• 33
    sözlükte özellikle galatasaray yetmezliği sonucu ortaya çıkan, fikirlerin ortadan ikiye ayrılması gerektiğine inanan yazarlarca desteklenen fikir bütünüdür. arkadaşlar hiçbirinize yanlış bir şey demek istemem ama, ülke kutuplara ayrılmışken neden birbirinize laf koyarsınız, ötekileştirirsiniz anlayamıyorum. bari burada gayesi bir insanlar olalım.
    merak ediyorsanız görüşümü, daha önce de belirttiğim gibi fatih hocamızı destekliyorum, ama hatalarını da görmüyor veya eleştirmiyor değilim ancak açıkça bize savaş ilan eden malum tipler varken de hocayı desteksiz bırakamam, kimse kusura bakmasın. armaya sevgimiz sonsuzdur, ancak armayı en güzel yerlere taşıyan insanlara da saygıda kusur etmeyelim lütfen.
  • 129
    fatih terim gittikten sonra yorumlarda 4 kesim göze çarpıyor.

    fatih terimciler : aralarında benim de bulunduğum grup. galatasarayın son 2-3 senedir kötü futbol oynadığını ve fatih terimin başarısız olduğunu gören ama başarıya gene fatih terimle ulaşılacağını düşünen grup.

    fatih terimci düşmanları : fatih terimi sevenleri , gitmemesi isteyenleri ya da gitmesinin yanlış olduğunu düşünenleri gs düşmanı diye etiketleyip kendi zihninde kurduğu yargılara göre yargılayan kitle. ben hem fatih terimi sevip hem de gsli olamam öyle mi? niyeymiş o? çünkü paşamız öyle istedi. çünkü herkes paşamız gibi düşünmek zorunda. çünkü paşamız mağarasından daha yeni çıktı. farklı düşünce ya da düşünceye saygı diye bir şey duymadı. gören de fatih terimi değil de aykut kocamanı istiyoruz sanar.

    fatih terimin gitmesini doğru bulanlar : bence bu kitle +30 yaş ya da iş hayatına atılmış kitle. iş hayatının nasıl yürüdüğünü bilen hayata daha realist bir gözle bakan tayfa. fatih terimin başarısız olduğunu ve gitmesinin doğru olduğunu savunuyorlar. başarısızlık olarak terimcilerle hemfikir ama gitmesi noktasında ayrışıyorlar sadece. görüşlerine katılmıyorum ama saygı duyuyorum.

    fatih terim holiganları : bunlar yeni hocaya küfür eden tayfa. bakın küfür diyorum eleştiri değil. adamı kariyer ya da birçok sebepten beğenmeyip eleştirenler saygım sonsuz da adama küfreden tayfa tam allahlık. her lider ruhlu adamın yanında böyle canlı bomba ruhlu insanlar oluyor bence.

    daha kaç parçaya bölünecez allah bilir.
  • 16
    kim gelirse gelsin neticesinde hepimizin isteyeceği yegâne adamdır fatih terim bu yüzden terimciyiz.

    allah aşkına kim geldiyse hep terim'i aramıyor muyuz? şimdi hocamız olsa demiyor muyuz? bu nedenledir ki bağnazca bir bağlılık değil bu, gözlerimiz kör de değil. yanlışa yanlış diyoruz.
    en önemli tarafı fatih hocanın taraftar üzerindeki etkisi; adam çok büyük bir figür.
  • 17
    fenerbahce taraftarı bir sene takımda kalan ve başka hiç bir başarısı olmayan ersun yanal diye ölüp biterken bizim 1,5 yıldızımızı takan ve avrupa fatihi diye böbürlenmemize vesile olan efsanemizin arkasında durmamız dalga konusu olmuş. ne derseniz diyin kardeşim, terimci diyin, terimist diyin hiç farketmez, sonuna kadar burdayız.

    neymiş takımı iyi çalıştıramıyormuş da koşmuyormuşuz, 2000 kadrosunu kim çalıştırıyordu? 2012-2013 kadrosunu kim çalıştırıyordu? en önemli mentalitesi pres yapıp tempolu oynatmak olan hocaya koşu mesafesinden vurulmaya çalışıyor, kardeşim şu takıma bir bakın ya, 2 hafta üst üste aynı kadroyla çıkamıyoruz, ya sakatı var ya cezalısı.

    galatasaray’ın zararına olmayan ne var deseler başa yazılacak akımdır.
  • 134
    galatasaray'a zarar veren akımdır. galatasaray'ın başında olduğu vakit tabii ki fatih hoca'yı destekleriz. ama fatih hoca basın aracılığıyla başkana posta koyarken, başarısız olduğu için gönderildiğinde elbette galatasaray'ın menfaatleri gereği karşısında olmak gerekir. galatasaray'ın mevcut teknik direktörü başarılıyken bile bu düşüncedeki insanlar "keşke fatih hoca başımızda olsa" diyorlar. bu düşünce mevcut teknik direktörün odağını bozup, başarılı takımı başarısız hale getiriyor.
  • 8
    "boş yapmak" diye bir tabir oluştu yeni türkiye' nin yeni türkçe' sinde... terimcilik oynamak tam olarak "boş yapmak' tır". yahu ben neden lokomotiv moskova maçının* bir gün öncesinde düzenlenen basın toplantısında, hocamın vücut dilinden maça değil yalnızca federasyona odaklı olduğunu görüyorum...

    hoca kendi savaşına galatasaray' ı alet ediyor. hem kendine hem galatasaray' a ihanettir bu. tek yapması gereken gerçek işine konsantre olmak. dünkü maçta* bu kadar savruk görünmeye hakkı yok galatasaray takımının. olacak iş değil. başlarım onun iç savaşına. moskova' ya -7 derece soğukta giden taraftarın suçu ne? ona ne senin iç savaşından. beş para etmez bir takıma varlık gösteremiyorsun! hala terimcilikmiş!

    hocayı sevdiğimi her başlığında söylemek zorunda kalıyorum ki paranoyak "terimciler" beni kendisinin düşmanı sanmasın. bir insan bu kadar karşılıksız sevilirken bu kadar ihanet edemez arkadaş!

    neden mi sinirliyim? çünkü o beş para etmez takımın da bir planı vardı. orta sahada topu kazandığı anda defans arkana sarkmaya çalıştılar sürekli. golleri öyle gelmedi, beceriksizliklerindendi o. işte senin hiç bir hücum planın yoktu. sezon başından beri bu böyle. sanki elinde sane, mahrez, bernardo silva var da senin hücum planın yok, serbest bırakıyorsun adamları. içeri doğru çalımla girecek birşeyler yapacak. ulan o beş para etmez dediğimiz takımın savunması bile yemez bunu. ancak senin her maç 9-10 km az koşan takımın yer.

    terim 10 sene kalsın. amenna. ben de istiyorum. ancak benim tanıdığım hoca bu değil!

    suçluyu başka yerde aramayın. ben fatih terim' de olduğuna eminim! biz hakemleri de yenerek "uefa" yı almış kulübüz! o zamanlar da mali sorunlarımız vardı. şu hale bak. uefa seviyesinde bile olmayan bir gruptan çıkamamayı geçin, 3. bile olamayacağız!!! sebebi de birilerinin savaşıyla meşgul olmamız!
  • 136
    fatih terim'i çok seven insanlardan biriyim. terim bu ülkenin en başarılı futbol adamıdır. türk futbolunun çehresini değiştirmiştir. bir nevi ülkemizin avrupaya açılan yüzü de olmuştur diyebiliriz. ancak her güzel şeyin bir sonu oluyor. fatih hocanın genel olarak miadı doldu. bu şuan kötü hocadır anlamında değil belki gelirse yine başarılı olur bunu bilemeyiz. fatih hocanın son 4 5 yılı benim için kabus gibiydi mıymıy bir oyun, topu kaleye götürmekte zorlanma, set oyununu oynatamama. hocayı anlıyorum avrupada şok pres sonrası 4leri 5leri yemek istemedi ben kompakt kalayım geçiş oyunu oynayayım dedi bunu başardı da özellikle son senesinde ancak ligde takım o boğucu oyununu bir türlü oynayamadı özellikle son senesinde avrupa ve lig maçlarına bakarsanız aradaki uçurum bariz bir şekilde görünüyor. hocayı seviyorum her zaman destekçisi olurum ancak artık dinlenmesi hem kendisi hem de kulübümüz için daha iyi olacak. zaten bu düzende kendisine de hocalık yaptırılmıyor verilen yüksek cezalardan dolayı. terimcilik kavramına gelirsek ülkede biatçılık kültürünün ne kadar yoğun olduğunu her alanda boy gösterdiğini görüyoruz. fatih hoca, biz bir gün bu dünyadan gideceğiz. kimler geldi kimler geçti. aslolan galatasaray ve galatasaray'ın geleceğidir. bir devir kapandı yeni bir devir açılıyor buna destek olup yukarıya taşıyalım. kulüp bir değişim bir geçiş sürecinde biz fark etmesek bile. yeni bir kurtarıcısını yaratıyor. bundan 3 5 yıl sonra belki de okan hocayı ısrarla isteyeceğiz takımın başında. hatalar, yanlışlar illa ki olacak biraz sabırlı olalım. ortak paydamız galatasaray'ın olabileceği en üst noktada olması.
  • 90
    her daim bir şeyci olmakla suçlanan kişilerdir. en ofsayt entrylerime bakın sürekli teknik direktör savunduğumu göreceksiniz. çünkü hamza, jor, hatta tudor gönderilirken başımızda dursun özbek olduğundan değişen bir şeyin olmayacağını anlamak için kayin olmaya gerek yoktu. terim'e özel bir durum yok yani.

    ortadaki sonuç bir başarı veya başarısızlıksa bunun tek bir sorumlusu yoktur. futbolcuların serefinin sorgulandıgı, donk, emre akbaba gibi adamların taraftarın önüne atıldığı, yönetim eleştirdiği için gönderilen bir oyuncunun olduğu ortamda başarı çok zordur. yoksa kimse bazı ütopik düşünceli arkadaşların söylediği gibi terim'i galatasaray'dan daha çok sevmiyor.
  • 96
    yanlış ama normal bir durumdur; şöyle ki, ülkemizdeki insanların geneli, kendileri için olumlu sonuçlar çıkaran her kişiyi ya da grubu içselleştirip objektif bakma yetilerini kaybetmektedirler.
    bu durum siyasette, sanatta, popüler kültür uzantılarında, sporda ve hatta aile yaşantısında da süregelmektedir.
    fatih terim senelerdir, dönem dönem galatasaray’ı çalıştırmış sayısız başarı kazandırmıştır ve bu nedenle sayısız galatasaraylı için fatih terim, bir teknik direktör değil bir baba, bir abi, bir kardeş ve bir nefer haline gelmiştir.
    peki bu durum nerede galatasaray’a zarar vermektedir ya da fatih terimcilik kötü müdür diye sorulursa cevap çok açıktır:
    fatih terimcilik çok zararlıdır çünkü insanların objektifliğini, değerlendirme yetilerini köreltir. bugün çeşitli renktaşlarımız, terim 3 senedir doğru düzgün bir sistem kuramadı, kadro dengesini oturtamadı, arda turan-babel-emre akbaba seçimlerinde objektif olamadı dediklerinde karşı argüman hemen hazır oluyor; ama terim uefa kupasını kazandırdı, terim’ in kaç şampiyonluğu var ...
    evet doğru terim’ in büyük başarıları var peki ama başarısızlıkları, kaprisleri nedeni ile yaptıkları ve harcadıkları ?
    ( çaldı ama çalıştı, o iyi etrafı kötü, ama yol yaptı gibi savunmalar da aynı tarafgirliğin yansımasıdır )
    sözün özü, galatasaray takımı bu sezon elindeki şampiyonluğu önce kendi eli ile rakiplere teslim etmiştir, federasyon-hakemler-yönetim gibi etmenler sonra gelmektedir. bu sezon gümbür gümbür oynadığımız bir maçın diğer etmenler nedeni ile elimizden gittiğini görmedim, baskın bir oyun şeklimizin olduğuna şahit olmadım ve ortadaki bu futbolsuzluğun sorumluluğunu da herkes üzerine almalı.
    sözün özü, fatih terim takımımız için tarihte büyük bir değer olmasına rağmen ne galatasaray’ ın yaratıcısıdır ne de can verenidir, aslolan galatasaray’dır.
  • 113
    galatasaray’ın şampiyonluğunun neredeyse yarısında olan, türk futboluna en büyük tarihi başarıyı kazandırmış, tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiği başarılı birini desteklemek fatih terimcilikse evet fatih terimciyim. herkes futbol uleması, herkes teknik direktör. bu ülkenin en büyük problemi bu; fikri olmayan insanların zikri olması ve cahilin cesaretlenmesidir. son 3 senedir ffp, mhk’si, federasyonu, ali koç’uyla tek başına uğraşmış, kukla mustafa cengiz yönetimiyle çalışmak zorunda kalmış, yönetim takımı savunamadığı için çakallara boğuşmuş bundan dolayı adaletsizce cezalar yiyip takımın başında olamamış sonrasında kendi konforunu düşünüp kariyerli ve ne oynayacağını bilen transferlere yönelmeyip kendi kariyerini riske atan ama galatasaray’ın geleceğine yatırım yapan birini sürekli ‘oooostooofooo’ şeklinde eleştirmek dünyanın en saçma akıl tutulmalarından birisidir. kurulduğundan bu yana seviye atlamış, ne oynadığını bilen dinamizmiyle sahada doksan dakika ter döken ruhu olan bir takım var. avrupa’da lider ve şimdiye kadar en az gol yiyen takım. bu saçma kargaşaya kurban edilemeyecek kadar değerli bir hoca, takım ve yönetim var. ne istediğini bilmeyen, hiç bir zaman memnun olmayan bir kesim taraftarın farkında olup sosyal medyaya bakıp tarihi galatasaray camiasının yangıncı diye tabir edilen bu azınlık kişilerin elinde oyuncak olmaması lazım.
  • 164
    bu kavram neden sadece terim üstünden yürüyor anlayabilmiş değilim.

    mesela neden gheorghe hagicilik diye bir kavram yok?
    bana sorsanız, hagi istediği kadar oyuncu kilitleyebilir bize...

    bu galatasaray'ı hagi'den daha az sevdiğim için değil, hagi'nin takımıma verdiklerine karşılık yeterince maddi manevi karşılık veremediğimizi düşünmemdendir.

    şimdi bu düşüncemden ötürü biatçı falan mı oluyorum?

    mesela ndombele'yi ele alalım. adama ifrit oluyorum, çünkü verdiğimizin karşılığını vermiyor. aldığı her para gıcığıma gidiyor. ama kendisi şu an galatasaray oyuncusu...

    okan buruk da mesela bu yoldan ilerliyor. okan burukçuluk için yerlerimizi şimdiden ayıralım. mesela seneye şampiyon olamadık varsayalım. rezil oynadık varsayalım. umrumda olur mu? sanmıyorum... kalması için her türlü desteği veririm.

    her yerde yıldız geyiği yapmıyor muyuz? yıldızların 1.5'u terim'in döneminde gelmiş.

    uefa ile övünmüyor muyuz? terim zamanında gelmiş.

    nottingham forest 2 defa şampiyon kulüpler kupası aldı. 1 ingiltere ligi şampiyonluğu ve 1 defa da uefa kupası kazandı. bütün bu sürecin sonunda küme düştüler. hem de alkolikliği yüzünden ayakta duramayan, bir anda yaşlanan, artık fikir ve konuşma devamlılığı gösteremeyen bir adam teknik direktörleriydi.

    alkışlar eşliğinde küme düştüler. o alkoliğin heykelini diktiler. yıllarca premier league'den uzak kaldılar.

    şimdi bana tek bir nottingham forest taraftarı söyleyin, brian cloughu kötülesin. taraftarın bir kısmını biatçılıkla falan suçlasın. adamın heykeli var stadın önünde.

    terim öncesi şampiyonluk sayıları bakımından türkiye'nin kaçıncı büyüğü olduğumuza dönüp baksın isteyenler. ne kadar kötü sezon olursa olsun, terim'e vedamız aşağıdaki gibi olmalıydı. olamadı, ama olsun. onu ne kadar sevdiğimizi her yerde hissediyor, hissedecektir.

    işte biatçı forest taraftarı:
    https://youtu.be/O_Ae5pS0c78?t=523

    allah herkese bol akıl fikir versin.

    bu arada hagi'nin şampiyonluğa ilk yürüdüğü yıl viitorul maçlarını yakından takip ediyordum. geçen yıl faul costanza'yı da ara ara izledim. bu yıl şansımız tükendi ama olsun. şimdi de panathinaikos'u takip ediyorum ve destekliyorum.

    metin oktay sağ olsa idi, ve al hilal'ı çalıştırsaydı onu desteklerdim. galatasaray türkiye'nin en büyüğü ve en çok taraftara sahip kulübü ise, metin oktay'ın varlığı, terim'in başarısı, hagi'nin karizmasına borçludur.
  • 43
    galatasaray futbol takımı fatih terim ile en başarılı günlerini yaşamıştır. fatih terim, galatasaray'ın yaşayan efsanesidir. fatih terim'i sevmeyen galatasaray'lı olamaz.

    bizler, galatasaray'ın en güçlü dönemlerini fatih terim'le yaşadığı için destekleriz.

    yoksa, mancini varken de buradaydık, jor varken de, başkasi olacakken de. galatasaray'ı bıraktığımız gün, galatasaray'dan soğuduğumuz gün öldüğümüz gündür.

    ama dikkat edin, bu adamlar aynı zamanda "şu gelirse, galatasaray'ı bırakırım " , " bu giderse galatasaray'dan soğurum " diyen tipler.

    burada da hemen bu tarz başlıklara yazıp dikkat çekmeye çalışırlar, bunlar böyledir.

    şu noktada durum cok net aslında ;

    " ya fatih terimcisin, ya da galatasaray düşmanı "

    terimspor diye zırvalayan tipler, kendi koçsporluluğunu örtmek için saldırırlar.
  • 123
    sözlükteki anti-terimizm hareketinin yanında esamesi okunmayan kavram. kim nasıl eleştirecekse eleştirir hocayı ama çıkıp da lazio maçını şansa kazandık dersen olmaz işte. maç belli, pozisyonlar belli, oynanan oyun belli.. morutan’ın direkten dönen topu da şans mesela ama bu detaylar oynanan oyunun güzel olduğunu değiştirmiyor.

    hoca bu sene takımın başında arkadaşlar. gitmesini isteyebilirsiniz ama mücbir bir sebep olmazsa sezon sonunu görecektir. hakkıdır.
  • 51
    39 yasindayim, yaklasik 30 senedir futbolu takip ediyorum. bana bu 30 sene icinde en büyük mutluklari yasatan teknik direktörü kötüleyecek kadar nankör degilim. hadi ben dinazorum, dede uefa kupasi 20 sene önceydi diyebilir genc arkadaslar da, yalniz son iki sezonda bu takimi sampiyon yapti bu adam. sonuna kadar elestiririm ama nankörlük yapmam.

    evlatci falan degildir terim. öyle olsa sezon basi semihi getirirdi keza ardayi (el öpmeden cok önce barismislardi) isterdi. sabride gelirdi, baska bilmiyorum hangi evladi var.

    yalniz terimin söyle bir huyu var. ihtiyaci varsa ve baska care yoksa bildigi beraber calistigi seyleri tercih ediyor. sadece terimin degil insanoglunun böyle bir huyu var. bugün antremanda elimizdeki bütün forvetler sakatlansa ve sezonu kapatsa terim son care olarak umut bulutu transfer eder ve verimde alir. iste bu nedenle imparator fatih terimdir. bakin ersuna falette diye bir adami getirdiler sesi cikiyor mu. falette mi semih kaya mi istersin ersun hocam diye sorsalar hic düsünmeden semih der.
  • 12
    fatih terim tabi ki eleştirilecektir. dünyada eleştirilemez hiçbir canlı yoktur. olması da akıllara ziyandır. insanlık eleştiri kültürü sayesinde bugünkü gelişmişlik seviyesine ulaşmıştır.

    ancak eleştiri ile suçlamayı, eleştiri ile saldırıyı birbirinden ayırmak gerekir. bu sözlükte genellikle suçlama yapılıyor, dğersizleştirilmeye çalışılıyor, saldırılıyor. örneğin, fatih terim’in kebapçı olayını ikide bir ısıtıp buraya taşımak eleştiri midir? hayır değersizleştirme gayretidir. fatih terim’e, geçmişte şunu söyledi, bunu söyledi, tüpçüyle şöyle yaptı böyle yaptı ya da parator demek eleştir midir? hayır değersizleştirme gayretidir. çünkü geçmişte yaşananlar bugünün konusu değil. artık bugüne gelip fatih terim’e tercihlerinden dolayı yol gösterebilirseniz bu eleştiridir. adı üstünde eleştiri, yanlışa ışık tutup doğruya yönlendirme gayretidir.

    fatih terim’e benim de eleştirilerim oldu ve olacak da. ama benim eleştirim tamamen yol göstericiydi küçük düşürücü değil. örneğin fırat aydınus’a gitmesi ve hakaret etmesi yanlıştı. sabretmeliydi ve sadece sahadan çıkarken suratına bakmakla yetinmeliydi. bunu özellikle premier ligde çok yaparlar.

    ozan dışındaki gençlere yeterince güvenip fırsat vermedi bu sezon. ilginç bir şekilde sinan ve eren ısrarı ile hata yaptı. sinan da eren de ilk onbir oyuncusu değiller bana göre ve futbol kamuoyunun büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor. ama hoca ısrar etti hata etti. ünal karaman fenerbahçe gibi bir takıma karşı dört altyapı futbolcusu ile çıkıp fener’i sahadan silerke fatih hoca bursaspor maçında bile yunus’a, celil’e güvenmedi.

    takımın hızlı oynamasını, koşu mesafesini yükseltmesini ve hücum pres yapmasını başaramadı bu sezon. halbuki takımın yaş ortalaması da bayağı düşük ve bunları yapmaya müsait.

    geçen sezon galatasaray’ın şampiyon olması nedeniyle bu sezon ligde önümüze her türlü engelin çıkarılacağı ve ikinci kez şampiyon olmamıza engel olunacağı belliydi. bu nedenle tamamen şampiyonlar ligine odaklanıp gruptan çıkılması gerekirken, porto maçındaki yanlış strateji, schalke maçlarına odaklanılamaması sonucu bu duruma düştük. deplasmandaki porto maçını hedef maç olarak seçmesi çok yanlıştı. hedef maçlar iç saha maçları olmalıydı. düşünün schalke’yi asy’de yenseydik bugün altı puanımız vardı ve schalke’den daha iyi durumdaydık. son maçta ise hedefine ulaşmış porto ile oynayacaktık.

    bunları ben de birçok entrymde yazdım ama fatih terim’i asla küçük düşürmeye, değersizleştirmeye çalışmadım. fatih terim tabi ki süperman değil ama onun galatasaray ve milli takımda elde ettiği başarılar nedeniyle kıskanılıp saldırılara uğradığını biliyoruz. türk futbol alemini yakından bilenler, fatih terim’in neden bu kadar agresif davrandığını anlayabilir. bu alem şeytanların çok bol olduğu bir alemdir. şeytanları kendinizden uzak tutamazsanız başarılı olmanız mümkün değildir. agresif olmazsanız ihanetlerle başa çıkmanız çok zordur. ancak fatih terim’in de zaman zaman ölçüyü kaçırdığına tanık oluyoruz. türkiye’de hele hele istanbul’da yaşayıp da her zaman ölçülü kalmak dünyanın en zor işidir. başka yerlere bakmamıza gerek yoktur. istanbul’un trafiği neyse insan ilişkileri ve toplumsal karakterimiz de odur. zaten trafik düzeni toplumsal karakterin en önemli göstergesidir. bu nedenle ben fatih terim’in ya da şenol güneş, aykut kocaman gibi hocaların bazı hatalarını normal karşılıyorum, eleştiri konusu yapmıyorum.

    bugün türk futbolunda olanlara bakarsanız dünyanın en çirkin ilişkilerine ev sahipliği yaptığını görürsünüz. şike vardır, ihanet vardır, pusu vardır, hırsızlık vardır, tehdit vardır, küfür vardır, sövme vardır, hakaret vardır, alay etme ve küçük düşürme vardır. menejerlik dünyamız da bütün bunların üzerine tüy diker. böyle bir kazanda kendinizi korumanız, ailenizi korumanız, takımınızı korumanız kolay mı? işte bu nedenle ben fatih yerim’in bazı yanlışlarını dillendirmiyorum. bu ülkede, kendisini geçtim, kızına ve kundaktaki torununa küfredildi fatih terim’in. başka bir şey söylemeye gerek var mı? fatih terim’in mevlana olmasını, yunus gibi olmasını herkes gibi ben de isterim ama o zaman fatih terim olmazdı. futbol dünyasında olmazdı, olamazdı. çünkü mevlanaların futbol dünyamızda barınması maalesef mümkün değil.

    fatih yerim’den nefret edenler olabilir, kişisel sıkıntı yaşayanlar olabilir ama bunların galatasaray sözlükte hesaplaşmaya dönüşmesi yanlıştır. eleştirin, kurduğu takımı, oynattığı futbolcuları, sistemini, fırat aydınus’a karşı tavrını, takımın kondisyonunu eleştirin buna hiç kimsenin karşı çıkacağını düşünmüyorum. ancak uğradığı haksızlıklar ve yapılan saldırılara karşı onu yalnız bırakmayın. çünkü o galatasaray’ın ve türk futbolunun en başarılı teknik direktörüdür. geçmişi başarılarla doludur, geleceği de parlaktır. sakin kalmayı, sabretmeyi, bazı şeylerden feragat etmeyi başarırsa -ki son altı aydır, yani fırat aydınus olayına kadar çok iyi gidiyordu- orta ve uzun vadede yine zaferlerle taçlandıracaktır mücadelesini. buna inandığım için daha hoş görülü bakıyorum kendisine.

    benim bakış açımın sözlük yazarlarında da ağırlıklı olduğuna inanıyorum. bu durumda fatih terimcilik nitelemesi doğru durmuyor. ben, ne olursa olsun fatih terim’i eleştiremezsiniz, ona dokunamazsınız modunda bir yazar tanımadım. meramını yeterince iyi ifade edemeyenler olabilir tabi.

    hiç kimseye sınırsız destek vermemiz mümkün olmamakla birlikte, şu anda fatih terim’e tam destek vermeye devam etmemiz gerektiğine inanıyor, ondan ve takımdan büyük zaferler bekliyoruz. yönetimimizin de desteği ile tabi.
  • 131
    bel altı vuranlara ya da konuyu başka tarafa çekenlere herkes zaten tepki veriyor da, en makul eleştirilere bile sanki fatih hoca'ya hakaret edilmişçesine ipe sapa gelmez argümanlarla cevap vermeye çalışan mensuplarına sahip bir fikir akımı.

    fatih hoca sonuçta ilah değil, hiç mi hatası yok bu adamın eleştirilmeye değer? madem bu kadar kusursuzdu da neden gönderildi, niye takımın başında değil şu anda? herhalde her yaptığı doğru olsa ne sahadaki sonuçlar böyle olurdu, ne oynadığımız futbol böyle olurdu ne de kendisinin kişi künyesindeki takım hanesi boş olurdu şu anda. böyle yaparak sadece tepki çekip, o veya bu sebepten dolayı fatih hoca'ya karşı nefret beslemeyen ancak mesafeli duran ılımlı insanları da soğutuyorsunuz. dışardan görünen tablo net olarak bu şekilde.
  • 30
    a- yine mi mariano? 30 maçtır istikrarlı şekilde kötü oynayan adam niye yine ilk onbirde?
    b- 8 defa şampiyon yaptı bizi. bir sezon başarısız olma hakkı var.
    a- selçuk inan sevgisi yüzünden kaç maç kaybettik. hala selçuk oynuyor. terim'in inadı yüzünden maç kaybediyoruz.
    b- 8 defa şampiyon yaptı bizi. bir sezon başarısız olma hakkı var.
    a- babel el freni, takım koşmuyor, daha dinamik olmalıyız.
    b- 8 defa şampiyon yaptı bizi. bir sezon başarısız olma hakkı var.
    a- takımın bir oyun planı yok. hücum yapamıyoruz. 6 cl maçında 9 isabetli şut atabilmişiz.
    b- 8 defa şampiyon yaptı bizi. bir sezon başarısız olma hakkı var.

    benzeri diyaloglarda, b'nin yaptığının adıdır, fatih terimcilik. terim'in selçuk aşkı, mariano inadı, ben bikirimciliği yüzünden, takım puan kaybettiğinde, takım önemli değil, terim sağolsun diyebilmektir, terimcilik. bunu da bir mantığa oturtamadığında, terim'i eleştirenleri ali koç ile aynı safta olmakla suçlamaktır.
  • 139
    okan buruk'u destekleyen, yanında gibi görünen "ölene kadar terim" düşüncesine sahip galatasaraylıların desteğini samimi bulmuyorum açıkçası.

    bugün fatih terim için galatasaray'da yeniden teknik direktörlük yapmak gibi bir ihtimali doğsa ve "ölene kadar terim" tayfasına "okan buruk'la mı devam edilsin, fatih terim mi geri gelsin?" sorusu yöneltilse, terim ekibinin ezici bir çoğunluğunun cevabı "imparator fatih terim" olur. çünkü bu insanlar dursun özbek seçildiğinde ve okan buruk ismi net olarak dillendirildiğinde, "fatih terim en iyi türk teknik direktör olarak orada dururken, okan buruk ile uğraşmaya ne gerek var? terim'e teklif yapılsın" düşüncesine sahiplerdi. okan buruk'la imzalar atıldıktan sonra da bu ekibin desteği "fatih terim düşünülmediğine/olmadığına göre ..." şeklinde ortaya çıktı. yani şartlı ortaya çıktı. bugün de değişen pek bir şey olduğunu sanmıyorum. fatih terim kitlesinin okan buruk'a desteği, daha doğrusu fatih terim'den farklı herhangi bir galatasaray teknik direktörüne desteği, terim'in fotoğrafın dışında kaldığı süre boyunca devam eder. terim fotoğrafın içine girdiğinde veya girmek istediğinde, bu destek sona erer. terim tayfası okan buruk'a görünürde destek veriyor olabilir ama aynı tayfa fatih terim'e, terim'in kararlarına, hocanın dördüncü dönemindeki özellikle son iki sezonuna dair hiçbir eleştiri getirmemeye, getirenleri de susturmaya çalışmaya devam ediyorlar. bunun sevgi ile, saygı ile bir alakası yok. o insanların terim özelindeki kült bakış açılarından verdikleri bir taviz veya yaptıkları bir özeleştiri söz konusu değil. böyleler. dolayısıyla ifade ettiğim gibi, fatih terim bugün çıkıp "galatasaray bizim evimiz. bizim kişilerle olur derdimiz/işimiz. galatasaray bizi özlemiştir" benzeri cümleler kursa atina'da, terim kitlesinin içi atina'dan kilometrelerce uzakta burada kıpır kıpır olur. "terim mi, buruk mu?" sorusuna da tereddütsüz terim derler. okan buruk ile kazanılan şampiyonluğun, bu sezon toplanılan puanın altını çiziyorlar sürekli son zamanlarda hocaya destek vermek adına ama bütün bu kazanımları fatih terim-galatasaray olası birlikteliği ihtimali oluşunca ilk unutan, okan buruk'a ilk sırtlarını çeviren ve hatta okan buruk ile ilgili eski defterleri açmak isteyen, yine kendileri olur. birbirimizi kandırmanın bir manası yok bu hususta. gerçekler bunlar çünkü.
  • 159
    galatasaray’ın ali sami yen ve metin oktay ile birlikte en büyük üçüncü figürüne hakkını veren insanlar için layık görülen isim.

    terimden hazzetmiyorum diyip geçeceksiniz arkadaşlar. paragraflarca yazı döküp samimiyet testi istenmiş bir de fatih terim destekleyenlerden okan buruk hakkında. buna ihtiyaç yok. okan buruk galatasaray camiasında başarılı olma ihtimali yüksek görece genç ve hırslı bir hocadır. öbür yanda ise camianın efsane figürü var. bu iki insanı da galatasaray başında görmek mutluluk veren bir şey.

    aslolan galatasaray mevzusunun altında da bu takımı başarıları dolayısıyla seven taraftar yatmaktadır. terim iki sene şampiyon olamadı siktirsin gitsin taraftarıdır bu. yani galatasaray’ı inişleri ve çıkışları ile değil, mutlak başarısı için seven taraftardan bahsediyoruz. bu insanlar hem camianın başarısı için yangın yaptıklarını söylüyorlar. aynı yangında da camianın istatistiki olarak en başarılı adamının en boktan başkan tarafından gönderilmesine şakşak çekiyorlar. insanın aklı ile dalga geçmeyin.

    bahsedildiği gibi fatih terimci olarak addedilen taraftarlar, okan buruk’un en büyük destekçileridirler. fatih terim konusu ise, terimciler nezdinde, “bayrak gitti, göt gitti” halinde kabul görmektedir artık. hocaya yapılacak en büyük yanlış yapıldı ve gönderildi. sarı öküz verildi yani. ama bugün terimciler üzgün olsalar da okan burukla yakalanan seriden mutlu ve gururludurlar. sapla samanı karıştırmaya gerek yok.

    aslolan galatasaray’cılar üç beş peşpeşe puan kaybında okan’a da defol git diyerek koca camiaya beşiktaş tarifesini layık göreceklerdir, bundan da eminim. sonra da taçsız kral metin oktay diye iç saha maçında edebiyat yapacaklardır bir de.

    bu pespayelik içinde eski ve amatör ruhlu günlerin anıları ve coşkusuyla ali sami yen vari tribünlere sahip pana‘ya giden hoca için gelinen gaz, eski günler için bir saygı duruşudur yalnızca. bu da çok görülür olmuş belli ki.
  • 71
    dünyanın en saçma başlığı. her şeyde olduğu gibi fatih terim sevgisinde bile ayrışıyoruz, ayrıştırılıyoruz. fatih terim’i çok seviyorum, kredisi çok yüksek ama devamlı başarısız olması halinde o da takımın başında olamayacağını biliyor. fatih terim’i bu noktaya getiren başarılarıdır. başarılı olduğu için seviyoruz. bize yaşatırdıkları için seviyoruz. kimsenin yapmadıklarını yaptığı için seviyoruz. bu başarıları ona çok ciddi bir güven duymamızı sağladı. çünkü, kendisi bir şekilde yanlışlar, doğrular yapıp sonuca ulaşabiliyor. o yüzden ki ben taraftar olarak içim rahat bir şekilde takımımızı takip ediyorum. ayrıca, futbolda ne sürekli galip gelmek mümkün ne de şampiyon olmak. biraz gerçekçi olursak sevgimizde de öfkemizde de ölçülü oluruz.
  • 40
    anlamsız olduğunu düşündüğüm başlık.

    "neden?" diye soracak olursanız. çünkü galatasaray' ı galatasaray yapan insanların başında gelen bir kişiyi sevmek ve saygı duymak kadar normal bir durum yok.

    aile büyüklerinize sorabilirsiniz. insanların galatasaraylı olmasını sağlayan ilk* kişi metin oktay sonraki kişi ise fatih terimdir. galatasaray taraftarının sayıca artmasını sağlayan en önemli iki kişi. hatta burada yazar olan arkadaşların ağırlık 20 - 40 yaş aralığında olduğunu varsayarsak bende dahil pek çoğu fatih terim' in takımımız başında kazandığı zaferler sayesinde takıma gönül verdik.

    hocanın eleştirilemez olduğu görüşüne de kesinlikle katılmıyorum. yaklaşık 2 yıldır aranızdayım ve hocanın en ağır burada eleştirildiğini görüyorum. çok haklı eleştiriler de gördüm çok haksız ya da art niyetli eleştiriler de. forma adaleti, ilk on bir, formasyon, basına verdiği demeçler gibi pek çok konuda bizzat kendim eleştirdim. hocaya, bazı maçlardan sonra* o kadar çok sinirlendim ki statta maçları bitiremedim.

    kişisel olarak çok rahat bir şekilde terimci, x' ci, y' ci olmadığımı söyleyebilirim. fatih terim gider okan buruk gelir yine maçları izler, maddi imkanım yeterli olursa kombinemi alırım. hatta kendisini terimci olarak gören arkadaşların bile aynısını yapacağı konusunda eminim.

    ben dahil pek çok kişinin anlatmak istediği şey. bizi biz yapan, değerlerimizi temsil eden kişiler konusunda her zaman daha saygılı olunması gerektiğidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın