resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:72
Uyruk:Türkiye
  • 1876
    21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçında sıfır-sıfır'a yatmak istemiş teknik direktördür. musleranın kırmızı kart görmesinin ardından defansa çekilen, ataklarında gol bulmaktan yoksun olan takımımızda sercan yıldırımın yerine sabri sarıoğlunun girmesiyle takımımız doğru düzgün atak dahi yapamamıştır. sabri sarıoğlunun iyi oynayamaması ve yediğimiz gol bu hatayı daha da ortaya çıkarmıştır. barosun penaltı kazandırması ve melonun golü atmasından sonra dahi takım defansa yönelmiştir.
  • 1877
    (bkz: 21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçı)'nda 14. dakikadan itibaren 10 kişi oynayan takımına 1 puan aldırdı diye suçlanan hoca. ne olacaktı haldur huldur ofansa mı yüklenecektik.

    yaptığı değişikliklere yanlış diyenler için;

    riera-ufuk (zorunlu)

    sercan-sabri

    eboue-baros

    en fazla sercan-sabri değişikliği için laf edilebilir ancak zaten yedek klübesi de sıkıntılıydı. ayhan bile zorunluluktan 18'deydi.

    bende istiyordum 3 puanı ama işte ne zaman ne olacağı belli olmuyor. eğer muslera atılmasaydı 4-4-2 ile en az 2-0 galip ayrılmıştık karabük'ten.
  • 1878
    21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçının ikinci yarısında yaptığı değişiklikler macera aramaya yönelikti. (eboue-baros değişikliği hariç)

    takımın en iyi sol kanat oyuncusu albert riera ne diye çıkarılır anlam veremedim. sabri'yi oyuna sokup orta saha oynatmak da ayrı bir muamma. bunları geçtim. aslında maçın kader anı fernando muslera'nın kırmızı kart görmesi. bu dakikadan sonra planlarımız alt üst oldu.

    iki maçla ne futbolcu ne de teknik direktör asılır. düzelme olacaktır. tıpkı samsun maçında* veya bugün sahaya sürülen ilk onbirimizde olduğu gibi.

    arkandayım grande.
  • 1879
    imparatorluktan, kellesi alınmak üzere olan vezirliğe doğru gidiyor. sana korkaklık yakıştı mı hoca, rıza kadar da mı değilsin. kalecisi atıldı, kalecisiz oynıcam dedi. çıkar ufuğu, al baros'u, saldır, 3 tane daha ye. sen fenerden 6 tane yerken çok daha cesurdun. 3-0 da bile maçı çevirmeye oynadığına eminim, şimdi yine eminim eğer kazayla fener 1-0 galip oynasan bütün takıma estergon kalesi savunması yaptırırsın.
  • 1880
    bu zihniyetle fm oynarsa aldığı takımı küme düşürür, düşürmezse tek açıklaması olabilir; editörden sabri sarıoğlu, kazım kazım ve gökhan zan'ın özelliklerini yükseltmiştir. arkadaş ne bu ısrar anlamıyorum gökhan zan her maç kalbimi sıkıştırıyor ve yetinmeyip hatalar da yapıyor, e bu hataları yapması için semih kaya'ya sabretsek belki o servet çetin ve gökhan zan abileri gibi yapmaz da ders çıkartır iyi bir stoper yetiştirmiş oluruz... ayrıca sabri gibi bir aslan yürekliyi takıma monte etme isteğini anlıyorum, saygı da duyuyorum lakin sabri'yi sağ beke emmanuel eboue'yi sağ kanada alsa kazımı da form tutana kadar kulübeye oturtsa daha iyi olmaz mı? diye düşünmeden edemiyorum efendim
  • 1884
    (bkz: 21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçı)nda 2. yarıya başlarken ufuk'a sürekli topu oyuna geç sokmasıyla ilgili bir şey deyip demediğini merak ettiğim hocadır. tabii ki merak etmiyorum dememiştir imparator öyle bişey ama 2. yarı yaklaşık 6-7 dakikayı yiyen, sanki beraberlik halinde şampiyon olcakmışız gibi davranan ufuk'a bi anlam veremedim bugün ve fatih hoca'nın da neden müdahale etmediğini de anlamış değilim.

    ayrıca yine 2. yarı apaçık takım kendi sahasına mahkum olmuş ve hareket etmeden, baskı yapmadan oyunu izlerken bu duruma neden engel olamamıştır onu da anlamış değilim.
  • 1888
    hocanın çalıştırdığı takımlar genelde ligin başında bocalar.ekim-kasım gibi form tutup sezonun ortasında coşar.

    bu 1.galatasaray dönemi ve fiorentina'da böyleydi.hatta mili takımın katıldığı turnuvalarda da böyle oldu.

    o yüzden sabır..

    öte yandan tüm samimiyetimle belirteyim; isterse 3.bitirsin bu sezonu.yine de o benim hocam.en güvendiğim adam.

    kaldı ki 3 haftada barcelona'ya benzeyecek halimiz yok.
  • 1890
    21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçında yaptığı talihsiz oyuncu değişikliklerine değinmek istiyorum;

    ilk hafta oynanan ibb maçındaki* oyuncuların sahaya diziliş konusunda yaptığı kötü ve aşırı yanlış tercihlerden vazgeçmesi, samsunspor maçında* ideale yakın bir kadro çıkarması kendisine olan inancımı bir kat daha arttırmıştı. karabük deplasmanında muslera'nın kırmızı kart görmesi ile hakem katliamına uğradığımız anda keşke önündeki seçenekleri çok daha hızlı değerlendirebilseydi;

    yaptığı 2 değişikliği ele almak istiyorum;

    >giren oyuncu ufuk ceylan
    <çıkan oyuncu albert riera

    >giren oyuncu sabri sarıoğlu
    <çıkan oyuncu sercan yıldırım

    4-4-2 çıkmışsın sahaya, bana göre, çift forvetli sistemde kaleci, savunmacı veya orta sahada herhangi bir oyuncun kırmızı kart ile oyundan atılırsa yapman gereken tek doğru forvet oyuncularından birini çıkarmaktır. elimizde sercan ve elmander vardı fakat sercan kazım'ın bölgesinde sağ kanatta da oynayabildiği için, görev aldığı maçlarda isteği ve oynama arzusunu ortaya koyduğu için ben olsam kazım - ufuk ceylan değişikliğini yapar; sercan'ı da sağ kanada koyardım. zaten hazırlık karşılaşmalarından beri bas bas bağırıyoruz, bu takımda yaratıcı oyuncu + takımı pozisyona sokacak oyuncu + topu ileriye taşıyacak oyuncu yoooooook diye. şu durumda riera'yı çıkarmak da bindiğin dalı kesmektir tam olarak.

    ikinci yarı başında bir sabri sarıoğlu - sercan yıldırım değişikliği var ki cinnet sebebi. sinyor terim'in o an aklından geçen düşünceleri merak ediyorum. sercan'ın sakatlığı varsa onu bilemem fakat hiç de öyle bir hali yoktu. sabri'ye "büyük kaptan, canımız, ciğerimiz" diyenleri bir kez daha buradan selamlıyorum. takımda yeri yok, net.

    tüm bunlara rağmen, 80 dakika 10 kişi oynadığımız, karabükspor kalesine gidemediğimiz maçta 1 puan almak hiç de fena sonuç değil. sinyor terim'in sabri'ye olan güvenini sorgulamasını rica ediyor ve güvenimizi yineliyoruz.
  • 1895
    öyle bir hocadır ki, yaşattığı okadar çok güzel şey vardır ki, onun efsane kadrosunu samiyende seyretmek malesef herkese nasip ol(a)mamıştır. hocaya bazen çok kızarsın, evet egosu yüksektir, ingilizceyi pek bilmez falan ama şunu bilirsinki o kulübede senden biri vardır. galatasaray için okadar çok emek vermiştir ki, o renklere okadar aşıktır ki yaptığı herşey yanlış olsa da orda olduğunu bilmek insana huzur verir.

    hoca bazen kadroyu yanlış kurar, bazen yanlış değişiklikler yapar bazende bindiği dalı kendi keser, çoğunluğun bundan topçu olmaz dediği adamları oynatır falan ama bilirsin ki o da galatasarayın başarısını en az senin kadar ister ve bunun için ona verilen imkanlar doğrultusunda en iyisini yapmaya çalışlır. becerir beceremez o ayrı konu ama başkaları gibi elimdeki kadrodan bukadar olur deyip te topu taça atıp işin içinden çıkmaya çalışmaz.

    hoca agresiftir, bazen öyle sinirlidir ki antipatik gözükür herkese, ama bir kez olsun galatasaraya laf ettirmemiştir, kendini küçük görenlere cevabı sahada vermiştir.

    hocayı başarısız bulan çoktur belki ama onu başarısız bulanların birçoğu takımın başındayken yaptıkları yüzünden değil de onsuz geçen senelerde galatasarayın çöküş dönemine sinirlendiği için ona kızgındır.

    takımın başına üçüncü kez gelmesi onun kabahati midir yoksa ilk döneminden sonra onun bıraktığı yerden galatasarayı ileriye taşıyamayıp her seferinde kendini kurtarmak için önce hocaya sarılan yöneticiler midir bunu iyi analiz etmek gerekir bence. malesef galatasarayın geçmiş son on senesi keşkelerle doludur. ama bu keşkeler arasında beni en çok heyecanlandıranı hocayı tekrar kulübede görmek, onun takımının tekrar efsane olması için yanında durmak olacaktır.

    varsın hoca başarısız olsun, takım 3 haftada 5 puan kaybetsin. ben ve benim gibi düşünenler onun herzaman arkasında.
  • 1896
    her ne kadar çok sevdiğim bir teknik direktör olsa da kendisine bir iki şey söylemek istiyorum buradan.

    hocam biliyorum, "ben yola getiririm, oynatırım." desenizde, allah aşkına servet, gökhan, balta ve sabri konusunda bu inadınızı sürdürmeyin. servet kaç senedir galatasaray forması giyiyor, bir kere "ulan adam tek başına savunmayı topladı be helal lan" ya da "helal olsun aga adam oynuyor" dediğimi hatırlamıyorum. gökhan'a hiç girmeyeceğim bile. balta ve sabri ise "yetersiz bek" tanımının ta kendisi. tamam sağ beke kıyasla sol bek daha az bulunuyor hocam ama ne bileyim kayseride hasan ali var şu var bu var. ki galatasaray'ın scout ekibi* de bir ton adam bulmuştur o mevkiye. genç bir adam getir oraya tamam hata yapsın, gol yedirtsin ama balta kadar dokunmaz bu taraftara. sabri ise çok iyi bir galatasaraylı olmasına rağmen yıllardır hep aynı seviyede olması ve hatta düşmesi onun yerinin mutlaka daha iyi bir sağ bekle doldurulması gerekli. zaten son 2-3 yılda yediğimiz gollere bakılırsa savunmanın yetersizliği görülmüş olur.
  • 1897
    --- alıntı ---

    ''size bir şans geldiğinde bu formayı kazanacaksınız. bu galatasaray takımı, kazanmazsanız herkes de kaderine razı olacak. bu sadece ufuk için geçerli değil. herkes için geçerli. özellikle büyük takımlarda şans bulamayabilirsiniz. bulduğunuz zaman da değerlendirmek zorundasınız. büyük takımda oynamak kolay nimetler değil. orada oynamak isteyen onbinlerce futbolcu var. herkes onun nimetini bilecek.''

    --- alıntı ---

    (bkz: ufuk ceylan)
  • 1898
    türk futbol tarihinin görüp görebileceği en büyük teknik adamdır. hayatta bazı insanlar vardır ki, en mutlu gününüzde de, en kötü gününüzde de yanıbaşınızda olur, hep onu görürsünüz. ne kadar bazı şeyler yaşasanız da ilk ona gidersiniz ve o da hiç düşünmeden size kapısını açar . işte galatasaray'la fatih terim'in ilişkisi de aynen böyledir.

    evet fatih terim kendi bildiği gerçekleri yapar. onun 1.sınıf bir teknik direktör gerçeği yadsınamaz. fatih terim bu ülkenin yetiştirdiği en büyük değerlerden biridir.

    şimdi, yepyeni bir sayfaya yeni zaferler yazmak için imparator ait olduğu yere, doğduğu yere geri döndü. biz ona inanıyoruz ve geleceğe umutla bakıyoruz. yuvana hoşgeldin imparator. seninle daha nice büyük zaferler kazanacağız.
  • 1899
    bir dönem göztepe, bir dönem ankaragücü, bir dönem fiorentina, bir dönem milan, iki dönem milli takım ve üç dönem galatasaray' da görev yapan teknik adam. göztepe ve ankaragücü dönemlerini bilmem, zira hem biz çocuktuk hem o zamanlar teknik adamlıkta gençti ve çok adı sanı duyulmuş değildi. teknik adamlıkta asıl başlangıcı bence hem ümit milli takım teknik direktörlüğüne hem sepp piontek' in yardımcılığına getirildiğinde yapmıştır. teknik direktörlüğünü yaptığı ümit milli takım akdeniz oyunları şampiyonu olunca ilk ciddi başarısını kazanmıştır. daha sonra 1993 yılında sepp piontek' in takımdan ayrılmasıyla milli takımın başına geçmiş ve bu yolda büyük adımlarla yürümeye başlamıştır. türk milli futbol takımına o güne kadar görülmeyen bir futbol oynatınca 5. torbadan 1996 avrupa futbol şampiyonası elemelerine katılmış olan millli takım, grup ikincisi olup gruptan çıkmıştır. finallerde biraz acemilikten biraz beceriksizlikten milli takım grup sonuncusu olduysa da fatih terim' in takımı buralara getirmedeki başarısı ortalardadır. sonraki 4 yıl malum, galatasaray türk futbolunu domine edip almamış kupa bırakmamış,tekrar ve tekrar almış, son sezonunda da herhangi bir türk takımının hayallerinde dahi yer alamayacak uefa kupasını kazanmıştır. derken birtakım anlaşmazlıklardan dolayı fatih terim fiorentia ve milan seferleri başlamış, iki yıllık süreçten sonra tekrar takımın başına gelmiştir.
    ama işler bu sefer önceki gibi gelişmeyince fatih terim ikinci sezonun ortasında görevi bırakmış ve bir süre sonra milli takımın başına geçmiştir. 2008 yılında gelen avrupa şampiyonası yarı finaliyle fatih terim yeniden türk futboluna adını yüksek sesle söyletir olmuştur.
    şu anda kendisi takımımızın başında. ondan istediğimiz tek şey var aslında; 2002 den beri hemen hiç göremedimiz o pozitif futbolu, o korkulan galatasaray' ı, o sahadaki oyuncu farketmeksizin makine gibi oynayan takımı tekrar sahada görmek. bu işler melo ile mi olur hakan balta ile mi, elmanderle mi olur yoksa gökhan zanla mı hoca tabi ki çok daha iyisini bilir ama bizler taraftar olarak sadece "o" galatasaray' ı görmek istiyoruz.

    edit: düzeltme.
  • 1900
    ceza vermek için bahane arayan tff tahkim kurulunun teğet geçtiği teknik direktördür.

    --- alıntı ---

    türkiye futbol federasyonu (tff) tahkim kurulu, bugün toplanarak gündemindeki maddeleri görüştü.

    tff'den yapılan açıklamada, tahkim kurulu'nun, galatasaray teknik direktörü fatih terim'in akreditasyon kartını görünür olarak asmadığı için, tff profesyonel futbol disiplin kurulu tarafından aldığı ihtar cezasını oy birliğiyle onadığı bildirildi.

    kurul ayrıca, anadolu üsküdar 1908 kalecisi salih şenbaş'ın aldığı 3 resmi müsabakadan men cezasının yanı sıra bucaspor kulübü'nün 2 bin 500 liralık para cezasını da oy birliğiyle onadı.

    tahkim kurulu, sakaryaspor kulübü'nün 10 bin liralık para cezasıyla, bucaspor kulübü'nün aynı miktardaki para cezasını ise oy birliğiyle kaldırdı.
    --- alıntı ---
    (bkz: sporx)
App Store'dan indirin Google Play'den alın