resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 14304
    yazdıklarımı yalamadan konuşayım...aysal-terim olayında sıkı bir aysalcıydım ki kendisi takımın başına gelene kadar da tavrım negatifti...
    ta ki dün sahada kendisini görene kadar...insan sevdiğine kırılırmış ya kalbimin darmadağın olmasının sebebi de kendisiymiş...
    galatasaray'ın kazanacağı bir avrupa kupası daha varsa ki hoca eksik bir şey var diye söyledi o kupaya giden yolda geminin kaptanı o olacaktır...
  • 14305
    dün akşam sahaya çıktığı anda gözlerimden yaşlar süzüldü. karım benimle dalga geçer, o bile bir şey söylemedi o da duygulandı. ona çok kızdık, verdiği o kötü resimden ötürü çok kırıldık ama işte geri geldi! bize bu hissi yaşatacak başka kim olabilir ki? kızsak da o bizim fatih hocamız. maçtan sonraki açıklamaları, verdiği mesajlar. allah sağlık sıhhat versin bundan sonra ayrılık yok. 3 kez biz bu filmi yaşadık. yeniden buna izin vermeyeceğiz. vermemeliyiz. 5. yılıdız taksın, bir avrupa şampiyona ligi kupasını ali samiyene'e getirsin ondan sonra da emekli edelim onu. yönetimler değişse de daimi hocamız fatih terim olmalıdır.
  • 14306
    eminim kendisini seven sevmeyen herkesin içinde onu kulübede görünce bir güven oluşuyor. ''fatih terim var ya kulübede, kaybetmeyiz'' diyoruz. eminim dün* de 1-0 geriye düştüğümde kimse puan kaybına ihtimal bile vermedi. ben de kendisine kızgın olanlardandım hatta bir basın toplantısında ''bu ne ya hasta gibi mimikleri var'' bile yazmışım ki gerçekten öyle geliyordu ancak yok arkadaş. bu adam o kulübeye geçince bir şeyler değişiyor işte.

    kendisi de herhalde 'fatih terim' olduğundan beri ilk kez bu kadar yalnız kalmıştı milli takımın son günlerinde. o da bizim değerimizi eminim anladı. o yüzden bu kadar istekli ve savaşmaya gelmiş bir fatih terim var. açık açık dedi ''meydan okuyorum'' diye.

    hocam biz sana ne kadar kızsak da, kırılsak da sen o florya'nın babasısın be. aile içinde bunlar olur. şimdi hep birlikte bir aile olup bütün düşmanları dize getirme vaktidir. biz senin arkandayız, allah yardımcın olsun.

    (bkz: the grande)
  • 14307
    benim çokça takdir ettiğim, sevdiğim, saydığım ve hatta efsane başkanlarımız arasında gördüğüm ünal aysal başkanımız, zamanında galatasaray'ı "kurumsallaşma" diye bir bilinmeze sürükledi. gayet de başarılı olan futbol şubesinin teknik sorumlusunu "kurumsallaşmaya" uymadığı gerekçesiyle sezon başında sözleşmesini fesh edip gönderdi. daha sonra roberto mancini'yi takımın başına getirdi. aynı oyuncu ekibi ile sayın mancini şampiyonlar liginde efsane bir maç sonrası ikinci tura yükseldi ve elendi. ligde şampiyon olamadı. ardından cesare prandelli geldi, yine kurumsallaşma yolunda büyük adımlar atıldı ama başarı yoktu ve başkan çeşitli sebeplerden dolayı istifa etti.

    klübü bilinmeze sürükleyen kurumsallaşma ısrarı karanlık günleri doğurdu ve en son şu anki duruma kadar sürüklendik ki; taraftar olarak fatih terim hocamı takımın başında görmek için herşey yaptık.

    arkadaşlar, galatasaray profesyonel bir klüp, ama futbol takımı profesyonel bir şekilde kurumsallaşamaz. bunu zorladılar, sonucuna hep birlikte acı çekerek katlandık. şirket olarak kurumsallaşırsın, yatırımlar, borsa, gs store, stad gelirleri, banka kredileri gibi bir sürü değişik parametre var. ama futbol şubesinde olmaz. öncelikle avrupa'da başarı esastır bizim için. bunun için kendi liginde başarılı olmak zorundasın. kendi ligini bilmeyen, federasyonla, medya ile mhk ile başedemeyecek adamla yola çıkarsan 6. da olursun, 8. de olursun bu böyledir.

    galatasaray bir his takımıdır arkadaşlar.

    baba gündüz der ki; galatasaray bir his takımıdır. renklerine aşık birbirlerini seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.

    his takımı demek; 25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçı'nda burak yılmazın attığı ikinci golde, teknik direktöründen taraftarına o topa hep birlikte kafa vurmak demektir. taraftarınla birlikte savaş demektir. gündüz vakti işten izin alıp karlar altında stad kapısında juve maçına girmeyi beklemek demektir. bu ruh ısıtır çünkü seni o dondurucu soğukta.

    sen arkadaşım; fatih terim'i sevmeyebilirsin, hatta fatih terim'i sevenleri küçük görebilirsin de. ağzı koka koka sevdası uğruna borç harç bulduğu 50 liraya maça giden adama hüloğcu da diyebilirsin. ama o adamlar; galatasaray gol attığında sevinçten çılgına dönüp tribünde sana sarılırsa lütfen yüzünü ekşitme. çünkü çoğu insan bu sikimsonik dünyada sadece orda mutlu olabiliyor. çok görme.
  • 14309
    neden 1 numara olduğunu maç sonunda ve imza töreninde net olarak anlatmıştır. her şeyden haberi var lato dan carole den nigel dan ince ince analiz etmiş. neyin eksik olduğunun farkında takıma sahip çıkıyor ama benim dediği olacak diyor. benim oyun planım uygulanacak diyor. maç sonunda muslera maicon ve serdarı kast ederek kale önünde bu kadar pas yapılmaz galatasaray oyunu önde kurmalıdır dedi. çok bekledik hocam değil 4 - 44 defa gelsen yine seni savunacağız. evine yuvana aile evlatlarına hoş geldin hocam sefalar getirdin.
  • 14311
    dördüncü döneminde takındığı misyon çok farklı.

    normalde hazır transfer ister, oyuncuların doğrudan katkı sağlayabileceği bir transfer dönemi geçirmemizi sağlardı. bu çok da yanlış bir yol değil aslında. ama günü kurtarmaya yönelik, yaraya dikiş atılmasını sağlayan bir olay olurdu bu.

    ama gözlemlediğim kadarıyla hoca ilerisini de düşünüyor. hasan gündem'in transferi, ahmet sivri'nin profesyonel sözleşme imzalaması gibi durumlar, hocanın 2020'li senelerdeki iskelet kadrosuna yönelik hamleler gibi duruyor.

    altyapıdan çıkardığımız son iki adam, emre çolak ve semih kaya'ydı. kaldı ki bu oyuncular da fatih terim tarafından ilk defa adam gibi forma şansı bulabildiler. eray'ı, ismail'i falan saymıyorum, çünkü liste doldurmaktan öteye geçebilecek tıynette adamlar değil hiçbirisi. ömürleri boyunca 10 kez bile lig maçı göremeyecek adamlar. sözleşmeleri bitince postalanacaklar. bir an evvel de yapılmalı bu olay.

    atalay, recep, abdussamet, onur gibi oyunculardan da haberdardır hoca. aynı zamanda kısa bir süre içerisinde gerek ilk 21, gerekse kupa maçlarında -bazıları ilk 11 olmak üzere- maça çıkabilecek duruma gelebileceklerdir.

    hoca her sene en az bir oyuncuyu a takıma yükseltip, iki sene içerisinde de kadroda ciddi süreler bulabilecek oyuncular çıkarsa, vallahi çok büyük bir iş olur. en büyük transfer hikayesi de budur zira. dışarıdan elalemin oyuncularını para verip alacağımıza, florya'dan yetişme genç oyuncularımızı parlatıp takıma dahil etsek, bir kısmını kadronun demirbaşı yapıp, diğer bir kısmını da bonservis bedeli alarak avrupa'ya satabilsek çok iyi olur.

    bu benim en büyük isteklerimden birisi. dünya kulübü olmak, aslında bir manada bunu da gerektiriyor.
  • 14313
    aradan kaynadı, yazamadım, şimdi aktarayım.

    kendisi galatasaray'a geldiği andan itibaren, gene milli takımın bir numaralı hoca adayı olmuştur.

    ne de olsa mesele memleketse gerisi teferruattır, amaç galatasaray'ı bozmak falan değildir, nereden çıkartıyorsunuzdur?

    aman hocam, bu sefer çanak tutma, bu sefer koz verme... haklı da olsan, haksız da olsan...
  • 14314
    2017 - 2018 futbol sezonunda galatasaray'ın başına geçtiğinden beri, özellikle dikkatimi çeken birşey var:
    ne kadar fenerli ya da beşiktaşlı tanıdığım varsa; fatih terim' in elindeki kadroyla başarısız olacağını savunuyorlar. neden diye soruyorum. elindeki kadro fatih terim'e göre değil diyorlar. bu kez neye göre diye soruyorum. göreceksin bak diyorlar. 3 aşağı 5 yukarı aynı cevabı alıyorum hepsinden.
    hayır mantıklı bir açıklama getirseler, cevap vereceğim şöyle şöyle diye. ama soruyla alakasız cevaplara karşı cevapta veremiyorum. sussunlar diye susuyorum. yine de papağan gibi tekrarlıyorlar. en son bende dayanamıyorum basıyorum cevabı.
    "zamanında nasıl koymuşsa fatih hoca, halen sancısı çıkmamış demek ki" .
  • 14315
    imparatordur. galatasarylı fatih'dir. avrupa aslanıdır. bu karalama kampanyalarına alet edilmemelidir diyeceğim ama çanağın büyüğünü maalesef galatasaray taraftarı tutuyor şu lanet olasıca medyaya.

    basın toplantısında benim de hayallerim hülyalarım var diyecek kadar da heyecanlıdır. yüreyedur imparator, gelecektir vaat ettiğin günler elbet.
  • 14316
    gelişine gerçekten sevindim. yeni kurulmuş takımımızın teknik ve çalışma kabiliyeti düşük bir takım olmadığı ortadaydı. kendi sahamızda takımın ortaya koyduğu karakter, deplasmanda bocalaması moral ve özgüven eksikliğinden kaynaklandığının işaretiydi. umarım sezonun ikinci yarısı hocanın varlığı deplasmanlarda bu sorunu aşmamızı sağlar. fatih terim'in kazanan takım kimliğini oturtacağına inanıyorum.

    4. yıldızı aldığımızda takımın, başarısızlığı göze alarak iki, üç senelik bir yapılanmaya, bir sistem kurmaya gidebilecek vakti ve kredisi vardı. ama seçilen hocalar ve kadronun temizlenmemesi bu zamanın boşa harcanmasına sebep oldu. derwall zamanında olduğu gibi takımın yeni bir zihniyete girmesini, kişilere bağımlılığını kaldırmasını ben de isterdim. ancak gerçekçi olmak lazım futbol artık endüstri, mali tablolar, harcanan paralar ortada öyle 3-4 sene yapılanmaya gitmek demek kulübün küçülmesi demek.

    sistem dediğimiz şey zaten hocanın futbol karakteridir. tüm transferler, çalışma metotlarının, altyapı eğitiminin hocanın iradesiyle gerçekleşmesi gerekir. tudor konusunda bu açıdan şanslı sayılırız fatih terim'in oyun karakterine uygun oyuncular transfer edildi onun zamanında.

    fatih terim'in gelmesine dediğim gibi sevindim ama onun handikaplarını da yok sayacak değilim. her milli takım serüveninin olaylarla bitip soluğu galatasaray'da alması kendisi için de artık neyin önemli olduğunu anlamasına yardımcı olmuştur umarım.

    galatasaray kendisi için liman ve arkasında bir taraftar topluluğu var. milli takım gibi futboldan çok propagandayla uğraşacağı bir yer değil galatasaray. galatasaray taraftarı dışında da kimseye şirin görünmek zorunda değil çünkü milli takım macerası artık bitti. federasyonla ilgili bir derdi, sıkıntısı varsa açıklayacağım dediği an açıklayacak. yine milli takıma gidersem diye hesapları bırakması gerekir. neyi ispatlayacaksa galatasaray'da ispatlayacak. ispatlamanın motivasyonunu hesaplaşma sağlıyorsa da ispatlayarak hesaplaşsın. ama tehlikeli bir motivasyondur hesaplaşma. kendi kendine düşmanlar yaratıp, yarın bir gün yine, demirören gidince milli takıma sırf galatasaray'dan birileriyle hesaplaşmak için gitmesin.
  • 14318
    az önce yarım saatimi boş yere yemiş adamdır. işim gereği, amerika'dan biriyle her gün 2 saatlik falan bir telefon görüşmesi yapıyorum.

    kadın da yani hiç futbolla falan ilgisi yok ameka.

    işte sonra, biz başladık görüşmeye, hafta sonu ne yaptın dedi kadın. ben dedim ki "do you know galatasaray?", hatun dedi ki "of course". ben dedim ki "do you know fatih terim?" kadın dedi ki "of course". dedim "nerden biliyon la sen", afalladım tabi. ingilizce dedim bunu yanlış anlamayın hemen. kadın dedi ki "he is a legend, of course i know him". kadınla fatih terim'den başladık, en son kadının lisedeki otoriter hocasından çıktık.

    bu da böyle bi anımdır.

    edit: he bu arada, dedim madem bu kadar seviyon, birazdan maç var bırak beni maçı izleyeyim yarın devam ederiz, olur dedi sağolsun. :)
  • 14321
    carrasso yerine eray'i tercih etmesi bence irkcilik olan galatasarayin teknik direktoru.

    su hareket cok acik ve cok net hamza hamzaoglu kokuyor...

    bakin, beni 5 kisi ayni anda silkseniz ben bu cocugu kaleye koymam. florya'ya arabayla girip foto atma derdi olan adami ben o kulube sokmam.

    fatih hoca umarim aptal aptal "yerli sevdasi" olayina girmez. su hareketleri gozumu korkutuyor. eray kim yanina koyayim ya?

    not: bir bildigi vardir geyigi yapacak olanin kalbini kirarim.
  • 14322
    açıkçası 3. döneminin sonunda kendinden iyice soğumuştum ama mevcut şartlarda tek kurtuluşumuz kendisiydi. kim olursa olsun, eğer mevzu galatasaray ise doğru olanı yapacaksın, bu konuda da galatasaray taraftarı uzun bir süre sonra neredeyse tamamen hemfikirdi. ayrıca inanılmaz hırslı, ben yıprandığını falan düşünüyordum ama daha imza töreninden o elektriği verdi taraftara. ayrıca takımın mevcut durumunu da yakından takip etmiş, o da kesin. uzun zaman sonra kenarda gerçek bir hocanın olması da ayrı bir rahatlıkmış bu arada.
    not: 2000 jenerasyonu da kendisinin çabalarıyla kuruldu bu arada, o yüzden gençler için de inanılmaz bir şans oldu bu. umarım yeterince şans bulurlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın