1996 yılında kızlarını kucağına almış, avrupa şampiyonasına gitmeye tarihinde ilk kez hak kazanmış, milli takım teknik direktörü olarak ana habere çıkmıştı. benim gibi dinazorlar hatırlayacak. bu ülkenin evlatlarına güvenelim, bu ülkenin insanı her şeyi başarabilir derken bir ülkenin vizyonunu genişletiyordu. öyle büyük bir adamdı fatih terim. sadece futbol değil birçok alanda avrupa karşısında ezikliğimizi, korkaklığımızı bu adam sayesinde üzerimizden atıyorduk.
ancak biri bana bu adamın galatasaray'a verdiğini veren adam yok derse, böyle bir adam söyleyin derse cevabım nettir:
ben verdim.
sen verdin kardeşim. biz verdik.
çocukluğumuzu verdik, gençliğimizi verdik, dualarımızı verdik, saatlerimizi, günlerimizi, yıllarımızı verdik. dizlerimiz titredi, gözlerimiz doldu, işimizi gücümüzü bıraktık, olacağımız adam olamadık belki galatasaray yüzünden. bak hala galatasaray'ın kavgasını veriyoruz birlikte.
defterler tuttum, anılar biriktirdim, kavgalar ettim. uyuyamadım, uyanamadım,neler yapmadım galatasaray için, soğuk kış gecelerinde kahvenin karşı kaldırımına geçip gizli gizli maç izledim uzaktan, seçebildiğim kadar. 2-0'dan 3-2 ye getirdiğimiz real madrid maçını 1 liralık bir radyodan (çekmesi için kulaklık yerine teller sıkıştırdığım bir radyodan) aç karnına dinledim ben ve o maçta bir an umudumu kesmedim galatasaray'dan, bir tek çekyatım vardı odamda, öğlenleyin de soğanı kızartıp ekmekle yemiştim. ve deliler gibi sevinmiştim kazandık diye açlığım falan aklımın ucuna gelmemişti. benim galatasaray'ı sevmeme hiçbir şey engel olamadı, ne fakirlik, ne ölümler, ne sevdiğim kız...ben çocukken maç izlerken bir kişi odaya giremezdi. kimseye olumsuz bir şey söyleyecek diye ağız açtırmazdım. ve bir kere ömrümde küfür etmedim, galatasaray'ın futbolcusuna, teknik adamına.
buhranlı zamanlarımda gece yatarken, dertlerimi düşünmek yerine hep galatasaray'ı düşündüm, geçmişini, geleceğini hayal ettim.daha rahat uykuya daldım böylece .bir kuruşunu almadım galatasaray'ın. ancak allah razı olsun hayatımın en güzel günlerini de o yaşattı bana.milyon dolarlar kazanan adamlar galatasaraylılıktan bahsededursun bu arada.
bundan dolayı fatih terim dahil kimse bana anlatamaz galatasaraylılığı ... galatasaray, varsa senin, benim sayemde var kardeşim. galatasaray'a fatih terim'in verdiğinden fazlasını veren biziz. ha sonra tartışırız, metin oktay ne vermiştir, hagi ne vermiştir, derwall ne vermiştir, terim ne vermiştir ve karşılığında ne almışlardır?
terim'e tekrar dönersek, ben hayatta kimsenin düşmanı olmadım ki terim'in düşmanı olayım. ancak galatasaraylılığı kullanarak, bu takımın taraftarını oyalayan, yalan söyleyen adama da eyvallahım olmaz bu böyle biline. yalan söylemedi dersen, onu da senin iyi niyetine, saflığına, duygusallığına, vefakarlığına veririm kardeşim. ama unutma bu ülkede, her alanda, başımıza ne geliyorsa bizim iyi niyetimizi, duygularımızı, saflığımızı kullananlardan geliyor.
şu fotoğrafa iyi bak kardeşim. görüyor musum galatasaray'a en çok emek vereni. beyaz saçlı, dünyalar güzeli adam değil, sakın yanlış anlama, şaşkın şaşkın bakınan gençler var ya, onlardır galatasaray'ın en büyük emekçileri. karınca sürüsünün şekere üşüşmesi gibi, bir adamın başına üşüşmüşler, sırf galatasaray'la ilgili diye. onlardır, galatasaray, iyice bak gözlerine.
http://www.galatasaray.org/...528ffcf30d1f895c.jpg http://www.youtube.com/watch?v=t8aBm1NRdKk 
