgürlügümüze tabii ki saygi duyarim. ama fikrinizin icerigine saygi duymam mümkün degildir. ilk olarak sözlükte böyle seyler yazanlarin tranfser konusunu rijkaard'dan daha iyi anliyor olma olasiligi matematikte p 0.01 ilarak ifade edilir. ve dünden beri tekrarladigim whittington sorusuna cevap vermeleri gerekmektedir (if you are so smart, why aren't you rich). haydi dogrudan sorayim, madem transfer konusunda rijkaard'dan daha yetkinsiniz, neden bir takimin basinda degil de klavyesinin basinda bir sözlük yazarisiniz?

    gio ve jo gelecege yönelik yatirimlardir. nokta. bu adam buraya geldigi ilk seneden 3 kupa kazandirsin diye degil gelecege yapilan yatirim dogru yönetilsin ve gereken temeller dogru atilsin diye getirilmistir. nokta. fakat popülizmden kurtulamayan türk kafasina sahip kulüp yöneticilerimiz ne yazik ki ayni hataya düsüp bunu taraftarlarina bu kadar net bicimde aciklamak yerine 3 kulvarda da iddialiyiz diye profesyonellige yakismayacak sekilde gaz vererek hayalkirikliginin temelini atmislardir. burada en büyük elestirim ara transfer dönemi öncesi kalkip "ben de itiraf edeyim bu kadrodan daha fazlasini beklerdim" gibi amatör aciklamalar yapip kendi kurdugu kadroyu didiklemeleri icin akbabalara firsat veren baskanimiz adnan polat'a.

    siz eger bir innovasyon pesindeyseniz öncelikle bu yeniligin pazarlamasini iyi yapmak durumundasinizdir. isletmecilik okuyanlar bilirler. hickimse bir ürünü "somut kalitesini" birincil planda düsünerek almaz. insanlar ürünleri satin almazlar. öncelikle problemlerine cözümler satin alirlar. bunu yaparken de secimlerini ürünün "temsil ettigi degerler bütünü" üzerinden yaparlar. bu degerler, özgürlük olabilir, güc olabilir, prestij olabilir, bizim su anki durumumuzda örnegin istikrar, gelecege yatirim vs. olabilir.

    ama siz bu degerleri hedef kitlenize yanlis mesajla iletirseniz, kitlenizin üründen beklentisi farkli olacaktir. sonra ellerine gecen ürünün beklediklerine cevap vermedigini gördüklerinde dünyanin en kaliteli ürününü sunmus olsaniz bile pazarda basarisiz olmaya mahkumsunuzdur. galatasaray yönetimi, rijkaard projesinde simdiye kadar kurumsal iletisim süreclerini iyi yürütememistir. bence varilmasi gereken en somut sonuc budur.

    son olarak, ayrica giovani ali sami yen'de cayci bile olamaz gibi hakaretamiz degerlendirme yapanlarin da öncelikle kendilerinin ali sami yen'de neci olduklarini ve bu "derin" analizi hangi profesyonel sifatla yaptiklarini belirtmeleri gerekir. eger bu kadar iddiali ve bu kadar asagilayici sözleri, bu denli büyük bir egoyu kabul edilebilir derecede destekleyecek türden bir profesyonel gecmisiniz/sifatiniz yoksa bilelim. zira kafasinda huniyle dolasip ben napoleon bonaparte'im diyenleri kaale alip argümentasyonlara girismek gibi bir huyum yok, zamanim da yok.

    simdi tsk pls kib bye.
  • 1331
    kendisi ne medyayı, ne de taraftarın sanal ortamda yazdıklarını takip eden ve sallayan bir adam olmadığı için ortada dayanması gereken bir durum yoktur. üzerindeki tek baskı avrupa ligi ve türkiye kupası'ndan oldukça şanssız bir şekilde elenen takımını şampiyonluğa götürmesi şeklinde olduğu için rahatlıkla bunun altından kalkabilecektir. frank rijkaard'ın baskı altında kalmasını, ezilmesini, büyük galatasaray taraftarının önünde küçük duruma düşmesini bekleyenler varsa kıyamete kadar bekler.
  • 1333
    kendisine başarısız demek için daha çok erken olan galatasaray teknik direktörüdür. bir futbol takımı kötü oynayabilir, iyi de oynayabilir. ben iyi oynadığı zaman ki futboluna bakarak söyleyebilirim ki bu adamın oynattığı oyun gayet güzel bir oyun.

    rijkaard'ı gönderip yerine kimi getireceksiniz? bence dünyanın sayılı teknik direktörlerinden biri şu an galatasarayımızda. istikrar'ın önemini daha kavrayamamış bir toplum olduğumuzdan bu eleştirilere şaşırmıyorum. bu sene oyuncuları tanıdı, takıma uyan, uymayan kişileri daha iyi gördü. benim beklentim önümüzdeki sezondur.

    herkese zaman vermek lazım. elano'yu çılgınlar gibi eleştirenler şimdi elano hayranı oldu. rijkaard ise tam aksine kendini kanıtlamış bir teknik adam. biraz sabır...
  • 1336
    kör ölünce badem gözlü olur mantığının fazla olduğu galatasaray taraftarının özellikle son zamanlarda gönderilmesini istediği- ki ben böyle düşünmüyorum- hoca. vakti zamanında fatih terim, hagi, mircea lucescuya da aynı şeyler yapılmıştır. özellikle lucescuya, fatih hocadan sonra geldiği için düşman gözüyle bakılmış, sürekli gitmesi istenmiş, şampiyonluk sonrası gönderilip de yerine fatih hoca yeniden gelince, lucescu da bir şampiyonluk beşiktaşta yaşayınca kıymete binmiştir.
    rijkaard da sabır gösterilmesi gereken bir hocadır. kötü bir antrenör olduğunu söylemek malesef futbol bilgisinden uzak bir insanın yapabileceği bir durumdur. rijkaard galatasaraya ve sistemine daha çok oturup, alıştıktan sonra, ikinci, üçüncü hatta onuncu senesinde harikalar yaratacaktır şahsi görüşüm. en güzel örneği için de manchester united, sir alex ferguson uyumuna ve istiktarına bakılmalıdır.
  • 1337
    kim ne dese kendi gitmek istemediği sürece bizimle kalacaktır. yönetim iyi ki bir anlık gazla gönderemeyecği, sabretmek durumunda kalacağı bir hoca ile anlaşmıştır. eminim ki rijkaard isterse gider, kimse onu gönderemez, sözleşmeisne bunların yazdığına bahse girerim. ve de iyi ki öyle...

    gözümüzü açsak iyi olur. bu adam bizlerle kalcak birkaç yıl ve bizim için iyi olacak. keşke kendi futbolundan hiç vazgeçmese, şu an vazgeçmiş gibi görünmesinin sebebini anlamıyorum bir türlü ama bence geçici.

    kendisi geldiğinden beri sami yen'de tek yenilgi aldık. kendisi geldiğinden beri avrupa deplasmanlarında nerdeyse yenilgi almadık. takımın yarısı sakatken, fırvet sıkıntısı hat safhada iken alternatifler yarattık. ne yazık ki eleme usülü bir maçta avrupa'dan elendik, ama elenmeyebilirdik de, biz de yakındık tura, yani öyle çooook rezil bir durumda da terk etmedik avrupa'yı. *

    kimse ne derse desin, ben ceketimi alıp gidiyorum demedikçe gönderilmeyecek hocadır bana göre, iyi ki öyle ve umarım sabırlıdır da aynı zamanda.
  • 1338
    adnan polat'tan simdi ögrendigime göre nonda'yi gönderdigi icin uefa'dan elendik diyen 5000'inci dehaya sezon sonunda koltugunu devredecekmis.

    5000'incilige denk gelemedikleri halde nonda'nin takima bir etkisi olabilecegini düsünen diger dehalari da kulübün cesitli dallarina yönetici atayacaklarmis gönülleri kalmasin diye. ayrica bu kisilerin göz doktoru masraflarini da kulüp üstlenecekmis.
  • 1339
    25 subat 2010 galatasaray atletico madrid macinda hakeme karşı tavrı ile beni şaşırttı. hiç kendisinden görmediğimiz bir tavır, gerçi futbolculuğundan biliyoruz çok da cici bir çocuk olmadığını. i.*hakem hocayı bile çıldırttı ya, aferin diyorum türkçe olarak.

    hoca, öyle rahat bir profil çiziyor ki benim gözümde; yani mesela basın toplantısında elano niye çıktı, gio'yu niye aldın, ligde 2 puan farkla lidersiniz şampiyon olacak mısınız falan gibi sorular sorulduğunda sıkılıyor gibi geliyor. her an : "ya bırakın bunları, bunlar fani şeyler, bahar gelse de ayvalık'a gitsek, yaz olsa da mavi tur'a çıksak, en iyisi hadi boğaza gidip rakı balık yapalım" diyecek gibi geliyor.

    yürüyüşü, duruşu, konuşmaları ile "bu futbolu bu kadar ciddiye almayın artık" tavrı var. "3 puan neymiş, keyfimize bakalım" diyor bakışları. seviyorum bu hallerini.
    gerets de böyleydi. "adnan polat'la sorunlarımızı oturup birer bira içerek çözeriz" falan diyordu.
  • 1340
    elindeki son forvet nonda'yı gönderdiği için değil; nonda'yı, oynatmadığı dos santos'u transfer etmek için göndermesinden dolayı tepki çekmektedir kendisi... hala farkı anlayamayanlar varsa yazıktır...

    bir de nonda'nın takıma bir katkısı, bir etkisi olmayacağından bahsedip aklınca tepki gösterenlerle dalga geçmeye çalışan dehalar var ki onlara söyleyecek söz yok... adamın oynadığı süre ve attığı goller ortada...

    http://www325d.mackolik.com/...Default.aspx?id=7262

    yani illa göndermeyi düşünüyorsa sezon sonu gönderse daha iyi olurdu. zaten sözleşmesi bitiyordu... dos santos'u da sezon sonu alırdı...
  • 1341
    dos santos'u neden transfer ettigi ismini tasiyan sözlük basligi altinda detayli bicimde aciklanmis bir teknik direktör oldugundan bu konuyu oldugu gibi gecerek nonda'ya iliskin karari ve nonda'nin istatistiklerine deginmeyi uygun buluyorum.

    istatistikler bilimsel bicimde yalan söylemenin en iyi yoludur özdeyisinden haberdar bir hoca oldugundan kendisi nonda'nin gönderilmesine yesil isik yakmistir. zira nonda'nin istatistiklerini gösterip, abi adamin aldigi süre belli, attigi gol belli diyerek bu istatistiklere siginanlar ve "argüman ürettigini sananlar" besbelli ki yalan söylemiyor ama istatistik okumayi bilmiyorlar.

    istatistiksel figürler sadece bir "kontekst" icinde degerlendirildiklerinde anlam ifade ederler. yani nonda'nin sezonun ilk haftalarinda az süre alip cok gol atmis olmasi tek basina onun iyi bir bitirici santrfor oldugu anlamina gelmemektedir. nonda bu istatiksel sonuclara imza atarken takimin baros, kewell, arda ve keita'dan olusan fantastik hücum hatti makine gibi islemekteydi. nonda oyuna dahil oldugunda cogunlukla rakip takimlar bu dörtlü tarafindan takribi 75 dakika boyunca tarumar edilmis, deli dana gibi oradan oraya kosturulmus, hem fiziksel olarak yorulmus hem de yogun topsuz kosular ve pas trafiginden ötürü konsantrasyonu dagilmis durumdaydi. nonda bu durum hakimken fiziksel gücünü ve boyunu kullanarak hava toplarina cikabilmis, ya da ilerde top saklayip rakip 18'de hücum organizasyonuna katki yapabildigi icin bu istatistiklere ulasmistir.

    zira görme problemleri cekmeyen gözler veya rijkaard'a sallamak disinda bir hobi edinememis bazi bünyeler disinda herkesin görebilecegi gibi baros'un sakatligindan sonra nonda 90 dakika sahada kalmak zorunda kaldigi andan itibaren performansi günden güne dramatik bir bicimde düstü. cünkü zaten nonda'nin yasindan ve kronik sakatligindan ötürü (kendisini suclayamam, yüregini koyup oynardi her maci, bu ayri bir konu) pili 15-20 dakika dayanan bir pildi. takke düsünce (baros'un sakatligi) kel göründü maalesef. ve girdigi 15 dakikada mac ceviren bir nonda'dan geriye köyün ihtiyar heyeti baskani nonda ortaya cikti. son haftalardaki maclarinda sprint bile yapamayan, hava toplarina bile dogru düzgün cikamayan ve morali bozuldugu icin bitiriciligi de dibe vurmus 30 küsür yasinda kronik sakatlik sahibi bir adamdan bahsediyoruz. ve hatta buraya emin bicimde yaziyorum, eger gönderilmeyip kalsaydi muhtemelen elendigimiz bu macin sonunda küfredilecek ve kafasina bir seyler atilacak, sözlükte de yedi sülalesine saydirilacak bir adamdan bahsediyoruz.

    iste ama bu kadar cok fantezi futbol oynayinca, futbolun reel dinamiklerini unutuyor demek ki insan.
  • 1342
    forvetsiz bir takımı defansif oynattığı için eleştirilen teknik direktör. neden arda forvet oynatılmış falan filan.. neden keita, elano hatta santos denenmemiş forvette..? frank rijkaard'tan bahsediyoruz beyler..? sizce bunları düşünemeyecek kalitede bir teknik direktör müdür kendisi? tam kodrayken, sakatlıklarımız yokken böyle miydi? ama şu an şartlar bunu gerektiriyor maalesef. kasapların biçtiği futbolcularımızın eksikliği yüzünden defansif oynamak zorunda kaldık, rijkaard'ın futbol mantalitesei değiştiği için değil biliyorsunuz değil mi?
  • 1343
    nasıl aslanlar gibi çalışıp emek verip bu dünyanın sayılı teknik adamlarından biri olmuşsa hiç şüphesiz maç yapa yapa, oyuncuları tanıya tanıya, kısacası zamanla bu kariyerini galatasaray ve türkiye şartları ile harmanlayacak ve ortaya güzel futbol oynayan ve sürdürülebilir bir takım çıkaracak olan teknik direktörümüzdür. ben şahsen buna inanıyorum.
    sezon başında takımımızın başına neeskens ile geldiği vakit, üstüne seneye aslantepe'nin açılacağı kesinleştiğinde bu sezon için takımımdan yalnızca bir tek beklentim vardı. ligi 1. veya 2. bitirip şampiyonlar ligi'ne katılmak.
    şimdi bu sezon frank rijkaard gelir gelmez bizi 3 kulvarda başarıya ulaştırmalı diyen arkadaşlar hiç şüphesiz kızacaktır kendisine, beklentiler dahilinde haklılardır da fakat bu bizim "frank rijkaard"ı bir futbol adamı, bir teknik direktör olarak nasıl ele aldığımız ve algıladığımıza göre değişir maalesef.
    diyeceğim şudur ki kendisi tüm gayreti ile yaralı bir takımı onarmaya ve başarılı olmaya odaklamaya çalışmaktadır. bu safhada devre arası olmuş, takıma takviyeler yapılmış ve kadro daha da güçlenmesine karşın yine başka problemler ortaya çıkmıştır.
    bazen sabırlı olmak, geçmiş örneklerden ders çıkarmak ve tecrübeye, işin ehli kişilere ve yönetime güvenmek gerek...
    hiçbir lisansı olmayan ben bile dün tribünde* kendisini rahatça eleştirebildim fakat bu işler bu kadar kolay olmamalı, ki değil de zaten...
    kendisi geleli bir yıl bile olmadı, kaldı ki bir yaz transfer sezonu bile geçirmedik frank ile...
    ayrıca aramızdan büyük talihsizlik sonucu ayrılan baros ve kewell'in dönüşü ile dertler bir nebze olsun bitecektir...
    ve unutmayın ki bugün eleştirilen ayhan akman 9 senedir bu takımda oynuyor ise sevgili frank sabır babında hiç şüphesiz biraz daha fazlasını hak etmektedir...

    son söz: belki baros ve kewell dün takımda olsa frank rijkaard'ın yerinden kalkmasına bile gerek kalmadan bu turu rahat rahat geçerdik...

    ***
  • 1348
    overrated olduğunu iddaa edenlere yıllık 20 milyon euro'ya mourinho'nun en çekici uzvunu veriyorlarmış.

    arkadaşım, rijkaard çıkıp sana "ben total futbolun ilahıyım, ben total futbol oynatacağım." dedi de o sıralarda biz mi orada değildik? adam "göze hoş gelen, kazanmak için sahaya çıkan, takım oyunundan güzellikler sunan bir futbol oynatmaya çalışacağım." dedi, oynatacağım diye iddaalı da konuşmadı lan. football manager'de hileyle kazandığınız kupaları türkiye ligi'nin en büyüğüyle nah kazanırsınız, ne alt yapınız ne de mali gücünüz yeter. ağzının sağ tarafından akan salyalar eşliğinde izlediğin barcelona'yı, onun en önemli 2 oyuncusu iniesta ve xavi'yi sen alt yapından çıkarabilecek misin? peki para verip alabilecek misin bir fabregas'ı, alsan da seviye atlatabilecek misin bu çükümün liginde? nah yaparsın.

    ortamdan, yani türkiye şartlarından, bağımsız hayallere girersen, beklentiyi göt seviyesinden gök seviyesine çıkarırsan babaları aldığınla kalmayıp bir de insanlara overrated dersin. overrated olanlar senin hayallerin yavrucuğum.

    sen hala şu kadroyu galatasaray tarihinin en iyi kadrosu görmeye devam et, tabi insanları suçlarsın. mustafa sarp, mehmet topal, barış özbek, ayhan akman kim ki de sen orta sahasında gerrard, mascherano olan takımla yarışacaksın, ya da hakan balta ve uğur uçar'la mı reyes ve simao'yu durduracaksın? nah! senin bekinde fatih*-ümit davala ve hakan ünsal-ergün penbe 4'lüsü vardı avrupa'da 1 numara olurken. orta sahandaki adamlar tek tek bir şey değildi belki ama 3'ü 1 arada olup 3'ün 1'ini herkese veriyorlardı.

    siz hayaller aleminde yaşamaya devam edin de biz sizlere yedirmeyiz rijkaard'ı. çıkıp ağlamayın sonra, vay babam bu bana böyle dedi.

    (bkz: düşünce özgürlüğü)

    sana göre insanlara bok atmak düşünce özgürlüğüyse bana göre de sana tepki vermek düşünce özgürlüğü.
  • 1349
    çok değil 3 sezon önce barcelona'nın başındayken ağzımız açıp bakarken şimdi de ağzımızı açıp şampiyonlar ligi kupasına sahip bir hocayı beğenmeme lüksünü bize verdiği için sn adnan polat ve ekibine yürekten teşekkür ediyorum. mourinho gelsin 3 hafta sonra sözlükten homurdanmalar başlar. sözlük 96 yılında olsa fenerbahçe sami yende bizi 0-4 yendiği vakit sn terim'e neler söylerdik acaba. sözlüğe sabır ve akıl diliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın