resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 17251
    hocaya tek sorum; bu futbolcular neden en ufak bir darbede yerden kalkamayip, bir daha hic futbol oynayamayacak kivama geliyorlar?

    takimda kondisyon sifir, fiziki yeterlilik sampiyonlar liginin çok çok altinda, dayaniklilik seviyesi turkiye superligini bile kaldiramiyor. nasil bir hazirlik kampi gecirdik, kasim ayinda tel tel dökulüyoruz. bu sekilde ikinci yariya nasil bir performans sergiliceyecegiz? nisan , mayis ayini dusunemiyorum. takimda ölü toprağı var, haziran ayının ilk haftasinda gibiyiz.

    (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı)
  • 17252
    sezon başından beri galatasaray futbol takımının sıfıra yakın hücum planı olmasını nasıl çözecek merakla bekliyoruz. bireysel performanslar bir yere kadar götürür. kasım ayına geldik ama hala3 ekim porto galatasaray maçında gösterilen performansa yakın bir performans göremedik. o maç her saniyesine kadar çalışılmış, analiz edilmiş ona göre bir kurgu ile çıkılmıştı. tamam, takımlar farklı kurgular faklı o oyunu her takıma karşı oynayamayız. ama kardeşim bu takım rakip yarı sahada 5 pas üst üste yapamayacaksa kaptırılan her top kontra atak olarak dönüyorsa burada tüm suç takımda ya da bir kaç topçuda olamaz. hocaya güveniyorum ve inanıyorum inşallah bu sorunu çözer. yoksa şampiyonlar ligi grubundan çıkmayı bırak süper lig şampiyonluğunu anadolu takımlarından birine kaptırırız.*

    (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray shalcke maçı)
  • 17253
    tek bir organize atağımız yok, neredeyse bir yıldır takım topu nasıl defanstan çıkaracağını çözebilmiş değil. sürekli sakat veriyoruz ve takım henüz kasım ayında sanki mayıs ayındaymış gibi bir kondisyona sahip. bunun dışında fatih terim takımlarında görmeye alışmadığımız bir motivasyon sorunu mevcut. fatih hocaya saygım sonsuz ama böyle giderse ligde ilk 3'e giremeyiz.
  • 17255
    24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı'nda yetenek olmadığı kadar performans da yoktu sahada. keza 4 gün önceki 19 ekim 2018 bursa maçında da. bildiğimiz gibi hocanın takımlarının en büyük özelliği mücadele gücüdür. bunların aksine yaklaşık 3 hafta önceki 3 ekim 2018 porto-gs maçında bu takım yine eksikliklerine rağmen porto'yu zor durumlara düşürmüştü. son dönemde takımda fiziksel-mental bir düşüş var. sahada mecali yok takımın ve bu çok da normal gözükmüyor. ndiaye gibi dinamo bir adam bile tükenmiş gözüküyordu dünkü 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçında. bırakın rakibi ısırmayı, adım atacak hali yoktu. pek çok oyuncu da zayıf ve güçsüz gözüktü. ben ilk defa nagatomo'nun kendini yere bıraktığını gördüm nefessiz kalıp. son dönemde artan sakatlıklar da bu anlamda pek iyi göstergeler değil. hocam özellikle kondisyon-güç konusundaki bu gerilemenin kaynağını araştırır, bulur ve çözer umarım. yüklemeden mi, oyuncuların kendilerine iyi bakmamasından mı bilemiyorum. yoksa zaten sınırlı yetenek ve genişlikteki kadrodan mücadele ve performansı da alamaz duruma gelirsek, toparlanması güç, sert bir düşüş yaşarız.
  • 17256
    rotasyonu genişletmek amacı ile yaptığı hamleler ters tepmiş gibi görünen hoca, imparator. formda ve hazır 4 tane bile oyuncumuz yok ve bunun sorumlusu kendisi.

    başarıda hocaya övgüde bulunduk şimdi de takım sakat, formsuz ve taktik olarak birşey ortaya koyamıyor maalesef.

    tek başarı ölçütü lig şampiyonluğu değil, iyi futbol da izlemek istiyoruz. capello-real olayı gibi, büyük camiaların talepleri başka ki bu büyüklükte çok emeği olduğu için eleştiriler dengeli ve yapıcı olmak zorunda.

    dün schalke maçı öncesi sözleşme ve maaşı ile ilgili yazmıştım onu geçersek en can sıkıcı olay şu hücumu seviyorsun hocam ama bir tane set, kurgu atak yok kaç maç oldu. hızlı oyuncuları kaçır ya da yaratıcılıklarına bırak, yan top vs. sarri napoli şimdi chelsea, favre nice-dortmund gibi bir dokunuş var mı bence kesinlikle yok. ee seni yere göğe koyamadı oldu ki böyle bir hoca çıktı geldi ona ne diyeceğiz?
    hoca diğer tür grupta sanki. oyuncuya özgürlük verirsin tamam da bizde o tip takımı sırtlayacak kim var? hagi, sneijder, lincoln, alex, talisca, jaja ? kabız oyun, üretkenlikten uzak ve istikrarsız oyuncuların ayağına mahkum kaldık. sunulan çözüm de şu, ocak, haziran yine ocak.
  • 17257
    rakibin etkili sol kanadına karşın sinanla başlamak? bunu haşortman reyiz yapsa ortalığı yıkardık, hocam artık yalvarıyorum şu sinan inadından vazgeç. bu adamı ilk 11'de görünce içimden maç izlemek gelmiyor. hayatım rezil, psikolojimi düzeltmek için ilaç alıyorum, hayatta keyif aldığım tek anlar galatasaray maçları, bu anları mahvetme hocam şu sinan'ı oynatarak.
  • 17258
    stoperleri sokup maçı kazanmak uzun vadede takıma zarar verir dediğim zaman terim düşmanı olmuştum. bunu diyenler de zamanında im-para-tor diye dalga geçenler, ahımız var hocam tayfası. işte görüldüğü üzere 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı'nda yine baskı yedik ve yine top çıkaramadık çünkü takım hiç top yapamıyor topu gelişi güzel hep ileri vurmak güzel futbol olmuyor. ayrıca fatih terim bu maçta taktiksel bir riske de girdi, ki zaten hoca riski sever, presi azaltıp ön oyuncuları ortasahaya kadar çekip savunmayı da çıkararak yarısahamızın ilk metrelerinde alan daraltıp pas yapmalarını engelleyerek rakibi uzun topa zorlamak istedi, çünkü tüm analizlerde şalke'nin kısa paslarla oynadığı görülüyordu ama bu taktik tutmadı stoperleri çok iyi uzun çıktılar yapacak bir şey yok.
    buna ek olarak takımın kötü performansında yorgunluk da göze çarptı. fatih terim her zaman olduğu gibi ligin ilk yarısında kondusyon idmanlarına yüklemelerine sanki sezon başıymış gibi devam ediyor. bu da yorgunluğa yol açıyor ama sezonun ikinci yarısında bunlar bize yol su elektrik olarak dönecektir. çünkü her zaman öyle oluyor. diğer takımlar uyurken bizimkiler canavar gibi oluyor sezon sonuna doğru oynanan final niteliğindeki maçlarda.

    ben fatih terim düşmanlığı hiçbir zaman yapmadım burada o tartışmalı dönemlerde bile hep savundum ama yanlışlarını tabi ki söyleyeceğim. kazandığımız zaman yanlışları görebilmek önemli umarım bundan sonra burada insanlara ithamlarda bulunurken daha dikkatli olursunuz.
  • 17259
    fatih terim olmasa 2010-2011 sezonunun devam filmini cekecegimiz bu kadar acik ve net iken hocayi elestirebilmek neyin kafasi acaba?

    tek forvet eren, as stoper maicon, ofansif ortasahan fadulyeden belhanda, kanatlarinda sinan ve feghouli var, tek forvet sakat, yasli ve yetenegi sinirli eren. takimda tek yildiz diyebilecegin adam rodriguez, kaldi ki onun da seviyesi tartisilir.

    simdi bu kadroyla hocaya nasil kizalim?

    bu kadronun sebebi hoca midir?

    gidip bizi bu gunlere getirenlere soylenin, hocaya degil. hala ligde lidersek ve clde gruptan cikariz belki diyorsak bunun tek sebebi hocadir. elimizdekinin degerini kaybetmeden bilelim bi kere de.
  • 17260
    takım schalke'ye fizik olarak çok ciddi bir biçimde ezildi. geçen sene geldiği gibi tudor'un antrenman yaptırma şeklini eleştirmişti çok sakatlık çıkıyor diye. bence biraz fazla eleştirmiş. schalke maç boyu beklere çok hızlı bastı, kontralarda en az 7 kişi geriye döndüler. acayip bir fark vardı. hatta fark o kadar büyüktü ki takım 50. dk'dan itibaren kabul etti 1 puanı. takımdaki 11 kişi de karşı konulamayacağını anladı ve sindi. ben uzun zamandır bu kadar kabul etmiş bir galatasaray görmedim ve sorun direk psikolojik değil düşük fizik gücünün su yüzüne çıkmasıydı.

    asıl vahim olan bir alman takımının bizi bu şekilde ezmesi değil, ligde de aynı durumda olmamız. iç sahada bursaspor'a diş geçiremedik bu yüzden. taktik bilgi ile birkaç maçı aldı/alma noktasına getirdi ama bütün sezon böyle gitmeyeceği çok aşikar. sıkıntının sadece dar rotasyondan ortaya çıkmadığı belli. bir yerlerde hata yapılıyor.

    (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı)
  • 17261
    (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı)

    sanırım tekrar hatırlatmak gerekiyor. bu sezon fatih terim’e, yarım forveti olan 21 oyunculuk bir kadro verildi. bunların içerisinde de galatasaray seviyesinde olmayan ahmet çalık, ömer bayram, muğdat çelik ile futbol ile ilişkileri kalmamış sofiane feghouli, eren derdiyok ve selçuk inan bulunuyor. elindeki kadro zaten kısıtlıyken, schalke maçı öncesi sakatlıklar nedeniyle elinde toplam 16 oyuncu kaldı, 18’i altyapıdan çıkarttığı oyuncularla tamamladı.

    hücumda yalnızca eren, sinan, garry ve muğdat vardı. yunus’un henüz şampiyonlar ligi seviyesinde olmadığını, kadroya 18 kişiliyi tamamlamak için eklendiğini ve zaten fatih terim’in maçtan önce oyun planında düşünmediğini tahmin ediyorum. hangi teknik direktör olursa olsun, hücum üçlüsünü eren/sinan/garry olarak seçer, muğdat’ı da hamle oyuncusu olarak tutardı.

    orta sahada yalnızca donk, ndiaye, belhanda ve selçuk vardı. selçuk, fiziksel olarak şampiyonlar ligi’nde 90 dakikayı çıkartmayacağına göre orta sahayı donk/ndiaye/belhanda olarak seçmekten, selçuk’u da hamle oyuncusu olarak tutmaktan başka bir seçenek yoktu.

    savunmada stoper olarak elinde yalnızca maicon, ozan ve ahmet vardı. başka bir teknik direktör olsaydı büyük ihtimalle maicon ve ahmet ile başlardı ve schalke'den evimizde fark yerdik. fatih terim, 18 yaşındaki ozan’ı mental olarak çok iyi hazırlayıp sahaya sürdü, maçın adamı ozan oldu. beklerde zaten sorun yoktu, nagatomo ve linnes tercihi mantıklıydı, formsuz olan mariano ve şampiyonlar ligi seviyesinde olmayan ömer’de yedekte bekledi, nagatomo’nun sakatlığı sonrasında da ömer’i oyuna aldı. belki linnes’i sola çekip oyuna mariano’yu alabilirdi.

    oyuna müdahele olarak doğru hamleler yaptı. devre arasında eren ve sinan’ın etkisiz kalmaları nedeniyle gol bulamayacağımız zaten belliydi. ikinci yarıda tüm takım fiziksel olarak düşünce, defansı üçleyerek oyunu kendi yarı alanımızda kabul etmeyi, gol atamıyorsak en azından gol yememeyi ve 1 puanı kazanmayı planladı. donk savunmaya geçince selçuk orta sahaya geldi, sinan’ı oyundan aldı. eren, ileride top tutmakta zorlanınca en azından prese hücumda başlamak ve kontra ataklarda daha süratli olabilmek amacıyla eren’i çıkartıp muğdat’ı aldı. nagatomo da zaten sakatlandığı için çıktı.

    fatih terim’in de söylediği gibi bir gol yesek farka gidebilecek bir maçta, belki de onun ozan’ı oynatma tercihi ile ikinci yarıda üçlü savunmaya geçmemiz sayesinde 1 puan almayı başardık. başka hiçbir teknik direktörün de bu maçtan kolay puan alabileceğini sanmıyorum.

    şu anda ligde lideriz. şampiyonlar ligi’nde ilk 3 maçta 4 puan aldık, bu üç maçta yalnızca porto’dan saçma bir gol yedik, o gol olmasaydı grupta da liderdik. ayrıca kadro kısıtlamasında olduğumuz, mali anlaşma nedeniyle transfer yapamadığımız bir sezonda kulübümüze altyapımızdan üst düzey bir stoper kazandırdı.

    bana göre bu şartlar altında her maç iyi oynayan bir takım istemek şımarıklık, 1 puanı almayı başardığı böyle bir şampiyonlar ligi maçı sonrasında fatih terim’i eleştirmek ise vicdansızlıktır.
  • 17262
    sakatlıklar üst üste gelmeden da takımı kötü oynayan hoca. hiç sorumluluğu yok deyip, eleştirilmesini istememek hem kendisine hem takıma zarar verir-veriyor. çözülmesi gereken sorunlar var. bunlar yazılmış zaten uzun uzun. "forvet alınmadı da böyle oldu" gibi bir durumda da değiliz. pozitif hali ve verdiği umut ile takımın hali birbiriyle çelişiyor.
  • 17263
    kadro gömülerek kurtarılmaya çalışılan hoca, aynı isimler geçen sene tudor'u kadroyu göklere çıkartarak itin götüne sokmakla meşguldu. gerçi bu kadroyu gömmek daha geçen sene fatih terim geldiği gibi moda olmuştu.

    şimdi de oyuncuların sakatlanmaları, yönetimin takımı güçlendirmeyişi gibi yan etmenler de sıralanıyor ama bunların hiçbiri fatih terim'in takımının geriye gitmesi gerçeğini değiştirmiyor.

    terim geldikten sonra donk'tan verim alması ve defansif yöndeki toparlanma çok övüldü, övülecek ve övülmesi gereken bir meseleydi de ama geriye giden performanslar konuşulmuyor. yine başa dönülüp, kadro yetersiz, oyuncular kötü moduna giriliyor. bu tarz gerçekleri makyajlama işleri hem bize hem takıma hem de terim'e zarar veriyor halbuki.

    transfer meselesine gelince. gomis ayrıldı, forvet sorunumuz var. önemli de bir sorun ama her şeyi buna bağlamak çok abes. ben de transfer dönemi boyunca forvet meselesi yüzünden bir yangıncı olarak çok da eleştirdim yönetimi ama sorunları doğru saptamak gerekiyor. geçen sene gomis oynarken de bu takım oyunu akıtma konusunda forvete bel bağlamıyordu. pozisyonel olarak forvetin dahil olduğu, top tuttuğu pozisyonlar muhakkak oldu ama diyorum ya forvete bu kadar bel bağlamamak lazım diye işte geçen sene de bu takım cayır cayır top oynarken gomis sadece gol atmakla yükümlüydü, gomis de o gelleri ayağına gelen toplarla attı. hatta birçok kişi de gomis'i sadece gol attığı oyuna fazla katkısı olmadığı yönünde eleştiriyordu. şu an da pek fark yok. biz forvete topu bir şekilde götürüyorduk ve gomis bunları golle sonuçlandırıyordu. ama şu an bu pozisyon işini doğru yapmıyoruz. orta sahada oynadığımız oyun muazzam bir düşüş gösteriyor. geçen sene maç başına 5 yapıyorsak bu sene anca 2 falan yapıyoruz. bunları yine yapalım ama gomis değil de eren olduğu için atmasın ondan sonra forveti konuşalım. bunun için de takımın hücum planları, saha içi yerleşimi, oyun mantalitesi gibi şeylere bakmak gerekiyor ki bu da top çeviren, set oynamaya çalışan bir takım çünkü geçen seneden farklı olarak bu sene bu var. geçen sene rakibi yırtıp geçen bir takım vardı, zorla pozisyon buluyor rakibi zorluyordu. kabul edersiniz ki bunu yapmak için de yüksek fizik gücü gerekiyor ve de haliyle vardı. bu sene de yırtıcı oynamamız lazım. özellikle eren varken daha da yırtıcı oynamamız lazım ki rakip lehine olan takımın statikliğinden kaynaklanan defoları, savunulma kolaylığını bertaraf etmemiz lazım ama bu sene de o eski fizik gücü yok.

    kadronun eksik bırakılması yine önemli, önemsiz değil ama her şeyi transfere indirgemek beyne hakaret olur. neredeyse aynı takıma rağmen bu takım geçen seneki performansın hem bireysel hem takım olarak fersah fersah uzağındaysa, transfer gibi konuları konuşmak abes.

    abes diyorum çünkü transferin bizi ileri götürmesi gerekiyordu ama transfer yapılmaması bu takıma bu denli geri gitme hakkını vermiyor.
  • 17265
    burada fatih terimi eleştirirken veya savunurken, hocaya forvet transferlerinin yapılmadığı için sıkıntılı bir kadro verildiği hep dile getiriliyor ki doğru, yalnız şöyle de bir sorun var ki; takımın forvet haricindeki 10 ilk 11 oyuncusu çok iyi, sistem çok güzel, takım koordinasyona sahip ama gol atmak konusunda sıkıntı yaşıyor diyemiyoruz. hepimizin gördüğü şey, takım oyunundan uzağız, savruk performanslar sergiliyoruz, kondisyon yerlerde. böyle bir durumda, bunu dile getiriyoruz diye hemen hoca rererörörörörö dememek lazım. burada fatih terim düşmanı olan kimse yok. şunu demek zor değil, fatih terim formda değil. şapkadan tavşan çıkartarak bir sezon devam edemez. tamam kabul forvetimiz yok, geri kalanını toparlamamız lazım, toparlanmamız lazım.
  • 17266
    kraldan çok kralcilardan tiksinmişimdir. kendisini çok severim ve bunu uzun uzun anlatmaya lüzum görmüyorum. öncelikle sezon başı gomis'in gideceği ayan beyan ortadayken kalsa bile forvet ihtiyacımız varken emre akbaba'nin alınmasını anlamadım. bana yönetim demeyin abdurrahim albayrak, terim'in istemediği veya öncelik tanıdığı bir şeyi yapar. emre en nihayetinde hocanın onayı ile alındı. sonrasında takımın net bir hücum planının olmaması, defanstan pasla çıkış şablonumuzun olmaması, saha parselizasyonunu rezalet yapmamız, takımda ki 1-2 oyuncu kötü oynar anlarım ama takımda ki her oyuncunun potansiyelinin altında oynaması kusura bakmayın ama hocaya yazar.

    bunları kendisi hepimizden iyi biliyordur ve çözecektir buna şüphem yok ama elde ki oyunculara uygun bir taktik anlayış geliştirebilirdi. neden yapmadı anlamıyorum.
  • 17267
    yumurta tavuk hikayesi gibi; takım formsuzsa doğal olarak hoca da formsuz demektir.

    şunu baştan belirtmekte fayda var; tam kadro iken bile elindeki malzeme kıtken, bir de en kilit 3-4 oyuncunun aynı andaki sakatlığı, hocayı süper ligde bile zor durumda bırakırken şampiyonlar liginde bırakmaması düşünülemezdi zaten.

    ne varki, kalan sağlarla şartlar ne olursa olsun, heleki kendi sahamızda ortaya konan performans (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı) da kabul edilebilir gibi değil ne yazıkki.

    takımlar kötü oynar, oyuncular formsuz olur, maç da kaybedebiliriz..... bunlar kabul edilebilir durumlardır zaman zaman, ama schalke 04 maçında beni asıl üzen sahadaki duruşumuz, pozisyom alamayışımız, olmayacak yerde 3 oyuncumuz varken, çoğalmamız gereken yerlerde hiç adamımızın olmaması gibi formsuzluğun ve kadro kalitemizin ötesinde sorunlarımız olmasıdır.

    elbette kendisinin bizdeki sevgisi ve kredisi kolay kolay bitmez, ancak kendimizce gördüğümüz eksiklikleri de uygun bir yazma dili ve üslupla bu platformda paylaşmak gerekir diye düşünüyorum...

    yaşattıklarını yaşatacaklarının göstergesi ve teminatı olarak gördüğümüz, hocalıktan öte bizim gibi galatasaray taraftarı olduğunu bildiğimiz, kötü sonuçlarda bizler ne kadar sinirleniyor ve üzülüyorsak, bizden kat be kat daha fazla üzülüp sinirlendiğinden emin olduğumuz hocamızın, hatalardan ders alarak bu durumu düzelteceğine dair inancım da tamdır...
  • 17268
    cok net ve belli hatalari var kendisinin de. son 6 macta 3 gol atabilmisiz. ve bunlarin hepsi kafayla, bunlarin ikisini de defans oyunculari atmis. cok kaliteli bir kadromuz olmayabilir fakat bu kadro bundan cok daha iyi maclar cikarabilir. hocanin kadro tercihleriyle baslamak istiyorum, bu sezon ligde linnes sadece 1 macta gorev almis, kalan maclarin tamaminda mariano'nun vasatin uzerine cikamayan performansini izledik. hocanin bir lafi vardir oyuncuyu kaybetmek kolay, kazanmak zor diye. kesinlikle kendisine katiliyorum bu noktada fakat bir oyuncuyu kazanmaya calisirken elindeki oynayan oyuncunu kaybetmemelisin. linnes bu sezona en iyi baslayanlardan birisi bence. ama bakiyorsun 1 mac oynamis, biz bu adamdan niye yararlanmiyoruz? gelelim orta sahaya fernando-donk-ndiaye super ligin kagit ustunde uzak ara en iyisi. fakat top cikaramiyoruz, bir problem yok mu sizce de? onde biraz baski gormeyelim, elimiz ayagimiz birbirine dolaniyor. ben yakin zamanda onde basip da bizden puan alamamis pek takim hatirlamiyorum. takimin sorunlari cok acik ve ayni seyleri yaparak bu sorunlarin duzelmesini bekleyemeyiz. umarim bu 2 puan kaybi, 1 aydir suregelen kotu futbolun artik tezahuru olur hoca icin de. daha fazla sabretmez ve gerekli hamleleri yapar.
  • 17269
    transfer dönemi kapandığı günün ertesi yazdığım gibi (bkz: #2501272) bu sezon * başarılı olması imkansızdır.

    hocayı eren'e, denayer varken yüzüne bile bakmadığı maicon'a ya da benzerlerine muhtaç eden zihniyet sayesinde.

    belliydi böyle olacağı. her şey planlandığı gibi. tebrikler.

    canım hocam hala 'ocak'ta hallederiz' diye hayaller kuruyor. umut işte ne yapsın o da.
  • 17270
    mevcut şartlarda hocayı eleştirmek, kolaya kaçmaktır, cahilliktir ve biraz da utanmaz olmak lazım. yahu geçen senelerde küfür kıyamet eleştirdiğimiz eren ve sinan (umudum vardı ama olmayacak gibi) ile gol atıp maç kazanmaya çalışıyoruz. şampiyonlar liginde forvet olarak oyuna muğdat'ı almak zorunda kaldı hoca. maicon'un ne mal olduğunu geçen sene anlamıştı ve oynatmıyordu bu sene mecbur kaldı. eli ayağı düzgün bir emre alındı o da gitti alakasız bir pozisyonda ayağını kırdı.

    ne yapmalı imparator eren'de olmayan futbol aşkını genlerine mi eklesin. muğdat'a yetenek yüklemesi mi yapsın. rodrigues'in durumu ortada iki skor yapınca götü kalktı. ha birde umudumuz sinan var. g.o.r.a.'yı fazla izlediniz zannımca. bu oyuncularla iş görmeye çalışıyor.

    elindeki tek sağlam adam fernando reis de terim sonrası habere sakatlanıyor. yok yok adam yok ...
  • 17271
    ne yapılması isteniyor kendisinden cidden anlamıyorum. eldeki oyuncuların durumu, kadro yetersizliği ve türlü aksaklıklara rağmen iki kulvarda da başarıyı elinden geldiğince zorluyor. ligde lider, avrupa'da da guruptan çıkma ihtimali hala mevcut. dursun-tudor döneminde bize dayatılan "harika bir kadro kuruldu" yalanıyla yaşayanlar var hala. arkadaşlar uyanın artık. mevcut kadromuz sandığınız kadar iyi değil, hele de sakatlıklarla hiç iyi değil.
  • 17272
    türkiye futbol tarihinin en önemli teknik direktörü. grande. imparator.

    24 ağustos 2018 galatasaray schalke 04 maçında bir ara kenara maicon yine adam kaçırıp pozisyonu kalemizde görünce kendisi kulübeye (büyük olasılıkla ümit davala'ya) dönüp ellerini iki yana açıp "başka yok ki ne yapalım" dedi.

    bunu doğrudan televizyondan görmüş, o anı izlemiş birisiyim.

    şimdi kaldırıp da "kendisinin de hataları var emre akbaba alınmasaydı forvet eksiği varken" falan yazmanın bir anlamı yok. emre akbaba eksik değil diyorsanız eğer ki younes belhanda yeterli diyorsunuzdur. burada en çok tartıştığımız konu da zaten bu, belhanda yeterli mi yoksa değil mi? ama şu anda transfer dönemi değil bir şey değil, elimizde kalmış ve emre sakatlanmışken belhanda normal tercih. e hadi emre'ye gerek yoktu diyelim; onyekuru yerine genç, tam bir forvet kiralanamaz mıydı? onu konuşan yok ama.

    schalke maçından önceki bursa maçında iç sahada vereceğimiz üç kaybı kim düşündü? feghouli hadi neyse diyemiyorum bile çünkü onyekuru zaten sakat döndü. onun yokluğunda feghouli'den de olabildiğince yararlanmamız lazım derken o da gitti.

    yahu fernando reges'in sakatlığına kadar hepsine "ya şu var bu olur kurulur kadro sıkıntı olmaz schalke maçında" diyordum televizyon karşısında. 39'da fernando reges de sakatlanınca "hah işte şimdi bittik biz" dedim.
    fernando reges'in takımın hem defans hem ofans (hiç bir şey yapmasa sadece top çıkarma tek başına yeter) oyununda ne kadar önemli olduğunu bilmeyen - görmeyen varsa zaten tartışmayalım başka bir şey onunla.

    ne yapsın bu adam? elinde messi var da oynatmıyor mu? ronaldo var da kenarda oyuna mı almıyor? mbappe'yi oynatsa yenerdik schalke'yi de oynatmadı işte falan mı diyelim? ne yapalım?

    bir yazar arkadaşımız daha bahsetmiş önceki bir entry'sine referans vererek sihirbaz değil ki dokunduğu bu üçü gibi olup çıkıp sahada inanılmaz iş yapsın. yok yani ne yapalım, yok. bu işi buraya getiren yönetici kafalarını, futbol finansından anlamayan geçmiş yönetimleri, kadro mühendisliğini "11 futbolcu bulalım gerisini hallederiz" zanneden cenk ergün ve igor tudor'un yaptığı kadroyu görmeden hocaya "hatası var" demek problem değil mi?

    abi gomis gitti. eren var sinan var muğdat var forvet oynayabilecek. belki biraz da onyekuru. başka yok. takviye lazım mıydı, evet. takviye hoca tarafından istendi mi, evet. kendisi açıkladı adamın ya. ya siz hocayı dinlemiyorsunuz ya çok çabuk unutuyorsunuz.

    adamın eline iki tane yumurta vermişiz "bize sahanda yumurta yapma da portakallı pekin ördeği yap" diyorsunuz. yumurtalar ördek yumurtası olsa hadi belki neyse, bildiğin tavuk yumurtası lan. ne yapsın?

    kenara dönüp de ümit davala'ya "başka yok ki" demekten başka ne yapsın?

    daha iyi biliyorsunuz ya kendisinden, hadi buyrun dinleyelim sizi de. öneriyse öneri.

    şu durumdaki en suçsuz olan kişi hocadır. şapkadan çıkarabileceği kadar tavşanı çıkarmış bir adamdan bahsediyoruz. şimdi suç şapkadaki tavşanları çeken sihirbazda mı yoksa bu tavşanları bulmayan - almayan yönetimde mi?

    allahı var, çok destekledim ve seviyorum mustafa cengiz'i. hele ki hayri kozak'a "sen başkan mısın" kapağını yaptığında yanımda olsa alnından öperdim herhalde. abdurrahim albayrak da aynı şekilde. ama bu adamlar eksik. bu adamlar hatalı iş yaptı. onların hatasından ve dünyanın bana sorarsanız en saçma uygulaması olan uluslar ligi projesinden dolayı tavşan kalmamış elde, siz sihirbaza "tavşan çıkaramadı" diye kızıyorsunuz.

    o sihirbaz ki süper ligde karşısına gelmiş - gelecek - gelebilecek herkesi testereyle ikiye bölüp birleştirir kimsenin ruhu duymaz ruhu. bu adam 7 kere şampiyonluk gördü, 1 uefa kupası aldı, 2008'de avrupa kupasında kimsenin ona şans vermemesine rağmen yarı finali gördü. burada "hatası var ama" yazdığınız zaman yönetimin hataları kendisinin hatası olmuyor sayın arkadaşlar.

    bu sakatlar atlatılınca (inşallah tekrarlamaz bu salak saçma uluslar ligi projesi yüzünden) hoca alıp yürüyüp 8. şampiyonluğunu aldığında, bizi 22. kez şampiyon yaptığında da "hataları var ama" yazacak mısınız çok merak ediyorum.
  • 17273
    sezon başından beri oynanan kötü oyunun sebebini sakatlara ve yapılamayan transferlere bağlamak yanlış. hatta teşhisi koyamadığımız için çok da tehlikeli.

    fatih terim'in her zaman savunduğu bir şey vardır;

    "kötü oynayabiliriz ama kötü mücadele edemeyiz."

    takım uzun zamandır mücadele etmiyor çünkü koşamıyor. hala şampiyonlar liginin en az koşan takımıyız. topun bizde bu kadar az kaldığı maçlarda bile az koşuyorsak bir problem vardır.

    öte yandan fatih terim'in sezon öncesinden ziyade devre arasını takıma yükleme yapmak için daha çok tercih ettiğini biliyoruz. şampiyonlukların sezonun 2. yarısında kazanıldığının farkında. geçmişte hep böyle oldu ama eskiden devre araları daha uzundu. şimdi izinler vs derken takım 10 gün çalışıp 2. yarıya başlıyor nerdeyse. haliyle kondisyon yüklemesi de yapılamıyor. yine de ben takımın sezonun 2. yarısında daha iyi olacağını düşünüyorum. ama tek şartla; fatih terim takımın koşmadığının farkında olmalı ve buna çare üretmeli.
  • 17274
    fernando, onyekuru, feghouli, emre akbaba, serdar ve nagatomo'dan sonra eren derdiyok da sakatlanmiş.

    http://img.sabah.com.tr/...9A09B4DAF754BC0r.jpg

    http://cdn.ntvspor.net/...;h=626.6666666666666

    kendimden çok fatih hoca'nin ruh halini düşünüyorum. adam şu son 2 hafta yüzünden yaşlanacak diye korkuyorum.

    https://i1.imgiz.com/...36-11500_854x480.jpg

    ah yönetim ah, bir forvet transferi yapamadin? hala eren'le falan uğraşiyoruz.
  • 17275
    kasımpaşa'nın bile hücum hattı, elindeki takımın hücum hattından nitelik ve nicelik olarak daha fazladır. hocaya hiçbir suç bulmuyorum. yönetime de bulamıyorum, malum ffp nedenlerinden ötürü. sebebi belli, zeytinyağı tenekesi suratlı eski yönetimin başındaki zat.

    ayrıca bu takıma kendisinden başka hiçkimsenin oynatmaya bile cesaret edemeyeceği bir çocuğu as oyuncu olarak kazandırmıştır. yani dolaylı olarak da olsa transfer dönemi bitmişken bile bir transfer kazandırmıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın