kendisiyle alakalı bazı endişelerimin olduğu yaşayan efsanemiz.
bu sene takımı devraldığında müthiş bir giriş yaptı
*. sessiz, sakin, temkinli, ağırbaşlı... tanıdığımız fatih terim değildi aslında, fakat bu hali kendisine çok yakıştı. sessiz sedasız, inanılmaz bir olgunlukla bizi şampiyon yaptı. aslında ilk başlarda biraz korkmuştum, garip bulmuştum ve "acaba bir problem mi var?" diye de soruyordum kendime. dedim ya hiç alışık olmadığımız bir fatih terim'di. şimdi baktığımda ise ne kadar sağlıklı ve ne kadar olgunca olduğunu farkediyorum. herhalde bu stresli ve zor süreç daha sağlıklı yönetilemezdi.
gelelim endişeme. an itibariyle medyada inanılmaz bir pohpohlama başladı. "imparator" lar havada uçuşuyor (ki kendisi imparatordur, buna kimsenin itirazı olamaz), metin oktay'la karşılaştırmalar başladı, heykelinin dikilmesi dillere döküldü. bu durumu hem galatasaray için hem de fatih hoca için çok tehlikeli buluyorum. bunlara camia olarak kulak tıkayıp biz sessizce (belki olgunlukla demeliyim) işimize bakmamız gerekiyor. ne kadar anlamlı olursa olsun kazandığımız "bir şampiyonluk"tu. hepimiz ne kadar derin ve anlamlı olduğunun farkındayız ve hatta rakiplerimiz de bunun farkında. bütün övgüleri hak ediyoruz, bütün iltifatları da hak ediyoruz. korkum, "ne oldum" der miyiz? fatih hoca "ne oldum" der mi? çünkü ortam çok ama çok müsait. yanlış anlaşılmasın, bence fatih terim "ne oldum" demeye hakkı olan bir isim. fakat en güzeli insanların "ne oldu" demesi, ve bizim yine teşekkür edip kulaklarımızı (nasıl ki başarıya giderken art niyetli kelamlara kulak tıkamamız gerekiyorsa, bu demek değildir ki cevap vermeyeceğiz) bu aşırı övgülere de tıkamamız. aynen fatih hocanın gibi, bizim de "hayal"imiz türkiye şampiyonluğundan da öte. onun içindir ki bugün, bir noktada camiamız için sadece bir başlangıç. daha atılacak çok adım var. endişelerimin bir başka kaynağı da fatih hocanın bir televizyon programı yapacak olması. normal şartlarda şampiyon takımın hocasının böyle bir şey yaptığı görülmemiş (en azından ben hatırlamıyorum). hemen şampiyon olduktan sonra böyle bir açıklamaya, böyle bir aksiyona gerek var mıydı bilmiyorum. belki vardı, eminim geçmiş ve bugünle ilgili söylenecek, söylenmesi gereken şeyler var. fakat zamanı şimdi mi? bilmiyorum. dediğim gibi benimkisi bir endişe. böyle sessiz sedasız, ağırbaşlı bir şekilde, olması gerektiğinden belki daha bir güzellikle şampiyonluğa ulaşmışken bir anda ego patlaması ve "aşırı" bir şampiyonluk şovu yapılmasından, konuşulmasından endişe ediyorum. çünkü (bkz:
biz buraya şova gelmedik, o şovu tribünde yapıyorlar). umarım fazla coşmayız, çünkü ben fatih hocama sessizliği de çok yakıştırdım.