resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 22926
    istifa etmemeli ve görevine de son verilmemeli. kendisini neredeyse her maç sonrasında buraya gelir eleştiririm. 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçını izlerken de sonrasında da isyan ettim, hala ediyorum. ama sağlıklı düşündüğümde yerine şu saatten sonra gelecek insanla bu seneyi mi kurtaracağız? hayır. aksine yine tudor veya mancini'deki gibi olacak. takım yine oynamayacak ve bu sefer de o hocaya verip veriştireceğiz. o hocayı da tüketeceğiz. böyle bir şeye gerek var mı?

    kendisinin yaşattığı başarılar burada yazmakla falan bitecek şeyler değil. bu başarıların sonucunda da 6 aylık başarısız bir takımdan sonra kendisine göndermeyi benim vicdanım kabul etmiyor. bu sezon küme düşme potasına girecek kadar geriye gidilmediği sürece sezonu tamamlamalı. sezonun 2. yarısı da yine böyle kabir azabı gibi geçerse zaten sezon sonu gönderilmeye gerek kalmadan ben kendisinin bırakacağını düşünüyorum.

    bu sezonun böyle olmasının hala gözümde tek sorumlusu kendisidir. onu da belirteyim. geçen sene kadroda olanların hepsi geriye gitti, bu sezon transfer edilenlerin neredeyse tamamı fiyasko. hata yaptı işte. ısrarla oynatmaya çalıştığı bir "pas oyunu" vardı sezon başından beri hiçbir şekilde işlemeyen. çok ısrar etti ve olmayacağını çok geç anladı. sezon öncesi planlamaların hepsi yanlıştı. oyuncu tercihlerinden tutun da olmayan sisteme kadar. yine de bu kadar ağırlığı ve geçmişi varken bir ocak ayını da görmesini istiyorum. sonra da sezonu tamamlasın. 9 senede 8 şampiyonluk alan adam da başarısızken sezon ortası gönderilmesin bari o seneyi tamamlasın.
  • 22929
    kendisiyle ilgili savunma "size neler yaşattı, 1 sezon sabredemiyor musunuz? 1 sezon feda olmasın terim için?" şeklinde oldukça verilen tepkiler devam edecektir.

    halbuki yapılması gereken savunma bana göre şu olmalıdır:

    "fatih terim yıllarca başarılı olmuş bir teknik direktör. 2 sezon üst üste şampiyon olmayı da başardı. mevcut şartlarda kendisine 1 sezon kredi tanınabilir. hatalarını düzeltip düzeltmeyeceği izlenerek 1 sezon başarısız olmasına tahhammül edilebilir."

    böyle savunursanız kimse de çıkıp "galatasary mı önemli, fatih terim mi?" demez. demesine gerek kalmaz.
  • 22930
    berbat bir teknik direktörlük sergiliyor 2019-2020 sezonunda. yanlış diziliş, yanlış taktik, yanlış oyuncu değişiklikleri, akıllara zarar oyuncu tercihleri. hepsi var. berbat diyorum arkadaşlar. fakat kendisine bu kadar yüklenmek mantıklı değil. 10 da 8 olur en çok. o kadar hakkı var. düzelteceğine inanıyorum. inanmak istiyorum.
    not:devrim yapacağım desin 1996-2000 arası gibi eleştiren tek galatasaraylı kalmaz. bu taraftar futbolu biliyor.
  • 22931
    gelecek yapılanmasına, istikrarlı sürdürülebilir futbol ve futbolcu kalitesine, başarılı bir scouting sistemine, başarılı bir antrenman kalitesine, gençlere yer verilmesine, maddi disiplinin sağlanmasına, avrupada ortalama başarı yakalanmasına, derbi maçlarda deplasman galibiyetlerine, duygu ile değil mantık ile yönetilebilen bir kulübe, amatör değil profesyonel bir kulübe kendisi ile ulaşabileceğimize inanmadığım hocamız. bu yıl kötü olduğu için değil 3 senedir geleceğe dair bir ışık görmediğim için devam etmesine olumlu bakmıyorum.bu günlerin geleceği dünden belli idi. berbat futbolla gelen yerel şampiyonluklar hedefse, başarılı hoca.
  • 22932
    kadro yazılanların aksine hatalı ve çöp. seri-nzonzi-belhanda-feghouli-babel-sağ bek mariano- sol bek japon 7 lisi ile sahada yürüyen rezil bir takım seyrediyoruz.

    evet fatih hoca bu 7'linin en az 4 ünden doğrudan tamamının formsuzluğundan birinci derece sorumlu.

    ancak fatih hoca sıradan biri değil. kendisinden vazgeçmek ve istifasını istemek bize yakışmamakta. pes etmeyelim gerekirse bir yıl kaybedip (yıl sonu kiralıklar dahil 10 oyuncunun sözleşmesi bitecek) hatalardan ders çıkarıp dipten zirveye çıkalım. hatalardan ders almak için her yarım sezonda hoca değişikliği yapmamız şart değil. yardımcılar dahil, çalışma biçim ve yöntemleri dahil florya sportif anlamda bir üniversite gibi olmalı. bize istifa değil devrim gerekli.

    hocam bizden daha çok üzüldüğünü biliyorum. ama devrim zamanı geldi. eskisinden daha çok çalışıp sorunları tek tek değelendirmen ve büyük bir reform yapman gerekli. allah yardımcın olsun.
  • 22933
    selçuk inan'ı oynattıkça desteklemeyeceğim teknik direktörümüz. bakın her maç 5-0 yenilsek "neden?" diye sormam, eleştirmem ama selçuk inan'ı oynatma sevdası hatalarından ders almadığını ve gerçekleri fark edemedğini gösterir ki bu galatasaray adına mağlubiyetlerden veya puan kayıplarından çok daha tehlikeli bir durumdur.
    selçuk inan varsa benim kendisine desteğim yoktur, oynatma artık şu adamı bu kaçıncı maç oldu bilmiyorum 10-0 önde olsak son 10 dakikada oyuna girse, aralıksız 11 gol yiyip maçı kaybederiz. yeter artık şu adamı sahada görmek istemiyorum, arkasını dönüp faul almaya çalışacak adam varsa sokaktan geçen adamı al oynat en azından çime takılıp yerlerde sürünmez.
    adamı çok seviyorsun tamam istersen 100 yıllık sözleşme imzalat ama oynatma artık, yeter!
  • 22934
    bu sene* takımın maum gidişatı göz önünde bulundurulduğunda problemli durumumuzda kilit ismin kendisi ve ilişki kurma yöntemleri olduğu konusunda görüş bildirmek istiyorum. kendisinin kıymetini ve yetkinliğini tartışmaya açmak haddime değil.

    çözüme odaklanmak için iki kök nedeni irdelememiz gerektiğini düşünüyorum:

    1. yönetim her ne kadar sezon öncesinde duyarlı davranarak ve doğru hamleler yaparak ffp krizi sürecinde hocanın eline nispeten iyi bir kadro teslim etmiş olsa da, ne hocanın transfer talepleri ne de takımın kötü gidişi üzerine hocayı denetleyip hesap sorabilecek ağırlıkta değil. medyada ve çakallar sofrasında sezon başından beri hoca yalnız kalıyor. kendisinin her zaman serbest bırakılmaktan hoşlanan bir yapısı olduğu biliniyor. ancak yönetim ipleri biraz fazlaca hocanın eline verdi gibi geliyor. keşke o dönem tatsızlıklar yaşanmasaydı da ünal aysal gibi ağırlığı olan bir başkanla hocayı tekrar değerlendirebilme imkanımız olsa diyorum bazen. ünal aysal'ın başkanlığı döneminde en büyük falsosunun selçuk, burak gibi oyunculara verdiği astronomik sözleşmeler ve tarık çamdal, ontivero gibi saçma transferleri olduğunu düşünüyorum. bana göre hocanın o dönem kapıldığı rüzgarlar düşünüldüğünde aysal'ın kendisini kulüpten uzaklaştırması cesurcaydı ve bana göre doğruydu. ancak olayın yöntemi ve sürecin yönetilmesi itibariyle aysal'ı eleştirebiliriz, ki bu da en büyük falsosu değildi bana göre. aysal terim polemiğinde hatanın yüzde 70'i hocadaydı. ikisinin arası tatlıya bağlanabilse bu durumun kulüp için en hayırlısı olacağı düşüncesindeyim. ya da hoca "ben artık takım çalıştırmak istemiyorum üzerimde otorite kabul edemiyorum" deyip açıkça başkanlığa adaylığını koymalı ve bu kötü gidişatı kendi sonlandırmalı.

    2. taraftarın sabrı, kulübün geleceği, ferguson modeli, geçmiş başarıların hatrı, istikrar, daha önce nerelerden toparlandık bu sene de toparlanırız vs. düşünceleri ile şu an ne kadar kötü durumda olursak olalım, hayatta olduğu ve kulüp çalıştırmak istediği sürece hocadan başka bu kulübü daha iyi kenetleyebilecek bir şahıs olduğunu düşünmüyorum. kendisinin iyi bir lider olduğunu ancak yönetim tarzının fazlaca amatör olduğunu düşünüyorum. tüpçüyle olan halleri ve medyada düştüğü gereksiz polemikli durumlar çerçevesinde dahi bu takımın başına tekrar geldiğinde ahımız var diyenler dahil herkes kenetlendi. ama hoca yılların deneyimlerine rağmen çok inatçı ve adamcı. hasan şaş'ın bu takıma teknik kadroda faydadan çok zarar verdiğini taraftar olarak bizler dahi görebiliyorken kendisi bu durumu sürdürmekte ısrarcı. yani yardımcı seçerken yardımcının yeteneği ve kalifiyeliği değil, kendisine bağlılığı daha önemli hoca için. aslında üstteki madde biraz da burada devreye giriyor. yönetim hocaya "hocam seni tartışmaya açamayız ama idmanlar, taktik, teknik olarak takımın sıkıntılı olduğunu görüyoruz. senin bir figür olarak kalmanı ve kulübede olmanı isteriz. ama sen de yaşlandın enerjin düşüyor, gelişime açık değilsin, bu sebeple senin yükünü alacak ehil yardımcılar seçelim. şu yardımcıları değiştirelim, sen bir figürsün, efsanesin. biz bu figür çerçevesinde işinin ehli profesyonelleri konumlandıralım, sen yorulunca bu takımı bırakabileceğin birileri olsun" diyebilecek kadar cesur değil.

    en yetkili iki merci dediğimiz yönetim ve hocadan baskın olması gereken çekinik, çekinik olması gereken baskın olunca bu sıkıntıları tüm camia olarak yaşıyoruz kanaatindeyim. mustafa cengiz de sanırım hocayı ürkütüp taraftarın gözünde faruk süren, ünal aysal gibi başkanlar gibi anılmak istememesinden dolayı hocayı kontrol edemiyor, hesap soramıyor.

    bu hissettiklerim çerçevesinde aklımı karıştıran konuları maddelemek istiyorum. belki sohbet etmek isteyen yazarlar yeşillendirir de derdimizi paylaşırız ümidiyle:

    1. hoca büyük bir teknik adam. öyle az buz değil. ismi bile birilerini tutuşturup bizi kenetlemeye yetiyor her şeye rağmen. kendisinden galatasaray taraftarının hayatta olduğu müddetçe asla ümidini kesebileciğini düşünmüyorum. daha önce başardıkları bende hep şimdi de yapabilir ümidini yeşertiyor.

    2. hoca uyumsuz, egosu çok yüksek, otoritesi yer şeyin üzerinde olsun istiyor. yanlışlarından dönme konusunda isteksiz. profesyonellikten uzak ve adaletsiz. istediğinde yönetimi medyada karalayıp taraftarın önüne atabileceğini düşünüyor. denetlenemiyor, denetlenmekten hesap veren konumunda olmaktan hoşlanmıyor.

    3. hoca kendisinden sonra kulübün ne olacağı konusunda kaygı taşımıyor. yardımcılarını seçerken ilerisini düşünmüyor. teknik ve taktik konularda fikrini alabileceği yardımcılar yerine emir komuta karizma çerçevesinde bir yönetim anlayışını benimsiyor.

    4. taraftar olarak her şeye rağmen, şampiyon yaptığı sezon sayısı/ çalıştığı sezon sayısı düşünüldüğünde, uefa kupası düşünüldüğünde, üçüncü dönemdeki ucl başarısı düşünüldüğünde kendisine "yeter, bıraksın" denilmesini taraftara yakıştıramıyorum. biz fatih terim'e sabretmezsek kimseye sabredemeyiz. hocaya şimdi bıraktırılırsa iki üç sene sonra bugünün anıları tazeliğini yitirdiğinde, üst üste gelen bir kaç kötü sonuçta yine hocanın türküsü çığırılmaya başlanacak. bu kısır döngüden kurtulamayacağız.

    kapanış tanımı yapalım da tam olsun, kendisi içinde kaybolduğum ümittir.

    düzeltme: imla.
  • 22935
    arabesk tayfanın inatla savunmaya devam ettiği teknik direktör. beyler azıcık gerçeklerle yüzleşin, geçmiş başarılarla yaşamayın.

    galatasaray adına 19-20 sezonunun bu kadar rezalet geçmesinin sebebi kendisidir. belhanda takımı baltalamaya devam ederken oynatmaya devam eden kendisidir, selçuk inan'ı oyuna sokup performans bekleyen kendisidir. makas açıldı diye açıklama yapıyor eyvallah bu sene gelen şampiyonlar ligi kurası gerçekten çok zordu fakat bu takım tuzlaspor'a karşı isabetli şut bulamazken, lig sonuncusu 10 kişi kalmış takıma evinde 2 puan hediye ederken bu makas açık değil mi fatih hocam? bu sezon evimizde verdiğimiz aptal saptal puanın haddi hesabı yok, her maç sonu aynı açıklamaları dinliyoruz fakat bir sonraki hafta aynı ilk 11 karşımıza çıkıyor. 1-0 öne geçtiğimiz an oyunu tutacak bir planımız yok, muslera'nın insan üstü performansı olmasa bu sezon ligde sıralamamız çok daha berbat bir yerde olabilirdi.

    iki aydır ocak ayını bekleyin diyorsun, elindeki futbolcularını ateşe atıyorsun. bakalım ocak ayına pek bir şey kalmadı hepimizin hakkında hayırlısı. umarım takımı ayağı kaldıracak bir plan bulursun.
  • 22936
    başarılı olduğunda yanıltmadığı gibi, bu süreçte yaşadıkları ile de yanıltmıyor. ben de zamanında buna değinmek için kendisi hakkında yazmıştım. bazen nefes alıp, öfke kontrolü yapmak herkes için fayda sağlar. durup, sonradan düşününce anlarsınız ne kadar doğru bir karar verdiğinizi.

    fatih hocayı oyun harici, öfkeyle eleştirenlere de bunu tavisiye ediyorum.
    oyun kuralları, taktik-teknik çerçevesindeki her şeye sonsuz saygı. buna bir şey diyemem ama diğer türlü olunca, içime sinmiyor işte.

    (bkz: #2642255)

    entry içinde 'kendi' entrymize referans olmuyordu sanırım. pat diye bakınız verip kural ihlali yapmamak için giriş yazısı ile başladım. fakat hala ihlal varsa ve buna rağmen kuralları çiğnediysem baştan söylüyorum, özür dilerim ama bir şekilde bu yazıyı, özellikle son paragrafı ile birlikte hatırlatmak istedim.

    ---

    başarı kıtlığı gelip çatmıştır ve taraftar zor günler geçirmektedir. başarıya olan açlık rüyalara daldırır. hep o konuşulur. mazi gözlerde canlanır ve kulüp tarihinin en büyük ismi akıllara düşer. hayali bile iyi gelir önce... sadece hayal, kıpırdanmaya sebep olur. akıllarda tek bir isim var, bizi bu kıtlıktan sadece fatih terim çıkartabilir diye homurdanır taraftar...
    dualar kabul olur, o adam gelir.
    başarı da gelir.
    taraftar doyar, açlığı unutur ve tokluğun verdiği mükemmel hisle uykuya dalar.
    bir şeyler olur... ama bu galatasaray'da hep olur. hep de işler iyi giderken, ya içerden vurulur ya da dışarıdan.
    olur bu, hep olur.

    taraftar yine homurdanır, beceremiyor der. eleştirir, kızar, üzülür, yazar, çizer. hem de aslında işlerin öyle olmadığını bile bile.
    o bir gün yine gider ve her zaman olduğu gibi kıtlık yine başlar. bu da hep olur. sonra taraftar yine homurdanır, aç kalır, şiddetle onu ister. o da belki yine geri döner. döner döner, çünkü hep dönmüştür.

    onla olmuyorsa, onsuz hiç olmaz.
    fatih terim yine başaracak, yeniden eleştirilecek. bu coğrafyada işler böyle işte.
    7 şampiyonluğu, onlarca kupası var ama o bizi doyurdukça, açın halinden anlamıyoruz.
  • 22937
    hocam kusura bakma ama zamanı geldi. artık 3-5 sene sonra gerekirse başkanlığı mı düşünürsün veya başka bir şey mi onu bilemiyorum ama artık bırakmanın zamanı geldi. ligde dökülüyoruz, şampiyonlar liginde döküldük, bu hafta içinde türkiye kupasından da eleneceğiz tuzla'ya. bütün bunları düşündüğümüzde zamanı geldi hocam bırakmanın zamanı geldi. bir takım düşünün bir sezonda bu kadar futbolun f'sini oynamayan bir takım, 3 kulvarda dökülmüş bir takım var ve bu durumda hocanın takımın başında kaldığı? böyle bir şey hiçbir kulüpte olamaz. geçmişine saygımız var ama manu bile alex ferguson'u gönderiyorsa yaşı ilerlediği için, bizde hocaya teşekkür edip yolları ayırmalıyız. aslolan her zaman galatasaray'dır. hiç kimse galatasaray'ın üstünde değildir. kimse galatasaray'dan gönderilemez değildir. önce bunu bir kabul edelim.
  • 22939
    ne eleştirenlere 'terim düşmanı' ne de savunanlara 'terimsporlu' yakıştırmasını yapamam, neticede buradaki herkesin çok iyi galatasaraylı olduklarını en baştan kabul ederek sözlükte yazılanları okuyorum (hayır, yorumlara bakınca aramızda başka takım taraftarları var imasında bulunmuyorum, samimi düşüncemdir bu). bunu özellikle özellikle yazmak istedim çünkü bazı yorumlarda yakışıksız hitaplar var ve bu açıkçası rahatsız edici.

    çok kısaca şunu hayal ettim hep; belli bir oyun kalıbı ya da sistemini kendi oyun felsefesi yapmış, altyapıdaki tüm yaş gruplarına bu sistemi öğreten ve her yaş grubu takımının bu sistemle kendi liglerinde mücadele etmesini sağlayan bir organizasyon/planlama olmasını hayal ettim. böylelikle altyapıdan a takıma yükselen her oyuncu hiç sırıtmadan zaten iyi bildiği ve alışkan olduğu sistem sayesinde a takıma doğrudan katkı verebileceğini ve dahası formunu yakalamış her oyuncuyu da a takıma adapte edip pazara çıkarmasını hayal ettim. bu sorumluluğu da hocadan mı beklemeliyim bilmiyorum ama türkiye şartlarında daha iyi bir isim de düşünemedim.

    fazla uzatmadan bitireyim, kendi beklentim dahilinde bu şekilde eleştirebiliyorum, yoksa gidilen yol yol değil zira. 'onu al bunu sat' ile kalıcı başarı gelmiyor.

    galatasaray'ın geleceğini bugünden daha fazla düşünmesi gereken hocamızdır.
  • 22940
    14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı sonrası belhanda için utanmadan ''maçın en iyisi'' diyebilmiştir. hocam söylüyoruz işte adamın kalitesi buraya yetmiyor. madem bu kadar seviyosun al belhanda'yı da birlikte katar'a mı gidersin arabistan'a mı gidersin artık sen seç. git orda istediğin gibi takıl. sen de rahatla biz de rahatlayalım. rakip 1 kişi eksikken ceza sahası içinde bomboş şekilde topa vurup gol atıyor sen de kalkıp bu adamı savunuyorsun. şaka gibi.

    https://twitter.com/.../1205932093475377152
  • 22941
    kendisi hakkında pek bir şey yazmadım. her takımın, hocanın kötü zamani olur.
    yalnız kendisi iki senedir bizlere bir damla umut bile sunamadi. maalesef biz de sıkıldık artik bahane dinlemekten. çocuk değiliz sonuçta, hiçbir şey üretemeyen ve calismadigi her yerden belli olan milyon euroluk futbol takımını herkes anlar. 3 milyon euro kazandığını hatırlaması ve biraz bahane yerine teknik/taktik ve galatasarayin geleceğine yoğunlaşması lazım. yoksa bu gidişle bırakın sampiyonlar ligi, galatasaray'da emeklilik bile hayal olacak.
  • 22942
    hayır efendim, ben ortada transfer yasağı vs yokken sezonları çöpe atmak istemiyorum. banka gibi kredi vermek de istemiyorum. eğer bu takımın başında terim varsa kupa gelmese bile istikrar olmalıdır, şu oynadığımız yazık futbolun 1 kuruş krediyi hak eder tarafı yok. kazandığımız şampiyonlukları suyunu çıkarıp iyice arebeskleştirmeye gerek de yok. bu taraftar olmasa ne kulüp olurdu ne de terim. müritliği kesin ve bize terim'in bu takımı nasıl toparlayabileceğini anlatın. istifa çağrısı yapın demiyorum elbette, destek olun tabi, neden kendisiyle çelişip durduğunu, geçen 2 senede yıprandığı anları hatırlatın. ancak içi boş demagojilerle taraftarı küçümsemeye de kalkmayın sakın. her efsanenin yıprandığını, faal anlamda bir sonu olduğunu da bilin.
  • 22943
    başarısız olma hakkı elbette var. hata yapma hakkı elbette var. hatayı tekrarlama hakkı da var. benim kendisine olan isyan noktam ise şudur ki e be hocam gençleri oynattın da arkanda mı durmadık? ozan kabakları çıkardın hata yaptılar bize sabredin dedin olacak bu çocuklar dedin de sabretmedik mi? benim sevgili fatih terim e en büyük isyanım kendisini fatih terim yapan özellikleri hiçe saymasından. hocam sen fatih terim'sin gerekirse babanın oğlunu tanımayacaksın hocam biz seni bu yüzden seviyoruz. ben kabullenmiyorum selçun inan'ı belhanda'yı kabullenemiyorum. oynattığın sürece de kimse kusura bakmasın bir taraftar-seyirci olarak desteğimi keserim.
  • 22944
    kusura bakmayin ama sampiyon oldugumuz son iki sezonda hangi topu oynuyorduk? ne oldu avrupa'da? hoca sadece bu yil bos degil, 3 yildan beri bos. duzeltemedi. olmadi. performans dusuklugu falan degil bu, 3 yillik performans dusuklugu olmaz. hoca artik cagin gerisinde kaldi.

    bu yil bir mucize olur da sampiyon olsa bile ya gitmeli ya gonderilmeli. galatasaray bu yil olmazsa seneye sampiyon olur zaten. ama top oynamayan ve avrupa'da samar oglanina donen bir takimi kimse istemiyor. daha once de yazdim: olsun futbol direktorumuz, yerine *dogru* adami (kukla degil) getirmemize yardimci olsun.

    fatih hocayi sevsek de saygi duysak da galatasaray herkesin onunde gelir.
  • 22945
    unutkanlık hastalığına tutulmuş teknik direktörümüz.
    her hafta bazı oyunculara son şanslarını verdik deyip, ertesi hafta onları kesmeyi unutuyor.
    maç içerisinde oyuna müdahale etmeyi unutuyor.
    emre mor’un her sonradan girdiği maçlarda takımın gol yediğini unutup her hafta emre’yi sonradan oyuna alıyor.
    farklı şeyler denemeyi unutuyor, her hafta aynı şeyleri deneyip farklı sonuçlar alacağını sanıyor.
    selçuk inan’ın artık 8 yıl öncesi gibi iyi bir futbolcu olmadığını unutuyor.
  • 22946
    futbolcularla arasında hiçbir bağı kalmamış teknik direktördür.

    artık 90'larda yaşamıyoruz hocam. o zamanlar 3-4 yabancı futbolcuya sözünü geçirebiliyordun belki ama şu anki kadroda bulunan 14 yabancı üzerinde de otorite kurman mümkün değil. birçoğunun karakter yoksunu olduğunu düşünüyorum fakat sen bu oyunculara aylar öncesinden "ocakta operasyon var, bazılarına da son şansı verdik" dersen, bu sözleri söylemene rağmen söz konusu oyuncular inatla 11'de başlamaya devam ederse, sahada ruh gibi de dolaşırlar, maç da satarlar kimse kusura bakmasın.

    işin zor hocam, biliyoruz ki sen bu kulüpte bir teknik direktörden fazlasısın. ama sana saha içinde ihtiyacımız var. sezon başından beri seni saha dışına çekmeyen çalışan amatör kötülüğün bütün tuzaklarına düştün. artık gerçekleri göremediğini düşünmeye başladık. maç sonlarında verdiğin "iyi futbol oynadık" demeçlerin bile sağlıklı bir ruh haline sahip olmadığını görmemize yetiyor.

    teknik, taktik konuları zaten ayrı bir fecaat. "pas oyunu oynuyoruz" dedin, rakip kaleye gidemeyen bir takım yarattın. son zamanlarda sürekli "hatalı benim" dedin. peki bu hatalarından ders çıkarma gayretin, çaban var mı hocam? ders almam, ders veririm zihniyetinde misin hala? yoksa yine ocağı mı bekleyelim? sahadaki varlığı bile puan kaybı sebebi olan selçuk denen kımıl zararlısını niye her maç oyuna alıyorsun? bu neyin inadı hocam?

    bu camiaya en büyük başarıları yaşatmış kişisin hakkın ödenmez, her şey için kendim adına teşekkür ediyorum. sevenin de çok, sevmeyenin de ama lütfen taraftarların sana duymuş olduğu saygıyı ellerinden alma.
  • 22948
    yanılmıyorsam 67 yaşındadır. artık bitmiştir. galatasaray futbol takımının türkiye'nin birincisi, dünyanın da sayılı takımlarından biri haline gelmesinde büyük pay sahibidir. ama artık yok hükmündedir. ocak ayını bekleyin diyor sanki ocağa ne kalacaksa. sahi böyle 3'er 2'şer puan kaybedip ocak ayından sonra ne elde etmeyi umuyor acaba? sezonun diğer yarısının her zamankinden daha zor olduğu, hedefleri sebebiyle puan kaybetmeye takımların tahammüllerinin olmadığı ortadayken ne elde etmeyi umuyor acaba? ne zamanki kurulan takıma bir şeyler ekliyor takımın işi bitiyor. 2., 3. ve 4. gelişlerinde hep aynı durum geçerli oluyor. geliyor galatasaray'ın başına, bir iki dokunuş sonra götürüyor ve sonuca vardırıyor. ne yazık ki takıma eklemeler çıkarmalar yaptığında takım asla eskisi gibi olamıyor. böyle zamanlarda sanırım ileriyi yeterince hesaplayamıyor. bunun sebebi basiret bağlanması ya da feraset sakatlanması değil kanımca. ancak nedensiz takıntıları var. onlardan kendini alamıyor. pürüzsüz düşünemiyor. fatih terim'den gerçek anlamda bir verim alınacaksa takım kurma/oluşturma işinin başkası tarafından yapılması gerekiyor. fatih terim takım kuramıyor, takımın önemli parçaları eksildiğinde yerine yenilerini koyamıyor. koyduğunda geriye büyük maliyetler bırakıyor. onun durumunun özeti bu bana kalırsa. eğer ille de fatih terim kalsın isteniyorsa, takım inşa etme işine karışmadan eline kadrosu oluşturulmuş bir takım verilmesi elzem. bu da meşhur karakteri düşünüldüğünde imkansız ötesi. dolayısıyla kendisiyle devam edilen her maç büyük bir kayıp ve her geçen gün derinleşen bir maliyet olarak hanemize yazılıyor ne yazık ki.
  • 22950
    bazı genç galatasaray taraftarının gaza gelip eleştiri konusunda bir tık vites artırarak, 9 sezonda 8 şampiyonluk, avrupa başarıları yaşatmış efsane hocamıza hakaretvari söylemlerde bulunduğunu gözlemliyorum sosyal medyada. bu durum hiç hoşuma gitmiyor çünkü eleştiri ne kadar haksa, hakaret o kadar yanlış. bakın mesela fenerlilere, basketbol takımları bu sene berbat. hocaları obradovic yüksek bütçelerle görece başarılı olmuş bir insan ve onların efsanesi. bu kötü sezonda obradovic'e yönelik fenerlilerdeki genel tavır, hocanın sonuna kadar arkasında oldukları ve başarısızlık kredisinin olduğu şeklinde. adamlar obradovic'e bu sabrı gösterebiliyorlar. bizim taraftarımız kendi değerlerini çok çabuk tüketiyor. hocanin bu seneki başarısızlıkta büyük bir payı var evet, hepimiz sinirleniyoruz kızıyoruz ve eleştiriyoruz ama efsanemiz olan kıymetli hocamıza fenerli ağzıyla hakaret etmek, onların algılarına gelmek bize yakışmıyor. ben hocamızın sonuna kadar arkasındayım. başarısız olacaksak beraber olacağız ve sezon sonunda duruma göre bakılır karar verilir. şimdi hoca gitse gelen kişi ne yapacak veya sezon ortasında ne katacak takıma? hoca pes edecek bir insan değil, bunu daha önce de gördük, bizi buna kendisi alıştırdı. ama tabii hocanın da biraz öz eleştiri yapması gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın