• 10
    galatasaray'ı alıp hilesiz hurdasız şampiyonlar ligi şampiyonu olduğunu iddia edenlere bu oyunda inanacağımı belirteyim. anadolu kulüpleri dahil türk takımlarının bütçeleri rakibi olabilecek hollandalı, portekizli takımlardan çok fazla. oyunun yapay zekası da bizim türk yöneticileri gibi futbol cahili olmadığı için şimdiden avrupa'yı bir türk istilasının beklediğini söyleyebiliriz.
  • 339
    gençlerbirliğinin başındayım. 4.sezonumdayım. 1.sezon 5.oldum, bursaspor mali kriterlere uymadığı için uefa'ya ben gittim. 2.ve 3.sezonumda üst üste 2 sene şampiyon oldum ve 4.sezonumdayım ve 19.hafta itibariyle liderim. 2.ile aramada 2 puan fark var. sezon başı yönetim 32 milyon euro transfer bütçesi verdi. maçlara 10bin taraftar ortalamasıyla çıkıyorum. amacım altyapıyı ve antreman tesislerini en üst düzeye çıkartıp, kulübü markalaştırmak. 2 sezon boyunca tesislerle ilgili girişimde bulunamadım. çünkü ilhan cavcav emekli oldu ve seçimler için 2018 yılının mayıs ayını beklemek zorunda kaldım. yönetim olmadığı için yönetimden istek oluşturamadım. yalnız oyun türkiye ligi için çok kolay. onun haricinde avrupada seri tokatlanıyorum.

    edit: 2.sezonumda uefa ligi elemelerinde gruba kalmak için rubin kazanı eledim. arsenal gibi baş takımlardan 4 5 6 yiyorum. o da normal sanırsam.
  • 245
    (bkz: #1902585)

    akhisar ile 1.ligde orta sıralara oynayan bir takım olarak yeterince sıkıldım. zaten oyuncuları 1 yıl geçti hala tanıyamıyorum. bir de gol yemezse ölecek hastalığına yakalandılar anasını satayım. büyük takımların hepsine karşı pozisyon bulamadan 1-0 2-0 3-0 gibi skorlarla mağlup oldum. hele oyunda deli gibi para saçan galatasaraya karşı bir maçım var 83 dakika fıstık gibi dayanmışım kalemi gole kapamışım elemanın biri necatinin konyaya attığı gol gibi voleyi çatala taktı. moraller altüst fala derken bir ara 3 maç üst üste kaybettim ve artık bu fuckin takımda daha fazla zaman kaybetmemeye karar verdim. manisaspor ve akhisar ile 50% gibi galibiyet yüzdem vardı. önce hocasını kovan lig sonuncusu eskişehir benimle temasa geçti. işte halimi hatrımı sordular yapabilir misin ne beklersin falan sordular ben de ufak ufak isteklerde bulundum ibneler başkasını aldılar. sonra konya falan soruşturdu bu sefer abi yeter ki alın transfer bütçesi mi maaş bütçesi mi onlar neymiş karın tokluğuna oynarım moduna geçtim. kimse almadı la beni. millet toplantıya çağırıp çağırıp siktiri çekiyor sonrasında. bende sıkıldım böyle oyun mu olur ya dedim. yok uluslararası a lisansı almak için kapıştık sonra pro lisans istedim akhisar bana pışşık onu alalım da git büyüklere he mi atarı bunaldım ve oyunu kapadım. bu sefer oyundaki amatörlüğümü atmış yeni versiyona ayak uydurmuş bir şekilde piyasanın altını üstüne getirmeye karar verdim.

    brezilya ve arjantin dahil 13 ligi içeren bir oyun açtım ve teknik direktör olarak liverpoolun başına geçtim. arkadaş elimde ne güzel bir takım var öyle en ucuz oyuncu 15m€ falan. gerçi transfer bütçem 24m€ ydu ama olsun. canları sağolsun. takımım gayet iyiydi. ilk başta sturridge ,flanangan* ve henderson uzun ve ağır sakatlıkları ile başladım sezona adamlar sakat geldi bana. kadrom gayet alternatifliydi. asistanım divock origi ve jordan ibe'ı kiraya göndermemi istedi. hemen kabul ettim sonra kadromu inceledim. danny ings sezona muhteşem başladı. o kadar iyi başladı ki benteke'yi yedek bırakmak zorunda kaldım. liverpoolun kadrosu şu şekil

    kale
    simon mignolet
    adam bogdan

    sol bek
    alberto moreno*
    jose enrique

    stoperler
    martin skrtel
    dejan lovren
    joe gomez*
    mamadou sakho
    ve tabi ki yeteneksiz kolo toure

    gibi müthiş bir stoper havuzu

    sağ bek
    nathaniel clyne *
    jon flanagan *

    defansif ve normal ortasaha
    emre can
    lucas leiva
    jordan henderson

    ofansif orta saha
    roberto firmino
    adam lallana
    philippe coutinho

    aşağıdakiler de kiralık olarak bu bölgede oynayabilecekler
    divock origi
    jordan ibe
    lazar markovic

    forvet
    daniel sturridge *
    benteke *
    danny ings *

    bu kadro gayet üst düzey bir şekilde mücadele edebiliyor. üstüne ofansif orta saha kadromu sociedadtan sergio canalesi 14 m€ ya alarak güçlendirdim. taktik olarak 4-2-3-1 dar alanı seçiyorum. esas dizilişim şu şekilde

    mignolet
    clyne-skrtel-sakho-moreno
    henderson-allen
    lallana-firmino-coutinho
    sturridge

    bu şekilde sezonu tamamladım. genelde genç ve gelecek vaadeden 3-5 transfer yaptım thiago maia bunların arasında en çok hoşuma gidendi . bunları kiraya yolladım tabi. takımım özellikle sağ kanattan müthiş bindirmeler yapıyor. clyne topu aldı mı arkama yaslanıp onu izliyorum. forvet arkası üçlü sürekli olarak değişiyor her maç 4 ünden de faydalanıyorum. canales duran toplarda çok iyi ayrıca iyi asist yapıyor. firmino muhteşem bir sezon geçiriyor keza lannana da öyle. coutinho bunların yanında biraz sönük kalıyor ama o da fena değil. defansif orta saha kısmım oldukça cezbedici. zira lucas leiva kendisi baya hırçın ve milner genelde yedek oturuyorlar çok sesleri çıkmıyor. emre can ise her yerde oynayabiliyor. sol beke koy oynuyor stoperde oynuyor sağ bekte oynuyor. adam yedek sözde 40 maça çıkmış joker gibi kullandım. defansın ortasında skrtel,lovren ve sakhoyu sürekli değişmeli kullandım. sol bekte de enrique yi zaman zaman kullandım. sağ bek tarafında ise clyne'ın yedeği flanagan sakat olduğundan pek dinlenemedi. hatta 1,5 ay sakatlandı ama emre can ile kurtardım o dönemi. kale zaten sağlamda. forvet ise apayrı zengin. bazen sırf 2 forvetle oynayabilmek için taktik değiştiriyorum. sezon başında sturridge sakatken ings oldukça etkileyici bir performans sergiledi. hatta bu performansı ile milli takıma bile çağrıldı. benteke zaman zaman sakatlansa da güzel katkı verdi. sturridge döndükten sonra hayvansı bir performans sergiledi. adam 5 ay sakat kaldı. döndükten sonra tüm kulvarlarda (fa cup ta oynatmıyordum) toplam 36 gol attı. ligde gol kralı oldu bildiğin. ilk sezon hikayeme geçersek

    başlangıç biraz sarsıntılı oldu. gerek takımı tanıma gerekse taktiğe uydurma evreleri derken ilk maçlar stresli geçti. hatta bir tottenham yenilgisi aldım ki 3-0 ile bildiğin güven durumum düştü. sonra kazana kazana ligin ilk 3-6 bandında ilerledim. kadro uyum sağladıkça galibiyetler gelmeye başladı. arada chelsea'ye 2-1 yenildim tabi o da biraz şüphe uyandırdı. sinan engin belirdi bir an ekranda yaw kardeşim bir derbi maç kazan bea diye bağırdır tırstım. ilk yarının sonlarına doğru manchester united'ı yenerek sinancığımı biraz olsun sevindirebildim. devre arasına doğru sturridge ve henderson takıma katıldı. sakatlıklarını tamamen atlattıklarında inanılmaz katkı vermeye başladılar. takım bildiğin sınıf atladı. sonra ikinci yarı başladı. ligin başında yenemediğim bilic'in takımı bu sefer beni kevgire çevirdi. nasıl atışıyoruz ama bilic reisle. mourinho wenger pellegrini pulis falan hepsi düşman bana. fenerliler gibi siz tek ben hepiniz dedim atıldım ama bilic yutmadı aga. adam 4-1 temiz sildi sahadan. bu arada avrupa liginde de dolu dizgin gidiyorum. sadece grupta st.etienne e bir kez yenildim grubu lider tamamladım 2 eleme turunu da geçtim. yönetim benden 2.eleme turuna çıkmamı bekliyordu en fazla. adamlar ne malmış ya bildiğin fa cup daha zor avrupa liginden. sonra birkaç maç daha toparlanıp tottenham ile iki maç üst üste karşılaştım. biri lig diğeri fa cup. bu arada carling cupta ikinci lig takımına elendiğimi söylemiş miydim ilk maçtan sezon başı. neyse bizim elemanlar tottenham'a öyle bir döşediler ki sturridge 3 tane salladı firmino 35 metreden çaktı sturridge'e dolaaa dolaaa diye bağırdım. sonra 4 gün sonra fa cup ta bir daha anfield a geldiler yine döşedim bu sefer 3-1 ile takım kendinden geçti üst üste maçlar kazanmaya başladı tam üst sıralara yaklaşmışken sarsıcı bir yenilgi aldım üstüne swansea beraberliği tuz biber oldu tabi. lider arsenal ise benden hep 3 maç önde ve arada sürekli 7 puan var. takıma çok sinirlendim. sonra fa cupta bilicspor ile eşleştim. adamlar bildiğin stres atıyor her maç üzerimde. maça başladık 35 dakikada 3 tane sıkıştırdı bizimkiler. bildiğin şu peçeteyi atıp arkaya yaslanma rahatlığıydı. avrupa liginde monaco ile anfield'da berabere kaldım gittim deplasmanda 4-1 çektim sonraki turda da lacivertli bir takım geldi. dedim ki şimdi ananı laciverte boyadım. boyadım da 2 kez yakalamalarına rağmen anfield road'da 4-2 aldım. kadıköyde de 2-0 öndeyken rakip 2-2 yi yakaladı ama sonuçta ben laciverde boyadım yani.

    2000 galatasarayına döndüm bildiğin maçlar erteleniyor sürekli rakipler değişiyor derken bir baktım 5 günde 3 maçım var ikisi deplasman. oharra dedim her maç başlamadan gazetecilere ağladım falan ama nafile. sağlam bir rotasyonla nispeten zayıf 3 maçı da temiz alarak sürdürdüm zirve yürüyüşünü. avrupa liginde bordo ile eşleşmiştim zaten delik teşik ettim. bu sırada takımım inanılmaz uyumlu ve kadroyu o kadar güzel dağıtıyorum ki kimse forma için şikayet etmedi.ligin sonuna geldiğimizde ise işler değişti. oyunculardan bazıları artık yürüyecek mecali kalmamış vaziyetteydi. neyse hem fa cup'ta hem avrupa liginde hem de ligde finale kalmıştım. fa cupta finalde crystal palace geldiğinden bir güzel rotasyonla döşedim. rotasyon dediğim en ucuz oyuncum 13 m€ bonservisli :d. ligde 2 maçım kaldı avrupa liginde de athletic bilbao ile eşleştim. ligde kalan iki maçtan ilki manchester united'dı . eğer yenersem arsenal'in 1 puan önüne geçecem (ligde ilk defa lider oluyorum o şartta). maça başlar başlamaz sturridge koydu çocuğu. 87 dakika direndim bildiğin. moreno salakça penaltı yapınca ağlayacaktım ekran başında. neyse ki mignolet kurtardı. son dakikalar allahını seven defansa ile geçti ve maçı aldım. ligin son maçına hazırdım tabi ki. leicester'a döşeyip o kupa buraya gelecekti. son maça başladık işte derken 10.dakikada gökhancım inler inletti bizim takımı. şoku atlatmaya çalışırken vardy kafa ile bildiğin ağlattı. ben oyuncuları alıyorum 3 forvete döndüm defans çıkarıp canalesi aldım artık taktiğim 3-2-3-3 olmuştu. bildiğin gözyaşlarım akmaya doğru diğer maçların skorlarına da bakayım dedim açtım ikinci yarı bizim maçı izlemiyorum artık (yüklen yapıp bıraktım) canlı skorlardan diğer maçları izlemeye başladım. 84. dakikada swansea arsenal'e çaktı benim evin içinde drogba sevinci ile koşmaya başladım. bildiğin saniyeleri saya saya bekledim ve şampiyonluğu aldım. tabi bozuntuya vermiyorum zira ibneler yüzünden arsenal bir gol atsa bırak golü berabere bitse maç arsenal şampiyon. ikili averajda da genel averajda da üstündüler. soyunma odasında hırçınlaştım. sonra ana menüye geldiğimde türkiyenin en başarılı 10.teknik direktörü olmuşum . ulan dedim şuna bak tek premier lig şampiyonluğu ile neler neler. bu arada chelsea mourinho ile yollarını ayırmış sinyor mancini ile anlaşmıştı. kendilerini yenerken o kadar saygılıydım ki. hiç o cazgır halimden eser yoktu. sonra rahatça athletic bilbaoyu yenerek üçlü yaptım ve oturup arkama yaslandım. tatile gitmeden oyuncularıma seneye gelin de şampiyonlar ligi ön elemesi için oynayan bir takım olalım dedim. ibneler hep birlikte kızdılar. bu sezon başında şampiyonluk dediğimde beni kemerle dövmüşlerdi oysa ki. sonra dilim sürtçtü la ne ön elemesi şampiyon olacaz falan dedim yediler. iki tane oyuncu sadece atar yaptı ya hoca bırak baskı kurma bize dediler. bi baktım biri yedek kaleci adam bogdan diğeri de 17 yaşında bir çocuk öyle wolvesten transfer etmişim. yani dış kapının mandalları. zaten biri tek forvet oynayan takımın 4.forveti. öylesine tutuyorum. diğerinin yerine de yine socieadad tan arjantinli bir kaleci ile sözleşme imzalamışım bonservissiz.

    neyse sezon öncesi topladım takımı nereye götürelim dediler uzak doğu ve amerika vardı tabi ki abd dedim. ben gidemiyorum bari hayallerde gideyim. kamp yaptık falan geldik sonra kiralık oyuncularım döndü takım oldu sana 250 kişi. ne kadar kiralık varmış.ibe origi gibi adamları tekrar kiraya gönderdim. onlarcasını da gönderdim gerçi. markovic durdu o lazım olabilir dedim cl de oynayacaz rotasyon şart. balotelliyi 25 m€ ya psgye okuttum. adam daha geldiğinin 2.haftası antrenmana gelmemeye başlamıştı :d elden çıkardım bildiğin. sonra lovreni de barca istedi 35 e iteledim. transfer bütçem bir anda 100 m€ falan oldu. bir süre bekledikten sonra transfer operasyonuna başladım. önce milandan gianluigi donnarumma'yı 25 m€ ya alıp kiraya verdim. sonra milandan başka bir stoperi istedim bildiğin 40 tan başlayan teklifimi 76 m€ ya çıkardım vermediler. ben de lazio dan de stefan de vrij'i 45 m€ ya aldım. takımın kadrosu zaten iyi daha da transfer yapma gereği hissetmedim. arsenal ile community shield'e çıkacaktım bi baktım klopp benle ilgili konuşuyor. ne olduğunu anlamaya çalışırken meğer wenger emekli olmuş klopp gelmiş. severim sayarım sempatik adamdır kendileri. ama acımadım tabi ki. 2-1 ile aldım community shield'i sağ olsun firmino cum iki tane salladı. sonra avrupa süper kupası için bayern ile oynadım. teknik direktörleri ancelotti olmuştu. acımadan 3-0 ı yapıştırdılar ben kaleye şut bile çekemedim.

    şu ana kadar ki kariyer özetim bu. baya eğlenceli geçiyor liverpool . tek kötü yanı hemen hemen her oyuncuma teklif gelmesi. baya fiyat yükseltti oyuncularım eyvallah da sözleşmeler de geçiriyor yani. bir tek clyne'a pazarlık bile etmedim. 1,39 m€ aylık istedi dedim ben öyle küsüratlarla uğraşmam 1,40 yapalım. elimi öptü helalleştik diğerlerine yok öyle ama uğraştırdım hepsini. clyne ayrı o bambaşka.
  • 293
    insanın sabredip başarılı olduğu oyunlar vardır. güzel hatırlar.

    bir de bunun gibi her dakika başarısız olması için uğraşan oyunlar vardır. uğraşır didinirsin. sana her şey güllük gülistanlıkmış gibi gösterip finalde hançeri saplar.

    ikinci lig takımı üst lige çıkmaya çalışır. kulüp bile orta sıralarda bitirmeyi hedeflemektedir. fakat oyuncu uğraşır/didinir ve neredeyse tüm sezonu birinci götürür. son beş haftaya girilir. kulüp satışa çıkarılır. talip olan konsorsiyum menejeri değiştirmeyi vaad eder ve her şey bir anda tersine döner. birinciliğin garantilenmesi için bir galibiyet alınması yeterlidir. takım iddiası olmayan rakiplerinden puan alamayarak birinciliği teslim eder. oyuncu umudu kesmez. ikinci olup üst lige çıkmayı hedefler. ikinci olması için de son hafta üçüncüyle oynanan maçta yenilmemesi gerekmektedir. maç başında defans hattı el birliğiyle topu kendi kalesine yollar. buna rağmen maç çevrilir ve takım öne geçer. 77'de rakip temiz bir gol atar. olsun beraberlik de yetmektedir. fakat 90+1 de bütün sezon panter kesilen kaleci topu saçma sapan bir şekilde içeri alır.

    şampiyon takım playofflara kalır. oyuncu uğraşmak istemez. sakince bu dünyadan çıkış yapar ve oyunu siler.
  • 146
    leicester city ile ilk sezonu bitirdiğim oyun.

    ligi 49 puanla 10. bitirdik. 68 golle ligin en çok gol atan 4. takımıydık ama yediğimiz 70 gol* üzdü. :(

    fa cup'ta ise manchester city'i eledik ve yarı final oynadık. ama liverpool'a elenerek avrupa hayallerimiz suya düştü. :(

    vardy ligde oynadığı 31 maçta 35 gol atarak premier lig rekoru kırdı. en yakın takipçisi 23 golle kane oldu ve avrupa'da altın ayakkabı ödülü alacak. mahrez'i ise taktiğimde kanat oyuncusu kullanmadığım için forvet arkası oynattım. 9 gol 12 asist yaptı. şuan psg ilgileniyor, büyük ihtimal yolcu. ilginç performans ise sağ bek da laet'den geldi. sezon başı peruzzi'yi aldığım için yollamaya çalışmıştım, ama alan olmadı. peruzzi'nin sakatlığı sonra oynatmaya başladım ve 24 maçta 11 asistle önemli katkı verdi. ayrıca devre arası transferim calleri ise 17 maçta 9 gol 3 asistle imdadıma yetişti. çünkü vardy ve mahrez dışında gol atan oyuncu yoktu. :(

    ligin en ilginç maçı ise tottenham maçı oldu. 1-5'den son 15 dakikada skoru 5-5 yaptık. ilk maçta da 4-3 yenilmiştik tottenham'a, gollü maçlar oynadık yani. (bkz: #1878220)

    bu kadar gol yememizin faturasını kaleci şımaykıl'a kestim tabiki. kendisi peter schmeichel'ın oğlu ve yediğimiz her golden sonra schmeichel değil bütün maykıllar gelse o golü ordan alamazdı demekten kendimi alamadım. :( neyse kendisini sattım ve devre arası bosman kuralı sayesinde rulli ile anlaştım.

    stoperlerim ise fazio-balanta-huth üçlüsünden ikisi oldu. aslında iyi stoperler ama 70 gol yememizde onlarında katkısı vardır illaki. hayır, tabiki taktiğimle alakası yok. oyuncular yüzünden. :(

    sezon boyunca basın toplantılarında sürekli 40 puan kümede kalmanıza yetecek mi tarzı sorular sordular. 40 puana ulaştığımızda oo ligde kaldınız hadi iyisiniz falan dediler. 40 puana ulaştıktan sonra takım çöktü resmen, 9 puan alabildik. :(

    en büyük sıkıntılarımdan biri ise skoru koruyamamak oldu. ilk yarısını önde kapattığım bir çok maçta puan kaybettim. devre arası konuşmalarında asistan menajer craig shakespeare'in kazanmak ya da kazanamamak, işte bütün mesele bu! tarzı motivasyonları pek işe yaramadı. :(

    sonuç olarak çok gol yiyip attığımız, iyisiyle kötüsüyle bir sezonu geride bıraktık. iyi ortaları olan ve savunması iyi olan sağ ve sol bek ayrıca asist makinası olabilecek, duran topları etkili kullanabilen bir 10 numara tavsiyelerinize açığım.
  • 274
    şanlı galatasaray ile başladığım oyunun ilk 4 sezonunu üst üste şampiyonluklar ile tamamladıktan sonra, roma'dan gelen teklife evet diyerek rotayı çizmeye çevirdim. yalnız takımda ne antrenör var ne de gözlemci. 19/20 sezonuna başlarken galatasaray'da çılgın atan telles'i italyan vatandaşı olmasından da yararlanarak takıma kattım, fabregas'ı bedelsiz olarak orta sahayı yedeklemesi için aldım. yalnız gider ayak galatasaray'a bedelsiz olarak rabiot ve rode'yi almıştım, hali hazırda bulunan arda, quintero, zuculini ve wilshere ile çok iddialı bir orta saha bıraktım, umarım halefim hikmet karaman bunun kıymetini iyi bilir.
  • 213
    bu oyunda kilit özelliklerden biri 3 farklı taktiği de farklı oyun tarzları için kullanmanız.

    taktiklerinizden biri kontrol, biri hücum, biri kontra oyun anlayışı şeklinde olursa, saha içinde fantastik bir esnekliğe sahip olursunuz.

    diyelim 2-0 öndesiniz. yaslanırsanız yiyebilirsiniz çünkü rakibin ofansif oyuncuları "kaşar" oyuncular, görürse atacak. hücum taktiğiniz dikine paslar üzerine kurulu, defanstan kısa çıkıp ileride de biraz top dolandırıp fazla oyalanmadan kaleye gidiyorsunuz. kontra taktiğinizde ise uzun toplarla çıkıyorsunuz. kontra'ya geçerseniz iyiden iyiye rakibe verirsiniz ama topu.

    eğer hiç kontra çalışmamışsa bu takım, oyun anlayışını kontra'ya çevirirseniz saçmalar takım gerçek hayattaki gibi. ama eğer taktiklerinizden birinde kontra oyun anlayışı çalışıldıysa, sadece hücum taktiğindeki oyun anlayışını kontra yapmanız yeterli olur. daha savunma ağırlıklı, ancak yaslanmadan.

    voila, 2'yi koru, gelirse 3 gelsin.
  • 311
    oyunda üst üste 2 şampiyonluk aldım ve asıl beni sevindiren olaylar silsilesi ikinci şampiyonluk sonrası yaşandı. fenerbahçe küme düşerken, bizde de başkanlık seçimi oldu ve dursun özbek gitti. dursun özbek yönetimi ne desem para yok pul yok diyordu, hatta pilot kulüp bile bulmaya izin vermediler. yeni başkan gelince hemen antrenman tesisi ve pilot kulüp ile transfer yüzdesi artmalı dedim ve kabul ettiler.

    devre arasında muslera olay çıkarmış ve ben de onu juventus'a satıp yerine kameni'yi almıştım ama memnun kalmadım, sezon biter bitmez sözleşmesi biten ospina'ya çullandım ve aldım. podolski ve chedjou ile de yıl sonunda yolları ayırdık sembolik bonservis bedelleriyle. takımda ağır toplardan sadece wesley sneijder kaldı.

    bir de sezon bittikten sonra ingiltere ve hollanda milli takımları teklif yaptı, ingiltere 5.8 hollanda ise 1.2 milyon euro önerdi fakat her ikisini de kabul etmedim ve enerjimi sadece galatasaray için harcayacağım.

    kadrom şöyle: ospina - johansson, rüdiger, ely, hasan ali - mehmet ekici, havard nordtveit - kevin kampl, coric, pereira - moussa dembele.

    johansson'u psv'den aldım ve muazzam bir sağ bek. hasan ali'yi ise telles'i sattıktan sonra 700 bin euroya almıştım, carole için yedek olur diyordum fakat acayip bir form sergiledi ve formayı kaptı.
  • 43
    beta surumuyle deneme galatasaray kariyeri actigim ve kafamda soru isaretleri yaratan oyun..
    jose dm'de vasat, mcde iyi is yapiyor.. selcuk da oyle hatta emre colak da playmaker olarak mcde iyi goturuyo.. ama grosskreutz'u cozemedim :) sag on, sag bek, orta saha denedim ama henuz verim alamadim.. denayer sag bekte oldukca iyi, olcan sol bek icin ayni sekilde.. mali olarak cok fazla hareket sansi yok.. maliyetsiz kiralik oyuncu alinabilit ancak..

    grosskreutz'dan verim alabilen varsa yesillendirsin :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın