resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:72
Uyruk:Türkiye
  • 7427
    bence bir divan kurulu üyesi olarak galatasaray'ın hakkını savunmalı. yönetim kurulu orada duruyor ama dursunlar. başkan bir şey yapmasa da olur çünkü fatih terim divan kurulu üyesi. galatasaray'ın hakkını savunmakla görevli. asli görevi o. başkanın ya da yönetim kurulunun değil bizzat fatih terim'in görevi galatasaray'ın hakkını savunmak. tüpçüye söylesin boşversin milli takımı çünkü onun görevi galatasaray'ın hakkını savunmak. başkandan, yönetim kurulundan bahsettim mi mesela şükrü beyden misal bülent tulun'dan. onlar savunmasa da olur galatasaray'ın hakkını. bak fenerbahçe 20 ekim 2013 tarihinde oynanan maçta galibiyet almış hakemler kollamış fenerbahçe'yi. tüpçüye engel olsun. galatasaray'ın hakkını savunsun. bizi bülent tulun savunacak değil ya. o galatasaray'ı şikayet etmek üzerine konumlandırmış kişisel çıkarını. liseci tayfası yani bazılarının bizansgs diye bahsettiği tayfa galatasaray'ın hakkını savunacak değiller ya. onlar düzenlerini kaybetmektense galatasaray'ın kaybetmesini isterler. onları da geç. sonuçta kim savunacak galatasaray'ın hakkını değil mi?

    bunlardan kaynaklanıyor fatih terim'e sallama sevdası. misyonu büyük idi fatih terim'in zaten ondan gönderildi takımdan. gönderildi takımdan tekrardan yazalım da anlaşılır belki. fenerbahçe de bu sezon şampiyon olur. olması için her koşulu sağlamaya çalışıyorlar tıpkı 2011-2012 sezonunda olduğu gibi. o zaman biri buna karşı durmuştu. umalım ki bu sene de biri karşı dursun ama o kişi fatih terim olamayacak ne yazık ki. bundan dolayı her fırsatta fatih terim başlığına üşüşmemekte fayda var.
  • 7428
    bazı galatasaray taraftarları hala bizim yönetim aşığı falan olduğumuzu sanıyor maalesef. şike soruşturmasındaki ürkek tavırlarından dolayı ünal aysal'ı az eleştirmedim, az ofsayt manyağı olmadım sözlükte. (zaten galatasaray yönetimleriyle de aram pek iyi değildir, geçmişte de başka bi forumdan atılmıştım) ama kardeşim/abicim allahaşkına söyleyin ya, fatih terim gibi biri nasıl yıldırım demirören'le aynı yola baş koyar, nasıl galatasaray kariyerini bu yüzden tehlikeye atar? bunu nasıl hazmedebilirim?

    "e yönetimle arası kötüydü ama" deniyor. yahu bu takım tam üç hafta milli takım geyiği yüzünden adam gibi antrenman yapamadı. sezonun en değerli vakitleri bilinmezliklerle ve dedikodularla geçti. zaten takımımız über mücadeleci bir kimliğe sahip değildi, iyiden iyiye elden ayaktan kesildik o süreçte.

    "yönetim hocayı istemiyordu" bir bahane olamaz. bu şikeci, bu haysiyetsiz adamlarla aynı mesaiyi paylaşmamalıydı fatih terim. hele hele başkana gider yapacak duruma getirmemeliydi işi. (başkan ne yaparsa yapsın)

    hazmedemediğim(iz) budur.
  • 7431
    hanımlar, beyler! gerçekten kelimenin tam tabiriyle sikik bir çekişme içerisindesiniz. fatih terim'in yıldırım demirören'i savunur pozisyonda konuşmalar yapması, dönen tezgahları bilmesine rağmen bu ve taifesi ile yola çıkması hatanın sözlük karşılığıdır. hatta; hata, oluşmuş olan bu durum için nahif bile kalan bir kelimedir. bu konuda bir anlaşalım.

    gel gör ki; bu hatanın anti tezi ünal aysal'ın yaptığı yanlışların dile getirilmesi olmamalıdır, olamaz. ha; illa konuşmak, dile getirmek gerekiyorsa ünal aysal'ın da çok ciddi hatalar yaptığını buraya not düşelim. kendisi galatasaray taraftarına bir tramva yaşatmıştır, üstelik bu travma yaşanırken kendisinin ve yol arkadaşlarının tutumu kelimenin en hafif tabiri ile yakışıksız olmuştur. bunları dile getirmekte problem yok, olmamalı en azından.

    benim anlam veremediğim; amına koyduğumun yerinde bir olay olmuş, bu olayın mağduru olan iki esas unsur var ve burada altını çize çize belirtmediğimiz takdirde büyük bir çoğunluk bu gerçeği es geçmekte ısrarcı. bu olaylar silsilesinin mağdur ettiği iki unsur şunlardır:

    1)galatasaray futbol takımı
    2)galatasaray taraftarı

    şimdi konuyu galatasaray ile bağıntısız herhangi bir olay olarak düşünmenizi istiyorum sizlerden. bir olay oluyor, bu olay geniş bir kitleyi derinden yaralıyor ve mağdur ediyor. bu mağduriyette başrol oynayan iki de taraf var. mağdur olanlar ikiye ayrılmış; bu iki mağduriyet yaratıcının hangisinin daha suçlu olduğunu tartışıp duruyor. kimse mağduriyetin giderilmesi adına bir tek söz söylemiyor. kimse nasıl düzlüğe çıkarız sorusunu sormuyor. bu size mantıklı geliyor mu allah aşkına?

    bizzat kendisi tarafından esnetilip deforme edilmeden önce; bu takımın diriliş sürecinin başında müthiş bir söz söylemişti fatih hoca: aslolan galatasaray'dır. eğer galatasaray üzerine konuşup, galatasaray ile birlikte yaşayacaksanız; ki ben bu boyutlarda bir adanmışlığa eskisi kadar sıcak da bakamıyorum ne yazık ki; şiarınız bu olsun. iki taraf var ortada, birisi galatasaray'dan uzakta, diğeri galatasaray'ın başında. birisinin başarısı galatasaray'ın başarısı, diğerinin başarısı kendi başarısı. en iyi ihtimalle tüm olup bitenlere gözlerini yummuş milliyetçi bir futbol sever iseniz; ülkenizin başarısı. normal şartlarda "milliyetçi futbol sever" yerine çok daha ağır, gurur kırıcı kelimeler kullanmayı tercih ederdim fakat, bu seferlik es geçiyorum.

    bir de son olarak daha önce defaatle belirtmiş olmama rağmen; yinelemekte fayda olacağını düşündüğüm bir fikri de sizlerle paylaşarak bu yazıyı noktalayacağım. ben, kuvvetle muhtemel olarak buradaki yazarların bir çoğu gibi yaşı metin oktay'ı izlemeye yetmeyecek kadar genç olanlarınızdan birisiyim. methini duymakla, olup bitenlere tanıklık edebilmiş olanlara imrenmekle, bu kulübe gelip gidenleri kafamdaki metin oktay profili ile kıyaslamakla geçti yıllarım. ve size şu kadarını söyleyeyim; bu kıyaslamalar boyunca kafamdaki ideal galatasaraylıya -metin oktay'a- en çok yaklaşan isim fatih terim'di. efsaneydi benim için. bir çoğumuz için öyleydi. yine de gönlüm el vermiyor kendisi hakkında çok kötü konuşmaya, hakaretamiz eleştiriler yapmaya. ama çok kırdı beni bu olaylar sırasında takındığı tutum. ünal aysal; şurada son beş-altı yıldır camiada adı anılan, başkanlık koltuğunda üçüncü yılını geçirmekte olan, taze bir isim. ünal aysal hata yapar, galatasaray bünyesindeki herhangi biri hata yapmıştır der, geçerim. bu beni sinirlendirir belki, ama üzmez. fatih terim için böyle bir şey söz konusu değil ne yazık ki. uzun uzadıya analizini yapmayağım, uzun uzadıya fikrimi beyan etmeyeceğim. tek bir cümle var zihnimde. inanıyorum ki; galatasaray taraftarının büyük bir çoğunluğunun hislerine tercüman olacak bir cümle bu:

    seni şunlarla aynı kareye sokan vatan millet meselesinin de amına koyayım be hocam!
  • 7432
    hafta içi antremanlarda güç yüklenmez takıma. yani bunu şu örnekle açıklarız; düşün 2012-2013 sezon öncesi kampı kaçıran melo'nun yoğun maç trafiği aralığında kondisyon sorununu çözemediğini haliyle de performansının kendisini yansıtmadığını geçen seneden hepimiz biliyoruz. burada çokça yazıldı bu. onun için sezon öncesi arsenal karşısında çok iyi oynadı takım, fatih terim milli takıma gitti takım kondisyonsuz kaldı demek çok elle tutulur bir şey değil. ayrıca fatih terim milli takıma giderken performans uzmanını, kondisyonerini de götürmedi. anlayacağınız sezon öncesi kampta kondisyon antremanlarını kim yaptırıyor ise aynı adam fatih terim milli takıma gittiğinde de aynı antremanları yaptırıyor idi. tekrar etmekte fayda var eğer fatih terim milli takımı kabul etmeseydi o evrede galatasaray üzerine daha çok gelinecekti. bunun herkes farkında. fatih terim milli takım ile para almadan anlaştı o oyunları bertaraf etmek için. sonuçta kendisine olan oldu ya neyse. demem odur ki milli takım galatasaray'ı zannettiğiniz kadar da etkilememiştir. ha bir de bruma vardı o zamanlar fatih terim milli takıma gidiyor diye kendisiyle ilgilenilmediği söylenen. bugün durumu ortada. fatih terim en az hatalı olandır benim gözümde. öyle de kalacak.
  • 7433
    kendisi şuan benim bildiğim kadar türkiye futbol milli takımı baş sorumlusu. yıldırım demirören'in kader ortağı, ve aynı zamanda en güvendiği ismi* acaba imparator, kendisinin de çok istediği ve milli takımın başarısıyla ilgisi olmadığını düşündüğü yabancı sınırlaması kuralı ile ilgili bir rapor hazırlayıp demirören'e sundu mu? yanlış hatırlamyırsam, yabancı sınırı ile ilgili karar da abdullah avcı'nın da etkisi vardı. kendisi şuan milli takım sorumlusu olduğu için son derece mantıksız bulduğu kuralı değiştirilmesi gerek dediği kural hakkında rapor sunsa, kader ortağı düşünmeden yapmalı, çünkü günü kurtaracak bir plan yapılmamıştı* bu konu hakkında acaba fatih terim gaşatasaray'ın önünün açılması için bir rapor hazırlayacak mı? acaba kader ortağı onun her dediğini yapacak mı?
  • 7436
    2004-2011 arasında ağız tadıyla "işte galatasaray bu" diyebildiğimiz bir sezon var mı? yok. arada 2 şampiyonluğumuz dahi olsa, takımın genel olarak sınıf düştüğü açık.
    bu sezonlar iyi yönetilmemiş olmamız, sportif başarının gelmemesinde en büyük etkendir.

    bugün gerets'e, skibbe'ye, hagi'ye, rijkaard'a hoca değil diyen taraftarlar var. bu adamların çalıştığı niteliksiz yönetimleri bir hatırlayın.

    evet fatih terim 3 dönem galatasaray'da çalıştı, 2'sinde ligde başarılı oldu. peki fatih hoca o başarılı olduğu 2 dönemde takıma çağ atlatan isimken, şampiyonlar ligi'nde 2 sene üst üste tur atlamış, 1 sezon da çeyrek final oynamış takımı alıp 2002'de ne yapmış?
    hani o hagi'ye, gerets'e yeterli yatırım yapma fırsatı dahi vermeyen canaydın yönetiminde fatih terim ne yapmış hatırlıyor musunuz?

    aldırdığı zilyon tane çöple, kendinden sonra gelenlerden kat kat fazla transferle takımı boka batırdığını unutmadık elbet.

    faruk süren döneminde aldığı takım zaten dünya 3.'sü türkiye'nin iskeletiydi. bülent-tugay 7-8 yıldır oynuyor, hakan-arif-ergün-okan gibi isimler de zaten oynamaktaydı.
    siz o aklınızla sanıyor musunuz ki faruk süren çıkıp volkan kilimci, mehmet bölükbaşı gibi isimlerin yerine taffarel'i getirmese bu fatih terim bir halt yiyebilecekti avrupa'da?
    çıkıp o dönem dünynaın en iyi defanslarından olarak gösterilen popescu'yu, hagi'yi getirecek vizyon olmasa fatih terim ne yapabilecekti?

    ne yapabileceğini şuradan anlayın, fatih terim o dönem 3 şampiyonlar ligi, 1 uefa, 1 de kupa galipleri kupası mücadelesi vermiştir. takım o kadar iyiydi ki, 5 mücadelenin 3'ünde hezimete uğramış, 1'inde yetersiz taktiksel görüşü nedeniyle gruplardan çıkamamış, sadece uefa kupası'nda başarılı olabilmiştir takım. o dönemin galatasaray'ı için uefa kupası'nı almak aslında başarı değildir. o güçlü takımın yıllarca bir bok yiyemeyişinden gelen ezikliğin biraz üzerimizden atılmasıdır uefa başarısı. aslında fatih terim'in başarısızlığıdır o dönemin sonucu.

    bir sezon sonra, takımdaki yeniçerilerin huzursuzluk ve kargaşa çıkarmasına rağmen, takımı hiç tanımayan lucescu; galatasaray'ı çeyrek finale çıkarmış, real madrid deplasmanında eksikler nedeniyle elenmiştir. o bile takımın gerçek seviyesi değildir, o galatasaray çok daha iyi seviyedeydi. o takımın kalıntıları bile bir sezon sonra 2. tur gruplarında son maça kadar çeyrek final şansını sürdürmüş, son maçta ofsayt golle elenmiştir.
    yani fatih terim, o takımı uefa şampiyonu yapmaktan ziyade avrupa'da başarılı olmasını engellemiştir.

    96-97 sezonu kupa galipleri kupası 2. tur maçında, iç sahada 4-2 yendiği psg'ye deplasmanda 4-0 yenilebilmiştir, o kadar başarılıdır. e hayro öyle saçma goller yerse tabi elenir değil mi? eeee, o hayro'ların yerine dünya kupası şampiyonu taffarel'i, barcelona'dan popescu'yu getiren başkan değil de canaydın olunca nasıl çuvalladığını gördük fatih terim'in.

    genel olarak galatasaray ile 1 kupa galipleri kupası serüveni sıçışla noktalanmış, 2 uefa mücadelesinin 1'i hezimet, 6 şampiyonlar ligi mücadelesinin 5'i başarısızlık (geçen sezon kura ve fikstür şansı olmasa o da hezimetti bakmayın), bu sezonun şampiyonlar ligi başlangıcı ayrı bir hezimet. evinde 6 yedin lan. nedir senin elinde 6'lardan çektiğimiz amk?

    eğer fatih terim bu takımı 8.'likten kurtaran olsaydı gerçekten, ünal aysal'dan birkaç ay önce adnan polat'ın teklifini kabul ederdi. tabi o yönetmle bir halt yiyemeyeceğini bildiği için reddetmişti zamanında. neymiş? ailesiyle vakit geçirmek istiyormuş.
    ne zamana kadar? ünal aysal gibi bir vizyonlu başkan gelene kadar.

    kimse kendini kandırmasın, bu takımın 8.'likten kurtulup 2 sene şampiyon olması ünal aysal sayesinde, fatih terim'e rağmendir.

    chelsea'den 5 yediğimiz maçta da, real'den 6 yediğimizde de aynı şekil taktikten uzak şuursuz hücumlarımız sayesinde hezimete uğradık. fatih hoca hep böyle işte, biraz kontrollü olsa 2000'de de o gruptan çıkabilirdik, 99'da da, 98'de de. hatta 2002 ve 2003'te de.
    adam o kadar inatçı ki saplantılarında, 10 yese bile bildiğini okur. real maçı sonrası açıklamalarını koy, 1'e 1 aynıdır hollanda maçı sonrası dedikleriyle.

    bunun haricinde, 2011'de takımın başına geldiğinde milan baros'u yollamak istiyor, elmander'i de kendi almadığı için 11'de düşünmüyordu. ancak baros liverpool'a karşı iyi performans gösterince bir şans daha kaptı.
    4-5-1 başladık sezona, takım bir sikim oynamıyordu. ibb karşısında bok gibi başladık, baros 11'deydi, o maçtan sonra kesik yedi, elmander 11 çıkmaya başladı. ama o da bu kadroyla tek forvet oynayamdı ki bu aşikardı. terim inatla 11 maç tek forvet oynadı.
    bu sürede takım geri düştüğünde sık sık baros girip puan veya puanları kurtarınca, istemeye istemeye baros-elmander çift forvet oynamaya başladılar. işte o kadronun oynaması gereken düzeni de böylece, şans eseri bulmuştur. hatta bunu bayağı da geç hayata geçirdi, haftalarca takım bağırdı, seni tek forvetli sistemine uymuyor takım diye.

    neyse, o takım resmen 4-5-2 oynadı, forvetler orta sahaya inanılmaz yardım etti, alan açtı vs. sonuç olarak en skorer iki oyuncumuz orta sahanın tandemi melo ve selçuk'tu.

    2012'de ise burak ve umut olarak değişti forvetlerimiz. umut bir nebze elmander gibi 4-5-2'ye uyuyordu, elmander ile oynarken de zaten önceki sezondan esintiler devam etti. ama terim, burak'ı takıma alıp 4-4-2 oynamaya devam etme saçmalığına başvurdu ki, takım üretkenliğini yitirdi, takım savunmasını yapamaz oldu. sonuç olarak artık 4-5-2 oynayamıyorduk. fatih terim bu sefer de tek forvete geçmemekte inat etti. hele sneijder ve drogba geldikten sonra resmen 10 kişi oynadık, yarım kişi sneijder'i sisteme adapte edememesinden, yarım kişi de çift forvette burak'ın oynamasından.

    sneijder'i görev süresi boyunca bir türlü takıma monte edemedi, bu yüzden de adamın işlemesine engel oldu. bakın bu konuda mehmet demirkol, 24 ekim tarihli yazısında ne demiş? (kopenhag maçı sonrası)

    --- spoiler ---

    sneijder şablonları

    terim döneminde sneijder’in yaşadığı sorun hazır hücum şablonlarında ona bir yer bulunamayışıydı. burak formdaydı. drogba gelmişti. son olarak karar verilen
    4-1-3-2 çalışıyordu ama oyun selçuk - drogba - burak üçlüsünün hücum şablonları üzerine ilerliyordu. sneijder’e bir nevi hagi rahatlığı verilmişti. bu çoğu oyuncunun aradığı bir durum.
    sneijder ise hazır, kolay, anlaşılır, uygulanabilir şablonlar arıyor. derdi özgürlük değil. sistem...
    mancini bunu değiştirmeye çalışıyor. selçuk daha defansif görevlerde burak ise kaleye her zaman istediği kadar yakın olamıyor bu düzende. ama sneijder, eboue’nin başlattığı akında da, drogba’ya atılan topta da ezberlenmiş hücum şablonlarında ya son ya da bir önceki topta markajsız olarak topla buluşuyor. şu bir gerçek: o belirli şanblonlar içinde çok daha rahat.

    http://www.fanatik.com.tr/...rDetay_339582_47.htm
    --- spoiler ---

    kimse kusura bakmasın, hocalığının en iyi özelliği motivasyon olan, taktisyenliği olmayan; karakterindeki hırsı takımını 10 maç teknik adamsız bırakacak, isviçre milli takımını ülkede dövdürüp adımızı yerin dibine sokturacak kadar zararlı biri için laf yemek bana koyuyor.
    efsaneyse efsane, herkes eleştirilir.

    ek: italya'ya damga vurduğu lafları da palavradır. cechi gori de galliani de kısa sürede yollamıştır kendisini. amma damga vurmuş lan lige.
  • 7437
    eleştirilebilir ancak bütün başarılarına bahane bulup tesadüf demek aziz yıldırım kafasından da öte bir şey. önce galatasaray gelir ve galatasaray'dan sonra birkaç isim ile birlikte terim gelir... aysal'a, ona buna gelene kadar 40 yıl geçer.

    terim bir bok bilmez sadece motivasyon.... falan filan
    kral cemaatçidir, dincidir yobazdır... falan filan
    bülent yabancı düşmanıdır... falan filan
    arif köylüdür, emek hırsızıdır... falan filan

    allah'tan metin oktay erken vefat etmiş, yoksa ona da ne küfürler ederdik.
  • 7440
    baskıya ve hücum etmeye dayalı belli bir oyun tarzı var ve aslında gerçekten doğru futbolcularla bu oyun tarzını iyi oynatıyor. fatih terim'le ilgili taktik bilgisi kötü denilmesinin nedeni oyun sistemini maçtan maça değiştirmemesi, sahadaki dizilim ve oynanan maç ne olursa olsun aynı baskılı, hücuma dayalı oyun sistemini oynatmak istemesi onun uluslararası arenada büyük takımlara ve bazen de galatasaray'a göre zayıf ama iyi savunma yapan takımlara karşı sıkıntıya düşmesine neden oluyor. bence galatasaray'ın başındaki hoca maçtan maça taktik değiştirmeli, o gün o maçı kazandıracak taktiği oynatabilmeli, her maça aynı taktik anlayışla çıkmamalı. bunun yanı sıra en büyük zaaflarından biri futbolcu seçme kriterleri neredeyse sadece hız ve güç olması. amrabat transferi bu bakış açısının bir ürünüydü. bana göre kesinlikle futbolcudan çok iyi anlayan bir hoca değil. birde yaptığı hatayı kabullenememe hastalığı var. işte fatih terim egosunun çalıştırdığı takımlara en çok zarar veren yanı bu. hata yapılabilir, her insan hata yapabilir. ancak fatih terim'in yaptığı hataları herkes görebilirken sadece fatih terim göremez, görmek istemez. ha şimdi diyeceksin ki sen galatasaray'a bunca kupa kazandırmış adamı nasıl böyle eleştirirsin. eleştiririm arkadaş, senin gibi vasata tapmadığım için eleştiririm. galatasaray'ın fatih terim'e borçlu olduğu olduğu kadar fatih terim galatasaray'a borçlu olduğunu unutmam. türkiye gibi bir ülkede kimse fatih terim gibi bir hocaya bu kadar çok kredi vermezdi. başarıyla ilgili bir şey değil bu. mesela mustafa denizli de gittiği her takımda başarılı oldu ancak her başarının ardından kovuldu da. fatih terim'i fatih terim yapan galatasaray'dır.
  • 7442
    bu ülkenin yetiştirdiği en büyük teknik adamdır. dünya çapında bir teknik adam olamamasının 2 sebebi var. bunlardan birincisi yanlış transfer politikası gütmesi. ikincisi ise takım savunması yapmayı bilmemesi. aslında bilmemekten çok içine sindirememe durumu var fatih hocanın. savunma yapmayı korkaklık olarak görüyor ve hep hücumu düşünüyor.

    sürekli hücum futbolu oynuyorsanız ya kazanırsınız, ya da hezimete uğrarsınız.
  • 7443
    takım savunması icin;
    (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)

    bu ilk aklima gelen örnek, o maçta basimizda fatih terim olmasaydı belki de gecen 2,5 yıl efsane olmayacaktı. bazen bir adamın sansı da olacak. r.madrid'den 6 yedigimiz macta melo'nun kafası ya da topukla vurdugu top gol olsa(baska bir kaleci olsa olabilecek goller) ya da eboue mal gibi hata yapmasa bugun daha farklı konusulacakti. hollanda macinda volkan o hatayi yapmasa, burak-umut becerikli olsa baska bir sey konusuyor olacaktik. evet defansif kurgulari sevmedigi acik, bazen abartiyor ama hocaligini tartismak uefa'nin elit teknik direktör unvani verdigi biri icin komik oluyor.
    ayrica bazi arkadaslar 96-2000 yillarinda sanki kendisine hazir bir takim verilmis gibi konusuyor, o dönemki o oyunculari birer dunya markasi yapan asil fatih terim'dir. yasi kucuk olanlar, o oyuncularin bazilarinin terim'den önce kulupten ayrilma noktasinda oldugunu ya da ne kadar kötü oynadigini bilmez...
    birak galatasaray ve türk spor tarihini degistirmesini, ülkedeki vizyonu degistirmis bir insana yapilan muamele ve sacma elestiriler bazen cidden komik oluyor.

    ben de sindiremiyorum, yakistiramiyorum tff ve tüpcü ile olan durumunu ama fatih terim'in o gunlerde nasil bir durumda oldugunu ve onun ne yasadigini bile bilmiyoruz.

    galatasaray tarihi ve efsaneleri soyle siralanir cogumuz icin,
    1.ali sami yen (kurucumuz sonucta)
    2.metin oktay (bugün oynasa kim bilir neler duyardı)
    3.fatih terim
    .
    .
    .
  • 7444
    artık kırık kalbimizde yaşatmamız gereken efsane aynı zamanda demirören'in kader arkadaşı. hem yıldırım demirören'in kader arkadaşı hem de efsane nasıl olunabilir diye sormayın çünkü verecek bir cevabım yok ama oluyor işte. dediğim gibi artık sadece kalbimizde kalmalı fazlası galatasaray'a zarar verir. kendinizi bir mancini'nin yerine koyun ne hissederdiniz?
  • 7445
    football manager serisinde tek galatasaray dan ayrılmasın diye işsiz başlardım ben. daha ne diyeyim ki? haklı haksız olayını geçtim kendisi bir markadır bence galatasaray misali. bu ülkede her türlü sevinç onun takımları ile yaşanmıştı neredeyse. dedikleri gibi umarım bir gün yine buluşuruz, bu sefer söz oyunda siz emekli olana kadar galatasaray ın başına geçmeyeceğim..
  • 7448
    mayıs'a kadar geçen süreçte cebinde italya alternatifinin de olacağını düşündüğüm imparatorumuz. kaldı ki hocanın içinde hep bir ukte olarak kalmıştır orası. her ne kadar orada başarılı olduysa da yarım kalan bir şeyler olduğunu düşünüyorum. kaldı ki ciddi olarak italya'da tercih edilen bir hoca. bir yanda milli takım diyorum kalsa iyi olur diyorum ama gel gör ki bir yandan da bu kaypak federasyona hizmet etmesi hiç içime sinmeyeceğinden inşallah tekrar bizi oralarda gururlandırır.

    (bkz: allah kerim sinyor terim)
App Store'dan indirin Google Play'den alın