resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 1526
    --- alıntı ---

    fatih terim oyuncularla toplantı yaptı

    galatasaray profesyonel futbol a takımı teknik direktörü fatih terim, sabah antrenmanı sonrasında takımımızın kamp yaptığı otelde oyuncularla bir toplantı gerçekleştirdi.

    toplantıda ekibini oyuncularına tanıtan fatih terim, ana prensiplerini, saha içinde ve dışında felsefesini anlatttı. bu anlayış ve kurallar doğrultusunda yapmak istediklerini tüm takıma örneklerle aktardı.

    tecrübeli teknik direktör, oyunculara florya’yı bir mabet olarak kabul etmeleri gerektiğini belirterek, aslan yuvası’nın kutsallığından söz etti. galatasaray takımının içinde yer alan her bireyin ailenin parçası olduğunu vurgulayan fatih terim aile içinde yaşanan her seyin aile içinde kalmasının öneminin başarıda ne kadar etkili olduğunun altını çizdi.

    futbolcuların davranış biçimleri, medya ve toplum ilişkileriyle ilgili de telkinlerde bulunan ve bu konudaki deneyimlerinden örnekler aktaran terim, takımın sezon açılışından bugüne kadar olan çalışmalarını da değerlendirdi.

    kamptaki oyuncu sayısının zaman içinde azalacağını bunun da dogal bir süreç olduğunu belirten fatih terim, her futbolcunun takımda kalma şansının eşit olduğunu ve bu konuda hiçbir istisnanın söz konusu olmayacağını özellikle belirtti.
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10489.php
  • 1528
    kendisiyle ilgili halil özer'in galatasaray'ın 1999'da 3. şampiyonluğu garantiler garantilemez yazmış olduğu ve 4 gün art arda milliyet'te yayınlandığı mükemmel yazı dizisi için:

    http://www.scugnizzi.org/...yonu-yaz-dizisi.html

    *

    --- alıntı ---
    florya'da disiplin birinci kuraldır. her futbolcu kurallara mutlaka uymak zorundadır. birbirine saygı, disiplini takip eder. dünya futbolunun en önemli yıldızlarından biri olan hagi bile kapıyı çalmadan, önünü iliklemeden terim'in odasına asla girmez. hep o'na "sir" der.
    --- alıntı ---
  • 1530
    2. terim dönemindeydi sanırım hangi maç olduğunu da hatırlamıyorum, ümit davala sağ kanatta yapmaması gereken bir hata yaptı, hoca aynı anda yardımcısına dönüp ısınanlardan birisi gelsin deyip o dakikaya kadar gayet iyi oynayan ümit'i bir anda kenara aldı. oyundan çıkarken fatih hoca'nın ümit'e bakışını ve ümit'in süt dökmüş kedi gibi hocanın yanından geçisini unutamam.

    edit: pesindeyizuyardı sağolsun, 25 agustos 2002 galatasaray bursaspor maçında olmuştur bu olay.
  • 1532
    kariyer basamakları:
    1953: futbol: adana demirspor
    1969: ilk profesyonellik
    1974: galatasaray'a transfer.
    1985: galatasaray'da jübile.
    1987: ankaragüc teknik direktörlüğü.
    1993: a milli takım.
    1996: galatasaray
    2000: uefa kupası.
    2000: fiorentina
    2001: ac milan
    2005: 2. a milli takım
    2008: euro 2008 yarı final.

    12: '96-'00 yılları arasında galatasaray'da kazandığı kupa sayısı.
    %56,61: 21 yıllık teknik direktörlük kariyerindeki galibiyet yüzdesi.

    google hitleri:
    fatih terim: 189.000
    fatih terim milan: 68.500
    fatih terim ingilizce: 56.400
    fatih terim umman: 9.900
    adanalı fatih terim: 3.400
  • 1540
    --- alıntı ---
    - kesinlikle 4 yabancı transfer istediğini açık açık söyledi kendisi. bunların 2 tanesi orta saha. biri ofansif biri defansif olacak şekilde. 1 tanesi hücum hattına ve 1 tane de kaleci. özellikle aceliyetimiz olan mevki orta saha diyerek önemle altını çizdi bu konunun.

    -arda konusunda çok önemli şeyleri dile getirdi. arda'nın sürekli oynaması gerektiğini, bu kulubün sembol isimlerinden olması gerektiği gibi. ayrıca transfer konusu hakkında arda'nın bu sene bizde kalacağını ama gelecekte önünün açılacağını dile getirdi.

    -takımdan memnun olmadığını ve mümkün mertebe 8 oyuncuyla istanbula dönüşte yolların ayrılacağını bizzat söyledi. bu oyunculardan 1 tanesi taraftarın çok sevdiği bir isimmiş.

    -stancuyu kesinlikle göndereceğini ima etti efendim. stancu gidici.

    -yerli transfer pazarında 2 oyuncu transfer edebileceklerini ama fiyatlarının yüksek olduğunu vurguladı.

    -takımın özgüven sorunu olduğunu ve bunu aşmamız için taraftar desteğine çok ihtiyaç duyduklarını altını çizerek belirtti..

    --- alıntı ---
  • 1541
    kendisi olması gerekeni söylemiş dört yabancı istemiş ,sekiz oyuncu göndereceğini belirtmiş mümkünse 2 yerli istediğinide eklemiştir.
    fakat başkan kuvvetli bir kadro kurduğumuzu 1-2 takviye ile transferin tamamlanacağını söylemektedir. kuvvetli kadrodan 8 adamı td istememektedir. 6 takviye istemektedir.

    ortada bir anlaşmazlık var ya da başkan bu sefer taraftar yine heves etmesin diye açıklama yapmıyor. ikincisi olmasını umuyorum. ama tersi olması durumunda fatih teriminde çileden çıkmasından çekiniyorum. fatih malzeme bu bunla ne yaparsan denecek bir td değil. madem transfer becerilemeyecekti lucescu gibi her oyuncu ile ortalamanın üzerinde performans veren bir td getirilseydi.
  • 1547
    açıklamalarını dinlemedim ama burada yazıldığı gibi aynen o cümleleri kurduysa, taraftarın cok sevdiği gönderilecek isimin baros olduğunu düşünüyorum. hem fatih terimin bu tür adamları genelde pek tutmaması, hem yabancı forvet istemesi, hem de son yıllarda taraftar hangi yabancıyı çok sevdiyse bir şekilde o adamların satıldığını düşündükçe malesef umutsuzluğa kapılıyorum.
  • 1550
    --- alıntı ---

    terim’i beğensek de beğenmesek de, takımın başına onun geçmesi günün ahval ve şeraitinde en zaruri tercih idi. nitekim zorunluluktan öte, en doğru tercihin fatih terim olmasının bazı sebepleri var. bloglar, twitter ahalisi ve sözlükleri takip ettiğim kadarıyla kimse parmak basmadı bu konuya.

    özellikle fatih terim’i beğenmeyenlerin, antipatik bulanların ve onun başardıklarını küçümseyip, hagi’ye / jenerasyona bağlayanların bunu dikkatlice okumasını arzu ediyorum. çünkü gözden kaçırdıkları çok önemli noktalar var.

    açalım efenim.

    fatih’in avrupa’yı fethedecek, uefa’yı kaldıracak kadronun oynayacağı futbolu inşasına göz atalım. ali sami yen’e gelmemek için juventus gibi bir kulübe bahaneler söyletecek kadar, del piero’ların maldini’lerin dizlerini titretecek o futbolu inceleyelim.

    ancak geçmişe gitmemiz gerek. gidelim.



    sanılanın aksine, fatih terim galatasaray’a geldiğinde henüz kendisini kabul ettirememişti. nasıl olsun ki?zaman 96 yılını gösterdiğinde, onun ümit milli ve a milli takımdaki başarıları iyi birer referans olmasına karşın, 14 sene boyunca şampiyon olamamış galatasaray’ın kaptanıydı yine de. taraftarın bir kısmı, şimdiki gibi, zaten sevmiyordu kendisini. ilk senesinde henüz ligin başlarında, sami yen de 4 yenen bir fenerbahçe maçı sonrası kellesini isteyen galatasaraylı sayısı, şimdilerde kendisinden nefret eden fenerbahçeli sayısından hiç de az değildi. ancak ister egosu ister jenerasyon deyin; terim’in kendisini sarı kırmızılı camiaya kabul ettiren, efsaneleştiren ve türk futbol tarihinin en başarılı teknik adamı yapan şey, aklındaki felsefe idi.

    evet tam da buydu. sonunda inşa etmeyi başardığı ve hepimizin gördükleri onun inandığı fikrin sahadaki yansımasıydı sadece.

    peki o zamanlar etrafındaki galatasaraylı yazarlara, yöneticilere, futbolcularına, yardımcılarına neler anlatıyordu?

    hatırlayalım:

    ‘’topa daha çok sahip olan bir takım oluşturmak istiyorum’’

    ve galatasaray, üst üste 30-35 pas yapabildiği maçlar oynamaya başlamıştı. türk futbol tarihinde bir ilkti. yeni yeni avrupa futbolunu izlemeye başlayan, ‘’avrupa avrupa duy sesimizi’’ diye haykıran kompleks sahibi türkler, tıpkı bir avrupa takımını seyrediyordu sami yen tribünlerinde…

    televizyonda o çok bilmiş şansallar, ermanlar ise ağızları açık şekilde yapılan pasları tekrar tekrar izleyip, sayıyorlardı…

    - ‘’ hocam bakar mısın 32, 33, 34.’’
    - ‘’ muazzam şansal.’’

    ‘’mücadele eden bir takım istiyorum’’

    sami yen’de 4 ya da 5 gol atılan bir maçın sonunda röportaj veren fatih terim, son dakikada auta çıkacak bir topa 25-30 metre depar atan tugay’ı işaret ediyordu. tugay o maçta 90 dakika oynamıştı. terim'in uzatma dakikalarında auta giden topa depar atan oyuncuları vardı artık. o röportajda asıl söylediği şey, istediğimi başaracağım, idi.

    aslında istediğini başarmak üzereydi. sonunda 16 yaşında bir çocuktan, ayağı kırılmış birinden ve sıradan bir kelden müthiş bir orta saha yarattı. saldıran, savaşan, pes etmeyen, yenilgiyi reddeden, topu rakipten söküp alan, sahada basılmadık çim bırakmayan kısaca hücum pres yapan bir orta saha.

    sonradan ''o kel adamın'' saçları çıktı, diğer ikisi ise avrupa’da önemli kulüplerde top koşturdular.

    '’en iyi savunma atak yapmaktır’’
    ‘’hep beraber hücum edeceğiz, böylece hep beraber savunma yapmış olacağız’’ (1996)

    rakibin sahasında futbol oynamayı alışkanlık haline getiren takımın yaratıcısı, böylece aslında eski ama ülkemize yeni olan bir futbol deyimi sokmuş oluyordu.

    hücum futbolu…

    ocak 98’de deplasmanda 3-2 kaybedilen bursaspor maçı sonrası, deplasmanlarda üst üste 40 maç kaybetmeyen bir takım yarattı fatih terim. dile kolay 40 maç...

    devamında bırakın bizim ülkeyi, italya gibi defansif futboldan ödün verilmeyen bir ülkede bile başarılı oldu bu felsefe. milan’ın başına geçecekti zamanı geldiğinde. fenerbahçe’den rüştü ve beşiktaş’tan sergenle oluşan yarattığı galatasaray milli takımı, 2000 yılında avrupa şampiyonasında çeyrek final oynayacak seviyeye gelmişti. avrupa’da seçkin teknik direktörlerin katıldığı toplantılar için davetiye geliyordu kendisine. fatih terim artık, avrupa'nın en önemli teknik adamlarından sayılıyordu.

    ''oyuncularıma oynadığınız futboldan keyif alın diye öğütlüyorum sık sık’’
    ''güzel ve göze hoş gelen futbol oynamaya çalışıyoruz’’

    takımda orta yapmayı beceremeyen sabri gibi bir küçük hakanımız vardı o dönem. taraftarı kahreden… sonraları her şey değişti. o küçük hakan gitti, yerine ne zaman soldan bindirme yapacak diye beklenen hakan ünsal geldi. o hakan ünsal, ceza sahası dışından kornerden gelen topa gelişine vurup harika bir gol atacak kadar ilerletti futbolunu. o bile avrupa’ya adım attı sonrasında.

    futbolcular artık keyif alarak futbol oynuyordu. atılan her gol sonrası sadece futbolcular değil sarı kırmızı her şey zevkten dört köşe olmaya başlamıştı…



    fatih terim’i sevmeyi ya da ondan nefret etmeyi şimdilik kenara bırakalım, dönelim günümüze. birkaç soruyu cevaplayalım.

    günümüz futbolunun en muhteşem ve keyif veren futbolunu kim oynuyor? bazıları sıkıcı bulduğunu dile getirecek kadar ukala olsa da cevap basit: barcelona.

    peki barcelona’nın oynadığı futbol’un temel felsefesi nedir? topa sahip olma.

    o barcelona’nın kaptanı xavi ne diyor? göze hoş gelen futbol oynamaya çalışıyoruz.

    pep guardiola geçen seneye nazaran barcelona’da en çok neyi geliştirdi? kaybedilen topu geriye kazanma süresini azalttı, dolayısıyla takımın hücum presini geliştirdi.

    xavi, iniesta’nın boy ortalaması okan-suat-emre üçlüsünden ne kadar fazla? sadece 1 cm
    (xavi 1.70, iniesta 1.70. okan, suat, emre sırasıyla 1.68,1.66, 1.71)

    barcelona’nın oynadığı futbol nedir? hücum futbolu.

    peki barcelona’nın oynadığı sistem nedir? kabaca 4-3-3. ancak barcelona hücum ederken iki bek orta sahaya yerleşiyor. orta sahası 5 kişiye çıkıyor.

    galatasaray’ın uefa’yı kazandığı kadronun oynadığı sistem nedir?

    taffarel / capone- bülent popescu- k.hakan / okan – suat –emre / arif – hakan – hagi

    yani kabaca 4-3-3. dortmund deplasmanında sol kanata inen arif’in kestiği ortaya hakan’ın golü… hagi’nin fatih terim’e inat genellikle sağ kanata’gitmesi, arif’le yer değiştirerek zaman zaman içe kateden uzak forvet rolüne bürünmesi…

    fatih terim’in 93 yılında çok önemli bir sözü var. 3-5-2’yi tersten oynayacak bir takım hayal ediyorum…

    defans’ta bülent-popescu

    orta sahada capone, k.hakan, okan,emre,suat

    ilerde hagi,arif, hakan

    3-5-2’yi tersten oynayan bir takım…

    fatih terim'in ufku buydu işte.

    rijkaard’ın gelişi sonrası benim gibi total futbol dilencileri ile fatih terim’in başarısını küçümseyerek jenerasyona ya da hagi’ye bağlayanların bunları görmesi gerek.

    --- alıntı ---

    kaptanın seyir defteri isimli blogda yazdığım yazının 1.kısmıdır.

    yazının devamına burda ulaşabilirsiniz. http://captainlogbook.blogspot.com/...-mental-baraj-2.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın