resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 23501
    takvimler sekiz nisan bin dokuz yüz seksen dört yılını göstermektedir, iki ezeli rakip galatasaray ve fenerbahçe şampiyonluk için çekişirken, hayati önem taşıyan bir maça çıkarlar. beraberlik iki takımada yaramamaktadır. o dönemlerde ortalığı kasıp kavuran bir trabzonspor gerçeği vardır. iki puanlık sistemle işleyen lig maratonunda, kendi sahasında döve döve de olsa kazanan trabzon takımı, deplasmanlarda stratejiyi bir puan üstüne kuruyor ve sağlam defansı, kalecisi, kötü saha şartlarınında yardımıyla bu planları tutuyordu. o yılı yine zirvedeki takımlar içinde en çok berabere kalan ekipti. bin dokuz yüz yetmiş dört yılında galatasaray takımına katılmış olup, kısa sürede oynadığı futbol ve takımına olan aidiyeti ile imparator lakabını alarak kaptanlığı yükselmiş fatih terim bu süreçte hiç şampiyonluk yaşamamanın verdiği gerginliği yaşamaktadır o tarihlerde. fırsat artık ayaklarına kadar gelmiştir şampiyonluk için, fenerbahçe'ye vurup geçecek, zirveye bir adım daha yaklaşacaktı galatasaray. iviç'in oynattığı göze hoş gelen fantastik futbol, galatasaray'ı bir adım öne çıkarıyordu bu dev maç öncesi. üç beş iki olarak oynattığı taktikte özellikle sağ açık öner kılıç'tan sağ bek çıkarması, öner'in dönemin önemli atleti abeba bikila'ya benzetilmesi, maç boyunca sağ kanatı şimendifer gibi kullanıyor olması, sol beke'de artık bitti denilen trabzonspor'dan transfer edilen çaycı lakaplı ahmet ceylan'ın müthiş performansı, iviç'in oynattığı futbola fiyaka katıyordu. trabzon'un o süreçteki yoğun başarısında karadeniz takımlarının da fazla olması etkendi. birkaç yıl önce galatasaray'ın şampiyonluğa tam yaklaştığı anda, trabzon'a yatan zonguldakspor, o dönem büyük tepki görmüştü, zonguldakspor'a istanbul'da oynanan her maçta sert bir şekilde tribünler tarafından hatırlatılıyordu. gelelim maça, henüz birinci dakikada dönemin yıldızlarından mirza seydiç'in attığı golle adeta bir sıfır önde başlarız maça. maç boyunca baskı devam eder, ali çoban, tarık hosiç, seydiç yüzde yüz goller kaçırır, fenerbahçe orta sahayı bile doğru düzgün geçemez. metin ve seydiç'e yapılan iki penaltıyı görmezden gelen yusuf namoğlu, olmayan bir pozisyonda yere düşen müjdat'a faul çalar. kalemizde de bir saatli bomba vardır haydar. daha önceleri orta sahadan atılan bir serbest vuruşta bursasporlu sedat üçten gol yemişliği vardır. topun başına o vakte kadar fenerbahçe'de bir varlık gösteremeyen suat karaliç geçer, tribünde herkeste bir dejavu oluşur, karaliç'de bursaspor kökenlidir, altı önce haydar'ın yediği o absürt gol aklımıza gelir, top çok uzun mesafeden direkten dönüp kafasına çarpıp içeri girmiştir bursaspor maçında, bildiğimiz bütün duaları ederiz ama haydar kapattığı köşeden topu içeri alır. o vakte kadar oley çeken tribünler bir anda susar. fenerbahçelilerde abartı bir sevinç oluşur sahada. yine sağlı sollu ataklar olur ama bir birin üzerine yatar fenerliler. samanlık yanmış fareye de kalmamıştır. karaliç tuhaf hareketlerle sevinirken maç sonu, seyircide tempolu bir şekilde "vur, vur, vur, vur" sesleri duyulur. aslında haydar'ı tokatlamaya hazırlanan imparator bu davete icabet eder ve karaliç'e okkalı bir tokat atar, yıllardır beklediği şampiyonluk yine kaçmıştır. uğursuzluk yaftası üzerine iyice yapışır, artık kademeli olarak isyan başlar ve devam eder. bir maçta hakeme tükürür, bir maçta birkaç maç önce fenerbahçe maçını satmış olan adanademirsporlu erol togay'a adana'da üç sıfır kaybedilen maç sonrası, erol'un onu kışkırtacak laf söylemesiyle kafa atar, ağzını burnunu dağıtır. evet asi, agresif bir imparatorumuz var ama tarihe bakıldığı vakit ne yaptıysa galatasaray için yaptığını görürüz. var ol imparator.
  • 23504
    sayesinde hangi spor programını açsam arda turan'ın galatasaray'a transferi konuşuluyor. ne kadar fenerli, beşiktaşlı yorumcu varsa, ellerini ovuşturarak, arda'nın büyük futbolcu olduğunu, galatasaray'a çok faydalı olacağını anlatıyor.
    ah be hocam! kibrin, egonun böylesi sana da zarar. sırf kameraların önünde elini öptü diye bitmiş bir futbolcuyu niye galatasaray'ın başına bela etmeye çalışıyorsun.
  • 23505
    ferguson’un otobiyografisini okuyanlar hemen hatırlayacaktır; sir takımının psikoloji ve motivasyonunu yukarı çekmek, aynı zamanda da rakiplerin psikolojisini bozmak amacıyla yaptığı bilinçli davranışları orada çok güzel anlatmakta. hatta bu konuyla ilgili yazdığım bir yazıda ilgili kısımları aktarmıştım, altta sadece yazının ilerisinde fatih terim özelinde değineceğim kısmı yazacağım:

    “sıra dışı numaralar yapmaya çalışıyordum. artık klasikleşmiş, sezonun ikinci yarısında tempomuz ve azmimiz yükselecek sözüm de bunlardan biriydi. carlo ancelotti’nin 2009 kışında bunu çözdüğünü gördüğümde şaşırmıştım. aşağı yukarı şöyle bir cümle söylemişti: alex united’la sezonun ikinci yarılarında daha güçlü olduğunu söylüyor ama biz de öyleyiz. gerçekten bunu her sene yapardım. sezonun ikinci yarısını bekleyin derdim ve işe de yarardı. bu sözler oyuncularımızın zihnine işlediği gibi, rakipler için de sürekli zihinlerini kemiren bir korku unsuru olurdu. onların gözünde manchester united sezonun ikinci yarısı bir işgal ordusu, bir cehennem azabı haline gelirdi.“

    şimdi buraya kadar tamam. ferguson’un nasıl zeki bir adam olduğunu her haliyle ortaya koyan bir davranış yaptığı. bir de bizim tarafımıza bakalım. fatih terim geçtiğimiz gün bir röportaj verdi. bu röportajda çok önemli bir kısım dikkatimi çekti, yine aynen aktarıyorum o kısmı:

    galatasaray'da hep ikinci yarılar farklı oldu. benim en büyük güvenim şu, beraber çalışma imkanımız var. avusturya'ya neredeyse genç takımla gittik. onun acısını da çektik. haftada 3 maç da oynamayacağız. daha diri, daha beraber çalışmış her şeyi iyi anlamış bir takım olacağız. yeni yılı kutlarken son maçımızdan sonra fazla da bir şey söyleyemedik ama baktığımızda galatasaray'ın nasıl oynaması gerektiğinden bazı işaretler, örnekler gördük diyebilirim.”

    anahtar cümle:“galatasaray’da hep ikinci yarılar farklı oldu.”

    baştaki ferguson demecine ne kadar benziyor değil mi?

    işte kurt teknik adamlık böyle bir şey. bazen rezil bir performans sergilersin ama yaptığın küçük bir hareketle her şey değişir. burada hocanın verdiği demeci çok değerli buluyorum. arda konusu bu kadar gündem olmasaydı rakipleri de epey baskıya alacak bir açıklama diyebilirim. kritik bir psikolojik hamle.

    bazen hocayı çok yeriyorum ama bu konuda da kimse övmeyince özellikle belirtme ihtiyacı hissettim. böylesi önemli bir demecin, psikolojik hamlenin dikkat çekmemesi üzücü bir şey.

    hepiniz fatih terim düşmanısınız. *

    şaka tabi canım...
  • 23507
    yedi düvele ve malesef istisnasız birlikte çalıştığı galatasaray başkanlarına karşı savaşan teknik direktörümüz.

    kendisine kesintisiz destek vermek gibi bir durum söz konusu olamaz. kesintisiz desteklenecek tek bir şey var o da galatasaray.

    fatih terim sık sık güc ve ego zehirlenmesi yaşayan bir insan. yapılacak en kötü şey onu kesintisiz desteklemek, şakşakçılığını yapmak olur.

    fatih terim yapıyorsa bir bildiği vardır...

    bu cümle fatih terim'in lanetidir. 2020 yılında selçuk inan'ı galatasaray 11'ine musallat eden, arda da arda diye tutturmasına sebep olan ve camianın huzurunu katır tepmişe döndürendir. linnes'e lisans çıkartmayandır. her hafta aynı şeyi yapıp farklı sonuç bekleten, koca bir ilk devre 4-1-4-1'in en saçma halini taraftara izletendir. hasan şaş gibi, ümit davala gibi yeteneksiz yardımcı hocaları takımın ayağına pranga yapandır.

    fatih terim'in her şeyden çok eleştiriye ihtiyacı var.
    fatih terim'den çok fatih terimciliğin fatih terim'e bile faydası yok ki galatasaray'a olsun.

    bu adamı alkışladığımız kadar yapıcı şekilde eleştirmeliyiz de. aksi taktirde kariyeri bitmek üzere.
  • 23508
    yedi düvele karşı savaşan don kişot'umuz, pardon teknik direktörümüz.*

    fatih hoca, dördüncü döneminde fazlasıyla sıkıntıya rağmen başarılı oldu ama başarıya giden yolda hem kendini hem de takımı motive edebilmek için hep bir düşman ve kaos yaratmayı ihmal etmedi. her ne kadar rakipleri gerçekten organize ama amatör ve profesyonel bir kötülük çabasına da girişse başarılı ve motive olmak için bir düşmana ihtiyaç duyuyorsanız bir yerlerde eksiğiniz var demektir.

    iki sezondur oynanan kötü futbolun üstünü hoca sezon içinde kaos ve tff, federasyon, kulüpler birliği ile, sezon sonunda da başarılarıyla bir güzel örtmeyi başardı. fazlasıyla mevcut olan özgüven ve kredisi de başarıları ile daha da arttığı için hiç eleştirilemez ve sorgulanamaz, her kararına güvenilir bir otorite haline gelmiş oldu ki, bana kalırsa bu durum hocanın fazlasıyla hakkıdır.

    ancak, her zaman zirvede kalamıyorsunuz ve bazen dibi görebiliyorsunuz. nitekim, iki sezondur başarı gelmesine rağmen oynanan kötü futbol, eleştirilmeyen ve sorgulanmayan koşulların etkisiyle iyice hızlanarak dibi gördü. dibi gördükten
    sonra da haliyle eleştiriler başladı ve bu eleştirilerden herkes nasibini alsa da neyse ki asıl odak nokta "kötü futbol" oldu.

    fatih terim 2019-2020 sezonunda da saha dışı megaleler edindi ama sezon başında ali koç ile girdiği polemik*, bir önceki sezonki kadar etki yaratmadı, hatta olumsuz etkiledi. oyuna yönelik eleştirilerin iyice yükselmesiyle de fatih hoca dördüncü döneminde ilk kez oyuna odaklandı ve 28 aralık 2019 galatasaray antalyaspor maçı ile bu konuda bir adım attı. ayrıca, atmış olduğu zorlu twitiyle istediği motivasyon ortamını da oluşturdu.

    baktığımız zaman, bana kalırsa eleştirilemez ve sorgulanamaz olmak hemen hemen her insana olabilecek gibi fatih hoca'ya da iyi gelmedi. çünkü, zirvede bile olsanız, bu sizin mükemmel olduğunuzu göstermiyor ve geliştirmeniz veya düzeltmeniz gereken şeyler oluyor. mesela, fatih terim'in en çok eleştirildiği sezonlardan biri efsanevi 1999-2000 sezonudur.

    bu yüzden, yıkıcı değil ama yapıcı ve doğru eleştiriye ve bu eleştiriyi en başarılı olduğu zamanda bile yapacak gerçek arkadaş, yoldaş ve taraftarlara her teknik direktör gibi imparator fatih terim de ihtiyaç duyuyor.
  • 23510
    yedi düvele, galatasaray başkanlarına, galatasaray “seyircisine” karşı savaşan teknik direktörümüz.

    arda’yı galatasaray başkanı ve taraftar istemiyor diye istiyor, selçuk’u taraftar istemiyor diye oynatıyor, taylan antalyalı‘yı taraftar istiyor diye oynatmıyor.

    dosta korku düşmana güvenveriyor.
    evlatları koruyup, “seyirci” yi aslanların önüne atıyor.

    ferguson ikinci yarı daha iyi olacağız derken ilk yarının bitmesini bekliyordu. fatih terim daha ilk yarının yarısı gelmeden ikinci yarıyı işaret ediyor, futbolcuların gözünde psikolojik olarak ilk yarıyı bitiriyor. ilk yarıda rakiplerin gözünü açıyor, bitik takım görüntüsü çiziyor.

    böyle kurt teknik adamlık olmaz.
  • 23511
    insanlara yaranılmayacağının en büyük kanıtı. insanları sırtında taşırsın da bir gün indirirsin o gün senden kötüsü yoktur. işte 2019-2020 sezonunda fatih terim'in yaşadığı budur.
    kendisi kurt hoca falan değil rakipler de gitmesin diye her gün dualar ediyor. aynen. neyse sekiz şampiyonluğu üç farklı takımda evlatçılık yaparak gaz vererek kazandı.
  • 23512
    kendisini eleştiren insanlar fatih terim'in başarısız olduğunu söylemiyor. aksine yaptığı hatalardan dem vuruyor. fakat sözlük genelinde fatih terim'i eleştiren herhangi bir yazıdan sonra direk yazarlar nankörlük ile suçlanıyor.
    demokrasinin ve ileri toplumların bizden en büyük farkı eleştirilebilme ve bunu tolere etmedir. hatalarından ders alıp, yapıcı eleştirileri kendisi için avantaja çevireceğine aksine daha fazla öfkelenmek tam türk tipi bir davranış.
    galatasaray'ın ortak menfaatlerini düşünen aklı selim herkes çıkarımlarda bulunuyor ve bunun için çabalıyor. galatasaray sözlük gibi kalbur üstü bir platformda her yazarın yazdığı entry çok önemli ve değerli. fatih terim başlığında olumsuz yazılan her yazıdan sonra insanları nankörlükle suçlamak bana göre bu sözlüğe yakışmıyor.
    hocanın koyu bir fanı, aşığı, yaptığı her hamleyi koşulsuz kabul edebilirsin. bu diğer insanların hocayı eleştirmeyecek ve kabul edeceği anlamına gelmiyor.
    galatasaray başkanları ile hocanın problemlerini anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. buna hangimiz itiraz edebiliriz. sene başından beri hoca saha ile değilde dışarısı ile ilgilenmeyi kendine misyon edindi. cellat gibi bekleyen, ceza vermek için ellerini sıvazlayanlara malzemeyi verdi ve bir çok ceza aldı. bunun böyle olacağını hepimiz tahmin edebiliyorken hoca bu duruma nasıl kayıtsız kaldı.
    sahaya çıkan onbirler, forma adaleti konusunda ki sıkıntılar hepimizin malumu. bunları görmezden gelip sineye çekmek hocayı ileri değil geri götürecek. ben yaptım oldu diyip kestirip atmak hocaya yakışan bir davranışta değil.
    her galatasaray taraftarının efsanesidir fatih terim. metin oktay'ın hikayeleriyle büyümüş bir nesil olarak gözlerimizin önünde büyüyen bir efsane oldu fatih terim. gelecekte fatih terim belkide metin oktay'dan daha büyük bir efsane olacak. fatih terim galatasaray'ın ortak değeridir. sen çok sevebilirsin ama diğer taraftarlarda fatih terim'e saygı duyuyor. bunu sakın unutma sevgili sözlükdaşım.
  • 23514
    zamanında sırf kendisi sneijder'i istemiyor diye sneijder'i istememişliğim ve sözlükte linç yemişliğim var. ilgili entryler hala duruyor.

    fatih terim'cilerin yüzde 90'ının boş hava olduğunu o gün anladım. söz konusu büyük bir transfer olduğunda kimsenin gözü hocayı görmüyor.

    ben fatih terim'ci değilim fakat bir takımın başındaki hoca başarılıysa ona müdahale edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. bu çok basit bir şey. dümdüz mantık bu.

    fakat fatih hoca başarısız olduğunda da ilk dile getirenlerdenim. o günlerde de komik yorumlara maruz kalıyorum "hoca sizi de yenecek" gibisinden.

    kendisini yücelten yazılar gördüğümde istemsizce gülüyorum artık.

    her daim arkasındayız. başarısızlık kredisi de var. az biraz tanıyorsam gitmesi gerektiği gün bize söz bırakmadan gider zaten. fakat şu an için yapacak çok işimiz var.
  • 23515
    türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük hocası, imparatorumuz...
    sezonun ilk yarısı birçok kez söylemesine rağmen, bu sözleri uygulamaya koymadı. gençleri oynatacağını söyleyip, aynı kadroyla farklı sonuç bekledi birçok kez. kimsenin de eleştirilmez olmadığı gibi kendisinin de eleştirilmesi çok normal. ancak bundan 6-7 ay önce kupaları süpürmüş, 1 sene önce devre arası stoper tandemini değiştirip, her türlü riski alarak, efsane bir ikinci yarı performansı sergilemiş adam için emekli olması gerektiği, çağa ayak uyduramadığı, kendisinin siciline kadar laf edecek şahıslara ağzının payını verdiği için eleştirilmesi abes kaçıyor. kötü oyunun sorumlusu olduğunu, gerektiğinde de olmadığını, olduramayacağını farkederek gitmiş bir galatasaray efsanesi için en azından bizim daha tolerans gösterir olmamızı beklemek de biatçılık olmamalı. kendisine inanıyor, aslolan galatasaray felsefesiyle yine en iyisini ortaya koymaya çalışacağından şüphemiz yok. bu arada takıma alıp, kalbine almadığın adamları, bu sefer kalbine alıp takıma almamak çok doğru bir tercih olacaktır.
  • 23518
    söylemedi demeyin de, gittiğinde yine bir enkaz bırakacaktır. zira gelir gelmez milyon euro'lar alan adamları çat diye ıskartaya çıkarmak yerine, eboue, donk gibi hayvan gibi paralar ödediğimiz adamları a2'ye göndermek yerine, önce bi denemekte, sonra olmuyorsa de jong gibi saygı çerçevesinde göndermektedir.

    elinde ne malzeme varsa faydalanmaya çalışmakta yani kendisi.

    e tabi bu durumda, gittiğinde diğer teknik adamlar için bıraktığı şey bir enkaz olacaktır.
  • 23519
    yanlis planlamalarina bir yenisini daha ekleyen cok formuz hoca.

    sirf kafa kestim demek icin ya da manevi oglu onyekuru'nun yeri garanti olsun diye babel gibi bir adami bedavaya gonderir, sol kanadi alternatifsiz birakirsan ilk sakatlikta boyle kafani kasimaya baslarsin. allah'in sopasi yok iste gelir gelmez sitma oldu adam. bu adamin zaten tekrar forma girmesi en az bir ay alacakken simdi daha da bekleyecegiz. 2 ay sol kanatta ne yapacagiz sayin terim?

    daha once de soylendi, bu takimda babel tarzi uzaktan sut tehditi olan ya da top indirebilen baska bir oyuncumuz yok. hala yok. an itibariyle sol acik oyuncumuz da yok. olan alternatiflerimizi bile bile yok yere tuketiyoruz.
  • 23520
    ah hocam nasıl bilemezsin onyekuru'nun sıtma olacağını? biz sana kahinsin diye hocamızsın diyorduk yoksa niye diyelim ki.* takımdaki en büyük sıkıntı durağan oyuncularken* bu durağan oyunculardan babel'i gönderiyor, yerine pırpır onyekuru'yu getiriyorsun diye eleştiriliyorsun. üstelik bir diğer aldığın kanat oyuncusu sekidika sol kanat da oynayabiliyorken, son maçlarda ömer bayram'ı sol kanat gibi oynatıyorken sol kanat kalmadı takımda diye eleştiriliyorsun. ilginç...
  • 23521
    zamanında pino vardı hatırlayanlar vardır mustafa sarp’ta iyi tanır şut tehdidi vardı nereden olsa şutu düşünürdü. fenerbahçe’de miroslav stoch vardı sağa çek ve şutu at. babel’in öyle bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. en azından galatasaray kariyerinde sürekli kalçasını rakibe dayayarak top oynadı. onyekuru’nun hastalığını kimse bilmiyordu. sağlık ekibi bile yeni farketmiş buradan fatih hocayı vurmak ne büyük bir hatadır. ilk yarı boyunca babel üzerinden yavaş diye eleştirildi. şimdi de niye yollandı deniliyor. yabancı kontenjanından dolayı oyun planımıza uymadığı için yollandı. ah hocam tudor gibi başarısız olsaydın, ersun gibi gittiğin onca takıma transfere rağmen mancini’nin deplasman fobisiyle ve son dakika golleriyle sadece bir kez şampiyon olsaydın. belki taraftar kıymetini bilirdi. suç sende 9 sezonda 8 lig şampiyonluğu, uefa kupası gibi başarılar verdin.
  • 23524
    2019-20 sezonunun ikinci yarısında da takıma iyi futbol oynatabileceğini düşünmüyorum. o yüzden transfer dönemini çok iyi geçirmeli. kendisini kurtaracak hagi, sneijder gibi (o kalitede bulmak zor tabii) hücum lideri almak zorunda.

    ekleme: kendisinden 2 günde değişiklik bekleyen yok, ben 3 senedir değişiklik bekliyorum. başakşehir'in avellikleri ve bazı oyuncuların üstün formları ile kazanılmış 2 şampiyonluk kör etmiş bazılarını. ha sen bu sene yine şampiyon olursun ama bu kafayla avrupa'da rezil olmaya da devam edersin.

    takım ne zaman takım olarak futbol oynar ben o zaman fatih terim'e methiyeler düzerim, herkesi kendiniz gibi sanmayın.
  • 23525
    kendisi ve yardımcı antrenörlerinin herhangibir futbolcunun performansını arttırabilecek yapıda olduklarını düşünmüyorum. kadro içinde sivrilen bazı genç veya tecrübeli oyuncular sadece kendi bireysel çalışmaları ve azimli halleriyle üst seviyelere çıkabiliyor. bunu nereden çıkarıyorum? çünkü takım, takım olarak kolektif bir bütünlükte futbol oynayamıyor kaç zamandır. sezon sonu takımın şampiyon olup olmaması önemli değil. bence takımın, takım bütünlüğünde futbol oynadığı ve oyuncuların oynadıkları üst düzey futbolla birlikte yükselebilecekleri bir yeni antrenörle yeni sezona başlamalı galatasaray. bazı şeyleri tadında bırakmak lazım çünkü. artık yeter be hoca, valla artık yeter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın